Sürekli yeni bir hayata atılıp eski hayatlarımı da tarihe gömüyordum. Kişiler, yaşanmışlıklar, duygular, anılar... hepsi.Tüm bu olanlar bana işkence gibi geliyordu. Ve benim işkencem sonsuzdu. Belki bir gün beni rahat bırakacaktı ancak soyumda sürekli devam edecekti ve varlığımın sonuna kadar da bu göreve mahkum kalacaktım.
tüm sokağı kaplayan akıl hastanesinin karşılıklı iki binasının iki uzun duvarı da siyaha boyalı. arkalarında sakladıkları insanları iyileştirmekten en uzak olan yer de kendileri kadar siyah... iki binanın arasında ki yola bile siyah zift dökülü...
Güneş bile aydınlatamıyor burayı o iki bina o kadar uzun ve geniş ki devasa gölgeleri siyah sokağı daha da karanlığa çekerken içinde ki herkes de bu karanlık bataklığa daha çok saplanıyordu...
Siyah sokağa tek rengi veren benim güzel kış çiçeğim di... Onun için her şeye değerdi... Kendimden vazgeçmeye bile. Onun benden vazgeçmesine bile