Uzm. Dr. Lale Soykan . O, tıbbi kariyerinin zirvesinde ,meydan okumayı seven, güçlü bir profesyoneldi. Hayatı, kusursuz bir düzen üzerine kuruluydu ... Ta ki o gece ,katıldığı önemli bir konferanstan inene kadar. Şık bir cüppenin altından onu izleyen Siyah Takımlı Adam ,her hareketini ezberleyen saplantılı bir gölge ,Lale`nin en büyük kabusu olacaktı. Peşindeki meçhul hayranın bıraktığı gizemli notlar ve kapısının önündeki beyaz güller, onun geçmişine ait çözülmemiş bir sırrı işaret ediyordu . Gece yarısı gelen korkunç bir hastane çağrısı , Lale `yi bilmediği bir olayın içine çekerken , yolda şahit olduğu imkansız bir durum , avcının avdan ne kadar uzakta olduğunu gösterecekti. Bu sadece bir takip değil ,Lale` nin bilmediği , kaderi yeniden yazılmış bir oyundu . Lale , onu avlayan bu tehlikeli gölgeden kaçabilecek mi , yoksa geçmişin sırları onu tuzağa mı düşürecek ? Lale kimi hatırlaması gerekiyor ?

°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°` Nil, 24 yaşında, babasıyla arası çok kötü, annesi çok küçükken.babasının zulmüne dayanamayıp evi terk etti ablası onu büyüttü ablası birinden hamile kalıp kapı dışarı edilince zor şartlardada olsada nil in yardımıyla çocuğunu doğurur babası ablasından daha çok nefret eder ve 3 yıl önce onunla yaşadığı bir kavgada ablasını iter ve ablası merdivenerden yuvarlanıp hayatını kaybeder. Babası esrarengiz bir şekilde bu olayın üstünü örtmeyi becerir. Nil bu olayın peşini bırarkmak istemez. O sırada ablasının çocuğu Bulut`a teyzelik yapmalıdır. Babasının bir gün eve tekrar sarhoş gelişi ile sinirlenerek Bulut`a saldırmayı dener. Nil bunca zaman onu korumuştur ve yine koruyacayacaktır. Vücudunu nefret ele geçirince çok yanlış şeyler yapar ardından tam bu korkunç olaydan sıyrılmak için çabalarken, babasının çalan telefonundan sonra her şey değişir. °`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`•°`

Yine ailesiyle tartışan Lara, yalnız kalmak için gittiği köprüaltında dikkatini çeken numaraya gizliden yazmaya karar verir..

Olivia:"Senin tetiği çekmen için bulacağın cesareti bekleyemem bitir şu işi.!" ___________________________

Yıllar önce olan bir kan davasının tutuklu bir aşka dönüşmesi ...

Ben Rüya, kaderin senedini yırtmak için düşmanın kollarında sığınak arayan

"Hepinizden nefret ediyorum. Hepinizden... Bu kadar oyuna nasılsın düştüğümü bilmiyorum ben. Ama nedenini de bilmek istemiyorum. Şimdi bu oyunu bitirecegim" Elimdeki silahı titreyen bedene doğrulttuğumda yalvarislarini umursamıyordum. Sanirim artık kendimde değilim

𝐇𝐞𝐦𝐬̧𝐢𝐫𝐞𝐝𝐞𝐧 𝐡𝐨𝐬̧𝐥𝐚𝐧𝐚𝐧 𝐦𝐚𝐟𝐲𝐚

Her insan elbet bir gün kalpsizleşir.

Arden Aras Avaner,genç yaşta abisini komaya sokan Korel ailesinden intikam almak ister.İçindeki bitmek bilmeyen bu intikam hissi büyük bir kıvılcıma dönüşür ve önüne çıkan herkesi yakıp yıkar ta ki intikam almaya çalıştığı adamın kızı ile karşı karşıya gelmek zorunda kalana kadar ....

"Bu yaptıklarını sana ödeteceğim" "Nasıl olacakmış o" "Zamanla öğreniceksin"

Onun karanlık gözlerinden korkmuştum ama bir gün o gözlere sevgiyle bakacağımı nereden bilebilirdim ki?

Babasının ailesi yüzünden 14 yaşında evden kaçan nihali en büyük amcasının oğlu arslan ile evlenmeye zorladıkları için evden kaçmıştı, işin garip yanı ise arslanın nihale takıntılı aşık olmasıydı...

Bildiğimiz gerçekler ya yalanlardan ibaretse? Ve bu yalanlardan sonra hayatımız tamamen karanlığa bürünürse? Asel son sınıf hukuk fakültesi öğrencisidir. Avukat olmak için var gücüyle çabalamaktadır. Yorucu bir günün ardından tek isteği evine gitmektir. Fakat hiç beklemediği bir olayla karşı karşıya kalır. Bir cinayete tanık olmasıyla hayatı altüst olur. Gözyaşı, hüzün, kaçış umudu... Asel eski hayatına dönmek için elinden geleni yapar ama hayatı daha da çıkmaza sürüklenir...

(DİKKAT! KİTAP DRAM VE SAF AŞK İÇERİR. UYGUNSUZ SAHNELER BENİM KİTAPLARIMDA YER EDİNMEYECEĞİ İÇİN ONA GÖRE OKUMAYA BAŞLAYABİLİRSİNİZ) Gecenin koyuluğunda, asaletini gururla göstermek isteyen beyazlar içindeki Ay, bütün ihtişamıyla yeryüzüne ışıklarını yaymıştı. Eskimeye yüz tutmuş yaşanmışlıklarla dolu olan gölün üstündeki tahta yolda ayakta dikilen Efsun’un yüreğindeki ateşin yükselişi, dudaklarındaki acı kıvrılmanın sebebi olmuştu. Başını yukarı kaldırıp gökyüzündeki parıltılara baktı. Parlaklıklarını birbiriyle yarıştıran yıldızları önceden izlemeyi severdi; lakin şimdilerde onları boş gözlerle izlediğini biliyordu Efsun. Üstünde durduğu tahta iskelenin hafif sallantıyla oynadığını fark etti, lakin başını gökyüzünden indirmemişti. Gelenin kim olduğunu, içindeki o garip güvenden ve burnuna ilişen kokudan anlamıştı. Yanında dikilen Aliyle birlikte başını indirdi ve ayın parlaklığıyla ışıldayan gölü izlemeye başladı. Bir müddet sükûnete boğdukları benlikleriyle, ikisi de unutulmaya yüz tutmuş bu iskelenin üstünde yan yana durmuş, gölü izlemeye devam etmişlerdi. Gölün üstündeki tahta yolun kenarlarında yosunlar oluşmuş; üstündeki kurbağaların sesleri, onların sessizliğinin aksine şakıyorlardı. "Gerçek manada başlıyoruz artık, hazır mısın?" dedi, tıpkı görünümü gibi sesi de sert olan Ali. "Hep bu anı bekledim" dedi Efsun. "Kalbimdeki bu acının yankısını kesme vakti geldi," diye devam etti. "Tekrar nefes alabilmemiz için" dedi Ali, bakışlarını çevirip Efsun’a bakarak. "Bu uğurda bir an olsun yok olmasından korkmadığım canımı kaybetmek varsa bile, bitirelim bu işi" dedi Efsun’da başını çevirip Ali’ye bakarak. Gökyüzünde, iki ayrı yerde çakan şimşeklerin mükemmel bir uyumla çizgilerini kaydırıp birbirlerine dokundurdukları o anda, Efsun ve Ali’nin de bakışları öyle dokunmuştu birbirlerine. İkisinin de yüzünü aydınlatıp, o sessizliğin mahzenine çekip demirden parmaklıklara hapsetmişti. Ali, karşısındaki Efsun’un dediğiyle yutkunup arkasını dönerek geldiği yöne yürümeye başlamıştı. Geçmişin karmaşıklığı, geleceğin sırlarıyla dolu olan bu hayatta, yaşama gayeleri ikisi için de ne olacaktı?”

Babasının öldüğü gün aslında babasının büyük bir mafya olduğunu öğrenir Alev. Öldüğü güne kadar binlerce insan öldürmüştür babası. Babasının ölmeden önce diğer mafyalar ile yaptığı anlaşmalı görev vardır. Ve bu görev babasından Alev`e kalmıştır. Alev bu işlere zaten meraklı olduğu için işine gelir. Ancak bu mafyalığın düşündüğü gibi bir şey olmadığı anlayacaktır. Bu sırada babasının en büyük düşmanının oğlu ile tanışacaktır.

Herşeye rağmen imkansızı deniyoruz Efe Herşeye rağmen değersin güzelim

Dilan istenmeyen bir evlilikten kaçarken karşısına çıkan adamla yaşadıkları...

Ayliz gözlerini açtığında Barlas’ı tanımıyordu… Ama kalbi tanıyordu. Adını hatırlamayan bir kadının, bir adamın kokusuyla titremesi… Dokunuşuna nefesi kesilmesi… Onu görür görmez içindeki o tuhaf “tamamlanma hissi”— mantıklı değildi. Barlas ise her şeyi biliyor gibi bakıyor, ama hiçbir şey söylemiyordu. Ayliz her “Biz kimdik?” dediğinde Barlas sadece gülümsüyordu: “Önemli olan… yanımdasın.” Ama bazı geceler Barlas’ın fısıltılarını duyuyordu: “Henüz hatırlamıyor.” Ayliz kaçtıkça Barlas’ın koluna çekildi, Barlas sustukça Ayliz’in kalbi bağlandı. Ve Ayliz fark etti: Bilmediği bir geçmiş, Barlas’a her dokunduğunda bedeninde kıvılcım oluyor; anlam veremediği bir sıcaklık kabarıyordu. Sanki Barlas bir zamanlar ona “ev” olmuştu. Sanki ruhu, onunkini daha önce bulmuştu. Sanki unuttuğu bir söz, hâlâ göğsünde atıyordu. Ama anılar geri döndükçe… Ayliz’in hissettiği aşk kadar güçlü başka bir şey daha vardı: Karanlık. Geceleri gözlerinin önüne gelen yabancı ışıklar… Fısıltılar… Ve bir çocuğun çığlığı. Ayliz her “Bu neydi?” dediğinde Barlas’ın yüzü biraz daha soluyor, gözlerindeki o korku biraz daha büyüyordu. Sanki Ayliz hatırlarsa… sadece kalbi değil, kaderi de değişecekti. Belki de unutmak, bir korunmaydı. Belki de aşk, en tehlikeli hafızaydı. Belki de Ayliz ve Barlas’ın hikâyesi… çoktan yarım kalmış bir yerden yeniden başlıyordu. Ve tek bir gerçek vardı: Ayliz, Barlas’tan uzaklaştıkça nefes alamıyordu. Barlas’a yaklaştıkça ise… gölgeler uyanıyordu.

Çocukken, ailesi yüzünden hayatı mahvolan ve tüm neşesini kaybeden Hilal; aynı zamanda sadece neşesini değil arkadaşlarını da kaybeder. Yıllar boyunca tek bir arkadaşıyla konuşabilir. Arkadaşlarını bulmak için çıktığı yolda durmak zorunda kalır. Çünkü arkadaşları onu bulmuştur. Ancak Hilal`in karşısına çıkmak için gereken zamanı bulması gerekir. Yıllardır aradığı arkadaşları bir anda karşısına çıkınca şaşıran Hilal, aynı zamanda mutluluktan ağlar. Çocukluktan beri Hilal`e platonik aşık olan adam Hilal mutlu olsun diye Hilal`in tüm arkadaşlarını bir araya getirir. Ölmek onlar için bir kural olsa da bazen en büyük kumardır.

"Ümitlerim kırıldı bitti. Hayallerim yıkıldı gitti. Bu dert beni beni benden etti. Sevdim, sevdim bak ne hale geldim..." Patronu kızı yanına çağırıp onunla sevgili olması gerektiğini söyledi ve bunun gerçek bir aşka dönüşmeyeceğini ama bilmiyordu ki ilerleyen zamanlar öyle bir şeyin olmayacağını.

Güneş abisinin ölümünün ardından hayatındaki boşluğu doldurmaya çalışıyordur fakat birden hayatına giren abisinin arkadaşı olan çocukluk arkadaşıyla yan yana gelince anıları gözünde yeniden canlanmıştır...(Devamını merak ediyorsan kitabıma göz atabilirsinnn) Not:Kitaplarımın hakları tamamen bana aittir Kitaplarımın kopyalanması , çalınması durumunda yasal işlem başlatılır.

Kitab içeriği Öğretmen-öğrenci ilişkisi içeriri

İşallah kitabımı beğenirsiniz iyi okumalar

Daha gençliğinizin baharındayken 10 yaşındaki kardeşinize , korkunç bir iftira atılsa ne yapardınız? Ana karakterimiz kardeşini aklamak üzere avukat olur ve geçmişiyle yüzleşir , yakınım dediği insanlardan hayatının en büyük kazıklarını yer.Ancak karakterimiz bu sürç içerisinde ebedi dostluklar kurar ve hayat arkadaşı ile tanışır.