Issız bir sokakta yürümeye benzerdi kayıp birini bulmaya çalışmak. Yürürsün, yürürsün ve daha da yürürsün ama yol o kadar karanlıktır ki önünü göremezsin. Takılıp düşersin vazgeçmeyip geri kalkar devam edersin. Tam bitti derken aslında daha yolun başında olduğunu farkedersin. İşte böyle bir histi. Bağırmak istiyordum, çığlık atmak, ağlamak fakat yapamıyordum. Ağzımı açardım belki sesim çıkar diye ama sesim bana ihanet edercesine çıkmazdı. Kaç yıl olmuştu saymamıştım sesimi kaybedeli. Fakat ilk defa bu kadar çok istemiştim sesimi duymayı. Abim benim her şeyim... Karşımda duruyor fakat beni görmüyor gibiydi, seslenmek isterim fakat seslenemem. Sadece ve sadece bakmakla yetinirim...

Hiç kimsenin bilmediği ama bildiği. Hiç kimsenin görmediği ama gördüğü. Hiç kimsenin varlığını kanıtlayamadığı ama var olan bir canavar düşünün. Sizce böyle bir canavar varmı? Kahramanlarımız bu gizemi çözebileceklermi.

Kral Kazumi`nin emriyle başlatılan "Cadı Avı" tam kırk iki gündür sürüyordu ve yalnızca turuncu veya kızıl saçlı kişiler hedef alınıyordu. Bu süre zarfında, turuncu saçlı her birey, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın idam ediliyor; kahverengi gözlüler ise ya kralın hizmetkarı oluyor ya da ölüyordu. Halk, bu zulmü "Cadı Avı" olarak adlandırmaya başlamıştı. Kazumi`nin ölümüyle, cadı avları tüm krallığı kasıp kavurdu. Adaletin olmadığı Salem Cadı Mahkemeleri benzeri yargılamalar yapılıyor, suçlananların kurtulma şansı neredeyse sıfıra iniyordu. Halk, korku içinde yaşarken, krallıkta Kral`a karşı gizli bir direniş doğmaya başladı. Bu sırada, krallıkta başka bir gizem gündeme gelmişti: Kralın eşi ikiz bebek doğurmuş, fakat bebeklerden yalnızca biri hayatta kalmıştı. Diğer bebeğin akıbeti, doğuştan ölü mü yoksa cadı mı olduğu yönündeki söylentiler arasında dolaşarak halk arasında huzursuzluk yaratıyordu. Zalimliğin giderek arttığı bu dönemde, halk arasında özgürlük arayışı sessizce büyüyordu. Ancak herkesin aklında tek bir soru vardı: Kralın kaybolan çocuğuyla ilgili sırlar, krallığı nasıl etkileyecekti?

insanları öldürdüğünü hatırlamayan astera kimse tarafından katil diye anılmaz. Ailesi onu psikolojisi bozuk diyerek bir psikoloğa götürürler. Bir gün kimsenin olmadığı, yaşamadığı ormana gider asteranın çocukluğu burda geçmiştir. Orda tanımdığı bir ajanla karşılaşır . Ajan ilk gün ondan süphelenmiştir . O ajan zeyd`tir.

deren Asil 17 yaşının sonunda okul dönüşü ailesini evde ölü bulur. hayatının en güzel zamanları ailesini kaybeden deren ailesinin katilini bulmak ister. fakat bu yolda öğrendiği gerçekler ile hayatı bir çıkmaz sokağa döner. peki ya bu çıkmaz sokaktan çıkabilecekmiydi? hepinizi bu hikayeye davet ediyorum..

Kadın cinayeti ve savcılık işlerini barındıran, öldürülen bir kadın ağzından yazılan bir kitaptır.

Sayılara kafayı takmış bir adam tarafından esir alınırsın...

Benim adım doğa yaşar İstanbulda 3 kız kardeşleriyle çok mutlu yaşarken büyüdüğüm de hayatım tam bir kaosa dönmüştü onun için ben büyümeyi hiç sevmedim keşke o çoçukluğum da kalsaydım dedim hep hayla benimleyseniz Hadi Başlıyalım.

herkesin bilip bilmezden geldiği şeyler vardır elbet değilmi peki ya bunlar birinin hayatını korkunç yönde değiştiriyorsa herşey bizim iki dudağımızın arasındaysa

Gözlerimi hafifçe aralayıp "Nasıl ya?" "Ben ölmedim mi ?" diye sordum. "Hanımefendi ne diyorsunuz anlamıyorum!"diyince yattığım koltuktan kalktım ayağa önümde duran kişinin otobüs şoförü olduğunu gördüm "Ölüme Bir bilet yok mu?"dedim. Adam hiçbir şey anlamamış gibi yüzüme baktı ben de otobüsten inince kendi kendime söylendim "Ölüme bir bilet almayı unutmuşum herhalde"dedim.

"Zamanla anlaşılan tek şey güvenmenin sevmekten daha önemli olduğudur " Cumhuriyet Savcısı İncila Akel Yüzbaşı Ulus Ecevit Akay

Kitapta 2 arkadaşın meraklarında dolayı girdikleri gizemli bir mağarayı konu ediyor,kitabın devamı için okumaya başlayınız. @enes.trosee İnstagram Adresimiz.

Konu: Küçük bir kasabada, yıllardır kullanılmayan bir postane binası yıkılmak üzeredir. Ancak yıkım ekibi, binanın bodrum katında eski bir posta kutusu bulur. Kutunun içinden hiç gönderilmemiş, zarfları bile açılmamış yüzlerce mektup çıkar. Mektupların tarihi 1920’lere kadar uzanır. Hikayenin ana karakteri, meraklı bir gazeteci olan Selin, bu mektupları araştırmaya başlar. Ancak, bir mektup özellikle dikkatini çeker: Mektubun içinde bir ipucu saklıdır. Bu ipucu, bir kayıp aile servetini ve o dönemde işlenmiş bir cinayetin sırrını açığa çıkarabilir. Selin, hem mektupların hikayesini hem de kasabanın karanlık geçmişini çözmeye çalışırken, kendi ailesinin bu sırlarla bağlantılı olduğunu keşfeder. Zamanla Selin, geçmişle günümüz arasında bir köprü kurarak, kasabanın tarihini sonsuza dek değiştirecek bir sırra ulaşır. Bu hikaye gizem, dram ve biraz da tarih temalarını içeriyor.

Genç Kız Tüm zorluklara Rağmen Kötü Savaşçılara Dimdik durdu.....

Oldukça iyi kalbli kahramanımız ülke barışı için bir prensle evlenmek üzeredir bir sabah anne ve babasının ani ölümü ile tahta geçmiştir fakat ülkede karmaşa hakimdir ve ailesine ne olmuştur.

Yetimhanede büyüyen ve genç bir kız olan Yasemin`in, geçmişi hakkındaki her şey tam da reşit olduğu ve o yetimhaneden ayrıldığı gün bir bir önüne çıkmaya başlar. Peki ortaya çıkan her bir gerçek sahiden öğrenilmesi istenen midir? Ya asla öğrenmek istemeyeceklerimiz...

Sayl`ın Lanetli Bir Eve Taşınmasıyla Başlayan Olaylardan biraz zaman sonra Bir Kadının Verdiği Yüzüğü Taktıktan sonra Değdiği Kişi Anında Ölüyordur Sayl Kimseye Değmemeye Çalışıyordur Ve Yıllar Sonra Annesinin Ve Babasının Asıl Ölüm Nedenini Öğreniyor Ve İntikam Almak İçin Gidiyor Ve Adamları Ve Onun Yanında Çalışanları Öldürüyor Ve Bunu Bir İş Haline Getiriyor Para Karşılığında İstenilen Kişiyi Dokunarak Öldürüyor.

4 kız arkadaş,bakalım hepsimin sonu nasıl?

Size Tek bir soru IŞIK mı? yoksa KARANLIK mı?

“Derinden hissettiğinde yazarken; kelimeler bile düşünmeden dökülüyor kaleminden fark etmeden.” “Tüm insanların içinde büyüttüğü bir ruh saklı en derin hazinesinde. Milyarlarca insanın farklı lisanlarda okuduğu sözcüklerin yansıması bambaşka teşekkül etmekte, gören yahut görmeyen gözlerin ve dokunulan her nesnenin tecelli ettiği hissiyat da her biri olmak üzere apayrı. Gördüğümüz gökyüzü neden mavi? Olmak zorunda olmadan, bilinmişe illa ki uymadan gördüğüm gri benim. Perdeyi araladığında, her gün ayarken, insan; bir başka renge uyanıyor esasında bilinçsizce. Sorduğunda verilen cevap değil mühim olan çünkü cevaplar yalnızca ezberlenmiş bir sınır içerisinde dile dökülüyor. Geçmişten bugüne gördüğümüz ve duyduğumuz her mahkumiyetin bıraktığı dehşetle yaşıyoruz her birimiz. Bir ömre sığacak bir yavaşlıkla siniyor benliğimize ve yaşamımıza, fark ettirmeden ve dahası bir başka yaşamı ve hikayeyi izleyerek ürkütecek kadar bilinçsizce. Ezberlenmiş, idrak edilme fırsatı hiçbir zaman verilmemiş, gördüğünü sorgulamaya imkan tanımamış ve şimdi olduğun yaşında en geç kalınmış çaresizliğe mahkumiyetin son raddesi denmiş bir hayat geçiriyoruz. Kalıplar var en nihayetinde, anlatılamamış hikayeler, dayanılamayacak acılar. En önemlisi ise, hiçbir tanıyla bağdaşmayan ruhlar. Ruhunuza iyi bakın, orda çok şey var. Gördüğümüz değil dünyanın dönüşü fakat zamanla sirayet eden ruhlarda hissettik geçen her bir anı. Ellerimizde yahut zihnimizde fark etmeksizin dünyayı tuttuğumuzda bu yalnızca ama yalnızca kökten değişimin en büyük adımı olacak.”

"Alea`nın Zihninde Jeon" Alea, hayatındaki zorluklarla başa çıkabilmek için zihninde Jeon’u oluşturur. Jeon, başlangıçta sadece bir hayal gibi görünse de, zamanla Alea için güçlü bir içsel rehber haline gelir. Hem gerçek dünyada hem de zihinsel dünyasında Jeon, ona cesaret ve güç verir, onu her düşüşünde kaldırır. Alea, Jeon ile birleşerek kendi içindeki gücü keşfeder ve hayatındaki her mücadeleyi onun desteğiyle daha kolay aşar. Jeon, artık sadece bir zihinsel figür değil, Alea’nın ruhunun bir parçasıdır, ona hayatının her anında destek verir. Bir yandan da Alea, Zihninde Jeon`un güçlerini de var eder. Jeon`un sahip olduğu güçler: Acıyı dindirmek, Uyutmak, Işınlanma, Zihin silme gücü vardır. Yalnız Zihin Silme gücü Jeon için en tehlikeli gücüdür eğer Alea`nın zihnini silerse sonunda kendisi de yok olur ve bunu Alea bir gün gerçek dünyasında duyduğu Duygusal bir dönemde acı çekiyorken Jeon`un da Alea`ya olan büyük sevgisi ve bağlılığı sayesinde Alea`ya acı veren gerçek hayatındaki olumsuz yaşanmışlıklarından kurtulması için kendisinin yok olacağı pahasına Zihin Silme gücünü kullanmak istediği ve Alea`nın da Zihninde oluşturduğu Jeon ile arasında büyük bağının kopma korkusuyla onu kaybetmemek için Jeon`un bu tehlikeli büyük kararından vazgeçirmek için Zihninde başka karakterler de canlandırdığını ve sonucunun nasıl olduğu Hikayemizin içinde vardır. Okurken meraklanacağınız ve ruhunuza işleyeceği etkili bir kendi içindeki gücünü tanıma olasılığı içeren hikayedir.

Adam John Watson, vahşi batının son iblis avcısıydı. Ailesi karanlık dünyanın yönettiği iblisler tarafından öldürülmesiyle büyük bir intikam yemini etmişti. Artık tek amacı iblisleri bu dünya üzerinde kurdukları hakimiyeti yerle bir etmekti.

Yaşanmış gerçek olaylar

Koku kitabıdır smut içermez

Yaşamak mı yaşamakmı nefes almakmı Almamakmı ölüm kaç türlüdür ölüm sadece nefesinin kesilmesi mi? Hayır değil ya da benimki ölümün kaçıncı seviyesi?