Her zaman el üstünde büyütülen Asel Arkın başına gelen olaylar ile birlikte zor bir seçim yapması gerekmektedir.. Aşk? Aile? Ya da kendisini seçecekti? Tabiki Göktuğ Sancak buna izin verirse...

Her şey bir gün ışığıyla başlar ve sonunuz bir gün ışığıyla belirlenir.Benim doğuşuma gün ışığıyla batışıma da gecenin bir yarısında karar verilmişti.Abimin katilini bulmak istiyorsam bu eziyete katlanmalıydım.Duygu yok.Her şey bir oyun.

İzmir`den İstanbul`a taşınıp yeni okula giden Açelya`nın okulda karşılaştığı zorbalıklar ve Açelya`nın zorbalığa başkaldırması.

“Bir gün, bütün acılar geçmiyor ama alışılıyor… Belki de bu daha da acı.” Bazen bir kayıp, bir ömürlük sessizliğe dönüşür. Ve o sessizlikte, en çok kendini duyarsın… Deniz, geçmişin acı dolu yankılarıyla bugünü yaşamaya çalışan genç bir kadındır. Kardeşi Selin’in ani ölümüyle sarsılan hayatı, suçluluk, yalnızlık ve içsel bir savaşla örülüdür. Ailesinin yüklediği ağır ithamların, toplumun sessiz yargılarının ve kalbindeki boşluğun içinde bir çıkış yolu ararken; bir gün, hayat ona beklenmedik bir kapı aralar. Sahilde başlayan hikâyesi, soğuk bir denizin içinde boğulmakla yeniden doğmak arasında gidip gelirken; Deniz, yalnızca geçmişiyle değil, kendisiyle de yüzleşmek zorunda kalır. Alyeska, kaybın, yasın ve yeniden ayağa kalkmanın romanı. Yaralarla yaşamanın, ama o yaralardan da filizlenen bir umudun hikayesi.

Yıllardır bir seri katil misali takıntılı olduğu erkeyi elde etmeye çalışan Pınarsu gittiği aile yemeği rezervasyonlada çocuğun garson olarak karşısına çıkacağını hiç aklının ucundan getirmemişti

Newyork’un karanlık sokaklarında usulca ilerleyen özgüvenli,kaslı,uzun boylu,gece mavisi gözleri ile dolunay ışığına doğru yaklaşan kişi .evet işte bu kişi tomo-ya’ndı tıpkı bir gece bekçisi gibi geceleri sokaklara çıkardı öğlenleri gece uyanık kalması için öğlen saatlerinde uykuya dalardı.gece saat 3:00 civarlarında sokaklara çıkardı tomo-ya bir ninja’ydı ama bildiğimiz Ninjalar gibi değildi katil Ninja …. Toma-ya para yada herhangibi bir ücret karşılığında yapmıyordu bunları sadece insanlardan intikam almak için yapıyordu. ( Hatırlama )Toma-ya 10 yaşlarında babası fumi-go’nun Japonya`da kumar borçlanması yüzunden evlerine her gün başka adamlar geliyordu artık ichika (toma-ya annesi) buna dayanamayıp adamlara karşı gelmeye başladı gittikçe uzayan bağırma sesleri toma-ya ‘yı korkutmaya başlamıştı. Babasını aradı ve olanları anlatırken silah sesi duyan toma-ya` telefonu yere atıp kapıya doğru koşar ve kapının önünde yere yığılmış kafası kanlar içinde parçalanmış gözleri açık bir şekilde annesini gören toma-ya ağlamaya başlar. Sesleri duyan baba, telefonu kapatır kapatmaz direkt eve gelir ve evin önünde oluşan kalabalığı görür birşeylerin ters gittiğini anlar ve koşarak kalabalığın içinden geçerek evin kapısının önüne varır . Toma-ya babasına bakar ve sinirli bir şekilde senin yüzünden diye bağırır fumi-go konuşmaz aradan 7 hafta geçer fumi-go ya bir telefon gelir fumi -go evin kirasını ödemeyi unutur ve kumar borçları hala duruyordur fumi-go kumardan kazandığı bazı birikimler ile kaçma planı kurmaya başlar gidecekleri yer NEWYORK “orada yaşamaya devam edersek bunlardan kurtuluruz” diye düşünür. ve ertesi gün Sabah saat 4:00 civarlarında kalkıp valizine birkaç kıyafet koyar toma-ya uyandırır toma-ya neler oluyor diye sorduğunda “hadi konuşmada kıyafetlerini topla acele etmemiz gerek” diye karşılık verir. Toma-ya düşüncesiz bir şekilde kıyafetlerini toparlayıp “işte başka ne istiyorsun benden”? Der fumi-go “kıyafetlerini giy ve beni salonda bekle” Toma-ya: “Neden peki nereye gideceğiz” Fumi-go: çok konuşma Newyorka kaçacağız “ Toma-ya: n-neden annemin mezarı burad- Fumi-go: YETER!! Fazla ses yapma komşuları uyandıracaksın Toma-ya: p-p-peki 4:58 : yola çıkarlar Toma-ya: baba annem ne olacak? Fumi-go bak evlat eğer burdan gitmeseydik bizde şuan annen gibi toprağın altında olurduk. Toma-ya: tamam baba anladım 5:23 taksiye binlerler Fumi-go : havaalanına lütfen . Taksici : tamam efendim 5:59 : uçağa binerler Toma-ya: baba biletlerin rengi çok güzeldi Fumi-go: evet evet hadi otur yerine Saat 6:20 yaklaştığında uçakta sarsıntılar gerçekleşir bay fumi-go ve uçaktaki diğer yolcular paniğe kapılır. Toma-ya: baba neler oluyor? Fumi-go: sorun yok oğlum s-sadece uçağa çarpan kuşlar (umarım) der ve emniyet kemerlerini sıkıca kapatır. Toma-ya uçak penceresinden aşşağıya bakarken birden uçak hızla düşmeye başlar herkes korku içinde bağırır, çığlıklar içinde ağlamaya başlayan toma-ya babadına sarılır. Fumi-go: korkma diyerek oğluna sarılır. Ve o sırada…. Uçak denizin kenarına düser herkes paramparçaher yerde kanlar ve insan et parçaları gören toma-ya babasını aramaya başlar bulamayımca umudunu kesen toma-ya artık bu hayata yanlız devam edeceğini anlar… Toma-ya geçen günlerde acıkmaya başlar ve bir kuş yakalayarak beslenir. Toma-ya 10 yaşında bunları becermiş bir çocuktu. Bir tekne görür içine bakmaya giderken içinde bir adet sandviç,silah ve giysiler vardı ve tekneye yaklaşan bir adam … Toma-ya tam kaçıcak iken denizci onu ensesinden yakaladı ve “bana bak ufaklık” diye seslendi’ Toma-ya ses çıkarmadı adam toma-yanı teknesine bindirdi ve Newyorka küçük bir mekana getirdi Toma-ya korkuyordu ve bu adamın iyimi kötümü olduğunu düşünüyordu. Ve tam o sırada adam toma-yanın kafasına bir kutu fırlattı toma-ya korkudan altına kaçırmak üzereydi. Adam hadi bakalım ne kadar kazanç sağlayacaksın japon pisliği diyerek sözünü bitirdi toma-ya iyice yüzüne baktı Adam (Max) `: bana bak seni lavuk hemen git ve para topla yoksa olacaklardan hiç memnun olmassın Toma-ya ne dediğini anlamıyordu henüz dilini öğrenemedi. Adam bunu anladı ve bunu El işaretleri ile anlattı . Toma-ya para istediğinde herkes şöyle diyordu . Seni serseri piç git kendi ülkende dilen orsubu evladı diyorlardı gittikçe toma-ya büyümeye başladı. Ve tam 26 yaşlarına gelmişti artık insanlardan intikam almak istiyordu Newyork insanlarından çok vahşice bir davranışları olduğunu anlamıştı. Toma-ya bir minik kullanılmayan kulübede oturur yatar ve gereçlerini yapardı. Ve max’a ne olmuştu Max Yolda toma-ya nı bulmaya giderken bir tırk ezmişti Daha doğrusu toma-ya buna sevinmişti. Toma-ya hatırlıyordu para dilenirken insanlar küfür ederdi ve üstelik sokakta dilenen diğer adamlar toma-ya nı döverdi agız burun hiç bişe kalmamıştı toma-ya artık dayanamıyordu ve bu işi bıraktı ordan burdan beslenerek büyüdü.26 yaşında kadar bunları yapmayı beceren başka ne yapamayabilirki

İlk defa gördüm ne olabilirki Sanayide çalışıyo ne olabilirki Abimin arkadaşı ne olabilir NELER OLABİLİRKİİ

sadece okuldan atılmıştım ve yeni bir okula başladım ama gittiğim okul yatılı ve karmaydı...

Bazen bir bedene aşık olduğunuzu sanarsınız. Gözlerinin mavisi veya saçlarının siyah renkte oluşu hoşunuza gider. Bu gerçekten böyle midir? Çok yakışıklı veya güzel diye mi birisinin yanında olmak istersiniz; yoksa onun yanındayken mutlu ve huzurlu hissettiğiniz için mi? Bedenin hiçbir zaman bir hükmü olmamıştır aslında, önemli olan ruhtur. İnsanın fiziği istediği kadar değişe dursun bir ruhu değiştirmek imkansız denilecek kadar zordur. Gökçe, sevgilisinin ölümü ardından kaderin ona olan oyunu ile tekrardan aynı bedende çok farklı bir ruhla karşı karşıya gelecektir. Her şeyin daha iyi olacağını düşünürken hayatı daha da kötüye gider. Herkes gibi o da her şeyin bittiğini düşünür ve işte tam bu noktada hayatına giren üçüncü bir kişi ile her şey değişir. “Her şeyimi kaybetmiştim, geldin her şeyim oldun."🖤

Ayça ben , ben senden hoşlanıyorum" Yiğit ten duyduğum kelimeylen ayaklarım yere zor bastı "Yiğit hoşlanma benden lütfen hoşlanma çünkü ben terk edilmekten korkuyorum yiğit lütfen hoşlanma " "Ayça, Ayça bi dur lütfen bi dur " hızlı adımlarla ordan uzaklaşmaya çalışıyordum "Ayça " "Ne var yiğit ne ben onlar gibi değilim mi diyeceksin , ben terk etmem mi diyeceksin ne diyeceksin ne ne " yüksek sesle söylemiştim koridordakilerin bakışları bizim üzerimizdeydi "Ayça bak ben seni asla terk etmem seni çok seviyorum Ayça ne olur bize şans ver Ayça ne " "Yiğit lütfen " "Ayça " "lütfen yiğit lütfen " Ben Ayça annesi ve babası tarafından çöp kenarına yanına koyup terk edilen 17 yaşında olan bir genç kızım

İklim, onu aldatan eski sevgilisine içini boşaltmak için yazar . Fakat yazdığı kişi aslında eski sevgilisi , onu aldatan adam değil de hiç tanımadığı bir adam çıkar.

Derinin yeni bir şehire taşınması ile birlikte yeni maceralara yol açması.Hiç bilmediği bu şehirde yanında iki güvendiği kişi vardır Ayaz ve berat. Acaba ayaz,berat ve derin neler yaşayacak beklemede kal.

Aşk mı? Yoksa esaret mi? Hayatın en çetin sınavı burada başlıyor. Senin hikayen sona mı yoksa yeni bir başlangıca mı yazıldı? Aşk mı? Yoksa esaret mi? Hayatın en çetin sınavı burada başlıyor. Senin hikayen sona mı yoksa yeni bir başlangıca mı yazıldı? @inislerimcikislarım: senin bir sona layık mı hikayen Lâl? @inislerimcikislarım: seni sana mahkum etmek en büyük işkence, @inislerimcikislarım: sana daha kötü bir haberim var. Seni sana mahkum etmeyeceğim. Seni bana aşık bir sen`e mahkum edeceğim @inislerimcikislarim: belki o zaman anlarsın, sevgi ne demek.

Bazı aşklar yarım kalmalı derlerdi ya.Bazı dostluklarda yarım kalmalı.Gerçekleri görmek için geçmişinden vazgeç.Ortak olduğun sırların seni nereye sürükleyeceğini gör.Dikkat et bu yolda yürürken sakın düşme

“İstediğin kadar kovala komiser hanım, ikimizden biri ölene kadar bu güneş doğmayacak.” Ters köşelerle dolu bir cinayet vakasına hazırmısınız?

Hila kadın boğum doktordur ve yeni başladığı bir yerde ilk hastasının hamile olduğu söyler . Ve birkaç gün sonra başına gelmiyeneler kalmaz. Bir hasta yüzünden başına ne gelebilir ki en fazla der gibisiniz bakın başına neler geliyor bizim hilanin.😊😊😊😊😊

Bir kızın umudunu bulma hikayesi...

Zaten bir şaka deyil geçmeyin bazen hayatınız değişebiliyor.

(BU KİTAP SAKA AMAÇLIDIR,UMARIM CİDDİYE ALMAZSINIZ)

🌻 Yarı Texting + Gerçek Ailem 🌻 Not: Bu kurguda DNA testi klişesi yok, karışan diğer kız yüzünden abilerinin ana karaktere or*spu iması yapıyor olması klişesi yok, kızın gerçek ailesinin karşısına çıkıp tişörtünü üstünden çıkarıp sporcu atleti ile karşılarında durup yaralarını göstermesi klişesi de yok, ana karakterin ailesinin düşmanlarından biri tarafından kaçırılmış olması klişesi de yok, gerçek aile ile büyüyen pick me karıştırılan diğer kız da yok. İşler normal gerçek ailem kurgularından bir tık farklı ilerliyor diyebiliriz. Annesi tarafından ailesinin geri kalanı ile görüştürülmeyen Çisem, babasının ona ulaşmak istemesi ile gerçek ailesiyle tanışma fırsatı yakalar. Çisem annesi ve üvey ailesi ile yaşarken fiziksel ve psikolojik olmak üzere birsürü yara almıştır. Peki bu acılar gerçek ailesi ile kalmaya başladığında da devam edecek midir? Bu zorlu sürecinde kardeşi olarak gördüğü en yakın arkadaşları dışında, tanımadığı bir kişi de ona yardımcı çıkmıştır. Peki bu kişi kimdir? Hem bir gerçek ailem hem de yarı texting hikayesidir. Ama asıl soru ise şu: Kan Bağı gerçekten önemli midir?

Ben Gece Öztürk. Kimsesiz Gece Öztürk. Yalnız Gece Öztürk. Hor görülen , ötekileştirilen Gece Öztürk. Hayatımı çalmışlardı. Ailemi benden almışlardı. Benden alınan her şeyin hesabını onlardan alıcaktım. Belki sonu kötü bitecekti, belki de kayıplar olucaktı. Ama her şeye değecekti. Artık karşılarında eski Gece yoktu. Onlara Gece olarak değil, Avcı olarak çıkıcaktım.

İdil mesleğine aşık bir hemşiredir bir gün yolu bir mafyanın evi ile kesişir Atlas Demir yer altı dünyasının en tehlikeli mafyasıdır tek kıymetlisi kardeşi Zeynep’tir Idil’in ise tek görevi Zeynep’e bakmaktır ama olaylar böyle ilerlemez aşk bir mafyayı da dize getirebilecek kadar güçlü bir duygudur.

Roller çoktan dağıtılmıştı Ben bu hikayenin masum, korkak, yalnız, savunmasız kızı olmalıydım Peki öyle miydim Ben Kor Karadağ Babamın cenazesi için ülkeme dönmüşken çoktan kurşunların hedefi olmuştum Peki beni hayatlarının ortasına düştüğüm üç adam koruyacak mıydı?

Acılarla dolu bir hayatta verilen savaşın, bilinmeyen aşkın hikayesi...

Bu hikaye tek sayfalık başı-sonu aynı şeklinde yazılan bir kitaptır. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum yardım ederseniz çok mutlu olurum