21. Bölüm
Slytherin queen / Kraliçe felâket devri / 20.bölüm gölgelerin ardındaki soy

20.bölüm gölgelerin ardındaki soy

Slytherin queen
slytherinqueen

hayat zor herkese zor bu dünyada kime dokunsanız illaki herkesin bir derdi vardır

hayatın anlamı bu değildir zaten bazen kendi kedime düşünüyorumda hayatta zorluk ve acı olmasaydı hayat hayat olurmuydu ? mesela okul hayatınızı düşünün beden dersinden yada resim dersinden yüz puan aldığında matametikten yada fizik gibi derlesden aldığınız kadar mutlu oluyormuydunuz ? cevap hayırdır çunkü okulda bedeb yada resimdersi kolaydır insanlar tarafından önemsizdir o yüzden yüksek not alsak bile umursamayız ama matametikten düşük aldığımızda nasıl üzüldüğümüzü yüksek aldığımızda ise nasıl mutlu olduğumuzu çevremizdeki insanlar tarafından taktir edildiğimizi hatırlayın her çocuk karnesinde dersleri yüksek not olduğunda

sınavdan yüksek not aldığında evine nasıl koşa koşa gittiğini ? bunun sebebi zorluğu aşmaktır zor olan bişeyi başarmak acı çektikten sonra hala dik durabilmektir insanı mutlu eden eğer hayattaki herşey kolay olsaydı acı ve zorluk olmasaydı işte ozaman insan oğlu mutlu olamazdı çünkü değerli olan güzel olan mutlu eden şey savaştıktan sonra galip gelmektir ama bazı anlar vardır insanın nefesini keser boğazını düğümler

ama sessiz kalırsın hatta çok sevdiğim bir söz var altını üstüne getirmek istediğin bir masada sakin kalmak çok büyük bir imtihandır blaith karşımda duruyordu yanıda adını bilmediğim bize içtenlik konuşan bir adamla ve adı mira ashen olan bir kadınla üçü birlikte kapının önünde duruyorlardı draco yüzüne iyi göründüğü hafif bir gülümseme takınmıştı aslında iyi olmadığını tabikide biliyordum elimi tutan eli sıkılaşmıştı ona baktım onu anladığımı belli etmek için gülümsedim ona bana gülümsedi gözler konuşur derler ya hani işte bazen gülüşler çok şey anlatır görebilmesini bilene tabi ismini bilediğim adama doğru döndüm çok yakın ve samimi konuşmuştu " merhaba hoş buldun senin adın ne ?" dedim diyerleri gibi asker kıyafetleri vardı üstünde hatta belinde silah olduğunuda fark etmiştim ama bu sefer yüzü açıktı kumraldı çok açık bir teni yoktu ama çokta esmer değildi koyu saçları koyu siyah gözleri vardı uzun boylu yapılı bir genç adamdı benim yada draconun yaşlarındaydı " ım benim adım efendim jone burak elserin " şaşkınca ona baktıum dracoda benimle birlikte şaşkınca aynı anda baktık bizim soy ismimizi taşıyordu vâris soy ismimizi ikimizde aynı anda konuştuk yine "NE ?" şaşkınlıkla sordum

" jone burak elserin mi aynı soy adımı talıyoruz ben mi yalnış anladım birde senin türkçe bir ismindemi var" şoktan şoka girmiştim bunun tek bir anlamı olabilirdi ama bu nasıl olabilirdi ? ve o an kalbim deli gibi hızlı atmaya başladı gözlerim bulanıklaştı kulaklarım bir uğultu duydum ve beynim içinde tek bir kelime yankılandı yine yalan yine yalan bana hep yalan söylediler

kendi kendime donmuşken düşünceler arsında şok içindeyken draconun sesinini duydum " sen ne dediğinin farkındamsın ?!" dediğini duydum

" bakın bu çok şok edici bişey biliyorum"

" şimdi sen tanımadığımız biri olarak çıkıp elserinin vârisi olduğunumu söylüyorsun ! bu bir oyunsa seni gebertirim" başım döndü dengem

sağlayamadım yerimde salladım draco beni belimden tuttu

"afet iyimisin ?!"

"iyiim başım döndü kalbim çarpıntı yaptı sadece " ona doğru döndüm benim ailemden olduğunu söyleyen kişiye

"şimdi sen bana benim ailemden olduğunumu söylüyorsun "

"evet efendim aslında anneniz siz belki biraz bahsetmiştir"

"ne diyorsun sen ? annem bana hiç bişey anlatmadı " tanımadığım adının mira olduğunu söylediğim kızın ve blaith in birbirine bakıp

" siktir !" dediğini duydum şakındım ailem daha bende ne saklıyordu onlar benim ailemmiydi yoksa düşmanımmıydı insan ailesinden sır saklarmıydı

" annenizin bir kardeşi büyük kız kardeşi olduğunu biliyormuydun "

"hayır bilmiyordum böyle bişey yok çünkü annem tek çocuktu "

o an aklımda bir ışık yandı sanki aslında yıllar önce öldüğünü bildiğim dededim aslında ölmeme ihtimalinin olduğu ve varlığından bile haberdar olmadığım bir timin kurucusuydu kim bilir dahaba bana ne yalanlar söylemişlerdi hayatım yalan üstüne kurulmuştu

" ne nasıl ? ama bu münkün değil" draco bana doğru döndü oldukça sakin bir ses tonuyla konuştu " ama ben annenin ardeşi yok diye biliyordum "

" yok zaten annemin bir kardeşi olsaydı bunu bilirdim"

" nasıl şaşırdığınızı biliyorum lütfen içerde sakince konuşalım hem merkezi gezersiniz " içimde kalbimde bir çok duygu hissediyordum sinir öfke hayalkırıklığı korku heyecan ve bunlar bir araya geldiğin ne yapacağımı bilemiyordum

" sen siz bunu biliyormuydun ?" dedi draco mira ve bailth'e bakarak

" bizde yeni öğrendik bir hafta falan oldu " dedi mira

" insan yerine koyup benim iki kelime düzgün konuşsaydın sana anlatacaktım" dedi blaith

"buda oyunlarından biri blaith ?! yemin ediyorum herkesi maffederim !"

" sakin ol valerion erşeyin suçlusu ben değilim bun hector yeni söyledi biz neden böyle bişey yapalım !"

"sana belli olmaz yalanların diz boyu "

"saçmala neden böylebi aniden orataya çıkan kuzen numarası yapalım saçmalama maria afetin ailesi beni ilgilendirmez ben sadece görevimi yapıyorum"

" sen benim kuzenim misin yani ?"

"evet..."

"ama bu münküm değil nasıl olur bu?"

"anne tarfından bilmediğini bilmiyorum ama ben teyzenizin çocuğuyum ..."

" eğer sen bir yalanın içindeysen" dedi draco beni tutarken hala şok etkisindeydim

"bakın şaşırdığınzı biliyoruminanmakta zor ama en yalancı değil kötü bir niyetimde yok"

"umarım öyledir "

"bakın istersenin içeri gelinbiraz dolaşın sakince oturup konuşalım"

hala şok içinmdeydim ama kendimi toplamam güçlü olmam ve gerçeği öğrenmem gerekiyordu ve hala kapıda duruyorduk içere geçsek iyi olurdu durşumu dikleştirdim ve sakince

" tamam" dedim sadece zaten başka ne yapcaktım kapının ağzında konuşacak değildim ya hem o iyi birine benziyordu dinlemek her zaman iyidir ve sakin kalmak ama içimdeki ses ailemin benden bir çok şey sakladığını söylüyordu içimdeki şüphe susmuyordu annemle babamla abim ve ablamla aram mükemmel değil biliyor birbirimize soğuz fakat arda annemle sohpetlerimiz olurdu ve o bana sırdaşım derdi insan sırdaşından sır saklarmı ? umarım herşeyin bir açıklaması vardır ondan sonra mira ashen konuştu ve bu kadar olayın arasında draco ve bu mira denen kızın nerden nasıl tanıştığını merak ediyordum " bencede en doğrusu bu " draco bana bakıyordu

"tamam gezelimmi ?"

"tabi buraya bunun için gelmedikmi ? "

" tamam ozaman " içeri geçtik ilk başta içinde buludğumuz odayı görmek kafa dağımak duyduğum haberi sindirmek istedim draco beni sakince içinde bulunduğumuz odayı gösteriyordu okadar büyük bir salon vardıki insanın ağzını açık bırakıyordu hem koyu hemde açık renkler vardı içerde başka inarlarda vardı kadın erkek askerler bize kibaca selam veriyorlardı mira ile kuzenim olduğunu söyleyen adam ve blaith bize daha doğrusu bana şuan içinde bulunduğumuz odayı gösteriyorlardı odanın koca büyük bir duvarı kitaplarla kaplıydı ve büyük bir duvar tamamen siyahtı timin sembolü olduğunu düşündüğüm bir kılıç vardı çok büyük bir kılıçtı siyah ve kırmızı ve gümüş renkler hakimdi üzerinde yılan gözleri vardı ve zunda ise güzel bir yazı sitili ile skt yazıyordu dikatimi çekmişti duavara doğru gittim önünde durdum sembölü inceliyordum dracoda yanımdaydı oda benimle beraber duvara bakıyordu ve altında bir söz yazıyordu

 

her kılıç bazen göz ile görünmez her düşman göz ile görünmez

her dost bazen gerçek dost olmaz güçlü olmak için

her zaman arkanı değil tüm çevrene hakim olmalısın

 

 

draco iki elini cebine koydu benimle duvara bakıyordu

"ne düşünüyorsun?"

"inan bana bay valerion bazen okadar çok düşünüyorum ki ne düşündüğümü ben bile anlamıyorum " güldüğünü işittim

" ben bilirim senin düşündüğünü anlarım ben seni "

" baksen" dedim ona doğru bakarak sadece gülümsedi geri duvaran döndürdü kafasını

" bu üzerinde yılan gözleri olan bir özel kılıç skt yani sır katili timinin sembolü altında yazan söz ise kurucuların yani öğrendiğmiz kadarı ile dedelerimiz sözü"

" nasıl bir ailem varmişda haberim yokmuş ailem benden neler saklıyorlar benden kim bilir"

" öyle düşünme herşeyi tam bilmiyorum afetim aileni sevdiğini biliyorum kendini negatif duygulara sokmamalısın"

"haklısın sanırım içimdeki sinir bizden sakladıkları şeyler biraz beni öfkeli kindar yapıyor" elini koluma attı

" sen kindar değilsin sadece yaralısın okadar istersen gel kuzeninle tanışalım işin aslını öğrenelim ha ?" dedi gülümseyerek

"haklısın " gülümsüyordu onun gülümsemesi benim içimi ısıtyordu bana sıcak bir ev hissettiyordu ve aklımdan geçenleri içimi öyle bir iyi anlıyorduki bu çok hoşuma gidiyordu yıllardır istediğim tek şey anlaşılmaktı

"draco ben delimiyim *" dedim aniden dururken

" o nerden çıktı ?"

"bazen yok ya bu kadar şey olmaz ben hayal görüyorum diyorumda "

"bazen bende öyle düşünüyorum "

"hiç bilmediğim bir kuzenim var draco"

"evet bende şok içindeyim ama en olağan üstü durumlarda bile sakin kalma hastalığım her koşul da sakin kalırım sakin kalmak düşünmeyi sağlar seninnde sakinliğe ihiyancınvar " gözüme duvardaki bir yazı takıldı karanlık gçlgelerin yeminlisi

"haklısın sakin kalmaya düşünmye ihtiyacım var peki draco bu nedir ?" elimle yazıyı gösterdim gülümsedi

"bu bizim skt üyesi olurken ettiğimiz yemin marş gibi düşünebilirsin"

yazının önünde durdum ve okummaya başladım

 

karanlık gölgelerin yeminlisi

Bir zamanlar sihrin yankınlandığı aydınlık koridorlar sırların karanlığına gömüldü , doğruluğun ve adaletin cesareti ve gücü , sihirin zerafeti ile doğduk hayat gibi iyiliğe ve kötülüğe yuva olan büyücülük okulunun mistik ışığında, gizli yeminler , kanlı göz yaşlarıyla kaderi yazdık gölgelerde sessiz adımlarımızın izinde kaderin ördüğü sırları çözer düşmana sinsice yaklaşırız her nefeste her mızmızda büyünün gücü sır katili timi olarak adaletin şerefli sessiz nişancısıyız dürüstlüğümüzün inceliği cesaretimizin ve zekamızın gücü ile harmanlanır bu kutsal yolda dostluk inaç ve intikam ve adaletin kılıcı ile birleşiriz ölümün dansında, gizemin ritminde düşmanın karanlığında yıldızlarımız parlar ,en karanlıkta kaybolan düşler sırlarınızı ateşlerde yakarız gölgelerin efendileri biz sır katili timi, biz adaletsizliğe, zulüme uğrayan bütün masumların çığlıklarıyız anca ölüm durdurur bizi kötülük adaletsizlik karşımızda duran düşman kılıcımızın sesinde inleyecek

Yüce yeminimiz asla unutulmayacak sonsuza dek yankılacak sır katili timi

 

"bu çok güzel sendemi ettin bu yemini?" hayatımda okuduğum en güzel yemin en güzel marşlardan biriydi

"evet ederkende çok heycanlıydım büyük bir gururla okudum burayı hep çok sevdim meğerse büyük babam yapmış zaten vâriymişimde haberim yokmuş afet..."

" efendim" ona doğru döndüm

" benimde ailem benden çok sır sakladı ve saklamayada devam ediyorlar o yüzden seni anlıyorum ve seviyorum biliyorsun değil mi? "

"biliyorum bende seni anlıyor ve seviyorum"

" tam şimdi zorolduğunı biliyorum ama gerçekten kaçamayız gerçekleri dinlemek ve öğrenmek zorundayız"

" tamam haklsın "

" ozaman gidelimmi ben senin yanındayım "

" gidelim"

" evet hadi şimdi gerçekler neymiş öğrenelim" diğerleri koltukların orda bekliyordu

ve onların yanlarına oturduk yaklaşık bir dakika sessizlik oldu gergindim karşımda hiç tanımadığım bir adam vardı ve benim kuzenim olduğunu söylüyordu

jone burak yani bi komiğime gitmişti gerçi benim bir iniglizce bir yürkçe ismim vardı

mira konuştu aniden oratamı rahatlatmak için " ee yolculuk nasıl eron sizi karşılamaya gelmişti " bana bakıyordu

" yani biraz uzundu güvenlik önemleri beni baya şaşırtı yani hiç birşey yokken

bianda akoca saray belirdi "

"evet ilk başta hepimiz aynı şeyi yaşadık" dedi kız samimiyetle gülümseyerek

" yalnız eron blacmoor du dimi adı ne değişik bir adamdı çok arsız yani ne biliyim çok rahattı biraz başta ürküttü beni" ama itiraf etmem gerek komik adamdı ilk izlenimi bana oldukça komik iyi espiri yapan biri gibi geliyordu

" O gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor biraz başta ürkütür insanı ama iyi biridir benimde kardeşim gibi dediğim iki insan biridir " dedi draco blaith olduğu tarafa bakmıyordu

" Ya o yüzden bizi karşılamaya geldiler o bana bir şey dedi neydi"

" Veliaht general" dedi draco

" Şimdi benim adım rütbem yani gölge tuğgeneral kara ölüm draco elserin valerion seninkide veliaht general Maria afet elserin miş yani bende yeni öğrendim biz seninle ikimiz veliahtmışız meğer "

" Tüm tim bizim veliaht olduğunuzu biliyormuydu yani"

" Aslında hayır biz öğrendikten bir iki gün önce skt yöneticisi açıklamış bu şimdik skt arasında"

" Anladım ozaman peki senin unvanın ne bukadar uzun gölge tuğgeneral kara ölüm, neden kara ölüm diyorlarki sana ?"

İki saniye duraksadı draco düşün benden sakladığı birşey olduğunu düşünüyordum bazen hissediyordum ama onun söyelemesini bekliyordum sonuçta ne olursa olsun tanışalı 4-5 ay falan olmuştu

" Gölge tuğgeneral denmesenin sebebi gölge birliğinde olmam ve gölge gibi sinsi olduğum kara ölüm denmesinin sebebi ise..."

" Evet?"

" Kurbanlarımı öldürüş şeklim verdiğim cezalar " bana çekiniyor gibi konuştumuştu bende gülümsedim

" Şimdi anladım etkileyici aslında bende timde olsaydım eskiden beri senin gibi bana hiç hoş lakaplar takamazlarmış belli oldu" draco güldü elimi

" Bakalım sana ne diyecekler generalim "

" Bakalım tuğgeneralim" dedim göz kırptım draco sessizce fısıldadı " cilve yapma şuan lütfen çok güzel görünüyorsun delirtme beni" hiç bişey demedim sadece gülümsedim Mira lafa girdi

" Sana silah kulanmayı öğretecemişiz "

" Yani evet öyle bir konuvardı" içimden hem gülüyor hemde endişeleniyordum az önce gerçek kişiliğim biraz ortaya çıkacaktı ve bir yalanım aslında ben on altı yaşında silah kullanmayı öğrenmiştim birazdan herkes öğrenecekti

Derken içerde adım sesleri yankılandı ve bir ses duyuldu

" Merhaaabaaaa" diye biri içeri girdi a harflerini uzunca uzatarak sese doğru döndük hepimiz ve eron blackmoor'u gördük draco gülümsedi

" Merhaba " dedi draco

Ayağa kalktı draco ikisi sarıldılar

Yüzünde maskesi yoktu

" Sen gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor sun değilmi ?" Ağzında sakız vardı hala çiğniyorduv

" Yok ben bulaşıkhanedeki bulaşık sorumlusu eron amcayım" dedi ciddili bir tonla ikimizde güldük bu çocuğu sevmiştim draco eronun kafasına vurdu

" Piçlik yapma lan insan gibi soruyor düzgün cevap versene"

" Yok ben illa piçlik yapacam gardaşım" dedi iki

" Önemli değil komik oldu"

" Bak sen domuzsun ama müstakbel karın şakadan anlıyor" bana doğru yaklaştı elini uzattı

" Merhaba sonunda sizinle tanıştık draco'nun anlattığı kadar güzelmişşiniz sizi korkuttuysam yolda özür dilerim" elimi uzattım el sıkıştık

" Teşekkür ederim korkmadım önemli değil kolay kolay korkan biri değilimidir "

" Ah hiç şaşırmadım "

" Ve draco'nun beni size anlattığını bilmiyordum" dedim draco bakarak draco tekrar eronun kafasına vurdu

" Ağzının ayarı yok hiç sıfır!"

" Vurup durma lan!"

" Valerion arkamdan mı konuşuyordunuz yoksa " draco elini ensesine attı

" Ya normal konuştuk sadece abartıyor "

" Tamam canım şaka yaptım ne olacak konuşşanız sanki "

" Ee ne konuşyordunuz kuzen olayını öğrendinizmi"

" Sendemi biliyorsun niye söylemedin " dedi draco

" İsimlerin anlamak zor değil ve hector o söylememizi istedi gelince öğrenecekmişiz "

" Hector onun işine akıl sır ermiyor"

" Hector kim?"

" hector brave o yüksek yargıç korgeneral Timin yöneticisi sana anlatmıştım ya hani "

"ha hatırladım"

işi varmış ama birazdan gelir seni özlemiş" dedi eron

" Bende özledim yalan söyleyemeceğim ne işi varmış?"

" Görüşmem var dedi bilmiyorum "

" Ozaman artık konuşalım ertelemek çare olmayacak merhaba tekrardan öncelikle

Jone Burak gerçekleri anlat annemin kardeşi mi vardı?"

" ön celikle bu zor ve uzun bir hikaye ben çocukluğum boyunca hep gizli saklı büyüdüm kimliğim geröek kimliğimi hep sakladım en güvende olmamamız için hep bizi gizledi hiç kimse biz bilmedi siz bile "

" neden bukadar gizlendinizki neden şimdi?"

"buraya geldiğimde bunu sadec hector brave biliyordu bende sadce annemle babamı dinledim tıpkı sizin gibi elimden gelen hiç birşey yoktu zamanı gelince dediler bende senlerce bekledim be kayıp gizli vâristin bilinmeyen bende vâristim ben elserin soyundan gelendim ama hiç kimse bana o gözl3 bakmadı bana saygı göstermedi"

" gene söylüyorum " dedi draco ve devam etti

" eğer bu oyun gibi birşeyse sonu kötü olur "

" niye böyle bir yalan söyleueyim niye bir anda ben elserin vârisiyimdiyim ki?"

" bak sadec çok şey haşadık gizli tehdit ler mektuplar alıyoruz korkuyoruz sadece"

" anlıyorum ve sorun etmiyorum haklısınız "

" tamam şimdi anlat ozaman annemin ablası mı vardı?"

" Evet anneniz bir kız kardeşi vardı büyük kardeşi ablası yani bizim dilimizde aralarında yedi yaş varmış şimdi annemin bana anllatığı kadarıyla benim teyzem senin annen 18 yaşındayken benim annem 25 yaşındaymış

Annemin bir sevdiği varmış oda sır katili timinde burada olan bir askermiş dedemizin kim olduğunu biliyorsunuz dolayısıy anaannemizin ne kadar zorluk çektiğinide tahmin edebilirsiniz o yüzden anaannemiz evlenmesini istememiş dedemiz babanı tanırmış severmiş ama onaylamamış annem hep üstün körü anlatırdı" dedi ve derin bir iç çekti merakla onu dinliyorduk

"Sonra baban burda bir operasyonda yaralanmış çok uzun süre komoda kalmış

Onlar 19 yaşında tanışmışlar

Annem okuyormuş babam işte dediğim gibi askermiş üç yıl gizlice sevgililermiş sonra bizimkiler öğrenmiş ama onlar konuşmaya devam etmişler

Babam komaya girdiğinde haber alamadığında annem öldü sanmış iki iki buçuk sene sonra babam kendine gelmiş ve direk annemle iletişime geçmiş annem şok olmuş başta sonra çok mutlu

Olmuş anneannemiz istememiş

Kavga etmişler çok şiddetli

Kaçarak evlenmişler annemin elinde mesleği varmış babamında evlenmişler anaannemiz biradaha hiç annemle konuşmamış

Ama kız kardeşler yani annelerimiz itibartı koparmamış gizlice konuşmaları sürmüş

Ama sonra annen evlenince itibartı kaybetmişler birde kız kardeşim var on dört yaşında bunu bilmediğin için üzgünüm ben isterdim normal bir aile gibi büyümeyi birbirimizi tanımayı isterdim kardeş gibi büyümeyi bir aile olrak ama üzgünüm"

"aladım... ama bak sen üzgün olmamalısın bende bunların hiç birini bilmiyordum annemin hiç kardeşi yok diye biliyordum tüm bunları bende isterdim ama bizden saklamışlar "

" vay be hassiktir hikayeye bak döt beş sezon dizi çıkar bundan" dedi eron

kendimi tutamadan sinşrlerim boşaldı hepimiz güldü

" daha kim bilir ne çıkacak buz dağının görünen kısmı"dedi bailth

" sanki televizyon dizisi gibi gerçekten"

"çok mu şerefsizler " dedi jone burak

" yok ama izahı olmayan şeylerin mizahı olur sakız çiğne iyi gelir "

" siktir git" hepmizin güldük kısa süre sonra sessizlik oluştu

" bukadar çok sır olduğuna inanamıyorum "

" üzgünüm"

içimde aniden beliren öfke ile hızla ayağa kalktım ben kalkınca drcaoda benimşe beraber ayağa kalktı " ama bundan sonra sır olmayacak"

"afetim sinirlisin biliyorum ama sakin ol yawrum" ona bakarak gülümsedim

" sana rehberlik yapma zamanı geldi yıldızım" bana anlamayan gözlerle baktı

"ne rehberliği afetim"

"unuttunmu ? sinek savar falan hani" dedim ona göz kırparak güldü

"evet hatırladımda düşündüğüm şeymi ?"

" evet hazırlanıyoruz ve türkiyeye gidiyoruzhem zaten hatırlasana çocuklarla tatil konuşmuştuk normal gün geçirmek istemiştik al sana tatil fırsatı tamam ordada kış ama güzel bir kış tatili olur benim aileme sormam pardon sormamız gereken şeyler var hem zaten çok uzun zamandır bunu düşünüyordum biliyorsun"

" evet peki tamam sen nasıl istiyorsan öyle olsun hem belki uzaklaşmakl biraz iyi gelir hem ülkeni aileni özlemişsindir senin sözün benim için emirdir " kuzenime doğru baktım

" Peki ya teyzem diğer kuzenin

Onların adı ne? Ve seninde bizimle türkiye gelmeni istiyorum teyzemde türkiyedemi?"

" Evet annem türkiyede şuan bazen burda bazen orda kız kardeşim burda adı Emily

Skt eğitiminden yararlanmayı

Tercih etti annemin ismi de Diana ela "

"peki ozaman sizde elserin varisi oluyorsunuz beni kardeşlerimi herkez biliyordu sizi nasıl kimse bilmez?"

"annem öyle büyümemizi istemedi türkiyede türk isimle ingilterde buradada tek bir ingiliz isimle normal bir isimle yaşadık burada bile geldikten iki yıl sonra yani yeni şimdi öğrendiler " kırıcıydı ait olduğun şekilde yaşamaktan geri durmak kimliğini yaşyamamak

"üzgünüm" gülümsedi

"üzülme senin suçun değil ki "

" Bunca zaman yanyana olamadığımız için üzgünüm kardeşim " istemsizce duygulanmıştım o benim kuzenimdi kuzen demek kardeş demekti benim için

ona doğru sarılmaya yeltendim oda bana karşılık verdi ne olursa olsun biz aileydik ve öyle kalmak için elimden geleni yapacaktım

" tamam bu kadar duygusallık yeterli gözlerim dolmaya başladı güneş kremim çok pahalı" herkes bianda kahkaha patlattı ikimiz ayrıldık ve tekrar oturduk

haklısıb bir erkeğin cildine baktığını görmek gözlerimi yaşarttı" güldüm

"aşk olsun ben güneş kermimi her gün kullanırım "

" aynen ya bizden daha bakımlılılar" dedi mira dracoya doğru döndüm

"sen istisnasın bebeğim sen benim müstakbel kacamsın diğer erklerle bir değilsin"

draco güldü " doğru söylüyorsun benim gibi bir erkek diğerleri ile bir olmazan "

" egoist " dedim gülerek

"herzaman burnu havadandır" dedi gülerek mira

" evet öyledir siz draco ile nereden tanışıyorsunuz "

" aynı birimdeydik güvenilir üyelerindenimdir blaith ile beraber takılırdık "

"anladım"derken içeri orata yaşlarda ama çok dinç sağlam uzun boylu bir adam

" asker draco elserin valerion !" hepimiz ona doğru baktık

"hector brave !" dedi draco yüzünde koca bir gülümsemeyle ve ayağa kalktı

ve ikisi birbirine doğru yürüdü ve sıkıca sarıldılar tıpkı bir baba oğul gibi evet bir baba oğul gibi draconun onu görünce yüzünde oluşan ifade ise gerçekten sanki babasını gören bir çocuk gibiydi sıkıca bir sarılmadan sonra ayrıldılar

"vay be sen dahada kaslanmışsın asker "

"evet efendim öyle oldu biraz"

"dedikodular etrafta yıkılıyor nişanlınla geldiğini duydum "

"evet tanıştırıyım " ikisi bana doğru geldi ayağa kalktım

" merhaba" dedim içtenlikle

"merhaba" dedi hector

"hector nişanlım maria afet afetim sana bahsettiğim buranın yöneticisi yüksek yargıç korgeneral "

" tanıştığımıza mennun oldum veliath general maria afet " ikimiz el sıkıştık vaybe der gibi yüz ifadesi yaptı

" bende menun oldum sen güçlüsün kas gücün var baya bunu anlaya biliyorum " güldü

"saolun efedim sizin kadar olmasada namınızı çok duydum"

"hm genelde hakkımda pek iyi şeyler söylemezler ama saol

bende senin hakkında çok şey duydu draco senden bahsetti" dracoya doğru dödün

"sen herkesle dedikodumumu yaptın ?" güldü

"yok canım ne alaka biliyorsun işte senin kızlarla beni çekiştirmenden daha kısa ve normal"

"sen öyle diyorsan"

" bu arada morgan nerde ?"

"ha onun bir işi vardı gelemedi "

"ne işi?"

" benim şirkete gitmesi gerekti bir müşterinin istediği ürünle alakalı bir sorun varmışta"

"tamam anladım bir dakine oda gelsin"

"gelir umarım"

" bu arada size bişey sorabilirmiyim?"

"tabi" dedi içtenlikle gülümseyerek

"şey o auréla ve victoria onlara ne oldu ?" eron lafa girdi

" şu geri zekalı beğinsiz seni rezil etmeye çalışan kızmı diyorsun" dedi eron

şakınca ona baktım

" evet sen nerden biliyorsun?"

"koluna kelepçeyi ben taktım " dedi gülerek

"aa sen oniye annen söylemedimi diyen adam mısın yoksa ? "dedim gülerek

"evet o gün ben gelmiştim ve hak etmişti" hepmiz güldük

"eron hep böyle şeyler yapar"dedi hector

"bu arada çok iyi yaptın "

"her zaman"

"o kızın yüz ifadesini görmek isterdim " dedi mira

"görmen lazımdı mosmor oldu sesi çıkmadı " hector konuşmaya başladı

"o şuan birimlerimizden birinde hala göz altında araştırıyoruş herşeyi "

"tamam ozaman "

"evet şimdi müstakbel kocanı biraz çalıcam onunla bira erkek erkeğe konuşmam lazım" dedi gülümseyerek hector

"tabi"

"afetim biz hemen dönücez o sıra bizimkiler sana merkezi anlatır tamammı "

"tamam sorun yok burda da beni yakmnaya çalışmazlar heralde" dedim komik bir şekilde hepimimiz güldük

" izahı olmayan şeylerin mizahı olur "dedim tekrar

"merak etme burada kimse öyle bişey yapamaz"

"okadar güvenlik önemli var zahmet olcak" hepmiz tekrardan güldükten sonra draco ve hector odadan ayrıldılar ve mira aron ve yeni tanıdğım kuzenim jone burak

bana merkezi anlattılar ve biraz gezdirdiler burada kendimi güvende hissediyordum belkide akıl almaz güvenlik önemlerinden yada hiç tadımadığım büyük babam yaptığı içindir kim bilir biz normal bir aile değildik napalım gezerken oldukça etykilenmiştim bi bölümde sadece güvenlikten sorumlu teklonoji bölümü yazılımcılar vardı bazı katlarda ise okul gibi düşünün matamatik gibi bilim gibi ve büyü dersleri veriliyordu okul gibi bunu mantıklı bulmuştumö çünkü bir asker sadece iziksel olarak değil zihinsel olarak zeka olarakta güçlü olmalıydı kalem kılıçtan keskindir diye boşuna dememişler bazı katlarda dovüş eğitimi vardı bazı yerler spor içindi

bazı yerler ise silah talimleri için özel yapğılmıştı asılda burayı gerçekten çok sevmiştim silahlar yazılımcılar teknoloji ve yemek tabiki ve genelde burda merkezde görevli olanlar merkezde kalıyorlardı askerler için bizim okul yatak hanesi gibi ama daha az okul gibi tabi ev gibi yatk hane vardı en son sbana silah kulanmayı öğretecekleri için silah talimi yapılan yere geldik ben içeriye göz gezdiriyordum aklım dracodaydı onu düşünürken onun sesini duydum ve kapıya doğru baktım draco ve hector içeri girdi gülümsedi yanıma geldi hector diğerlerinin yanına gitti

" gezdiniz mi timi"

"evet gezdik her yerini"

"beğendin mi ? nasıl buldun ?"

"açık konuşayım bayıldım"

"gerçekten mi ?"

"evet dracoı b urası harika bir yer eğitimi çok iyi insarların zekasına göre eğitiyorlar ve fiziksel olarakta güçlendiriyorlar pisikolajik olarak ve ytazılımcılar falan harika olağan üstü bir güvenlik sistemi ve harika ve çok şık tasarlamışlar ve en güzeli yemekleri çok güzel burası harika bir yer " güldü ve şakınlıkla bana baktı

" burayı bu kadar çok sevmeni beklemşiyordum ama sevmene sevindim"

" müstakbel kocama çekmişim" güldü

" hayatımın kadısın "

"sende hayıtımın adamı " dedim ve göz kırptım arkadan bir ses geldi

"evet çifte kumrular hazırsanız başlayalım " dedi eron ona doğru döndük

"hayatında bir kez olsun su sakızı ağzından çıkar ve ciddi ol eron" diye bağırdı draco

"olamam amk ! gelin buraya sizin için burdayız " güldük ve onun yanına gittik "affedersin o demin ettiğin küfürü nerden biliyorsun sen türkçe o ?"

" ha şey sen draco ile tanışmadan önce ortak arkadaşlarına öğretmişsin onlarda dracoya öğretmiş oda bana öğreti bir burak öğretti " güldüm

" birbirimizi tanımadan birşeyler öğretmişiz biribirmize "

"aynen"

" tamam ozaman başlayalımmı "dedi mira

"tamam başlayalım "

"tamam şimdi masaya senin için birkaç model koyduk" m karşıda talim yapılan cansız hedefler vardı kız devam etti

" onları senin için yakına çektim biraz alışalım diye silahlarıda tam birleşik koymadım sana anlatmak için "

"tamam " silahlara doğru gittim ve baktım

" afetim sakin ol hiç telaş yapma kısa sürede kaparsın zaten "

" Niye gergin olayım canım "

"Güzel ozaman gergin olmaman iyi"

" Silahlara baka bilirmiyim"

" Tabi " dedi Mira ve bana masayı gösterdi masaya doğru gitti ve silahlara baktım inceledim ve sakince konuşmaya başladım

"Beretta M9… fazla klasik. Geri tepmesi dengesiz.

Glock 17… ama sabit dipçik yok, yakın temas riskli.

SIG Sauer P226… daha iyi. Lazer dürbün eklenebilir.

FN Five-seveN… işte bu." Herkes şakınca bana bakıyordu saniırım bilgine şaşırmışlar en çok sevdiğim şey insanların beni hafife aldıklarında onları şaşırtmaktır draco şaşkınca ve gülümseyerek konuştu

" Sen bunları biliyormusun"

" Tamam sen bu silahları biliyormusun " kafamı yana eğerek gülümsedim

" Teknik olarak diyelim" dracoya göz kırptım eron hector Mira jone burak hepsi dikatlice bana bakıyordu eron kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu draco işe hafif şüpheli gözlerle bana bakıyordu sanırım anlamış olabilirdi hector ise bana gülerek hatta gurur duyormuş gibi bakyığını gördüm onu tanıyalı çok kısa süre olmuştu ama zeki biri olduğunu anlamıştım ve şuan bana bakışımdan ve iç sesimden küçük yalanımı anladığını düşünüyordum yada anlamıştım bana başıyla gülümseyerek işaret verdi bu işaretin anlamı gücünü göster yap hadi demekti sanırım şimdiden iyi anlaşmıştık

Elimi silaha attım ve hızlıca silahın üst Sürgüsü çektim şarjörü yerleştirdim emniyeti açtım mekanizmayı kontrol ettim ve dracoya göz kırpıp hedeflerin olduğu yere geçtim

" Tam hedefler tamamı" Mira birkaç düğmeye bastı ve yakınıma üç hedef getirdi

" Şimdi tamam üçünede birar el ateş et tetiğe bas nişanı görelim"

" Tamam" dedim sakince poziyonunu herkes dikattle bana bakıyordu Önüm üç hedef vardı üç cansız hedef ama bir terslik vardı benim için fazla yakınlardı güldüm nişan aldım tak tak tak üç hedefede hızlıca ateş ettim ortalama on saniye sürdü silahı indirdim ve geriye gittim hedefler boştu ama öndeki hedefler " haklıymışsın sadece teorik olarak biliyormuşsun bu kadar yakından bile hiç isabet etmemiş ama sorun değil çalışırsın tekrar dene ister sen "

Güldüm " hedeflerimi vuramadığımı kim söyledi tatlım" elimle herkeze öndeki hedefleri arkasındaki en uzaktaki hedefleri gösterdim

" Oha hassiktir lan!" Diye bağırdı eron ve kahkaha attı gözüm ağzı açık sakız çiğnemeyi bırakmış bana bakıyordu dracodaydı bana hayranlıkla ve şaşkınlık bakıyordu

" Oha AMK! Kız hepimizi göt etti lan! " Dedi jone Burak

" Sen ben seni başlangıç seviyesinde sanıyorumdum " dedi Mira

" Yakın hedefler dikkat dağıtmak içindir " draco kafasını hedeflere çevirdi kafasını gülerek salladı gurur duyormuş elimde silahı döndürüyordum bana doğru baktı imalı bir şekilde konuştu " ilk kez silah kullan birine göre fazla iyisin "

" İlk defa olduğunu kim söyledi?" Dedim gülerek Elimdeki silahın şarjörünü çıkardım ve aldığım yere koydum " bu arada silahlar kirlenmiş temizleyin biraz " herkes şankınca bana bakıyordu hoctora döndü gözlerim tebrik eder gibi bakıyordu

Draco'nun yanına doğru gittim ve elimi omzuna koydum ona yaslandım

" Hakkımda bilmediğin şeyler olduğunu olduğunu söylemiş valerion beni gerçekten tanımak zaman alır "

 

5 yıl önce

 

Maria afet elserin kaderi belirsiniz ne olduğu anlayamayan bir çocuk bebek nişanlandığı öğrendiğinde bir nişanlışı olduğunu öğrendiğinde

On bir yaşındaydı bunu ise neden vârisi olduğu okula gidemeyeceğini öğrendiğinde neden diye sormasıyla olmuştu

Ve gerçeği öğrenmişti daha doğmadan nişanlandığı uygun vakte kadar valserin Aevara'ya gidemeyceğini nişanlısını ise sadece valserin Aevara'ya gittiğinde tanıyacağını öğrenmişti nedenini hiç anlayamadı her sorduğunda Aldığı cevap vakti gelince olmuştu o zamandan beri ailesi ile arası hep bozuktu soğuktu onların içten içe severdi ama kırgındı ve en acısıda güvenmiyordu insanın en büyük acısı sevdiğine güvenemektir afet bunu çok küçükken anlamıştı ablası ile abisini çok kıskanırdı çünkü olar her zaman ne yaparlarsa yapsınlar mükemmeldi o ise herzaman bişeyleri yalnış yapardı zaman geçtikçe artık sadece rol yapmya maskelerin ardında saklanmaya başladı herkes ona kaderi yazıldı diyordu ama o kendi kaderini başkalarını bırakacak bir kız değildi o ipleri her zaman elinde tutacak bir kızdı o kendi kaderini kendi yazacaktı o Maria afet elserindi onun isminin anlamı insaların önünü alamadığı felaket demekti

Zaman geçmiş afet on altı yaşındaydı ve şuan evlerinin bahçesiydeydi neden mi diğer kızlar babalarından ne ister ? Oyuncak telefon kıyafet makyaj malzemeleri afet ise babasından silah kullanmayı istemişti evet silah istemişti afette diğer şeyleri severdi tabi ama onun tutkularında biri silahtı çocukluğundan beri silahları sevedi ve sonunda annesi ile babası ikna etmişti babası ona evlerinin arka bahçesinde silah kullanmayı öğretiyorlardı tabi evlerin şehirden uzakta ve komşuları olmadığı için çokta zor değil di

" Kızım hadi ama silah diye başımın etini yedin doğum günü hediyesi olarak istedin mızmızlanma silahlar ağlayanlara göre değildir "

" Be ağlamıyorum"

" Çocuk gibi mızmızlanıyorsun ama "

" Of tamam " babası kızının yanına gitti içten içe kızının ona kızgın olduğunu biliyordu ama elinden birşey gelmiyordu

" Bak sakın nefesini tutma sakince alver nefesini hedefine odaklan aklını boşalt ve tetiği çek"

"Tamam " afet silahı yukarı kaldırdı duruşunu düzeltti ve iki eliyle silaha sıkıca sarıldı ve nişanaldı sakince nefes aldı verdi ve tık bir el ateş sesi afet hedefi tamam on ikiden vurdu babası ise gurula konuştu

" İşte benim kızım " afet mutlu bir şekilde gözlerini açtı

" Başardım baba!" Babasına sarıldı ve onları sandalyede gülümseyerek izleyen annesine

Döndü " anne bak vurdum"

" Aferin kızıma kim doğurdu ben doğurdum" afet sevinçle yerinde zıpladı afet her nekadar onlara kızgın olsada soğuk olsada onları çok seviyordu

 

Günümüz

 

güldü elini belime attı " fark ettim ama beni güzel kandırdın tebrik ederim"

" Tevvecünüz efendim ben sadece ufacık bir numara yaptım okadar "

" Sana hayranım gerçekten"

" Bende sana sadece sana küçük bir oyun oynamak istedim "

" Güzel oynadın" dedi ve kulağıma eğilerek fısıldadı

"Ve çok hoşuma gitti "

" Seni gerçekten tebrik ediyorum veliaht general Maria afet çok iyi nişancıymışsın " dedi hector

" Teşekkür ederim efendim on altı yaşında öğrenmiştim"

" Vay be helal olsun " dedi Burak

" Gerçekten etkilendim " dedi eron

" Saol eron sen bizi ilk karşılarken beni çok şaşırtmıştın bende sizi kople şaşırtayım dedim"

" Gerçekten şaşırtın tebrik ederim çok iyi kullanıyorsun" dedi Mira samimiyetle gülümseyerek başta ona biraz gıcık olmuştum ama sanırım dracoyu kıskandığım için biraz ama sanırım kötü biri değil onu seveceğimi düsünüyordum

" Saol dostum" onun gibi gülümsedim

" Vay be buyruk kibrit surat bey nişanlım yaman çıktı" şaşkınlıkla ona baktım

"Ney ney "

" Gene başladın bunu demeye!" Güldüm

"Buyruk kibrit suratlı bey mi "

" Ya salak bana lakap takmıştı "

"Çok sevdim neden öyle dedin ki"

"Afet ya sendemi" dedi alışılmışlıkla Draco

" Yıldızım ya " iflah olmazsın der gibi baktı

" Neden öyle diyorsun ?" Diye sordum erona

" Çatıl kaşları asık suratıyla her oto boka burnunu soktuğu için ona bu ismi layık gördüm " güldüm

"çok iyi ya "

" Yalnış şakama seni tebrik ediyorum beni saşırtan nadir insanlardansın "

" Teşekkür ederim "

" Hepimiz başta yani itiraf edelim ön hedefe nişan alır onu bile zor vurur diye bekliyorduk ama sen arkadakiler pat pat deilk deik ettin on saniyede bundan sonraa senin adın... silah perisi! yada mini komutan mı desem kararsız kaldım hangisi daha çok sinir bozucuysa onu seçeceğim !" güldük draco bana baktı

" yandın afet geçmiş olsun "

"silah perisimi minik komutan mı ikiside beter !" dedim gülerek

" o zaman ikiside diyeceğim bundan sonra senin adın silah perisi minik komutanı! "

" eyvah" dedim gülerek

" silah perisi minik komutan!

yakında kendi çizgi romanını çıkarırsın

haberin olsun." dedi gülerek eron

" haha çok komik"

"bence havalı bir isim oldu dimi burki "

" burki mı" dedim gülerek kahkaha attık

" ya" diye lafa girdi jone burak ve devam etti

"buna bir keresinde türkiyede bana burki derler ama ben sevmem dedim ondan beri bana burki diyor "

" ama bence burki çok güzel ne biliyim yabancı dil olduğu için heralde

çok güzel geliyor oda sinir oluyor dedim senin adın burki" dedei gülerek

" iyi bok yedim ağzıma sıçayım" dedi burak güldüm

" e sende ona deseydin" dedim gülerek eronun suratı düştü ve anladımki onun bir lakabı vardı

"çok kötü bir lakap bi kere benim kiler daha iyi " dedi eron surat asarak

" ay ne diyorsunuz merak ettim"

"tamam söylüyorum kuzen hazırmısın "

"evet hazırım"

"zırtapoz sirk generali" dedi burak ve demsiyle hepimiz kahkaha attık

" ay çok iyi bayıldımm "

"hiçte bikere "

" mızmızlık etme zırtapoz sirk generali " dedi mira gülerek

" sende sus suratsız cadı ninja"

"zıtopoz sirk maymunu!" dedi mira ve dil çıkardım hepimiz gülüyorduk hector bile koca yanım timin yönetici korgeneral bizimle bir çocuk gibi eğleniyordu sanırım normal deli büyük küçük kadın erkek fark etmez herkesin içinde bir çocuk vardı

timde birkaç kişiyle daha tanışmıştım ve telefon numaralarını almıştım iyi dostlar edinmiştim bence ve ilk dakikalarda mira ya gıçık oluş gibi oldum ama sonra onun sevdim hem dracoya karşı farklı bir duygu hissetiğinide düşünmedim

ona kanım ısınmıştı sevmiştim sonra draco ile küçük bir alışma yaptık kendimi savunmada ne kadar iyi olduğumu görmek için mükemmel değildim ama iyiydim draco dahada geliştirmem yardım edeceğini söyledi ve akşam olmak üzereyken timden ayrıldık ve arabaya bindik draco yine kapımı açmış öyle arbaya binmişti kibar sevgilim emniyet kemerlerimizide taktık ve draco arbayı çalıştırdı

" türkiyeye gitmek konusunda eminmisin ?"

"evet şuan onlar türkiyede hem kafa dağılır hoşumuza gider diye düşündüm "

" evet ailenle yüzleşmek için hazırmısın ?" yüzü gergin gibiydi aslında hectorla konuşmadan döndükten sonra bir gerginlik sezmiştim am ortam müsait değildi

" evet eminim"

" hmm tamam nasıl istiyorsan ben hallederim "

"ha iyi ozaman okey ben düşünmüyorum sadece bavul hazırlıyorum" güldü

"tabiki ben varken senin yorulmana gerek yok "

"cansın"

"bu arada beni güzel kandırdın tebrik ediyorum yok ben silah kullanmayı öğrenmek istiyorum demeler falan " güldüm

" e dedim ya birbirimiz yavaş yavaş keşfedelim istiyorum dedim ya hem bence çok zevkliydi "

"ama etkilendim güzel rol yapıyorsun "

" ya şaka maka kızdınmı ?" güldü

"yok canım öyle bartılı bişey değilki yeni tanıştığımız için öyle yaptığını her şeyi bir anda söylemediğini biliyorum az da olsa normal çiftler gibi olmak için "

"seni bu yüzden seviyorum yıldızım"

"bende seni seviyorum afetim" araba sürdğü için hızlıca yanağından öptüm ve çekildim " Afeeett" dedi e harfini uzatarak

"Dracooo" dedim o harfini uzatrak

" ya araba kullanırken yapma diyorum aklım kayıyor "

"tamam tamam"

"odaya geçince gösteririm ben" utançla gözlerimi açtım

" ya tamam sus" güldü ve akşama hava kararmaya başladığında valserin Aervera'ya vardık ve direk akaşam yemeğine geçtik bişeyler yedik ve olayları anlattık silah kullanıyor olmama onlarda çok şaşırmışlardı onlardanda saklamıştım çok fazla muhambbet etmemiştik odaya geçtik

" güzelim iyimisin ?"

"iyiyim ne olduki "

"hiç öyle genel olarak hani olaylardan ötürü "

"ha biraz sinirliyim tabi ve kırgınım ama iyiyim "

"ha güzel ozaman "

"ama birşey sorabilirmiyim" dedi takılarımı çıkarırken bütün takılarımı çıkartıp yerlerine koydum bana doğru döndü ve güldü

"tabiki sorabilirsin güzelim doramana gerek yok ne takıldı kafana afetim "

" ya ben mirayı çok sevdim kanım ısındu muhtemelen iyi dost olacağımızı düşünüyorum ama... " ayakkabısını çıkardıktansonra paltosunu kanepeye attı ve gömleğinin birkaç düğmesini açarken bana döndü

" eee amayı mamayı bırak güzelim bir şeyden rahatsızmı oldun mira seni rahatsızmı etti az fark ettim çok "

"beni cahil görfüsüz olarak görmeni isatemem ama şey" şaşkınlıkla baktı bana

" güzelim o nasıl söz öyle düşüncelerin ben için önemline düşünüyorsan söyle "

"Tamam siz Mira ile çokmu yakındınız hani kanka gibi "

" Yoo arada laflardık ya bizim timde gurup gibi birimde böyle eron Morgan mira birde balith beraber takılılır eron Mira çok atıştırdı ama dostlardır işte o ona cadı der o ona maymun "

" Hmm ya tamam anladım yani

Açıkcası ben sevgilimin yada nişanlımın yakın kız arkadaşı olsun istemem yani şimdi hemira lunaria elaris var diyeceksin hatta haylen caryic rowen newan ama onlar çocukluğumuzdan beri tanıdığımız kişiler onlar bi başka" beni belimden tutup kendine çekti ne kadar uzun süre olursa olsun bana temeas ettiğin miğdeme bişeyler oluyor kalbim hızlanıyordu

" Sen beni kıskandınmı ölürüm sana bitanem " yanağımda öptu

" Yok canım kıskanmak değilde

Yani öylesine söyledim işte "

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı "hımm öyle olsun bakalım

Bende olsam böyle ister aynı soruyu sorardım hem bende çok kıskanırım yani haylen Rowen newan cayric onları kardeşim gibi gördüğüm için sorun etmiyorum senide kardeşi gibi gördüklerini biliyorum yoksa hepsini öldürürdüm"

" Yapama ya bak bu hoşuma gitti yalan söyleyemeceğim " güldüm

" Gülüşüne ölürüm senin" burnunun ucundan öptü

" Seni sevdiğimi hatta köpekler gibi sevdiğimi söylemişmiydim "

Güldüm

" Yia draco ya bende seni çok seviyorum gerekli alanlara duyurulsun" dedim ve ani cesaretle kollarımı boynuna doladım onu dudağındın öptüm

Evet onu dudağından öptüm hassiktir! ben onu ne ara yapmıştım! Onunda şaşırdığını

Fark ettim çünkü tepki vermemiş ve gözlerimi açtığımda onu bana şaşkınca bakarken gördüm bir iki saniye sonra gülümsedi iki eliyle belime daha sıkı sarıldı dudaklarıma yaklaştı "birileri yaramaz çıktı ha?" Dedi sırıtarak adınları üstüme geldikçe bende onun gibi geriye gitmeye başladım gözlerim kapalıydı adımlarım uyumlu bir şekilde hareket ediyordu o ileri ben geri en sonunda sırtım duvara çarptığımda ikimizde durduk gözlerimi açtım beni duvarla arasına aldı derin bir nefes verdi

" Sen beni öldürceksin galiba

Kontrolümü kaybettiriyor sun"

Öylece baktım ne diyeceğimi bilemiyordum oda benim gözlerime bakıyordu kalbimin sesi kulaklarımda çınlıyordu sırıttı yüzüme iyice yaklaştı

Yüzünü yüzüme sürttü nefeslerimiz birbirine karışıyordu dudaklarını yanağıma götürdü küçük bir öpüçük bıraktı dudaklarını tenime sürterek boynuma indirdi boynum aşırı derecede huylanıyordum ve o bunu biliyordu az önce açtığım gözlerimi sıkıca tekrar kapattım

Kalbim son sürat atıyordu

Burnunu ve dudaklarını boynu sürtüyordu ellerim boynundaydı tırtakları ensesine geçirmiştim yaptığı hareketle kendimi kaybediyordun tam şuan deli gibi atan nabzınmın üstünden öptü bu hareketi her ne kadar boynumdan huylansamda hoşuma gidiyordu beni hep gıcık olduğumu huylandığımı bilsede hep şah damarımdan nabzımdan öperdi " draco..."

Kafasını boynumdan kaldırı yüzüme döndü " en çok ne istiyorum biliyormusun?"

Gözlerimi yavaşça açtım

" Ne?"

" Şuan bile kalbin bukadar hızlı atıyorsa düğun gecemizde ne kadar hızlı atacağını öğrenmek istiyorum " çok untanmış lanet olsun yerin dibine geçmek istiyordum şuan daha fazla ileri gitmek istemiyordum güldü

" Güzelim afetim sakin ol sen istemeden hiç bir şey asla olamayacak tamammı ? Sakın bu kadar heycan iyi değil "

"Draco ben" dedim gerisini utançtan getiremedim

"Hala benden utanıyorsun

Benden untanmana gerek yok biz gönül eğlendiren iki ergen değiliz biz nişanlıyız böyle şeyler konuşmamız normal "

" Tamam "

" Hadi saat geç oldu yatalım yoksa sen kalp krizi geçireceksin"

" Ya dalga geçme "

" Dalga geçmiyorum tamamı seni anlıyorum sadece artık benden utanmanı istemiyorum "

" Tamam senden utanmıyorum bu şeyler bu duygular"

" Bu duygular?.. seni rahatsızmı ediyor?" Dedi merakla sakin bir ses tonuyla

" Hayır sadece alışık değilim ben sadece nasıl karşılık vermem gerektiğini bilmiyorum " dedim utarak zorlukla o haytıma giren ilk erkekti öptüğüm ilk erkek ne yapabilirim tecrübesiz olmaktan ne yapacağımı bilmemekten korkuyordum ondan korkmuyordum devam ettim

" Yani sende. Rahatsızlık duymuyorum yada korkmuyorum sadece bilmiyorum okadar" dedim zorlukla gülümsedi

"İçime şu septin benden korktuğunu sanmıştım" güldüm

" Korktuğum bir adamla aynı yatakta uyumam onunla nişanlı olmam "

" Haklısın" güldü ve devam etti

" Afetim bilmemek utanman gerekeceğim bir şey değil tamammı?"

" Tamam"

" Şimdi üstünü değistir ben banyoda giyineceğim"

" Tamam" pijamalarını aldı ve üstünü giyinmek için banyoya yöneldi " draco"

" Efendim"

" Bonyoda giyinmek çok zor oluyor burda giyebilirsin"

" E sen banyoda giyinceksin ozaman ne fark edecek?"

" Yok bende burda giyinicem"

Şaşkınca bana baktı

" Eminmisin ?"

" Evet kocaman oda hatta nerdeyse ev ama tek bir şartla "

"Neymiş o?"

" Rahatsız edici utandırıcı bakışlar atmak yok" güldü

" Tamam tamam şaka yapmayacağim"

" Tamam ozaman banyoda zor zahmet giyinme gönlüm razı değil "

" Canım müstakbel karım"

" Canım müstakbel kocam"

Üstümüzü değistirdik ama ne ben ona baktım ne o bana birbirimizi görmedik utançtan okadar hızlı giyindimki görme fırsatı olmadı uyumak için yatağa girdik

" İyi geceler afetim müstakbel karıcım"

" İyi geceler yıldızım müstakbel kocacım" ikimiz birbirimize sarılırken uyuya kaldık

2 saat sonra 01:00

 

Uykudayken korku ile aniden çalan kapıyla uyandık deli gibi kapı çalıyordu " hey ! Ne oluyor

" Bu da ne böyle " ikimizde yataktan çıktık ne oluyordu böyle draco dolabın içindeki kasaya yöneldi hızlıca açtı ve kasanın içinden silah çıkardı

Korku ile baktın

"Draco ne oluyor napıyorsun"

Eliyle sus işareti yaptım

" Belli olmaz " dedi fısıldayarak silahı beline yerleştirdi okdar olay yaşamıştık korkuyorduk odamızda silah saklayacak kadar ki benim yaşadığım olaylar sonra ve draco gibi bir adamın

Silah saklaması çok normaldi

Askerdi sonuçta " sen dur ben bakarım" dedi draco ve kapıya yöneldi bir eli silahta kapıyı açtı

"Cayric !?" Dediğinde nefes verdim kapıya doğru gittim

" Draco..." Dedi cayric nefes nefese

"Ne oluyor ? Cayric gecenin bu saatinde ! " dedi draco

" Çok kötü bişey oldu"

" Aman Allahım ne oldu?!" Dedim merakla

" Konuşsana cayric ne oldu!" Dedi draco sinirle ve korkuyla cayric koşmuş gibi nefes nefes almıştı

" Okulda kıyamat kompuyor baş magistar herkesi ortak buluşma duyuru alanında beklhayat zor herkese zor bu dünyada kime dokunsanız illaki herkesin bir derdi vardır

hayatın anlamı bu değildir zaten bazen kendi kedime düşünüyorumda hayatta zorluk ve acı olmasaydı hayat hayat olurmuydu ? mesela okul hayatınızı düşünün beden dersinden yada resim dersinden yüz puan aldığında matametikten yada fizik gibi derlesden aldığınız kadar mutlu oluyormuydunuz ? cevap hayırdır çunkü okulda bedeb yada resimdersi kolaydır insanlar tarafından önemsizdir o yüzden yüksek not alsak bile umursamayız ama matametikten düşük aldığımızda nasıl üzüldüğümüzü yüksek aldığımızda ise nasıl mutlu olduğumuzu çevremizdeki insanlar tarafından taktir edildiğimizi hatırlayın her çocuk karnesinde dersleri yüksek not olduğunda

sınavdan yüksek not aldığında evine nasıl koşa koşa gittiğini ? bunun sebebi zorluğu aşmaktır zor olan bişeyi başarmak acı çektikten sonra hala dik durabilmektir insanı mutlu eden eğer hayattaki herşey kolay olsaydı acı ve zorluk olmasaydı işte ozaman insan oğlu mutlu olamazdı çünkü değerli olan güzel olan mutlu eden şey savaştıktan sonra galip gelmektir ama bazı anlar vardır insanın nefesini keser boğazını düğümler

ama sessiz kalırsın hatta çok sevdiğim bir söz var altını üstüne getirmek istediğin bir masada sakin kalmak çok büyük bir imtihandır blaith karşımda duruyordu yanıda adını bilmediğim bize içtenlik konuşan bir adamla ve adı mira ashen olan bir kadınla üçü birlikte kapının önünde duruyorlardı draco yüzüne iyi göründüğü hafif bir gülümseme takınmıştı aslında iyi olmadığını tabikide biliyordum elimi tutan eli sıkılaşmıştı ona baktım onu anladığımı belli etmek için gülümsedim ona bana gülümsedi gözler konuşur derler ya hani işte bazen gülüşler çok şey anlatır görebilmesini bilene tabi ismini bilediğim adama doğru döndüm çok yakın ve samimi konuşmuştu " merhaba hoş buldun senin adın ne ?" dedim diyerleri gibi asker kıyafetleri vardı üstünde hatta belinde silah olduğunuda fark etmiştim ama bu sefer yüzü açıktı kumraldı çok açık bir teni yoktu ama çokta esmer değildi koyu saçları koyu siyah gözleri vardı uzun boylu yapılı bir genç adamdı benim yada draconun yaşlarındaydı " ım benim adım efendim jone burak elserin " şaşkınca ona baktıum dracoda benimle birlikte şaşkınca aynı anda baktık bizim soy ismimizi taşıyordu vâris soy ismimizi ikimizde aynı anda konuştuk yine "NE ?" şaşkınlıkla sordum

" jone burak elserin mi aynı soy adımı talıyoruz ben mi yalnış anladım birde senin türkçe bir ismindemi var" şoktan şoka girmiştim bunun tek bir anlamı olabilirdi ama bu nasıl olabilirdi ? ve o an kalbim deli gibi hızlı atmaya başladı gözlerim bulanıklaştı kulaklarım bir uğultu duydum ve beynim içinde tek bir kelime yankılandı yine yalan yine yalan bana hep yalan söylediler

kendi kendime donmuşken düşünceler arsında şok içindeyken draconun sesinini duydum " sen ne dediğinin farkındamsın ?!" dediğini duydum

" bakın bu çok şok edici bişey biliyorum"

" şimdi sen tanımadığımız biri olarak çıkıp elserinin vârisi olduğunumu söylüyorsun ! bu bir oyunsa seni gebertirim" başım döndü dengem

sağlayamadım yerimde salladım draco beni belimden tuttu

"afet iyimisin ?!"

"iyiim başım döndü kalbim çarpıntı yaptı sadece " ona doğru döndüm benim ailemden olduğunu söyleyen kişiye

"şimdi sen bana benim ailemden olduğunumu söylüyorsun "

"evet efendim aslında anneniz siz belki biraz bahsetmiştir"

"ne diyorsun sen ? annem bana hiç bişey anlatmadı " tanımadığım adının mira olduğunu söylediğim kızın ve blaith in birbirine bakıp

" siktir !" dediğini duydum şakındım ailem daha bende ne saklıyordu onlar benim ailemmiydi yoksa düşmanımmıydı insan ailesinden sır saklarmıydı

" annenizin bir kardeşi büyük kız kardeşi olduğunu biliyormuydun "

"hayır bilmiyordum böyle bişey yok çünkü annem tek çocuktu "

o an aklımda bir ışık yandı sanki aslında yıllar önce öldüğünü bildiğim dededim aslında ölmeme ihtimalinin olduğu ve varlığından bile haberdar olmadığım bir timin kurucusuydu kim bilir dahaba bana ne yalanlar söylemişlerdi hayatım yalan üstüne kurulmuştu

" ne nasıl ? ama bu münkün değil" draco bana doğru döndü oldukça sakin bir ses tonuyla konuştu " ama ben annenin ardeşi yok diye biliyordum "

" yok zaten annemin bir kardeşi olsaydı bunu bilirdim"

" nasıl şaşırdığınızı biliyorum lütfen içerde sakince konuşalım hem merkezi gezersiniz " içimde kalbimde bir çok duygu hissediyordum sinir öfke hayalkırıklığı korku heyecan ve bunlar bir araya geldiğin ne yapacağımı bilemiyordum

" sen siz bunu biliyormuydun ?" dedi draco mira ve bailth'e bakarak

" bizde yeni öğrendik bir hafta falan oldu " dedi mira

" insan yerine koyup benim iki kelime düzgün konuşsaydın sana anlatacaktım" dedi blaith

"buda oyunlarından biri blaith ?! yemin ediyorum herkesi maffederim !"

" sakin ol valerion erşeyin suçlusu ben değilim bun hector yeni söyledi biz neden böyle bişey yapalım !"

"sana belli olmaz yalanların diz boyu "

"saçmala neden böylebi aniden orataya çıkan kuzen numarası yapalım saçmalama maria afetin ailesi beni ilgilendirmez ben sadece görevimi yapıyorum"

" sen benim kuzenim misin yani ?"

"evet..."

"ama bu münküm değil nasıl olur bu?"

"anne tarfından bilmediğini bilmiyorum ama ben teyzenizin çocuğuyum ..."

" eğer sen bir yalanın içindeysen" dedi draco beni tutarken hala şok etkisindeydim

"bakın şaşırdığınzı biliyoruminanmakta zor ama en yalancı değil kötü bir niyetimde yok"

"umarım öyledir "

"bakın istersenin içeri gelinbiraz dolaşın sakince oturup konuşalım"

hala şok içinmdeydim ama kendimi toplamam güçlü olmam ve gerçeği öğrenmem gerekiyordu ve hala kapıda duruyorduk içere geçsek iyi olurdu durşumu dikleştirdim ve sakince

" tamam" dedim sadece zaten başka ne yapcaktım kapının ağzında konuşacak değildim ya hem o iyi birine benziyordu dinlemek her zaman iyidir ve sakin kalmak ama içimdeki ses ailemin benden bir çok şey sakladığını söylüyordu içimdeki şüphe susmuyordu annemle babamla abim ve ablamla aram mükemmel değil biliyor birbirimize soğuz fakat arda annemle sohpetlerimiz olurdu ve o bana sırdaşım derdi insan sırdaşından sır saklarmı ? umarım herşeyin bir açıklaması vardır ondan sonra mira ashen konuştu ve bu kadar olayın arasında draco ve bu mira denen kızın nerden nasıl tanıştığını merak ediyordum " bencede en doğrusu bu " draco bana bakıyordu

"tamam gezelimmi ?"

"tabi buraya bunun için gelmedikmi ? "

" tamam ozaman " içeri geçtik ilk başta içinde buludğumuz odayı görmek kafa dağımak duyduğum haberi sindirmek istedim draco beni sakince içinde bulunduğumuz odayı gösteriyordu okadar büyük bir salon vardıki insanın ağzını açık bırakıyordu hem koyu hemde açık renkler vardı içerde başka inarlarda vardı kadın erkek askerler bize kibaca selam veriyorlardı mira ile kuzenim olduğunu söyleyen adam ve blaith bize daha doğrusu bana şuan içinde bulunduğumuz odayı gösteriyorlardı odanın koca büyük bir duvarı kitaplarla kaplıydı ve büyük bir duvar tamamen siyahtı timin sembolü olduğunu düşündüğüm bir kılıç vardı çok büyük bir kılıçtı siyah ve kırmızı ve gümüş renkler hakimdi üzerinde yılan gözleri vardı ve zunda ise güzel bir yazı sitili ile skt yazıyordu dikatimi çekmişti duavara doğru gittim önünde durdum sembölü inceliyordum dracoda yanımdaydı oda benimle beraber duvara bakıyordu ve altında bir söz yazıyordu

 

her kılıç bazen göz ile görünmez her düşman göz ile görünmez

her dost bazen gerçek dost olmaz güçlü olmak için

her zaman arkanı değil tüm çevrene hakim olmalısın

 

 

draco iki elini cebine koydu benimle duvara bakıyordu

"ne düşünüyorsun?"

"inan bana bay valerion bazen okadar çok düşünüyorum ki ne düşündüğümü ben bile anlamıyorum " güldüğünü işittim

" ben bilirim senin düşündüğünü anlarım ben seni "

" baksen" dedim ona doğru bakarak sadece gülümsedi geri duvaran döndürdü kafasını

" bu üzerinde yılan gözleri olan bir özel kılıç skt yani sır katili timinin sembolü altında yazan söz ise kurucuların yani öğrendiğmiz kadarı ile dedelerimiz sözü"

" nasıl bir ailem varmişda haberim yokmuş ailem benden neler saklıyorlar benden kim bilir"

" öyle düşünme herşeyi tam bilmiyorum afetim aileni sevdiğini biliyorum kendini negatif duygulara sokmamalısın"

"haklısın sanırım içimdeki sinir bizden sakladıkları şeyler biraz beni öfkeli kindar yapıyor" elini koluma attı

" sen kindar değilsin sadece yaralısın okadar istersen gel kuzeninle tanışalım işin aslını öğrenelim ha ?" dedi gülümseyerek

"haklısın " gülümsüyordu onun gülümsemesi benim içimi ısıtyordu bana sıcak bir ev hissettiyordu ve aklımdan geçenleri içimi öyle bir iyi anlıyorduki bu çok hoşuma gidiyordu yıllardır istediğim tek şey anlaşılmaktı

"draco ben delimiyim *" dedim aniden dururken

" o nerden çıktı ?"

"bazen yok ya bu kadar şey olmaz ben hayal görüyorum diyorumda "

"bazen bende öyle düşünüyorum "

"hiç bilmediğim bir kuzenim var draco"

"evet bende şok içindeyim ama en olağan üstü durumlarda bile sakin kalma hastalığım her koşul da sakin kalırım sakin kalmak düşünmeyi sağlar seninnde sakinliğe ihiyancınvar " gözüme duvardaki bir yazı takıldı karanlık gçlgelerin yeminlisi

"haklısın sakin kalmaya düşünmye ihtiyacım var peki draco bu nedir ?" elimle yazıyı gösterdim gülümsedi

"bu bizim skt üyesi olurken ettiğimiz yemin marş gibi düşünebilirsin"

yazının önünde durdum ve okummaya başladım

 

karanlık gölgelerin yeminlisi

Bir zamanlar sihrin yankınlandığı aydınlık koridorlar sırların karanlığına gömüldü , doğruluğun ve adaletin cesareti ve gücü , sihirin zerafeti ile doğduk hayat gibi iyiliğe ve kötülüğe yuva olan büyücülük okulunun mistik ışığında, gizli yeminler , kanlı göz yaşlarıyla kaderi yazdık gölgelerde sessiz adımlarımızın izinde kaderin ördüğü sırları çözer düşmana sinsice yaklaşırız her nefeste her mızmızda büyünün gücü sır katili timi olarak adaletin şerefli sessiz nişancısıyız dürüstlüğümüzün inceliği cesaretimizin ve zekamızın gücü ile harmanlanır bu kutsal yolda dostluk inaç ve intikam ve adaletin kılıcı ile birleşiriz ölümün dansında, gizemin ritminde düşmanın karanlığında yıldızlarımız parlar ,en karanlıkta kaybolan düşler sırlarınızı ateşlerde yakarız gölgelerin efendileri biz sır katili timi, biz adaletsizliğe, zulüme uğrayan bütün masumların çığlıklarıyız anca ölüm durdurur bizi kötülük adaletsizlik karşımızda duran düşman kılıcımızın sesinde inleyecek

Yüce yeminimiz asla unutulmayacak sonsuza dek yankılacak sır katili timi

 

"bu çok güzel sendemi ettin bu yemini?" hayatımda okuduğum en güzel yemin en güzel marşlardan biriydi

"evet ederkende çok heycanlıydım büyük bir gururla okudum burayı hep çok sevdim meğerse büyük babam yapmış zaten vâriymişimde haberim yokmuş afet..."

" efendim" ona doğru döndüm

" benimde ailem benden çok sır sakladı ve saklamayada devam ediyorlar o yüzden seni anlıyorum ve seviyorum biliyorsun değil mi? "

"biliyorum bende seni anlıyor ve seviyorum"

" tam şimdi zorolduğunı biliyorum ama gerçekten kaçamayız gerçekleri dinlemek ve öğrenmek zorundayız"

" tamam haklsın "

" ozaman gidelimmi ben senin yanındayım "

" gidelim"

" evet hadi şimdi gerçekler neymiş öğrenelim" diğerleri koltukların orda bekliyordu

ve onların yanlarına oturduk yaklaşık bir dakika sessizlik oldu gergindim karşımda hiç tanımadığım bir adam vardı ve benim kuzenim olduğunu söylüyordu

jone burak yani bi komiğime gitmişti gerçi benim bir iniglizce bir yürkçe ismim vardı

mira konuştu aniden oratamı rahatlatmak için " ee yolculuk nasıl eron sizi karşılamaya gelmişti " bana bakıyordu

" yani biraz uzundu güvenlik önemleri beni baya şaşırtı yani hiç birşey yokken

bianda akoca saray belirdi "

"evet ilk başta hepimiz aynı şeyi yaşadık" dedi kız samimiyetle gülümseyerek

" yalnız eron blacmoor du dimi adı ne değişik bir adamdı çok arsız yani ne biliyim çok rahattı biraz başta ürküttü beni" ama itiraf etmem gerek komik adamdı ilk izlenimi bana oldukça komik iyi espiri yapan biri gibi geliyordu

" O gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor biraz başta ürkütür insanı ama iyi biridir benimde kardeşim gibi dediğim iki insan biridir " dedi draco blaith olduğu tarafa bakmıyordu

" Ya o yüzden bizi karşılamaya geldiler o bana bir şey dedi neydi"

" Veliaht general" dedi draco

" Şimdi benim adım rütbem yani gölge tuğgeneral kara ölüm draco elserin valerion seninkide veliaht general Maria afet elserin miş yani bende yeni öğrendim biz seninle ikimiz veliahtmışız meğer "

" Tüm tim bizim veliaht olduğunuzu biliyormuydu yani"

" Aslında hayır biz öğrendikten bir iki gün önce skt yöneticisi açıklamış bu şimdik skt arasında"

" Anladım ozaman peki senin unvanın ne bukadar uzun gölge tuğgeneral kara ölüm, neden kara ölüm diyorlarki sana ?"

İki saniye duraksadı draco düşün benden sakladığı birşey olduğunu düşünüyordum bazen hissediyordum ama onun söyelemesini bekliyordum sonuçta ne olursa olsun tanışalı 4-5 ay falan olmuştu

" Gölge tuğgeneral denmesenin sebebi gölge birliğinde olmam ve gölge gibi sinsi olduğum kara ölüm denmesinin sebebi ise..."

" Evet?"

" Kurbanlarımı öldürüş şeklim verdiğim cezalar " bana çekiniyor gibi konuştumuştu bende gülümsedim

" Şimdi anladım etkileyici aslında bende timde olsaydım eskiden beri senin gibi bana hiç hoş lakaplar takamazlarmış belli oldu" draco güldü elimi

" Bakalım sana ne diyecekler generalim "

" Bakalım tuğgeneralim" dedim göz kırptım draco sessizce fısıldadı " cilve yapma şuan lütfen çok güzel görünüyorsun delirtme beni" hiç bişey demedim sadece gülümsedim Mira lafa girdi

" Sana silah kulanmayı öğretecemişiz "

" Yani evet öyle bir konuvardı" içimden hem gülüyor hemde endişeleniyordum az önce gerçek kişiliğim biraz ortaya çıkacaktı ve bir yalanım aslında ben on altı yaşında silah kullanmayı öğrenmiştim birazdan herkes öğrenecekti

Derken içerde adım sesleri yankılandı ve bir ses duyuldu

" Merhaaabaaaa" diye biri içeri girdi a harflerini uzunca uzatarak sese doğru döndük hepimiz ve eron blackmoor'u gördük draco gülümsedi

" Merhaba " dedi draco

Ayağa kalktı draco ikisi sarıldılar

Yüzünde maskesi yoktu

" Sen gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor sun değilmi ?" Ağzında sakız vardı hala çiğniyorduv

" Yok ben bulaşıkhanedeki bulaşık sorumlusu eron amcayım" dedi ciddili bir tonla ikimizde güldük bu çocuğu sevmiştim draco eronun kafasına vurdu

" Piçlik yapma lan insan gibi soruyor düzgün cevap versene"

" Yok ben illa piçlik yapacam gardaşım" dedi iki

" Önemli değil komik oldu"

" Bak sen domuzsun ama müstakbel karın şakadan anlıyor" bana doğru yaklaştı elini uzattı

" Merhaba sonunda sizinle tanıştık draco'nun anlattığı kadar güzelmişşiniz sizi korkuttuysam yolda özür dilerim" elimi uzattım el sıkıştık

" Teşekkür ederim korkmadım önemli değil kolay kolay korkan biri değilimidir "

" Ah hiç şaşırmadım "

" Ve draco'nun beni size anlattığını bilmiyordum" dedim draco bakarak draco tekrar eronun kafasına vurdu

" Ağzının ayarı yok hiç sıfır!"

" Vurup durma lan!"

" Valerion arkamdan mı konuşuyordunuz yoksa " draco elini ensesine attı

" Ya normal konuştuk sadece abartıyor "

" Tamam canım şaka yaptım ne olacak konuşşanız sanki "

" Ee ne konuşyordunuz kuzen olayını öğrendinizmi"

" Sendemi biliyorsun niye söylemedin " dedi draco

" İsimlerin anlamak zor değil ve hector o söylememizi istedi gelince öğrenecekmişiz "

" Hector onun işine akıl sır ermiyor"

" Hector kim?"

" hector brave o yüksek yargıç korgeneral Timin yöneticisi sana anlatmıştım ya hani "

"ha hatırladım"

işi varmış ama birazdan gelir seni özlemiş" dedi eron

" Bende özledim yalan söyleyemeceğim ne işi varmış?"

" Görüşmem var dedi bilmiyorum "

" Ozaman artık konuşalım ertelemek çare olmayacak merhaba tekrardan öncelikle

Jone Burak gerçekleri anlat annemin kardeşi mi vardı?"

" ön celikle bu zor ve uzun bir hikaye ben çocukluğum boyunca hep gizli saklı büyüdüm kimliğim geröek kimliğimi hep sakladım en güvende olmamamız için hep bizi gizledi hiç kimse biz bilmedi siz bile "

" neden bukadar gizlendinizki neden şimdi?"

"buraya geldiğimde bunu sadec hector brave biliyordu bende sadce annemle babamı dinledim tıpkı sizin gibi elimden gelen hiç birşey yoktu zamanı gelince dediler bende senlerce bekledim be kayıp gizli vâristin bilinmeyen bende vâristim ben elserin soyundan gelendim ama hiç kimse bana o gözl3 bakmadı bana saygı göstermedi"

" gene söylüyorum " dedi draco ve devam etti

" eğer bu oyun gibi birşeyse sonu kötü olur "

" niye böyle bir yalan söyleueyim niye bir anda ben elserin vârisiyimdiyim ki?"

" bak sadec çok şey haşadık gizli tehdit ler mektuplar alıyoruz korkuyoruz sadece"

" anlıyorum ve sorun etmiyorum haklısınız "

" tamam şimdi anlat ozaman annemin ablası mı vardı?"

" Evet anneniz bir kız kardeşi vardı büyük kardeşi ablası yani bizim dilimizde aralarında yedi yaş varmış şimdi annemin bana anllatığı kadarıyla benim teyzem senin annen 18 yaşındayken benim annem 25 yaşındaymış

Annemin bir sevdiği varmış oda sır katili timinde burada olan bir askermiş dedemizin kim olduğunu biliyorsunuz dolayısıy anaannemizin ne kadar zorluk çektiğinide tahmin edebilirsiniz o yüzden anaannemiz evlenmesini istememiş dedemiz babanı tanırmış severmiş ama onaylamamış annem hep üstün körü anlatırdı" dedi ve derin bir iç çekti merakla onu dinliyorduk

"Sonra baban burda bir operasyonda yaralanmış çok uzun süre komoda kalmış

Onlar 19 yaşında tanışmışlar

Annem okuyormuş babam işte dediğim gibi askermiş üç yıl gizlice sevgililermiş sonra bizimkiler öğrenmiş ama onlar konuşmaya devam etmişler

Babam komaya girdiğinde haber alamadığında annem öldü sanmış iki iki buçuk sene sonra babam kendine gelmiş ve direk annemle iletişime geçmiş annem şok olmuş başta sonra çok mutlu

Olmuş anneannemiz istememiş

Kavga etmişler çok şiddetli

Kaçarak evlenmişler annemin elinde mesleği varmış babamında evlenmişler anaannemiz biradaha hiç annemle konuşmamış

Ama kız kardeşler yani annelerimiz itibartı koparmamış gizlice konuşmaları sürmüş

Ama sonra annen evlenince itibartı kaybetmişler birde kız kardeşim var on dört yaşında bunu bilmediğin için üzgünüm ben isterdim normal bir aile gibi büyümeyi birbirimizi tanımayı isterdim kardeş gibi büyümeyi bir aile olrak ama üzgünüm"

"aladım... ama bak sen üzgün olmamalısın bende bunların hiç birini bilmiyordum annemin hiç kardeşi yok diye biliyordum tüm bunları bende isterdim ama bizden saklamışlar "

" vay be hassiktir hikayeye bak döt beş sezon dizi çıkar bundan" dedi eron

kendimi tutamadan sinşrlerim boşaldı hepimiz güldü

" daha kim bilir ne çıkacak buz dağının görünen kısmı"dedi bailth

" sanki televizyon dizisi gibi gerçekten"

"çok mu şerefsizler " dedi jone burak

" yok ama izahı olmayan şeylerin mizahı olur sakız çiğne iyi gelir "

" siktir git" hepmizin güldük kısa süre sonra sessizlik oluştu

" bukadar çok sır olduğuna inanamıyorum "

" üzgünüm"

içimde aniden beliren öfke ile hızla ayağa kalktım ben kalkınca drcaoda benimşe beraber ayağa kalktı " ama bundan sonra sır olmayacak"

"afetim sinirlisin biliyorum ama sakin ol yawrum" ona bakarak gülümsedim

" sana rehberlik yapma zamanı geldi yıldızım" bana anlamayan gözlerle baktı

"ne rehberliği afetim"

"unuttunmu ? sinek savar falan hani" dedim ona göz kırparak güldü

"evet hatırladımda düşündüğüm şeymi ?"

" evet hazırlanıyoruz ve türkiyeye gidiyoruzhem zaten hatırlasana çocuklarla tatil konuşmuştuk normal gün geçirmek istemiştik al sana tatil fırsatı tamam ordada kış ama güzel bir kış tatili olur benim aileme sormam pardon sormamız gereken şeyler var hem zaten çok uzun zamandır bunu düşünüyordum biliyorsun"

" evet peki tamam sen nasıl istiyorsan öyle olsun hem belki uzaklaşmakl biraz iyi gelir hem ülkeni aileni özlemişsindir senin sözün benim için emirdir " kuzenime doğru baktım

" Peki ya teyzem diğer kuzenin

Onların adı ne? Ve seninde bizimle türkiye gelmeni istiyorum teyzemde türkiyedemi?"

" Evet annem türkiyede şuan bazen burda bazen orda kız kardeşim burda adı Emily

Skt eğitiminden yararlanmayı

Tercih etti annemin ismi de Diana ela "

"peki ozaman sizde elserin varisi oluyorsunuz beni kardeşlerimi herkez biliyordu sizi nasıl kimse bilmez?"

"annem öyle büyümemizi istemedi türkiyede türk isimle ingilterde buradada tek bir ingiliz isimle normal bir isimle yaşadık burada bile geldikten iki yıl sonra yani yeni şimdi öğrendiler " kırıcıydı ait olduğun şekilde yaşamaktan geri durmak kimliğini yaşyamamak

"üzgünüm" gülümsedi

"üzülme senin suçun değil ki "

" Bunca zaman yanyana olamadığımız için üzgünüm kardeşim " istemsizce duygulanmıştım o benim kuzenimdi kuzen demek kardeş demekti benim için

ona doğru sarılmaya yeltendim oda bana karşılık verdi ne olursa olsun biz aileydik ve öyle kalmak için elimden geleni yapacaktım

" tamam bu kadar duygusallık yeterli gözlerim dolmaya başladı güneş kremim çok pahalı" herkes bianda kahkaha patlattı ikimiz ayrıldık ve tekrar oturduk

haklısıb bir erkeğin cildine baktığını görmek gözlerimi yaşarttı" güldüm

"aşk olsun ben güneş kermimi her gün kullanırım "

" aynen ya bizden daha bakımlılılar" dedi mira dracoya doğru döndüm

"sen istisnasın bebeğim sen benim müstakbel kacamsın diğer erklerle bir değilsin"

draco güldü " doğru söylüyorsun benim gibi bir erkek diğerleri ile bir olmazan "

" egoist " dedim gülerek

"herzaman burnu havadandır" dedi gülerek mira

" evet öyledir siz draco ile nereden tanışıyorsunuz "

" aynı birimdeydik güvenilir üyelerindenimdir blaith ile beraber takılırdık "

"anladım"derken içeri orata yaşlarda ama çok dinç sağlam uzun boylu bir adam

" asker draco elserin valerion !" hepimiz ona doğru baktık

"hector brave !" dedi draco yüzünde koca bir gülümsemeyle ve ayağa kalktı

ve ikisi birbirine doğru yürüdü ve sıkıca sarıldılar tıpkı bir baba oğul gibi evet bir baba oğul gibi draconun onu görünce yüzünde oluşan ifade ise gerçekten sanki babasını gören bir çocuk gibiydi sıkıca bir sarılmadan sonra ayrıldılar

"vay be sen dahada kaslanmışsın asker "

"evet efendim öyle oldu biraz"

"dedikodular etrafta yıkılıyor nişanlınla geldiğini duydum "

"evet tanıştırıyım " ikisi bana doğru geldi ayağa kalktım

" merhaba" dedim içtenlikle

"merhaba" dedi hector

"hector nişanlım maria afet afetim sana bahsettiğim buranın yöneticisi yüksek yargıç korgeneral "

" tanıştığımıza mennun oldum veliath general maria afet " ikimiz el sıkıştık vaybe der gibi yüz ifadesi yaptı

" bende menun oldum sen güçlüsün kas gücün var baya bunu anlaya biliyorum " güldü

"saolun efedim sizin kadar olmasada namınızı çok duydum"

"hm genelde hakkımda pek iyi şeyler söylemezler ama saol

bende senin hakkında çok şey duydu draco senden bahsetti" dracoya doğru dödün

"sen herkesle dedikodumumu yaptın ?" güldü

"yok canım ne alaka biliyorsun işte senin kızlarla beni çekiştirmenden daha kısa ve normal"

"sen öyle diyorsan"

" bu arada morgan nerde ?"

"ha onun bir işi vardı gelemedi "

"ne işi?"

" benim şirkete gitmesi gerekti bir müşterinin istediği ürünle alakalı bir sorun varmışta"

"tamam anladım bir dakine oda gelsin"

"gelir umarım"

" bu arada size bişey sorabilirmiyim?"

"tabi" dedi içtenlikle gülümseyerek

"şey o auréla ve victoria onlara ne oldu ?" eron lafa girdi

" şu geri zekalı beğinsiz seni rezil etmeye çalışan kızmı diyorsun" dedi eron

şakınca ona baktım

" evet sen nerden biliyorsun?"

"koluna kelepçeyi ben taktım " dedi gülerek

"aa sen oniye annen söylemedimi diyen adam mısın yoksa ? "dedim gülerek

"evet o gün ben gelmiştim ve hak etmişti" hepmiz güldük

"eron hep böyle şeyler yapar"dedi hector

"bu arada çok iyi yaptın "

"her zaman"

"o kızın yüz ifadesini görmek isterdim " dedi mira

"görmen lazımdı mosmor oldu sesi çıkmadı " hector konuşmaya başladı

"o şuan birimlerimizden birinde hala göz altında araştırıyoruş herşeyi "

"tamam ozaman "

"evet şimdi müstakbel kocanı biraz çalıcam onunla bira erkek erkeğe konuşmam lazım" dedi gülümseyerek hector

"tabi"

"afetim biz hemen dönücez o sıra bizimkiler sana merkezi anlatır tamammı "

"tamam sorun yok burda da beni yakmnaya çalışmazlar heralde" dedim komik bir şekilde hepimimiz güldük

" izahı olmayan şeylerin mizahı olur "dedim tekrar

"merak etme burada kimse öyle bişey yapamaz"

"okadar güvenlik önemli var zahmet olcak" hepmiz tekrardan güldükten sonra draco ve hector odadan ayrıldılar ve mira aron ve yeni tanıdğım kuzenim jone burak

bana merkezi anlattılar ve biraz gezdirdiler burada kendimi güvende hissediyordum belkide akıl almaz güvenlik önemlerinden yada hiç tadımadığım büyük babam yaptığı içindir kim bilir biz normal bir aile değildik napalım gezerken oldukça etykilenmiştim bi bölümde sadece güvenlikten sorumlu teklonoji bölümü yazılımcılar vardı bazı katlarda ise okul gibi düşünün matamatik gibi bilim gibi ve büyü dersleri veriliyordu okul gibi bunu mantıklı bulmuştumö çünkü bir asker sadece iziksel olarak değil zihinsel olarak zeka olarakta güçlü olmalıydı kalem kılıçtan keskindir diye boşuna dememişler bazı katlarda dovüş eğitimi vardı bazı yerler spor içindi

bazı yerler ise silah talimleri için özel yapğılmıştı asılda burayı gerçekten çok sevmiştim silahlar yazılımcılar teknoloji ve yemek tabiki ve genelde burda merkezde görevli olanlar merkezde kalıyorlardı askerler için bizim okul yatak hanesi gibi ama daha az okul gibi tabi ev gibi yatk hane vardı en son sbana silah kulanmayı öğretecekleri için silah talimi yapılan yere geldik ben içeriye göz gezdiriyordum aklım dracodaydı onu düşünürken onun sesini duydum ve kapıya doğru baktım draco ve hector içeri girdi gülümsedi yanıma geldi hector diğerlerinin yanına gitti

" gezdiniz mi timi"

"evet gezdik her yerini"

"beğendin mi ? nasıl buldun ?"

"açık konuşayım bayıldım"

"gerçekten mi ?"

"evet dracoı b urası harika bir yer eğitimi çok iyi insarların zekasına göre eğitiyorlar ve fiziksel olarakta güçlendiriyorlar pisikolajik olarak ve ytazılımcılar falan harika olağan üstü bir güvenlik sistemi ve harika ve çok şık tasarlamışlar ve en güzeli yemekleri çok güzel burası harika bir yer " güldü ve şakınlıkla bana baktı

" burayı bu kadar çok sevmeni beklemşiyordum ama sevmene sevindim"

" müstakbel kocama çekmişim" güldü

" hayatımın kadısın "

"sende hayıtımın adamı " dedim ve göz kırptım arkadan bir ses geldi

"evet çifte kumrular hazırsanız başlayalım " dedi eron ona doğru döndük

"hayatında bir kez olsun su sakızı ağzından çıkar ve ciddi ol eron" diye bağırdı draco

"olamam amk ! gelin buraya sizin için burdayız " güldük ve onun yanına gittik "affedersin o demin ettiğin küfürü nerden biliyorsun sen türkçe o ?"

" ha şey sen draco ile tanışmadan önce ortak arkadaşlarına öğretmişsin onlarda dracoya öğretmiş oda bana öğreti bir burak öğretti " güldüm

" birbirimizi tanımadan birşeyler öğretmişiz biribirmize "

"aynen"

" tamam ozaman başlayalımmı "dedi mira

"tamam başlayalım "

"tamam şimdi masaya senin için birkaç model koyduk" m karşıda talim yapılan cansız hedefler vardı kız devam etti

" onları senin için yakına çektim biraz alışalım diye silahlarıda tam birleşik koymadım sana anlatmak için "

"tamam " silahlara doğru gittim ve baktım

" afetim sakin ol hiç telaş yapma kısa sürede kaparsın zaten "

" Niye gergin olayım canım "

"Güzel ozaman gergin olmaman iyi"

" Silahlara baka bilirmiyim"

" Tabi " dedi Mira ve bana masayı gösterdi masaya doğru gitti ve silahlara baktım inceledim ve sakince konuşmaya başladım

"Beretta M9… fazla klasik. Geri tepmesi dengesiz.

Glock 17… ama sabit dipçik yok, yakın temas riskli.

SIG Sauer P226… daha iyi. Lazer dürbün eklenebilir.

FN Five-seveN… işte bu." Herkes şakınca bana bakıyordu saniırım bilgine şaşırmışlar en çok sevdiğim şey insanların beni hafife aldıklarında onları şaşırtmaktır draco şaşkınca ve gülümseyerek konuştu

" Sen bunları biliyormusun"

" Tamam sen bu silahları biliyormusun " kafamı yana eğerek gülümsedim

" Teknik olarak diyelim" dracoya göz kırptım eron hector Mira jone burak hepsi dikatlice bana bakıyordu eron kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu draco işe hafif şüpheli gözlerle bana bakıyordu sanırım anlamış olabilirdi hector ise bana gülerek hatta gurur duyormuş gibi bakyığını gördüm onu tanıyalı çok kısa süre olmuştu ama zeki biri olduğunu anlamıştım ve şuan bana bakışımdan ve iç sesimden küçük yalanımı anladığını düşünüyordum yada anlamıştım bana başıyla gülümseyerek işaret verdi bu işaretin anlamı gücünü göster yap hadi demekti sanırım şimdiden iyi anlaşmıştık

Elimi silaha attım ve hızlıca silahın üst Sürgüsü çektim şarjörü yerleştirdim emniyeti açtım mekanizmayı kontrol ettim ve dracoya göz kırpıp hedeflerin olduğu yere geçtim

" Tam hedefler tamamı" Mira birkaç düğmeye bastı ve yakınıma üç hedef getirdi

" Şimdi tamam üçünede birar el ateş et tetiğe bas nişanı görelim"

" Tamam" dedim sakince poziyonunu herkes dikattle bana bakıyordu Önüm üç hedef vardı üç cansız hedef ama bir terslik vardı benim için fazla yakınlardı güldüm nişan aldım tak tak tak üç hedefede hızlıca ateş ettim ortalama on saniye sürdü silahı indirdim ve geriye gittim hedefler boştu ama öndeki hedefler " haklıymışsın sadece teorik olarak biliyormuşsun bu kadar yakından bile hiç isabet etmemiş ama sorun değil çalışırsın tekrar dene ister sen "

Güldüm " hedeflerimi vuramadığımı kim söyledi tatlım" elimle herkeze öndeki hedefleri arkasındaki en uzaktaki hedefleri gösterdim

" Oha hassiktir lan!" Diye bağırdı eron ve kahkaha attı gözüm ağzı açık sakız çiğnemeyi bırakmış bana bakıyordu dracodaydı bana hayranlıkla ve şaşkınlık bakıyordu

" Oha AMK! Kız hepimizi göt etti lan! " Dedi jone Burak

" Sen ben seni başlangıç seviyesinde sanıyorumdum " dedi Mira

" Yakın hedefler dikkat dağıtmak içindir " draco kafasını hedeflere çevirdi kafasını gülerek salladı gurur duyormuş elimde silahı döndürüyordum bana doğru baktı imalı bir şekilde konuştu " ilk kez silah kullan birine göre fazla iyisin "

" İlk defa olduğunu kim söyledi?" Dedim gülerek Elimdeki silahın şarjörünü çıkardım ve aldığım yere koydum " bu arada silahlar kirlenmiş temizleyin biraz " herkes şankınca bana bakıyordu hoctora döndü gözlerim tebrik eder gibi bakıyordu

Draco'nun yanına doğru gittim ve elimi omzuna koydum ona yaslandım

" Hakkımda bilmediğin şeyler olduğunu olduğunu söylemiş valerion beni gerçekten tanımak zaman alır "

 

5 yıl önce

 

Maria afet elserin kaderi belirsiniz ne olduğu anlayamayan bir çocuk bebek nişanlandığı öğrendiğinde bir nişanlışı olduğunu öğrendiğinde

On bir yaşındaydı bunu ise neden vârisi olduğu okula gidemeyeceğini öğrendiğinde neden diye sormasıyla olmuştu

Ve gerçeği öğrenmişti daha doğmadan nişanlandığı uygun vakte kadar valserin Aevara'ya gidemeyceğini nişanlısını ise sadece valserin Aevara'ya gittiğinde tanıyacağını öğrenmişti nedenini hiç anlayamadı her sorduğunda Aldığı cevap vakti gelince olmuştu o zamandan beri ailesi ile arası hep bozuktu soğuktu onların içten içe severdi ama kırgındı ve en acısıda güvenmiyordu insanın en büyük acısı sevdiğine güvenemektir afet bunu çok küçükken anlamıştı ablası ile abisini çok kıskanırdı çünkü olar her zaman ne yaparlarsa yapsınlar mükemmeldi o ise herzaman bişeyleri yalnış yapardı zaman geçtikçe artık sadece rol yapmya maskelerin ardında saklanmaya başladı herkes ona kaderi yazıldı diyordu ama o kendi kaderini başkalarını bırakacak bir kız değildi o ipleri her zaman elinde tutacak bir kızdı o kendi kaderini kendi yazacaktı o Maria afet elserindi onun isminin anlamı insaların önünü alamadığı felaket demekti

Zaman geçmiş afet on altı yaşındaydı ve şuan evlerinin bahçesiydeydi neden mi diğer kızlar babalarından ne ister ? Oyuncak telefon kıyafet makyaj malzemeleri afet ise babasından silah kullanmayı istemişti evet silah istemişti afette diğer şeyleri severdi tabi ama onun tutkularında biri silahtı çocukluğundan beri silahları sevedi ve sonunda annesi ile babası ikna etmişti babası ona evlerinin arka bahçesinde silah kullanmayı öğretiyorlardı tabi evlerin şehirden uzakta ve komşuları olmadığı için çokta zor değil di

" Kızım hadi ama silah diye başımın etini yedin doğum günü hediyesi olarak istedin mızmızlanma silahlar ağlayanlara göre değildir "

" Be ağlamıyorum"

" Çocuk gibi mızmızlanıyorsun ama "

" Of tamam " babası kızının yanına gitti içten içe kızının ona kızgın olduğunu biliyordu ama elinden birşey gelmiyordu

" Bak sakın nefesini tutma sakince alver nefesini hedefine odaklan aklını boşalt ve tetiği çek"

"Tamam " afet silahı yukarı kaldırdı duruşunu düzeltti ve iki eliyle silaha sıkıca sarıldı ve nişanaldı sakince nefes aldı verdi ve tık bir el ateş sesi afet hedefi tamam on ikiden vurdu babası ise gurula konuştu

" İşte benim kızım " afet mutlu bir şekilde gözlerini açtı

" Başardım baba!" Babasına sarıldı ve onları sandalyede gülümseyerek izleyen annesine

Döndü " anne bak vurdum"

" Aferin kızıma kim doğurdu ben doğurdum" afet sevinçle yerinde zıpladı afet her nekadar onlara kızgın olsada soğuk olsada onları çok seviyordu

 

Günümüz

 

güldü elini belime attı " fark ettim ama beni güzel kandırdın tebrik ederim"

" Tevvecünüz efendim ben sadece ufacık bir numara yaptım okadar "

" Sana hayranım gerçekten"

" Bende sana sadece sana küçük bir oyun oynamak istedim "

" Güzel oynadın" dedi ve kulağıma eğilerek fısıldadı

"Ve çok hoşuma gitti "

" Seni gerçekten tebrik ediyorum veliaht general Maria afet çok iyi nişancıymışsın " dedi hector

" Teşekkür ederim efendim on altı yaşında öğrenmiştim"

" Vay be helal olsun " dedi Burak

" Gerçekten etkilendim " dedi eron

" Saol eron sen bizi ilk karşılarken beni çok şaşırtmıştın bende sizi kople şaşırtayım dedim"

" Gerçekten şaşırtın tebrik ederim çok iyi kullanıyorsun" dedi Mira samimiyetle gülümseyerek başta ona biraz gıcık olmuştum ama sanırım dracoyu kıskandığım için biraz ama sanırım kötü biri değil onu seveceğimi düsünüyordum

" Saol dostum" onun gibi gülümsedim

" Vay be buyruk kibrit surat bey nişanlım yaman çıktı" şaşkınlıkla ona baktım

"Ney ney "

" Gene başladın bunu demeye!" Güldüm

"Buyruk kibrit suratlı bey mi "

" Ya salak bana lakap takmıştı "

"Çok sevdim neden öyle dedin ki"

"Afet ya sendemi" dedi alışılmışlıkla Draco

" Yıldızım ya " iflah olmazsın der gibi baktı

" Neden öyle diyorsun ?" Diye sordum erona

" Çatıl kaşları asık suratıyla her oto boka burnunu soktuğu için ona bu ismi layık gördüm " güldüm

"çok iyi ya "

" Yalnış şakama seni tebrik ediyorum beni saşırtan nadir insanlardansın "

" Teşekkür ederim "

" Hepimiz başta yani itiraf edelim ön hedefe nişan alır onu bile zor vurur diye bekliyorduk ama sen arkadakiler pat pat deilk deik ettin on saniyede bundan sonraa senin adın... silah perisi! yada mini komutan mı desem kararsız kaldım hangisi daha çok sinir bozucuysa onu seçeceğim !" güldük draco bana baktı

" yandın afet geçmiş olsun "

"silah perisimi minik komutan mı ikiside beter !" dedim gülerek

" o zaman ikiside diyeceğim bundan sonra senin adın silah perisi minik komutanı! "

" eyvah" dedim gülerek

" silah perisi minik komutan!

yakında kendi çizgi romanını çıkarırsın

haberin olsun." dedi gülerek eron

" haha çok komik"

"bence havalı bir isim oldu dimi burki "

" burki mı" dedim gülerek kahkaha attık

" ya" diye lafa girdi jone burak ve devam etti

"buna bir keresinde türkiyede bana burki derler ama ben sevmem dedim ondan beri bana burki diyor "

" ama bence burki çok güzel ne biliyim yabancı dil olduğu için heralde

çok güzel geliyor oda sinir oluyor dedim senin adın burki" dedei gülerek

" iyi bok yedim ağzıma sıçayım" dedi burak güldüm

" e sende ona deseydin" dedim gülerek eronun suratı düştü ve anladımki onun bir lakabı vardı

"çok kötü bir lakap bi kere benim kiler daha iyi " dedi eron surat asarak

" ay ne diyorsunuz merak ettim"

"tamam söylüyorum kuzen hazırmısın "

"evet hazırım"

"zırtapoz sirk generali" dedi burak ve demsiyle hepimiz kahkaha attık

" ay çok iyi bayıldımm "

"hiçte bikere "

" mızmızlık etme zırtapoz sirk generali " dedi mira gülerek

" sende sus suratsız cadı ninja"

"zıtopoz sirk maymunu!" dedi mira ve dil çıkardım hepimiz gülüyorduk hector bile koca yanım timin yönetici korgeneral bizimle bir çocuk gibi eğleniyordu sanırım normal deli büyük küçük kadın erkek fark etmez herkesin içinde bir çocuk vardı

timde birkaç kişiyle daha tanışmıştım ve telefon numaralarını almıştım iyi dostlar edinmiştim bence ve ilk dakikalarda mira ya gıçık oluş gibi oldum ama sonra onun sevdim hem dracoya karşı farklı bir duygu hissetiğinide düşünmedim

ona kanım ısınmıştı sevmiştim sonra draco ile küçük bir alışma yaptık kendimi savunmada ne kadar iyi olduğumu görmek için mükemmel değildim ama iyiydim draco dahada geliştirmem yardım edeceğini söyledi ve akşam olmak üzereyken timden ayrıldık ve arabaya bindik draco yine kapımı açmış öyle arbaya binmişti kibar sevgilim emniyet kemerlerimizide taktık ve draco arbayı çalıştırdı

" türkiyeye gitmek konusunda eminmisin ?"

"evet şuan onlar türkiyede hem kafa dağılır hoşumuza gider diye düşündüm "

" evet ailenle yüzleşmek için hazırmısın ?" yüzü gergin gibiydi aslında hectorla konuşmadan döndükten sonra bir gerginlik sezmiştim am ortam müsait değildi

" evet eminim"

" hmm tamam nasıl istiyorsan ben hallederim "

"ha iyi ozaman okey ben düşünmüyorum sadece bavul hazırlıyorum" güldü

"tabiki ben varken senin yorulmana gerek yok "

"cansın"

"bu arada beni güzel kandırdın tebrik ediyorum yok ben silah kullanmayı öğrenmek istiyorum demeler falan " güldüm

" e dedim ya birbirimiz yavaş yavaş keşfedelim istiyorum dedim ya hem bence çok zevkliydi "

"ama etkilendim güzel rol yapıyorsun "

" ya şaka maka kızdınmı ?" güldü

"yok canım öyle bartılı bişey değilki yeni tanıştığımız için öyle yaptığını her şeyi bir anda söylemediğini biliyorum az da olsa normal çiftler gibi olmak için "

"seni bu yüzden seviyorum yıldızım"

"bende seni seviyorum afetim" araba sürdğü için hızlıca yanağından öptüm ve çekildim " Afeeett" dedi e harfini uzatarak

"Dracooo" dedim o harfini uzatrak

" ya araba kullanırken yapma diyorum aklım kayıyor "

"tamam tamam"

"odaya geçince gösteririm ben" utançla gözlerimi açtım

" ya tamam sus" güldü ve akşama hava kararmaya başladığında valserin Aervera'ya vardık ve direk akaşam yemeğine geçtik bişeyler yedik ve olayları anlattık silah kullanıyor olmama onlarda çok şaşırmışlardı onlardanda saklamıştım çok fazla muhambbet etmemiştik odaya geçtik

" güzelim iyimisin ?"

"iyiyim ne olduki "

"hiç öyle genel olarak hani olaylardan ötürü "

"ha biraz sinirliyim tabi ve kırgınım ama iyiyim "

"ha güzel ozaman "

"ama birşey sorabilirmiyim" dedi takılarımı çıkarırken bütün takılarımı çıkartıp yerlerine koydum bana doğru döndü ve güldü

"tabiki sorabilirsin güzelim doramana gerek yok ne takıldı kafana afetim "

" ya ben mirayı çok sevdim kanım ısındu muhtemelen iyi dost olacağımızı düşünüyorum ama... " ayakkabısını çıkardıktansonra paltosunu kanepeye attı ve gömleğinin birkaç düğmesini açarken bana döndü

" eee amayı mamayı bırak güzelim bir şeyden rahatsızmı oldun mira seni rahatsızmı etti az fark ettim çok "

"beni cahil görfüsüz olarak görmeni isatemem ama şey" şaşkınlıkla baktı bana

" güzelim o nasıl söz öyle düşüncelerin ben için önemline düşünüyorsan söyle "

"Tamam siz Mira ile çokmu yakındınız hani kanka gibi "

" Yoo arada laflardık ya bizim timde gurup gibi birimde böyle eron Morgan mira birde balith beraber takılılır eron Mira çok atıştırdı ama dostlardır işte o ona cadı der o ona maymun "

" Hmm ya tamam anladım yani

Açıkcası ben sevgilimin yada nişanlımın yakın kız arkadaşı olsun istemem yani şimdi hemira lunaria elaris var diyeceksin hatta haylen caryic rowen newan ama onlar çocukluğumuzdan beri tanıdığımız kişiler onlar bi başka" beni belimden tutup kendine çekti ne kadar uzun süre olursa olsun bana temeas ettiğin miğdeme bişeyler oluyor kalbim hızlanıyordu

" Sen beni kıskandınmı ölürüm sana bitanem " yanağımda öptu

" Yok canım kıskanmak değilde

Yani öylesine söyledim işte "

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı "hımm öyle olsun bakalım

Bende olsam böyle ister aynı soruyu sorardım hem bende çok kıskanırım yani haylen Rowen newan cayric onları kardeşim gibi gördüğüm için sorun etmiyorum senide kardeşi gibi gördüklerini biliyorum yoksa hepsini öldürürdüm"

" Yapama ya bak bu hoşuma gitti yalan söyleyemeceğim " güldüm

" Gülüşüne ölürüm senin" burnunun ucundan öptü

" Seni sevdiğimi hatta köpekler gibi sevdiğimi söylemişmiydim "

Güldüm

" Yia draco ya bende seni çok seviyorum gerekli alanlara duyurulsun" dedim ve ani cesaretle kollarımı boynuna doladım onu dudağındın öptüm

Evet onu dudağından öptüm hassiktir! ben onu ne ara yapmıştım! Onunda şaşırdığını

Fark ettim çünkü tepki vermemiş ve gözlerimi açtığımda onu bana şaşkınca bakarken gördüm bir iki saniye sonra gülümsedi iki eliyle belime daha sıkı sarıldı dudaklarıma yaklaştı "birileri yaramaz çıktı ha?" Dedi sırıtarak adınları üstüme geldikçe bende onun gibi geriye gitmeye başladım gözlerim kapalıydı adımlarım uyumlu bir şekilde hareket ediyordu o ileri ben geri en sonunda sırtım duvara çarptığımda ikimizde durduk gözlerimi açtım beni duvarla arasına aldı derin bir nefes verdi

" Sen beni öldürceksin galiba

Kontrolümü kaybettiriyor sun"

Öylece baktım ne diyeceğimi bilemiyordum oda benim gözlerime bakıyordu kalbimin sesi kulaklarımda çınlıyordu sırıttı yüzüme iyice yaklaştı

Yüzünü yüzüme sürttü nefeslerimiz birbirine karışıyordu dudaklarını yanağıma götürdü küçük bir öpüçük bıraktı dudaklarını tenime sürterek boynuma indirdi boynum aşırı derecede huylanıyordum ve o bunu biliyordu az önce açtığım gözlerimi sıkıca tekrar kapattım

Kalbim son sürat atıyordu

Burnunu ve dudaklarını boynu sürtüyordu ellerim boynundaydı tırtakları ensesine geçirmiştim yaptığı hareketle kendimi kaybediyordun tam şuan deli gibi atan nabzınmın üstünden öptü bu hareketi her ne kadar boynumdan huylansamda hoşuma gidiyordu beni hep gıcık olduğumu huylandığımı bilsede hep şah damarımdan nabzımdan öperdi " draco..."

Kafasını boynumdan kaldırı yüzüme döndü " en çok ne istiyorum biliyormusun?"

Gözlerimi yavaşça açtım

" Ne?"

" Şuan bile kalbin bukadar hızlı atıyorsa düğun gecemizde ne kadar hızlı atacağını öğrenmek istiyorum " çok untanmış lanet olsun yerin dibine geçmek istiyordum şuan daha fazla ileri gitmek istemiyordum güldü

" Güzelim afetim sakin ol sen istemeden hiç bir şey asla olamayacak tamammı ? Sakın bu kadar heycan iyi değil "

"Draco ben" dedim gerisini utançtan getiremedim

"Hala benden utanıyorsun

Benden untanmana gerek yok biz gönül eğlendiren iki ergen değiliz biz nişanlıyız böyle şeyler konuşmamız normal "

" Tamam "

" Hadi saat geç oldu yatalım yoksa sen kalp krizi geçireceksin"

" Ya dalga geçme "

" Dalga geçmiyorum tamamı seni anlıyorum sadece artık benden utanmanı istemiyorum "

" Tamam senden utanmıyorum bu şeyler bu duygular"

" Bu duygular?.. seni rahatsızmı ediyor?" Dedi merakla sakin bir ses tonuyla

" Hayır sadece alışık değilim ben sadece nasıl karşılık vermem gerektiğini bilmiyorum " dedim utarak zorlukla o haytıma giren ilk erkekti öptüğüm ilk erkek ne yapabilirim tecrübesiz olmaktan ne yapacağımı bilmemekten korkuyordum ondan korkmuyordum devam ettim

" Yani sende. Rahatsızlık duymuyorum yada korkmuyorum sadece bilmiyorum okadar" dedim zorlukla gülümsedi

"İçime şu septin benden korktuğunu sanmıştım" güldüm

" Korktuğum bir adamla aynı yatakta uyumam onunla nişanlı olmam "

" Haklısın" güldü ve devam etti

" Afetim bilmemek utanman gerekeceğim bir şey değil tamammı?"

" Tamam"

" Şimdi üstünü değistir ben banyoda giyineceğim"

" Tamam" pijamalarını aldı ve üstünü giyinmek için banyoya yöneldi " draco"

" Efendim"

" Bonyoda giyinmek çok zor oluyor burda giyebilirsin"

" E sen banyoda giyinceksin ozaman ne fark edecek?"

" Yok bende burda giyinicem"

Şaşkınca bana baktı

" Eminmisin ?"

" Evet kocaman oda hatta nerdeyse ev ama tek bir şartla "

"Neymiş o?"

" Rahatsız edici utandırıcı bakışlar atmak yok" güldü

" Tamam tamam şaka yapmayacağim"

" Tamam ozaman banyoda zor zahmet giyinme gönlüm razı değil "

" Canım müstakbel karım"

" Canım müstakbel kocam"

Üstümüzü değistirdik ama ne ben ona baktım ne o bana birbirimizi görmedik utançtan okadar hızlı giyindimki görme fırsatı olmadı uyumak için yatağa girdik

" İyi geceler afetim müstakbel karıcım"

" İyi geceler yıldızım müstakbel kocacım" ikimiz birbirimize sarılırken uyuya kaldık

2 saat sonra 01:00

 

Uykudayken korku ile aniden çalan kapıyla uyandık deli gibi kapı çalıyordu " hey ! Ne oluyor

" Bu da ne böyle " ikimizde yataktan çıktık ne oluyordu böyle draco dolabın içindeki kasaya yöneldi hızlıca açtı ve kasanın içinden silah çıkardı

Korku ile baktın

"Draco ne oluyor napıyorsun"

Eliyle sus işareti yaptım

" Belli olmaz " dedi fısıldayarak silahı beline yerleştirdi okdar olay yaşamıştık korkuyorduk odamızda silah saklayacak kadar ki benim yaşadığım olaylar sonra ve draco gibi bir adamın

Silah saklaması çok normaldi

Askerdi sonuçta " sen dur ben bakarım" dedi draco ve kapıya yöneldi bir eli silahta kapıyı açtı

"Cayric !?" Dediğinde nefes verdim kapıya doğru gittim

" Draco..." Dedi cayric nefes nefese

"Ne oluyor ? Cayric gecenin bu saatinde ! " dedi draco

" Çok kötü bişey oldu"

" Aman Allahım ne oldu?!" Dedim merakla

" Konuşsana cayric ne oldu!" Dedi draco sinirle ve korkuyla cayric koşmuş gibi nefes nefes almıştı

" Okulda kıyamat kompuyor baş magistar herkesi ortak buluşma duyuru alanında bekliyor "

" NE OLDU?!" dedim tekrar koykuyla

" KONUŞSANA TANRININ CEZASI

BAŞ MAGİSTAR DİYE HERKESİ ÇAĞIRIYOR !?" Korku ile ne diyeceğini beklerken ağzın dökülen tek bir kelime ile korku kalbime hançer gibi saplandı

" C-cinayet!" Cinayet... Cinayet..

Kulaklarım kelime yankılanıyor korku bedenimi ele geçirmişti draco ile ikimiz aynı anda tek bir kelime çıktı ağzımızdan

" NE?"

"NE?"

Okulda bir cinayet işlenmişti

Ve sanırım gerçekten mutluluk bize haramdı

🔥🌊

 

hayat zor herkese zor bu dünyada kime dokunsanız illaki herkesin bir derdi vardır

hayatın anlamı bu değildir zaten bazen kendi kedime düşünüyorumda hayatta zorluk ve acı olmasaydı hayat hayat olurmuydu ? mesela okul hayatınızı düşünün beden dersinden yada resim dersinden yüz puan aldığında matametikten yada fizik gibi derlesden aldığınız kadar mutlu oluyormuydunuz ? cevap hayırdır çunkü okulda bedeb yada resimdersi kolaydır insanlar tarafından önemsizdir o yüzden yüksek not alsak bile umursamayız ama matametikten düşük aldığımızda nasıl üzüldüğümüzü yüksek aldığımızda ise nasıl mutlu olduğumuzu çevremizdeki insanlar tarafından taktir edildiğimizi hatırlayın her çocuk karnesinde dersleri yüksek not olduğunda

sınavdan yüksek not aldığında evine nasıl koşa koşa gittiğini ? bunun sebebi zorluğu aşmaktır zor olan bişeyi başarmak acı çektikten sonra hala dik durabilmektir insanı mutlu eden eğer hayattaki herşey kolay olsaydı acı ve zorluk olmasaydı işte ozaman insan oğlu mutlu olamazdı çünkü değerli olan güzel olan mutlu eden şey savaştıktan sonra galip gelmektir ama bazı anlar vardır insanın nefesini keser boğazını düğümler

ama sessiz kalırsın hatta çok sevdiğim bir söz var altını üstüne getirmek istediğin bir masada sakin kalmak çok büyük bir imtihandır blaith karşımda duruyordu yanıda adını bilmediğim bize içtenlik konuşan bir adamla ve adı mira ashen olan bir kadınla üçü birlikte kapının önünde duruyorlardı draco yüzüne iyi göründüğü hafif bir gülümseme takınmıştı aslında iyi olmadığını tabikide biliyordum elimi tutan eli sıkılaşmıştı ona baktım onu anladığımı belli etmek için gülümsedim ona bana gülümsedi gözler konuşur derler ya hani işte bazen gülüşler çok şey anlatır görebilmesini bilene tabi ismini bilediğim adama doğru döndüm çok yakın ve samimi konuşmuştu " merhaba hoş buldun senin adın ne ?" dedim diyerleri gibi asker kıyafetleri vardı üstünde hatta belinde silah olduğunuda fark etmiştim ama bu sefer yüzü açıktı kumraldı çok açık bir teni yoktu ama çokta esmer değildi koyu saçları koyu siyah gözleri vardı uzun boylu yapılı bir genç adamdı benim yada draconun yaşlarındaydı " ım benim adım efendim jone burak elserin " şaşkınca ona baktıum dracoda benimle birlikte şaşkınca aynı anda baktık bizim soy ismimizi taşıyordu vâris soy ismimizi ikimizde aynı anda konuştuk yine "NE ?" şaşkınlıkla sordum

" jone burak elserin mi aynı soy adımı talıyoruz ben mi yalnış anladım birde senin türkçe bir ismindemi var" şoktan şoka girmiştim bunun tek bir anlamı olabilirdi ama bu nasıl olabilirdi ? ve o an kalbim deli gibi hızlı atmaya başladı gözlerim bulanıklaştı kulaklarım bir uğultu duydum ve beynim içinde tek bir kelime yankılandı yine yalan yine yalan bana hep yalan söylediler

kendi kendime donmuşken düşünceler arsında şok içindeyken draconun sesinini duydum " sen ne dediğinin farkındamsın ?!" dediğini duydum

" bakın bu çok şok edici bişey biliyorum"

" şimdi sen tanımadığımız biri olarak çıkıp elserinin vârisi olduğunumu söylüyorsun ! bu bir oyunsa seni gebertirim" başım döndü dengem

sağlayamadım yerimde salladım draco beni belimden tuttu

"afet iyimisin ?!"

"iyiim başım döndü kalbim çarpıntı yaptı sadece " ona doğru döndüm benim ailemden olduğunu söyleyen kişiye

"şimdi sen bana benim ailemden olduğunumu söylüyorsun "

"evet efendim aslında anneniz siz belki biraz bahsetmiştir"

"ne diyorsun sen ? annem bana hiç bişey anlatmadı " tanımadığım adının mira olduğunu söylediğim kızın ve blaith in birbirine bakıp

" siktir !" dediğini duydum şakındım ailem daha bende ne saklıyordu onlar benim ailemmiydi yoksa düşmanımmıydı insan ailesinden sır saklarmıydı

" annenizin bir kardeşi büyük kız kardeşi olduğunu biliyormuydun "

"hayır bilmiyordum böyle bişey yok çünkü annem tek çocuktu "

o an aklımda bir ışık yandı sanki aslında yıllar önce öldüğünü bildiğim dededim aslında ölmeme ihtimalinin olduğu ve varlığından bile haberdar olmadığım bir timin kurucusuydu kim bilir dahaba bana ne yalanlar söylemişlerdi hayatım yalan üstüne kurulmuştu

" ne nasıl ? ama bu münkün değil" draco bana doğru döndü oldukça sakin bir ses tonuyla konuştu " ama ben annenin ardeşi yok diye biliyordum "

" yok zaten annemin bir kardeşi olsaydı bunu bilirdim"

" nasıl şaşırdığınızı biliyorum lütfen içerde sakince konuşalım hem merkezi gezersiniz " içimde kalbimde bir çok duygu hissediyordum sinir öfke hayalkırıklığı korku heyecan ve bunlar bir araya geldiğin ne yapacağımı bilemiyordum

" sen siz bunu biliyormuydun ?" dedi draco mira ve bailth'e bakarak

" bizde yeni öğrendik bir hafta falan oldu " dedi mira

" insan yerine koyup benim iki kelime düzgün konuşsaydın sana anlatacaktım" dedi blaith

"buda oyunlarından biri blaith ?! yemin ediyorum herkesi maffederim !"

" sakin ol valerion erşeyin suçlusu ben değilim bun hector yeni söyledi biz neden böyle bişey yapalım !"

"sana belli olmaz yalanların diz boyu "

"saçmala neden böylebi aniden orataya çıkan kuzen numarası yapalım saçmalama maria afetin ailesi beni ilgilendirmez ben sadece görevimi yapıyorum"

" sen benim kuzenim misin yani ?"

"evet..."

"ama bu münküm değil nasıl olur bu?"

"anne tarfından bilmediğini bilmiyorum ama ben teyzenizin çocuğuyum ..."

" eğer sen bir yalanın içindeysen" dedi draco beni tutarken hala şok etkisindeydim

"bakın şaşırdığınzı biliyoruminanmakta zor ama en yalancı değil kötü bir niyetimde yok"

"umarım öyledir "

"bakın istersenin içeri gelinbiraz dolaşın sakince oturup konuşalım"

hala şok içinmdeydim ama kendimi toplamam güçlü olmam ve gerçeği öğrenmem gerekiyordu ve hala kapıda duruyorduk içere geçsek iyi olurdu durşumu dikleştirdim ve sakince

" tamam" dedim sadece zaten başka ne yapcaktım kapının ağzında konuşacak değildim ya hem o iyi birine benziyordu dinlemek her zaman iyidir ve sakin kalmak ama içimdeki ses ailemin benden bir çok şey sakladığını söylüyordu içimdeki şüphe susmuyordu annemle babamla abim ve ablamla aram mükemmel değil biliyor birbirimize soğuz fakat arda annemle sohpetlerimiz olurdu ve o bana sırdaşım derdi insan sırdaşından sır saklarmı ? umarım herşeyin bir açıklaması vardır ondan sonra mira ashen konuştu ve bu kadar olayın arasında draco ve bu mira denen kızın nerden nasıl tanıştığını merak ediyordum " bencede en doğrusu bu " draco bana bakıyordu

"tamam gezelimmi ?"

"tabi buraya bunun için gelmedikmi ? "

" tamam ozaman " içeri geçtik ilk başta içinde buludğumuz odayı görmek kafa dağımak duyduğum haberi sindirmek istedim draco beni sakince içinde bulunduğumuz odayı gösteriyordu okadar büyük bir salon vardıki insanın ağzını açık bırakıyordu hem koyu hemde açık renkler vardı içerde başka inarlarda vardı kadın erkek askerler bize kibaca selam veriyorlardı mira ile kuzenim olduğunu söyleyen adam ve blaith bize daha doğrusu bana şuan içinde bulunduğumuz odayı gösteriyorlardı odanın koca büyük bir duvarı kitaplarla kaplıydı ve büyük bir duvar tamamen siyahtı timin sembolü olduğunu düşündüğüm bir kılıç vardı çok büyük bir kılıçtı siyah ve kırmızı ve gümüş renkler hakimdi üzerinde yılan gözleri vardı ve zunda ise güzel bir yazı sitili ile skt yazıyordu dikatimi çekmişti duavara doğru gittim önünde durdum sembölü inceliyordum dracoda yanımdaydı oda benimle beraber duvara bakıyordu ve altında bir söz yazıyordu

 

her kılıç bazen göz ile görünmez her düşman göz ile görünmez

her dost bazen gerçek dost olmaz güçlü olmak için

her zaman arkanı değil tüm çevrene hakim olmalısın

 

 

draco iki elini cebine koydu benimle duvara bakıyordu

"ne düşünüyorsun?"

"inan bana bay valerion bazen okadar çok düşünüyorum ki ne düşündüğümü ben bile anlamıyorum " güldüğünü işittim

" ben bilirim senin düşündüğünü anlarım ben seni "

" baksen" dedim ona doğru bakarak sadece gülümsedi geri duvaran döndürdü kafasını

" bu üzerinde yılan gözleri olan bir özel kılıç skt yani sır katili timinin sembolü altında yazan söz ise kurucuların yani öğrendiğmiz kadarı ile dedelerimiz sözü"

" nasıl bir ailem varmişda haberim yokmuş ailem benden neler saklıyorlar benden kim bilir"

" öyle düşünme herşeyi tam bilmiyorum afetim aileni sevdiğini biliyorum kendini negatif duygulara sokmamalısın"

"haklısın sanırım içimdeki sinir bizden sakladıkları şeyler biraz beni öfkeli kindar yapıyor" elini koluma attı

" sen kindar değilsin sadece yaralısın okadar istersen gel kuzeninle tanışalım işin aslını öğrenelim ha ?" dedi gülümseyerek

"haklısın " gülümsüyordu onun gülümsemesi benim içimi ısıtyordu bana sıcak bir ev hissettiyordu ve aklımdan geçenleri içimi öyle bir iyi anlıyorduki bu çok hoşuma gidiyordu yıllardır istediğim tek şey anlaşılmaktı

"draco ben delimiyim *" dedim aniden dururken

" o nerden çıktı ?"

"bazen yok ya bu kadar şey olmaz ben hayal görüyorum diyorumda "

"bazen bende öyle düşünüyorum "

"hiç bilmediğim bir kuzenim var draco"

"evet bende şok içindeyim ama en olağan üstü durumlarda bile sakin kalma hastalığım her koşul da sakin kalırım sakin kalmak düşünmeyi sağlar seninnde sakinliğe ihiyancınvar " gözüme duvardaki bir yazı takıldı karanlık gçlgelerin yeminlisi

"haklısın sakin kalmaya düşünmye ihtiyacım var peki draco bu nedir ?" elimle yazıyı gösterdim gülümsedi

"bu bizim skt üyesi olurken ettiğimiz yemin marş gibi düşünebilirsin"

yazının önünde durdum ve okummaya başladım

 

karanlık gölgelerin yeminlisi

Bir zamanlar sihrin yankınlandığı aydınlık koridorlar sırların karanlığına gömüldü , doğruluğun ve adaletin cesareti ve gücü , sihirin zerafeti ile doğduk hayat gibi iyiliğe ve kötülüğe yuva olan büyücülük okulunun mistik ışığında, gizli yeminler , kanlı göz yaşlarıyla kaderi yazdık gölgelerde sessiz adımlarımızın izinde kaderin ördüğü sırları çözer düşmana sinsice yaklaşırız her nefeste her mızmızda büyünün gücü sır katili timi olarak adaletin şerefli sessiz nişancısıyız dürüstlüğümüzün inceliği cesaretimizin ve zekamızın gücü ile harmanlanır bu kutsal yolda dostluk inaç ve intikam ve adaletin kılıcı ile birleşiriz ölümün dansında, gizemin ritminde düşmanın karanlığında yıldızlarımız parlar ,en karanlıkta kaybolan düşler sırlarınızı ateşlerde yakarız gölgelerin efendileri biz sır katili timi, biz adaletsizliğe, zulüme uğrayan bütün masumların çığlıklarıyız anca ölüm durdurur bizi kötülük adaletsizlik karşımızda duran düşman kılıcımızın sesinde inleyecek

Yüce yeminimiz asla unutulmayacak sonsuza dek yankılacak sır katili timi

 

"bu çok güzel sendemi ettin bu yemini?" hayatımda okuduğum en güzel yemin en güzel marşlardan biriydi

"evet ederkende çok heycanlıydım büyük bir gururla okudum burayı hep çok sevdim meğerse büyük babam yapmış zaten vâriymişimde haberim yokmuş afet..."

" efendim" ona doğru döndüm

" benimde ailem benden çok sır sakladı ve saklamayada devam ediyorlar o yüzden seni anlıyorum ve seviyorum biliyorsun değil mi? "

"biliyorum bende seni anlıyor ve seviyorum"

" tam şimdi zorolduğunı biliyorum ama gerçekten kaçamayız gerçekleri dinlemek ve öğrenmek zorundayız"

" tamam haklsın "

" ozaman gidelimmi ben senin yanındayım "

" gidelim"

" evet hadi şimdi gerçekler neymiş öğrenelim" diğerleri koltukların orda bekliyordu

ve onların yanlarına oturduk yaklaşık bir dakika sessizlik oldu gergindim karşımda hiç tanımadığım bir adam vardı ve benim kuzenim olduğunu söylüyordu

jone burak yani bi komiğime gitmişti gerçi benim bir iniglizce bir yürkçe ismim vardı

mira konuştu aniden oratamı rahatlatmak için " ee yolculuk nasıl eron sizi karşılamaya gelmişti " bana bakıyordu

" yani biraz uzundu güvenlik önemleri beni baya şaşırtı yani hiç birşey yokken

bianda akoca saray belirdi "

"evet ilk başta hepimiz aynı şeyi yaşadık" dedi kız samimiyetle gülümseyerek

" yalnız eron blacmoor du dimi adı ne değişik bir adamdı çok arsız yani ne biliyim çok rahattı biraz başta ürküttü beni" ama itiraf etmem gerek komik adamdı ilk izlenimi bana oldukça komik iyi espiri yapan biri gibi geliyordu

" O gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor biraz başta ürkütür insanı ama iyi biridir benimde kardeşim gibi dediğim iki insan biridir " dedi draco blaith olduğu tarafa bakmıyordu

" Ya o yüzden bizi karşılamaya geldiler o bana bir şey dedi neydi"

" Veliaht general" dedi draco

" Şimdi benim adım rütbem yani gölge tuğgeneral kara ölüm draco elserin valerion seninkide veliaht general Maria afet elserin miş yani bende yeni öğrendim biz seninle ikimiz veliahtmışız meğer "

" Tüm tim bizim veliaht olduğunuzu biliyormuydu yani"

" Aslında hayır biz öğrendikten bir iki gün önce skt yöneticisi açıklamış bu şimdik skt arasında"

" Anladım ozaman peki senin unvanın ne bukadar uzun gölge tuğgeneral kara ölüm, neden kara ölüm diyorlarki sana ?"

İki saniye duraksadı draco düşün benden sakladığı birşey olduğunu düşünüyordum bazen hissediyordum ama onun söyelemesini bekliyordum sonuçta ne olursa olsun tanışalı 4-5 ay falan olmuştu

" Gölge tuğgeneral denmesenin sebebi gölge birliğinde olmam ve gölge gibi sinsi olduğum kara ölüm denmesinin sebebi ise..."

" Evet?"

" Kurbanlarımı öldürüş şeklim verdiğim cezalar " bana çekiniyor gibi konuştumuştu bende gülümsedim

" Şimdi anladım etkileyici aslında bende timde olsaydım eskiden beri senin gibi bana hiç hoş lakaplar takamazlarmış belli oldu" draco güldü elimi

" Bakalım sana ne diyecekler generalim "

" Bakalım tuğgeneralim" dedim göz kırptım draco sessizce fısıldadı " cilve yapma şuan lütfen çok güzel görünüyorsun delirtme beni" hiç bişey demedim sadece gülümsedim Mira lafa girdi

" Sana silah kulanmayı öğretecemişiz "

" Yani evet öyle bir konuvardı" içimden hem gülüyor hemde endişeleniyordum az önce gerçek kişiliğim biraz ortaya çıkacaktı ve bir yalanım aslında ben on altı yaşında silah kullanmayı öğrenmiştim birazdan herkes öğrenecekti

Derken içerde adım sesleri yankılandı ve bir ses duyuldu

" Merhaaabaaaa" diye biri içeri girdi a harflerini uzunca uzatarak sese doğru döndük hepimiz ve eron blackmoor'u gördük draco gülümsedi

" Merhaba " dedi draco

Ayağa kalktı draco ikisi sarıldılar

Yüzünde maskesi yoktu

" Sen gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor sun değilmi ?" Ağzında sakız vardı hala çiğniyorduv

" Yok ben bulaşıkhanedeki bulaşık sorumlusu eron amcayım" dedi ciddili bir tonla ikimizde güldük bu çocuğu sevmiştim draco eronun kafasına vurdu

" Piçlik yapma lan insan gibi soruyor düzgün cevap versene"

" Yok ben illa piçlik yapacam gardaşım" dedi iki

" Önemli değil komik oldu"

" Bak sen domuzsun ama müstakbel karın şakadan anlıyor" bana doğru yaklaştı elini uzattı

" Merhaba sonunda sizinle tanıştık draco'nun anlattığı kadar güzelmişşiniz sizi korkuttuysam yolda özür dilerim" elimi uzattım el sıkıştık

" Teşekkür ederim korkmadım önemli değil kolay kolay korkan biri değilimidir "

" Ah hiç şaşırmadım "

" Ve draco'nun beni size anlattığını bilmiyordum" dedim draco bakarak draco tekrar eronun kafasına vurdu

" Ağzının ayarı yok hiç sıfır!"

" Vurup durma lan!"

" Valerion arkamdan mı konuşuyordunuz yoksa " draco elini ensesine attı

" Ya normal konuştuk sadece abartıyor "

" Tamam canım şaka yaptım ne olacak konuşşanız sanki "

" Ee ne konuşyordunuz kuzen olayını öğrendinizmi"

" Sendemi biliyorsun niye söylemedin " dedi draco

" İsimlerin anlamak zor değil ve hector o söylememizi istedi gelince öğrenecekmişiz "

" Hector onun işine akıl sır ermiyor"

" Hector kim?"

" hector brave o yüksek yargıç korgeneral Timin yöneticisi sana anlatmıştım ya hani "

"ha hatırladım"

işi varmış ama birazdan gelir seni özlemiş" dedi eron

" Bende özledim yalan söyleyemeceğim ne işi varmış?"

" Görüşmem var dedi bilmiyorum "

" Ozaman artık konuşalım ertelemek çare olmayacak merhaba tekrardan öncelikle

Jone Burak gerçekleri anlat annemin kardeşi mi vardı?"

" ön celikle bu zor ve uzun bir hikaye ben çocukluğum boyunca hep gizli saklı büyüdüm kimliğim geröek kimliğimi hep sakladım en güvende olmamamız için hep bizi gizledi hiç kimse biz bilmedi siz bile "

" neden bukadar gizlendinizki neden şimdi?"

"buraya geldiğimde bunu sadec hector brave biliyordu bende sadce annemle babamı dinledim tıpkı sizin gibi elimden gelen hiç birşey yoktu zamanı gelince dediler bende senlerce bekledim be kayıp gizli vâristin bilinmeyen bende vâristim ben elserin soyundan gelendim ama hiç kimse bana o gözl3 bakmadı bana saygı göstermedi"

" gene söylüyorum " dedi draco ve devam etti

" eğer bu oyun gibi birşeyse sonu kötü olur "

" niye böyle bir yalan söyleueyim niye bir anda ben elserin vârisiyimdiyim ki?"

" bak sadec çok şey haşadık gizli tehdit ler mektuplar alıyoruz korkuyoruz sadece"

" anlıyorum ve sorun etmiyorum haklısınız "

" tamam şimdi anlat ozaman annemin ablası mı vardı?"

" Evet anneniz bir kız kardeşi vardı büyük kardeşi ablası yani bizim dilimizde aralarında yedi yaş varmış şimdi annemin bana anllatığı kadarıyla benim teyzem senin annen 18 yaşındayken benim annem 25 yaşındaymış

Annemin bir sevdiği varmış oda sır katili timinde burada olan bir askermiş dedemizin kim olduğunu biliyorsunuz dolayısıy anaannemizin ne kadar zorluk çektiğinide tahmin edebilirsiniz o yüzden anaannemiz evlenmesini istememiş dedemiz babanı tanırmış severmiş ama onaylamamış annem hep üstün körü anlatırdı" dedi ve derin bir iç çekti merakla onu dinliyorduk

"Sonra baban burda bir operasyonda yaralanmış çok uzun süre komoda kalmış

Onlar 19 yaşında tanışmışlar

Annem okuyormuş babam işte dediğim gibi askermiş üç yıl gizlice sevgililermiş sonra bizimkiler öğrenmiş ama onlar konuşmaya devam etmişler

Babam komaya girdiğinde haber alamadığında annem öldü sanmış iki iki buçuk sene sonra babam kendine gelmiş ve direk annemle iletişime geçmiş annem şok olmuş başta sonra çok mutlu

Olmuş anneannemiz istememiş

Kavga etmişler çok şiddetli

Kaçarak evlenmişler annemin elinde mesleği varmış babamında evlenmişler anaannemiz biradaha hiç annemle konuşmamış

Ama kız kardeşler yani annelerimiz itibartı koparmamış gizlice konuşmaları sürmüş

Ama sonra annen evlenince itibartı kaybetmişler birde kız kardeşim var on dört yaşında bunu bilmediğin için üzgünüm ben isterdim normal bir aile gibi büyümeyi birbirimizi tanımayı isterdim kardeş gibi büyümeyi bir aile olrak ama üzgünüm"

"aladım... ama bak sen üzgün olmamalısın bende bunların hiç birini bilmiyordum annemin hiç kardeşi yok diye biliyordum tüm bunları bende isterdim ama bizden saklamışlar "

" vay be hassiktir hikayeye bak döt beş sezon dizi çıkar bundan" dedi eron

kendimi tutamadan sinşrlerim boşaldı hepimiz güldü

" daha kim bilir ne çıkacak buz dağının görünen kısmı"dedi bailth

" sanki televizyon dizisi gibi gerçekten"

"çok mu şerefsizler " dedi jone burak

" yok ama izahı olmayan şeylerin mizahı olur sakız çiğne iyi gelir "

" siktir git" hepmizin güldük kısa süre sonra sessizlik oluştu

" bukadar çok sır olduğuna inanamıyorum "

" üzgünüm"

içimde aniden beliren öfke ile hızla ayağa kalktım ben kalkınca drcaoda benimşe beraber ayağa kalktı " ama bundan sonra sır olmayacak"

"afetim sinirlisin biliyorum ama sakin ol yawrum" ona bakarak gülümsedim

" sana rehberlik yapma zamanı geldi yıldızım" bana anlamayan gözlerle baktı

"ne rehberliği afetim"

"unuttunmu ? sinek savar falan hani" dedim ona göz kırparak güldü

"evet hatırladımda düşündüğüm şeymi ?"

" evet hazırlanıyoruz ve türkiyeye gidiyoruzhem zaten hatırlasana çocuklarla tatil konuşmuştuk normal gün geçirmek istemiştik al sana tatil fırsatı tamam ordada kış ama güzel bir kış tatili olur benim aileme sormam pardon sormamız gereken şeyler var hem zaten çok uzun zamandır bunu düşünüyordum biliyorsun"

" evet peki tamam sen nasıl istiyorsan öyle olsun hem belki uzaklaşmakl biraz iyi gelir hem ülkeni aileni özlemişsindir senin sözün benim için emirdir " kuzenime doğru baktım

" Peki ya teyzem diğer kuzenin

Onların adı ne? Ve seninde bizimle türkiye gelmeni istiyorum teyzemde türkiyedemi?"

" Evet annem türkiyede şuan bazen burda bazen orda kız kardeşim burda adı Emily

Skt eğitiminden yararlanmayı

Tercih etti annemin ismi de Diana ela "

"peki ozaman sizde elserin varisi oluyorsunuz beni kardeşlerimi herkez biliyordu sizi nasıl kimse bilmez?"

"annem öyle büyümemizi istemedi türkiyede türk isimle ingilterde buradada tek bir ingiliz isimle normal bir isimle yaşadık burada bile geldikten iki yıl sonra yani yeni şimdi öğrendiler " kırıcıydı ait olduğun şekilde yaşamaktan geri durmak kimliğini yaşyamamak

"üzgünüm" gülümsedi

"üzülme senin suçun değil ki "

" Bunca zaman yanyana olamadığımız için üzgünüm kardeşim " istemsizce duygulanmıştım o benim kuzenimdi kuzen demek kardeş demekti benim için

ona doğru sarılmaya yeltendim oda bana karşılık verdi ne olursa olsun biz aileydik ve öyle kalmak için elimden geleni yapacaktım

" tamam bu kadar duygusallık yeterli gözlerim dolmaya başladı güneş kremim çok pahalı" herkes bianda kahkaha patlattı ikimiz ayrıldık ve tekrar oturduk

haklısıb bir erkeğin cildine baktığını görmek gözlerimi yaşarttı" güldüm

"aşk olsun ben güneş kermimi her gün kullanırım "

" aynen ya bizden daha bakımlılılar" dedi mira dracoya doğru döndüm

"sen istisnasın bebeğim sen benim müstakbel kacamsın diğer erklerle bir değilsin"

draco güldü " doğru söylüyorsun benim gibi bir erkek diğerleri ile bir olmazan "

" egoist " dedim gülerek

"herzaman burnu havadandır" dedi gülerek mira

" evet öyledir siz draco ile nereden tanışıyorsunuz "

" aynı birimdeydik güvenilir üyelerindenimdir blaith ile beraber takılırdık "

"anladım"derken içeri orata yaşlarda ama çok dinç sağlam uzun boylu bir adam

" asker draco elserin valerion !" hepimiz ona doğru baktık

"hector brave !" dedi draco yüzünde koca bir gülümsemeyle ve ayağa kalktı

ve ikisi birbirine doğru yürüdü ve sıkıca sarıldılar tıpkı bir baba oğul gibi evet bir baba oğul gibi draconun onu görünce yüzünde oluşan ifade ise gerçekten sanki babasını gören bir çocuk gibiydi sıkıca bir sarılmadan sonra ayrıldılar

"vay be sen dahada kaslanmışsın asker "

"evet efendim öyle oldu biraz"

"dedikodular etrafta yıkılıyor nişanlınla geldiğini duydum "

"evet tanıştırıyım " ikisi bana doğru geldi ayağa kalktım

" merhaba" dedim içtenlikle

"merhaba" dedi hector

"hector nişanlım maria afet afetim sana bahsettiğim buranın yöneticisi yüksek yargıç korgeneral "

" tanıştığımıza mennun oldum veliath general maria afet " ikimiz el sıkıştık vaybe der gibi yüz ifadesi yaptı

" bende menun oldum sen güçlüsün kas gücün var baya bunu anlaya biliyorum " güldü

"saolun efedim sizin kadar olmasada namınızı çok duydum"

"hm genelde hakkımda pek iyi şeyler söylemezler ama saol

bende senin hakkında çok şey duydu draco senden bahsetti" dracoya doğru dödün

"sen herkesle dedikodumumu yaptın ?" güldü

"yok canım ne alaka biliyorsun işte senin kızlarla beni çekiştirmenden daha kısa ve normal"

"sen öyle diyorsan"

" bu arada morgan nerde ?"

"ha onun bir işi vardı gelemedi "

"ne işi?"

" benim şirkete gitmesi gerekti bir müşterinin istediği ürünle alakalı bir sorun varmışta"

"tamam anladım bir dakine oda gelsin"

"gelir umarım"

" bu arada size bişey sorabilirmiyim?"

"tabi" dedi içtenlikle gülümseyerek

"şey o auréla ve victoria onlara ne oldu ?" eron lafa girdi

" şu geri zekalı beğinsiz seni rezil etmeye çalışan kızmı diyorsun" dedi eron

şakınca ona baktım

" evet sen nerden biliyorsun?"

"koluna kelepçeyi ben taktım " dedi gülerek

"aa sen oniye annen söylemedimi diyen adam mısın yoksa ? "dedim gülerek

"evet o gün ben gelmiştim ve hak etmişti" hepmiz güldük

"eron hep böyle şeyler yapar"dedi hector

"bu arada çok iyi yaptın "

"her zaman"

"o kızın yüz ifadesini görmek isterdim " dedi mira

"görmen lazımdı mosmor oldu sesi çıkmadı " hector konuşmaya başladı

"o şuan birimlerimizden birinde hala göz altında araştırıyoruş herşeyi "

"tamam ozaman "

"evet şimdi müstakbel kocanı biraz çalıcam onunla bira erkek erkeğe konuşmam lazım" dedi gülümseyerek hector

"tabi"

"afetim biz hemen dönücez o sıra bizimkiler sana merkezi anlatır tamammı "

"tamam sorun yok burda da beni yakmnaya çalışmazlar heralde" dedim komik bir şekilde hepimimiz güldük

" izahı olmayan şeylerin mizahı olur "dedim tekrar

"merak etme burada kimse öyle bişey yapamaz"

"okadar güvenlik önemli var zahmet olcak" hepmiz tekrardan güldükten sonra draco ve hector odadan ayrıldılar ve mira aron ve yeni tanıdğım kuzenim jone burak

bana merkezi anlattılar ve biraz gezdirdiler burada kendimi güvende hissediyordum belkide akıl almaz güvenlik önemlerinden yada hiç tadımadığım büyük babam yaptığı içindir kim bilir biz normal bir aile değildik napalım gezerken oldukça etykilenmiştim bi bölümde sadece güvenlikten sorumlu teklonoji bölümü yazılımcılar vardı bazı katlarda ise okul gibi düşünün matamatik gibi bilim gibi ve büyü dersleri veriliyordu okul gibi bunu mantıklı bulmuştumö çünkü bir asker sadece iziksel olarak değil zihinsel olarak zeka olarakta güçlü olmalıydı kalem kılıçtan keskindir diye boşuna dememişler bazı katlarda dovüş eğitimi vardı bazı yerler spor içindi

bazı yerler ise silah talimleri için özel yapğılmıştı asılda burayı gerçekten çok sevmiştim silahlar yazılımcılar teknoloji ve yemek tabiki ve genelde burda merkezde görevli olanlar merkezde kalıyorlardı askerler için bizim okul yatak hanesi gibi ama daha az okul gibi tabi ev gibi yatk hane vardı en son sbana silah kulanmayı öğretecekleri için silah talimi yapılan yere geldik ben içeriye göz gezdiriyordum aklım dracodaydı onu düşünürken onun sesini duydum ve kapıya doğru baktım draco ve hector içeri girdi gülümsedi yanıma geldi hector diğerlerinin yanına gitti

" gezdiniz mi timi"

"evet gezdik her yerini"

"beğendin mi ? nasıl buldun ?"

"açık konuşayım bayıldım"

"gerçekten mi ?"

"evet dracoı b urası harika bir yer eğitimi çok iyi insarların zekasına göre eğitiyorlar ve fiziksel olarakta güçlendiriyorlar pisikolajik olarak ve ytazılımcılar falan harika olağan üstü bir güvenlik sistemi ve harika ve çok şık tasarlamışlar ve en güzeli yemekleri çok güzel burası harika bir yer " güldü ve şakınlıkla bana baktı

" burayı bu kadar çok sevmeni beklemşiyordum ama sevmene sevindim"

" müstakbel kocama çekmişim" güldü

" hayatımın kadısın "

"sende hayıtımın adamı " dedim ve göz kırptım arkadan bir ses geldi

"evet çifte kumrular hazırsanız başlayalım " dedi eron ona doğru döndük

"hayatında bir kez olsun su sakızı ağzından çıkar ve ciddi ol eron" diye bağırdı draco

"olamam amk ! gelin buraya sizin için burdayız " güldük ve onun yanına gittik "affedersin o demin ettiğin küfürü nerden biliyorsun sen türkçe o ?"

" ha şey sen draco ile tanışmadan önce ortak arkadaşlarına öğretmişsin onlarda dracoya öğretmiş oda bana öğreti bir burak öğretti " güldüm

" birbirimizi tanımadan birşeyler öğretmişiz biribirmize "

"aynen"

" tamam ozaman başlayalımmı "dedi mira

"tamam başlayalım "

"tamam şimdi masaya senin için birkaç model koyduk" m karşıda talim yapılan cansız hedefler vardı kız devam etti

" onları senin için yakına çektim biraz alışalım diye silahlarıda tam birleşik koymadım sana anlatmak için "

"tamam " silahlara doğru gittim ve baktım

" afetim sakin ol hiç telaş yapma kısa sürede kaparsın zaten "

" Niye gergin olayım canım "

"Güzel ozaman gergin olmaman iyi"

" Silahlara baka bilirmiyim"

" Tabi " dedi Mira ve bana masayı gösterdi masaya doğru gitti ve silahlara baktım inceledim ve sakince konuşmaya başladım

"Beretta M9… fazla klasik. Geri tepmesi dengesiz.

Glock 17… ama sabit dipçik yok, yakın temas riskli.

SIG Sauer P226… daha iyi. Lazer dürbün eklenebilir.

FN Five-seveN… işte bu." Herkes şakınca bana bakıyordu saniırım bilgine şaşırmışlar en çok sevdiğim şey insanların beni hafife aldıklarında onları şaşırtmaktır draco şaşkınca ve gülümseyerek konuştu

" Sen bunları biliyormusun"

" Tamam sen bu silahları biliyormusun " kafamı yana eğerek gülümsedim

" Teknik olarak diyelim" dracoya göz kırptım eron hector Mira jone burak hepsi dikatlice bana bakıyordu eron kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu draco işe hafif şüpheli gözlerle bana bakıyordu sanırım anlamış olabilirdi hector ise bana gülerek hatta gurur duyormuş gibi bakyığını gördüm onu tanıyalı çok kısa süre olmuştu ama zeki biri olduğunu anlamıştım ve şuan bana bakışımdan ve iç sesimden küçük yalanımı anladığını düşünüyordum yada anlamıştım bana başıyla gülümseyerek işaret verdi bu işaretin anlamı gücünü göster yap hadi demekti sanırım şimdiden iyi anlaşmıştık

Elimi silaha attım ve hızlıca silahın üst Sürgüsü çektim şarjörü yerleştirdim emniyeti açtım mekanizmayı kontrol ettim ve dracoya göz kırpıp hedeflerin olduğu yere geçtim

" Tam hedefler tamamı" Mira birkaç düğmeye bastı ve yakınıma üç hedef getirdi

" Şimdi tamam üçünede birar el ateş et tetiğe bas nişanı görelim"

" Tamam" dedim sakince poziyonunu herkes dikattle bana bakıyordu Önüm üç hedef vardı üç cansız hedef ama bir terslik vardı benim için fazla yakınlardı güldüm nişan aldım tak tak tak üç hedefede hızlıca ateş ettim ortalama on saniye sürdü silahı indirdim ve geriye gittim hedefler boştu ama öndeki hedefler " haklıymışsın sadece teorik olarak biliyormuşsun bu kadar yakından bile hiç isabet etmemiş ama sorun değil çalışırsın tekrar dene ister sen "

Güldüm " hedeflerimi vuramadığımı kim söyledi tatlım" elimle herkeze öndeki hedefleri arkasındaki en uzaktaki hedefleri gösterdim

" Oha hassiktir lan!" Diye bağırdı eron ve kahkaha attı gözüm ağzı açık sakız çiğnemeyi bırakmış bana bakıyordu dracodaydı bana hayranlıkla ve şaşkınlık bakıyordu

" Oha AMK! Kız hepimizi göt etti lan! " Dedi jone Burak

" Sen ben seni başlangıç seviyesinde sanıyorumdum " dedi Mira

" Yakın hedefler dikkat dağıtmak içindir " draco kafasını hedeflere çevirdi kafasını gülerek salladı gurur duyormuş elimde silahı döndürüyordum bana doğru baktı imalı bir şekilde konuştu " ilk kez silah kullan birine göre fazla iyisin "

" İlk defa olduğunu kim söyledi?" Dedim gülerek Elimdeki silahın şarjörünü çıkardım ve aldığım yere koydum " bu arada silahlar kirlenmiş temizleyin biraz " herkes şankınca bana bakıyordu hoctora döndü gözlerim tebrik eder gibi bakıyordu

Draco'nun yanına doğru gittim ve elimi omzuna koydum ona yaslandım

" Hakkımda bilmediğin şeyler olduğunu olduğunu söylemiş valerion beni gerçekten tanımak zaman alır "

 

5 yıl önce

 

Maria afet elserin kaderi belirsiniz ne olduğu anlayamayan bir çocuk bebek nişanlandığı öğrendiğinde bir nişanlışı olduğunu öğrendiğinde

On bir yaşındaydı bunu ise neden vârisi olduğu okula gidemeyeceğini öğrendiğinde neden diye sormasıyla olmuştu

Ve gerçeği öğrenmişti daha doğmadan nişanlandığı uygun vakte kadar valserin Aevara'ya gidemeyceğini nişanlısını ise sadece valserin Aevara'ya gittiğinde tanıyacağını öğrenmişti nedenini hiç anlayamadı her sorduğunda Aldığı cevap vakti gelince olmuştu o zamandan beri ailesi ile arası hep bozuktu soğuktu onların içten içe severdi ama kırgındı ve en acısıda güvenmiyordu insanın en büyük acısı sevdiğine güvenemektir afet bunu çok küçükken anlamıştı ablası ile abisini çok kıskanırdı çünkü olar her zaman ne yaparlarsa yapsınlar mükemmeldi o ise herzaman bişeyleri yalnış yapardı zaman geçtikçe artık sadece rol yapmya maskelerin ardında saklanmaya başladı herkes ona kaderi yazıldı diyordu ama o kendi kaderini başkalarını bırakacak bir kız değildi o ipleri her zaman elinde tutacak bir kızdı o kendi kaderini kendi yazacaktı o Maria afet elserindi onun isminin anlamı insaların önünü alamadığı felaket demekti

Zaman geçmiş afet on altı yaşındaydı ve şuan evlerinin bahçesiydeydi neden mi diğer kızlar babalarından ne ister ? Oyuncak telefon kıyafet makyaj malzemeleri afet ise babasından silah kullanmayı istemişti evet silah istemişti afette diğer şeyleri severdi tabi ama onun tutkularında biri silahtı çocukluğundan beri silahları sevedi ve sonunda annesi ile babası ikna etmişti babası ona evlerinin arka bahçesinde silah kullanmayı öğretiyorlardı tabi evlerin şehirden uzakta ve komşuları olmadığı için çokta zor değil di

" Kızım hadi ama silah diye başımın etini yedin doğum günü hediyesi olarak istedin mızmızlanma silahlar ağlayanlara göre değildir "

" Be ağlamıyorum"

" Çocuk gibi mızmızlanıyorsun ama "

" Of tamam " babası kızının yanına gitti içten içe kızının ona kızgın olduğunu biliyordu ama elinden birşey gelmiyordu

" Bak sakın nefesini tutma sakince alver nefesini hedefine odaklan aklını boşalt ve tetiği çek"

"Tamam " afet silahı yukarı kaldırdı duruşunu düzeltti ve iki eliyle silaha sıkıca sarıldı ve nişanaldı sakince nefes aldı verdi ve tık bir el ateş sesi afet hedefi tamam on ikiden vurdu babası ise gurula konuştu

" İşte benim kızım " afet mutlu bir şekilde gözlerini açtı

" Başardım baba!" Babasına sarıldı ve onları sandalyede gülümseyerek izleyen annesine

Döndü " anne bak vurdum"

" Aferin kızıma kim doğurdu ben doğurdum" afet sevinçle yerinde zıpladı afet her nekadar onlara kızgın olsada soğuk olsada onları çok seviyordu

 

Günümüz

 

güldü elini belime attı " fark ettim ama beni güzel kandırdın tebrik ederim"

" Tevvecünüz efendim ben sadece ufacık bir numara yaptım okadar "

" Sana hayranım gerçekten"

" Bende sana sadece sana küçük bir oyun oynamak istedim "

" Güzel oynadın" dedi ve kulağıma eğilerek fısıldadı

"Ve çok hoşuma gitti "

" Seni gerçekten tebrik ediyorum veliaht general Maria afet çok iyi nişancıymışsın " dedi hector

" Teşekkür ederim efendim on altı yaşında öğrenmiştim"

" Vay be helal olsun " dedi Burak

" Gerçekten etkilendim " dedi eron

" Saol eron sen bizi ilk karşılarken beni çok şaşırtmıştın bende sizi kople şaşırtayım dedim"

" Gerçekten şaşırtın tebrik ederim çok iyi kullanıyorsun" dedi Mira samimiyetle gülümseyerek başta ona biraz gıcık olmuştum ama sanırım dracoyu kıskandığım için biraz ama sanırım kötü biri değil onu seveceğimi düsünüyordum

" Saol dostum" onun gibi gülümsedim

" Vay be buyruk kibrit surat bey nişanlım yaman çıktı" şaşkınlıkla ona baktım

"Ney ney "

" Gene başladın bunu demeye!" Güldüm

"Buyruk kibrit suratlı bey mi "

" Ya salak bana lakap takmıştı "

"Çok sevdim neden öyle dedin ki"

"Afet ya sendemi" dedi alışılmışlıkla Draco

" Yıldızım ya " iflah olmazsın der gibi baktı

" Neden öyle diyorsun ?" Diye sordum erona

" Çatıl kaşları asık suratıyla her oto boka burnunu soktuğu için ona bu ismi layık gördüm " güldüm

"çok iyi ya "

" Yalnış şakama seni tebrik ediyorum beni saşırtan nadir insanlardansın "

" Teşekkür ederim "

" Hepimiz başta yani itiraf edelim ön hedefe nişan alır onu bile zor vurur diye bekliyorduk ama sen arkadakiler pat pat deilk deik ettin on saniyede bundan sonraa senin adın... silah perisi! yada mini komutan mı desem kararsız kaldım hangisi daha çok sinir bozucuysa onu seçeceğim !" güldük draco bana baktı

" yandın afet geçmiş olsun "

"silah perisimi minik komutan mı ikiside beter !" dedim gülerek

" o zaman ikiside diyeceğim bundan sonra senin adın silah perisi minik komutanı! "

" eyvah" dedim gülerek

" silah perisi minik komutan!

yakında kendi çizgi romanını çıkarırsın

haberin olsun." dedi gülerek eron

" haha çok komik"

"bence havalı bir isim oldu dimi burki "

" burki mı" dedim gülerek kahkaha attık

" ya" diye lafa girdi jone burak ve devam etti

"buna bir keresinde türkiyede bana burki derler ama ben sevmem dedim ondan beri bana burki diyor "

" ama bence burki çok güzel ne biliyim yabancı dil olduğu için heralde

çok güzel geliyor oda sinir oluyor dedim senin adın burki" dedei gülerek

" iyi bok yedim ağzıma sıçayım" dedi burak güldüm

" e sende ona deseydin" dedim gülerek eronun suratı düştü ve anladımki onun bir lakabı vardı

"çok kötü bir lakap bi kere benim kiler daha iyi " dedi eron surat asarak

" ay ne diyorsunuz merak ettim"

"tamam söylüyorum kuzen hazırmısın "

"evet hazırım"

"zırtapoz sirk generali" dedi burak ve demsiyle hepimiz kahkaha attık

" ay çok iyi bayıldımm "

"hiçte bikere "

" mızmızlık etme zırtapoz sirk generali " dedi mira gülerek

" sende sus suratsız cadı ninja"

"zıtopoz sirk maymunu!" dedi mira ve dil çıkardım hepimiz gülüyorduk hector bile koca yanım timin yönetici korgeneral bizimle bir çocuk gibi eğleniyordu sanırım normal deli büyük küçük kadın erkek fark etmez herkesin içinde bir çocuk vardı

timde birkaç kişiyle daha tanışmıştım ve telefon numaralarını almıştım iyi dostlar edinmiştim bence ve ilk dakikalarda mira ya gıçık oluş gibi oldum ama sonra onun sevdim hem dracoya karşı farklı bir duygu hissetiğinide düşünmedim

ona kanım ısınmıştı sevmiştim sonra draco ile küçük bir alışma yaptık kendimi savunmada ne kadar iyi olduğumu görmek için mükemmel değildim ama iyiydim draco dahada geliştirmem yardım edeceğini söyledi ve akşam olmak üzereyken timden ayrıldık ve arabaya bindik draco yine kapımı açmış öyle arbaya binmişti kibar sevgilim emniyet kemerlerimizide taktık ve draco arbayı çalıştırdı

" türkiyeye gitmek konusunda eminmisin ?"

"evet şuan onlar türkiyede hem kafa dağılır hoşumuza gider diye düşündüm "

" evet ailenle yüzleşmek için hazırmısın ?" yüzü gergin gibiydi aslında hectorla konuşmadan döndükten sonra bir gerginlik sezmiştim am ortam müsait değildi

" evet eminim"

" hmm tamam nasıl istiyorsan ben hallederim "

"ha iyi ozaman okey ben düşünmüyorum sadece bavul hazırlıyorum" güldü

"tabiki ben varken senin yorulmana gerek yok "

"cansın"

"bu arada beni güzel kandırdın tebrik ediyorum yok ben silah kullanmayı öğrenmek istiyorum demeler falan " güldüm

" e dedim ya birbirimiz yavaş yavaş keşfedelim istiyorum dedim ya hem bence çok zevkliydi "

"ama etkilendim güzel rol yapıyorsun "

" ya şaka maka kızdınmı ?" güldü

"yok canım öyle bartılı bişey değilki yeni tanıştığımız için öyle yaptığını her şeyi bir anda söylemediğini biliyorum az da olsa normal çiftler gibi olmak için "

"seni bu yüzden seviyorum yıldızım"

"bende seni seviyorum afetim" araba sürdğü için hızlıca yanağından öptüm ve çekildim " Afeeett" dedi e harfini uzatarak

"Dracooo" dedim o harfini uzatrak

" ya araba kullanırken yapma diyorum aklım kayıyor "

"tamam tamam"

"odaya geçince gösteririm ben" utançla gözlerimi açtım

" ya tamam sus" güldü ve akşama hava kararmaya başladığında valserin Aervera'ya vardık ve direk akaşam yemeğine geçtik bişeyler yedik ve olayları anlattık silah kullanıyor olmama onlarda çok şaşırmışlardı onlardanda saklamıştım çok fazla muhambbet etmemiştik odaya geçtik

" güzelim iyimisin ?"

"iyiyim ne olduki "

"hiç öyle genel olarak hani olaylardan ötürü "

"ha biraz sinirliyim tabi ve kırgınım ama iyiyim "

"ha güzel ozaman "

"ama birşey sorabilirmiyim" dedi takılarımı çıkarırken bütün takılarımı çıkartıp yerlerine koydum bana doğru döndü ve güldü

"tabiki sorabilirsin güzelim doramana gerek yok ne takıldı kafana afetim "

" ya ben mirayı çok sevdim kanım ısındu muhtemelen iyi dost olacağımızı düşünüyorum ama... " ayakkabısını çıkardıktansonra paltosunu kanepeye attı ve gömleğinin birkaç düğmesini açarken bana döndü

" eee amayı mamayı bırak güzelim bir şeyden rahatsızmı oldun mira seni rahatsızmı etti az fark ettim çok "

"beni cahil görfüsüz olarak görmeni isatemem ama şey" şaşkınlıkla baktı bana

" güzelim o nasıl söz öyle düşüncelerin ben için önemline düşünüyorsan söyle "

"Tamam siz Mira ile çokmu yakındınız hani kanka gibi "

" Yoo arada laflardık ya bizim timde gurup gibi birimde böyle eron Morgan mira birde balith beraber takılılır eron Mira çok atıştırdı ama dostlardır işte o ona cadı der o ona maymun "

" Hmm ya tamam anladım yani

Açıkcası ben sevgilimin yada nişanlımın yakın kız arkadaşı olsun istemem yani şimdi hemira lunaria elaris var diyeceksin hatta haylen caryic rowen newan ama onlar çocukluğumuzdan beri tanıdığımız kişiler onlar bi başka" beni belimden tutup kendine çekti ne kadar uzun süre olursa olsun bana temeas ettiğin miğdeme bişeyler oluyor kalbim hızlanıyordu

" Sen beni kıskandınmı ölürüm sana bitanem " yanağımda öptu

" Yok canım kıskanmak değilde

Yani öylesine söyledim işte "

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı "hımm öyle olsun bakalım

Bende olsam böyle ister aynı soruyu sorardım hem bende çok kıskanırım yani haylen Rowen newan cayric onları kardeşim gibi gördüğüm için sorun etmiyorum senide kardeşi gibi gördüklerini biliyorum yoksa hepsini öldürürdüm"

" Yapama ya bak bu hoşuma gitti yalan söyleyemeceğim " güldüm

" Gülüşüne ölürüm senin" burnunun ucundan öptü

" Seni sevdiğimi hatta köpekler gibi sevdiğimi söylemişmiydim "

Güldüm

" Yia draco ya bende seni çok seviyorum gerekli alanlara duyurulsun" dedim ve ani cesaretle kollarımı boynuna doladım onu dudağındın öptüm

Evet onu dudağından öptüm hassiktir! ben onu ne ara yapmıştım! Onunda şaşırdığını

Fark ettim çünkü tepki vermemiş ve gözlerimi açtığımda onu bana şaşkınca bakarken gördüm bir iki saniye sonra gülümsedi iki eliyle belime daha sıkı sarıldı dudaklarıma yaklaştı "birileri yaramaz çıktı ha?" Dedi sırıtarak adınları üstüme geldikçe bende onun gibi geriye gitmeye başladım gözlerim kapalıydı adımlarım uyumlu bir şekilde hareket ediyordu o ileri ben geri en sonunda sırtım duvara çarptığımda ikimizde durduk gözlerimi açtım beni duvarla arasına aldı derin bir nefes verdi

" Sen beni öldürceksin galiba

Kontrolümü kaybettiriyor sun"

Öylece baktım ne diyeceğimi bilemiyordum oda benim gözlerime bakıyordu kalbimin sesi kulaklarımda çınlıyordu sırıttı yüzüme iyice yaklaştı

Yüzünü yüzüme sürttü nefeslerimiz birbirine karışıyordu dudaklarını yanağıma götürdü küçük bir öpüçük bıraktı dudaklarını tenime sürterek boynuma indirdi boynum aşırı derecede huylanıyordum ve o bunu biliyordu az önce açtığım gözlerimi sıkıca tekrar kapattım

Kalbim son sürat atıyordu

Burnunu ve dudaklarını boynu sürtüyordu ellerim boynundaydı tırtakları ensesine geçirmiştim yaptığı hareketle kendimi kaybediyordun tam şuan deli gibi atan nabzınmın üstünden öptü bu hareketi her ne kadar boynumdan huylansamda hoşuma gidiyordu beni hep gıcık olduğumu huylandığımı bilsede hep şah damarımdan nabzımdan öperdi " draco..."

Kafasını boynumdan kaldırı yüzüme döndü " en çok ne istiyorum biliyormusun?"

Gözlerimi yavaşça açtım

" Ne?"

" Şuan bile kalbin bukadar hızlı atıyorsa düğun gecemizde ne kadar hızlı atacağını öğrenmek istiyorum " çok untanmış lanet olsun yerin dibine geçmek istiyordum şuan daha fazla ileri gitmek istemiyordum güldü

" Güzelim afetim sakin ol sen istemeden hiç bir şey asla olamayacak tamammı ? Sakın bu kadar heycan iyi değil "

"Draco ben" dedim gerisini utançtan getiremedim

"Hala benden utanıyorsun

Benden untanmana gerek yok biz gönül eğlendiren iki ergen değiliz biz nişanlıyız böyle şeyler konuşmamız normal "

" Tamam "

" Hadi saat geç oldu yatalım yoksa sen kalp krizi geçireceksin"

" Ya dalga geçme "

" Dalga geçmiyorum tamamı seni anlıyorum sadece artık benden utanmanı istemiyorum "

" Tamam senden utanmıyorum bu şeyler bu duygular"

" Bu duygular?.. seni rahatsızmı ediyor?" Dedi merakla sakin bir ses tonuyla

" Hayır sadece alışık değilim ben sadece nasıl karşılık vermem gerektiğini bilmiyorum " dedim utarak zorlukla o haytıma giren ilk erkekti öptüğüm ilk erkek ne yapabilirim tecrübesiz olmaktan ne yapacağımı bilmemekten korkuyordum ondan korkmuyordum devam ettim

" Yani sende. Rahatsızlık duymuyorum yada korkmuyorum sadece bilmiyorum okadar" dedim zorlukla gülümsedi

"İçime şu septin benden korktuğunu sanmıştım" güldüm

" Korktuğum bir adamla aynı yatakta uyumam onunla nişanlı olmam "

" Haklısın" güldü ve devam etti

" Afetim bilmemek utanman gerekeceğim bir şey değil tamammı?"

" Tamam"

" Şimdi üstünü değistir ben banyoda giyineceğim"

" Tamam" pijamalarını aldı ve üstünü giyinmek için banyoya yöneldi " draco"

" Efendim"

" Bonyoda giyinmek çok zor oluyor burda giyebilirsin"

" E sen banyoda giyinceksin ozaman ne fark edecek?"

" Yok bende burda giyinicem"

Şaşkınca bana baktı

" Eminmisin ?"

" Evet kocaman oda hatta nerdeyse ev ama tek bir şartla "

"Neymiş o?"

" Rahatsız edici utandırıcı bakışlar atmak yok" güldü

" Tamam tamam şaka yapmayacağim"

" Tamam ozaman banyoda zor zahmet giyinme gönlüm razı değil "

" Canım müstakbel karım"

" Canım müstakbel kocam"

Üstümüzü değistirdik ama ne ben ona baktım ne o bana birbirimizi görmedik utançtan okadar hızlı giyindimki görme fırsatı olmadı uyumak için yatağa girdik

" İyi geceler afetim müstakbel karıcım"

" İyi geceler yıldızım müstakbel kocacım" ikimiz birbirimize sarılırken uyuya kaldık

2 saat sonra 01:00

 

Uykudayken korku ile aniden çalan kapıyla uyandık deli gibi kapı çalıyordu " hey ! Ne oluyor

" Bu da ne böyle " ikimizde yataktan çıktık ne oluyordu böyle draco dolabın içindeki kasaya yöneldi hızlıca açtı ve kasanın içinden silah çıkardı

Korku ile baktın

"Draco ne oluyor napıyorsun"

Eliyle sus işareti yaptım

" Belli olmaz " dedi fısıldayarak silahı beline yerleştirdi okdar olay yaşamıştık korkuyorduk odamızda silah saklayacak kadar ki benim yaşadığım olaylar sonra ve draco gibi bir adamın

Silah saklaması çok normaldi

Askerdi sonuçta " sen dur ben bakarım" dedi draco ve kapıya yöneldi bir eli silahta kapıyı açtı

"Cayric !?" Dediğinde nefes verdim kapıya doğru gittim

" Draco..." Dedi cayric nefes nefese

"Ne oluyor ? Cayric gecenin bu saatinde ! " dedi draco

" Çok kötü bişey oldu"

" Aman Allahım ne oldu?!" Dedim merakla

" Konuşsana cayric ne oldu!" Dedi draco sinirle ve korkuyla cayric koşmuş gibi nefes nefes almıştı

" Okulda kıyamat kompuyor baş magistar herkesi ortak buluşma duyuru alanında bekliyor "

" NE OLDU?!" dedim tekrar koykuyla

" KONUŞSANA TANRININ CEZASI

BAŞ MAGİSTAR DİYE HERKESİ ÇAĞIRIYOR !?" Korku ile ne diyeceğini beklerken ağzın dökülen tek bir kelime ile korku kalbime hançer gibi saplandı

" C-cinayet!" Cinayet... Cinayet..

Kulaklarım kelime yankılanıyor korku bedenimi ele geçirmişti draco ile ikimiz aynı anda tek bir kelime çıktı ağzımızdan

" NE?"

"NE?"

Okulda bir cinayet işlenmişti

Ve sanırım gerçekten mutluluk bize haramdı

🔥🌊

 

hayat zor herkese zor bu dünyada kime dokunsanız illaki herkesin bir derdi vardır

hayatın anlamı bu değildir zaten bazen kendi kedime düşünüyorumda hayatta zorluk ve acı olmasaydı hayat hayat olurmuydu ? mesela okul hayatınızı düşünün beden dersinden yada resim dersinden yüz puan aldığında matametikten yada fizik gibi derlesden aldığınız kadar mutlu oluyormuydunuz ? cevap hayırdır çunkü okulda bedeb yada resimdersi kolaydır insanlar tarafından önemsizdir o yüzden yüksek not alsak bile umursamayız ama matametikten düşük aldığımızda nasıl üzüldüğümüzü yüksek aldığımızda ise nasıl mutlu olduğumuzu çevremizdeki insanlar tarafından taktir edildiğimizi hatırlayın her çocuk karnesinde dersleri yüksek not olduğunda

sınavdan yüksek not aldığında evine nasıl koşa koşa gittiğini ? bunun sebebi zorluğu aşmaktır zor olan bişeyi başarmak acı çektikten sonra hala dik durabilmektir insanı mutlu eden eğer hayattaki herşey kolay olsaydı acı ve zorluk olmasaydı işte ozaman insan oğlu mutlu olamazdı çünkü değerli olan güzel olan mutlu eden şey savaştıktan sonra galip gelmektir ama bazı anlar vardır insanın nefesini keser boğazını düğümler

ama sessiz kalırsın hatta çok sevdiğim bir söz var altını üstüne getirmek istediğin bir masada sakin kalmak çok büyük bir imtihandır blaith karşımda duruyordu yanıda adını bilmediğim bize içtenlik konuşan bir adamla ve adı mira ashen olan bir kadınla üçü birlikte kapının önünde duruyorlardı draco yüzüne iyi göründüğü hafif bir gülümseme takınmıştı aslında iyi olmadığını tabikide biliyordum elimi tutan eli sıkılaşmıştı ona baktım onu anladığımı belli etmek için gülümsedim ona bana gülümsedi gözler konuşur derler ya hani işte bazen gülüşler çok şey anlatır görebilmesini bilene tabi ismini bilediğim adama doğru döndüm çok yakın ve samimi konuşmuştu " merhaba hoş buldun senin adın ne ?" dedim diyerleri gibi asker kıyafetleri vardı üstünde hatta belinde silah olduğunuda fark etmiştim ama bu sefer yüzü açıktı kumraldı çok açık bir teni yoktu ama çokta esmer değildi koyu saçları koyu siyah gözleri vardı uzun boylu yapılı bir genç adamdı benim yada draconun yaşlarındaydı " ım benim adım efendim jone burak elserin " şaşkınca ona baktıum dracoda benimle birlikte şaşkınca aynı anda baktık bizim soy ismimizi taşıyordu vâris soy ismimizi ikimizde aynı anda konuştuk yine "NE ?" şaşkınlıkla sordum

" jone burak elserin mi aynı soy adımı talıyoruz ben mi yalnış anladım birde senin türkçe bir ismindemi var" şoktan şoka girmiştim bunun tek bir anlamı olabilirdi ama bu nasıl olabilirdi ? ve o an kalbim deli gibi hızlı atmaya başladı gözlerim bulanıklaştı kulaklarım bir uğultu duydum ve beynim içinde tek bir kelime yankılandı yine yalan yine yalan bana hep yalan söylediler

kendi kendime donmuşken düşünceler arsında şok içindeyken draconun sesinini duydum " sen ne dediğinin farkındamsın ?!" dediğini duydum

" bakın bu çok şok edici bişey biliyorum"

" şimdi sen tanımadığımız biri olarak çıkıp elserinin vârisi olduğunumu söylüyorsun ! bu bir oyunsa seni gebertirim" başım döndü dengem

sağlayamadım yerimde salladım draco beni belimden tuttu

"afet iyimisin ?!"

"iyiim başım döndü kalbim çarpıntı yaptı sadece " ona doğru döndüm benim ailemden olduğunu söyleyen kişiye

"şimdi sen bana benim ailemden olduğunumu söylüyorsun "

"evet efendim aslında anneniz siz belki biraz bahsetmiştir"

"ne diyorsun sen ? annem bana hiç bişey anlatmadı " tanımadığım adının mira olduğunu söylediğim kızın ve blaith in birbirine bakıp

" siktir !" dediğini duydum şakındım ailem daha bende ne saklıyordu onlar benim ailemmiydi yoksa düşmanımmıydı insan ailesinden sır saklarmıydı

" annenizin bir kardeşi büyük kız kardeşi olduğunu biliyormuydun "

"hayır bilmiyordum böyle bişey yok çünkü annem tek çocuktu "

o an aklımda bir ışık yandı sanki aslında yıllar önce öldüğünü bildiğim dededim aslında ölmeme ihtimalinin olduğu ve varlığından bile haberdar olmadığım bir timin kurucusuydu kim bilir dahaba bana ne yalanlar söylemişlerdi hayatım yalan üstüne kurulmuştu

" ne nasıl ? ama bu münkün değil" draco bana doğru döndü oldukça sakin bir ses tonuyla konuştu " ama ben annenin ardeşi yok diye biliyordum "

" yok zaten annemin bir kardeşi olsaydı bunu bilirdim"

" nasıl şaşırdığınızı biliyorum lütfen içerde sakince konuşalım hem merkezi gezersiniz " içimde kalbimde bir çok duygu hissediyordum sinir öfke hayalkırıklığı korku heyecan ve bunlar bir araya geldiğin ne yapacağımı bilemiyordum

" sen siz bunu biliyormuydun ?" dedi draco mira ve bailth'e bakarak

" bizde yeni öğrendik bir hafta falan oldu " dedi mira

" insan yerine koyup benim iki kelime düzgün konuşsaydın sana anlatacaktım" dedi blaith

"buda oyunlarından biri blaith ?! yemin ediyorum herkesi maffederim !"

" sakin ol valerion erşeyin suçlusu ben değilim bun hector yeni söyledi biz neden böyle bişey yapalım !"

"sana belli olmaz yalanların diz boyu "

"saçmala neden böylebi aniden orataya çıkan kuzen numarası yapalım saçmalama maria afetin ailesi beni ilgilendirmez ben sadece görevimi yapıyorum"

" sen benim kuzenim misin yani ?"

"evet..."

"ama bu münküm değil nasıl olur bu?"

"anne tarfından bilmediğini bilmiyorum ama ben teyzenizin çocuğuyum ..."

" eğer sen bir yalanın içindeysen" dedi draco beni tutarken hala şok etkisindeydim

"bakın şaşırdığınzı biliyoruminanmakta zor ama en yalancı değil kötü bir niyetimde yok"

"umarım öyledir "

"bakın istersenin içeri gelinbiraz dolaşın sakince oturup konuşalım"

hala şok içinmdeydim ama kendimi toplamam güçlü olmam ve gerçeği öğrenmem gerekiyordu ve hala kapıda duruyorduk içere geçsek iyi olurdu durşumu dikleştirdim ve sakince

" tamam" dedim sadece zaten başka ne yapcaktım kapının ağzında konuşacak değildim ya hem o iyi birine benziyordu dinlemek her zaman iyidir ve sakin kalmak ama içimdeki ses ailemin benden bir çok şey sakladığını söylüyordu içimdeki şüphe susmuyordu annemle babamla abim ve ablamla aram mükemmel değil biliyor birbirimize soğuz fakat arda annemle sohpetlerimiz olurdu ve o bana sırdaşım derdi insan sırdaşından sır saklarmı ? umarım herşeyin bir açıklaması vardır ondan sonra mira ashen konuştu ve bu kadar olayın arasında draco ve bu mira denen kızın nerden nasıl tanıştığını merak ediyordum " bencede en doğrusu bu " draco bana bakıyordu

"tamam gezelimmi ?"

"tabi buraya bunun için gelmedikmi ? "

" tamam ozaman " içeri geçtik ilk başta içinde buludğumuz odayı görmek kafa dağımak duyduğum haberi sindirmek istedim draco beni sakince içinde bulunduğumuz odayı gösteriyordu okadar büyük bir salon vardıki insanın ağzını açık bırakıyordu hem koyu hemde açık renkler vardı içerde başka inarlarda vardı kadın erkek askerler bize kibaca selam veriyorlardı mira ile kuzenim olduğunu söyleyen adam ve blaith bize daha doğrusu bana şuan içinde bulunduğumuz odayı gösteriyorlardı odanın koca büyük bir duvarı kitaplarla kaplıydı ve büyük bir duvar tamamen siyahtı timin sembolü olduğunu düşündüğüm bir kılıç vardı çok büyük bir kılıçtı siyah ve kırmızı ve gümüş renkler hakimdi üzerinde yılan gözleri vardı ve zunda ise güzel bir yazı sitili ile skt yazıyordu dikatimi çekmişti duavara doğru gittim önünde durdum sembölü inceliyordum dracoda yanımdaydı oda benimle beraber duvara bakıyordu ve altında bir söz yazıyordu

 

her kılıç bazen göz ile görünmez her düşman göz ile görünmez

her dost bazen gerçek dost olmaz güçlü olmak için

her zaman arkanı değil tüm çevrene hakim olmalısın

 

 

draco iki elini cebine koydu benimle duvara bakıyordu

"ne düşünüyorsun?"

"inan bana bay valerion bazen okadar çok düşünüyorum ki ne düşündüğümü ben bile anlamıyorum " güldüğünü işittim

" ben bilirim senin düşündüğünü anlarım ben seni "

" baksen" dedim ona doğru bakarak sadece gülümsedi geri duvaran döndürdü kafasını

" bu üzerinde yılan gözleri olan bir özel kılıç skt yani sır katili timinin sembolü altında yazan söz ise kurucuların yani öğrendiğmiz kadarı ile dedelerimiz sözü"

" nasıl bir ailem varmişda haberim yokmuş ailem benden neler saklıyorlar benden kim bilir"

" öyle düşünme herşeyi tam bilmiyorum afetim aileni sevdiğini biliyorum kendini negatif duygulara sokmamalısın"

"haklısın sanırım içimdeki sinir bizden sakladıkları şeyler biraz beni öfkeli kindar yapıyor" elini koluma attı

" sen kindar değilsin sadece yaralısın okadar istersen gel kuzeninle tanışalım işin aslını öğrenelim ha ?" dedi gülümseyerek

"haklısın " gülümsüyordu onun gülümsemesi benim içimi ısıtyordu bana sıcak bir ev hissettiyordu ve aklımdan geçenleri içimi öyle bir iyi anlıyorduki bu çok hoşuma gidiyordu yıllardır istediğim tek şey anlaşılmaktı

"draco ben delimiyim *" dedim aniden dururken

" o nerden çıktı ?"

"bazen yok ya bu kadar şey olmaz ben hayal görüyorum diyorumda "

"bazen bende öyle düşünüyorum "

"hiç bilmediğim bir kuzenim var draco"

"evet bende şok içindeyim ama en olağan üstü durumlarda bile sakin kalma hastalığım her koşul da sakin kalırım sakin kalmak düşünmeyi sağlar seninnde sakinliğe ihiyancınvar " gözüme duvardaki bir yazı takıldı karanlık gçlgelerin yeminlisi

"haklısın sakin kalmaya düşünmye ihtiyacım var peki draco bu nedir ?" elimle yazıyı gösterdim gülümsedi

"bu bizim skt üyesi olurken ettiğimiz yemin marş gibi düşünebilirsin"

yazının önünde durdum ve okummaya başladım

 

karanlık gölgelerin yeminlisi

Bir zamanlar sihrin yankınlandığı aydınlık koridorlar sırların karanlığına gömüldü , doğruluğun ve adaletin cesareti ve gücü , sihirin zerafeti ile doğduk hayat gibi iyiliğe ve kötülüğe yuva olan büyücülük okulunun mistik ışığında, gizli yeminler , kanlı göz yaşlarıyla kaderi yazdık gölgelerde sessiz adımlarımızın izinde kaderin ördüğü sırları çözer düşmana sinsice yaklaşırız her nefeste her mızmızda büyünün gücü sır katili timi olarak adaletin şerefli sessiz nişancısıyız dürüstlüğümüzün inceliği cesaretimizin ve zekamızın gücü ile harmanlanır bu kutsal yolda dostluk inaç ve intikam ve adaletin kılıcı ile birleşiriz ölümün dansında, gizemin ritminde düşmanın karanlığında yıldızlarımız parlar ,en karanlıkta kaybolan düşler sırlarınızı ateşlerde yakarız gölgelerin efendileri biz sır katili timi, biz adaletsizliğe, zulüme uğrayan bütün masumların çığlıklarıyız anca ölüm durdurur bizi kötülük adaletsizlik karşımızda duran düşman kılıcımızın sesinde inleyecek

Yüce yeminimiz asla unutulmayacak sonsuza dek yankılacak sır katili timi

 

"bu çok güzel sendemi ettin bu yemini?" hayatımda okuduğum en güzel yemin en güzel marşlardan biriydi

"evet ederkende çok heycanlıydım büyük bir gururla okudum burayı hep çok sevdim meğerse büyük babam yapmış zaten vâriymişimde haberim yokmuş afet..."

" efendim" ona doğru döndüm

" benimde ailem benden çok sır sakladı ve saklamayada devam ediyorlar o yüzden seni anlıyorum ve seviyorum biliyorsun değil mi? "

"biliyorum bende seni anlıyor ve seviyorum"

" tam şimdi zorolduğunı biliyorum ama gerçekten kaçamayız gerçekleri dinlemek ve öğrenmek zorundayız"

" tamam haklsın "

" ozaman gidelimmi ben senin yanındayım "

" gidelim"

" evet hadi şimdi gerçekler neymiş öğrenelim" diğerleri koltukların orda bekliyordu

ve onların yanlarına oturduk yaklaşık bir dakika sessizlik oldu gergindim karşımda hiç tanımadığım bir adam vardı ve benim kuzenim olduğunu söylüyordu

jone burak yani bi komiğime gitmişti gerçi benim bir iniglizce bir yürkçe ismim vardı

mira konuştu aniden oratamı rahatlatmak için " ee yolculuk nasıl eron sizi karşılamaya gelmişti " bana bakıyordu

" yani biraz uzundu güvenlik önemleri beni baya şaşırtı yani hiç birşey yokken

bianda akoca saray belirdi "

"evet ilk başta hepimiz aynı şeyi yaşadık" dedi kız samimiyetle gülümseyerek

" yalnız eron blacmoor du dimi adı ne değişik bir adamdı çok arsız yani ne biliyim çok rahattı biraz başta ürküttü beni" ama itiraf etmem gerek komik adamdı ilk izlenimi bana oldukça komik iyi espiri yapan biri gibi geliyordu

" O gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor biraz başta ürkütür insanı ama iyi biridir benimde kardeşim gibi dediğim iki insan biridir " dedi draco blaith olduğu tarafa bakmıyordu

" Ya o yüzden bizi karşılamaya geldiler o bana bir şey dedi neydi"

" Veliaht general" dedi draco

" Şimdi benim adım rütbem yani gölge tuğgeneral kara ölüm draco elserin valerion seninkide veliaht general Maria afet elserin miş yani bende yeni öğrendim biz seninle ikimiz veliahtmışız meğer "

" Tüm tim bizim veliaht olduğunuzu biliyormuydu yani"

" Aslında hayır biz öğrendikten bir iki gün önce skt yöneticisi açıklamış bu şimdik skt arasında"

" Anladım ozaman peki senin unvanın ne bukadar uzun gölge tuğgeneral kara ölüm, neden kara ölüm diyorlarki sana ?"

İki saniye duraksadı draco düşün benden sakladığı birşey olduğunu düşünüyordum bazen hissediyordum ama onun söyelemesini bekliyordum sonuçta ne olursa olsun tanışalı 4-5 ay falan olmuştu

" Gölge tuğgeneral denmesenin sebebi gölge birliğinde olmam ve gölge gibi sinsi olduğum kara ölüm denmesinin sebebi ise..."

" Evet?"

" Kurbanlarımı öldürüş şeklim verdiğim cezalar " bana çekiniyor gibi konuştumuştu bende gülümsedim

" Şimdi anladım etkileyici aslında bende timde olsaydım eskiden beri senin gibi bana hiç hoş lakaplar takamazlarmış belli oldu" draco güldü elimi

" Bakalım sana ne diyecekler generalim "

" Bakalım tuğgeneralim" dedim göz kırptım draco sessizce fısıldadı " cilve yapma şuan lütfen çok güzel görünüyorsun delirtme beni" hiç bişey demedim sadece gülümsedim Mira lafa girdi

" Sana silah kulanmayı öğretecemişiz "

" Yani evet öyle bir konuvardı" içimden hem gülüyor hemde endişeleniyordum az önce gerçek kişiliğim biraz ortaya çıkacaktı ve bir yalanım aslında ben on altı yaşında silah kullanmayı öğrenmiştim birazdan herkes öğrenecekti

Derken içerde adım sesleri yankılandı ve bir ses duyuldu

" Merhaaabaaaa" diye biri içeri girdi a harflerini uzunca uzatarak sese doğru döndük hepimiz ve eron blackmoor'u gördük draco gülümsedi

" Merhaba " dedi draco

Ayağa kalktı draco ikisi sarıldılar

Yüzünde maskesi yoktu

" Sen gece yargıcı kıdemli gölge komutanı eron blacmoor sun değilmi ?" Ağzında sakız vardı hala çiğniyorduv

" Yok ben bulaşıkhanedeki bulaşık sorumlusu eron amcayım" dedi ciddili bir tonla ikimizde güldük bu çocuğu sevmiştim draco eronun kafasına vurdu

" Piçlik yapma lan insan gibi soruyor düzgün cevap versene"

" Yok ben illa piçlik yapacam gardaşım" dedi iki

" Önemli değil komik oldu"

" Bak sen domuzsun ama müstakbel karın şakadan anlıyor" bana doğru yaklaştı elini uzattı

" Merhaba sonunda sizinle tanıştık draco'nun anlattığı kadar güzelmişşiniz sizi korkuttuysam yolda özür dilerim" elimi uzattım el sıkıştık

" Teşekkür ederim korkmadım önemli değil kolay kolay korkan biri değilimidir "

" Ah hiç şaşırmadım "

" Ve draco'nun beni size anlattığını bilmiyordum" dedim draco bakarak draco tekrar eronun kafasına vurdu

" Ağzının ayarı yok hiç sıfır!"

" Vurup durma lan!"

" Valerion arkamdan mı konuşuyordunuz yoksa " draco elini ensesine attı

" Ya normal konuştuk sadece abartıyor "

" Tamam canım şaka yaptım ne olacak konuşşanız sanki "

" Ee ne konuşyordunuz kuzen olayını öğrendinizmi"

" Sendemi biliyorsun niye söylemedin " dedi draco

" İsimlerin anlamak zor değil ve hector o söylememizi istedi gelince öğrenecekmişiz "

" Hector onun işine akıl sır ermiyor"

" Hector kim?"

" hector brave o yüksek yargıç korgeneral Timin yöneticisi sana anlatmıştım ya hani "

"ha hatırladım"

işi varmış ama birazdan gelir seni özlemiş" dedi eron

" Bende özledim yalan söyleyemeceğim ne işi varmış?"

" Görüşmem var dedi bilmiyorum "

" Ozaman artık konuşalım ertelemek çare olmayacak merhaba tekrardan öncelikle

Jone Burak gerçekleri anlat annemin kardeşi mi vardı?"

" ön celikle bu zor ve uzun bir hikaye ben çocukluğum boyunca hep gizli saklı büyüdüm kimliğim geröek kimliğimi hep sakladım en güvende olmamamız için hep bizi gizledi hiç kimse biz bilmedi siz bile "

" neden bukadar gizlendinizki neden şimdi?"

"buraya geldiğimde bunu sadec hector brave biliyordu bende sadce annemle babamı dinledim tıpkı sizin gibi elimden gelen hiç birşey yoktu zamanı gelince dediler bende senlerce bekledim be kayıp gizli vâristin bilinmeyen bende vâristim ben elserin soyundan gelendim ama hiç kimse bana o gözl3 bakmadı bana saygı göstermedi"

" gene söylüyorum " dedi draco ve devam etti

" eğer bu oyun gibi birşeyse sonu kötü olur "

" niye böyle bir yalan söyleueyim niye bir anda ben elserin vârisiyimdiyim ki?"

" bak sadec çok şey haşadık gizli tehdit ler mektuplar alıyoruz korkuyoruz sadece"

" anlıyorum ve sorun etmiyorum haklısınız "

" tamam şimdi anlat ozaman annemin ablası mı vardı?"

" Evet anneniz bir kız kardeşi vardı büyük kardeşi ablası yani bizim dilimizde aralarında yedi yaş varmış şimdi annemin bana anllatığı kadarıyla benim teyzem senin annen 18 yaşındayken benim annem 25 yaşındaymış

Annemin bir sevdiği varmış oda sır katili timinde burada olan bir askermiş dedemizin kim olduğunu biliyorsunuz dolayısıy anaannemizin ne kadar zorluk çektiğinide tahmin edebilirsiniz o yüzden anaannemiz evlenmesini istememiş dedemiz babanı tanırmış severmiş ama onaylamamış annem hep üstün körü anlatırdı" dedi ve derin bir iç çekti merakla onu dinliyorduk

"Sonra baban burda bir operasyonda yaralanmış çok uzun süre komoda kalmış

Onlar 19 yaşında tanışmışlar

Annem okuyormuş babam işte dediğim gibi askermiş üç yıl gizlice sevgililermiş sonra bizimkiler öğrenmiş ama onlar konuşmaya devam etmişler

Babam komaya girdiğinde haber alamadığında annem öldü sanmış iki iki buçuk sene sonra babam kendine gelmiş ve direk annemle iletişime geçmiş annem şok olmuş başta sonra çok mutlu

Olmuş anneannemiz istememiş

Kavga etmişler çok şiddetli

Kaçarak evlenmişler annemin elinde mesleği varmış babamında evlenmişler anaannemiz biradaha hiç annemle konuşmamış

Ama kız kardeşler yani annelerimiz itibartı koparmamış gizlice konuşmaları sürmüş

Ama sonra annen evlenince itibartı kaybetmişler birde kız kardeşim var on dört yaşında bunu bilmediğin için üzgünüm ben isterdim normal bir aile gibi büyümeyi birbirimizi tanımayı isterdim kardeş gibi büyümeyi bir aile olrak ama üzgünüm"

"aladım... ama bak sen üzgün olmamalısın bende bunların hiç birini bilmiyordum annemin hiç kardeşi yok diye biliyordum tüm bunları bende isterdim ama bizden saklamışlar "

" vay be hassiktir hikayeye bak döt beş sezon dizi çıkar bundan" dedi eron

kendimi tutamadan sinşrlerim boşaldı hepimiz güldü

" daha kim bilir ne çıkacak buz dağının görünen kısmı"dedi bailth

" sanki televizyon dizisi gibi gerçekten"

"çok mu şerefsizler " dedi jone burak

" yok ama izahı olmayan şeylerin mizahı olur sakız çiğne iyi gelir "

" siktir git" hepmizin güldük kısa süre sonra sessizlik oluştu

" bukadar çok sır olduğuna inanamıyorum "

" üzgünüm"

içimde aniden beliren öfke ile hızla ayağa kalktım ben kalkınca drcaoda benimşe beraber ayağa kalktı " ama bundan sonra sır olmayacak"

"afetim sinirlisin biliyorum ama sakin ol yawrum" ona bakarak gülümsedim

" sana rehberlik yapma zamanı geldi yıldızım" bana anlamayan gözlerle baktı

"ne rehberliği afetim"

"unuttunmu ? sinek savar falan hani" dedim ona göz kırparak güldü

"evet hatırladımda düşündüğüm şeymi ?"

" evet hazırlanıyoruz ve türkiyeye gidiyoruzhem zaten hatırlasana çocuklarla tatil konuşmuştuk normal gün geçirmek istemiştik al sana tatil fırsatı tamam ordada kış ama güzel bir kış tatili olur benim aileme sormam pardon sormamız gereken şeyler var hem zaten çok uzun zamandır bunu düşünüyordum biliyorsun"

" evet peki tamam sen nasıl istiyorsan öyle olsun hem belki uzaklaşmakl biraz iyi gelir hem ülkeni aileni özlemişsindir senin sözün benim için emirdir " kuzenime doğru baktım

" Peki ya teyzem diğer kuzenin

Onların adı ne? Ve seninde bizimle türkiye gelmeni istiyorum teyzemde türkiyedemi?"

" Evet annem türkiyede şuan bazen burda bazen orda kız kardeşim burda adı Emily

Skt eğitiminden yararlanmayı

Tercih etti annemin ismi de Diana ela "

"peki ozaman sizde elserin varisi oluyorsunuz beni kardeşlerimi herkez biliyordu sizi nasıl kimse bilmez?"

"annem öyle büyümemizi istemedi türkiyede türk isimle ingilterde buradada tek bir ingiliz isimle normal bir isimle yaşadık burada bile geldikten iki yıl sonra yani yeni şimdi öğrendiler " kırıcıydı ait olduğun şekilde yaşamaktan geri durmak kimliğini yaşyamamak

"üzgünüm" gülümsedi

"üzülme senin suçun değil ki "

" Bunca zaman yanyana olamadığımız için üzgünüm kardeşim " istemsizce duygulanmıştım o benim kuzenimdi kuzen demek kardeş demekti benim için

ona doğru sarılmaya yeltendim oda bana karşılık verdi ne olursa olsun biz aileydik ve öyle kalmak için elimden geleni yapacaktım

" tamam bu kadar duygusallık yeterli gözlerim dolmaya başladı güneş kremim çok pahalı" herkes bianda kahkaha patlattı ikimiz ayrıldık ve tekrar oturduk

haklısıb bir erkeğin cildine baktığını görmek gözlerimi yaşarttı" güldüm

"aşk olsun ben güneş kermimi her gün kullanırım "

" aynen ya bizden daha bakımlılılar" dedi mira dracoya doğru döndüm

"sen istisnasın bebeğim sen benim müstakbel kacamsın diğer erklerle bir değilsin"

draco güldü " doğru söylüyorsun benim gibi bir erkek diğerleri ile bir olmazan "

" egoist " dedim gülerek

"herzaman burnu havadandır" dedi gülerek mira

" evet öyledir siz draco ile nereden tanışıyorsunuz "

" aynı birimdeydik güvenilir üyelerindenimdir blaith ile beraber takılırdık "

"anladım"derken içeri orata yaşlarda ama çok dinç sağlam uzun boylu bir adam

" asker draco elserin valerion !" hepimiz ona doğru baktık

"hector brave !" dedi draco yüzünde koca bir gülümsemeyle ve ayağa kalktı

ve ikisi birbirine doğru yürüdü ve sıkıca sarıldılar tıpkı bir baba oğul gibi evet bir baba oğul gibi draconun onu görünce yüzünde oluşan ifade ise gerçekten sanki babasını gören bir çocuk gibiydi sıkıca bir sarılmadan sonra ayrıldılar

"vay be sen dahada kaslanmışsın asker "

"evet efendim öyle oldu biraz"

"dedikodular etrafta yıkılıyor nişanlınla geldiğini duydum "

"evet tanıştırıyım " ikisi bana doğru geldi ayağa kalktım

" merhaba" dedim içtenlikle

"merhaba" dedi hector

"hector nişanlım maria afet afetim sana bahsettiğim buranın yöneticisi yüksek yargıç korgeneral "

" tanıştığımıza mennun oldum veliath general maria afet " ikimiz el sıkıştık vaybe der gibi yüz ifadesi yaptı

" bende menun oldum sen güçlüsün kas gücün var baya bunu anlaya biliyorum " güldü

"saolun efedim sizin kadar olmasada namınızı çok duydum"

"hm genelde hakkımda pek iyi şeyler söylemezler ama saol

bende senin hakkında çok şey duydu draco senden bahsetti" dracoya doğru dödün

"sen herkesle dedikodumumu yaptın ?" güldü

"yok canım ne alaka biliyorsun işte senin kızlarla beni çekiştirmenden daha kısa ve normal"

"sen öyle diyorsan"

" bu arada morgan nerde ?"

"ha onun bir işi vardı gelemedi "

"ne işi?"

" benim şirkete gitmesi gerekti bir müşterinin istediği ürünle alakalı bir sorun varmışta"

"tamam anladım bir dakine oda gelsin"

"gelir umarım"

" bu arada size bişey sorabilirmiyim?"

"tabi" dedi içtenlikle gülümseyerek

"şey o auréla ve victoria onlara ne oldu ?" eron lafa girdi

" şu geri zekalı beğinsiz seni rezil etmeye çalışan kızmı diyorsun" dedi eron

şakınca ona baktım

" evet sen nerden biliyorsun?"

"koluna kelepçeyi ben taktım " dedi gülerek

"aa sen oniye annen söylemedimi diyen adam mısın yoksa ? "dedim gülerek

"evet o gün ben gelmiştim ve hak etmişti" hepmiz güldük

"eron hep böyle şeyler yapar"dedi hector

"bu arada çok iyi yaptın "

"her zaman"

"o kızın yüz ifadesini görmek isterdim " dedi mira

"görmen lazımdı mosmor oldu sesi çıkmadı " hector konuşmaya başladı

"o şuan birimlerimizden birinde hala göz altında araştırıyoruş herşeyi "

"tamam ozaman "

"evet şimdi müstakbel kocanı biraz çalıcam onunla bira erkek erkeğe konuşmam lazım" dedi gülümseyerek hector

"tabi"

"afetim biz hemen dönücez o sıra bizimkiler sana merkezi anlatır tamammı "

"tamam sorun yok burda da beni yakmnaya çalışmazlar heralde" dedim komik bir şekilde hepimimiz güldük

" izahı olmayan şeylerin mizahı olur "dedim tekrar

"merak etme burada kimse öyle bişey yapamaz"

"okadar güvenlik önemli var zahmet olcak" hepmiz tekrardan güldükten sonra draco ve hector odadan ayrıldılar ve mira aron ve yeni tanıdğım kuzenim jone burak

bana merkezi anlattılar ve biraz gezdirdiler burada kendimi güvende hissediyordum belkide akıl almaz güvenlik önemlerinden yada hiç tadımadığım büyük babam yaptığı içindir kim bilir biz normal bir aile değildik napalım gezerken oldukça etykilenmiştim bi bölümde sadece güvenlikten sorumlu teklonoji bölümü yazılımcılar vardı bazı katlarda ise okul gibi düşünün matamatik gibi bilim gibi ve büyü dersleri veriliyordu okul gibi bunu mantıklı bulmuştumö çünkü bir asker sadece iziksel olarak değil zihinsel olarak zeka olarakta güçlü olmalıydı kalem kılıçtan keskindir diye boşuna dememişler bazı katlarda dovüş eğitimi vardı bazı yerler spor içindi

bazı yerler ise silah talimleri için özel yapğılmıştı asılda burayı gerçekten çok sevmiştim silahlar yazılımcılar teknoloji ve yemek tabiki ve genelde burda merkezde görevli olanlar merkezde kalıyorlardı askerler için bizim okul yatak hanesi gibi ama daha az okul gibi tabi ev gibi yatk hane vardı en son sbana silah kulanmayı öğretecekleri için silah talimi yapılan yere geldik ben içeriye göz gezdiriyordum aklım dracodaydı onu düşünürken onun sesini duydum ve kapıya doğru baktım draco ve hector içeri girdi gülümsedi yanıma geldi hector diğerlerinin yanına gitti

" gezdiniz mi timi"

"evet gezdik her yerini"

"beğendin mi ? nasıl buldun ?"

"açık konuşayım bayıldım"

"gerçekten mi ?"

"evet dracoı b urası harika bir yer eğitimi çok iyi insarların zekasına göre eğitiyorlar ve fiziksel olarakta güçlendiriyorlar pisikolajik olarak ve ytazılımcılar falan harika olağan üstü bir güvenlik sistemi ve harika ve çok şık tasarlamışlar ve en güzeli yemekleri çok güzel burası harika bir yer " güldü ve şakınlıkla bana baktı

" burayı bu kadar çok sevmeni beklemşiyordum ama sevmene sevindim"

" müstakbel kocama çekmişim" güldü

" hayatımın kadısın "

"sende hayıtımın adamı " dedim ve göz kırptım arkadan bir ses geldi

"evet çifte kumrular hazırsanız başlayalım " dedi eron ona doğru döndük

"hayatında bir kez olsun su sakızı ağzından çıkar ve ciddi ol eron" diye bağırdı draco

"olamam amk ! gelin buraya sizin için burdayız " güldük ve onun yanına gittik "affedersin o demin ettiğin küfürü nerden biliyorsun sen türkçe o ?"

" ha şey sen draco ile tanışmadan önce ortak arkadaşlarına öğretmişsin onlarda dracoya öğretmiş oda bana öğreti bir burak öğretti " güldüm

" birbirimizi tanımadan birşeyler öğretmişiz biribirmize "

"aynen"

" tamam ozaman başlayalımmı "dedi mira

"tamam başlayalım "

"tamam şimdi masaya senin için birkaç model koyduk" m karşıda talim yapılan cansız hedefler vardı kız devam etti

" onları senin için yakına çektim biraz alışalım diye silahlarıda tam birleşik koymadım sana anlatmak için "

"tamam " silahlara doğru gittim ve baktım

" afetim sakin ol hiç telaş yapma kısa sürede kaparsın zaten "

" Niye gergin olayım canım "

"Güzel ozaman gergin olmaman iyi"

" Silahlara baka bilirmiyim"

" Tabi " dedi Mira ve bana masayı gösterdi masaya doğru gitti ve silahlara baktım inceledim ve sakince konuşmaya başladım

"Beretta M9… fazla klasik. Geri tepmesi dengesiz.

Glock 17… ama sabit dipçik yok, yakın temas riskli.

SIG Sauer P226… daha iyi. Lazer dürbün eklenebilir.

FN Five-seveN… işte bu." Herkes şakınca bana bakıyordu saniırım bilgine şaşırmışlar en çok sevdiğim şey insanların beni hafife aldıklarında onları şaşırtmaktır draco şaşkınca ve gülümseyerek konuştu

" Sen bunları biliyormusun"

" Tamam sen bu silahları biliyormusun " kafamı yana eğerek gülümsedim

" Teknik olarak diyelim" dracoya göz kırptım eron hector Mira jone burak hepsi dikatlice bana bakıyordu eron kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu draco işe hafif şüpheli gözlerle bana bakıyordu sanırım anlamış olabilirdi hector ise bana gülerek hatta gurur duyormuş gibi bakyığını gördüm onu tanıyalı çok kısa süre olmuştu ama zeki biri olduğunu anlamıştım ve şuan bana bakışımdan ve iç sesimden küçük yalanımı anladığını düşünüyordum yada anlamıştım bana başıyla gülümseyerek işaret verdi bu işaretin anlamı gücünü göster yap hadi demekti sanırım şimdiden iyi anlaşmıştık

Elimi silaha attım ve hızlıca silahın üst Sürgüsü çektim şarjörü yerleştirdim emniyeti açtım mekanizmayı kontrol ettim ve dracoya göz kırpıp hedeflerin olduğu yere geçtim

" Tam hedefler tamamı" Mira birkaç düğmeye bastı ve yakınıma üç hedef getirdi

" Şimdi tamam üçünede birar el ateş et tetiğe bas nişanı görelim"

" Tamam" dedim sakince poziyonunu herkes dikattle bana bakıyordu Önüm üç hedef vardı üç cansız hedef ama bir terslik vardı benim için fazla yakınlardı güldüm nişan aldım tak tak tak üç hedefede hızlıca ateş ettim ortalama on saniye sürdü silahı indirdim ve geriye gittim hedefler boştu ama öndeki hedefler " haklıymışsın sadece teorik olarak biliyormuşsun bu kadar yakından bile hiç isabet etmemiş ama sorun değil çalışırsın tekrar dene ister sen "

Güldüm " hedeflerimi vuramadığımı kim söyledi tatlım" elimle herkeze öndeki hedefleri arkasındaki en uzaktaki hedefleri gösterdim

" Oha hassiktir lan!" Diye bağırdı eron ve kahkaha attı gözüm ağzı açık sakız çiğnemeyi bırakmış bana bakıyordu dracodaydı bana hayranlıkla ve şaşkınlık bakıyordu

" Oha AMK! Kız hepimizi göt etti lan! " Dedi jone Burak

" Sen ben seni başlangıç seviyesinde sanıyorumdum " dedi Mira

" Yakın hedefler dikkat dağıtmak içindir " draco kafasını hedeflere çevirdi kafasını gülerek salladı gurur duyormuş elimde silahı döndürüyordum bana doğru baktı imalı bir şekilde konuştu " ilk kez silah kullan birine göre fazla iyisin "

" İlk defa olduğunu kim söyledi?" Dedim gülerek Elimdeki silahın şarjörünü çıkardım ve aldığım yere koydum " bu arada silahlar kirlenmiş temizleyin biraz " herkes şankınca bana bakıyordu hoctora döndü gözlerim tebrik eder gibi bakıyordu

Draco'nun yanına doğru gittim ve elimi omzuna koydum ona yaslandım

" Hakkımda bilmediğin şeyler olduğunu olduğunu söylemiş valerion beni gerçekten tanımak zaman alır "

 

5 yıl önce

 

Maria afet elserin kaderi belirsiniz ne olduğu anlayamayan bir çocuk bebek nişanlandığı öğrendiğinde bir nişanlışı olduğunu öğrendiğinde

On bir yaşındaydı bunu ise neden vârisi olduğu okula gidemeyeceğini öğrendiğinde neden diye sormasıyla olmuştu

Ve gerçeği öğrenmişti daha doğmadan nişanlandığı uygun vakte kadar valserin Aevara'ya gidemeyceğini nişanlısını ise sadece valserin Aevara'ya gittiğinde tanıyacağını öğrenmişti nedenini hiç anlayamadı her sorduğunda Aldığı cevap vakti gelince olmuştu o zamandan beri ailesi ile arası hep bozuktu soğuktu onların içten içe severdi ama kırgındı ve en acısıda güvenmiyordu insanın en büyük acısı sevdiğine güvenemektir afet bunu çok küçükken anlamıştı ablası ile abisini çok kıskanırdı çünkü olar her zaman ne yaparlarsa yapsınlar mükemmeldi o ise herzaman bişeyleri yalnış yapardı zaman geçtikçe artık sadece rol yapmya maskelerin ardında saklanmaya başladı herkes ona kaderi yazıldı diyordu ama o kendi kaderini başkalarını bırakacak bir kız değildi o ipleri her zaman elinde tutacak bir kızdı o kendi kaderini kendi yazacaktı o Maria afet elserindi onun isminin anlamı insaların önünü alamadığı felaket demekti

Zaman geçmiş afet on altı yaşındaydı ve şuan evlerinin bahçesiydeydi neden mi diğer kızlar babalarından ne ister ? Oyuncak telefon kıyafet makyaj malzemeleri afet ise babasından silah kullanmayı istemişti evet silah istemişti afette diğer şeyleri severdi tabi ama onun tutkularında biri silahtı çocukluğundan beri silahları sevedi ve sonunda annesi ile babası ikna etmişti babası ona evlerinin arka bahçesinde silah kullanmayı öğretiyorlardı tabi evlerin şehirden uzakta ve komşuları olmadığı için çokta zor değil di

" Kızım hadi ama silah diye başımın etini yedin doğum günü hediyesi olarak istedin mızmızlanma silahlar ağlayanlara göre değildir "

" Be ağlamıyorum"

" Çocuk gibi mızmızlanıyorsun ama "

" Of tamam " babası kızının yanına gitti içten içe kızının ona kızgın olduğunu biliyordu ama elinden birşey gelmiyordu

" Bak sakın nefesini tutma sakince alver nefesini hedefine odaklan aklını boşalt ve tetiği çek"

"Tamam " afet silahı yukarı kaldırdı duruşunu düzeltti ve iki eliyle silaha sıkıca sarıldı ve nişanaldı sakince nefes aldı verdi ve tık bir el ateş sesi afet hedefi tamam on ikiden vurdu babası ise gurula konuştu

" İşte benim kızım " afet mutlu bir şekilde gözlerini açtı

" Başardım baba!" Babasına sarıldı ve onları sandalyede gülümseyerek izleyen annesine

Döndü " anne bak vurdum"

" Aferin kızıma kim doğurdu ben doğurdum" afet sevinçle yerinde zıpladı afet her nekadar onlara kızgın olsada soğuk olsada onları çok seviyordu

 

Günümüz

 

güldü elini belime attı " fark ettim ama beni güzel kandırdın tebrik ederim"

" Tevvecünüz efendim ben sadece ufacık bir numara yaptım okadar "

" Sana hayranım gerçekten"

" Bende sana sadece sana küçük bir oyun oynamak istedim "

" Güzel oynadın" dedi ve kulağıma eğilerek fısıldadı

"Ve çok hoşuma gitti "

" Seni gerçekten tebrik ediyorum veliaht general Maria afet çok iyi nişancıymışsın " dedi hector

" Teşekkür ederim efendim on altı yaşında öğrenmiştim"

" Vay be helal olsun " dedi Burak

" Gerçekten etkilendim " dedi eron

" Saol eron sen bizi ilk karşılarken beni çok şaşırtmıştın bende sizi kople şaşırtayım dedim"

" Gerçekten şaşırtın tebrik ederim çok iyi kullanıyorsun" dedi Mira samimiyetle gülümseyerek başta ona biraz gıcık olmuştum ama sanırım dracoyu kıskandığım için biraz ama sanırım kötü biri değil onu seveceğimi düsünüyordum

" Saol dostum" onun gibi gülümsedim

" Vay be buyruk kibrit surat bey nişanlım yaman çıktı" şaşkınlıkla ona baktım

"Ney ney "

" Gene başladın bunu demeye!" Güldüm

"Buyruk kibrit suratlı bey mi "

" Ya salak bana lakap takmıştı "

"Çok sevdim neden öyle dedin ki"

"Afet ya sendemi" dedi alışılmışlıkla Draco

" Yıldızım ya " iflah olmazsın der gibi baktı

" Neden öyle diyorsun ?" Diye sordum erona

" Çatıl kaşları asık suratıyla her oto boka burnunu soktuğu için ona bu ismi layık gördüm " güldüm

"çok iyi ya "

" Yalnış şakama seni tebrik ediyorum beni saşırtan nadir insanlardansın "

" Teşekkür ederim "

" Hepimiz başta yani itiraf edelim ön hedefe nişan alır onu bile zor vurur diye bekliyorduk ama sen arkadakiler pat pat deilk deik ettin on saniyede bundan sonraa senin adın... silah perisi! yada mini komutan mı desem kararsız kaldım hangisi daha çok sinir bozucuysa onu seçeceğim !" güldük draco bana baktı

" yandın afet geçmiş olsun "

"silah perisimi minik komutan mı ikiside beter !" dedim gülerek

" o zaman ikiside diyeceğim bundan sonra senin adın silah perisi minik komutanı! "

" eyvah" dedim gülerek

" silah perisi minik komutan!

yakında kendi çizgi romanını çıkarırsın

haberin olsun." dedi gülerek eron

" haha çok komik"

"bence havalı bir isim oldu dimi burki "

" burki mı" dedim gülerek kahkaha attık

" ya" diye lafa girdi jone burak ve devam etti

"buna bir keresinde türkiyede bana burki derler ama ben sevmem dedim ondan beri bana burki diyor "

" ama bence burki çok güzel ne biliyim yabancı dil olduğu için heralde

çok güzel geliyor oda sinir oluyor dedim senin adın burki" dedei gülerek

" iyi bok yedim ağzıma sıçayım" dedi burak güldüm

" e sende ona deseydin" dedim gülerek eronun suratı düştü ve anladımki onun bir lakabı vardı

"çok kötü bir lakap bi kere benim kiler daha iyi " dedi eron surat asarak

" ay ne diyorsunuz merak ettim"

"tamam söylüyorum kuzen hazırmısın "

"evet hazırım"

"zırtapoz sirk generali" dedi burak ve demsiyle hepimiz kahkaha attık

" ay çok iyi bayıldımm "

"hiçte bikere "

" mızmızlık etme zırtapoz sirk generali " dedi mira gülerek

" sende sus suratsız cadı ninja"

"zıtopoz sirk maymunu!" dedi mira ve dil çıkardım hepimiz gülüyorduk hector bile koca yanım timin yönetici korgeneral bizimle bir çocuk gibi eğleniyordu sanırım normal deli büyük küçük kadın erkek fark etmez herkesin içinde bir çocuk vardı

timde birkaç kişiyle daha tanışmıştım ve telefon numaralarını almıştım iyi dostlar edinmiştim bence ve ilk dakikalarda mira ya gıçık oluş gibi oldum ama sonra onun sevdim hem dracoya karşı farklı bir duygu hissetiğinide düşünmedim

ona kanım ısınmıştı sevmiştim sonra draco ile küçük bir alışma yaptık kendimi savunmada ne kadar iyi olduğumu görmek için mükemmel değildim ama iyiydim draco dahada geliştirmem yardım edeceğini söyledi ve akşam olmak üzereyken timden ayrıldık ve arabaya bindik draco yine kapımı açmış öyle arbaya binmişti kibar sevgilim emniyet kemerlerimizide taktık ve draco arbayı çalıştırdı

" türkiyeye gitmek konusunda eminmisin ?"

"evet şuan onlar türkiyede hem kafa dağılır hoşumuza gider diye düşündüm "

" evet ailenle yüzleşmek için hazırmısın ?" yüzü gergin gibiydi aslında hectorla konuşmadan döndükten sonra bir gerginlik sezmiştim am ortam müsait değildi

" evet eminim"

" hmm tamam nasıl istiyorsan ben hallederim "

"ha iyi ozaman okey ben düşünmüyorum sadece bavul hazırlıyorum" güldü

"tabiki ben varken senin yorulmana gerek yok "

"cansın"

"bu arada beni güzel kandırdın tebrik ediyorum yok ben silah kullanmayı öğrenmek istiyorum demeler falan " güldüm

" e dedim ya birbirimiz yavaş yavaş keşfedelim istiyorum dedim ya hem bence çok zevkliydi "

"ama etkilendim güzel rol yapıyorsun "

" ya şaka maka kızdınmı ?" güldü

"yok canım öyle bartılı bişey değilki yeni tanıştığımız için öyle yaptığını her şeyi bir anda söylemediğini biliyorum az da olsa normal çiftler gibi olmak için "

"seni bu yüzden seviyorum yıldızım"

"bende seni seviyorum afetim" araba sürdğü için hızlıca yanağından öptüm ve çekildim " Afeeett" dedi e harfini uzatarak

"Dracooo" dedim o harfini uzatrak

" ya araba kullanırken yapma diyorum aklım kayıyor "

"tamam tamam"

"odaya geçince gösteririm ben" utançla gözlerimi açtım

" ya tamam sus" güldü ve akşama hava kararmaya başladığında valserin Aervera'ya vardık ve direk akaşam yemeğine geçtik bişeyler yedik ve olayları anlattık silah kullanıyor olmama onlarda çok şaşırmışlardı onlardanda saklamıştım çok fazla muhambbet etmemiştik odaya geçtik

" güzelim iyimisin ?"

"iyiyim ne olduki "

"hiç öyle genel olarak hani olaylardan ötürü "

"ha biraz sinirliyim tabi ve kırgınım ama iyiyim "

"ha güzel ozaman "

"ama birşey sorabilirmiyim" dedi takılarımı çıkarırken bütün takılarımı çıkartıp yerlerine koydum bana doğru döndü ve güldü

"tabiki sorabilirsin güzelim doramana gerek yok ne takıldı kafana afetim "

" ya ben mirayı çok sevdim kanım ısındu muhtemelen iyi dost olacağımızı düşünüyorum ama... " ayakkabısını çıkardıktansonra paltosunu kanepeye attı ve gömleğinin birkaç düğmesini açarken bana döndü

" eee amayı mamayı bırak güzelim bir şeyden rahatsızmı oldun mira seni rahatsızmı etti az fark ettim çok "

"beni cahil görfüsüz olarak görmeni isatemem ama şey" şaşkınlıkla baktı bana

" güzelim o nasıl söz öyle düşüncelerin ben için önemline düşünüyorsan söyle "

"Tamam siz Mira ile çokmu yakındınız hani kanka gibi "

" Yoo arada laflardık ya bizim timde gurup gibi birimde böyle eron Morgan mira birde balith beraber takılılır eron Mira çok atıştırdı ama dostlardır işte o ona cadı der o ona maymun "

" Hmm ya tamam anladım yani

Açıkcası ben sevgilimin yada nişanlımın yakın kız arkadaşı olsun istemem yani şimdi hemira lunaria elaris var diyeceksin hatta haylen caryic rowen newan ama onlar çocukluğumuzdan beri tanıdığımız kişiler onlar bi başka" beni belimden tutup kendine çekti ne kadar uzun süre olursa olsun bana temeas ettiğin miğdeme bişeyler oluyor kalbim hızlanıyordu

" Sen beni kıskandınmı ölürüm sana bitanem " yanağımda öptu

" Yok canım kıskanmak değilde

Yani öylesine söyledim işte "

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı "hımm öyle olsun bakalım

Bende olsam böyle ister aynı soruyu sorardım hem bende çok kıskanırım yani haylen Rowen newan cayric onları kardeşim gibi gördüğüm için sorun etmiyorum senide kardeşi gibi gördüklerini biliyorum yoksa hepsini öldürürdüm"

" Yapama ya bak bu hoşuma gitti yalan söyleyemeceğim " güldüm

" Gülüşüne ölürüm senin" burnunun ucundan öptü

" Seni sevdiğimi hatta köpekler gibi sevdiğimi söylemişmiydim "

Güldüm

" Yia draco ya bende seni çok seviyorum gerekli alanlara duyurulsun" dedim ve ani cesaretle kollarımı boynuna doladım onu dudağındın öptüm

Evet onu dudağından öptüm hassiktir! ben onu ne ara yapmıştım! Onunda şaşırdığını

Fark ettim çünkü tepki vermemiş ve gözlerimi açtığımda onu bana şaşkınca bakarken gördüm bir iki saniye sonra gülümsedi iki eliyle belime daha sıkı sarıldı dudaklarıma yaklaştı "birileri yaramaz çıktı ha?" Dedi sırıtarak adınları üstüme geldikçe bende onun gibi geriye gitmeye başladım gözlerim kapalıydı adımlarım uyumlu bir şekilde hareket ediyordu o ileri ben geri en sonunda sırtım duvara çarptığımda ikimizde durduk gözlerimi açtım beni duvarla arasına aldı derin bir nefes verdi

" Sen beni öldürceksin galiba

Kontrolümü kaybettiriyor sun"

Öylece baktım ne diyeceğimi bilemiyordum oda benim gözlerime bakıyordu kalbimin sesi kulaklarımda çınlıyordu sırıttı yüzüme iyice yaklaştı

Yüzünü yüzüme sürttü nefeslerimiz birbirine karışıyordu dudaklarını yanağıma götürdü küçük bir öpüçük bıraktı dudaklarını tenime sürterek boynuma indirdi boynum aşırı derecede huylanıyordum ve o bunu biliyordu az önce açtığım gözlerimi sıkıca tekrar kapattım

Kalbim son sürat atıyordu

Burnunu ve dudaklarını boynu sürtüyordu ellerim boynundaydı tırtakları ensesine geçirmiştim yaptığı hareketle kendimi kaybediyordun tam şuan deli gibi atan nabzınmın üstünden öptü bu hareketi her ne kadar boynumdan huylansamda hoşuma gidiyordu beni hep gıcık olduğumu huylandığımı bilsede hep şah damarımdan nabzımdan öperdi " draco..."

Kafasını boynumdan kaldırı yüzüme döndü " en çok ne istiyorum biliyormusun?"

Gözlerimi yavaşça açtım

" Ne?"

" Şuan bile kalbin bukadar hızlı atıyorsa düğun gecemizde ne kadar hızlı atacağını öğrenmek istiyorum " çok untanmış lanet olsun yerin dibine geçmek istiyordum şuan daha fazla ileri gitmek istemiyordum güldü

" Güzelim afetim sakin ol sen istemeden hiç bir şey asla olamayacak tamammı ? Sakın bu kadar heycan iyi değil "

"Draco ben" dedim gerisini utançtan getiremedim

"Hala benden utanıyorsun

Benden untanmana gerek yok biz gönül eğlendiren iki ergen değiliz biz nişanlıyız böyle şeyler konuşmamız normal "

" Tamam "

" Hadi saat geç oldu yatalım yoksa sen kalp krizi geçireceksin"

" Ya dalga geçme "

" Dalga geçmiyorum tamamı seni anlıyorum sadece artık benden utanmanı istemiyorum "

" Tamam senden utanmıyorum bu şeyler bu duygular"

" Bu duygular?.. seni rahatsızmı ediyor?" Dedi merakla sakin bir ses tonuyla

" Hayır sadece alışık değilim ben sadece nasıl karşılık vermem gerektiğini bilmiyorum " dedim utarak zorlukla o haytıma giren ilk erkekti öptüğüm ilk erkek ne yapabilirim tecrübesiz olmaktan ne yapacağımı bilmemekten korkuyordum ondan korkmuyordum devam ettim

" Yani sende. Rahatsızlık duymuyorum yada korkmuyorum sadece bilmiyorum okadar" dedim zorlukla gülümsedi

"İçime şu septin benden korktuğunu sanmıştım" güldüm

" Korktuğum bir adamla aynı yatakta uyumam onunla nişanlı olmam "

" Haklısın" güldü ve devam etti

" Afetim bilmemek utanman gerekeceğim bir şey değil tamammı?"

" Tamam"

" Şimdi üstünü değistir ben banyoda giyineceğim"

" Tamam" pijamalarını aldı ve üstünü giyinmek için banyoya yöneldi " draco"

" Efendim"

" Bonyoda giyinmek çok zor oluyor burda giyebilirsin"

" E sen banyoda giyinceksin ozaman ne fark edecek?"

" Yok bende burda giyinicem"

Şaşkınca bana baktı

" Eminmisin ?"

" Evet kocaman oda hatta nerdeyse ev ama tek bir şartla "

"Neymiş o?"

" Rahatsız edici utandırıcı bakışlar atmak yok" güldü

" Tamam tamam şaka yapmayacağim"

" Tamam ozaman banyoda zor zahmet giyinme gönlüm razı değil "

" Canım müstakbel karım"

" Canım müstakbel kocam"

Üstümüzü değistirdik ama ne ben ona baktım ne o bana birbirimizi görmedik utançtan okadar hızlı giyindimki görme fırsatı olmadı uyumak için yatağa girdik

" İyi geceler afetim müstakbel karıcım"

" İyi geceler yıldızım müstakbel kocacım" ikimiz birbirimize sarılırken uyuya kaldık

2 saat sonra 01:00

 

Uykudayken korku ile aniden çalan kapıyla uyandık deli gibi kapı çalıyordu " hey ! Ne oluyor

" Bu da ne böyle " ikimizde yataktan çıktık ne oluyordu böyle draco dolabın içindeki kasaya yöneldi hızlıca açtı ve kasanın içinden silah çıkardı

Korku ile baktın

"Draco ne oluyor napıyorsun"

Eliyle sus işareti yaptım

" Belli olmaz " dedi fısıldayarak silahı beline yerleştirdi okdar olay yaşamıştık korkuyorduk odamızda silah saklayacak kadar ki benim yaşadığım olaylar sonra ve draco gibi bir adamın

Silah saklaması çok normaldi

Askerdi sonuçta " sen dur ben bakarım" dedi draco ve kapıya yöneldi bir eli silahta kapıyı açtı

"Cayric !?" Dediğinde nefes verdim kapıya doğru gittim

" Draco..." Dedi cayric nefes nefese

"Ne oluyor ? Cayric gecenin bu saatinde ! " dedi draco

" Çok kötü bişey oldu"

" Aman Allahım ne oldu?!" Dedim merakla

" Konuşsana cayric ne oldu!" Dedi draco sinirle ve korkuyla cayric koşmuş gibi nefes nefes almıştı

" Okulda kıyamat kompuyor baş magistar herkesi ortak buluşma duyuru alanında bekliyor "

" NE OLDU?!" dedim tekrar koykuyla

" KONUŞSANA TANRININ CEZASI

BAŞ MAGİSTAR DİYE HERKESİ ÇAĞIRIYOR !?" Korku ile ne diyeceğini beklerken ağzın dökülen tek bir kelime ile korku kalbime hançer gibi saplandı

" C-cinayet!" Cinayet... Cinayet..

Kulaklarım kelime yankılanıyor korku bedenimi ele geçirmişti draco ile ikimiz aynı anda tek bir kelime çıktı ağzımızdan

" NE?"

"NE?"

Okulda bir cinayet işlenmişti

Ve sanırım gerçekten mutluluk bize haramdı

🔥🌊

 

iyor "

" NE OLDU?!" dedim tekrar koykuyla

" KONUŞSANA TANRININ CEZASI

BAŞ MAGİSTAR DİYE HERKESİ ÇAĞIRIYOR !?" Korku ile ne diyeceğini beklerken ağzın dökülen tek bir kelime ile korku kalbime hançer gibi saplandı

" C-cinayet!" Cinayet... Cinayet..

Kulaklarım kelime yankılanıyor korku bedenimi ele geçirmişti draco ile ikimiz aynı anda tek bir kelime çıktı ağzımızdan

" NE?"

"NE?"

Okulda bir cinayet işlenmişti

Ve sanırım gerçekten mutluluk bize haramdı

🔥🌊

 

 

Bölüm : 22.05.2025 17:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...