Kanlı Geceler (Basıldı)
HER GÜN BİR KISIM YAYINDA...
Jenny Hale, ailesinin yeniden taşınmak istemesiyle kendisini Kantoga Kasabası`nda bulmuştu. Bu kasabaya taşınana kadar Kurt Adamlar ile ilgili efsanelere inanmıyordu ve kendisine her defasında bu varlıkların yaşadığını söyleyen arkadaşlarıyla dalga geçmişti. Her zaman dolunay geldiğinde değiştiği söylenen ve insanlar ile beslenen bu varlıkların geçmişte yaşadığına dair bir kanıt olmadığını söyler dururdu.
Genç kız, kasabaya varmasının ardından bu efsanenin gerçekliği ile yüzleştiğinde gördüklerini kimseye söyleyemez. Zaten söylese de ona inanacak kimsenin olmadığını çok iyi bilmektedir.
Peki, kasaba halkı da onun gibi bu varlığın gerçekliğini biliyorsa ve bu zamana kadar onlarla mücadele etmişse? Aradan geçen zaman zarfında genç kıza karşı düşmanlıkları daha da artarken kendilerini tekrardan onunla savaşırken bulurlarsa ne olacaktı?
Kurtuluş kimin ellerindeydi? Jenny`nin kasabaya gelmesi mi laneti tekrar tetiklemişti yoksa lanet hep vardı da insanlar ortadan kalktığını mı sanmıştı? Bunu zaman ve yaşanan olaylar gösterecekti.
|
666
Patron: Yanımdayken böyle konuşamıyordun, uzaklaşınca sana bi` cesaret geliyor galiba.
Ben: Diyelim ki, yanında seninle böyle konuştum. Deli gibi kızdırdım, hiç sevmediğin şeyleri yaptım, kötü sözler söyledim. Ne yaparsın?
Patron: Kendini altımda bulursun.
Gözlerim kocaman açıldı, hatta bacaklarım istemsizce titredi ve başımı kaldırıp dehşet içinde ona baktım. O ise telefonunu kenara bırakıp, gözlerimin içine bakarak gömleğinin düğmelerini birer birer çözmeye başladı...
(Yaş farkı ve yetişkin içerik vardır.)
|
Bir Taş Attım Pencereye Tık Dedi
Her aşk kapıyı çalıp içeri buyur edilmez. Bazı aşklar, kapıyı kırarak, bazı aşklar balkondan içeri taş atarak girer. Onların aşkı bir taşın "tık" etmesiyle başladı.
-
31/03/2024
|
Her Kötülüğün İçinde Bir İyilik Vardır
Bir katil ve bir polis...
Birbirlerinin gelecekleri olduklarının farkına vardıklarında belki de çok geç olacaktır...
|
SUÇLU'MM
"Hiç kimsenin ilgisine ihtiyaç duymadığın gün olgunlaşırsın , hiç kimseden beklentiye girmediğin gün yara almazsın"
|
YAN DÜNYA
Her yanış bir çizik, her çizik bir gizleniş...
Hiç bitmeyecekmiş gibi yanan bir mum gibiydim. Etrafı aydınlatıyordum ama hiç bir zaman sonsuz bir ömrüm yoktu.
🕯
Gözlerimi tekrar aralarken bu sefer elalarıyla göz göze geldiğimde genzimi yakan acı ve boğazımdaki yumru kayboldu. Dudaklarımda hazır bulunan gülümseme kendini belli ederken "Hala her şey sensin" dedim.
Ama o bunun tersini kanıtlamak istermiş gibi başını iki yana salladı. "Her şey ben değilim, her şey sensin" dedi. Onun dudaklarında da bir gülümseme belirdiğinde içimde oluşan heyecanla ona doğru biraz daha yaklaşacakken söyledikleriyle durdum.
"Her şey sensin, yakan da yıkan da sensin!" gözlerindeki alev beni içine almışken durmadı. Yakmaya devam etti.
"Her şey sensin ama her şeyin içinde hiç bir şeysin Pera!"
Ve ben o gün kendime ait olan her şeyi hiç düşünmeden büründüğüm mumda yakmıştım.
|
Senden Sonra *Texting*
Siz: Gitme o uçağa binme lütfen gitme
Siz: Beni bırakıp gitme
Siz: Gitme kal benle
Siz: Hani senin sevgin ikimize yeterdi
Siz: Beni bırakıp gitmek o kadar kolay mıydı?
|
Metresin Kızı
Kumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım.
Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden buluyordu bunlar?
*
İlerleyen bölümlerde +18 kısımlar olacaktır.
İlk kez 05.04.2023 tarihinde wattpad`de yayımlanmıştır.
Kitappad`de yayımlanmaya başlama tarihi: 28.08.2024
|
CİNAYETİN MASKESİ
Afife Aksoy, evlenmek istediği adamın ailesinin katili olduğunu öğrenir ve ona sunulan fırsat sayesinde düğün gecesi evleneceği adam Fırat Yaman`ı öldürmek isteyerek hapise girer.
Barlas Ener, Fırat`ın babası Cihangir tarafından görevinden uzaklaştırılan komiserdir. Uzaklaştırılmasının beşinci senesinde Afife ve Fırat`ın dosyası ona verildiğinde geçmişin kirlileri birer birer dökülmeye başlar.
Yalanlar, ihanetler, yanlışlar ve gerçekler günyüzüne çıkmayı beklerken bir yandan da çalınan hayatların kefareti ödenmelidir. İyi olanın değil, adaletin kazanacağı mücadele...
...
🎭"Bu savaşta herkes masum olduğu kadar zalim. Zalim olduğu kadar da masum."
🎭"Her kalp atışının bir sonu vardır."
🎭"İnsan, tüm umutlarını tek bir ihtimale bağladığı gibi, tek bir ihtimal o umutların kellesini alabiliyordu."
|
ayağını denk al, polis |texting
05**: ayağını denk al!
deniz: almazsam ne olur?
🍬çerez tabağınıza konya şekeri olmaya geldim🍬
|
Seher Vakti
İki avcunu yan yana getirip içleri yukarı gelecek şekilde açtı. Ellerini genç kıza doğru kaldırıp gülümsedi. "Kalbini avcun gibi düşün. Her şey sığmaz değil mi?" dedi genç kıza merakla bakarken.
"Evet sığmaz"
Selim daha fazla gülümseyip avcuna baktı. "Küçük olduğu için yanlızca bir kuş sığar, bir serçe ya da bir kelebek ne diye adlandırırsan işte. Bu kuşu yanlış kişiye uçurmamak lâzım değil mi?". Kübra soru karşısında anlamaz gibi kaşlarını çattığı halde başını aşağı yukarı salladı.
"Şu zamana kadar yaptığım en doğru şeylerden biri de kalbimde ki kuşu doğru kişiye uçurmak oldu." Selim içine bir nefes çekip elini cebine attı. Cebinden küçük bir kolye çıkarıp tekrardan avuçlarını birleştirdi. İki avcunun ortasında kalan kolyenin ucunda mavi küçük bir kuş vardı.
Kübra`ya uzatıp konuştu. "Umarım kalbimden uçan kuş kalbine konar Kübra."
Genç kız içinde ki dürtüye engel olamasa karşısında ki gence sarılacaktı. Kübra`nın gözünden bir damla firar ederken silmedi aksın gitsin istedi. Sağ elini açıp Selime doğru uzattı, eline bırakılan soğuk küçük metale gülümseyerek baktı. "O kuş yerine konup kurulalı aylar oldu"
[ Kapak tasarımı kendi şahsıma aittir. ]
🌫
Sustum satırlarca,
Kalemim konuştu sayfalarca.
|
DOLUNAY ÇOCUKLARI ~Geçit
Birbirinden bağımsız dört kişi mi?
Hayatın yellerinde savrulan, esen rüzgara kapılıp bir araya gelen dört yabancı...
Hayır onlar yabacı değiller, yıllar önceki gecenin özenle seçmiş olduğu dört çocuklar.
Bir dolunay gecesi doğan dört çocuk, evet o gün, o çocuklar için seçilmişti.
Kayra Kuzgun, Akasya Efşan, İlgiz Işık, Baturay Çevik...
Tesadüfen gittikleri restoranta yedikleri yemek sonrası yürüyüşe çıkan dört kişinin, dolunay karanlığında etrafını ışıklar kaplayan küçük külübeye yaklaşmasıyla, her birine ayrı ayrı açılan kapıdan, bilmedikleri bir cinayet ortasından bulunmaları mı?
Tesedüf yoktur kader vardır...
"Siyahın taht kurduğu hayatımda yeni bir renk mi?"
~KAYRA KUZGUN~
"Lal birinin çığlık atmasını istemek mi?"
~AKASYA EFŞAN~
"Gölgesine güvenmeyen birinden güven beklemek mi?"
~İLGİZ IŞIK~
"Konuştukça ruhu iyileşen birinden susmasını istemek mi?"
~BATURAY ÇEVİK~
Wattpad kullanıcısı olarak burda bulunmaktayım.
|
Pamuk Şeker
Bu kitap 1985 yılında geçen naif bir aşkı anlatıyor.
Ailesini acı bir şekilde kaybeden Piraye Maral amcalarıyla yaşamaya devam eder. Yengelerinin ona kül kedisi gibi davranmalarından artık bunalırken bir de oğullarından biri ile evlendirme isteklerine engel olmak adına pamuk şeker çalarak hırsızlık yapıp hapse girer. Dört duvarın ardının o evden daha güvenli olduğuna inanır.
Kasabaya yumurta satmaya gittiğinde gördüğü ve aklından çıkaramadığı delikanlının ise orada komiser olduğundan ve nezarete pamuk şeker bırakacağından henüz haberi yoktur.
|
Milena'dan Mektuplar
Zaafları kullanılarak suçların asıl adı olan yer altına tutsak edilen kimsesiz bir kadın ve yer altının sonunu getirmek için kendisini adayan bir komiserin... Hayır, başkomiserin yüreklerinin birbiri için atması...
|
Son durak
efulim...
Birbirine bağlı üç hayat, birbirinden kopmuş iki hayat, sonu bilinmeyen bir kişi.
Hikayemiz aslında defneyle başlıyor o masum kızla, hayatın kısacık döneminde yaptığı en güzel hatayla, bu hata onun kaderini fazlasıyla etkilemişti, sadece onun değil asaf`ın da aslında bu iki farklı hayat birbirlerinde buldukları anlık bir şeyle hayatlarını değiştirdiler, belki de daha değişik şeyler olucakı...
Asafla defne birlikte oldukları geceden sonra hayatları değişir, 10 yıl sürer bu aşk ve birinin ölümü diğerinin geçmişini hatırlamamasiyla bitter, orta da annesiyle babasını kaybeden bir çocuk kalır, asil hikayemiz tam olarak orda başlar Asaf hafızasını kalıcı olarak kaybetikten sonra yeni hayatına nasıl devam edecekti....
|
Binbaşı Ve Başkomiser Kurt
Binbaşı Ömer KURT...
Anne ve babası şehit olduktan sonra yetimhane de büyüyen Ömer, vatanım için son kanıma kadar savaşacağım diyerek asker olur. Kalbini ikiye bölüp yarısına vatanını, yarısına ise sevdasını koyar. Ve o vatanı ile sevdiği için her şeyi yapmaya hazır bir KURT.
Başkomiser Tomris KURT...
Yıllar önce Tomrisin aile evinden gitmesi ile başlamıştı her şey. Ailesine 16 yaşında kavuşan Tomris, 18 yaşında uğradığı iftira sonucu bir daha geri dönmemek üzere yeminlerle gitti Urfadan. Bilmiyordu bir gün o yeminin bozulup; canı, cananı, aşık olduğu kocası ile geri oraya döneceğini.
|
Motorcu: Adı Bela
Bir iş uğruna insanları öldüren motorcu bir katil ve katılın peşine düşen kadın polis...
~
Herkes küçük bir çocukken saftır. Hem temiz anlamında, hem de kolayca herkese kanan ve güvenen anlamında.
Güvenmek aptallıktı.
|
Mecruh
"Niye gitmeme izin vermiyorsun? Neden beni sana, kendini de bana mahkum ediyorsun? Bırak gideyim ne olursun?" Önünde diz çökmüş bir vaziyette yalvarıyordum artık. Belki bu, onunla adam akıllı ilk konuşmamızdı ve ben bitmiş bir haldeydim.
Şu an kalkıp, kapıyı çarpıp çıksam her şey bitecekti sanki. Ama yapamıyordum. Buna ne gücüm vardı ne de inancım. Affedilmek istiyordum artık. Karşımda bana nefret kusan adam beni affetsin istiyordum. Ancak o zaman hayatıma devam edebilirdim.
Son bir gayret kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Gözlerimdeki yaşlar görüşümü kısıtlasa da o buğulu kehribar gözleri görebiliyordum. Uzun zaman sonra ilk defa net bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu. Bu durumdan cesaret alarak tekrar konuşmaya başladım.
"Ben senin için neyim baba? Hiç mi değerim yok? Kimim ben!"
"Katilsin! Karımın katili!"
***
İdil, herkes gibi hatalar yapan sıradan bir kız çocuğuydu. Ama yaptığı tek bir hata kendi dahil etrafındaki herkesin hayatına mal oldu.
Elinde kalan sadece annesine ait bir mezar, kendisinden nefret eden yarım kalmış bir aile ve asla silip atamadığı `katil` damgasıydı.
|
Abimin Arkadaşı
Galiba ben aşık oldum ama o beni kardeşi olarak görü yo....
PERİ
Aşıgım ama bana abi diyip duruyo......
AZİZ
|
KANLI MONTAJ:KATLİAM
Sisli bir gecenin unutulmaz kan ve demir kokusu.
Zevkler ve Hayatlar, Montajlar ve Şantajlar.
•••
Kanlarının içinde boğularak biri, KATLEDİLDİ.
Bu aramızdan birisi de olabilirdi? birileri de olabilirdi.
O gece hepimiz bir partiye davetli olarak katılmıştık ama çıkışımız şüpheli ve korku dolu olmuştu.
Heryeri kan ve demir kokusu kaplamıştı, eğlenmeye gittiğimiz o gece bir cinayete tanık olmuştuk.
Bir silah sesi, çığlık, kanlı bir fotoğraf...
•••
Ölümün en soğuk kış günlerinden biriydi bu Aralık ayı.
Ölümün şehirimize kucak açtığı kanların eksik olmadığı kış günü.
Kalbinden vurulmuş, vurulduğu odanın içi kanlarla boyanıp, mantar panosuna kanlı fotoğrafı yapıştırılan bir genç...
•••
KANLI MONTAJ:Katliam
________________________
|
Vasi̇yet
Amcanızın vasiyetini öğrenmek için İstanbul`a giderken başınıza ne gelebilir ki? Eğer söz konusu olan Eda ise savaşa katılabilir, mafyalar ve entrikalarla dolu bir bataklığa çekilebilir, yıllanmış aile sırlarını gün ışığına çıkartır ve bunlar olurken gamsız bir şekilde ojelerinizi tazeleyip topuklularınızın ayağınızı vurduğundan şikayet edebilirsiniz.
****
Kızlar aslında Wattpad kitaplarini Sezin Karameşe kıvamında trollemek için iki arkadaş ortak beraber yazdığımız bir kitap bu. Öylesine eğlenmek için okuyabileceğiniz tadında kitap diyelim biz. Hepinize iyi okumalar. (Okurken biz de dalga geçmek amacıyla yaziyoruz)
|
Yine mi sen?
İşinde gücünde bir polis, sert mizaçlı. Hayatın tadına bakan,Güzel ve alanında kendini kanıtlamaya çalışan genç bir gazeteci.bakalım nereye kadar inkar edicekler aralarında ki çekimi? Bence şans vermeye değer:) :) Olabildiğince yazım yanlışlarına dikkat edeceğim şimdiden yanlışlarım için özür dilerim:)
|
Bir Güz Mevsimi Geldin
Kaçmak istiyordu. Kendisine yaklaşan kişinin tehlikeli biri olma ihtimaline az önce duyduğu gök gürültüsünden daha fazla korkuyor ve bir an önce kaçmak istiyordu. Ama ellerini yere bastırıp kalkmaya çalıştığında son derece güçsüzleşen bedeninin koşmaya takati kalmadığını anladı.
"Hanımefendi?"
Kulaklarına ulaşan sesin ardından görüş alanına kocaman siyah botlar girdi. Güçlükle ayağa kalkıp başını ağır ağır kaldırdı. Genç bir adam, yağmurda ıslanıp ıslanmadığına aldırmadan endişeli sayılabilecek bir yüz ifadesiyle kendisine bakıyordu. Çatık kaşların altındaki ela gözler, araba farının ışığı altında parlarken; hayatına kabus gibi çöken başka bir adamın mavi gözlerini anımsayıp yeniden yırtıcı bir korkuyla bağırmak istedi. Fakat sanki sesini bile yitirmişti.
Önce genç adamın montundan akıp giden su damlalarına ardından da kendisine tereddütlü adımlarla yaklaşan iri botlarına baktı. Sadece tek bir adım geriye gidebildi. Vücudundaki uyuşukluk artıyor, başında nabız atması gibi zonklayıp duran o ağrı şiddetleniyordu. O, bir adım geriye gider gitmez adamın botları son kez çamura batmış, başka bir adım atmaktan çekinmişti. Duraksayan adımlara bakıp bu adamın kötü biri olmadığına hükmetmek istedi. Ama karşısındaki bir yabancıydı ve ona ne kadar güvenebileceğini; doğrusu güvenip güvenmemesi gerektiğini kestiremiyordu.
|
ZİNCİRLEME CİNAYET | Kıyamet Sezonu
İstanbul’un her bir köşesinde ard arda cesetler bulunmaya başlanır. Tüm ülke ayağa kalkar.
Herkesde korku ve panik hakimdir. Birbiriyle alakası olmayan bu insanları birbirine bağlayan tek şey kanlarında ne olduğu saptanılamayan tuhaf bir maddedir…
İstanbul’un bir seri katili mi var?
Katil kurbanlarını nasıl seçiyor?
Maktüllerin kanlarında bulunan bu madde ne?
Komiser hızla odaya girdi.
“Başkomiserim maktülü araştırdık.”
“Eeee kimmiş? Neciymiş?”
“Başkomiserim bir bilgiye ulaşamadık.”
“Anlamadım?”
“Başkomiserim, maktülün ne adını bulablidik ne ailesini ne de işini. Adamın hiçbir yerde kaydı yok. Hiçbir mobese kamerasında gözükmüyor. Sanki hiç doğmamış, sanki hiç yaşamaış gibi. Sanki…sanki bu dünyadan değil gibi…”
|
Çiçekli elbise
Aynı mahallede büyüyen iki çocukluk aşkı. (Düzenlemeler yapılacaktır!)
|
Bir Gece Ansızın
Merhaba bu benim ilk kurgum umarım beyenirsiniz keyifli okumalar dilerim..
|
Hüsran
Abisinin hayatına karşılık kendisine delicesine aşık, evli ve çocuklu Mervan`a teslim olan Nazar`ın hikayesi. Mervan`ın suç ve karanlıklarla dolu dünyasına girdiğinde kaçıp kurtulabilmek onun için imkansız bir hal alacaktı. Aşık olduğu adamın kendisini kurtarmasını beklerken hayat onu Mervan`ın avuçlarına ittiği gibi Mervan`ı da kendi celladına tutsak edecekti. Artık kuma olarak girmek zorunda kaldığı o büyük evdeki tek amacı ele geçirdiği delilleri kullanarak Mervan`dan tamamen kurtulmaktı. tutkulu, sadist bir adam, güzeller güzeli hırçın bir kız, yaralı bir mazi, aşk, entrika ve çok daha fazlası...
Daha önce kitap olarak bastırdığım bu eser pek çok okuyucumdan tam not aldı. Serüvenimize sizleri de bekliyoruz.
"Bir zamanlar mutlu bir kızdım ben. Çilekli bir sakız, toprak kokan ellerimle ektiğim çiçek fideleri ve denizin tatlı esintisinin okşadığı yemenim yeterdi beni gülümsetmeye. Bir gün o geldi. Hayatıma düşürdüğü korkunç yıldırım, beni onun isli, karanlık dünyasına mahkûm etti. Artık zihnimin direksiyonunda ben yoktum; o vardı. Küllere boğduğu geleceğimi kirli avuçlarından kurtarmak için her şeyi yapardım. Savaş daha yeni başlamıştı ve sarsıcı düellomuzu sonuna kadar götürmeye kararlıydım."
"Mervan altı harf, iki hece... İçimdeki yakıcı celladım. Bu sözcük varlığını ve zulmünü ifade etmeye yeter mahiyette miydi, bilmiyordum. Yaşadıklarım yaşayacaklarımın fragmanı bile değildi. Biliyordum, ben ucuz kurtuluşların kadını değildim."
Okyanus mavisi gözleri ve altın sarısı saçlarıyla Karadeniz`in hırçınlığında demlenmiş Nazar Ateş...
Bey olmak için büyütülmüş, merhamet ve sevgiden habersiz Mervan Hanzade...
Kader bu iki zıt karakteri hiç hesap edemedikleri sınavlarda sınayacak. Yeri geldiğinde kor ateşlerde yakacak yeri geldiğinde iç hesaplaşmalarında boğacak.
|
Gölgenin İzleri
Gizemli bir katil, çocukluğundaki travmalarından dolayı çocuk, kadın demeden herkesi öldürüyor. Fakat bir hatasıyla Ankara’da kafasına koyduğu herkesi yakalamış, genç yaşına rağmen başarılarıyla tanınan Neva Komiser ve ekibinin radarına takılıyor. Peki bu zamana kadar yakalayamadığı hiç bir suçlu olmayan Neva Komiser bu katilimizi yakalayabilecek mi? Tabi ki bu katilimizi yakalarken gerçek ailesi ile tanışıp, aşk hayatına atılacak ve bu aşktan fena bir şekilde yara alacak. Okuyup görelim.
|
Aşk-ı İNFAZ : MELEK
Aşk infaz edilmeyi mi beklerdi? Yoksa etmeyi mi? Bir insanın kaderinde olmasaydı yinede yaşamına mutluluk koyabilir miydi?..
Aslıydı adı. Asıl adı farklıydı. Aslı olduğunu sanıyordu. En nefret ettiği kelime `melek` ti. Sevgiden kaçardı. Sevmekten tiksinirdi. Elinin tutulmasını istemezdi. Kendi kalkmak isterdi düştüğünde. Başarıcam derdi hep. Başarıncada durmak yok...
Abisinin ve babasının mesleğine vurgundu. Arkadaşları ona Efes desede asıl ismi yiğit efeydi. Maviş gözleri vardı. Ailesindede vardı ya mavilik ondan. Talimlere bayılırdı. Çocukluk arkadaşı sefa ve yeni arkadaşlarıyla hep giderdi talime. Hadi onunda hayatına inelim. Aşık olmazdı. Sevdalanırdı. Tercihi buydu...
Aslı hem yurt arkadaşı olan hem de en iyi arkadaşı olan sinemin , Efenin abisi adille tanışmasıyla başlar hayatındaki gerçekleri öğrenmeye. Geçmişine gömdüklerinin peşinden bile gitmek istemiyordur. Ama geçmişi için görevlendirilmiş efe sayesinde istemeye istemeye her şeyin farkına varır. İlk baştada sevginin....
Peki bu sevgi ona ne katacak ve ondan ne alacak?
"Gıcıklık" demişti bana Ben ona ufaklık derken. Hoştu bu . Hem tuhaftı da...içimde bişeyler kıpırdanmıştı. Babam ve annemin yaşadığı aşkın bir benzerini bulamazdım . Zira her aşk farklıydı. Ama onu sevebilirdim. Ama ona sevdalanabilirdim!..
|
Rastlantı İşte
Mükemmeliyetle kafayı bozmuş Mehpare tüm doğrularının aslında bir zorunluluk olduğunu zamanla anlayacaktır bu esnada hiç tatmadığı duyguları tadacak ve küçük fanusundan dışarıya adım atacaktır.
İhanete bakış açımızı değiştirmek gerekir, her zaman sorunları doğurmaz ihanet. Belkide en büyük şifanın başlangıcıdır...
|
0% |