Alev ve Dalgalar serisinin ilk kitabıdır. Serinin devamı için desteklerinizi bekliyorum.

Ölümsüzler aksdjlasd

3 perinin birbirleri ile karşılaşması ve rüya geçidinin gizemini çözmeye çalışması.1.Kız;Ana karakter Crystal (sarı saçlı) 2.Kız;Aria (mavi saçlı ) 3.Kız;Rexi

Bir efsanenin Ardındaki aşklar

Kitap Dark Romance bu arada .d(öyle planlıyorum)

“Rüzgârın arasında kaybolan Naerya… Karanlık bir şato, gizemli bir miras ve her adımda artan sırlar. Cesaretin ve kaderin sınandığı bir yolculuk başlıyor. Sen Naerya’nın ışığını mı, yoksa gölgeleri mi izleyeceksin?”

Peri diyarı asırlardır ikiye bölünmüş durumda: Işığın çocukları olan periler ve karanlığın sessiz varlıkları — gölge ruhlar. Bir zamanlar yapılan kadim antlaşma, bu iki dünyanın sınırlarını belirlemişti. Fakat hiçbir denge sonsuza dek sürmez. Dört genç kız… Her biri iki elementin gücünü taşıyan nadir varisler. Su ile toprağın uyumu, ateşle havanın öfkesi, ay ile güneşin dengesi, doğa ile şifanın nefesi… Serelit Akademisi’ne seçilmeleriyle hayatları değişir. Çünkü orası yalnızca bir okul değil; sırların, seçimlerin ve kaderin kesiştiği yerdir. Eski antlaşmalar sarsılmakta, görünmeyen bir karanlık sessizce yaklaşmaktadır. Her şey, gölgelerin arasında fısıldanan bir gerçeğe işaret eder: Işık yalnızca aydınlatmaz… bazen en derin gölgeleri de ortaya çıkarır. Dostluk, ihanet ve aşk arasında ince bir çizgide yürüyecekler. Ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Işıkla karanlığın dansında, herkes kendi tarafını seçmek zorunda kalacak.

Küçüklük yaslarında kaçırılan ve denizciliğe mahküm kalan Martin, Gemideki thore ile tanışır ve hayatında hiç şahit olmadığı anlara şahit olur...

Cezalı yüzler, birleşen kanlar

Sadece bir kaç saatte hayatınız ne kadar değişe bilir bu kitapta karakterlerimiz hiç bilmedikleri bir dünyaya adım atarken onların yanında olmaya hazır olun

Yaşamdan öncesi, ruhlar diyarı, orası burası. İnsan doğmadan önce ruhu belirlenir, derler insanlar. Ruhlar insan için vardır, derler. Yaşamdan önce ruhların belirlendiği bir evren burası. Akla gelebilecek her tür farklı büyüleyicilikler burada. Ruhlar Diyarı, derler insanlar. Gece Yarısı Krallığı ve Güneş Işığı Krallığı olmak üzere iki krallık. Visal adı verilen varlıklar yaşar burada. Visal, yarım ruh demek. Buda insanların bilmediği kısım. Gece Yarısı Krallığı`ndan bir visal olup anne babasının kim olduğunu bilmeyen Marsel, merakına yenik düşüp ailesinin kim olduğunu ve neden yok olduklarını araştırmaya karar verir. Bu derin sırlara batmaya karar vermişken bir lanet ile karşı karşıya gelir. Her visal gibi karşı krallıktan biri ile eşleşmesi gerekirken kendi krallığından biri ile eşleşir. Ailesinin derin ve karanlık sırları ondan gülümsemesini çalarken, lanetten kurtulmaya çalışır. Ama lanet tıkırında işler. Ve bundan kimse, kendi bile memnun değildir. "Lanetime aşık oldum. Bu çok kötü bir şey, biliyor musun? Çok kötü hissettiriyor, Avcı." "Sen onu bana sor, lanetli. Ben avıma aşık oldum. Sen onu birde bana sor."

Ya cehenenm cennetten güzel gelmeye başlarsa?

sonbahar bir bahaneydi aslında ağaç sıkılmıştı yapraklardan..

Konu:Bay poter geçmiş dünyayı çok merak eder ve bir portal yaratmak ister dünyanın farklı yerlerinden bir sürü parça toplar ama en önemli parçayı toplamayı unutur portal tamamlanır herşey geçmişe gitmek için hazırdır ama bir sorun vardır o eksik parça olmadığı için bay poter geleceğe gider....

Lilienne 11 yaşındayken vücüdunda bazı insan kavramına uymayan değişimler görür. Fazlaca uzun kollar 6 tane bacak ve benzeri... Aynı şekilde bu durumu fark eden annesi Lilith, onu krallığın "Ravennia" adını vermiş olduğu, dehşet hüzün ve korkunun yuva yaptığı diyara sürgün olarak gönderir. Lilienne gönderildiği yerde ölümle burun burunayken Morvane sirkinin sahibi Bayan Elisabeth`in onu bulmasıyla hayatı değişir.

𝑎𝑙𝑚𝑖𝑙𝑎 𝑖𝑙𝑒 𝑘𝑖𝑡𝑎𝑝𝑐𝚤𝑑𝑎 𝑖𝑘𝑖 𝑐𝑜𝑐𝑢𝑘𝑙𝑎 𝑐𝑎𝑟𝑝𝚤𝑠𝑡𝚤𝑘 𝑒𝑛 𝑓𝑎𝑧𝑙𝑎 𝑛𝑒 𝑜𝑙𝑎𝑏𝑖𝑙𝑖𝑟𝑘𝑖? 𝒊𝒔𝒕𝒆 𝒉𝒊𝒌𝒂𝒚𝒆𝒎𝒊𝒛 𝒃𝒂𝒔𝒍𝜾𝒚𝒐𝒓 𝒔𝜾𝒄𝒂𝒄𝜾𝒌 𝒃𝒂𝒕𝒕𝒂𝒏𝒊𝒚𝒆𝒏𝒊𝒛𝒊𝒏 𝒂𝒍𝒕𝜾𝒏𝒂 𝒈𝒊𝒓𝒊𝒑 𝒃𝒖 𝒚𝒐𝒍𝒄𝒖𝒍𝒖𝒌𝒕𝒂 𝒃𝒆𝒏𝒍𝒆 𝒃𝒊𝒓𝒍𝒊𝒌𝒕𝒆 𝒐𝒍𝒖𝒏 𝒐𝒚 𝒗𝒆 𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎𝒍𝒂𝒓𝜾𝒏𝜾𝒛𝒍𝒂 𝒌𝒆𝒏𝒅𝒊𝒎𝒊 𝒚𝒂𝒏𝒍𝜾𝒛 𝒉𝒊𝒔𝒔𝒆𝒕𝒎𝒆𝒚𝒆𝒄𝒆𝒈𝒊𝒎𝒅𝒆𝒏 𝒆𝒎𝒊𝒏𝒊𝒎...

Dünya üçe ayrılmıştı; İnsanlar, Elementler ve Element Avcıları... Dünya`da düzeni sağlamak elementlerin işiydi. Fakat her düzen bir gün bozulur.

İki krallık… Biri ışığın, diğeri gölgenin. Ve arada kalan bir kız — Mira. Kendini sıradan sanan genç bir ruh, farkında olmadan iki dünyanın kaderini taşıyor. Bir kolye, bir sır ve uyanan bir güç… Kader yeniden yazılmak üzere.

Ateş tanrısının gücüyle kutsanan Jack elementler arasındaki bu soğuk savaşı bitirebilecek mi

Ateş tanrısının gücüyle kutsanan Jack elementler arasındaki bu soğuk savaşı bitirebilecek mi

Yedi hanedan Taht uğruna birbirine düşsün kadim bir tehdit unutulmuş topraklardan uyanıyor . Kuzeydeki Gözcü kalesi düştüğünde , tehlikeyi gören son tanıkların uyarısı Yıkık Konsey de siyasi entrikaların olur . Krallar ve kraliçeler güvenilmez , kılıçlar bilenmiş durumda . Artık tek umutları geçmişi lekeli bir savaşçı kuşkucu ve büyücü çıkarcı bir casus ve kadim bilgeliğin son koruyucusundan oluşan birbirine zerre kadar güvenmeyen bir grup kaçağın elindedir . Kış gecesi canavarları hanedan topraklarına sızarken , bu zoraki yoldaşlar ya hayatlarını riske atıp Mühür ü yerine ulaştıracak yada siyasi hırslara yenilip dünyayı yaklaşan karanlık varlık teslim edecektir . Savaş gölgelerde başladı ihanet kılıçtan keskin

Farklı evrenlerde, farklı ailelerde, farklı halkta büyüyen iki genç. İkisi de bilmiyordu ki tek bir ot parçasının neler yapabileceğini. Değil mi? Yoksa bilen birileri var mıydı? Evren mi onları bir araya getirmişti, yoksa bir ot mu?

Karanlık unutulmayı seçenlerin sığınağıdır. Ama bazı güçler, ne kadar derine gömülse de unutulmaz. Bir zamanlar efsanelere konu olmuş güçler, şimdi sessizliğin içinde uyuyor. Ve o geçmişini bilmeyen kız, bu gücü yeniden uyandırmak üzere.

Iris küçüklüğünden beri sarayda kalan, saray büyücüsü Estes`in tek kızıdır. Annesi gözü dönmüş bir cadı olduğundan Estes onu kaçırıp saraya sığınmıştır ancak annesinin üzerine koyacağı lanetten koruyamamıştır. Ve şimdi, başına açacağı türlü beladan sıyrılması için bir tılsım taşıyıcısına ihtiyacı vardır.

Bir zamanlar ölümle mühürlenmiş bir aşk... Ve yüzyıllar sonra yeniden doğan iki kalp. 17.yüzyılda birbirine öylesine bağlıydılar ki, ölüm bile onları ayıramadı. Bir büyü yaptılar ve Şan Nehri’nin sularında el ele ölüme yürüdüler. Yüzyıllar sonra yeniden karşılaştıklarında, kalpleri birbirini tanıdı… Ama kaderin bu defaki sınavı, ölüm değil unutmak olacaktı.