Acımasız iktidar tarafından görevlendirilen kimliksiz bir hırsız, soygun sırasında hedef aldığı örgüt tarafından yakalanır. Öldürülmek yerine, örgütün gizemli lideri tarafından yeni bir kimlik ve ölümcül bir teklif alır. Ölümle adım attığı bu örgütte, yaşamak için uyması gereken tek bir kural vardı: İhanet eden ölürdü. O ise ihanet için gönderilmişti.

Gölgelerin içinde doğan bir imparatorluk… Gücün, ihanetin ve sadakatin ince bir çizgide yürüdüğü bir dünya. Kanunların değil, kuralların hüküm sürdüğü bu şehirde her karar ya seni zirveye taşır ya da mezara indirir. Çeteler, mafyalar ve kirli anlaşmalar arasında kimin dost, kimin düşman olduğu asla belli değildir. Para ve güç için dönen entrikaların gölgesinde, tek gerçek kalır: Ya av olursun ya da avcı.

BEN 10 YARIM KALMIŞ HİKAYESİNİN DEVAMINI ANLATAN BİR KİTAP TIR.

"Başrol oyuncumuz bakıyorum sonunda uyanmış." " Sen de kimsin ?"

Daha önce nikah masasında terk edilen Mehir, çocuklu bir ağaya berdel giderse neler olabilir?

Bir yapboz parçaları olan insanlar, daima zıt kutuplarda olduklarını sana kendilerini kandırırlar. İki okulun öğrencileri aslında çok iyi dost olabilecekken, saçma bir öfke kıvılcımını büyük bir yangına mahkum ederler. Öyle ki, birbirlerine karşı duydukları kin ve nefet, zamanla `Düşman Okullar` diye anılmalarına yol açar. Peki, Düşman Okullar`ın öğrencileri bir yerden sonra sıkılırsa ve düşman olmak istemezse ne olur? Bu, içinde fırtınalar kopmasına rağmen fısıldama insanların hikayesi... Bu, adına nefret denilerek inkar edilen duyguların aşka dönüşmesinin hikayesi... Bu, dostluğun hikayesi...

Ben Yazgı... Kaderi kötü, alın yazısı kara olan Yazgı. Bir kumar masasında kaderinin yazaıldığı, ismini kumardan alan Yazgı. İnsan ailesini seçemez, ve eğer sizi sevmeyen bir aileye sahipseniz zar hep 6 gelemek zorunda

"ne yani arkadaşlarım tarafından zorbalanıp kilitlendiğim bodrum katında bir ceset mi var?"

"sorunlu bir kalbin kabul ettiği tek adamsın"

Dedesinin günlüğünün peşine düşen İlke farklı olaylarla karşılaşır

Üniversite de savcılık okuyan genç karakterimiz aynı zamanda yer altında illegal işlerle uğraşan birisidir onunla beraber satışlarını ve iç dünyasını okuyacağız.

Burada çift yumurta ikizi olan kardeşlerin hayatı var gerçek hayattan alıntı değildir tamamen kafadan uydurmamdır eğer okumak istiyorsanız okuyun:)

Kitap okumayı seviyorsan kitabımı hemen okumalısın. 📚 Mert`in hakkını aramak uğruna yaptığı o büyük yanlış ve o yanlışın sonuçları...

Kaderin acıdığı bir noktada, küçük duaların ilahlara seslendiği bir dünyada... Kalkamadığınız o taşlı toprakların en güzel anıları sakladığını bilmeyenlere fısıldardı acılar.

Hayatta bazen gitmek veya kalmak gerekir istemeden bile olsa...

Olup olmadık zamanlarda gelen iyi şeyler ve kötü şeyler vardır ben ise iyi şeyler beni ne zaman bulacak diye beklerim haddinden fazla ağır gelen bu hayata kah ettiği muameleyi göstermeyi bilmem gerekiyordu ve öğrendim gamsız ve duygusuz olmayı.

+403 numara… ziyaretçin var. –Adamı bekliyorum. +Aslında o- *kapı gıcırtısı* –kız?!!

Alaz Koçar, ailesinin toprakla, geleneklerle ve törelerle mühürlü dünyasından kaçarak, İzmit`in modern yaşamında kendisine yeni bir hayat inşa etti. Hazan Karaman ise, doğduğu andan itibaren kendisine beşik kertmesiyle mühürlenen bir yazgının mahkumu. Tüm hayallerine ve resim tutkusuna rağmen, kapalı kapılar ardında, kendisine biçilen rolü oynamak zorundaydı. Alaz, bir mimar olarak sadece şehirler değil, aynı zamanda ruh eşi Melisa ile birlikte kendi geleceğini de kuruyordu. Ama kaçtığı geçmiş, bir telefonla onu geri çağırdı. Ailesinin ve törelerin baskısıyla, sevdiği kadınla nişan törenini, nefret ettiği topraklarda, Urfa`daki o konakta yapmak zorunda kaldı. Oysa bu nişan, sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda her şeyin sonu olacaktı. Her şey kusursuz ilerlerken, Hazan`ın abisi Berzan, Alaz`a olan öfkesiyle nişan törenini bastı. Amacı, kız kardeşinin kaderiyle oynayan Alaz`a ders vermekti. Ancak, yaşanan arbedede silah ateş aldı ve kurşun Alaz`ı değil, onu korumaya çalışan Melisa`yı vurdu. Melisa`nın ölümü, iki aileyi de kan davasının eşiğine getirdi. Töreler, bu kanın bedelini ancak bir nikahla ödeyebileceklerini söylüyordu. Böylece Alaz, daha sevdiği kadının acısını bile yaşamadan, Hazan ile evlenmek zorunda kaldı. Kaçtığı her şey, tek bir trajik olayla onu yakalamıştı. Evlendiği kadın, aslında kendisine doğduğu andan itibaren mühürlenen eşiydi. Ama kader, Alaz`ın sınavını burada bitirmedi. Nikahın hemen ardından, babasının felç geçirmesiyle birlikte, ağalık makamı da ona miras kaldı. Alaz, kaçtığı her şeyin ortasında, hem veliaht hem de ağa olarak bir kez daha kaderine mahkum oldu. Bu iki ayrı dünya, bir kez çarpıştığında, geri dönüşü olmayan bir fırtına başlar. Aile onuru için verilen sözler, beklenmedik bir cinayet ve kaçınılmaz bir nikâh masası... Bu, bir aşk hikayesi değil, kaderin iki ruhu nasıl birbirine mahkum ettiğinin hikayesi. "Yandığın yer töre, sustuğun yer kalbin, vardığın yer kaderin olacak. Biz birbirimize mahkumuz, Alaz Ağa."

Türkiye artık binlerce milletin vatandaşı tarafından yönetiliyor. Peki aralarında sadece tek kalan Türk aile ve bir kız, ne yapacaklar? ARGO VE BİRAZCIK BAKIN ÇOK AZ CİNSELLİK OLABİLİR.

Daha bulamadık bulcaz insallah

Kucuklugun Siri peşini birwkmedi

hayatından ailesinden çevresinden bıkmış olan Hande başkasının bedeninde uyansaydı ne olurdu? Handenin yeni hayatında yeni bedeninde neler olacak?...

ZEZE /Şeytanın Meleği/ yakında sizlerle.

Babasının ölümünden sonra hayatı altüst olan Güneş, annesinin babasıyla anıları olan bir yerde yaşamak istemediğini ve taşıncağını söyler Güneş ise aynı şehirde kalmaya devam eder. Lise 2’nin ilk günü, her şeyin sıradan olacağını düşünürken okulda korkunç bir katliam yaşanır. O karmaşanın içinde Güneş, hoşlandığı çocukla birlikte kaçmayı başarır. Tam her şeyin bittiğini sandıkları anda, kimliği belirsiz iki adam tarafından yakalanıp karanlık bir akıl hastanesine götürülürler. Artık ne güvenlik, ne mantık, ne de gerçek vardır… Sadece sessiz çığlıklar, yankılanan adımlar ve çözülmeyi bekleyen büyük bir sır

Yanlışlıkla düşmanın gemisine binmek mi? Karanlık ve bir o kadar maceralı bir dünyaya adım atmak.Yasa dışı yollarla silah ticareti yapan bir örgütün ardında açığa çıkacak gerçekler.İşte tam orada bir adam...Göründüğü gibi mi yoksa daha mı karmaşık?Geçmişten gelen izler ve kayıp yolların arayışı içinde soluksuz bir dünya.Dost sandıkların düşmanların,işbirlikleri,planlar ve dahası... Aşk bunların arasında yeşerebilir miydi? Yoksa kaderin onlara karşı planladığı başka bir oyun mu vardı?