Ölüm, size ne ifade eder. Kimine göre bitiştir, kimine göre başlangıç... Ben anlayamadım benim için ne başladı ama biten bir şeyi küçükte olsam çok iyi anlıyordum, acısını iliklerime kadar hâla hissettiğim için belki de. Ablamı kaybettiğim gün aile sıcaklığını kaybettiğim ilk andı, aynı zamanda onlarca yeni arkadaş ve bir o zamanlar ne olduğunu bilmediğim bir duyguya sahip olmuştum Bitmişti ama benim için yeni başlıyordu renklerimi kaybetmiştim şimdi geri kazanma zamanıydı....

Seni çok seviyorum ama bir o kadar da nefret ediyorum

Ekin Çakıcı ve Emek Giray Korkmaz

Bu kitap aşkın ve yolculuğun birbirini nasıl etkilediğini anlatıyor. Ana karakterin hayatında yeni bir sayfa açma arzusuyla çıktığı yolculuk ona sadece yeni yerler keşfetmekle kalmayıp aynı zamanda kendini ve gerçek aşkı bulma fırsatı sunuyor. Her adımda karşılaştığı insanlar ve yaşadığı deneyimler ona hayatın anlamını yeniden sorgulatıyor.

Zorla Miran Bekiroğlu ile evlendirilen Helin aslantop`un hikayesidir.

Bu kitap hayal ürünüdür

15 yasinda bi kizin abisi ve babasindan siddet gormesi ve bu kisilerin gercek ailesi olmadigini ogrenmesi ve artik bu genc kizin hayatina yeni bir perde acmasio

"Tanık" Hafızanız size ihanet ederse, kime güvenebilirsiniz? Kuzey… Başarılı bir iş insanı ve yer altı dünyasının karanlık lideri. Hayatındaki her şey planlı, soğukkanlı ve kontrol altındaydı. Ta ki bir sabah, hatırlamadığı bir cinayetle yüzleşene kadar. Elinde tuttuğu kanlı bir anahtar ve zihnindeki parçalanmış anılar… Kuzey, kendi geçmişinin kurbanı mı yoksa suçlusu mu? Ela Dirhem… Sessiz, huzurlu bir hayat kurmuş, başarılı bir psikolog. Ancak Kuzey’in danışan olarak kapısını çalmasıyla, her şey değişir. Kuzey’in zihninde dolaşan karanlık sırlar, Ela’nın huzurlu hayatını alt üst edecek kadar derindir. Ve Kuzey’in unutulan geçmişi, Ela’nın saklı korkularını su yüzüne çıkarır. Bir cinayet, bir sır ve iki insanın kesişen yolları… Kuzey, hem gerçeği bulmaya hem de kendi ruhunun derinliklerinde kaybolmamaya çalışırken, Ela bu karmaşada kendi sınırlarını zorlamak zorunda kalır. "Tanık", sizi karanlık bir dünyanın kapısına götürüp aşk, sırlar ve insan zihninin en derin köşelerinde dolaştıracak. Peki siz, hatıraların tanığı olabilir misiniz?

Başlangıç:2020.6.10 Bitiş:2024.11.14

Dominonun kraliçesi olan daphne dışında 6 perinin maceraları...

Sadece yanlızalar anlar):

Okula yeni gelen kız ve okulun popüler olan çocuğu düşmandan, düşmanlığı Aşka dönüşüyor.

Babası öldükten sonra babasının ortağı onu kendi zindanında baş gardiyan olarak yetiştirmeye başlar...

Kızıl ay gibi parlayan bir kız hayal edin. Geleceğin kurtarıcısı günümüzün seri katili..

Bu bir düzenlenmiş macera saneryo kitabıdır. Dört kuzenin kaçış serüveni, tehlikelerle gizemle ve cadıyla başlayan ejderhaların mağarasından kaçışlarını anlatan uzun bir serüven.

Dün seni sevdim, Bugün de seni seviyorum, Öbür gün borcum olsun. Yaşarsam söz, yine seni seveceğim. Nazım Hikmet

Elena adında bir kız varmış… bu kız çok zorbalıga uğrayan masum bir kızdı.Elena’nın ikizi vardı bu ikizinin adı Adelina’dı.Elena sabah kalkıp elini yüzünü yıkamış okul çantasını,kıyafetini hazırlayıp sofraya gelmiş.Annesi Cara ve ikizi onu sofrada bekliyorlardı. Elena üzgün ve soluk bir sesle “günaydın” diyip sofraya oturmuş. Adelina “noldu sana yüzün bir soluk olmuş.” Dedi. Elena hafifçe gülümseyerek “yok,sadece sınavlar yüzünden moralim bozuk.” Demiş. Anneleri Cara sofrayı toplayıp kızlarını uğurlamış.İkizlerin okulları aynı olduğu için sınıflarına geçmişler.Arada tek fark vardı.Adelina zayıf,zarif,iyi huylu,güzel bir kızdı.Ve okulda çok popülerdi.Sınıfa girdiğinde herkes ona alay etmiyordu.Herkes “Adelina fotoğraf çekinelim mi?”ve “Adelina seni seviyoruz,hayranınım gibi şeyler deniyordu. Elena ise az kilolu,sivilcesi çok,gözlüklü tatlı bir kızdı.Fakat ters giden birşey vardı.Sınıftakiler sürekli onla dalga geçiyorlardı.Herkes ona “Şişko patates,yarım kilo domates” ve “Senden hiçbirşey olmaz hahahaha” diyip gülüyorlardı.Arada ne kadar fark var dimi? herşey dış görünüş değilki.. Zil çalmıştı.Ders başlıyordu,herkes Elena’ya gülüyordu. Elena üzgün bir şekilde sırasına oturmuştu.karşısındaki kişi ona bir kâğıt vermişti.Elena ilk şaşırmıştı.Daha sonra açıp kâğıta baktı.kâğıtta “Zil çaldıktan sonra tuvalette buluşalım.” Ve bunu yazan kişi onu zorbalayan kişi Vanessa’ydı.Beklenen an gelmişti.Zil çalmıştı…

Lena ve Ales. İsimleri bile bir araya gelince bir melodiyi andırıyor, tıpkı aşklarının bir fırtına gibi hem yakıcı hem serinletici oluşu gibi. Başlangıçta sıradan bir dostluktu onlarınki; masum, duru ve gerçek. Ancak zaman, bu dostluğu aşka dönüştürdüğünde, hayatlarını sonsuza dek değiştirecek bir yolculuğa adım attılar. Lena ve Ales`in aşkı, tutkunun en parlak renklerini barındırırken, altında karanlık gölgeler taşıyordu. Onlar her ayrılıkla dağıldılar, başkalarının hayatlarına savruldular. Ama her seferinde bir mıknatıs gibi birbirlerine geri çekildiler. Kimse, birbirlerinin yerini dolduramazdı. Bu çekim, aşk mıydı yoksa kaderin acımasız bir cilvesi mi? Zamanla ayrılıklar ve geri dönüşler onları hem birbirine bağladı hem de her geçen gün biraz daha yıprattı. Kalplerindeki yaralar öyle derinleşti ki, hayatın yükü dayanılmaz bir hal aldı. Birbirlerine hem sığınak oldular hem de fırtına. Sonunda, aşklarının ağırlığını taşıyamadılar ve hikayelerini trajik bir şekilde sonlandırdılar. Lena ve Ales`in hikayesi, aşkın yalnızca bir mutluluk değil, aynı zamanda yıkıcı bir güç olabileceğini de gösteriyor. Hayallerle başlayan ve trajediyle biten bu hikaye, insan kalbinin karanlık labirentlerinde kaybolmuş iki ruhun unutulmaz destanı. Lena ve Ales’in fırtınalı dünyasına adım atmaya cesaretiniz var mı?

"Güneşin rüzgarı,Rüzgarın güneşi!"

Beğenmeyen beğenmesiz kardeşim ama beğen🤯👍🏻

Bu hikaye az çok gerçek bir hikayeden alınmıştır💙

Arkadaşımla yazdığım bir kitap.umarım beğenirsiniz(@meryemipek)

She was pretty kore dizisi olarak bildiğiniz Seviyor Sevmiyor dizisindeki oyuncular eğer böyle olsaydı nasıl olurdu diye düşünmek yerine kendi uyarlamam ve düşüncelerimle tekrardan yazmak istedim. Her bölüm iki karekter arasındaki ilişkiyi anlatacak. Tamamen kendi doğaçlamam olacağını belirteyim:) İyi okumalar...

"Evet. Şikayetiniz, daha doğrusu Ares amcanın sizi buraya getirmesinin sebebi ne?" Bana öyle bir baktı ki sanki sorununu anlamamı bekliyordu. "Sizce neyim var Cemre hanım? Hikayemi duymadınız mı? Ya da kardeşlerimin hikayesini? Dava hala devam ediyor. Erkek kardeşimi suçsuz yere hapiste bıraktılar. Kız kardeşim babasının saldırısına uğradı. Televizyonlarda hala bangır bangır dönmeye devam ediyor bu konu. Ben olmasam kimse bu davayı devam ettirmeyecek. Şerefsizin her yerde adamları var üstünü kapatmaya çalışıyor. Delirdi bu diyerek görevimden aldırdı beni. Asıl deliren kendisi. Yaptığı şeylerin yanına kalacağını düşünüyor ama yok öyle bir dünya. Adalet yerini bulacak." Deyip cebindeki sigarasını çıkardı ve masamın üstündeki çakmakla alıp yaktı.

Merhaba, Ben Asil. "Peki ya sen kimsin?" diye bana beni sorarsanız eğer ismimin yanına bir çok sıfat ekleyebilirim ama sizde takdir edersiniz ki sayıya ne kadar sıfır eklersek ekleyelim başında "bir"olmadan hiçbir anlamı yok! O yüzden bu soruya cevap olarak"Bir" derim. Birim derim,derimde, hayat öyle der mi? Orası işte biraz şüpheli. Hayat bu bir anda ikiye katlar güç verir verdiği gibide nötrler yok eder seni. Ve bir dakikasını bile almaz! İşte tamda öyle bir dönüm noktasındayım, Seher vakti gelen bir telefonla tüm hayatım değişti Birdim iki oldum o telefonun acı acı çalmasıyla nötr... Ben Asil bir gecede değişen hayatıma hoşgeldin...