@slytherinqueen
|
Hep sakin bir hayatım olmuştur belirli düzenim rutinlerim olmuştur ve asla bunları aksatmazdım belirli bir düzen dışına çıkmayı asla sevmedim o yüzden ailecek çıktığımız tatiller gibi durumlar dışında evimden çıkmayı bile sevmezdim odam salonum bunlar bana aitti benim yuvamdı ne olursa olsun ailemle her ne kadar soğuk gibi olsa da Yani özellikle zoraki evlilik konusundaki gibi gibi ama ne olursa olsun onlardan vazgeçemiyordum canımdılar kanımdılar onlar benim ailemdi ne olursa olsun işte ablam ve abim onlar evden ayrılmışlardı işleri içindi gerçi ablam bir pilottu birde bir giyim mağazası vardı abimin ise bir ticaret şirketi vardı şirket işlerini tam anlamazdım ama 16 yaşından beri tırnaklarıyla kazarak yapmıştı herşeyi anladığım kadarıyla Türkiye'ye başka ülkelerden mal gelmesini sağlıyorlardı ve teknoloji şirketiydi onu biliyordum aslan holding hep gurur duydum onlarla ama uzaklaşmıştık onlar işlerinden dolayı Türkiye'deydiler bense annem ve babamla İngiltere'deydim bunu değiştirmeyi de hiç düşünmedim ben hep diğerlerine kıyasla anneme ve babama daha çok bağlıydım ne olursa olsun bundan rahatsızda değildim ayrı bir eve çıkıma düşüncesi bile bana sanki başıma kötü şeyler gelecek miş gibi hissediyorum dum ki biraz öylede oldu hogwars'a başladığım günden beri yani aynı zamanda evimden ayrıldığımdan beri başıma kötü olaylar gelmişti aynı zamanda güzel şeylerde olmuştu tabi Anlattığım olayı gene kendi aralarında tartışıyorlardı bende sakince dinliyor arada lafa giriyordum ama gözüm ağzına koca lokma tıkan ve aynı zamanda konuşmaya çalışan rona takıldı ağzındaki lokma benim 5 lokmama bedeldi İstemsizce gülümsedim " Yaa işte böyle bı küçük sabah aksiyonu yaşadık" " Bir günümüzde normal geçse zaten şaşarım amk!" " Gerizekalı!" Tapabağın daki bir küçük zeytini draconun kafasına attı hermonie hepimiz güldük " Zeytin ne alaka AMK!" " AA benim müstakbel kocamın kafasına zeytin atmayın lütfen!" " Aynen!" " Aynen! Zeytin küçük gelir şurdan tabak tencere falan yokmu!" Aniden içimden gelen espiri ile herkesle birlikte kahkaha attım " Ne ?!Afet bende beni savunuyorsun sanıyorum şurda!" İki elimi yüzüne koydum ve yanağından öptüm " Tamam aşkım benim merak etme şaka yaptım oyyy" Güldü " Yaramaz!" Oda beni yanağımdan öptü ve kolunu boynuma attı " Evet aşk kuşları işiniz bittiyse rahat rahat yemeğimizi yiyelim" dedi Ron " Ay yiyin yemeğinizi hem anlatın diyosunuz anlatıncada suçlu oluyoruz !" Dedim sitemli şekilde " Yalnız Maria o şaka nasıl aklına geldi" dedi luna " Öyle aniden geldi ya " " Ya siz kadınlar dan korkulur yemin ediyorum " dedi Harry " Yooo hiçte bile asıl erkeklerden korkulur!" " Yo asıl sizden korkulur çünkü biz erkekler sizi hep koruruz " Harry beni sinirlerdirmiş ti biraz Dikeldim sert bı şekilde konuşmaya başladım dracoda gerildi çünkü bu konuda ne kadar hassas ve tepkili olduğumu bilirdi " Ya doğru ya hep tarih boyunca erkeklerin kadınları koruduğu söyledin peki neye karşı?" Masada derin bir sessizlik oluştu " Söylesene Harry kime karşı?! Neye karşı kordunuz bizi! HA SÖYLE !" Sona doğuru sesimi biraz yükseltmiştim " Siz erkekler biz kadınların hayatını maffettiniz ! Bize yıllarca eziyet ettiniz köle gibi davrandınız şuan bile kaç kadın dövülüyor cinsel istismara uğruyor bilmiyormusun sen?! Ha seneler asırlar boyunca biz kadınlar hep siz erkeklerle mücadele etmek zorunda kaldık ve savaşlarda bile en çok biz zarar gördük asker savaş sırası kaç tane kadına tecavüz ediyorlar bilmiyormusun sen! Yada her kadın sokakta yürürken çantasındaki biber gazından güç alarak yürümesinin ne demek olduğunu arkadaşların la otururken rahat bı kahkaha bile atamamak ne demek biliyor musun sen? Yada dur elektrik direğine , şu bidonununa, kediye,köpeye küçük bebeklere tecavüz eden yaratıklarla aynı dünyada yaşamanın verdiği korkuyu?! Bana erkeklerden bahsetme hepinizin köküküne kibrit suyu!! Ama bu dünyanın birde ahireti var onuda unutmayın! " Herkes masada öyle bir gerilmiştiki draco bile şuan kendinden utanmıştı eğdiği kafasını kaldırıp bana öyle bir baktıki sanki erkek olduğu için tiksiniyormuş gibi utanıyormuş gibi kendi cinisinin yaptıklarından özür diliyor gibi eliyle sırtımı okşadı Ona sorun yok dercesine kafamı salladım " Özür dilerim " dedi Harry " Özür dilerim " dedi Ron " Özür dilerim" dedi neville " Özür dilerim" dedi cedric " Özür dilerim" dedi fred "Özür dilerim" dilerim george Hepsine gülümsedim " Sorun değil çoçuklar siz bu tip erkeklerden değilsiniz biliyorum ama böyle konularda çok hassasım ve sinirliyim düya da olan olaylar ben okadar çok haber görüyorum ki istemsizce çoo sinirleniyorum" Tekrar " özür dilerim " dedi Harry ve devam etti " Ben düşünemedim bı an bende bizde bu olaylarım farkındayız ama elimizden kendimiz iyi davranmaktan başka bişey gelmiyor " " Biliyorum çocuklar boş verin konuları zaten yeterince zor bir hayatımız var bunları konuşunca elimize bir şey gelmiyecek " "Evet malesef hadi yemeklerimizi yiyelim sonra dersler var afetim kitapları almayı unutmayalım" " Tamam aklımda canım" " Hadi yemeğini ye artık zayıf düşeceksin bu gün tepolu bir gün" " Tamam yakışıklı korumam yiyorum" güldü " Deli" " Sensin o" dedim gülerek " Evlenmem diye ortalığı yıkanlara bakın bütün çiftleri solladılar" dedi gülerek hermonie " Harbi ya sizi böyle görmek beni çok mutlu ediyor" dedi cedric " Sağol kardeşim " draco ile ikisi masanın üstünde el sıkıştılar " Her zaman eee ya merak ettim bu Astoria yada şu tehdit eden şerefsiz herif den bir haber varmı? " " Aaa evet biz seni üzmeyelim diye sormuyorduk ama içimiz içimizi yiyor varmı bir şey? " " Yok çocuklar ama bu gün yarın dumbledore'un oda sına çağrılırız zaten er yada geç ortaya çıkar ve mağlesef çok pinpirikli oldum her an afetin başına bişey gelmesinden korkuyorum" draco anlımdan öptü beni " Ay evet ama ben patlayacağım artık hem sinirden hem meraktan kendimi özgür gibi hissetmiyorum" " Astoria'nın bununla bir ilgisi varmıdır acama o polis kılıklı şeylerde öyle diyince düşündürücü " "Yani ama sizinle açık konuşucam bu kişi zaten erkekti bence bu olay Astoria ile süs köpeğine patladı ve dediğim gibi zaten onun sesi kulaklarımda çınlıyor gece rüyalarıma kadar giriyor ve o sesi untamıyorum " " Sesi seni çok etkiledi galiba neden hep ses ses diyorsun?" Dedi cedric " Yani yüzünü görmedik tamam o kişi erkekti attığı vidio kaydındada ki kişinin yüzü görünmüyor ama kalbından erkek olduğu belli zaten" dedi Harry " Evet ama belki de Astoria tutmuştur dizilerde falanda hep olur ya öyle" dedi ginny " Yok hiç sanmam o gerizekalının o kadar zekası yok ama öyle bir şey olsaydı o tutan değil tutulan olurdu içimde bir his var cedric sordun diye söylüyorum sesi beni düşündürüyor evet çünkü sesi hem çok tanıdık hemde bı okadar yabancıydı içinde bir karanlık vardı sanki ne tanıyorum diye biliyorum nede tanımıyorum ama o beni az da olsa tanıyor diye bilirim öyle hissediyorum " " Hiç sanmam kardeşim seni tanıyan insanlar az çok belli hem okula ilk geldiğin gün oldu o zamanda çok fazla kişiyle tanışmamıştın bence Astoria en mantıklısı o çünkü yada draconun canını yakmak isteyen biridir belki?" " Benim canımı yakacak adam daha anasının karnından doğmadı ve afetim sen bu kişinin sesini tanıdın mı yani? Ses ses diyorsun da aynı cedric'in dediği gibi?" " Sen draco sende onun sesini duysay dın ne demek istediğimi anlardır diyorum hem bir o kadar tanıdık hem yabancı sürekli sesi beynim de yankılanıyor rüyalarıma giriyor ve beynim bir yandan bu sesi tanıyorsun diyor bir yandan sa sen bu karanlığı bilmiyorsun afet sen görmedin diyor" derin bir nefes verdim "Kim bilir belki de tanıdığındır ne bileyim öylesine bı ara konuşmuşsundur ve sesi hafızan da kalmıştır filimlerde haberlerde neler neler görüyoruz" dedi hermonie "Kim bilir belki de" dedi luna "Afetim sana yemin ederim o şerefsiz herifi bi bulursam geberticem" " Biliyorum bebeğim bende geberticem hiç merak etme " " İşte benim kızım!" Dedi draco ve kolunu omzuna attı " Umarım herşey yoluna girer " dedi neville " Umarım neville umarım artık yemeğimizi yiyelim konuşmak istemiyorum" Yemeğimizi yedik ve derslerimiz için kitaplarımız gibi eşyaları almaya odaya gittik odam yandıktan sonra çok az eşyalar kalmıştı malesef bir kaç fotoğraf dosya gibi şeyler kalmıştı Bir kaç tane eşya ve hatıra geri kalan her kül bir avuç kül olmuştu odada bir çok değerli eşyam yok olmuştu okadar yılım küçük bir kutuya sığmış sanki canımı yakmıştı o kutuya bakmayı hiç cesaret edememiştim ama şuan bakmak istiyordum anılarımdan ne kalmıştı merak ediyordum okulun içinde yürürken düşünüyordum sessizleşmiştim genelde bir şeye çok odaklandığımda veya düşündüğümde sessisleşirdim Draco ile ele ele tutuşarak yürüyorduk etrafta bek insan yoktu tek tük insanla karşılasıyorduk Draco tuttuğu elimi bıraktı Ve sırtıma koydu ikimizde duraksadık meraklı gözlerle ona baktım " Afetim?" " Yıldızım?" " Nereye daldın? İyimisin?" " Bir yere dalmadım ve gayet iyiyim?" " Yalancı" dedi sıratarak şakayakla karışık bir tonda " Hey! Bende sen öyle aniden durunca bişey oldu sandım!" " Yok canım ama ben seni anlarım yine daldın sen." " Ya odamdan kalan son bir kaç parça eşya kalmıştıya " " Evet biliyorum mağlesef küçük bir kutu eşya kalmıştı ben içine bakmadım özelin diye sende bakmadın istemiyorsun galiba diye birşey demedim" " Hayır ben sadece..." " Açmaya cesaret edemedin anlıyorum " gülümsedim " Seni işte bu yüzden seviyorum" Güldü " neymiş o?" Beline sarıldım kafamı omuzuna yasladım " Beni konuşmadan anlayabiliyorsun kelimler senin yanında hem gereksiz hem yetersiz kalıyor" gülümsedi ve başımdan öptü "aynı şeyler benim içinde geçerli Sende beni konuşmadan anlayabiliyorsun kelimelere ihtiyaç yok" " Evet Hadi odamıza gidelim" " Gidelim afetim " odaya vardık " Draco nerdeler? Eşyalar yani" " Kutuyu kitaplığımıza koymuştum" draco kitaplığımıza doğru yöneldi ve en alt raftan normal kahverengi kapaklı karton bir kutu aldı ve yanıma geldi ve kutuyu bana uzattı " Onca sene kül oldu ve kalanlar bir kutuya sığdı ha?" Dedim hüzünlü bı tonla istemsizce odamın yanmasına üzülüyordum okadar eşyam vardı bazı büyük eşyalarımı da getirtmiştim kendi evimde gibi hissetmek için yıllardır kullandığım kitaplığım çalışma masam zamanla alıp biriktirdiğim küçük süslerim eşyalarım yani anılarım gitmişti " Biliyorum bebeğim üzücü bir şey olanlar için üzgünüm" " Üzülme boşver bakalım odadan neler kalmış" kutuyu aldım ve yere oturdum evet yere oturdum neden bilmiyorum ama yere otumak istedim yatağın ucundan yere çöktüm sırtımı bazaya yasladım dracoda aynı ben gibi yere yanıma çöktü neden kanepeye yada yata oturmuyorsun diye sormadı sadece yanıma oturdu kutunun kapağını açtım birkaç defter çıktı Bazı çalışmalarım için kullandığım bir kaç defter onları kutudan çıkardım sonra bir fotoğraf çıktı daha doğrusu bir kaç fotoğraf fotoğrafta ben ne ektim ve annemin kucağındaydım elimde bir oyuncak vardı annem kameraya bakıyordu ve gülüyordu ikimiz ne kadar da güzel dik draco merakla ve gülerek fotoğrafa bakıyordu elini fotoğrafa götürdü ve bana baktı gözleri ışıl ışıl dı neden böyle mutluydu anlamadım gülümsedi " Aman tanrım şu fotoğrafa bak afet bu sensin dimi?" " Evet benim bir yaş ya var ya yok sanırım" gülüyordu fotoğrafı elinle aldı aşkla bakıyordu " Çok güzel bir bebekmişsin bayıldım çok tatlısın" güldüm " Bu kadara hoşuna gideceğini bilseydim daha önce gösterirdim" " Nostalji yi severim ve gerçekten çok güzel bir bebekmişsin bayıldım " " Eh evet öyleyimdir " " Annende çok güzelmiş " " Evet öyledir benim annem her zaman çok güzeldir " " Başla fotoğraf varmı?" Dedi heyecanla " Evet var " draco heyacanla gülerek bana sokuldu kolunu omzuna attı elindeki fotoğrafı Kucağına bıraktı Elinme fotoğrafları aldım Ve tek tek bakmya başlatı " Bak bu fotoğrafta ablamın kucağındayım " gülüyordu " çok güzel ikiniz harika çıkmışsınız " " Evet öyle" " Bak bu fotoğrafta koltukta oturuyorum ve öyle gülüyorum sadece en sevdiğim fotoğraflardan dır " draconun nerdeyse gözleri doldu diyecektim " Çok güzel yanı ne diyeceğimi bilemiyorum çok tatlı dişlere bak" beni kendine çekti ve yanağıma bir öpücük bıraktı Öyle beraber fotoğraflara Baktı anılar beni içine bı kara delik gibi çekmişti " Ne kadar güzel bir aileymişsiniz " " Evet ama eskide kaldı mağlesef" " Neden ki ?" " Bilmiyorum ama herkes kendi yolunu çizdi sanki ben hep yalnız hissetim kendimi tam olarak açamadım kendimi onlara evde hep bı bağrış çağrış bı kavga evde herşey vardı da huzur eksikti sanki sonra ablam abim hepsi evden ayrıldı keyfi yere değil tabi iş için ablam abim kendi işlerini kurdu ablam pilot zaten abimin kendi şirketini kurdu öyle işte " " Anlıyorum aynı şeyleri yaşadım bende evimizde hiç huzur yoktu anlattım zaten annem o hep babama ölümüne bağlıydı sanki her kavgamızda babamı savundu yalan yok babam da annemi severdi hatta birbirlerine delicesine aşıktı diyebilirim biz malfoyların aşkı hastalıklı dır annem sanki ona takıntılıydı" " Anneni anlıyorum " " Nası yani?" Şaşkındı " Eğer babana benziyorsan yani babanda senin gibiyse anneni anlamamak münkün değil yani bende sana takıntılı sayılırım" dedim gülerek sesli güldü " Bu bir iltifatmı?" " Yani" dedim cilveyle " Aklımı oynatıyorsun cidden " Ona göz kırptım ve kutudaki son eşyayı elime aldım bir dosyadı içine baktım bir kaç ıvır zıvır vardı baya eski bir dosyaydı elime bir kağıt geldi Üstünde gelecekteki bana yazıyordu bı an anılara daldım geçmişe süreklendim sanki " Afetim bu nedir daldın" " Bunu unutalı çok olmuştu Kaybettim sanmıştım şimdi hatırlıyorum " " Tamam nedir bu peki anlatmak istermisin? " " anlatmak isterim ama seni bıktırmak istemem " "Ne bıktırması müstakbel karım benimle konuşmak istemiş zevkle dinlerim" Bu mektubu ben yazmıştım yıllar önce kendime şimdi şanşsa Bu eski dosyanın içinde bulmuştum " Ben bunu yılllar önce kendime yazmıştım" " Evet afetim?" " Ben 14 yaşındayken biliyorsun muggle okuluna gidiyordum hogwars'a hiç gelmedim türkiyede gidiyordum bizim orda eğitim sistemi zor sizinki den daha zor hatta" " Evet dinliyorum" " Dört artı dört artı dört şekilde ve dersler ilk dört seneden sonra dersler çok ağırlaşmaya başlar türkiyede zorunlu olarak ingilizce derside görüyoruz ve lise sınavı dönemine gelmiştim ozamanlar benim için zor ve stresli bir dönemdi ailemle aramın ilk bozulduğu zamanlardı ve ben bu mektubu sınava girmeden aylar önce yazdım kendimi çok dibe vurmuş hissediyordum ve yalnız bizimkilerde hogwarstaydı ama kendi kendime motive olmaya çalışıyordum bir gün evde yalnız bı karar aldım şuan yaşadığım şeyleri kağıda dökecektim yıllar sonra okuyacaktım bu bana bı tür motivasyon kaynağı olacaktı ama şimdi eski dosyamda buldum" draco güldü " Vay be olaya bak oda tamamen yanmış ve tesadüfen bu mektup sağlam kalmış " " Evet traji komik gerçekten " " Belkide bu artık bunu okuman için bı işarettir " " Belkide ozaman okumalıyım" " İstiyorsan gidebilirim yalnız okuyabilirsin " " Yok canım yanımda olman daha iyi aslında bunu anneme bile söylemedim ama şuan yanımda olman bana güç veriyor ve buna ihtiyacım var" " Şeref duyarım içinde ne yazdığını hatırlıyormusun?" " Hayır pek hatırlamıyorum okuyup görmemiz gerecek umarım utanç verici bir şey yazmamışımdır " güldü " Ne olacak canım en fazla ne olabilir ki? " " Tamam ozaman okuyorum" " Oku hadi" dedi heyecanla ve bende heycanlıydım kağıdı açtım ve okumaya başladım
( Merhaba gelecekteki ben nasılsın umarım iyiyizdir çabalarımızın karşılığını almışızdır çünkü şuan çok yorgunum beğinim çorba gibi umarım iyi bir liseyi kazanmışsındır)
"Kazandım" dedim geçmişteki kendime cevap veriyordum
( Hala avukat yada savcı olmayı istiyorsan tabi ablam pilot oldu onun gibi havalı olmak istiyorum belki bende pilot olurum)
Güldüm " yani istiyorum ama artık pek bana göre değil gibi özelikle pilotluk "
( Belkide büyücü dünyasında avukak oluruz ve artık hogwars'a gittinmi ? Umarım gitmişsindir?)
" Gittim şuan hogwarstayım"
"(Hogwars demiş ken draco yani evleneceğimiz adamla tanıştık mı yani insanın gelecekte evleneceği adamı bilmesi ama tanımaması çok garip ailemi anlamıyorum tamam slytherin vârisi olmak gurur verici ama onu tanımıyorum ya onu sevmezsem ya nefret edersem ya o biz zorla evleniyoruz diye o benden nefret ederse ki bu çok olası ne olacak yani ailemi anlamıyorum yani zorla nişanlıyorlar ama birbirimizi tanımamıza izin bile vermiyorlar çok saçma değilmi ama ailem sürekli senin iyiliğin için diyor kim bilir belkide benim iyiliğim içindir ) draco ile ikimiz birbirimize bakıp kırkırdadık " merak etme geçmişteki ben o hayatımda tanıdığım en mükemmel insan" ( Umarım iyi biridir neyse Ama umarım yakışıklıdır Hermonie sarışın ve mavi gözlü olduğunu söyledi sarışınları severim severiz umarım kaslı ve sportif bir tiptir) Yerin dibine geçmiştim lanet olsun keşke ne yazdığımı hatırlasaydım draconun ağzı kulaklarınday dı " Ya gülme ya " " Yani spor yaptığım için hiç bu kadar sevinmemiştim neyse devam et " okumaya devam ettim ( Neyse şaka bı yana umarım hep mutlu oluruz ne olursa olsun bunu bana borçlusun hep gül kimseyi takma kafana bizim kim olduğumuzu unutma biz birşey istiyorsak yap güçlü kal sporu akasatma ve asla bir erkek için üzülme öyle kızları çok kınadım valla öyle bir şey olursa dalga konusu oluruz otur bide ona ağlarız kendini koru kendine iyi bak)
İkimizde gülüyorduk " Ay ne fena yazmışım rezil oldum ya" " Yok canım ne rezil olması sıkma canını normal bişey yani 14 yaşındaymışsın" " Evet yıllar ne çabuk geçiyor " "Evet " " Sana bir şey sorcam" " Evet afetim?" " Senin çocukluk bebeklik fotoğrafın varmı?" Dedim heyecanla suratı düştmüştü " Hayır yok" " Özür dilerim canını mı sıktım" " Ne hayır canım yani var tabide burda değil kendi evimde de yok varsa sadece ailemin evinde vardır" " Anladım ben senin fotoğraflarını göremeyeceğim yani " hafif acılı gülümsedi " Görürsün " " Nasıl?" " Bir gün seninle ailemin evine gideriz o zaman görürsün" " Gerçekten mi?" " Gerçekten yani bazen annemle konuşuyoruz yazıyor bana gel bı görüşelim diye sende istiyorsan gideriz" " Tabi isterim hemde çok isterim" dedim heyecanla güldü elini yanağıma koydu " Aileme karşı şu sıralar daha çok seviyorum bilmiyormusun" " Neden?" " Çünkü seni bana verdiler hiç zorla nişanlandığım için bu kadar mutlu olacağım aklıma gelmezdi " güldüm Türkçe konuştum " Yiaa şapşikkk" sesli güldü " Ney ney" " Şapşik dedim" kahkaha attı " Ölürüm sana ölürüm'" koca kollarıyla beni kendine çekip sarıldı bende ona sarıldım Saçlarımın arasına öpücük bıraktı " Seni çok seviyorum afetim benim" " Ne kadar " dedim gülerek " Soykırım çıkaracak kadar seviyorum " dedi oda gülerek " Bende seni soykırım çıkaracak kadar seviyorum ama artık gitmeliyiz yoksa derse yetişemiyecez" " Doğru ama telaşa gerek yok daha sen bir mektup daha yaz istersen gidelim " " Olur tamam" Bir mektup daha yazdım ve dersse gittik sıraya oturduk dersi dikkatle dinliyorduk zaten derslerden geri kalmıştık Dersi dinlerken profesor dumbledore iki iri adamla içeri girdi bunlar Astoria ve Victoria götüren kişilerdi " Profesör Mcgonagall draco ile Maria afet'i alabilirmiyim" " Tabi profesör Maria afet draco" " Tabi profesör bir sorun mu var?" " Evet? Sorun mu var?" " Siz odama gelin konuşuruz çocuklar" Sınıftan çıktık herkesin gözü üstümüzdeydi bizimkiler bize gene ne oldu der gibi bakıyordu kafamızla bilmiyoruz manasında salladım " Bize haber verin!" Dedi fısıldayarak hermonie " Evet mutlaka " dedi luna " Tamam!" Dedi draco Sınıftan çıktık ve yürümeye başladık iki iri adam oldukça ürükütüyordu beni boyum 175 olmasına rağmen yanlarında bir tuhaf oluyordum draco sımsımkı elini tutyordu " Merak etme ben yanındayım güzelim sorun yok" dedi fısıldayarak " Sen yanımdasın ya sorun yok" dedim bende fısıldıyarak gerçekten o yanımda olunca herşey yolunda olacak gibi hissediyordum koridorda yürürken ne olacağı hakkında pek bir fikrim yoktu tek bir şeyden emindim oda draco'ya olan güvenim eğer o sorun yok diyorsa sorun yoktur ona karşı okadar öyle bir güven vardı ki içimde neden bilmiyorum ama güveniyordum hayatı bazen akışına bırakma daha iyiydi bunu öğrenmiştim ama aklımda sorularda vardı şuan ne oluyor? ne olacak? daha öğrenmem gereken ne var? İçimde önleyemediğim korku endişe ile yürürlen içimden dua ediyordum Allah'ım nolur artık çok yoruldum... |
0% |