Jsmsohckndwnkwcknkndwkh2rbjfjhefhj3fbjnfkekjfjk3fjo3r

1 kızı 2 erkek sever hikaye başlar..

Bir kaza bir insanın hayatında çok büyük değişimlere sebep olabilirdi. Yazgı da bu kurbanlardan biriyid. Geçirdiği bir kaza sonucunda anılarının son üç yılını kaybeden genç kız. Kendini yirmi iki yaşında üniversitedsn yeni mezun olacak bir kız zannederken, yirmi beş yaşında iki yıllık evli bir kadın olarak bulmuştu. Hiçbir şey hatırladığı gibi değildi. Kendi bile. Üç yıl önceki kız ile şuan ki kız aynı kişi değildi. Herşey hem Yazgı hem de Karan için tepetaklak olmuştu.

Her hikayenin bir başlangıç vardır. Ve de bir sonu. -İki aile arasında olan,uzun yıllardır da devam eden bu aile husumetini İki aile büyüğü bitirmeye karar verir. Bu husumetin İki gencin zoraki bir şekilde evlenmesiyle biter.

Düşmandan aşka sevenler için

Antalya`nın bir kıyısında 2 çocuğu ile beraber yaşayan ,geçimini tarımla sağlayan bekar bir kadındır. Zorla küçük yaşta evlendiği kocasının ölümüyle yaşadığı kabus son bulur. Yeni hayatına gelen eski aşkı ise onun için yeni bir umut ışığı olur. Süreyya&Keskin

"Yıllarca seni bu odada hayal ettim; sabahlara kadar onun yerine seni becerdim, onun inlemelerini senin saydım. Söylesene, bu çaresizlik değil de ne?" "Utanıyorum," dedi kadın, sesi titrek, gözleri yerde. "Neden?" dedi adam, bedenindeki şehvetle. "Bizden olmaz," dedi kadın, arzulya karışık bir çaresizlikle. Adam bir kez daha sordu, bu defa kırılmış bir yürekle: "Neden?" "Ben senin yengenim çünkü" dedi içindeki kırılmışlıkla kadın Bir an sustular. Odada yankılanan tek şey, kalplerinin çarpışıydı. Birbiri için yanıp kavrulan iki kalp, yılların hasretiyle ağırdı. Kavuşmak bir umut değil, imkânsızın ta kendisiydi. Çünkü bazı sevdalar vardır; törenin gölgesinde yasakla yazılır. Bir bakış yangın olur, bir dokunuş kanunlara çarpar. Onlar da biliyordu: Kavuşurlarsa ölürler, ayrılırlarsa yaşamak sayılmaz. Yanındakıyla yaşar, aklındakiy­le ölürdü sevdalılar; imkânsızın eşliğinde, yasakla yazılan aşkın en keskin cezası. Birbiri için yanıp kavrulan bu iki kalp, imkânsızlığın en keskin cezasına mahkûmdu. Ve bazı sevdalar vardır ki; kavuştuğunda biter, kavuşamadığında efsanele­şir.

Kitap yazmak benim tutkum

Ahlaz Karun Astepe . Okulun en belalı ve uzak durulması gereken çocuğudur. Yada öyle midir sahiden?

Açıklama yok bam bam bam

“Kalpler bazen en beklemediğimiz anda birbirine dokunur. Bu hikâye, tutkuyu, özlemi ve kırılgan duyguları bir araya getiriyor. Her bakışta, her sessiz dokunuşta hissedilen o tarifsiz heyecan ve bazen yakan, bazen iyileştiren aşkın gücünü anlatıyor. Sayfalar ilerledikçe, kahramanların kalplerinde fırtınalar koparken siz de onların heyecanını, acısını ve umudunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz.”

Sözler söylenmeden, bakışlarla konuşulan bir aşk… Yılların özlemi, kırgınlıkları ve bastırılmış hisleriyle, Liya ve Faris’in yolları bir prestijli davette yeniden kesişiyor. Görkemli salon, gözlerin üzerinde olduğu bir davet… Ama kalplerinin ritmi yalnızca birbirine ait. Bu hikaye, sessiz bakışların, güçlü duyguların ve kelimelere gerek bırakmayan bir aşkın öyküsü.

Kavuşamayan liseli öğrenciler...

Kavuşamayanların hikayesi

"Hayur ula, seni karum yapacağum daa." Ela gözleri, gözlerimle buluştuğunda keskin ve net bir şekilde siyah gözlerimi delip geçiyordu.

"Tilkiler zambak koklar mı?" "Koklar." "Her çiçeği mi?" "Senin dışında olan her çiçeği koklarlar." Babasının tahtına geçen ve ondan kalan tüm pislikleri çekmek zorunda olan bir kadın ve kendine bir imparatorluk kurmuş olan adam.

Ailesinin baskısı yüzünden istemediği bir bölümde okuyan Savaş Bolat, baskıcı ailesinden ve yorucu hayatından uzaklaşmak ister ve bunun için evden ayrılıp Fethiye`de yaşamaya karar verir. Hava alanında karşılaştığı kızla tesadüfen tanışır. Sera Aslanbey, ailesinden uzakta yaşamak istediği için tek başına Fethiye`ye taşınma kararı almıştır. Tek başına çıktığı bu yolda ise Savaş`la tanışır ama beklenildiği kadar sakin bir tanışma olmaz. Zaman geçtikçe tesadüfen görüşmeler, konuşmalar, geçmiş ve daha bir çok şey gelişir. Savaş ve Sera`nın birbirlerinden sakladığı sırlar ve yaşadıkları travmalar zaman içinde ortaya çıkar ve aralarındaki bütün bağ kopma yoluna girer. Fakat sonlara doğru Sera ve Savaş`ın hayatı hiç beklenildiği gibi olmaz.

“İstediğimi alırım.” “İstediğin ben miyim?”

Tesadüflere inanır mısınız?...

Bu kitap 20 yaşındaki Rüya Soykan ın aşk hikayesidir... Yazar açıklaması : 1. bu kitap eylence içindir ciddiye alıp linçlemeyin lütfen...

Death note fan ship kitabı Lawliet yani namı değer L ve light yagami yani kira Bu ikisi ya aşık olsalardı çoğu fan istiyordur kesinlikle ne duruyorsun oku o zaman!

Kitabın konusu iki aşık kafaları karışık

O gece gökyüzü bile susmuştu. Küçük kız, ellerini titreyerek gökyüzüne uzattı. Bulutlardan süzülen her bir kar tanesi tek bir kelimeyi fısıldıyordu: Kaç. Avuçlarına düşen her kristal tanesi, derisini keskin bir bıçak gibi yırtıyordu. Buz gibi soğuk, kanına karışarak onu daha da berrak hale getiriyordu. Ama kaçmadı. Direndi. Yara izleri derinleşti, bıçak etini daha acımasızca kesti. Sonra biri, o açık yaralara tuz serpti. Ve o, kabullendi. Ölüme daha fazla yaklaştı. Açık kitaplar kapandı. Son cümleler yazıldı ama kimse arkadaki gerçeğe el sürmedi. Ilgın Tanrıkulu ölüydü, ilk doğduğu andan itibaren..

Bir kadının başarlı ve zorlu yaşam süreci…

Bu hikayeyi kız çocuklarına ve içinde hâlâ o kız çocuğunu taşıyan kadınlara hediye ediyorum, iyi okumalar...