Kalp akıl işi değildi. Kalbe söz geçiremezdin. Eğer sevdiyse, sevme diyemezsin. Dinlemezdi. Onu sevmek istememiştim ama en çok da onu sevmiştim. O ise beni hiç sevmemişti. Onun için çocukluğundan öylesine bir hatıraydım sadece.
Nazlı'yden. Nazlı Aladağ. Babasının Nazlı kızı. Annesinin baş belası. Abilerinin kıymetlisi. Onunsa hiçbir şeyi. Emre. Benim kalbimin en büyük yanlışı. ************ Hâlâ eski Naz'sın." "Değilim," dedim keskin bir tonla. Eski Nazlı severdi onu, çok aşıktı ona. "Çok zaman geçti üstünden. Büyüdüm ben." "Evet," dediğinde gözleri gözlerimi buldu. Gözlerimin içine bakarak konuştu. "Büyümüşsün." "Niye geldin?" Sesim istemsiz sitemli bir şekilde çıkmıştı. "Sıkılmıştın buralardan, öyle diyordun abime en son?" abime dediğim kısmı özellikle bastırmıştım. "Naz, sen bana sinirli misin?" "Ben sana niye sinirli olayım, Emre?" dedim kendimle çelişip, sinirli konuşurken. "Sen benim hayatımda mısın ki sana karşı herhangi bir duygu besleyeyim?" Şaşırmıştı. "Biz beraber büyüdük, Naz. Değil miyim hayatında?" "Değilsin!" dedim bir hışımla. "4 yıl oldu, Emre. 4 yıl. Öyle senin her yaz burada olmandan bahsetmiyorum ben. 4 yıldır hiç gelmedin sen. Arayıp sormadın bile. Sence sen benim hayatımda mısın?" *** |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |