KISSASA KISSAS
WATTPAD`DE 10.467 OKUNMAYA SAHİP KİTAPTIR. BÖLÜMLER BURADAN DA GÜNCELLENECEKTİR.
Elimdeki fotoğraf makinası ile gecenin bir vakti önümdeki manzaranın fotoğrafını çekiyordum. Bir yandan da korkudan yerinden sökülecek kalbimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ben Melek. Sırf işinden olmasın diye olay bir haber bulmak için mafya adamlarının gözlerinin önünde işlediği cinayete elinde tuttuğu fotoğraf makinasıyla şahit olan Melek... Ormanın derinliklerindeki Melek...
Elimdeki fotoğraf makinası açık kumral saçlı, ela gözlü sert ve donuk bakışlı bir mafya liderinin elinde tuttuğu silah ve yüzüne sıçrayan kanlara odaklandığında `KLİKKKK!` diye bir ses böldü ölüm sessizliğini. Bu sesle beraber bir elimdeki fotoğraf makinasına bir de cinayet alanındaki mafya adamlarına baktım. Başta mafya lideri adam olmak üzere hepsi de bana dönmüşlerdi.
BU KİTAPTA GEÇEN TÜM KİŞİ VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
KİTABIN İÇİNDE BULUNAN RESİMLER YAZAR TARAFINDAN BİZZAT GİDİP GÖRÜLEN YERLERDE ÇEKİNMİŞTİR.
TÜM HAKLARI SAKLIDIR
(Nereye sakladığımı unuttum!)
|
Katil kim!
Siz hiç katilinize aşık oldunuz mu? Katili bulmak için her yolu deneyen karina ne gibi tehlikelerle karşılaşacak.
|
ŞEYTANIN ÜSTATLARI
Şeytanın Üstatları, beş farklı suikastçı. Beş farklı kişi. Beş farklı düşünce. Beş farklı yaşam. Beş farklı ölüm.
Baturalp AYDOĞDU,
Umay TAŞKIN,
Aden ÇEVİK,
Eren AY,
Tara IŞIK...
Yürüdüğünüz kaldırımları, baktığınız duvarları, gittiğiniz yerleri kanlar, ateşler ve acı ile donattık.
Kanın kokusunu alıyoruz, alevlerin yükselişini görüyoruz, ölümün sesini duyuyoruz...
Biz ŞEYTANIN ÜSTATLARI, gölgelerin içinden sizin için geliyoruz.
|
Hi̇t (Halk İstihbarat Teşkilatı)
Camide ikindi namazını kılıyorsunuz. Tam namazın farzını kılacakken ansızın tanıdığınız aynı zamanda öğrenciniz olan çocuk sizi caminin avlusunda birisinin beklediğini söylüyor. Avluya çıkınca koyu kahverengi gözlü bir adamla karşılaşıyorsunuz ve size eliyle `sus` işareti yapıp bir köşeye çağırıyor. Ne söylemesini beklersiniz bir yabancıdan? Asker kimliğini gösterip namaz kıldığınız camide bombalar olduğunu ve sizden ona yardım etmenizi istediğini söylemesini beklemezsiniz değil mi? Peki inanır mısınız camide bomba olduğuna? Az önce namaz kıldığınız bir cami hem de... İçeride bir sürü insan,çocuk... Bombanın biraz daha vakti olmasaydı öleceğinizi bilebilir miydiniz?
Bombaların olduğunu bir camidesiniz. Canınız tehlikede.
Peki o camide gördüğünüz adamın daha sonra sizin için her şey olacağını bilebilir miydiniz?
İlk baş camide birbirini görüp daha sonra Halk İstihbarat Teşkilatı`nda operasyondan operasyona koşulurken helal daireyi aşmadan ,dokunmadan, el ele tutuşmadan ,temas etmeden birbirlerini Allah için seven, sevdiğini kendinden bile sakınan, sevdiği için ölümü göze alan Aden Şüheda ve Yavuz Asım`ın hikayesi...
"Sen şafak say ben sensizliği sayayım
Sen düşmana kurşun sık ben sensizliği kurşuna dizeyim
Sen beni düşün ben senin için öleyim."
Aden Şüheda Ulusoy/Yılmazer
Bu ilk kitabım olduğu için biraz klişe bir kitap ve yazım yanlışları olabilir. Kusura bakmayın. Silmek istedim fakat benim için özel bir anlamı olduğu için silmedim.
Kitap düzenleniyor olup devam edecektir. Kitap aynı zamanda Watpadd adlı uygulamada da mevcuttur.
|
0% |