Öyle çok yorgunum ki bugünlerde
Ne yana dönsem gönlüme çarpıyor yüzün
Belli ki farketmeden yaralamışsın yüreğimi
Farketmeden kök salmışsın içerime.
Benim yüreğim yorgundur be hüzün gözlüm
Bilsen ne ağır yaralarım var iyileşmeyen
Senin o yanıp tutuşup, adına sevda dediğin
Bu dünyanın gönül aldatan,
Gözleri her gece ağlatan eğlencesidir
Bıçak sırtında yaşamaktır kimi zaman
Kimi zaman gönlünü kor ateşlerle dağlamaktır
Sevda en nihayetinde ayrılığa müekkeldir.
Yok olup gider terk eden bir bakışda
Ardına dahi bakmaz ki halini görsün,
Nasıl yanmışsın, nasıl küllere savrulmuşsun
Nefsine sadıktır senin sevda dediğin,
İnsan bilmez ki
Göz yaşıyla sulanan hercai bir çiçektir,
Kokusu, kalbini zehirken yeşeren bir çiledir yüreğinde.
Bana sorma, ben bilmem ki
Nereden gidilir yüreği yorgunların
Vuslata ermişlerin düşler ülkesine
Gelme üzerime bu gece
Yanlızlığım ağır gelir ikimize de
Saçlarımı ağartan bir hal var üzerimde
Ben gözümü arşa dikmiş
Rabbimden bir nazar beklemekteyim
Hani tutup perçemimden atacakken cehennem kuyularına
Rahmetiyle kuşattığı ilahi tecelliye iltica etmekteyim
Çöl kokusuna aşık bir dervişin duasında
Tur dağına çıkan musanın asasında
Yusufu yusuf yapan zindanların vuslatında
Yakacaksa yüreğimi bir ateş,
İbrahimin atıldığı ateşin nârındayım.