Yüreğimi yak ateşine
Tutuşsun, kül olsun bedenim.
Üzerime kopsun kıyametin,
Mahşer gibi sende dirileyim.
Yoksa ey yâr,
Kurtulmak ne mümkün
Ömrümü zehirleyen illetinden.
Seni özlemek,
Bir aydınlık,
Bir karanlık gibi.
Bir kez doğup,
Bin kez ölmek gibi
Ateşini sür yüzüme,
Alev, alev tutuşup,
Kül olsun ellerim.
Savrulup toza ve dumana,
Her bir zerrem,
Ayrı bir yol bulsun hicretine.
Seni beklemek,
Sonsuzluk gibi.
Ser bakışlarını üzerime,
Üşümesin, titremesin gözlerim.
Seni düşünmek,
Bileklerime saplanan,
Bir cam parçası gibi.
Damla, damla,
Ağır, ağır,
Hiç bir şey anlamadan,
Uykuya dalamak gibi.
Çok oldu, yolunu gözledim
Dualarım oldun seher vaktlerime
Tan vaktinde ahu zarım.
Vur mızrabını telime,
Seni anlatmak,
İçimi dağlayan,
Bir türkü gibi..
Sözlerini nokta, nokta,
Satır, satır işle yüreğime.
Birazdan başım düşer göğsüne,
Nasıl geldiysem,
Sorgusuz sualsiz,
Öyle gidiyorum işte
Bir ömür sakla diye
Çocukluk hayallerim var ceplerimde
Sana terk edilmek,
Ayrılığın ağrısını,
Narkoz edinmek gibi.
Uyuşturmadan zihnini,
Ruhunu diri, diri
Ameliyata almak gibi
Seni sevmek
Ateş gibi, kor gibi
Düşünmeden
Yaralarına tuz basıp
Dağlamak gibi..
Sana ulaşmak,
Aydınlık da yanıp,
Karanlık da sönmek gibi.
Gönlüme sarındım seni,
Öyle uzaksın ki menzilime.
Tükendi ümitlerim,
Üşüdüm biraz.
Güneşi ve baharı olmayan
Mevsimler de kalmış gibi
İnan ki ey yâr,
Seni bir ömür sevmek,
Bir ömür seni yaşamak,
Bir ömür sana uyanmak,
İnan ki çok az.
Bir hayal kur benim için
Saçlarıma dolansın ellerin
Her şeyden bi haber,
Uyurken uzanıp dizlerin de,
Derin bir rüyaya dalar gibi
Sessizce gelsin ölüm