Adalet, yüzlerce yıl geçmişin aksine, artık piramidin üstündekiler için dönen bir çarktı. Çoğu zaman adaletin yerini bulmadığını zaten biliyordu. Ama hiç adaletsizliğe uğramamıştı.
Edilen tehditlere boyun eğip susanlar, korkularından yaşadıkları haksızlıkları görmezden gelenler, benim onlarla uğraşmaya gücüm yetmez deyip pes edenler. Yanlış kararlar, yeniden görülen davalar, sonuçsuz kalan suçlamalar... 'Adalet geç de olsa mutlaka gelir' diye düşündü ömrü boyunca. Ama Kayalık Cinayeti Soruşturması sonunda olanlar, adaletin; güç, para ve şöhretin gölgesinde kaldığını öğretti ona acımasızca. O günden sonra mavi olan gözleri zalimliğinden koyuldu. Karşısındakine bir hiç gibi bakan, intikam için her şeyi yapacak kararlılıkta olan ve insani duyguların zerresini barındırmayan lacivert gözlere sahipti artık. Adalet o duruşma günü, faillerini herkesin tanıdığı kişiler tarafından katledilmişti. Adalet o gün, gücü elinde barındıranlar tarafından darağacına asılmıştı... Artık adaleti kendi sağlayacaktı. Artık adaletin patronu o olacaktı. [Kurgu tamamiyle şahsıma aittir. Alıntı yapılıp kaynak belirtilmemesi ve çalınması durumlarında hukuki süreç başlatılacaktır.] |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |