devam ediyor 1h önce güncellendi
ÇERAĞ | mahalle.
@yeyipicipyaziyorum
Okuma
2.89k
Oy
429
Takip
116
Yorum
222
Bölüm
5
Karşımda dikilip bana üstten üstten bakarken konuştu. “Beni çağırmışsın, buyur?”
Sesi tok, ifadesi sertti. Kollarını göğsünde kavuşturmuştu, çok uzun boyluydu.
Zihnim, bana ihanet edercesine beş saniye boyunca tamamen devre dışı kaldı. Çünkü az önce söylediği şeyi sindirmekte zorlanıyordum.
Beni?
“Beni çağırmışsın” mı?!
Hani şu göbekli, kel, yaşlı adamlar olur ya.. Sabahları kahvede çay içip gazete okuyan, mahallenin gençlerine “Oğlum, sen kimin çocuğusun?” diye soran tipler.. İşte ben tam olarak öyle biriyle karşılaşmayı bekliyordum. Ama kader, yine o kendine has mizah anlayışıyla, karşıma bambaşka bir şey çıkarmıştı.
Daha doğrusu, birini.
Karşımda duran adam, yaşlı bir muhtardan çok “anaların maşallahı, kızların inşallahı” kavramını çağrıştırıyordu. Esmerdi. Uzun boyluydu. Bakışları sertti. Kaslı kolları, gömleğinin sıvanmış kollarında tehdit gibi duruyordu. Bir de üstüne, o ifadesiz yüzle bana bakıyordu.
Bu bir şaka mıydı?
Bir kamera falan olmalıydı. İstanbul’a yeni gelenleri trolleyen bir sosyal deney.. Ama sonra yanımdaki kızın “işte muhtar bu” bakışıyla birlikte gerçekler acımasızca yüzüme çarptı.
Ben şoka girmiş vaziyette ona bakarken, o da bana bakmayı sürdürüyordu. Kaşlarını hafifçe çattı.
“Beni çağırmışsın, buradayım?”
Göz kırptım. Sonra tekrar.
Derin bir nefes al menekşe. Kontrolü kaybetme. Belki de rüya bu. Belki de hâlâ Manisadasım. Ama hayır. Tartıştığım adam orada, anahtar ise hâlâ elimdeydi. Ve sinirim, zirve yapmış bir halde bana eşlik ediyordu.
Sonunda, mantıklı bir cümle kurabildim. Gerçi ne kadar mantıklı olduğu tartışılırdı.
“Ben muhtarı çağırdım.” Derken kollarımı göğsümde birleştirmiştim. “Bir yanlışlık oldu sanırım, sizle ilgili bir durum yok sağolun.”
Adam ifadesizce kaşını kaldırdı. “ Muhtar benim zaten.”
Gözlerimi kıstım. “Hayır.”
Kaşlarını kaldırdı. “Evet.”
Direndim. “Hayır.”
Çevremizde durup bizi izleyen insanların bazılarının sessizde olsa güldüğünü duyabiliyordum.
Tahammülünün azaldığını belli eden bir ses tonuyla, “İmtihan mısın kızım sen?” Diye sordu.
“Ama muhtar-“
Ellerini siyah kumaş pantolonun ceplerine sokup başını gökyüzüne çevirdi. Sabır dileniyordu galiba. “Muhtar benim diyorum sana. Yinelemeyeceğim bunu, sorunun ne olduğunu söylüyorsan söyle söylemiyorsan işim gücüm var.”
Öfkeli sesi geri adım atmama neden olmuştu. Yine de gururumu ve inatçılığımı devreye sokarak “Ama ben amca bekliyordum..” Dedim.
Yunan heykeli kılıklı muhtarın dudakları hafifçe yana kıvrıldı. Kaşları yukarı kalktı. Ardından alayla konuştu. “Özür dilerim, öbür sefere daha yaşlı olmaya çalışırım. Şimdi problemin ne olduğunu söyleyecek misin? Sabrım tükeniyor.”
___
Menekşe&Cihan.