Bugün de yalnız uyandım sabaha.
Yorgunluğumun, kırgınlığımın,
İçimde biriken hüzünlerimin,
Şiddetli sancılarına,
Sanki biraz daha alıştım .
Artık eskisi gibi değil,
İnmiyor başıma ağrıların.
Bugün de dünden kalan,
Yalnızlığımın esaretindeyim.
Ümitsizim biraz, biraz da mutsuz.
İçimin burkulan yanlarına,
Yenik düşüyor yüreğim.
Soğuk bir günün sabahındayım.
Kederimin ayazı çarpıyor yüzüme.
Sokakların sessiz köşelerin de,
Ellerim ceplerim de,
Bir serseri gibi taşıyorum işte,
Dünden geriye kalan her şeyi,
Dinlediğim her şiir de,
Duyduğum her ayrılık türkülerin de,
Dağ başlarına inen,
Bir sis bulutu gibi,
Ayrı bir hüzün çöküyor gönlüme.
Bugün de sitemkarım biraz,
Biraz kahrediyorum her şeye,
Varsın halimi sormasın hiç kimse.
Sen ki içimin karanlığa bakan yüzü,
Bilmem ki yalnızlığımın,
Kaçıncı son bahar günündeyim.
Ne güneşe özlem duyuyorum,
Ne gecenin karanlık ahengine.
Bugün de sessizim biraz ,
Biraz daha kör oldum,
Biraz daha sağırım kendime.
Zaman nede amansız,
Nede umarsızca geçiyor ömrümden.
Üzerime çöreklendi,
Ölümün sessiz uğultusu.
İntiharın zehirli düşüncesi,
Bir kıymık gibi saplandı zihnime.
Bugün de efkarın sardı bedenimi.
İntizarım, sitemim, ıslah olmayışım,
Belki de en çok bu yüzden.
Göğsümde çatlayan bir çığlık gibisin,
Haykıramadığım, susturamadığım.
Hani hesap sorsam gönlüme,
Hüküm versem sana dair her şeye.
Suçlu sensin ey gönlüm diye,
Bin kez mahkum ederdim seni,
En ağırlaştırılmış müebbetlere.