Yeni Üyelik
[ cezaevi ] - Etiketin'de Kitap Listesi
Emanet Kalp
Sırlar geçmişinde ihanetinin en acısını sırtında taşıdı. Kalbinde taşıdı... Aklında taşıdı. "Sen bana yalan söyledin Çağrı! Sen benim canıma kıydın, ölüme terk ettin! Sen benim hayallerimdeki aşkı çaldın Çağrı! Sen benim kardeşimi vurdun, Mehtap`ı sen vurdun! Senin yüzünden bir hayata, bir cana kıydım ben! Ellerim kan içinde anlıyor musun, kan içinde! Senin yüzünden iki yıl boşuna hapis yattım. Bunun bedelini kim verecek Çağrı? Onca acının bedelini kim ödeyecek söylesene bana? Onca yalanın içinde tek doğrum vardı benim... Seni sevmek... Ben artık seni bile sevemiyorum... Sen bana ihanet ettin. Sen bana kıydın, intikam mı almak istiyorsun?" Dedi öfkeyle konuşurken. Yanında getirdiği silahı çıkarıp daha sonra Çağrı`ın titreyen eline ağır cezasıymış gibi bırakırken kendi kalbine doğru hizalarcasına nişan aldırttı. Çağrı eline koyulan silahı görür görmez kanı çekilmişe dönerken şaşkın ve acıyla yeşillere baktı. Yapma der gibi acıyla karışık hüzünle gözlerine yalvarırcasına baktı. Her şeyi hak ediyordu. Bu zamana kadar yaptığı kötülüğün bedelini şimdi çok ağır ödüyordu. Sevdiği kadın ödetiyordu... Hera, güçlü ve dik duruşuyla kalbine isabet edilen silahı kalbine daha çok bastırıp "İntikam öyle değil böyle alınır." kararlı gözlerle tetiği hiç korkmadan çekti. Etrafta yankılanan sesle anında buz gibi titredi Çağrı. Elindeki silahı ölü gibi tutuyordu, daha doğrusu tutamıyordu bile. Sevdiği kadının eli elinde olmasaydı eğer çoktan yeri boylamıştı. Hera tetiği çektiğinde öldüğünü sanmıştı ve korkarak ardından gözlerini sıkıca yummuştu. Gözlerini açmaya korkuyordu. Sevdiği kadını kanlar içerisinde görmeye cesareti yoktu. Ardından onun sert sesini işitti. Gözlerini hızla açarken yüzüne şokla bakıyordu. Bedeninde herhangi bir hasar, kan göremeyince ilk başta anlayamadı. "Sırtımdan değil kalbimden vuracaksın Çağrı Dağırman! Korkarak değil cesurca o tetiği çekeceksin aynı benim yaptığım gibi." deyip tetiğin ucunu bu sefer yön değiştirircesine Çağrı`ya doğrultmuştu. Çağrı o an anlamıştı. O kurşun boşa denk geldiğini anladığında derin bir nefes çekti. Bu sefer de iki kurşunu omzuna ve göğsüne yerken buldu kendini. Acıyla gözleri kısıldı. Bu sefer ki kurşun boş geçmemişti. Omzundaki ve göğsündeki acıdan daha çok kalbin acısı ön plana çıkıyordu. Sevdiği kadına ihanet etmişti. Sevdiği kadının kardeşine kurşunlar yardırmıştı. Sevdiği kadın ne yaparsa en ağırısını hak ediyordu. Hiç düşünmeden hiç acımadan omzundan ve gövdesinin üst kısmına iki el açtığında gözleri nefretle kısılmıştı Hera`nın. "Şimdilik kalbini sana bağışlıyorum ama velakin bir daha karşıma çıkarsan eğer hiç acımam kalbinden vururum! Seninle bir geçmişimiz yok! Seninle geçirdiğimiz o güzel günler yok! Hepsi bu tetiği çekmekle beraber yok oldu, silindi. Artık sana karşı hiçbir duygum yok, sadece nefretim var. Ki sen onu da hak etmiyorsun! Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı artık benim! Sen şansını fazlasıyla harcadın, şimdi defol git! Beni, kardeşimi de rahat bırak! Yemin olsun ki anneni dinlemem diri diri toprağa koyarım seni." sesi bağıran biri gibi çıktı. Çağrı duyduğu sözlerle daha çok ezilirken gözleri daha çok acıyla yanıyordu. Hera`nın nefretini her geçen saniyede daha çok kazanıyordu. Hera elindeki silahı yere doğru fırlatıp, yüzüne yansıyan kinle son kez eserine bakarak arkasına bir daha dönmeyecekmiş gibi çekip gitmişti. Çağrı çok can yakmıştı. En çok da değer verdiği cana fena halde yaralar açmıştı. Bütün çabası o gün son bulmuştu. İçindeki o küçücük sevgiyi de bugün öldürmüştü, öldürtmüştü. Omzunda ve göğsünden fışkıran kanlar zemine damlarken, kalbindeki acı daha çok şiddetlendi.
3h önce
  Yazar@saudade47
Loading...
0%