@hakikat.orucoglu
|
Sen, seni nasıl sevdiğimi,
Nerden bileceksin ki, Göğsüne dolan nefes, İnsana neden yetmez. Odalara sığamamak nedir, Bütün bir gökyüzü, Nasıl düşer insanın gönlüne, Nasıl kalır yüreğin, Tüm o yıkıntıların arasında. Sevdiğinin gözlerine her baktığında, Binlerce kez işkencelere çekilmek, Ve vurulmadan tam orta yerinden, Göğsünü delik değiş etmek nedir, Sen nerden bileceksin ki. Sen seni nasıl sevdiğimi Yâr nerden bileceksin ki Birini düşünmekten, kendini unutmak Seni asla sevmeyeceğini, Asla ellerini tutamayacağını bile bile Birini ölesiye çok sevmek nedir, Yoldan çıkan yüreğini dizginliyememek Bile bile diyorum yâr bile bile Ömrün sessiz bir ölüme sürüklenirken Farketmeden şu aklını kaybetmek nedir, Sen nerden bileceksin ki? Sen, seni nasıl sevdiğimi Yâr nerden bileceksin ki Ellerine dokunabilmenin, Cehennem korkusu nedir.. Seni bir daha görememenin Dehşete düşüren ihtimalini nerden bileceksin ki İşte sen benim en karanlık azabımsın Azabımsın da yâr... Nerden bileceksin. Oysa ey yâr, mutluluk Gözlerinin içine korkmadan bakabilmekti Ben gözlerimi açıp sana uyandım Uyandım ve Kanadından vurulmuştu yüreğim Yaralandım da kurtulamadım Beni her gece çektiğin işkencelerden. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi sorma beni Sen iki secde arasında Rabime zikrettiğimsin ! Ve yâr şimdi ! Seni düşünürken baktığım gökyüzüne Asılı kalıyor gözlerim... Sen, sana nasıl öldüğümü Nasıl sevdiğimi, kendimden geçişlerimi Aklımı kaybedişlerimi, Ah uslanmayan şu yüreğimin deliliğini Birisini bir ömür beklemeyi Nerden bileceksin ki Bilmiyorsun... Bilseydin yüreğin titrerdi Bilseydin Kendinden nefret ederdin.... |