Ezgi, ne olursa olsun umudunu hiç kaybetmeyen kendi küçük dünyasına sığdırdığı onca insanla yaşamayı acısıyla tatlısıyla seven ve aynı zamanda işini aşkla yapan genç bir öğretmen.
Ölmeden önce yapılacaklar listesinde bir madde daha eksiltmek isteyen Ezgi, ara tatil iznini ilk defa yurtdışına çıkarak geçirmeye karar verir. Hiç hesapta olmayan şeyler yaşanırken bulunduğu özel uçağın arızalanmasıyla kendini bir anda paraşütle atlarken bulur. Gözlerini açtığında yabancı bir ülkededir ve yanında ne telefonu ne de kimliği vardır.
Kaderin ona çizdiği bu yolda; belki de asla yapamam dediği şeyleri yapacak, hiç olmadığı kadar çaresiz ve yalnız hissedecek ve aynı zamanda kalbinde çiçekler açtırtacaktı.
Belki bize başka bir dünyanın kapılarını aralayacaktı.
Baharat kokan bir dünyanın...
Dilini, yemeklerini, geleneklerini dahi bilmediği bu ülkede daha başına ne gelebilirdi ki?
Kim bilir?
*Kapak resmi Pinterest Somkidlekkc hesabından alınmıştır.
takas,al ver durumudur tek tarafın kazanabileceği bir kumar değilidir kazandığın kadar kaybedeceğin bir oyundur. kazanan olduğun gibi kaybeden de sensin bu alışverişin kazanan tarafı yoktur.
Trafik kazasında ailesini kaybeden Ecem ,
yıllar sonra evlatlık olduğunu öğrenir ve biyolojik ailesini bulur.
İkiz kardeşleri için yıkılmaz ve ayakta durur.
Gittikleri ormanda başlarına geleceklerden bihaberlerdir.
Elementler,hayvanlar, karanlık güçler...
Ekibe sonradan katılan Eren ve karanlık geçmişi.
Karanlık güçleri yok etmek için babasını öldürmesi gerekiyordur.
Yüzyıllar süren savaşı bitirecek kişi karanlığın son varisi Eren olabilirmi?
Eren karanlığı bitirmeye kararlıdır.
Arkadaşları Element koruyucularının ve dört elementin yüzükleriyle Karanlığın lordu olan babasının saltanatını yerle bir eder.
Gerçek aşkı bir vampirde bulacağından bihaberdir. Aralarındaki tek engel Eren`nin güneşten aldığı güçtür. Engelleri aşarak bir imkansızı gerçekleştirirler.
Sakin geçen altı yılın ardından Eren gördüğü bir kabusla kalkan yüzükler tekrar açığa çıkar.
Karanlıktan kalan son kişiler intikam için geri döner.
Yaşıtlarından oldukça olgun olan zaman zaman da gerçekten çocuk olduğunu hissettiren bir kızdır Akça. Doğduğu kasabada huzur içinde yaşarken babasının ölümüyle hayatı bir an da alt üst olur.
Buna rağmen kasabadan ayrılmak istemez lakin daha önce hiç görmediği bir evin müştemilatına annesiyle beraber taşınmak zorunda kalır.
Diğer bir yandan ise kasaba da varolan garip olaylar çok başka bir şeyin gelişini haber vermektedir..
"Rüyalarda gizlenen gerçek, zamanı geldiği için ortaya çıktı. Hayatın bugünden itibaren değişiyor. Yolun tuzaklarla dolu olsa da hala sana ait. Sonunu değiştirmek senin elinde." Misiza derin bir nefes alarak konuşmasını sürdürdü.
"Hayatın on üç gün içinde sona eriyor. Yüce Miryus, sana ve arkadaşlarına bir şans verdi. İstersen Kayreus geçidini geçtiğinde ölümsüz bir hayat sizi bekliyor olacak."
"Ne geçidi?"
"Dünya ile Gilyra Diyarı arasında kalan, milyonlarca yıl önce, dört elementin gücü ile mühürlenen, Haruv Halkının Dünya`ya ulaşması için önündeki tek engel Kayreus Geçididir. Biz de o geçidin koruyucularıyız."
"Peki, geçitten geçmek istemezsem ne olacak?"
"Eğer kararın bu olursa Dünya`dan ayrılma zamanın geldiğinde hayatın son bulacak. Yüce Miryus`un verdiği görevi kabul etmediğiniz için ruhun, on iki arkadaşının ruhu ile beraber sonsuza kadar arafta kalacak. Ne ölülerin ne de dirilerin dünyasına ait olacaksınız."