Altın Kafes
19.8.2007
Annem yavaş yavaş bavulumu topluyordu.
Ben her sene 5 ay boyunca teyzemin yanına Mardin`e gelirdim(yaklaşık 2 yıl boyunca)ama artık anneme nolduysa bugün aniden gelip gidiyoruz diye tutturmuştu ve şuan bana sormadan bavulumu topluyordu
Annemin önüne geçip ellerimide belime koydum ardından
- Noluyor anne ne diye seninle geliyorum unuttuysan Ağustos ayına bile gelmedik nerden çıktı bu gitmek
diyerek sitem ettim.
Annem sinirle bana baktı ardından sertçe bavulu kapattıktan sonra kollarımı sıkıca tutup
- Çünkü öyle gerekti sevgili kızım zaten bir daha bu lanetli yere gelmiceksin
dedi etrafına tiksinti ile bakınarak
Teyzem odaya girdiğinde annem ile teyzem kavga etmeye başladılar
Yani aslında kavga değilde annem teyzemin üstüne üstüne gidiyordu
Bu durumdan sıkılarak merdivenlerden inerek porsuğun odasına gittim.
Porsuk yatağında oturmuş trileçe yiyordu.
Şuan,kurduğum tuzağa düşüp bacağını kırdığından dolayı sadece yatakta oturuyordu.
Yanına gidip oturdum
Porsuk bana bakmadan hala tatlısını yiyordu
Normalde bu tatlıyı bu kadar da yiyemezdi hatta bu tatlıdan nefret ederdi.
- Porsuk tamam özür dilerim yani bu bu sefer ağırdı
diyerek bacağına koydum elini
Porsuk sinirle bana bakıp
- İsabet oldu ya kızım sen delimisin
dedi normalde olsa yine bu sebepten kavga ederdik ama bu sefer kafam sadece porsuğun bacağındaydı
Porsuk elini omzuma koydu galiba bu anormalliği o da fark etti
- Noldu birşey mi dediler sana
demesi üzerine kafamı yavaşça kaldırıp yüzüne baktım
Ağlamaklı bir sesle
- Özrümü bu sefer kabul et çünkü ben bir daha gelmemek üzere gidiyorum
dememle porsuk bir an düşündü ardından da
- Annen geldi dimi
dedi.
Söylemeden herşeyi anlayan porsuk devrede
Evet dercesine kafamı salladım
Porsuk hiç beklemediğim anda bana sarıldı
- Gitme leyal oyunu berabere bırakma
demesine gerçekten çok şaşırdım bana gitme diyordu ama her sabah git diye beynimin etini yiyen de oydu
Bu oyunda her sene kim daha çok intikam alırsa o kazanıyordu. Geçen sene o kazanmıştı ve ben de ona babamın son hediyesi olan kolyemi vermiştim.
- Sırf bu yüzden bacağını kırsam bile mi
- Ne var alt tarafı bacağım kırıldı kalbim değil ya
Yavaşça ağlayarak daha da sıkı sarıldım
- Söz araz gitmicem eğer gitsem bile geri gelicem
- Sözünü bu sefer tut leyal
O da ağlıyordu
Beni gerçekten bu kadar seviyormuydu
Birinin kolumu tutmasıyla arazdan ayrılmak zorunda kaldım.
Sadece ellerimizi bırakmıyorduk
- Kolyeme iyi bak o benim hayatım tamam mı
dedim aceleyle
- Hayatımıza birşey olmasına izin vermem merak etme
demesiyle daha çok ağladım.
En son ellerimiz ayrıldığında İlhan amca beni kucağına alarak dışarı çıktı
Ben ise deli gibi ağlıyordum
En son konaktan çıkarken deli gibi bağırdım
- Söz herkese söz en çok sana söz porsuk geri gelicem gerçekten
_________________17 Yıl sonra ______________
19.08.2024
Evet ne kadarda sözünde duran biriyim dimi
Söz demiştim ona gitmicektim ama şuan annemin yanına gitmemek için onunla evlendiğime rağmen kendi isteğimle annemin yanına dönüyordum
17 yıl öncesine Tek değişen şey kalbimin ağırlığı ve soyadım
Leyal Köksal olarak ağlayarak söz demiştim geri gelicem demiştim ama şimdi Leyal mahzaroğlu olarak yine ağlayarak söz dedim bir daha yüzümü görmüceksin
- Leyal emin misin
Ferzan abinin sesiyle kafamı camdan kaldırıp
- bu sefer emin olmasam demicem Ferzan abi gerçekten hiç bir şey bilmiyorum tek bildiğim bu şehirde artık kalamayacağım
dedim ağlayarak
- En azından İstanbul`a dönme cidden bunu bir abin olarak söylüyorum annen bu durumu kaldırman için hiç yardımcı olmucak
Evet Ferzan abi haklıydı şuan annemin göbek atıp boşanma davamı yarına aldırmak için bile uğraşlar veriyordur
- annem haklıymış Ferzan abi benim burda yapamayacağımı söylerken dibine kadar haklıymış
Çantamdan peçetimi alırken birden araba durdu
- Noldu niye durduk
diyerek endişeyle ferzan abiye baktım
Hiçbir sorun istemiyorum artık buradan hemen gitmek istiyorum
Ferzan abi ellerini hafifçe direksiyona vurarak
- Yenge kusura bakma ama ben başka yenge istemiyorum anlarsın ya
diyerek hafifçe gülüyordu
Nasıl!
Hemen eğilerek yola baktım
Araz Mahzaroğlu arabanın önünde arkasında bir sürü korumayla bekliyordu benim ona baktığımı görünce de elini salladı
Hasssiktir
Yavaşça arabanın kapısını açıp dışarı çıktım
Ayağımın burkuk olmasına rağmen onun karşısına geçtim
- Ne oluyor ya hı daha ne istiyorsun benden
- Gitmiyorsun
Ne demek gitmiyorum!
Deli gibi gülüp
- Ne
dedim. Araz yavaşça kollarını birbirine bağlayıp
- Gitmene izin vermiyorum karıcığım bunu daha nasıl anlatayım
dedi ama bilmiyorduki ben ondan izin almadım
- Senden izin alan kim be hı kim bu sik kafalı
Parmağımı ona doğru uzatarak devam ettim konuşmama
- Ben sana söz verdim bir daha yüzümü görmüceksin diye ve bilirsin sözümü tutarım şimdi çekil yolumdan
Araz kendi kendine gülüp çenemden tutup
- Unuttun galiba karıcığım o zaman da sözünü tutmadın ve yine unuttun ki ben senin bu sefer sözünü kabul etmedim
dedi,ben onun elini çenemden çekerek
- Çıktığın yere ananın amına geri dön tamam mı
diyerek bağırdım
Ama o kahkaha atarak eliyle beni gösterdi korumalara
- Yengeniz ne kadarda komik değil mi
Ardından benim elimi tutma girişimde bulundu
Ben ondan kaçarak arkama doğru bir adım atmaya çalıştım ama burkuk ayağım yüzünden yere düştüm
Cidden onca yol ağlamaktan hem başım ağrıyordu hem de kalbim ama ona boyun eğmicem bin pişman olucak karşıma çıktığına
- Çıçıçı ama karıcığım neden böyle yapıyorsun
diyerek yanımda dizini kırarak bana doğru eğildi
Eğer ayağım burkuk olmasaydı görürdü o siktiğimin porsuğu
- Maç 3-2 bitti sen kazandın oyun da burda bitti daha fazla zorlamanın anlamı yok araz bırak ki seni iyi hatırlayayım
Bu cümlemde ona karşı gram anlayış, sevgi aklınıza ne gelirse hiçbiri yoktu
Araz yüzümde hala taze olan gözyaşımı eliyle silerek
- Ama ben kaybettim Sinsirella sana karşı kaybettim.
dedi.
- O zaman her halde kaybet porsuk
diyerek önceden iç cebimden çıkardığım bıçağı boynuna yasladım
Arkadaki korumalar bize doğru gelirken porsuk eliyle onları durdurdu
Gerçekten ölmek mi istiyordu
- Ama o zaman oyun yine berabere kalır yok beğenmedim bu fikri
diyerek boynumu tuttarak bana daha da eğilmeye başladı
Mal mı bu ya daha ne kadarda eğilecek
O eğildikçe ben yere doğru gidiyordum resmen
En son kafam yere gelince o da üstüme uzanmış bir şekildeydi
Cidden çok yanlış bir durumdaydık
- Madem beğenmedin bu fikri bırak beni yoksa ölüceksin annene yazık
Araz hafifçe gülümsedi ardından elini boynumdan çekerek elimdeki bıçağı göğsüme sapladı
Büyük bir şokla ona bakıyordum beni öldürecek kadar seviyormuydu bu kadar mıydı
Kesik kesik nefes alıyordum sanırım burada can verecektim
Araz hiç keyfi bozulmamış bir şekilde boynumu öptü.
- Karıcığım seni bırakmam için ancak ölmen gerekir ama ben bunu istemiyorum.
|
Oyunbozan 💫 |
Oyunbozan
8 kişi ve ölümcül oyun oynarlar hesaba katmayan şeyler gerçekleşir ...
|
Kraliyet Adı Altındakiler
Mutlu bir kraliyet ailesinin ardındaki gerçekleri biliyor musunuz?
Bilmiyorsunuz...
Peki öğrenmek ister misiniz?
Teknolojinin en üst seviyede olduğu Loreya ülkesinin varisi Laren Balty, ailesi tarafından iki kuzeniyle bir akademiye gönderilir. Herşey düzeninde ilerlemeye çalışırken akademiye karşı gizli bir suikast düzenlenir. Laren farkında olmadan bütün olayların kalbi haline gelmiştir. Arttık seçenekler kısıtlıdır.
Öl yada öl...
|
REQUIEM
Rüyamıza bir ağıt yaktım. Sonra seni kurtardım, ardından kendimi astım.
♆
Gök, yere düştüğünde vaat edilen cennet boğulur altın çocuğun dolmayan denizinde. Yaralı hayalperest doğar sabah yıldızının güneşinde. Kendi acısından zevk alarak oynar tragedyasındaki mükemmeli, en ön sıralara dizilmiş tanrılar karşısında. Savurur buklelerini gururla. Alkollü gecelerin uyuşuk tanrıları önyargılarıyla yüceltir hayalperestin gösterisini. Ortasına gelir sahnenin, selamlar kendisini kanatsız bırakan, yüzsüz tanrılarını. Seyircisinden akan birkaç damla gözyaşı takdir etmeye yeter mi çocuğun melodramını?
♆
"Duyuyor musun?" diye sordu kıza. Yerinde hafifçe sallanmaya başlamış sanki bir şarkıya ritim tutturuyordu. "Neyi?" diye sordu kız. "D minör..." dedi adam. "Ne diyorsun Ege bir bok anlamıyorum." diye çıkıştı kız sessizce. "K. 626 Gece, Mozart." Adam sallanıp mırıldanmaya devam ediyordu. Genç kız sabır dilercesine nefes aldı "Mozart falan yok Ege!" diye soludu dişlerini sıkarak. "Requiem, Gece, yarım kalmışların ilahisi, ölülerin ağıtı. Bizim şarkımız çalıyor. Sevgili, Lacrimosa`m çalıyor..."
|
İki̇yüzlü Sirlar
İnsanlar ikiyüzlüdür. Bir yüzleri sizi severmiş gibi yaparak size güven verirken,diğer yüzleri ise size zarar vermek için türlü oyunlar kurar.
Bu oyunların ne kadar büyük veya küçük olduğunun bir önemi yoktur.Yalan ve sinsilik bu insanların öz benliğidir.
Bir oyun,kimse kimseye güvenemiyor.
Bir oyun,kızıl kanlar vücutları kaplıyor.
Bir oyun,bu oyunda hayatta kalabilecek tek bir kişi olacak.
Hadi sizinle bir oyun oynayalım,ödül canınız olsun,kazanan oyunu kursun.
|
Gümüş Hançer
"Düşmanlarının gözlerinin önünde acizliğini mi göstereceksin ?"
Ne diyordu bu sikik herif? Ölüyordum, oyuna gelmiştim. Zaten başından sonuna kadar acizdim.
"Sadece bu tiyatro oyununun romantik bir son sahnesini oynayalım." Konuşurken zorlanıyordu. Ilık nefesleri boynumda süzülüyordu. Sanki ona gümüş hançeri saplayan ben değilmişim gibi umursamaz davranıyordu.
"Peki." dedim. "Bu dramatik tiyatro oyunun adı ne?" Damarlarımda kol gezen acı yüzünden soluklanarak konuşmak zorunda kalmıştım.
Boşta kalan eliyle çenemi kavradı. Başımı göğsünden ayırarak gözlerimizin buluşmasını sağladı. Boynundan çenesine doğru belirginleşen damarları sanki siyah bir iplik gibiydi. Göz çevresi siyaha bezenmişti.
Verdiği nefesler yüzüme çarpıyordu. Nefesi kan kokuyordu.
"Kukla`nın Ölümü." dedi. Kukla bendim ve bunun da gayet farkındaydı. Sanki sadece ben ölecekmişim gibi konuşuyordu. Ölüme bile kaybedemez miydi?
"Hadi!" dedi. "Romantik sahneyi oynayalım." Gözlerindeki heyecan gerçek miydi? Aldığımız nefeslerden birini geri veremeyecektik. Biraz sonra yere yığılıp kalacaktık ve o... Gerçekten de deliydi.
Rahat bir ölüm yok muydu? Belki Andrew`in kollarında sahte de olsa huzurlu bir ölümüm olabilirdi.
Yüzümün önüne düşen saç tutumlarını kulağımın arkasına doğru itti. Yüzü ya gerçekten yaklaşıyordu ya da bilincimi gerçekten kaybediyordum.
"Sadece." dedi. Nefesi yüzümü yalayıp geçti. "Ölene kadar öpüşelim."
Ve dediği gibi de oldu. Ölene kadar öpüştük.
|
0% |