26. Bölüm
Slytherin queen / Kraliçe felâket devri / 25. Bölüm kırıldım ama gitmedim çünkü soykırım gibi sevdim

25. Bölüm kırıldım ama gitmedim çünkü soykırım gibi sevdim

Slytherin queen
slytherinqueen

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

her zamanki gibi gece bitmiş ay yerini güneşe bırakmıştı ve güneş doğmuştu duyduğum sesler ile rahsız olduğum için mırıldandım uyuku sersemi ne olduğunu anlayamıyordum draconun mırıldandığını duydum

 

 

"kim arıyor zırıl zırıl " söylenerek uykulu şekilde draco tlefonu açtı yarım yamulak gözlerimi açtım

 

 

"ya sabah sabah ne diyosun hemria?" anlaşılan arıyan hemiraydı

 

 

"ne oluyor?"dedim uyku sersemi

 

 

" hemira arıyor önce seni sonra beni aramış " telefonu bana uzattı

 

 

" efendim hemira ?"

 

 

" kusura bakma tatlım ama bu gün nişan var nişan ! "

 

 

"hay sok- tamam kapat kapat " hemira telefonu kapttığında ikimizde ofledik

 

 

"günaydın" dedi draco yatağa tekrar uzandı bana bakıyordu gözlerimi vauşturdum

 

 

"günaydın" dedim bende sonra esnedim

 

 

"sinirlendim ama haklı nişan var nişan"

 

 

"evet doğru ya" dedim gülerek

 

 

"hadi uyanalım kendimize gelelim"

 

 

"tamam canım" yanağımdan öptü ikimizde yataktan kalktık ve kendimize gelip bir kahve koydum yanıma mutfağa geldi dün akşam tezgahın üstünde kalan boş şarap şişeşini çöpe attı açık açık olanı yerine koydu ve bardakları tezgahın üstüne koydu

 

 

"bu gün arayan hemira olmasaydı sövecektim "

 

 

"evet sorma bu gün yataktan kalmak zoruma gitti "

 

 

"ama kalmalıyız uzun işlerimiz var"

 

 

"ne işi" yanıma gedi sırtımdan sarıldı

 

 

"önce sevdiğim kadınla evlenmek bir aile kurmak için ailesinden izin isteyecğin kahvesini içeceğim sonra sevigili karımın ihtişamlı geçmişini öğrenmek için neler yapmış ona bakacağım" güldüm ona doğru döndüm kollarımı boynuna doladım

 

 

" bak sen ? izin vermezlerse kaçarım sana merak etme" güldü

 

 

"hoşuma gitti ama erak etme ben aileni razı ederim" ikimizde gülük

 

 

"şaka maka gerçekten akşam ki o partiye yarışa gitmek istiyırmusun ?"

 

 

"evet istiyorum karımı direksiyon başında görmek isterim arkdaşlarını görmek isterim ben seni masum bişey sandıkça içinden felaket arsız bir kadın çıkıyor "

 

güldüm

 

 

"aslında ne çok arsızım nede çok utangaç ani moduma göre değişiyor "

 

 

"onu dün gördük canım " sırıttı

 

 

"ya bunu hatırlatıp duracakmısın ?"

 

 

"evet ömrüm boyunca bizim aramızda kalıcak ama ben her fırsat elime geçtiğinde bana nasıl ahlaksız teklif ettiğini hatırlatacağım "

 

 

"ya öf ya" güldü

 

 

"neyse artık çok geç güzelim elime düştün "

 

 

"yandık ki ne yandık" beni kendine çekti sarıldı

 

 

"afetim benim" bende on sarıldı

 

 

"yıldızım benim"

 

 

"seni seviyorum seninle velenmek için sabırsızlanıyorum "

 

 

"bende draco "

 

 

"efendim afetim?"

 

 

"ingiltere dönünce senin tek başına yaşadığın ev varya varmış yani sen söyledin"

 

 

"evet?"

 

 

"oaraya gidelimmi? sen nasıl bir evde yşadın nasıl bir düzen kurmuşsun kendine çok merak ediyorum istersen tabi" gülümsedi bir eli belimdeyken bir eliyle yanağımı okşadı "

 

 

" herkesin hayatında dört mevsim yaşarken ben sadece kış mevsimini hisettim sonra sen geldim kalbimdeki karlar ,buzlar erimeye başladı sonra son bahar geldi son baharı tattırdın bana sonra ilk defa ilk baharı hissetim seninle kışın oratsında ilk baharı yaşattın bana huzuru hissetirdin o evde yalnızlığımı paylaştım yıllarca sadece kışı yaşadım o evde ve bence senin kalbime ketirdiğim ilk baharı o evede getirmeliyiz evime ilk baharı getirirmisin?" güldüm yine gözlerim dolmuştu biraz duygusaldım

 

 

"tabiki ,yani bu evetmi demek?"

 

 

" evet, bu evet demek evime gelmene yani evimize gelmeni çok isterim "

 

 

" ozaman oraya gidince ilk onu yapalım"

 

 

"sen yeterki iste herşeyi yaparız" ona sarıldım oda bana sarıldı kahvelerimiz artık pişmişti kokusu ortalığı sarmıştı

 

 

"kahvelerimiz pişti "

 

 

"tamam hadi içelim o zaman "

 

 

kahvemizi içtik hazırlandık ve bütün ekip toplandık ailemin evine doğru yola çıktık arabada gidiyorduk draconun dediği gibi gerçekten hector brave buradaydı ve beni annemden babamdan isteyecekti güldüm

 

 

"neye güldün?"

 

 

" hectoru buraya getirttiğinde inanamıyorum "

 

 

"bende kız isteyeceğime inanamıyorum " ikimizde güldük bir eli direksiyonda diğeri boştaydı boş olan elini tuttum gülümsedim sıkıca tuttu elimi

 

 

" seni seviyorum "

 

 

"bende seni seviyorum afetim"

 

 

"dün sordun ya sen nasıl anladın diye?" iki saniye düşündü sonra hatırladı

 

 

"evet?"

 

 

" bi keresinde doğum günümde silah olayı olduktan sonra..."

 

 

"evet?"

 

 

"areslionun anonsundan sonra masaların altından çıkmıştık ve ikinci ana salona doğru yürümeye başlamıçtı ben o gün çok kormuştum hem sevdiklerim için hemde kendim içim senin içinde korktum ama..."

 

 

"ama ?"

 

 

"benim için önemli olan kısım o değildi "

 

 

"evet?"

 

 

" çok kormuştum senin elini tutmak istemiştim salona giderken ama anlarsımya utanıyordum çekiniyordum ama o an sen anladın elini tutmak istediğimi ve limi uttun sıkıca ve bana dedinki..." sozümü devam ettirdi

 

 

"afetim... sana söz elimi tutmak istediğin her an elini sımsıkı tutacağım sevgili müstakbel karıcım ..." gülümsedim

 

 

"evet öyle demiştin o an seninle evleneceğimi anladım ve seni sevdiğimi ,unutmamışsın "

 

 

" seninle ilgili hiç bişeyi unutmam ve çok doğru demişim her zaman elini tutacağım"

 

kısa süre sonra yolculuğumız bitti ve ailemin evine geldik meşur türk elserin ailesinin evine nerdeyse 12 kişi falan girmiştik şimdilik bu günlük aileme kuzenlerimden bahsetmeyecektik onlarda bizimle gelmişti am aşuanlık rol yapacaktık bu gün için

 

 

" hoşgeldiniz" diye kapıyı açtı annem

 

 

"Hoş geldiniz " dedi babam

 

 

"Hoş geldiniz kardeşim kuçük enişte ve arkadaşları" dedi abim güöerek

 

 

"Hoş geldiniz " dedi ablam hepimiz içeri girdik ve selamlaş merasimini bittiğinde kahvaltı sofrasına oturduk ve ortam güzeldi kılıç ,burak ve leyla şimdilik ingiliz numarası yapıyorlardı kahvaltı yapıyorduk yaşananlardan falan konun açılmış konuşuyorduk

 

 

"auréla ve Victoria ile ilgili bişey varmı ?" dedi ablam

 

 

"şuan hala sorguda Auravest elemetler konseyi ile beraber yürüyor " dedi draco

 

 

"anladım" diye cevap verdi ablam

 

 

"sana tekrar teşekkür etmek istiyorum evlat" dedi babam

 

 

" ne için efendim?" dedi draco

 

 

"kızımın hayatını kurtardın onun için alevlerin ortasına atladığını herkes konuşuyor açıkcası hemira o gün aradığında ve olanları anlattığında çok şaşırmıştım, şaşırttın hepimizi sana teşekkür ederim " draco gülümsedi

 

 

" ne demek efendim olmasın tabiki ama gene olsa yine hiç düşünmem atlarım bu saatten sonra yaşayacaksak beraber yaşarız yaralanacaksak beraber yaralanır iyileşiriz ölüceksek beraber ölürüz" babamın yüzünde bir tebbüsüm oluştu gülüşünde gurur yada onun gibi bişey vardı draconun söyledikleri kalbimi ateşe vermişti sanki

 

 

"sana bakınca geçliğimi hatırlıyorum laleye ilk aşık olduğum zamanları" annem gülümsedi

 

 

" güzel zamlardı benim için ikinci bir isim almayı soy ismimi kulanmayı kabul etmiştin..." babam anneme doğru döndü

 

 

"e sende benim soy ismimi aldın ne olacak ismin ne önemi var ?"

 

 

"ozamanda böyle demiştin şimdi yıllar geçti aradan evlendik çocuklarımız oldu hala söylüyorsun umarım sizikide böyle olur çocuklar çünkü gerçekten bende sizde bizim gençliğimizi görüyorum" dedi annem

 

 

"umarım efendim öyle olacak merak etmeyin" annem güldü

 

 

"alexin soyundan ve valerionlardan böyle bir çocuk nasıl çıkmış ?"

 

 

"anne !" draconu güldüğünü gördüm

 

 

"ne anne ? iyi bişey söyledim kızım "

 

 

"sorun değil yani ben o eilenin içinde büyüdüm ve demek istediğinizi gayet iyi anlıyorum ve haklısınızda iyiki benim karakterim farklı yani benonlar gibi değilim"

 

 

şakınca baktım yüzünde herhan gibi bir rahatsızlık ifadesi yoktu aksine gülüyordu

 

 

" gördünmü bak ne kadar da akıllı çocuk" dedi annem draco bana kimseye belli etmeden ağız hareketi ile sorun yok dedi tamam peki anlamında işaret verdim

 

 

"tamam peki bişey demedim " dedim anneme

 

sohbete devam ettik abim ablam annem babam ve arkadaşlarımız hep beraber koca bir sofrada yemek yiyorduk mükemelmişiz davranıyorduk draco sessizce kulağıma eğildi

 

 

" ailerimizin bile birbirine bu kadar benzemesi " aynı şekilde sessizce cevap verdim

 

 

"kesinlikle nerdeyse bire bir aynısı değilmi ?"

 

 

"katılıyorum bu yüzden ne dediğini hep anladım "

 

 

"biliyorum..." sesizce konuşmayı kestik

 

kahvaltı yaptık bişeyler içtik herşey çok normaldi saat öğlene doğru gelirken biz kızlar erkelerin hepsini evden kovduk babam ve abim hariç leyla abisi ile gitti ama elaris hemira ve lunaria benimle kaldılar beraber hızlıca evi toparladıktan sonra hazırlık yapmaya başladık hepimiz bir elden işleri halletik saat akşam üstü beşi geçmişti

 

 

"bence bu harika bişey" dedi hemira odada makyaj yaparken

 

 

"neymiş o harika şey ?" dedim merakla

 

 

"yani bu kız isteme olayı benim çok hoşuma gitti düşünsene adam geliyor dikliyor ailenin karşısına ben kızınızı seviyorum onunla evlenmek istiyorum diyor varmı böyle adam ha ?"

 

 

"kalmış işte bak draco ingiliz olmasına rağmen maria istemiştir diye " dedi elaris

 

 

" gerçek bir adam işte bizim rowen yaparmı yok ! adam evlenme teklifi etti be !"

 

 

"hayran kaldım gerçekten !" dedi lunaria hepimiz hazırlandık çok güzel bir elbise giyindim draco bana süpriz yapacağı için elbise almış ve buraya göndermişti

 

elbise straplez yaka uzun dar bir elbiseydi kolları belerinli gibiydi bayılmıştım

 

bordo renkteydi vişne rengiydi inanılmaz görünüyordum saçımı açık bırakmayı tercih ettim ve fönledim kahve gözlerimin güzelliğini ortaya çıkarıcak güzel bir makyaj yaptım hepimiz hazır olduğumuzda saat altı olmak üzereydi

 

aşağa indim abim ve babam ordaydı onlarda takım elbise giyinmişlerdi

 

 

"vay vay kimin kızı "

 

 

"teşekkür ederim baba"

 

 

" valerion çok şanslı" dedi abim

 

 

"saol abi " gözlerim dolmuştu

 

 

"ee ne zaman geliyor damat?" dedi annem

 

 

"ay bilmiyorum yazayımmı?"

 

 

"yaz tabi şaşkın kız !" dedi annem dracoya mesaj attım

 

 

nerdesiniz ?

 

 

gelmek üzereyiz hazırmısınız?

 

 

evet hazırız

 

 

dekorasyoncular geldi dimi?

 

 

draco ve ailem eve dekorasyoncular çağırmıştı onlarda eve gelmiş süslemiş

 

ve gitmişti çok güzel olmuştu

 

Hiç haberim yoktu ama mutlu olmuştum ona cevap verdim

 

 

Evet geldiler sorun yok

 

 

Tamam güzel heycan varmı?

 

Biraz 

 

 

Elbise üstüne oldu değilmi ?

 

 

Evet oldu

 

 

Seni görmek için sabırsızım

 

Birazdan resmi olarak

 

Parmağına yüzük takacağım

 

Ve nişanlım olucaksın

 

 

Zaten öyle değilmiydim valerion!?

 

 

öyleydin tabiki ama benim kast ettiğim farklı biliyorsun

 

 

biliyorum tabi şaka yaptım

 

 

tamam afetim 10 dakikaya oradayız tamammı canım

 

 

tamam araba kullanıyorsundur sen tutmayayım şimdi

 

 

tamam canım son sekiz dakka sonra yanındayım

 

 

tamam yıldızım görüşürüz

 

 

tamam afetim görüşürüz❤️❤️‍🔥🔥

 

 

telefonu kapattım ve bizimkilere döndüm

 

 

"10 dakikaya burdalarmış "

 

 

"tamam" dediannem heycanlı bir şekilde

 

 

"ay bende heycanlandım" dedi elaris

 

 

"bende il defa böyle bişey yapıyoruz" dedi hemira

 

 

" kesinlikle baya gerici" dedi lunaria

 

 

"ay ben bile baya heycanlandım" dedi ablam babamla annem güldü abim lafa girdi

 

 

"otuz yaşına geldin yaşladığındandır o " güldüm

 

 

"pis domuz çatlada patla istesem şuan evlenirim "

 

 

"hıhı kesin "

 

 

"neyse ben kardeşim için heycanlıyım "

 

 

"teşekkür ederim abla "

 

 

"yalnız küçük zilli çok güzel olmamışmı anne ? yanlız küçük eniştenin zevkleri harika ve bedenini tam tuturmuş "

 

 

"evet katılıyorum zevkli çocuk afet çok güzel olmuşşun kızım "

 

 

"teşşekkür ederim"

 

 

"kız zilli gerçekten çok güzel olmuşsun" dedi abim

 

 

"saol abi"

 

 

"çok güzel olmuşsun kızım" dedi babam

 

 

"teşekkür ederim baba" dedim bende

 

 

"bende heycanlıyım" dedi annem

 

 

"ay bende heycanlıyım aklımda hiç böyle bişey yoktu anne " dedim

 

 

"bu tamamen normal kızım herkes heycanlanır "

 

 

" mutlumusun peki ? " dedi babam sesinde duygusal bir tını vardı gülümsedim

 

 

"yani ... evet mutluyum tabi beni bilirsin istemediğim hiç bişeyi yapmam "

 

 

" söylemesine gerekmi var bora... ona bakınca gençliğimi görüyorum aynı benim gençliğim bunu söylemişmiydim bilmiyorum ama aranızda bana en çok benzeyen sensin afet siz alınmayın ama aranızda karakter ve görünüş olarak herşeyi ile bana afet benziyor " gülümsedim

 

 

"saol anne yani bunu iltifat olarak alıyorum" annem güldü

 

 

"iltifat olrak söyledim kızım "

 

 

"yalnız anne bende afetin yerinde olsam bende ona aşık olurdum adamın yaptıkları gerçekten inanılmaz ona en başından beri hep iyi davrandı yani davranmış onun için canını hiçe saydı ve onun için herşeyi düşünmüş odası yandı kül oldu diye oda sıfırdan oda verdi kitap okumayı seviyor diye okumak istediği ve kaybettiği tüm kitapları almış onun ihityacı olan herşeyi ayarlamış ve diğer yaptıkları herşeyi biliyoruz zaten " güldük

 

 

"yani gerçekten iyi biri ..." dedi ablam

 

 

"evet o konuda şanslıyım"

 

 

"yalnız ben senin kadar şanslı değilim afet bana hep odunlar geldi" güldük

 

 

"aynen biz afet kadar şanslı değiliz" dedi lunaria

 

 

"nerde yalnış erkek var gidip onu buluyorsun kızımda ondan" dedi babam ayak üstü sohbet ederken kapı çaldı

 

 

"ay geldiler !"

 

 

"tamam sakin olun bakalı hadi kapıya" dedi annem ve en önde ben olarak hepimiz kapıya gittik derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım kapıyı açtımda gözlerim direk onun gözleri ile buluştu o harika gökyüzü yada okyanus mavisi renginde bir yıldız kadar parlak olan gözleri... yanında hector vardı ve bizim gurubun geri kalanı kılıçta vardı ondan gelmesini rica etmiştim onu sevmiştim muhtemelen oda artık bizim gurubumuz bir parçasıydı hepimiz bir ağızdan hoşgeldiniz dedik herkes çok şık giyinmişti ve draconun elin koca bir demet kırmızı gül vardı ve paket çikolata vardı bana gülümseyrek baktı içeri davet ettik ve draco içeri geçerken çiçeği bana uzattı

 

 

"senin için " gülümsedim

 

 

"teşekkür ederim" çiçeği aldım ve elindeki çikolata paketini aldım herkes sırayla içeri geçti çiçek ve tatlı paketini uygun bir yere koydum draco ile ben bizim yanyana koyulan sandalyelere oturduk ve ortam biraz gergindi içimden kahkha atmak geliyoru gülüşümü bastırmaya çalışıyordum dracoda oldukça gergin görünüyordu simsiyahtakım elbise hiyinmiş siyah kravatını takmış ve benim elbisemle uygun bordo renginde bir mendil koymuştu yakasına okadar yakışıklı görünüyordu

 

sessizce bana doğru konuştu

 

 

"elbise çok yakışmış hayal ettiğimden daha güzel olmuşşun"

 

 

"teşekkür ederim gerçekten bende çok sevdim çok zevklisin "

 

 

"etme, gerçekten hayallerimin ötesinde bir kadın olmuşsun" cevap vermedim sadece gülümsedim insan yerleştikten sonra konuşmaya başladılar hector brave babamla karşılık koltuklara oturmuşlardı ve klasik hal hatır fastı başlamıştı

 

 

" nasılsınız ? hoşgeldiniz " dedi babam

 

 

" çok teşekkür ederim hoşbulduk iyiyim asıl sizi sormalı "

 

 

"iyiyiz efendim teşşekür ederiz" dedi babam

 

 

" sizi burda ağırlamak mutluluk bizim için " dedi annem

 

 

"ah o mutluluk bize ait" dedi hector

 

 

" ne oluyor anlamıyorum herkes türkçe konuşuyor biri çeviri yapsın bari" dedi haylen hepimiz güldüğümüzde kılıç konuştu

 

 

"ben size çeviririm tamammı ? "

 

 

"çok saol " dedi heylan kılıç alaçak bir ses tonu ile bizimkilere ne konuştuğumuzu anlattı annem bana işaret verdiğinde yavaşça ayağa kaktım

 

 

"kahvelerinizi nasıl alırsınız ? " diye sordum herkes tek tek nasıl içeceğini söylediğin ablam ve elaris hemira ve lunaria benimle birlikte mutfağa geldiler

 

 

"ay çok heycanlı" dedi sessizce hemira

 

 

" kesinlikle ama gelini germeyelim " dedi ablam

 

 

" ay lütfen baya utanıyorum ve gerginim zaten lütfen sakin olun"

 

 

"tamam şimdi türk kahvesi pişireceksin değilmi ?" dedi lunaria

 

 

"evet draconun şurda ayrı özeç damat tepsisi var onu karıştırmayın"

 

 

"tamam kahvesi tuzlu olucak değilmi?" dedi hemira ablamla ikimiz aynı anda cevap verdik

 

 

"tabiki !" hepimiz güldük ve kahveleri hazırlamaya başladık yaklaşık yirmi dakika sonra kahvelerle salona geri döndük yavaşça derin derin nefes alarak kahveleri dağıttım draconun ki ayrı damat tepsisindeydi en son onun kahvesinide verdim ve oturdum

 

 

"kendimi kral gibi hissetim " dedi draco sessizce

 

 

"e teknik olrak zaten..." dedim ikimizde gülmemek için dudaklarımızı birbirine bastırdık

 

 

"kahveyi içmeliyim dimi?"

 

 

"tabiki " dedim ve kahvesini yudumlamaya çalıştığında herkes kahkaha atmamak için zor tutuyordu kendini

 

 

"ay draco bittin sen" dedi rowen

 

 

" rowen oraya getirtme beni kardeşim" dedi draco hafif tehtirkar

 

 

" birader sus " dedi cayric

 

 

"evet ortam gergin zaten" dedi newan hector bizimkileri sessizce uyardığında hepsi sustu herkes merakla dracoya bakıyordu kahvesinden yudum aldı baya tuz koymuştum merak ediyordum tepkisi bir yudum aldı yavaşça yutkundu yüzi biraz gerildi gibi oldu ama gülümsedi sonra fincanın tamamını içti ve yavaşça bardağı yerine koydu

 

 

" eline sağlık çok güzel olmuş " dedi draco biz kızlar şaşkınca ona baktık

 

 

"rica ederim tam sevdiğin gibi olmuş değilmi?" dedim sırıtarak oda güldü

 

 

"evet tabi kesinlike tam sevdiğim gibi"

 

 

"lan hani tuz koycaktınız!" dedi heylan

 

 

"koyduk zaten hemde deli gibi " dedi hemira

 

 

"gerçektenmi ? " dedi newan

 

 

"aynen hiç öyle görünmüyorda" dedi cayric

 

 

"bizde anlamadık" dedi ablam

 

 

" helal olsun damat beye ben kafama dikememiştim" dedi babam

 

 

"işte " dedi annem imalı bir şekilde

 

 

"hanım öyle diyosunda çamaşır suyu koymadığın kalmıştı"

 

 

"abartma sadece tuz koymuştum"

 

 

" neyse tamam boş ver" dedi babam herkes biraz güldüğünde draco kahvenin yanına koyduğum suyu içti

 

 

"kahveler çok güzel olmuş eline sağlık" dedi hector

 

 

"afiyet olsun " dedim gülerek

 

 

"evet sebebi ziyaretimize gelelim" dedi hector adam türkçeyi çok iyi konuşuyordu türk gibi hissediyordu insan

 

 

"tabi" dedi babam

 

 

"efendim kızınız maria afet elserini oğlum draco elserin valeriona istiyoruz" dediğinde ortalık iki saniye sessiz kaldı

 

 

" anladım peki oğlumuz draco ne işle meşgul" diye sordu babam dracoya doğru döndü babam dracoya onun cevap vermesi gerektiğini belli ettiğimde o konuştu

 

 

"efendim benim kendi şirketim var teklonaji anlanın işler yapıyorum yazılım işleri ve bazı şirketlerin güvenliğinden sorumluyuz global olrak aynı zamanda ve askerim "

 

"peki hala aktif görevlere gidiyormusun?" dedi babam

 

 

"hayır efendim aktif görevlere yaklaşık iki üç yıldır gitmiyorum "

 

 

" peki evin arban varmı?" dedi babam gülmemek için kendini zor tutarak bunlar formaliteydi eğlencesine soruyordu

 

 

" evet efendim hemen hemen dünyanın her yerinde evim ve sayısızca arabam var"

 

 

"draconun araba koleksiyonu saymakla bitmez " dedi heylan

 

kılıç onu dirseği ile dürterek uyardı herkes sustuğunda babam konuştu

 

 

"peki kızımı mutlu edebilecekmisin? " draco gülümsedi o an birbirimize baktık göz göze geldi sonra draco tekrar babama doğru döndü

 

 

"efendim size nasıl açıklıyacağım bilmiyorum ama beni anlayacağınıza eminim size söz veriyorum kızınız kışın ortasında bile asla üşümeyek asla yanlız hissetmeyecek o artık benim kalbimden canımdan daha değerli onun mutluluğu bundan sonra benim mutluluğumdur onun acısı üzüntüsü benim acım üzüntümdür onu mutlu etmek için herşeyi yapacağıma dair size söz veriyorum "

 

 

"kuşkum yok evlat gözlerinde kendimi görüyorum " babam iki saniye durdu ve bana baktı

 

 

"ama kızımada sorayım, kızım..."

 

 

" efendim baba"

 

 

"evlenmek istiyormusun?..." dracoya baktım oda bana baktı ikimizde gülümsedik

 

babama doğru döndüm ve başımı evet anlamında salladım

 

 

"evet baba evlenmek istiyorum" babam başını salladı ve hectora doğru döndü

 

 

" mağdem öyle geçnler birbirini görmüş sevmiş bizede hayırlı olsun demek düşer" dedi babam dediği gibi herkes alkışlamaya başladı draconun derin bir nefes verdiğini fark ettim herkes ayağa ablam draconun yanına geldi ve draco cebinden kutu çıkardı ve ablama verdi ablam hızlıca mutfağa doğru gitti

 

 

"o neydi?"

 

 

"tabiki nişan yüzüğü hayatım"

 

 

"ah pardon unuttum bi an " ikmiz yan yana yakta durduk ve ablam yüzük tepsisi ile yanımıza geldi ve babamla abi yanımıza geldi ablam yüzüklere kurdele başlamıştı

 

babam draconun yüzüğünü eline taktı abimde benim yüzüğümü taktı abimin gözleri dolmuş gibiy ağlıcak diyebilirdim babam lafa girdi

 

 

"mutluğunuz sonsuza kadar sürsün çoçuklarım allah sizi hiç ayırmasın" dedi babam sonra hector konuştu

 

 

" birbirnizi hep anlayın ve sevin mutluğunuz sonsuza kadar sürsün " sonra abim konuşmaya başladı

 

 

" ikinizinde mutluluğu sonsuza kadar sürsün hiç ayrılmayın ve valerion kardeşimin gözünde senin yüzünden akan tek bir damla yaş görürsem onu üzersen sana ceheneme geri dönüşşüz bilet aldırırım" hepimiz duygusallıkla beraber güldüğümüzde draco konuştu

 

 

"merak etmeyin onu asla üzmeyeceğim"

 

 

"güzel seni sevdim çocuk" dedim abim takrar gülümsediğimizde babam yüzüklerimize takılı olan kurdeleyi kesti ve herkes tekar alkışladığında herkes birbirine sarıldı ve bizi teprik etti kılıç geldi en son şaşırmıştım onun gözleri dolmuştu sanırım duygusal biriydi

 

 

" sonsuza kadar mutlu olun " dedi kılıç

 

 

"teşükkür ederim" dedim ve ona sarıldım sonra dracoyuda tebrik etti ve sarıldı bu gün abimle abla bir tuhaflık sezmiştim bi garip bakıyorlardı kılıçla konuştuklarını görmüştüm sonra sadece sohbet ediyorlar diyerek kafaya takmadım herkes fotoraf çekikmişti draco ile başabaşa nişana özel fotoraflar çekilmiştik ve ailecek tabi biraz zaman geçtiğin herkes sohbet ederken yaklaşık ikis aatin sonunda bizim kiler gitmek istedi annemle babam bizi burda evde kalmaya davet etti ısarar ettikleri için draco bunun iyi bir fikir olduğunu söyledi bende kabul ettim annemler arkadaşlarımında kalmasını sitedi ama onlar biz çok kalabalığız rahatsız etmetyelim diye geri eçvirdiler

 

hector ve arkadaşlarımız evden gittinde ben draco babam annem ve ablam abimle başbaşa kaldık ve evi süslemeye gelen dekorasyoncular toplamak için teklrar geldi ve kısa sürede topladılar ve tebrik edip gittiler ve hepimiz kendimizi koltuklara bıraktık

 

 

" ne gündü ya" dedim kendi kendime

 

 

"birde bana sor " dedi draco

 

 

" kızımı veren benim size ne oluyor ? " dedi babam gülerek

 

 

"haklısınız efendim "dedi gülerek

 

 

" gerçekten eğlenceli bir gündü " dedi ablam

 

 

" evet eğlenceli ve yorucu " dedi abim

 

 

" ne yaşadık ve zaman ne çabuk geçiyor diye kendi kendime düşünüyorum " dedi annem

 

 

"al bendende okadar" diye yanıt verdim

 

 

" siz ikiniz bir yere gidecektiniz galiba " dedi abim

 

 

"evet afetin eski arkadaşları ile karşılaştık onlar çağırmıştı"

 

 

"e ne zaman gideceksiniz ?" dedi babam

 

 

"ee parti onda başlıyordu saat sekiz on e dokuz gibi çıkarız " dedim

 

 

"aynen dokuz gibi yada dokuza on dk kala çıkarız " dedi draco

 

 

"ne zamana dönersiniz ? "

 

 

"ben bilmiyorm afete kalmış "

 

 

"derkene niye bana kalmış ? "

 

 

"birincisi ortalama ne kadar süreceğini nezaman bitecğini sen bilirsin senin ortamın ikinci sen gece ikiye kadar kalmak istiyorum desem yada ay hemen gidelim desem ben tersinimi söyleyeceğim?"

 

 

" Ee doğru diyor şimdi"

 

 

"Siz gerçekten tuhafsınız" dedi ablam

 

 

" Biz tuhaf olmamamız tuhaf olurdu" dedi draco

 

 

"Aynen ikimizde büyücülük okulunun vârisi elserin valdereth iki farklı dalından gelen mirasçıyız on bir yaşında daha doğmamdan nişanlı olduğumuzu öğrendik sonra yıllarca birbirimizden haberdar ama hiç görmeden yaşadık birimiz okula gitmedi biri gitti

 

20 yıl sonra birbirimizi gördük etkilendik sonra ben ölüm tehditleri aldığım için aynı geceyi beraber geçirmek zorunda kaldık sonra odamı ben içindeyken ateşe verdikleri yandığı için aynı odayı paylaşmaya başladık..." Ortalık iki saniye buz kesti herkes kendi içinden biz ne yaşadık diye düşündüğüne emindim kendimde dahil olmak üzere

 

 

" Katılıyorum tuhaf olmamanız tuhaf olurdu" dedi abim hepimiz güldük

 

 

" Neyse on gibi başlaıyor iki üç saat kalır geliriz"

 

 

"Tamam " dedi babam

 

 

" Genelde hepimiz o saatlerde ayakta oluruz da o yüzden sorduk" dedi abim

 

 

"Anladım efendim afet üstünü değiştir istersen sonra çıkarız"

 

 

"Aynen sen ?"

 

 

"Benim degiştirmeme gerek yok"

 

 

"ama oraya takım elbise ile gitmemelisin bence"

 

 

"Aynen biraz motorcu tarzı giyinin " dedi ablam draco gülümsedi

 

 

"Tamam " dedi draco ve ben odama doğru yukarı çıktık evin merdivenlerinden

 

 

" Eviniz çok güzelmiş"

 

 

"Evet odamı göreceksin" gülümsedi

 

 

" merak ettim " ve yavaşça kapıyı açtım

 

 

"tatata ! efetin evrenine hoş geldin !" güldü onu elimle odaya davet etti ikimiz de odaya girdik draco merakla odaya bakıyordu odam büyük bir odaydı kapının karşısında duran duvar büyük bir var lüçük balkonuma çıkış vardı camın yanında dıları görem makyaj masam vardı sol duvarda çift kişilik yatağım vardı

 

kapının sol tarfındaki duvara dayılı cam kapılı simsiyah dolabım vardı giderken kıyafetlerimi götürdüğüm için fazla bişey yoktu tabi çoğu nerdeyse yepsi yanmıştı kader işte solduvarda camın tarafında banyoma açılan kapı vardı ve o duvar en sevdiğim odamı odam yapan kısım o duvar farklı bir rekteydi mor renkteydi kitaplıklarım kitaplarım süslerim kitap posterlerim evet yirmi bir yaşındaydım ve odamın duvarlarında posterlerim vardı

 

ve duvarlarım güzel ışıköarla süslüydü genel yeşil yapraklar yada sonbar yaprakları şeklinde ışık vardı ve bazı küçüklük aile fotoraflarımız da varfı ve perdelerime boydan kornejden takılan küçük yıldız gibi ışıklar vardı ve r köşede iki armut koltuk vardı kitap okuma köşeşi gibi

 

draco gülerek odaya bakıyordu kapıyı kapattım draco yavaş ve dikattle odayı izliyordu yüzünde hafif bir tebessüm vardı

 

"vay be..."

 

 

"ne oldu beğendinmi ?" yavaşça odanın içinde adımlar atarak geziyordu

 

 

" böyle bejlemiyordum..."

 

 

"nasıl kötümü..." kitaplığıma doğru gitti önünde durdu çocukluk fotorafıma baktı

 

 

" hayır çok güzel bu kadar güzel beklemiyordum "yanında gittim çocukluk resmime baktım bende içim bir tuhaf olmuştu

 

 

"beğenmene sevindim " güldü

 

 

" beğenmemek münkün değil odan seni yansıtıyor sevdiğin herşey var kitaplar, posterler, fotoraflar, mor, ışıklar , renkler aynı zamanda sadelik ... hepsini bir odaya sığdırmayı nasıl başardın ? " gülümsedim

 

 

"beğenmene sevindim, bu kadar şeyi nasıl mı sığdırdım ? bilmiyorum ruhuma nasıl sığdılarsa odamada aynı şekilde sığdılar " yüzünü fotoraftan bana doğru çevirdi

 

 

" sana hayran kalmamın sevmemin bir nedeni de bu "

 

 

"nasıl yani" dedim bende ona doğru döndüm

 

 

"ruhun karmaşık kişilğin karmaşık utangaç mısın ? yoksa arsızmı ? renkli misin ? yoksa sademi ? anlayışlımısın ? anlayışsızmı ? yada eğlencelimisin durgunmusun ?

 

mutlumusun ? üzgünmü? cevabı bulmak zor herşeyden bir şeyler var sende " gülümsedim

 

 

"peki sen cevabı buldunmu ? "

 

 

"buldum "

 

 

"neymiş peki ? "

 

 

"hem iyisin hem kötü hem vicdanlısın hem vicdansız hem utangaçsın hem arsız hem renklisin hem siyah kadar karanlık hemde beyaz kadar sade ve durusun hem eğlencelisin hemde sakin hem mutlusun hem üzgün ama asla umutsuz olmamışsın içindeki umut bitmemiş aslında sen karşındaki kişi ne hak ediyorsa senin nazarında sen öyle davranıyorsun içinde bulunduğun durum neyi hak ediyorsa onu yaşıyorsun anı yaşıyorsun ruhun en az bir ejderha kadar hırçın vahşi yoğun sakinleşmeşsin sen yönetilemezsin sen yönetirsin ve en az yine bir ejderha kadar özgürsün çünkü sen afetsin tıpkı bir ejderha gibi karşındaki ne hak ederse onu yaşatırsın tıpkı adalet gibi ne olması gerekirse onu yaparsın "

 

 

"ben kendimi bu kadar iyi anlatamazdım " gülümsedi

 

 

"ben anlatırım çünkü senle ben aynıyız ikimizde yalnız yorgun birer ejderhaydık ve birbirmizi bulduk diğerlerinin aksine biz karşı karşıya geldiğimiz savaşmaya ve yönetmeye çalışmadık onlar bizi yönetmeye çalıştı ama başaramadılar bizse yönetmek aksine sakin kaldık "

 

 

" bir şiir kitabı gibi konuşuyorsun "

 

 

"belki ruhumuz bir şiir gibidir? çünkü sadece ruhumda ne varsa içimden ne geliyorsa onu söyledim"

 

 

"aslında hep ejderhalara bayılmışımdır ve şiire ikisin karşımı hayelimdeki erkeği buldum " güldü

 

 

"bende ikisin birleşimi hayelimdeki kadını buldum " draco tekrar fotora döndü fotorafa gülümseyerek bakıyor fotorak benim çocukluk fotorafımdı yıllar öncesini ben yedi sekiz yaşlarımdaki halime aitti ve okula yeni başladığım zamanlardı okul yeni açılmıştı 13 eylül doğum günümdü doğum günümü okulda kutlamıştık ozamanlar doğum günümü okulda kutlmayı çok iştemiştim ve yapmıştı fotoraf ben en önede yanımda rakadaşlarım ailem ve öğretmenim vardı

 

 

"bu fotorafta sanırım sekizinci yaşıma giriyordum doğum günümü okulda kutlamıştık "

 

 

"çok güzel bir fotoraf afetim "

 

 

"evet bende severim "

 

 

"çocukkende çok güzelmişssin "

 

 

"teşekkür ederim"

 

 

"etme ,odada ne kadar çok poster var "

 

 

"evet bütün okuduğum kitapların posterlerini astım "

 

 

" bence çok güzel olmuş "

 

 

"evet bencede seviyotum işte "

 

 

"peki bazı kitaplar duvarada çok güzel bir şekilde asılmış yer oladığı için öylesinemi koydun yoksa bu kitaplar senin için özel mi ?""ikiside aslı üç nedeni var birincisi kitaplığıma artık kitaplar sığmıyordu hemde aynı zamanda yani kitaplar aldığım için yer lazımdı duvar süslemeyi çok severiö, gödüğüm üzere bende duvara kitap koymak için yapılan özel raflardan aldım ve benim için özel olan kitapları oaraya koydun bir sergi gibi ve aynı zamanda hayalimdeki o görüntüyü inşa attim "

 

 

"anladım çok güzel olmuş " çalışma masasına doğru yürüdü ordada tek benim bir çocukluk resmim vardı

 

 

"çalışma masanda güzelmiş "

 

 

"evet güzeldir senelerimi geçirdiğim o çalışma masası " gözü fotorafa takıldı

 

 

"peki bu fotoraf ?" çerçeveyi eline aldı

 

 

"onu sanırım pasaport içinmi ne çektirmeye gitmiştik yaşımı hatırlamıyorum ama onu koymamın sebebi var "

 

 

" bir sebebi olduğunu anlamıştım "

 

 

"nasıl anladın ? "

 

 

" altıncı his gibi düşün "

 

 

"anladım o fotorafı oraya koydum çünkü nezaman çalışırken yoruksan yıkılsam o fotorafa bakıyorum ve o küçük afeti hatırlıyor kendi kendime küçükken söz verdiğim afeti umudu hep taze tutmaya çalışan afeti ve onun için yorulsamda gücümü toplayıp savaşmayı bırakmadım "gülümsedi

 

 

"tam senlik bir hareket " ikimizde üstümüzü giyindik ben altıma siyah güzel hafif bol siyah kot pantolon giyindimüstüme tiriko hafif dekolteli bir kazak gitindim oda siyahtı ve üstüme siyah deri ceketimi giyindim altıma siyah düz botlarımı giyindim

 

dracoda siyah bol kot pantolon üstüne siyah badi giyindi sonra oda aynı benimkine bezeyen bir deri ceket giyindi ve altına siyah bot giyindi ve ikimizde odadan çıkıp aşağı indik

 

 

"waaooow " dedi ablam onların yanına gittik

 

 

"bize bukadar benzemeyin " dedi babam

 

 

"size nasıl benzeye biliriz baba draco sarışın "

 

 

"ya bütün sırrı bozdum ya !" dedi abim iki elini birbirini vurarak ona ağız yüz hareketi yaptım her güldüğün babam lafa girdi

 

 

"biliyorum kızım ben sadece görünüş açısından demedim "

 

 

"biliyorum şaka yaptım " dedim bende gülerek

 

 

" kendimize kahve yaptık içmek istermisiniz çocuklar ? "

 

 

"aslında hiç fena olmaz " dedi draco

 

 

"bencede e ben katayım ozaman" draco eliyle dur işareti yaptı

 

 

"ben alırım sen otur " dedi

 

 

"tamam kahve makinesin hemen üstedeki dolapta kupalar "

 

 

"tamam " dedi draco ve mutfağa gitti bende oturdum

 

 

" ben bu çocuğu çok sevdim" dedi ablam

 

 

"bende harbi şaşıyorum bazen " dedi annem

 

 

"susun yanlış anlıyacak ya "

 

 

"tamam bişey demedik " dedi ablam ağzına fermuar çekti iki saniye sonra draco elinde kahvelerle geldi kahveyi uzattıktan sonra yanıma oturdu çekindiğini biliyordum bende onun ailesinin evine gitsem zor nefes alırdım heralde herkes sessizce kahvesini içiyordu

 

 

"okul nasıl yani valserin aervera işte " dedi babam

 

 

" iyi derslerimiz yüksek çok şükür "

 

 

"evet efendim okul gayet iyi "

 

 

"kızım sana bişey soracağım "dedi annem

 

 

"evet anne ? "

 

 

"neden artık kendine bir mağaza açmıyorsun ?"

 

 

"aslında çok istedim ama fırsat olmadı "

 

 

"evet çok güzel bir işin markan var sadece internette kalmamalı "

 

 

"evet ama elman çoğaltmak lazım onun bi süre başında durmak lazım birde nerye açacağım bilmiyorum "

 

 

"hem ingiltereye ben türkiyeye birer tene açarız güvenilir müdür seçeriz sen şimdi ne yapıyorsan onu yapmaya devam edersin " dedi draco

 

 

"yani mantıklı olabilir belki müsait olunca bir dükkan falan bakarız "

 

 

"bence çoktan zamanı geldi ailenen haklı artık gördüğüm kaderı ile yüksek satatülü bir marka olmuşsun artık mağza açman değil mağazaların olması gerekirdi "

 

 

"evet biraz fazla geciktim " biraz sohbet edip kahveleri bitirdiğimizde evden çıktık

 

kapıdan çıkıp yürümeye başladığımızda draco önümde durdu

 

 

"hey ne oluyor ?" dedim merakla arbalarıda görmüyordum

 

 

"sana bir süprizim var "

 

 

"süprizmi ? "

 

 

"evet tam süpriz şuan değil ama "

 

 

"draco çatlatmasana arabalar nerde "

 

 

" şimdi senin arbaları ne kadar çok sevdiğini aşık olduğunu ve sürmeyi ne kadar çok biliyorum o yüzdende senin için kendi garajımdan özel bir arba getirtim ve sanada aynısından aldım "

 

 

"ne bana arbabı aldın ? özel arabamı getirtin ? hangi araba ? hani nerde ? nezaman ?" dedim heycanla taramalı tüfek gibi konuşurken nefesim dralmıştı heycanlandığımda oluyordu draco güldü

 

 

"sakin ol arba hemen şurda bu benim kendi garajımda vardı ama aynısını senin içinde sipariş ettim sana benden özel bir hediye olsun dedim" şakınlıkla ona baktım

 

 

"sen ciddi misin ? "

 

 

"evet niye ciddi olmalım dediğim gibi bu benimki ama yine görmek istersin belki "

 

 

"evet ! evet ! ay nerde !? " kendimi tutamıyordum şuan daha araba almamıştım kendime aslında bir araba almıştım kendi paramla ama kaza yapmıştım çok şükür ben iyiydim ama o arbaya yazık olmuştu nasıl olduğunu hiç anlamamıştım ama sorun yoktu şuan aklım draonun bana hediye ettiği arbadaydı

 

 

" hemen götürüyüm gel" dracoda benim gibi heycanlıydı ikimizde şuan çikolata alınmış çocuklar gibiydik beni evin biraz uzağında duran arabanın yanına götürdü ge arabanın ışıklarını açtığın kalbim resmen ağzıma geldi gördüğüm arba karşısında ağzım açık kalmıştı karşımda duran arba Lamborghini Aventador SVJ di

 

 

şuan da önümüzde duran arba Draco'nun garajından gelmişti hayranlıkla ağzım açık kalmış arabaya bakıyordum ve banda aldığını söylediği aklım ageldiğinde kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu karşımız gecenin karanlığında ya ışığının altında duran bu araba sanki cehennemin ta kendisiydi.

 

 

"aman tanrım draco bu araba "

 

 

"mükemmel biliyorum aldığım zamanki his hala ilk günkü gibi taze "

 

 

"bu şahane bişey bu arba cehennem gibi sanki yada cennet ateş gibi " draconu güldüğünü gördüm

 

 

"sen gerçekten bu arbadan banadamı aldım ? "

 

 

"evet hızlı bitirmeleri için tenbihledim umarım bir yıl dolmadan elinde oluccak " ufak bir çığlık attım draco bana gülüyor draconun önünde durdum yakasından tuttum sıkıca

 

 

"draco bu araba benim için nedemek biliyormusun sen !? "

 

 

"biliyorum" dedi gülerek

 

 

"bu benim yıllarca sahip olmayı dilediğim araba aslında daha önce arbam vardı ama kaza yapmıştım sonra ailevi olaylardan almamıştım "

 

 

"biliyorum afetim "

 

 

"nasıl ? "

 

 

"ailenle süpriz için konuşurken öğrendim "

 

 

" vaybe bu inanılmaz draco " yakasını bıraktım

 

 

"afetim? "

 

 

"sen gerçekten hayatımın erkeğisin" diyip boynuna atladım sarıldım yanağından öptüm güldü hatta kahkaha ttı denebilir oda bana sarıldı geri çekildiğimde hızlıca dudağından öptüm gözlerini kaptım derim bir nefes verdi

 

 

"sen böyle olacak ben sana hergün arba alırım yavrum " kıkırdadım ben eskiden ytalan yok erkek gibi kadındım biraz odundum meğerse değpilmişim aslında draco ile tanıştığüımdan beri daha kadın gibi davranmaya cilve yapmaya başlamıştım biraz dalga geçtiğim kızlar gibi olmuştum inanılmazdı gerçekten

 

 

"aşk olsun ben sen sadece hediye alınca mı gülüyorum" hemen telaşlandı

 

 

"yok hayır ! öyle demek isteöedim ben sadece senin heycanlandığını görmek mutlu olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor heycanlandırıyor onu demek istedim !"

 

 

"tamam tamam teleaşlanma şaka yaptım "

 

 

"sen ne fenasın varya " burnuma küçük bir fiske vurdu güldüm ondan ayrıldımğımda arbanın yakınına gittim arabaya dokundum arbayda gezdirdim

 

Mat siyaha boyanmış Lamborghini Aventador SVJ, kırmızı detaylarla bezeli keskin hatlarıyla gölgeler içinde parlıyordu.

 

 

"draco kapıları açsana "

 

 

"tabi " dedi draco ve kapıları açtı ve efsane arabanın Kapılar yukarı doğru açıldığında, içeriden çıkan kırmızı iç döşeme gözümü kamaştırdı. Direksiyonun üstünde kendi simgeleri vardı-Elserin hanedanlığının işareti , bu işareti tabiki biliyordum bizimde bizde her yerde kullanırdık ve dikattimi çeken valerion hanedanlığınında sembolü vardı özel olarak işlenmişti. Araba sadece hız için değil, mesaj vermek için tasarlanmıştı:

 

 

-Ben buradayım. Ve kimse bana yetişemez.-

 

ağzım açık bakarken gülümsedim içim içime sığmıyordu

 

"BU NE LAN ? draco bu araba bir şah eser uzay gemismi bu "

 

 

Draco anahtarı sallayıp,

 

 

"Yok aşkım," dedi, göz kırparak.ve devam etti

 

 

"Bu benim gölgelerle yarışan karanlık kandım "

 

 

"Dracooo" dedim bir çocuk gibi o harfini uzatarak

 

 

"söyle yavrum "

 

 

"biraz süre bilirmiyim? en azında motoru çalıştırsam? " dedim bir çocuk gibi draco gülümsedi yanıma geldi

 

 

"istediğin şey araba olsun yavrum o nasıl söz ? tabiki kullana bilirsin ! " dedi ve arabanın anaktarını uzattı sevinçle gülerek arabanın anahtarını aldım ve bu sefer ben şoför koltuğuna o yolcu koltuğuna oturdum ve kapı yavaşça kapandığında sanki içimde bir ateş yanıyordu yavaşça motoru çalıştırdım ve motorun sesi kulaklarımızda yankılandı Motorun homurtusu, pistte değil de savaş alanında ilerleyen bir ejderhanın kükremesini andırıyordu

 

 

"draco vaybe bu araba aynı bir ejderha gibi "

 

 

"evet öyle "

 

 

"şimdi gerçekten bana burabadan aldınmı ? "

 

 

"evet benim evim varya onun özel bir garajı var büyük orda arba koleksiyonumvar sevgili müztakbel karmın arbasında orada yerini alacak "

 

 

"çok teşekkür ederim "

 

 

"etme istemen yeterli ve..."

 

 

"ve..."

 

 

"benim sevgili müstakbel karım maria efet elserin... ejderha ruhlu kadın ve sana senin gibi ejderha ruhlu araba yakışırdı ..."

 

 

"seni seviyorum" dedim gülümseyerek

 

 

"bende seni "

 

 

"ozaqman bi alıştırma sürüşü yapalım"

 

 

" yap bakalım" dedi ve arbayı süremeye başladım kalbim çok

 

hızlı atıyordu Arabayı sürüyordum. Parmaklarım direksiyonu kavrarken,

 

motorun homurtusu ruhuma işliyordu. Gecenin içindeydim.

 

Ve gecenin ta kendisi gibiydim.

 

Draco yan koltukta, bana dönük gülümsüyordu.

 

Ama dikkatimi dağıtmasına izin vermiyordum.

 

Bu bir tutkuydu.Bir zafer provasıydı.

 

 

"Nefes al Afet..." dedi ve devam etti

 

"Bu gece sahne senin..."

 

 

"bebeğim " dedim direksiyonu okşarken

 

 

"kısanıyorum ama "dedi draco elini bacağıma koydu

 

 

"draco dikkatimi dağıtma lütfen "

 

 

"nasıl oluyomuş ?" güldük ikimizde

 

 

"tamam kabul kötümüş gerçekten "

 

 

"bir daha yapmazsın artık "

 

 

"tamam yakışıklı yapmayız , hız yapalımmı ? "

 

 

"olur yavrum bakalım görelim afeti devranı gülümsedim şuan hissetiğim duygular tarif edilemezdi arabalar herzaman benim için özel olmuştur

 

Ayaklarım pedala hafifçe bastı. Vites attım.

 

Motor bir ejderha gibi inledi.

 

Sokak lambaları ardımda ışık gibi kayıyordu.

 

Direksiyon elimdeydi.

 

Ama ben onu yönetmiyordum...

 

O beni içgüdülerimle yönlendiriyordu.

 

 

"huhuuuu afet yakıyorsun ! yavaş " dedi draco gülerek hoşuna gitmişti

 

 

"ne oldu korktunmu ?"

 

 

"ne ? asla ! ben sen zorlanırsın diye dedim "

 

 

"merak etme valerion ben zorlanacağım işe girmem " dedim

 

 

"biliyorum takıl kafana göre ozaman yak ortalığı" dedi draco ve öyle dediğinde gaza yüklendim ve boş yolda son sürat gidiyordum kahkaha attım draco da güldü ikimizde hız yapmaya bayılıyorduk

 

 

"Bu sadece bir araba değil." dedim fısıltıyla.

 

"Bu benim hayatta kalma biçimim." arabanın içindeyken ve direksiyonu tutarken hayata tutuyor gibiydim nefes buluyordum özgür hissediyordum arabayı hızla sürerken ikimiz de arabanın kotuklarına yaslanmıştık draconun eli hala bacağımdaydı sıkıca tutuyordu bunu kendisi araba kullanırkende sürekli elini bacağıma koyardı dahada hızladım hızlandım sonra yavaşça hızımı düşürmeye başladım ve durdum, durduğunda ikmizde koltuklara yaslanmış sakinleşmeye çalışıyorduk adrelanin ister istemez çok artıyordu ikimizde hızlı hızlı nefes alıp veriyorduk

 

 

"afet ,sen ne yaptın ya!" dedi gülerek

 

 

"bana boşuna afet-i devran demiyorlar " ikmizde birbirmize baktık gülümsedik

 

 

"orasını anladık, kabul ediyorum seni biraz hafifealmışım" güldüm

 

 

"insanların yaptığı en büyük hata beni hafife almaktı valerion "

 

 

"katılıyorum" dedi draco ikimiz birbirmize bakıyorduk ve içimdeki dürtülere engel olmadım çok hızlı bir şekilde kemerimi çözdükten sonra dracoyu ceketinin yakasından tutup kendime çektim ve dudaklarına yapıştım ve draco çok şaşırmıştı ben bile ama hızla karşılık verdi ellerini yüzüme koyduğpunda kendimizi kaybetmiş gibi öpüşmeye başladık elleleri yüzümden belime koydu bende elimi yakasından ensesine götürdüm belimi tutan eli sıkılaşbeni kendine kucağıuna çekmeye çalıştı bunu anladığımda dikeldim ve kısa süre dudaklarımı dudaklarımdan ayırdım onunda yardımı ile kucağına oturdum saçlarımı düzeltiğimde nefes nefese kalmıştık kucağına yerleştim ve gözlerinin içine baktım okyanus mavisi gözlerinde fırtana kopuyordu sanki her yutacak büyüklükte bir fırtına dalglar vardı gözlerimde ellerimi ensesine götürdüm koltukta biraz dikerldi bana doğru yüzünü yüzüme yakşaltırdı ikimizinde nefesleri birbirine karışıyordu

 

"afet..." dedi draco inleyerek

 

 

" draco ..." dedim bende inleyerek ve ikmizde aynı anda hızlıca birbirimi öptük tekrar hararetli bir şekilde öpüşmeye başladık sert ve hızlı ikimizinde elleri bir gezinti içersindeydi adeta kendimizi kaybetmiş gibiydik draco dudakalrını duddaklarımdan ayırdı ve yanağıma çeneme doğru kaydı yanağıma ve çeneme sayısız öpücük kondurdu ve sonra havaşça boynuma kaydı bir elim kafasında parmaklarımı saçlarına geçirmiştim ve ve bir elimde ensesindeydi dudakları öpücükleri yavaşça yüzlerce öpücüklerle dekolteme doğru indi hızla inip kalkan göğsüme öpücükler

 

bıraktı kısa sürede tekrar öpücükler bırakarak yukarı çeneme doğru çıktı sonra ellerini çeneme koydu çenemi çok yavaşça ve nazikçe aşağı indirdi

 

ve duduklarını tekradan dudaklarımla buluşturdu ama bu sefe daha yumuşaktı nefessiz kalana kadar devam ettiğimizde kısa süre sonra durdu ikmizde nefes nefes kaldık

 

 

"afet... tanrım ateş gibi kadınsın ! "

 

 

"draco ... tanrım sen okyanus gibi adamsım içine çekiyorsun beni karşı koyamıyorum !"

 

 

" yemin ediyorum okul falan beklemeyeceğim! seni karım yapacağım !" güldüm

 

 

"herşeyin bir sırası var yavrum "dedim ve çapkınca göz kırptım güldü

 

 

"ona bir itirazımız yok ama böyle yap yap sonra sırası var de vicdansızsın " ikimizde güldük

 

 

" neyse şimdi dikkat çekmeden gitsek iyi olacak "

 

 

"tamam peki"

 

 

" arbayı sen sür "

 

 

"neden ? "

 

 

"senin sürmen daha iyi olur ortama giriş açısından "

 

 

"tamam "

 

 

kucağından kalkıp tekrar soför koltuğuna geçtim

 

 

"e hani ben sürecektim ?" dedi

 

 

"sen süreceksinde ordan iniyimde kucağında olduğum bellimi olsun "

 

güldü

 

 

"mantıklı pardon"

 

 

"senin için hava hoş tabi " güldü ikimizde arbadan indin ve arbanın önünde karşı karşıya durduk anahtarı uzattım ellini bana uzattı

 

 

" burda arabanın önünde bir fotoraf çeksekmi ?"

 

 

"olur tabi " draco yerden bir taş buldu uygun bir yere uygun uzaklıkta koydu

 

telefonunu taşa dayanı ve saniye ayraklayıp geldi hızlıca poz verdikten sonra telefonu aldı ve ben yolcu koltuğuna oda yerine şoför koltuğuna geçti kapılar kapandı ve draco arbayı çalıştırdı ve sürmeye başladı

 

 

"afet ? "

 

 

"efendim "

 

 

"bişey soracağım"

 

 

"sor "

 

 

" peki senin kazan nasıl olmuştu ? arbana ne oldu ? "

 

 

"arbam tam olrak hayalimdeki arba değildi yani herkesin en lüx ünden istediği bir hayalindeki araba vardırya ondan değildi ama başlangıç olarak almak istediğim bir arbaydı on dokuz yaşında almıştım bir iki sene önce işte bazen yarış sezonu olur o dönemde yarışlar daha yoğun olur genellikle yaz zamanı bazende çok az olur hiç yarış yapmayız arbabmı aldım yarış sezonu geldi bende bir yarışa gittim "

 

 

"ee sonra ne oldu ? "

 

 

"sonra başta biraz partiledik sonra bir kaç yarış yaptım ve karşı çeteden biri ile final yarışı yaptım "

 

 

" hangi çeteydi bu arkadaşlarının bahsettiği kılıç çetesi mi ? "

 

 

"evet nerden anladın ? "

 

 

"tahmin etmiştim ee sonra ne oldu ? "

 

 

"yarışa girdik başladık ama bişey oldu frenler bozuldu ve kaza yaptım " direksiyonu tuttan ellerinin sıkılaştığını gördüm

 

 

"sana bişey oldumu ?"

 

 

"hayır yarış daha yeni başlamıştı çok yüksek bir hızda değildik "

 

 

"ne oldu peki ? "

 

 

"ben karşı çetenin lideri kazanacak diye korkmuştum ama "

 

 

"ama... "

 

 

"kaza olduğu için yarış geçersiz sayıldı hükmü olmadı "

 

 

"anladım, peki kimse bunu araştırmadımı ? "

 

 

"yasa dışı araba ve motor yarışlarında nasıl bir araştırma yapılabilirki arbayı tamirciye göütrdük frenleri bozulmuş dedi bazen fabrika çıkışı hatasımı oluyormuş öyle bişey arabada yeniydi bir aylık falandı şans işte "

 

 

"bu bana pek şans gibi gelmedi " bir elini her zamanki gibi bacığımı üstüne koydu

 

 

"nasıl yani ? "

 

 

"afet bak ben bu zamana kadar hiç bir zaman hislerimde yanılmadım "

 

 

" hislerin ne söylüyor ?"

 

 

"hislerim bu işin içinde iş olmadığını söylüyor sen bu çete lideri ile kavga etmişşin adı yenilmez olan adamı yenmişsin bu adam senden nefret ediyordur "

 

 

"yani omu yaptı ? "

 

 

"neden olmasın ya ölmeni istemiştir yada yada snei küçük düşürmek yarışı kazanmak"

 

 

" yani olabilir "

 

 

"mesela yarış geçersiz sayıldı dedin yarış geçersiz sayıldığında nasıl davrandı nasıl bir tepki verdi ? "

 

 

"çok sinirlerdi kavga falan çıkardı ama kurallar belliydi "

 

 

"bak işte onun aklında ya seni öldürmekti ya itibarını zedelemek yada yarışı kazanmak yada..."

 

 

"yada üçü birden " dedim lafını tamamlayarak

 

 

"aynen öyle "

 

 

"aslnda aklıma gelmedi değil elimden geleni yaptım banada normal gelmedi bir ay boyunca arbayı normal kullandım ama tam yarış gününde bozuldu "

 

 

"evet bak bunu araştırmamı istermisin ? belliki o şerefsiz sana zararvermeye çalışmış" draconun yüzünden öfke fışkırıyordu

 

 

"tamam araştır eğer gerçekten bişey yapmışsa cezasını keselim " dedim öfke ve sinirle bu düşünce beni deli etmişti

 

 

" merak etme bu olayı delik deşik edicem hallettim bil "

 

 

"tamam "

 

 

"afetim "

 

 

"yıldızım "

 

 

" seni seviyorum biliyorsun değilmi "

 

 

"biliyorum aşkım " elimi bacağımın üstünde duran elinin üstüne koydum ve sohbet ederek yola devam ettik taki meşur yarış alanaına geliceye kadar partinin sesi gelmeden önce duyuluyordu ve yarışın yapılacağı yere gelmiştik hemen gözler bu yabancı arabaya dönmüştü çektiğimiz fotorafı paylaşmıştık başta arkadaşlarımız olmak üzere herkes görmüştü o yüzden muhtemelen biz olduğumuzu biliyorlardı

 

Karanlık bir alanda spot ışıkları dönüyordu. İstanbul'un yasa dışı yarış pistlerinden biri.Terk edilmiş bir otopark.Ama bu gece bir arenaya dönüşmüştü.

 

draco ortama girereken hakedilen o gösteriyi yaptı

 

Motor sesi yankılandı. Tüm kalabalık sustu. Lamborghini aralarına girdiğinde,

 

çalan şarkının bas tonları havayı patlattı Farlar kalabalığı aydınlattı.

 

ikimizde güldük camı yavaşça indirdik. kafamı camdan dışarı çıkardım gözüm bizimkileri gördü onlarda bize bakıp el sallad camdan bağırdım

 

"SELAM MİLLET PİSTTİ YAKMAYA HAZIRMIYIZ !" kalbalıkta çığlıklar yükseldi ve ve biz arabadan indik bizimkiler bize gülümsedi el salladı kalabalık bize doğru toplaştı bizde arkadaşların yanına gittik Mert kalabalığa bağırdı

 

 

"HEY GENÇLER! AFETİ DEVRAN GERİ DÖNDÜ!!!"

 

Kalabalık çıldırdı. Çığlıklar, ıslıklar, alkışlar, cep telefonlarının flaşları.

 

elimi yukarı kaldırdığımda dünya yavaşladı. artık ben yani

 

Kraliçe geri dönmüştü. Saçlarımı savurdum elim yukardaydı

 

 

"HERSE SELAM MİLLET BENİ AFET-İ DERVANIZI ÖZLEDİNİZMİ!? "

 

kalabalıktan ıslıklar çığlıklar ve alkışlar yükseldi draconun gülümsediğini gördüm draco yanımdaydı Yanına gelen çocuklara sarıldım selam verdim Dracoda tam yanımdaydı Herkes bir an sustu. Yüzüne baktılar.

 

 

"O kim?"dedi biri.

 

 

"kim olucak nişanlısı işte dravo elserin valerion!" dedi başka biri

 

 

"İngilizdi değilmi ?ama o bakışlar var ya..." dedi biri

 

 

"KIZ BU ÇOCUK TAM BİR ATEŞ!" dedi biri daha ters ters onlara baktım

 

herkesle selamlaşrım

 

 

"hoş geldim güzelim!" dedi bade

 

 

"sanada merhaba güzelim" dedim çalan şarkın ritmine uygun kıvırarak yürüdüm herkes ooo ladığında bade ve nazlı karşıma geldi hepimiz güldük sonra birbirimize sarıldık

 

 

"hoş geldin eniştee" dedi nazlı güldüm dracoda çok kibar bir şekilde az bişey gülümsedi ve kafa salladı

 

 

"hoş buldum " herkese tek tek sarıldı

 

 

"seni tekrar aramızda görmek güzel ateş çetesi seni özlemişim" dedi mert güldüm

 

 

"benim varlığım olay yokluğum koyar toprağam özlersiniz tabi benim gibi bir mükkemel insanı özleyeceksin tabi lan !" herkes güldü draconun bana hayranlıkla baktığını gördüm yanımda dururken kıskanmasın diye elini tuttum ve ona göz kırptım oda bana göz kırptı

 

 

"yarışacaksın değilmi ? " dedi kerem

 

 

"evet her zamaki gibi adetlerimiz yerine getireceğim önce biraz partiledikten sonra yarışa çıkacağım" mert tekrar bağırdı

 

 

"HEY MİLLET AFET-İ DEVRAN BU GÜN ATEŞ ÇETESİNE GERÇEKTEN GERİ DÖNDÜ PİSTTE ÇIKACAK "

 

 

"ASFALTI ATEŞE VERMEYE HAZIRMIYIZ ?" diye beğıdım bende ve herkes çığlık atmaya ve alışkışlamaya başladı ve adımı bağırmaya başladılaR

 

 

"AFET ! AFET ! AFET ! AFET-İ DEVRAN !"

 

 

"hadi gel bay velerion bişeyler içelim"

 

 

"tamam " dedi draco veoınu elinden tutarken çekiştirdim ve bizim özel bara götürdüm bizimkilerde yanımıza geldi bu bar özel bu bar sadece biz yarışçalar özel yapılan bir bardı taşınabilir özel bir barımız vardı hemen hemen hepimiz ayrı guruptuk çeteydik benim çetem ateş çetseydi mesala sonra kılıç çetesi demir çetesi cehennem ve ölüm çeteleri vardı birde birkaç küçük çete vardı çete dediğime bakmayım adını saydığım o çeteler aslında binevi bir örgüttü tüm çeteler bir gurup gibiydi ve burda bu çeteler özeldi sadece bizim için özel kurulurdu bu gruba ve güce sahip olmayan kimse bu bara sahip olmazdı ve kabul edilmesi gereken bir gerçek vardı ateş çetesinin lideri yöneteni bendim sadece ara vermiştim ve bu bar çoğunlukla ba aiitti bu firki ben sunmuştum yani benim barımdı hatta barın adıda afet-i devran yani benim istemediğim hiç kimse bu bardan bişey içemezdi ve benim istemediğim hiç bir yerde bu bar kurulamazdı

 

 

"draco bak bu bar çok özeldir neden biliyormusun " draco yukardaki afet-i devran yazısına bakıp gülümsedi

 

 

"tahmin edeyim bu bar sana ait değilmi? asıl sahibi sensin " gülümsedim

 

 

"evet tam doğru yere bastım bak şimdi aslında tüm çeteler hepimiz birlikte bir gurubuz ama bölümlere ayrılıyoruz "

 

 

"valserin aervera gibi " dedi sessizce göz kırptım

 

 

"evet aynen öyle en büyük çete yani benim çetem ateş çetesi sonra kılıç çetesi bizimle yarışan çete sonra demir çetesi sonra cehennem çetesi birkaç küçük çete daha var"

 

 

"peki bu tüm çetelerin birleşimi olan gurubun bir ismi varmı "

 

 

"var "

 

 

"nedir ? "

 

 

" felâket " draconun gülümsediğini gördüm ama sinsice

 

 

"afet sen bu çtenin lideri gibi değilsin liderisin hatta kurucusun değilmi ? "

 

 

"evet öyle "

 

 

"afet sana bişey soracağım doğruyu söyle "

 

 

"tamam ama bi saniye" elimle barman'e işaret verdim eski dostum barımın barman'i

 

poyraz aydan yanımıza geldi esmer boylu poslu 190 boylarında yakışıklı kara gözlü bir çocuktu dostum diyebilirdim

 

 

"ooo afet-i devran hoş geldin patron "

 

 

"hoş bulduk"

 

 

"terk ettin çıktın sandık çetenin lideri olmadığını söyleyenler bile oldu "

 

 

"sikerim onların lafını bu çeteyi ben kurdum ölene kadarda lideri olcağım nokta . kraliçe ölmedi geri döndü !"

 

 

"helal be dostum e ne içeceksiniz aklındaki düzen nedir patron ?! "

 

 

"poyran aydan eski dostum sen eniştenle bana önce bir tekila shot ver sonra güzel bir viski sek olsun sonra birayla falan uzun sürsün diye takılırız "

 

 

"emredersin patron !" poyraz beşlik çaktık

 

 

"evet ne soracaktın ? " gülerek bayıldı "yan yana oturuyorduk elini belime koydu

 

 

"bu hallerine bayılıyorum tam bana göresin dişli kadınsın ! "

 

 

"teşekkür ederim sevgili müstakbel kocacım sorun ? "

 

 

"bu çeteler sadece çete değil örgüt değilmi ? "

 

 

"evet "

 

 

"sende benimgibi örgüt kurucusu ve liderisin yani ? "

 

 

"yani öyle denebilir ama benimki seniki gibi değil biz öyle çok büyük değil fazla şey yapmıyoruz"

 

 

"anladım "

 

 

"kızdınmı ?"

 

 

"hayır aksine gurur duydum gücüne hayran kaldım " gülümsedim

 

 

"seni seviyorum" dedim ona gülümsedi

 

 

"bende seni çok seviyorum örgüt kurucusu ve lideri sevgilim" ikimizde güldük

 

 

"biz nasıl bir çiftiz inanılmaz "

 

 

"evet ikimizde harika insanlarız " poyraz elinde tekilalaı getirdi

 

 

"evet sevgili patronum ve sevgili müstakbel kocasına birer tekila "

 

 

"saol " dedi draco

 

 

"eyvallah birader tanıştığımıza mennun oldum afet benim çok sevdiğim bişr dostum kardeşim ve bacımdır onun barına emanetine sahip çıktım sizi burda görmek çok şeref adınızı çok duyduk duymayan yok "

 

 

"saol birader " dedi dracoda

 

 

" türkçeyi bu kadar iyi konuşmanız inanılmaz " dedi poyraz ikimiz tekilaları aldık ve tokuşturduk ve kafaya diktik

 

 

"teşekkür ederim çğremek için çok güzel bir nedeim vardı" dedi draco gözlerimin içine bakarak gülümsedim hatta biraz utandım draco sırrıttı poyraz omzuma ikimizde omzuna sıktı hafifçe vurdu

 

 

"siz olmuşsunuz ikinizede tebrikler birbiriniz için yaratılmışsınız "

 

 

"saol poyraz "

 

 

"bu arada patron yaptığın röportaj manyak beğenildi her yerde sen vardın "

 

 

"saol kardeşim " poyraz ibizim viskileride verdikten sonra işini yapmaya döndü

 

 

"aslında beni bu hallerin kendine çekiyor " dedi draco

 

 

"hangi hallerim ?" dedim merakla

 

 

"yani bu başarın dik duruşun bazen şakalrın hatta bazen küfürlerin yani herşeyi dozunda yapıyorsun bu hoşuma gidiyor patron olman senin bana dediğin gibi işte "

 

gülümsedim

 

 

"müstakbel kocama layık olmaya çalışıyorum "

 

 

"asıl ben sana layık olmaya çalışıyorum" ikimizde güldük ve viskilerimiz bitirdikten sonra dracoyu elinden tutup kaldırdım dans etmeye çok eğleniyor eskiden hayatım normal değildi ama benim kendi normalim vardı sevdiğim şeyler tekrar onları yapmak çok güzeldi deli gibi dans ediyordum draco dans etmeyi çok severdi ama benim gibi değil o elinden geldiğince benim deliliğime ayak uydurmaya çaılışıyordu aslında oda benim gibi deliydide sanırım kendi ortamında olmadığı için rahat hissetmiyordu onu elimden gelidğince kendim nasıl rahatsam öyle rahat hissettirmeye çalışıyordum kızlarla dans ediyorduk müziğe uygun vücudmuzu kıvırıyorduk sonra ortamın gazına gelip maslardan birine üstüne çıkıp dans etmeye başladım herkes tek bir ağızdan adımı bağırmaya başladı

 

 

"maria afet ! maria afet ! afet afet !" elimde bira şişesi ile dans ediyordum partiş manyaktı sevigilisi ile dans ederken öpüşenler çift dansları yapanlar çok sarhoş olmayanlar çok sarhoş olanlar ben asla kendimi kaybedicek kadar içmezdim kendi sınırımı her zman bilirim içkiden kusmam asla çünkü ne olursa olsun aklım herzman tetiktedir ve eğlemek için aklımı kayvetmeme gerek yoktu bir gözüm ne olur ne olmaz dracodaydı o beni gülerek izliyor diğerleri ile bazen adımı sayıklıyordu ama bazen erkeklere ters ters baktığını görüyordum arabadan aşağı indim dans etmeye kızlarla devam ettim draco yanıma geldi

 

 

"yavrum biraz yavaşlasanmı ?"

 

 

"merak etme canım ben iyiyim "

 

 

"tamam ama sen böyle dans ederken ben kıskançlık krizine gireceğim"

 

 

"buna alışmalısın tatlım"

 

 

" tamam bişley demiyorum eğlen tabiki de !"

 

 

"merak etme !" dedim ve elimdeki birayı kafama diktik ve bara yenisinşi almak için gittim

 

 

"poyraz bi bira daha !" draco kalabalığın arasından gelmeye çalışıyordu

 

 

"tamam patron !" yanıma biri geldi

 

 

"naber afeti devran ? "

 

 

"pardon birader tanışıyormuyuz ? "

 

 

"hatırlamıyorsun galiba ben demir çetesinin lideri " siktir bu çocuk bana zamnında çıkma teklifi etmişti hassiktir ya

 

 

" haa hatırladım yiğit akkoç "

 

 

"eski dostunu unuttun demek "

 

"gereksiz insanları hatırlamam genelde " draco kalabalık arasında sıkışmıştı buraya çok öfkeli gözlerle bakıyordu gelmeye çelışıyordu

 

 

"bak ya eskidende böyle kabaydın "

 

 

"kaba değilim"

 

 

"demek nişanlandın ha ?!"

 

 

"evet nişanlımıda çok seviyorum "

 

 

"zamanında bana bir erkeği asla sevmeyeceğini onunlada asla evlenmeyeceğini söylemiştin !"

 

 

" siktir git yiğit ya eski konuları mı açmaya geldin ?!"

 

 

"sana seni sevdiğimi hiç anlatamadım "

 

 

" yiği-" yiğit diyemeden birisi sesimi kesti ve bu kişi yerinde resmen köpüren dracoydu sesinden öfke yayılıyordu

 

 

"hayırdır birader "

 

 

"merhaba " dedi yiğit

 

 

"merhabana başlarım şimdi !"

 

 

"nişanlında çok kabaymış " dedi yiğit belasını arıyordu draco gerçekten çok korkutucu körünüyordu

 

 

"sen dahaba kabalık nedir görmedim bu benim kibar halim " yumruğunu sıkımıştı

 

 

" sakin ol kaca adam "

 

 

"sikerim sakinliğinide seni de !"

 

 

"dra- " gene sözümü kesti

 

 

"ne diyor bu lavuk yok beni redettin yok asla onu sevmiyeceğini söyledin yok seni sevdiğimi anlatamadım filan ne oluyoruz !"

 

 

"hiç bişey olduğu falan yok yiğit salağın teki !"

 

 

" bak ben afeti yıllardır tanıyorum onu benim kader iyi tanıyamaz- " draco yiğit üstüne yürüdü yakasından tuttu kaldırdı

 

 

"bak birader benim tam adım ne biliyormusun ünvanım ?!"

 

 

"neymiş! çek ellerini üstümden !"

 

 

"yok senle önce güzel bir sobet edelim hç ingilterenin meşur acımasız sır katili timini duydunmu ?!"

 

 

"evet !" dedi yiğit kormadığını göstermeye çalışıyordu ama çok pis korkuyordu yiğit vücut olarak çok zayıf değildi ama draconun yanında esmasi bile okunamazdı draconun heybetinde kayboluyordu

 

 

"bak birazder benim adım veliaht gölge tuğgenral kara ölüm drao elserin valerion anladın mı ?! ve bana neden kara ölüm derler bilirmisin ? "

 

 

"neden ?" bu çocuk tam bir gerizakalıydı

 

 

" insanları öldürüş şeklimden ben sır katili timinin lideriyim çocuk seni öylebi işkence ederek öldürürümki tüm yada bu vahşeti konuşuruz ve cehenneme gittiğinde bile elimden kutulamazsın çünkü zamanı geldiğinde senin için orada olacağım ! şimdi o sikik ayakları birdaha karımın yanına yaklaştırsan ve bide üstüne o siktiğimin ağzını karımla konuşturmak için açarsan o bacaklarını kıraz belinden çıkarır gırtlağına sokarım ! sevginede başlarım sanada yedi sülanede! "

 

"be-"

 

 

"bak koçum secdiğim kadının mutlu olduğu zamanda cinayet işletme bana tammı!"

 

 

"tamam" dedi yiğit draco onun yakasınk bıraktı ve bana döndü sinirli bir şekilde bara oturdu hiç bişey demedi merak ona bakıyordu siktir adamı tehtit ederken çok seksi görünüyordu ve şimdide sinirliyken hala aşırı sexsi yakışıklı görünüyordu inanılmaz bir adam içimden kendi kendimi ağzının suyunu topla afet diyordum

 

draco poyrazdan sek bir viski istedi ve aldığı gibi başına dikti ve geri uere okadar sert koyduki ses yankılan bir daha istedi ve onuda kafasına dikti elimi omzuna koydun bana baktı gözünde öfke vardı

 

 

"iyimisin ?"

 

 

"hayır !" dedi kısaca ve önüne döndü

 

 

"banamı kızdın bak ben gerçekten kna asla yüz vermedim hiç bir zaman "

 

 

" kendini yorma ne konuştuğunuzu biliyorum ona yüz vermediğinde "

 

 

"duydun mu hepsini?"

 

 

"başta yanına geldiğini gmrünce duyamafım ama dudak okuma konusunfa iyiyim gelince kalanını duydum "

 

 

"anladım bak o salağın teki tamammı"

 

 

" aranızda geçmiş varmı?"

 

 

"hayır bak bu konuda sana yalan söylemedim sen önce sevgilim hiç olmadı elime erkek eli değmedi olsa seninde olmuş söylerim o sadece peşimde geziyordu çıkma teklifi evlenme tek..." anlık lafımı yarım kestim bunu bilmese iyi oludu ama yarısı ağzımdan çıkmıçtısiktir ! sinirle gözlerini açarak bana döndü

 

 

"evlenme teklifimi dedin sen!?"

 

 

"hayır yok ben yanlış dedim" tek tek hece hece konuştu bastıra bastıta

 

 

"afet o adam sana evlenme teklifimi etti!?"

 

 

"evet " eliyle yüzünü ovuşturdu öfkeley nefesini verirken eline saçlarınaa geçirdi

 

 

"Bİ TANE DAHA !" dedi ve geleni heöen kafasına dikti poyraz olanları duyduğu için gülüyordu

 

 

" draco aşkım"

 

 

"ben bu çocuğu öldirecem haha kafayı yiğeceğim ya orosbo çocuğuna bak!"

 

omzumda olan eli boynuna attım ve diğer elimde kolunu tuttum

 

 

"aşkım diyorum cevap vermiyorsun ama" dedim tatlı bir şekilde kafamı omzuna yasladım bana doğru baktı

 

 

" çok sinirliyim afet" dedi hala sinirliydi ama yüzü biraz yumuşamıştı

 

 

"ahayatım biliyorum çok sinir bozucu bişey ama bak isterse dünyadaki bütün erkeler peşimde koşsun teklifler etsin kimin umrunda ben seni seviyorum "

 

 

"beni yumşatmaya çalışıyorsun zaten beni hiç sevmiyeceğini söylemişssin" dedi kafasını önünü döndürdü kolondaki elini yüzüne koydum cenesinden tutup yüzünü bana çevirdim

 

 

"bana bak sevgili müstakbel kocacım ozaman seni tanımıyordum ve salağı başımdan kovmaya çalışıyordum sende benim için söylemişsin o çevremizdeki insanlara sinirimizden söylediğimiz şey "

 

 

"tamam sorun yok" yanağından öptüm

 

 

"aşkım benim senin bu gözlerinin bu güzel sanlarının yüzünün sesinin ruhunun o hüzel kalbinin yerini kim ne verebilirki ben seni seviyorum " gülümsedi

 

 

"çok fenasın afet"

 

 

"barıştıkmı ?"

 

 

"o nasıl söz sana hiç küsermiyim ben sadece o adama sinirlendim o kadar"

 

 

"ben onu çok yaşadım sana kolay gelsin" dedim gülerek

 

 

"seni anladım ne hissetiğini biliyorum artık"

 

 

"bak baştan bunu konuşalım ne olursa olsun başkaları için niye kavga edelim üçüncü kişileri aramıza sokmayalım"

 

 

"haklısın özürdilerim ama seni kıskanmamak elimde değil biliyorum "

 

 

" biliyorum aşkım kıskançlık birde bana sonra ben mesela bütün kadınları öldürebilirim "

 

 

"biliyorum küçük tatlı pisikopatım "

 

 

"haha dinime küfreden müslüman olsa bari" güldü

 

 

"tamam güzelim hadi set git eğlenmene bak kısıtlama kendini "

 

 

" ama sen ?"

 

 

"bende gelirim ama birazdan bir tane daha içicem yada bir bira alırım"

 

 

"tamam aşkım" dedim ve kızların yanına gittim ve en sevdiğim şarkılardan biri çalmaya başladığında eğlencenin dibine vurdum dracoya doğru baktım bana el salladı ve yanına geleceğim der gibi işaret verdi tamam anlamında kafamı salladım kızlarla dans ediyordum derken nazlı kolumu dürt

 

 

"afet afet"

 

 

"ne oldu kanka ? "

 

 

"senin kinin yanına biri geliyor kız deminden beri kesiyor seninki bakmıyor ama "

 

 

"ne ? ne dedin ?!"

 

 

"kız koş git kocanın yanına !" dedi bade öfke ile draconu olduğu tarına baktı yanına bir kız gelmişti draco mesafeli duruyordu hele bir durmasın! hemen yanlarına gittim

 

 

"aşkım napıyorsun ? !" diye ikisnin arasına şak diye girdim draconun gülümsediğini gördüm

 

 

" iyiyim aşkım biri ile tanıştım" kıza doğru döndüm saçları sarı renge boyanmıştı kahve gözlüydü şort ve crop giyinmişti bu soğukta bu millet deli amk !

 

 

"merhaba ?"

 

 

"merhaba " dedi kızda

 

 

"tanışıyormuyuz ?" dedim kıza

 

 

"senin adını bilmeyen yok ama hayır daha önce tanışmadık ben irem "

 

 

"mennun oldum irem maria afet elserin tamadımla ateş örgütünün kurucusu ve lideri elserinin varisi veliaht general maria afet elserin "

 

 

"tanıştığımıza menun oldum "

 

 

"bende buda kocam " dedim bende draconu koluna girerken

 

 

"bende öyle bara bişey almaya gelmiştimde iki laflayalım dedim"

 

 

"hmm anladım " dedi

 

"aşkım dans edelim hadi "

 

 

"peki" dedi draco gülerek onu elinden götürdüm

 

 

"hemen şimdi ellerini belime koy "

 

 

"ne ? "

 

 

"ellerini belime koy yoksa kırarım " dedim yalandan gülümseyrek

 

 

"tamam kızma " beni belimden tutup kendine çekti iki elinide belime koydu sıkıca sardı bende ellerimi boynuna doladım

 

 

" kimdi o ?"

 

 

"kim . kimdi ? " dedi sırıtarak

 

 

"velerion !"

 

 

" tamam şaka yaptım vallahi tanımıyorum öylesine bianda yanıma geldi merhaba diye konuşmaya başladı zaten hemen sen geldin "

 

 

"hm iyi onun merhaba diyen dilini kökünden koparırım ben buldu tabi senin gibi adamı hemen yapışacak gel metresim ol desen hayır demez !" güldü

 

 

"merak etme ben senden başka bir kadınla asla samimi olmam biliyorsun değilmi bizim kızlarla bile işte lunaria hemira elaris onlara bile yakın davranmıyorum "

 

 

"e öyle olması gerek zaten bende bizim gurubun erkeklerine yakın davranmıyorum "

 

 

"biliyorum yavrum"

 

 

"neyse boş ver keyfimize bakalım " dedim ve ritme uygun dans etmeye başladık dans ederken çaktırmadan kıza baktım bize bakıyordu

 

 

" draco "

 

 

"efendim ?"

 

 

"şimdi bişey yapıcam bana karşılık vericeksin tamammı ? "

 

 

"ne yapıcaksın ? " cümlesi biter bitmez dudaklarına yapıştım onu kendime çektim ve öptüm şaşırdığını biliyordum ama dediğim gibi yaptı ve bana karşılık verdi kısa süre sonra ayrıldık

 

 

"bu ne içindi ? "

 

 

"bana ait olduğunu göstermek için " güldü

 

 

" o kız bize bakıyordu değilmi ? "

 

 

"evet "

 

 

"beni şaşırtmakta üstüne yok "

 

 

"niye ki ? "

 

 

" evlilik teklifi ettiğimde seni öpye kalkmıştım napıyorsun insanlar var demişyin şimdi onlarca insanın arasında sen beni öpüyorsun" güldüm

 

 

"bunla o bir değil ortam farkı var şuan çevremizde onlarca birbirleri ile öpüşen çift var " kafasını sağa sola salladı düşünüyormuş gibi

 

 

"e haklısın bide kıskançlık var tabi "

 

 

"tamam kabul kıskandım tıpkı senin on dakika önce beni kıskandığındığın gibi "

 

 

"evet ozaman sorun yoksa " lafını kestim

 

 

"beni öp "

 

 

"ne ? "

 

 

"beni öp işte "

 

 

"tam bende onu diyekcektim "

 

 

"tamam ozaman de güzel öp beni işte " o kızın yanına bir iki kız daha gelmiş bize bakıyorlardı far etmiştim ama o kız fark ettiğimi fark etmemişti

 

 

"seve seve " dedi draco vee dans ederi beni öptü kısa süre sonra ikimizde ayrıldığımızda anlımızı birbirine yasladık ve güldük

 

 

" bu arada "

 

 

"evet afetim "

 

 

"yarış için aklıma bişey geldi "

 

 

"nedir ? "

 

 

"sende yarışsana hatta beraber "

 

 

"hmm bilmemki "

 

 

"bak yavrum ateş örgütün kurucusu veliderinin yani benim müstakbel kocamsın otamatik olarak çetenin üyesi lideri sayılırsın "

 

 

"hmm bak ya bide beni çete lideri yaptı " dedi gülerek

 

 

"ne olacak canım örgütün var senin "

 

 

"e seninde varmış ?" ikimizde güldük

 

 

"aklıma bir filim geldi hani ikiside gizli ajan ama gizli ajan olduklarını bilmiyorlardı hani "

 

 

"evet aynı onu gibi olduk " biraz daha dans ettikten sonra o büyük an yarış zamanı artık gelmişti draco ile ikimiz önce park ettiğimiz arabaya hızlı bir şekilde bindik draco arabayı başlangıç çizgisine getirdi aventador farlarını yaktı farların ışığı dumanı yarar gibi içeri girdi draco ile ikimiz arabadan inmeden gözlüklerimizi taktık

 

 

"afetim hazırmısın ? "

 

 

"hazırım yıldızım "

 

 

"hadi tozu dumana katalım " dedi draco bazı kişilerin seslerini duydum

 

 

"DRACODA GELDİ !" dedi biri

 

 

"AFETDE YANINDA MI ? !" dedi başka biri

 

 

"FELAKET BURADA !" dedi biri dahaba gülümsedim arabanın kapıları yukarı doğru açıldığında önce draco sonra ben yere ayak bastım botumun altında ezilen çakılları hissetim gözlüklerimizi indirdik ve mert bağırdı

 

 

"HEY GENÇLER ! BÜTÜN GÖZLER BURADA OLSUNFELAKET GERİ GELDİ VE BU GECE SADECE EĞLENCESİNE BİR KAPIŞMA VAR " kalabalıktan çığlıklar alkışlar ıslıklar yükseliyordu kerem nazlı ve mert kalabalığın başında duruyorlardı dj sesi müzikleri hiç durmadan devam ediyordu kerem bağırdı

 

 

"SADECE BİR YARIŞI? YOKSA BİR EFSANENİN DÖNÜŞÜMÜ ? GÖRECEĞİZ !" kalabalık bağırmaya başladı

 

 

"AFET !"

 

 

"YAK ATEŞİ AFET !"

 

 

"FELKET !!!" HEPSİ TEK AĞIZDAN BUNUN GİBİ BENZER ŞEYLERİ SÖYLÜYORLARDI

 

 

kerem nazlı ve mertin yanına gittik uygun bir yerde dj yakınına bizim çetelere özel yarışı izlemek için taşınabilir büyük bir akranımız vardı dronların kameraları ile yarış izlenirdi bu koca ekaranda hem yarış izledim hemde izlettim ne zaferlerime tanık oldu bu ekran nazlı tableti ekrana yansıttı ve arazinin dijital haritası görünündü ve konuşmaya başldı bir adım öne çıktı

 

 

"evet millet bu gün açılışı herkesin tanıdğı o meşur çiftimiz ateş kurucusu ve lideri maria afet elserin liderimiz ve sevgili müstakbel kocası görevleri ve örgütü ile adını duyurmuş sır katili timinin askeri gölge tuğgeneral kara ölüm draco elserin valerion yapacak ve dikkat bu yarış eğlencesine olcaktır !" draconun kulağına doğru eğildim

 

 

"maşallah herkes seni ve örgütü burda bile biliyor" draco sırrıttı

 

 

"benim bu dünyada adımı bilmeyen yok hayatım " ikimizde güldük

 

 

"benimde öyle bay valerion" gülümsedim bir bakış attım ve nazlıya doğru döndüm ikimizde tablete baktık nazlı konuşmaya devam etti

 

 

"dikkat pist ˋgölge taş yoluˋ üç kilometrelik arazide toplam iki keskin u dönüşü , bir zıplamalı rampa ,bir gizli viraj ve finalde bir dirift çemberi var yolun yüzde altmışı çakıl ,yüzde otuzu taş parke yüzde onu ise asfalt . kayganlık oranı yüzde yeltmiş beş pist karanlık ,sadece drone ışıkşarı var , yarışçılar dikkatli olmalı "

 

 

"ama benim arabam yok dedim ani jetonla " kalablıktan fısıltılar yükseldi draconunda aklına yeni gelmiş olcakki şaşırmıştı biri ani çaldığı düdükle herkesi susturdu pist sessizleşti o biri geldi yanımıza o biri poyrazdı elinde küçük bir kumanda vardı

 

 

"kardeşim " dedi ve devam etti

 

 

" senin bir hayalin vardı hatırlıyormusun ? " poyraz yolu gösterdi ve bir araba yavaşça geldi o araba inanamıyordum o araba benim arabamdı kaza yaptığım

 

 

"o araba , o kaza... o yarım kalmış hikaye ..." dedi poyraz

 

 

"şimdi tamamlanıyor" dedim onun lafını tamamlayarak arabanın motorunun sesi duyuldu herkes nefesini tutmuş bizi izliyordu arama yanımıza geldi başlagıç çizgisine

 

arabanın içinden bade indi gülmseyerek geldi yanıma

 

 

"bu canavala tekrar kovuşma zamanın geldi kraliçe onu senin için yeniden dirilttik " ona sarıldım bade de bana sarıldı poyraza dönndüm

 

 

"teşekkür ederim "

 

 

"önemli değil afet-i devran sen felaketin yöneticisi ateşin kurucusu maria afet elserin yıllarca hepimize yardım ettin şimdide biz sana yardım ediyoruz kraliçemiz bu bizden sana hoş geldin hediyesi" poyraz ile el şıkştım kalablıktan alkış ve ıslık sesleri duyduldu ona baktım arabama bebeğime

 

nissan t -r r35 midnight custom edition mat siyah gövde neon mor alt ışık kaputun üstünde mor bir anka kuşu deseni arka camda ise beyaz spreyle yazılmış benim sözüm

 

 

"yanmadığın sürece güçlenemezsin. "

 

 

gözlerime inamamıştım arabaya yavaşça yürüdüm dokundum gözlerim doldu ama belli etmedim

 

 

"bu araba... benimle ölmüştü." poyraz gülümsedi

 

 

"seninle dirildi." onlara baktım dimdik durdum bade bağırdı

 

 

"AİT OLDUĞUN YERE HOŞ GELDİN AFET-İ DEVRAN "

 

 

"HOŞ BULDUM !" diye bağırdım bende herkes alkışladığında nazlı gürültüyü durdurdu ve konuş

 

 

"evet! şimdi tüm sorun

 

hal olduğuna göre yarışçılar yerlerine geçsin tüm kurallar açık her zamanki gibi iyi olan kazansın " herkes alkışladığında

 

draco ile ikimiz arabalarımızın yanına gittik karşı karşıya durduk ikimizde birbirmize gülümsedik

 

 

"afetim" dedi bana herzamanki gibi

 

 

"yıldızım" dedim bende ona herzamanki gibi

 

 

" hazırmısın ? "

 

 

"her zaman"

 

 

"ozaman iyi yarışlar "

 

 

"sanada iyi yarışlar"

 

 

" direksiyonu sıkı tut afetim "

 

 

"olur tutarım " draco gülümsedi ve bana yaklaştı tam karşımdayken herkesin önünde elimi tuttu ve dudaklarına götürdü ve elimin üstünden öptü

 

 

"seninle yarışmak benim için bir şereftir " gülümsedim

 

 

"gurum okşadı peki bay valerion kaybetmeye hazırmısın ? "

 

 

"ben senin karşında çoktan kaybettim ve kaybetiğim şey, sana olan kontrolüm ."

 

 

kalabalık bağırdı

 

 

"OOOOOOOHHH!!! " ikimizde gülümsedik arabalarımıza geçtik motoru çalıştırtık camımı indirdim oda indirdi

 

 

"iyi şanlar afetim"

 

 

"sanada iyi şanlar yıldızım ihtiyacın olucak çünkü karşında ben varım " gülümsedi ve önüne döndü bende döndüm ve klasik yarış kızı geldi arbaların ortasında durdu bir elinde bayrak bir elinde silah iki elide havdaydı ve saymaya başladı

 

"3...

2...

 

1..." ve boom silah batladı ve bayrak aşağı indi ve ikmizde gazladık dronlarda peşimizden geldi Motorların homurtusu geceyi deldi. draconun Aventador'un farları göz kamaştırıyor, benim Nissan GT-R'ı ise yerin altından çıkan bir efsane gibi karanlığı yırtıyordu. Gaz sesleri yankılanırken, iki motor birbirine meydan okur gibi kükredi direksiyonu tutan ellerim gerliyordu kalbim ise son süreat etıyortu

 

Yolun ilk on metresi taşlıktı. Draco öne doğru fırladı ama ben, GT-R'ın gücünü tam zamanında kontrol ettim Neon mor ışıklar çakıllara yansıdı, yere düşen toz, dans eden ışıkla havada asılı kalmış gibiydi . tüm dikkatimi topladım

 

İlk viraj yaklaşıyordu. Draco direksiyonu keskin bir hareketle sağa kırdı, lastiklerinden çıkan ses kalabalığı ayağa kaldırdı. ben hemen arkasındaydım ama tam virajın ortasında bir el hareketiyle direksiyonu ters kırdım ve drift attım Araba 180 derece dönerek mükemmel bir açıyla virajı döndü.Kalabalıktan çığlıklar yükseldi.

 

"AFET! VAAAY!"

 

 

Dronelar bizi tepeden takip ediyor, ekranlarda çakıl fırtınaları yansıyordu. DJ müziği yükseltti, tam da Gasolina çalmaya başlamıştı. ve o an gelmişti Yolun ortasında minik bir rampa vardı. Draco öndeydi, rampaya ilk o çıktı. Aventador, kısa bir süreliğine havada süzüldü. Araba yere indiğinde kıvılcımlar saçtı. ben ise hemen arkasından geldim ama ben o rampayı fırsata çevirdim

 

GT-R rampaya tam hızla çıktı, arabanın arka kısmı havada bir kıvılcım gibi parladı. hemen kısa bir bağırışla direksiyonu düzelttim Arabam sanki havada dans ediyordu.

 

 

"Yıldızım, bu daha başlangıç!" dedim kendi kendime ve gaza biraz daha bastım

 

draco ile başbaşa baş gidiyorduk İkinci viraj. U dönüşü. Draco yavaşladı, kontrollü döndü. ama ben ? hayır kontrol benim işim değildi

 

El frenini çektim, lastik sesi geceyi yardı. Araba sola doğru sert bir driftle döndü, neredeyse taşlara çarpacaktı ama son anda toparladım

 

Kalabalık çıldırışları duyabiliyordum

 

 

Yarışımız son hızla devam ediyordu. Şimdi sıra gizli virajdaydı.

 

Haritada gözükmeyen, aniden gelen bir kıvrım.

 

viraja geldiğimde yoldaki toz hareket etti, ama Draco'nun lastik izi yoktu.

 

 

"Burada dönmemiş...?" dedim kendi kendime

 

 

Tam bu düşünce geçerken yola devam ettim, ama viraj ansızın çıktı!

 

frene bastım ama geç kaldım.

 

 

" siktir !"

 

 

Araba savruldu, ama...

 

 

Sanki içgüdüyle direksiyonu tam zamanında toparladım

 

GT-R arabam çizgiden sadece santimlerle kurtulmuştu.

 

draco ile şuan yanyanaydık camı açtı bende açtım draco bağırdı

 

 

" seni her defasında kaybettim sanıyorum ama sen bana her defasında kalbimi yeniden kaybettiriyorsun!" güldüm bende bağırdım

 

 

"bu başlagıç direksiyona sıkı sarıl valerion !"

 

 

"emrin olur bayan valerion !"

 

Son düzlüğe geldik Şimdi sıra final çemberindeydi.

 

Karanlıkta, çakılların ortasında beyaz spreyle çizilmiş dev bir daire.

 

Kural belliydi: Çemberin içine girecek, tam tur drift yapacak ve sonra bitiş çizgisine süzülecektik Draco önde girdi çembere, ama arabası ağırdı. Drift yapsa da dışa savruluyordu. ben GT-R ile çemberin kenarından neredeyse hare gibi süzüldüm

 

Bir tam tur... sonra ikinciye bağladım Müzik zirve yaptı, Gasolina'nın nakaratı kalabalığı coşturdu.

 

 

"DALE MÁS GASOLINAAAA!" arkada çalan müzik beni adeta ateşin altına odun atıyordu kendimi kaybediyordum

 

ben direksiyonu bıraktım , iki elimle gökyüzüne "V" işareti yaptım sonra anında direksiyonu tekrar kavradım ve bitiş çizgisi görünüyordu draco ile birbirimize okadar yakındık ki kimin kaznacağını kestirmek çok zordu ve o an geldi ikimizde çizgiden kestik kimin kazandığını anlayamamıştım

 

 

Sessizlik. arbalarımız durduğun yan yana durdu ekaranı görüyordukj

 

Ekran yavaş çekimde finish çizgisine giren iki arabayı gösterdi

 

ve kazanan... yoktu ikmizde aynı anda geçmiştik okadar aynıydıki hiç fark yoktu yani sonuç berabereydi ve bu milyonda bir olucak bişeydi hattta milyarda bir

 

nazlı bağırdı

 

 

" SONUÇ AÇIKÇA BELLİ BERABERE !"

 

 

Kalabalık havaya su şişeleri attı, havai fişekler patladı, dronelar kalp şekli çizdi.

 

Draco ile ben birbirimize bakıp gülümsedik ve ikimizde arbadan indik karşı karşı karşıya durduk

 

"afetim seninle yarışmak seninle olmak zaten başlı başına bir zafer " gülümsedim ikimizde gözlüklerimizi çıkardık

 

 

" katılıyorum biz yarışmadık hükümettik " gülümsedi elimi tuttu

 

 

bizimkilerin yanına gittik

 

 

"harika bir yarıştı çok güzel yarıştın afetim"

 

 

"ee afet-i devran bu pisti aleve verir " dedi kerem

 

 

"evet öyle yaparım" biraz konuşmaya başaldık ekranda bizim yarışın belli kısımlarıo zumlanıp izletiliyordu gerçekten harika bir yarıştı

 

 

"valla enişte sende ne fena çıktın ha bir dalga gibi yuttun pistti " dedi nazlı

 

 

"saol nazlı " dedi draco be bugün dazla yarışmak istemiyordum o yüzden biz partilemey devam ettik ve başkalarının yarışını izledik ve saat gece yarısını bile geçmişti 00.30 olmuştu yalnız ben kontrolümü kaybetmiş sarhoş olmuştum ne yaptığımın farkdaydım ama umrumda değildi işte herkes dağılmaya başlamıştı

 

 

"haha ay bugün ne eğlendik ya" yerimde sendeledim draco beni tuttu elimden bardağı aldı

 

 

"afet hayatım hadi gidelim artık "

 

 

"yaa ama nedennnn "

 

 

"çünkü artık geç oldu ve partide bitti "

 

 

"haa bittimi parti"

 

 

"evet bitti "

 

 

"ailem benibekler dimii"

 

 

"evet canım" ondan çekildim

 

 

"bi saniye ya kimsin sen ya ?!"

 

 

"kimmiyim ?"

 

 

"evet bana sadece sevgili mütakbel kocam dokunabilir !" draco güldü

 

 

"gülme görürse seni öldürür beni çok sever o çokta kıskanır "

 

 

"ya öylemi ?"

 

 

"öyle tabi ne sandın !" bana doğru yaklaştı

 

 

"afetim nişanlın benim ya güzelim !"

 

 

"nasıl sen misin !"

 

 

"evet "

 

 

"du bi bakayım ! " dedim ve ona doğru gittim ve bakamya başladımbana gülerek bakıyordu

 

 

"masmavi okyanus mavisi güzler harika muhteşem ötesi sarı saçlarrhmm harika kazlı bir vücud harrika yüz ve dudaklar.. deve gibi bir boy 195 tam istediğim gibi hmm aa tüm özellikler sende var "

 

 

"yaa " dedi draco ve devam etti "çok ilginç "

 

 

"demekki sen dracosun yani benim nişanlım "

 

 

"evet çok şükür "

 

 

"ay canımmm nişanlımmm " diye boynuna atıldım

 

 

"afet ya "

 

 

"aşkımm benim biliyomusun bana başka biri asılıyor sandımm "

 

 

"merak etme benden başkası dokunamaz sana "

 

 

"ya öylemiiii şapşikkk yaaa "

 

 

"şimdi elimden kaza çıkıcak " benim arkadaş bizi gülerek izliyordu zaten dip dibeydik

 

 

"hey gördünüzmüğ bu adam benim nişanlımm "

 

 

"gördük gördük " dedi bade gülerek

 

 

"afet hadi gidelim"

 

 

"ya gitmemiz mi lazım ? "

 

 

"evet "

 

 

"iyi peki gidelimm Dracooo"

 

 

"afetim"

 

 

"ya ben yürümek istemiyorum beni kucağına alsanaaa"

 

 

"peki tamam gel böyle " dedi ve beni hızlıca kucağına aldı kollarımı boynuna doladım

 

 

"wowww güçlü kaslı kocam benim" dedim ve yanağından öptüm

 

 

"afeeettt " dedi e harfini uzatrak

 

 

"Dracooo" dedim o harfini uzatrak

 

 

"senin sarhoşluğun yokmuuuu "

 

 

"draco"

 

 

"efendim yavrum " dedi draco arabaya giderken

 

 

"seni çok ama çok seviyorum "

 

 

"bende seni yavrum "

 

 

"ama bişey daha var "

 

 

"evet ? " beni arabanın yolcu koltuğuna koydu ve kendiside şoför kolyuğuna geçti ve kapılar kapandı

 

 

"heyy benim arabam ne olucakkk !"

 

 

"merak etme bizim korumlardan birine verdim güvenli bir şekilde getirecek "

 

 

"haaa tamam "

 

 

"sen demin ne diyordun yavrum ? " işaret parağımı ona doğru gülerek salladım

 

 

" aaaa bak çakallll nasılda unutmuyorrrr bak "

 

 

"merak ettim "

 

 

"ha hatırladım dur bi dk " dedim ve koltukta dikeldim

 

 

"evet "

 

 

" ha şey seni seviyorum ama demiştim , seni çok seviyorumm ama bişey daha var "

 

 

"evet ne dir ? "

 

 

"korkuyorum "dedim sırtımı koltuğa yaslarken anlık o da dondu kaldı

 

 

" korkuyormusun ...? benden mi...? "

 

 

" hayır tabiki şapşal yani senden ama senden değil"

 

 

" nasıl yani ?"

 

 

" yani korkuyorum çünküya benden soğursan ya beni gerçekten sevmiyorsan diye"

 

 

anlık dondu ama sonra dudağının kenarı kıvrıldı bana doğru yaklaştı eğildi ona baktım yutkundum

 

 

" seni bırakmaycağım ve seni gerçekten seviyorum "

 

 

"bunu biliyorum yani daha önce söyledin zaten ama güvenim kırılmış işte napayım açtırma ağzımı işte bir kadın gibi düşünemezsin sen "

 

 

" güven krıldığında toparlamak zor biliyorum ne düşünüyorsun afetim söyle yardımım dokunsun "

 

 

"söyleyemem işte "

 

 

"niyeki ? "

 

 

"utanıyorum çünkü " dedim gözlerimi kaçırarak

 

 

"benden utanmanı sevmediğimi biliyorsun söyle gitsin işte afetim hadi gözlerini benden kaçırma " ona baktım

 

 

"ya işte şey"

 

 

"ne ? "

 

 

"ya bu adam sadece beni öylesine eldemi etmekmi istiyor yoksa beni gerçektenmi seviyor anlamak zor ÜF YANİ BU ADAM SADECE BENİMLE YATMAKMI İSTİYOR DİYE DÜŞÜNÜYORSUN İŞTE AY OH BE " draco gülümsedi

 

 

"aşk olsun sende öyle bir his mi verdim sana ? "

 

 

"yoo muhtmelen yarın bunları hatırlayıp yerin dibine giricem ama şuan içimden bunu söylemek geliyor dilimi tutamıyorum mesala şuan duddakların bana aşırı derecede çekici geliyor bunu söylememeliydim " draco gülümsedi

 

 

"bak afetim sana yemin ediyorum ve sadece yemin etmekle kalmyacağım seni gerçekten ama gerçekten çok seviyorum bana inanacaksın çünkü seni haksız çıkarmaycağım " gülümsedim

 

"aslında sana güveniyorum yani o kunuda bir problem yok ta... "

 

 

"arada şeytan yokluyor işte "

 

 

"he aynen öyle neyse boş ver şimdi siktir et güveni falan seviyorum güveniyorum da !" güldü

 

 

"bir dakikan bir dakikanı tutmuyor "

 

 

"evet biraz öyleyim ney dediğim konuya gelelim"

 

 

"hangi konu ? "

 

 

"öpsene beni" güldü

 

 

"ne ? "

 

 

"demin dedimya dudakların çok çekici görünüyor diye öpsene beni ? yada direk benmi öpeyim ? "

 

 

"yatağa atmak isteyen ben değilde sen gibi duruyorsun şuan " kahkaha attım

 

 

"ay evet biraz ne oldu "

 

 

"sen yokmusun sen..."

 

 

"hmm ben mi seni öpmeliyim ? yoksa sen beni öpecekmisin artık !"

 

 

"sakin ol yavrum istediğin öpücük olsun" dedi ve beni öptü yarın çok pis benimle dalga geçiçekti bir eli belimdeyken bir eli yüzümdeydi ellerimi ensesine götürdüm dudurğumuzda burnunu burnuma sürttü

 

 

" Beni büyülüyorsun..."

 

 

" Al bendende okadar..."

 

 

"Neyse hadi gidelim"

 

 

"Tamam ama bi şartla müzik istiyorum " güldü

 

 

" Tamam yavrum istediğin müzik olsun" müzik açtık ve bağıra bağıra müzik söylemeye başladım bir saat kadar sonra saat gece biri geçerken eve geldik

 

 

" Afetim dur hadi artık bak ailen rahatsız olucak " ben onu hiç duymadan söylemeye devam

 

 

" HASTA LA VİSTA BABY AŞK BAŞIMIZA BELA

 

BİZ DEĞİLMİYDİK AŞ İLE YANAN ?

 

EĞER AYRILIRSAK ÖLÜRDÜK FALAN

 

HANİ, NE OLDU ,BAK NE HALLLERDEYİZ

 

SENSİZ YAPAMAM LAFI KÜLLİYEN YALAN!" draco ara dan indi ve benide arbadan çekerek kaldırdı

 

 

"afet! sus artık ailen bizi gebertecek " elimde ikimizi işaret ederek şarkı söylemeye devam ettim oda gülüyordu

 

 

" BU DÜNYADA ÇILGIN ARARSAN BİRİ SENSİN BİRİ BEN

 

AMA ARTIK DELİLİK YOK BENİ SEN TUT SENİ BEN

 

NE DÜNYAYMIŞ! BIRAK DÖNSÜN DURSUN

 

SABREDİNCE HİÇ ÖYLE ERMİYORSUN"

 

 

" afet güzelim susta yürü hadi artık" ben dinlemeyince beni kucağına alıp kapıya götürdü vebeni yere koydu

 

 

"afet anahtar nerde?"

 

 

"biliyorummmmm kiiiiii" dedim ve şarkı söylemeye devam ettim elimle yaklarından tuttum

 

 

"ELE GEÇMEZ BİR DAHA BÖYLE FIRSAT SEVELEİM , SEVİŞELİMMMMM HASTALA VİSTA BABYYY "

 

 

"sus afet! sus yavrum! " dedi ve eliyle ağzımı kapatmaya çalıştı bende gülerek sustum

 

 

"şimdi güzel sarhoş bebğim anahtar nerde " elimi ağzımdan çekti güldüm

 

 

"bilmiyoyummm kiiii " dedim bebek gibi güldü

 

 

"vay halimize geceyi arabda geçirmesek bari annenlerede ayıp oldu kadın bizi çağırdığına pişman olmuştur "

 

 

"ehehe ama men çok mudluyummm bişey olmazkiii " dedim bebek gibi yine

 

 

"sen bebek gibi konuşunca bitiyorum ya "

 

 

"e çen dedinya bebeyim diye bak mende bebek olduyumm"

 

 

"ölürüm sana ee napacağız sen onu söyle "

 

 

"bilmiyoyum a belki cebimdedirr "

 

 

"bak bakalım" cebimde anahtarı ararken yerimde sendeledim draco beni tuttudu

 

 

"ay düşüyordum "

 

 

"bir daha içme sen " derken kapı açıldı biz şok içinde kapıya bakarken abimde ev kıyafaetleri ile kapıda bizi karşıladı

 

 

"bağırmanız bittimi ? ev yıkılıyor sesinizden"

 

 

"çok özür dilerim efendim ama afet biraz kendinde değil şuan "

 

 

"o merhaba abi naber yaa "

 

 

"sanada merhaba küçük hanım " bi kahkaha patlattım

 

 

"ee tekrardan özür dileriz uyandırdık galiba "

 

 

"yok uyanıktık zaten geçin geçin " dedi abim ve ben sallana sallana dracoda ebni ayakta tutmaya çalışırken içeri girdik evin geri kalan ahaliside burdaydı

 

 

" oooooo naber miilllleeettttt " dedim harfleri uzatarak

 

 

" damat kızın hali ne böyle " dedi babam gülerek

 

 

" efendim valla durduramadım verdi içti engelleyemdim eski günleri yad edicekmiş"

 

 

"eskiden eve bazen böyle sarhoş gelirdi uyusun bişeyi kalmaz " dedi annem

 

 

"aynennn go girllll" dedim ve herkes güldü yerimde salladığımda gene draco tuttu

 

 

"ayakta duramıyorsun afet niye bu kadar içtin ?" kahkaha attım

 

 

"niyemi içtim dur hemen söyleyim" elimle herkese işaret parmağı la bir dakika dedim

 

 

" evet ?" dedi abim gülerek elimle dracoyu gösterdim

 

 

"çünkü şua adam varya şu adam bu adam okdar güçççlüüüü kiiiii beni o taşıyabilir diye ayaklarıma izin verdim" herkes kahkaha attığında bende attım tekrar düşecek hibi oldum ve draco beni tekrar çekti

 

 

"afet hadi biz uyuyalım artık"

 

 

"yooo benim uykum yokkk " herkes güldüğünde yine bende güldüm

 

 

" afet hadi canım odaya gidelim bir yat uyu kendine gelirsin" kollarımı çekiştirdim ve ona doğru döndüm

 

 

"ya ben iyiyim uyumuyacağım haa ama anladım odaya başbaşa gidelimm diyosunm bak aslında uyar hadi gidelim ee nedemişler yatak sadece uyumak için değildirrr odaya gidelim ama uyumayalım" draconun gözleri dehşetle açıldı

 

 

"OHA!" dedi abim gülerek annemle babam anlık onlarda şok olup spnra ellerini ağızlarına koyup güldüler

 

 

"OHA ANNE BABA KIZINIZ MART AYINDAKİ AZMIŞ KEDİLERE DÖNMÜŞ " dedi ablam

 

ve demesiyle herkes kahkaha attı dracoda çok utandı çekindi ailemden ama kemdini tutamadan güldü

 

 

"ay ama napayım ablaa şu çocuğa bir baksanaa iyiki ben kaptım anne babaa beni zorla nişanşadığınız için çoookkkk teşekkür ederim canım ailem" herkes güldüğünde abim imalı imalı gülerek konuçtu

 

 

"gördük canım gördük hemen aynı odada kalmaya başladınız "

 

 

"ayy abi ya seninde varya taktığın şeyi yani beni öldürmeye çalıştılar onu demiyosum mecbur kaldık ya napalım tabi benimde işime geldi orası ayrı konu şimdi" dedim gülerek herkes güldüğümde ablam konuştu

 

 

"senin kadar sizin kadar libidosu alevi yüksek bir çift görmedim bazen yanımazda bile alevleniyorsunuz " dedi ablam hepimiz güldü

 

 

"jessicca ella !" dedi babam

 

 

"ama baba yalanmı yani şimdi"

 

 

"ay ablla merak etme armızda bişey olduğu falan yok yani " draco utarak beni durdurmaya çalıştı

 

 

" tamam hadi yeter bukadar hadi biz yatalım "

 

 

" ya bi saniye şu herkesin merakını bir giderelim" dedim kolarımı çekyim tekrar

 

 

"ay afet ya!" dedi ablam

 

 

"durun bi sanaiye mağdem hepiniz bu kadar merak ediyorsunuz söyleyim

 

BİZ DAHA SEVİŞMEDİK OLDUMU RAHATLADINIZ MI?" draco eliyle ağzımı kapatmaya çalıştı dehşete düşmüş gibiydi yüzü kızarmış bile diyebilirdim

 

 

"afet dur artık nolur!" dedi draco

 

 

"OHA!" dedi abim

 

 

"bunu sormadıl kızım" dedi annem gülmemk için kendini zor tutarak

 

 

" aman ya ne olacak bizim kızlar varya onlarda bunu sordular bi ara yılbaşı alış verişinden döndüğümüz gün siz yaptınızmı diye sordular anne tamammı bende hayır dedim e nasıl siz aynı yatakta uyuyorsunuz diye sordular sonra bir bakalım ne oldu!"

 

 

"afet lütfen dur artık!"

 

 

" sormaya korkuyorum !" dedi abim

 

 

" ay ben çok eğleniyorum şuan ne oldu?!" dedi ablam gülerek

 

 

"ben eğlenmiyorum!" dedi babam

 

 

"ay durdur bak anlatıyorum sonra lunamıydı elrais miydi biri pay diye dedi hemirayamı demişti işte kızlardan biri diğerine dedi tamamı ay bizde aynı uatakta yatıyoruz ama sevişmiyoruz diye patladım bir güldük bir güldük dra oyu bir güzel çekiştirdik bir arkasından konuştuk var üff bide neden yapmadınız diye sordular tabi" dedim gülerek

 

 

"tanrım sen bana yardım et" dedi draco beni susturmaya çalışırken

 

 

"ee sen nededin Allahını seviyosan anlat afet!" dedi ablam gülerek

 

 

"KIZIM SEN MANYAKMISIN ?" dedi babam

 

 

"ALİSİ DELİ VELİSİ DELİ BU KIRILMIŞIN HEPSİ DELİ" dedi annem

 

 

"ELALEM DELİYE HASRET BİZ AKILLIYA " dedi abim gülerek

 

 

"AY DUR ne dicem abla ya anlık bir durdum bende düşümdüm sanırım bende bilmiyom herşeyin zamanı var dedim geçtim ondan sonra draconun anltından girdik üstünden çıktık" herkes dayanamayıp kahkaha attı draco ise çok fena utanıyordu ben konuşmaya devam ettim

 

 

"ay ama draco cidden bak şuan düşündümde biz neden sevişmiyoruz ya!" herkes dondu kaldı ama bi yerden sonra abimle ablam kahkaha attı babamda annemde hayret içinde bana bakıyordu ama onlarda güliyordu kızsakar şokada girseler şuan ortamın verdiği etki ile gülmemek imkansızdı draco çok utanıyordu ama yanı zamanda gülüyordu

 

 

"afet ne diyorsun sen?" dedi draco dehşete düşmüş bir ifade ile

 

 

"ne ? şaka maka draco şevişmeliyiz ben-" drcao elimle ağzımı kapttı

 

 

"tamam sana bu kadar konuşmak ueter efendim kusura bakmayın gerçekten çok üzgünüm ama çok sarhoş yarın utancından yerin dibine girecek "

 

 

"sen niye özürdiliyorsun amayarın afet için iyi bir gün olmayacak " dedi babam

 

 

"küçük enişte" dedi ablam

 

 

"evet efendim?"

 

 

"sana bi tavsiyem var"

 

 

"evet efendim ne tavsiyesi?"

 

 

"sen namusunu koru benim mardeşim yoldan çıkmış çelik don falan giy yat sen niyeti bomuş bizimki" dedi ablam ablamın cümlesi ile herkes kahkha attı gecenin ikisinde delirmiştik ağzımı elinden kurtardım

 

 

"aman ya ne olacak bilmediniz şeyi söylüyorum sanki ay abla ben bu kızlar konuşmam bitince ne oldu biliyormusun?"

 

 

"ne oldu?" dedi ablam heycanla gülerek

 

 

"ay ben odadan çıktım bizim odaya gittim kapıyı açtı-" draco ağzımı tutarak konuşmamı kesti

 

 

"HOP HOP YAVRUM NE DİYOSUN SEN SUS ARTIK LÜTFEN! REZİL OLDUK!"

 

herkes güldüğünde babam konuştu

 

 

" sorun yok draco kızım sarhoş aklı başında değil aslında başındada kendimi serbest bırakmış ne düşünürse söylüyor "

 

 

"tekrar kusura bakmayın efendim hakkımda yalnış bişey düşünmenizi istemem" dedi draco ailemin onun hakkında kötü düşünmesinden korkuyordu yani hangi aile böyle şeyşer duysa kızmazki dracoda ondan endişeliniyordu

 

 

"sorun yok evlat her çiftin yaşadığı şeyler işte ama daha fazla bişey duymak istemiyorum babalık damarım kabarıyor elimden kaza çıkacak"

 

 

"haklısınız efendim ben onu yatağa götüreyim "

 

 

"aynen öyle yalnız sabah çookk güzel dalga geçicem varya " dedi abim

 

 

"ayy aynen sabah eğlence var neyse afet ee ne oldu sen onu anlat bişey diyodun"

 

 

"afendim lütfen..." dedi draco

 

 

"jessicca ella !" dedi annem

 

 

"ne çok eğlenceli ama!" gene kendimi kurtardım ve sabah deli gibi pişman olacağım o şeyi yaptım

 

 

" ay dur abla ne oldu biliyomusun ben odanın kapısını bi açtım çalmak aklıma gelmedi draco duştan çıkmış tam üstünü giyiniyordu anafan doğma gördüm çocuğu sonra hassikti5diyek aniden arkamı döndüm ne yerin dibine girdim ya keşke kağıyı çalsaydım " herkes kahkaha attığında ben yine düşecek gibi oldum ve draco beni tuttu

 

 

" afet hadi gidelim nolur afeyim hadi yalvarıyorum rezil olduk herşeyi dökyün ortalığa"

 

 

"ay güccük enişte sizin ilişkiniz ne kadar eğlenceliymiş ay filim olsada izlesek ya" dedi ablam

 

 

"efendim lütfen hayatımda hiç bukadar utanmamıştım "

 

 

"yarında o utancak merak etme ayrıca utanma relax ol sorun yok" dedi abim

 

 

"ay gerçekten bizim arkdaşların anşattığı kadar ilginç bir ailemişşiniz ben döversiniz fallan sanıyordum" hekes kahkha attı

 

 

"yok canım daha neler" dedi abim

 

 

"aynen ama bu kız artık susun çünkü bellide olmaz dövede biliriz aryık limtim doluyor !" dedi babam

 

 

"aynen sizin yatın artık hatta hepimiz yatalım"

 

 

"haklısınız efendim özür diliyorum tekrardan "

 

 

"şaka şaka merak etme sorun yok" dedi babam

 

 

"hadi afetim hadi gidelim uyuyalım hadi canım"

 

 

"ya sen çokmu uyumak istiyosun!"

 

 

"evet uyumak istiyorum sayende ailenin uüzne bakacak yüzüm kalmadı"

 

 

"iyi tamamyatlaım hadi tamamı?!"

 

 

"tamam "

 

 

"ama bir sorun var" draco güldü

 

 

"ne oldu gene ?!"

 

 

"canım hiiçç yüremek istemiyor"

 

 

"dert ettiğin şeye bak" dedi draco vebeni tek bir hamlede tek bireli ile kucağına aldı

 

 

"ayy haha seni bu yüzden seviyorum yıldızımmm"

 

 

" bende seni seviyorum ama artık odaya uyuku vakti herkese iyi gecelr egendim özür dilerim tekrardan "

 

 

"iyi geceleerr" dedim güldüler

 

 

"iyi egceler azgın kardeşim ve güccük enişte!" dedi ablam herkes güldüğümde abim babam ve anemde iyi geceler dediler ve draco beni odama kucağımda taşıdı ve uyku öyle bir çöktü draconun kucağında bayıldım adeta draco odanın kapısını zorda olsa açtı ve kapafyı ve beni yatağa bıraktı ve ayakkabılarımı çıkardı

 

 

"hmm draco çok uykum varr"

 

 

"evet biliyorum o yüzden getirdim" dravoda yatağa girdi ve yattı örtüyü üstümüze örttü

 

 

"draco "

 

 

"afetim ?"

 

"bana sarılırmısın ?" güldüğünü duydum

 

 

"tabiki " dedi ve bana sarıldı

 

 

"seni çok seviyorum yıldızım iyiki varsın iyi geceler"

 

 

"bende seni çok seviyorum afetim sende iyiki varsın iyi geceler " dedi ve ikimizde derin bir uykuya daldık ve ve yavaş yavaş zaman aktı ve güneş doğdu yatakta kendimden geçmiş gibi uyuyordum ama yavaş yavaş başımdaki ağrı ilr uyanmaya başladım ve çok açtım miğdem deliniyor gibiydi ama yinede gözlerimi açamıyordum draconun sesini duydum

 

 

"afet afet hadi kal güzelim artık"

 

 

"hıı uyumak istiyorum sabah sabah sabah ne var " dedim mızıklanarak

 

 

" ne sabahı akşam olmuş nerdeyse" başımı hödüğüm yastıktan kaldırdım yarım yamal açılmış gözlerle ona baktım

 

 

"ne akşammı?" oda çok uykulu ve yorgun görünüyordu

 

 

"akşam tabi saat öğlen iki"

 

 

"Ne harbimi ya hiç farkında değilim"

 

 

" onu biliyorum dün okadar içtinmi aklın başımda değildi ?" gözlerimiz tekrar buluştu gülümsedim sabah uyamdığımda yanımda onu bulmak bana sarılması beni çok gülümsetiyordu

 

 

"çok mu içtim ya"

 

 

" neyse birazdan anlarsın zaten , günaydın"

 

 

"günaydın yıldızım"

 

 

"yada tünaydınmı desek ?" güldük

 

 

"oda olur ay başım arıyor ya çok uzun zqman olmuştu böylr içmeyeli"

 

 

"evet uyan hadi dikel artık " yavaş yavaş ikimizde yatakta dikeldik

 

 

"saat kaçta geldik eve ?" draco güldü

 

 

"hatırlamıyormusun?"

 

 

" ne neyi ? ne oldu ki ?"

 

 

"sen şöylebi dün geceyi düşün bakalım"

 

 

"düşüniyim" dedim ve geceyi düşünmeye başladım ve yavaş yavaş yaptığım söylediğim herşeyi hatırlamaya başladı

 

 

"HAYIR !" diye bağırdım aniden mafolmuştum bitmiştim ben ailemim yüzüne nasıl bakacaktım draco güldü

 

 

"ya ben biliyordum böyle olacağını " dedi draco kafımı yastığa gömdün

 

 

"EYVAH EYVAH NE YAPTIM BEN BİTTTİM BEN BİTTİM" draco elini sırtıma koydu

 

 

"tamam sakin ol olan oldı artık" dedi draco ona dediğin laflar geldi aklıma daha çok utandım

 

 

"ben ben naptım ! nasıl bakacağım yüzlerine " draconun güldüğünü duydum

 

 

"bana hiç söyleme seni susturmaya çok çalıştım"

 

 

"yüzüne bakamıyorum !"

 

 

" bu arada ailen çok kafaymış özellikle ablan abim gerçi herkes hayatımda bu kadar eğlenceli bir gece geçirmemeiştim gerçi benide yerin dibine soktunda

 

 

"ay sus sus!"

 

 

"yalnız herşeyi anlatyın bir ara öpüşmelerimizi falanda anlatacaksın diye korktum"

 

 

" ne yoksa onudamı yaptım!"

 

 

" yok çok şükür onu yapmadın arabada falan olanları anlatacaksın diye korktum bi an "

 

 

" ben bittim özür dilerim çok utanıyorum..." draco elini yüzüme koydu başımı yastıktan kaldordı gözlerimin içine baktı

 

 

" bana bak utanman normal ama utanmana getek yok her inasanın başına helebilir insanlık hali işte "

 

 

" ama ben rszil oldum..."

 

 

"tamam sorun yok rezilmolmadın ailen dışında kimseyle muhatap olmadın ha bir ara beni tanımadın ama olsun"

 

 

"ay ben biraz fazla rahat bırakmışım kendimi"

 

 

"onu biliyorum söyledim ben yanındayım diye öyle içmişşin " dedi gülerek

 

 

" ya lütfen sus dalga geçme "

 

 

"tamam tamam ve bu arada bizim kızşar ne fenaymış öyle seviştinizmi diye sormuşlar"

 

 

"sen bunu nerden biliyorsun onudamı anlatyım ay dur sus hatırladım sus !"

 

 

"haha ben demiştim ama beni i çekiştirdinizmi diye birde ne alaka demiştin altımdan girip üstümden çıkmışsınız"

 

 

"ya biz normal konuştuk sadece ya !"

 

 

"hıhı yalnız annenlerin suragına biz sevişemedik diye bağırman daha etresındı "

 

 

"ben ben ne yaptım!" güldü

 

 

"bayağa komiktin gece hele evin kapısa girerken bemi çok zorladın anneler duymuş abin şak diye kapıyı açtı "

 

 

"eyvah eyvah !"

 

 

"yalnız bu arada"

 

 

"evet ne oldu!" bana doğru yaklaştı elini belime koydu kendine çekti yüzünü yüzüme eğdi

 

 

" beni bukadar istediğini bilmiyordum" anlık dondum kaldım

 

 

"n-e ne "

 

 

"öyle dün sevişelim diye ortalığı yıktın ya!" dedi gülerek

 

 

"hayır demedim!"

 

 

"dedin aşkım herkes duydu "

 

 

"hayır hayır ..."

 

 

" içinde ner arsız bir kadın varmış "

 

 

"draco lütfen sus !" iki elimle yüzümü kapttım güldüğünü duydu m beni kemdini çekip sarıldı ellerimi yüzümden çekti

 

 

"tamam tamam sorun yok ne olacak nişanlı değilmiyiz zaten biz ha ailene söylemeseydin iyidi ama biraz beni utandırdın"

 

 

"ay sus ya sus allahım yerin dibine sok beni !"

 

 

" o nasıl söz ! tamam yapacak biçey olmasa iyi olurdu ama boşver herkesin başıma gelebilir "

 

 

"senin bile yüzüne bakamıyorum şuan" gülümsedi

 

 

"sorun yok tamammı önemli değil şaka yapıyorum sadece ayrıca benim hoşuma gitti ailende kızmadı ve beni bir evdün evdün yani ben şok sürekli içirsemi sana"

 

 

"ya draco ya ..."

 

 

" dracon ölsün sana aşkım"

 

 

"ya dalga geçme"

 

 

"tamam tamam ama yanlız sen ne kadar güzel şarkı söylüyorsun öyle hiç bıkmadan durmaksızın şarkı söyledin yol boyun eve gelesiye kadar eve gelince bütün kirli çamaşırları döktün ama "

 

 

"ay eyvah ya bizimkilerin yüzüne nasıl bakıcam"

 

 

"yalnız ben kemdi canımdan korktum babanla abim dövecek filan sandıö öyle şeyler anlatyınli bilseler bile yinede kötü oldu "

 

 

"bittim ben..."

 

 

" tamam tamam geçti artık bende müstakbel karımın beni çok sevdiğini öğrendim " dedi draco ve güldü

 

 

"yaaa öfff "

 

 

"bak afet sen dediğin için söylüyorum dün söyledin aklıma takıldı bak güven porbşemini anlıyorum a a seni gerçekten seviyorum ilk günden beri aklımdan hiç bir zaman seni kullanmak yada fesatça hiç birşey geçmedi çünkü bir erkek bir kadını seviyorsa ona asla o gözle bakmaz zaten ha senin dün dediğin seni arzulamıyorum desem okadar büyük bir yalan olurki çarpılırım ama sadece o değil tamammı?" anlık dondum kaldım çok utandım ama onunla böyle sınırlar olmadan konuşmak çok hoşuma gidiyordu

 

 

"tamam anladım ama ne olur bari sen bügün çok üstüme gelme olurmu...?"

 

 

" ay tamam kıyamam sana " dedi ve dudaklarıma küççük bir öpücük bıraktı

 

 

"bak bu güzel bir günaydındı" dedim gülerek

 

 

"bak sen? sen gerçekten zaman geçtikçe beni kendine hayran bırakıyorsun "

 

 

" bende aynı şekilde " tam tekrar öpüşecekken kapı çaldı ablamın sesini duydum yatakta hemen toparladık

 

 

"çocuklar uyandınızmı ? öğlen oldu müsaitmisiniz?"

 

 

"gel abla gel" draco yataktan çıktı ablam kapıyı açtı içeri gülümseyerek girdi

 

 

" nabersiniz ? günaydın yada tünaydın "

 

 

"iyi abla bizde tam şimdi uyandık "

 

 

"günaydın efendim " dedi draco

 

 

"iyi bizde kahvaltı hazırladık kahve falan bizde dün çok geç yattığımız için bizde yani kalktın gelin kahve içelim sonra kahvaltı ederiz"

 

 

"tamam abla "

 

 

" iyi bakalım azgın kardeşim aşağıda görüşürüz " ani şokla dondum kaldım dravo ani şokla dayanamayıp sesli güldü elini ağzını götürdü sonra balamda gülefek çıktı odadan dracoya ters ters baktım hala eli ağzın gülüyordu ve kendini tutmaya çalışıyordu yastığı ona fırlattım yastığı tuttu

 

 

"tamam tamam" dedi ve bende yatktan kalktım kendimi toparladı elimi yüzmü yıkadım üstümü değiştim tabi bunların hepsini dracoda yaptı ve sonra aşağı i

 

indik çekinerek

 

 

"herkese günaydın" dedim ev ahalisine

 

 

" günaydın deli kardeşim" dedi abim

 

 

"günaydın azgın teke "

 

 

" günaydın deli kızım" dedi babam utanarak koltuğa oturdum dtaco gülmemek için kendini zor tutyor dudaklarını birbirine bastırıyordu

 

 

"günaydın sarhoş " dedi annem

 

 

" ay afet yokmu başka hikayeleriniz anlatta gülek" dedi ablam

 

 

" ya abla !" dedim utanarak annem lafa girdi

 

 

"kızım sen ne fena çıktın varya senin için değil dmadımız için endişelendik" dedi annem herkes güldüğünde

 

 

"anne ya ..." dedim hafif ağlamaklı yerin dibinin dibime girmiştim ablam mutfağa gitmişti elinde iki kupa kahveyle geldi ve bize uzattı

 

 

"alın ihtiyacanız vardır "

 

 

"sağolum efendim" dedi draco

 

 

"efendim deme lütfen ismimle hitap edebilirdin yada afet gibi istersen abla de rahat ol artık ailedensin"

 

 

"teşekkür ederim ella abla " dedi draco gülümseyrek ikimizde kupaları aldık ve ablam oturduğunda abim lafa girdi

 

 

" yalnız afet biraz daha dursan ortada ne altacaktın tahmin edemiyorum"

 

 

"abi sus ya ne olur !" babam lafa girdi

 

 

"tamam çocuklar yeter sarhoşun mektubu okunmazmış " dedi babam

 

 

"saol baba "dedim utanarak

 

 

"ama " diye lafa girdi babam ve devam etti

 

 

"bir daha cinsel hayatınızı yüzümüze haykırma tamammı kızım inan libidonuz umrumuzda değil" anlık dondum kaldım herkes saniyelik dondu ama abim bombayı patlattı aniden

 

 

"OHA ÖLDÜN ÇIK!" dedi ve herkes kahkaha atmaya başladı artık draco bile kendini tutamıyordu krize girmiştiler bense sadece kızarıyordum

 

 

"ay ama bak draco ne dedik sana sbah o utanacak dedik değilmi" dedi annem

 

 

" ay efendim kesinlikle öyle "

 

 

"ay uzun zamandır böyle gülmrmiştim "dedi babam

 

 

" ya özür dilerim ..."

 

 

"ay afet susmuyorsunda çocuk seni susturcam diye heba oldu yazık utandı çocuk "dedi annem

 

 

"ya özür dilerim "

 

 

"neysebu sana ders olsun bir dakine dozunda iç" dedi babam

 

 

" bi tarafınla değil ağzınla iç diyor yani " dedi ablam herkes kahkaha patlattı

 

 

"ya abla ben ağzımla içiyorum zaten"

 

 

" hıhı gördük canım" benimle bol boş dalga geçtikten sonra kahvelerimizi bitirdik ve kahvaştı sofrasına geçtik bu huzur birazdan kaçıcaktı ama artık dayanamıyordum sormam gerekiyordu normal ssohbet ederken krtada anlık bir sessizlik oldu mesajla burak ve leylayı buraya çağırmıştım annem yıllardor görmediği bilmediği tabi buda bizim bildiğimiz yiğrnlerini görsün istedim artık bomba gibiydim ve sormak istiyorsum aslımda her ne kadar istemesemde

 

ortalık anlık bir sessizliğe büründü ve ben konuşmaya başladım

 

 

"anne baba" ikisi birden bana döndü

 

 

"evet?" dedi babam

 

 

"evet ?" dedi annem

 

 

"biz okulda bişey öğrendik hatta biz bir yere gittik"

 

 

"tamam ne öğrendiniz ? nere gittiniz ? " dedi babam

 

 

"tamam o zaman direk öne nere gittiğimizden başlayayım sır katili timine gittik " ortalı buz kesti resmen babamla annemin yutkunduğunu gördüm

 

 

" sır katili timinemi ? niye ora gitttiniz ? " dedi annem

 

 

"aa aşk olsun anne inasan dedelerinin yaptığı yere gitmez mi ? " herkes dondu kaldı ablamla abimde dahil onlarda biliyordu hareketlerin tepkilerinden belliydi

 

 

"kızım" dedi babam elimle dur işareti yaptım ve ben konuşöaya devam ettim

 

 

"bak bi saniye bişey anlatacağım bir gün baş bagistar arselion bizi odasına çağırdı inanılmaz ve bize bir anımızı hatırlattı daha doğrusu izletti "

 

 

" anımı ? " dedi annem

 

 

"evet anı , dur anlatayım hemen draco benden önce gitmesi gereken zamanda okula gittiği için daha farklıydı tabi biz elserinin varisiyiz ya annecim hatta bizi o yüzden iki soyun birleşmesi gerek diye nişanlamıştınız ya hani ? "

 

 

"evet ? " dedi annem

 

 

"ha işte ona rağmen ikimizde bina testine soktular inanılmaz değilmi zaten bizm hangi bölüme gideceğimiz bellli değilmi ne gerek vardı bina testine değilmi ? neyse genelek dediler girmişiz ikimizde önce draconun göl testini izlettiler bize draco on bir yaşlarındaydı eğer engellemeseydiniz ben o gün orada olcaktım neyse sadede gelelim" iki saniye nefes aldım ve devam ettim

 

 

" draco göle elini soktuğunda göl değişik tepki verdi ve beş bölümün simgesi birden belirmiş ne garip değilmi sonra ben kendi göl testimi izledim neyse ben tabi tek başımaydın gölbanada birebir aynı garip tepkiyi verdi beş sembol birden belirdi hatırlıyorum baya ürkmüştüm " yine derin bir nefes aldım ve devam ettim

 

 

"sonra kader mührü yasak kehanetler cildi diye yasaklanmış şuan kayıp olan bir kehanet kitabındaki bir efsanede geçen beş binanında gücüne sahip o çift olduğumuzu öğrendik aslında kderimiz çoktan yazıldığı öğrendik zaten birbirimize ait olduğumuzu öğrendik ve sır katili timin varisi olduğumuzu tanrı aşkına anne baba! draco o timde yıllarca görev yaptı ! dedelerimiz bizim kaderimiz hakkında nasıl bir karar verdiğini ve neden ysaklı bir büyü yapıp hayatımızı siktiğini söylermisiniz ! " herkes dondu kaldı annemle babmın gözlerinin dolduğunu gördüm

 

 

"kızım... " dedi annem tekrar eimle durdurdum

 

 

" bak anne ne diyeceğim bir kız kardeşin olduğunu bir teyzem olduğunu neden söylemedin ? "

 

 

"sen bunu nerden öğrendin nasıl ? " dedi annem

 

 

"dur bi saniye teyzemiz mi varmış ? " dedi ablam

 

 

"bi dakka ya ! " dedi abim

 

 

" nasıl mı öğrendim ? "

 

 

" evet nasıl öğrendin ! "

 

 

"sır katili timine gittiğmizde yıllarca kimiliğini gizleyerek yaşayan kuzenimle tanıştım"

 

 

"ne kuzenin mi ?" dedi annem sesi titreyrek

 

 

"kuzenimiz mi varmış ? " dedi abim

 

 

"ya abi kuzenimiz varmış ! hatta şuan kapıdalar görmek istermisiniz ?! " dedim ve telefonuma gelen mesajla burak ve leylanın geldiğini öğrendim kapıyı açtım karşımda onlar vardı ama biri daha vardı kılıç gelmişti ne allka diye baktım ama sorgulamadım demekki gelmesi gerekiyormuş içeri girdiler

 

 

"sevgili kuzenlerim adınızı söylermisiniz lütfen ?" annem lafa girdi

 

 

"nasıl bunlar senin yanında gelen arkadaşlarınız değilmi ?!"

 

 

" aa baba oyunu bozma lütfen hadi sevgili kuzenlerim"

 

 

" ben jone burak elserin diana ela elserinin oğluyum "

 

 

"ben emily leyla elserin diana ela elserinin oğluyum" annemin gözlerinin dolduğunu gördüm

 

 

" siz benim yiğenlerimmisiniz " dedi annem

 

 

"evet siz bizim teyzemizsiniz " dedi burak

 

 

"ama kardeşim o nasıl o nerde şuan ?!"

 

 

"o iyi eşiyle yani babamla çok mutlu ama yıllarca kimliğimi gizleyerek yaşadık burda türkiyede ingilterde hep gizli yaşadık "

 

 

"ben bilmiyordum o iyi nerde oda burda mı?!"

 

 

"o burda türkiyede lakin şuan yanımızda değil..." annemin gözlerinden yaşlar akmaya başladı babam onu tuttu

 

 

"anne neden bunca sene yalan söyledin ? tamam kardeşimle olan ilişkine karışmak hattim değil lakin neden söylemdin yada neden zaten kaderlerimiz birnirne yazılmasına rağmen neden yirmi yıl ayrı tuttunuz anne artık anlat ne olur yıllarca herşey senin iyiliğin için dediniz ama artık gerçeği istiyorum " annem gçz yaşlarını sildi dikeldi

 

 

"sen hiç bişey bilmiyorsun afet..."

 

 

" anlat ozaman !"

 

 

"tamam anlatıcaz ama sakin ol lütfen "

 

 

"tamam ama sabrım kalmadı artık "

 

 

"tamam anlatıcam "

 

 

"kılıç sen neden geldin ?!" dedi draco benimde aklıma takılmıştı

 

 

"evet kılıç ne oldu sen neden geldin ?"

 

 

"ben üzgünüm ama bir durum var önemli " draco çok gergindi gerçi şuan hangimiz gergin değildiki

 

 

" evet anne seni dinliyorum "

 

 

"tamam elimden geldiğince kısa kesicem zaten teyzenle olanları biliyorsun o en basit kısmıydı ana annele kavga ettiler ve sevdiği adam için evi terk etti ve birbirimizi kaybettik annem onu yok gibi düşünmeye başlamıştı ve zmanla bende ablamın yokluğuna alıştım artık "

 

 

"o yüzden bize anlatmadın "

 

 

"evet çünkü benim için çok büyük bir yaraydı anlatmadım "

 

 

"anlıyorum peki anne ya diğerleri onlar için açıklaman nedir ?! "

 

 

" senin deden ve draconun babasının babası sır katili timinin kurucuları liderleridir sır katili timini benim babamla lucen valerionun babası carlos valerion kurdu "

 

 

"evet bunu biliyoruz zaten dedemin başına gelenleride "

 

 

"tamam ozaman babam yani deden zamanında annesi ve babası öldürülmeden önce annesi ile babasının sakladığı elserinin soyundan bir kadının yazmaya başladığı şuan kayıp olan jader mührü yasak kehanetler cildini bulmuş ve görüştü hızlıca okumuş ve içindeki büyüleri görmüştü lakişn sonra annesi onu başka birine emanet etmişti annesi ve bbası öldürüldükten sonra yıllarca o kitabı bulamamış sonra yıllar geçtikten sonra bbam emanet edilen kitabı bulmuş binavi dünyadan gizli bir savaşın içindelermiş o kadınla beraber kitabıda bulmuş ve kadını sorguya çekmişler ve yapması en yasaklı bedeli ağır olan o büyüyü yapmışlar zamanın yarığını açma büyüsü bu büyü gelceği görmeni sağlardı ama bedelleri çok ağırdı "

 

 

" evet sonra ne oldu ,olmuş ? "

 

 

"dedeleriniz geleceği gördüler ve daha doğmamış torunlarını korumak için bedeller ödemek zorunda kaldılar ama bilmedikleri bişey vardı... " dedi annem göz yaşları akarken babanda acı çekiyor gibiydi sessizce annemi dinliyodu onun gözleri doluydu ne saklıyorlardı

 

 

" bilemdikleri neydi ? "

 

" zamanı görmedinin geleceği bozabileceğiydi ve bedelleri çok ağır olduğuydu "

 

 

"ne gördüler ? "

 

 

"sizi siz ikinizi "

 

 

"nasıl ? "

 

 

"carlos valerion, valerion veliahtıydı ve babam elserin soyunun carol elserinin soyundan gelen türk varisiydi soyun geleceğini gördüler carlos valerion torunun yani senin draco elserinin varisi olduğunu gördü bu ise oğlu lucen valerionun alex elserin soyundan gelen elserinin varisi serenya elserine aşık olup evlenmesi ile oluyordu

 

sizin kaderiniz yıllar önce edilen bir lanet bri kehanetle birbirine bağlıydı ama öyle bişey görmüşlerki gördükleri şey yüzünden hem bedel ödediler hemde geleği dünyayı ve sizi korumak için karar almak zorunda kaldılar "

 

 

"ne gördüler ? tanrı aşkına ne görmüş olabilirlerki ?! "

 

 

"sizin adınıza verilen bu karar daha doğmadan nişanlanmanız yirmi yıl boyunca birbirinizi görmemeniz ve afet senin valserin aerveraya hiç gitmemen aslında bizim verdiğimiz bir karar değildi dedeleriniz ödediği ödettiği bir bedeldi !"

 

 

"anne ne gördüler !"

 

 

"SÖYLEYEMEM !" DİYE BAĞIDI ANNEM HALA AĞLIYORDU

 

 

"NİYE !? " DİYE BENDE BAĞIRDIM ARTIK

 

 

"ÇÜNKÜ BİLMİYORUM !"

 

 

"NASIL BİLMİYORSUN !" annem derin bir nefes verdi ve göz yaşlarını sildi

 

 

"bunu asla söylemediler ne gördüklerini bir tek onlar biliyor söyledikleri tekşey kan ,vahşet savaş ve ölüm olduğuydu... " tüylerim diken diken olmuştu draco ile ikimiz özellikle kast katı kesilmiştik yerimde sendelediğimde draco beni tuttu

 

 

" afet iyimisin ?! "

 

 

"iyiyim tamam"

 

 

"keşke bize bunları söyleseydiniz !"

 

 

"senin için demsi kolay hep bize kısdın hep bize karşı anlayışsızdın ! neler yaşadığımızı senin için ne fedakarlıkllar yapıldı haberin yok !"

 

 

"ben mi dedim bana fedakarlık yapın diye benim haberim olmadan daha ben doğmadan yaptığınız şeyler için beni suçlaymazsın !" sinirle devam ettim

 

 

"bedel ödettiler diyosun senin için fedakelık yapıldı diyosun ne bedli ne fedakarlığı !"

 

 

aniden kılıç konuşmaya başladı

 

 

"ben biliyorum ... " hepimiz şakomlıkla ona doğru döndük

 

 

"ne demek ben biliyorum kılıç ?! "

 

 

" saha bildeğiniz çok şey var maria afet bilmek istermisin ödenen bedeli yapılan fedakarlığı !"

 

 

"kılıç ne oluyor !? "

 

 

"sende ne saçmalıyorsun! aniden gelen bir yabancısın! ne biliyorsun? kimsin sen ?

 

yoksa seni konsey mi gönderdi !" dedi babam hepmiz merakla ve korkuyala ona bakıyorduk

 

 

"hayır bay jone bora beni kimse göndermedi ben kendim geldim ben kimmiyim bedel bahsettiğiniz o acımasız bedelim !" herkes donduğunda ben sordum

 

 

"kılıç ne diyorsun sen ?! açık konuş !"

 

 

"yıllar yıllar önce yapılan o zamanın yarığını açma büyüsü yada gelceği görme büyüsü işte adına ne derseniz bedelleri oldu bir can bir kan verilmesi gerekiyordu carlos valerion elserin soyundan değildi o yüzden bedel ödemsi gerekme ama marcus bora elserinin bedel ödemesi gerekti ve bu bedel bütün aileye kesildi masum bir can alındı" kendimi çok kötü hissediyordum başım ağrıyor miğdem bulanıyordu

 

 

" can mı? "

 

 

"evet bir can gelceği görmek geleceği değiştirirdi aslında hiç bir insan geleceği tam olarak göremezdi çünkü eğer olduğun zamanda geleceği görmeye çalışırsan şu anın geleceğini görürsüsn ama hayat olduğu gibi bu günki gibi kalmaz biz insanlar iradesi olan varlıklar olduğumuz yaptığımız seçimler belirler kaderi ve bugün yaptığın seçimle yarın yapacağın seçim yada yıllar içinde yapcağın seçimler alacağın kararlar bilinemez yani kaderi bilemezsin geleveği görme zamanın yarığını açma büyüsü sadece binevi bir tahmindir "

 

 

" yani geleceği gördüler ama gelecek değişebilir öylemi ?"

 

 

"aynen öyle mesala onların gördüğü gelecek sen maria afet okuluna normal gitmen gereken zamanda gittin ama ne oldu sinasıl kararalar verdimiz bilinemez o gelecek görünmeseydi biz şuan bu konuşmayı yapmıyor olucaktık "

 

 

"bekimo bedel neydi biz neyin cezasını çekiyoruz ? ödenen bedelim derken neyi kast ediyordun kılıç kimsin sen ?!"

 

 

" şimdi anlatıyorum ya dinle ! dediğim gini geleceğin korunması için carlos ve valerionun dediğine höre bir bedel ödenmesi gerekiyordu bir canın feda edinlemesi gerekiyordu ve milli piyango annenle babana patladı" annem şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı babamda ağlıyordu bu nasıl bir bedeliki annemle babamı böyle ağlatıyordu onları ilk defa böyle görüyorduk ablamla baim yüzünde ise çok donuk bir hal vardı çok durgunlardı bora ve lale ise sessizce şok içinde ama sakince bizi dinliyordu

 

 

"KİMSİN SEN !? BUNU NEDEN ANLATIYORSUN!" dedi annem ağlarken bağırarak kılıç tekrar konuştu

 

 

"aa leyla hanım lütfen sakin olun burda sorulatı cevaplıyoruz "

 

 

"kimsin sen anlat artık!" dedim sinirle

 

 

"büyünün bedeli ödenmesi gerekiyordu ama zamanı gelince ablan doğdu ama bedel ödeyecek olan o değildi lanetli kader ona değildi gerçi onunda laneti başkaydı annen büyüdü babanla tanıştı ve evlendiler baban öyle bir sevmişki anneni herşeyi kabul etti kendine bir yabancı isim almayı büyücülük dünyasını gerçi ozamanlar yeni yeni elserin soyunun türk kısmı haricinde onlardan biride babandı valserin aerveraya bilet kazanan şanslı türktü zaman geçti ve annen hamile kaldı "

 

 

"evet ablama ? ne demeye çalışıyorsun?" çıkladı

 

 

"yalnış cevap aslında dopru bir cevap ama eksik bir cevap"

 

 

" nasıl yani ne demek eksik cevap ? "

 

 

" annen sadece ablana hamile kalmadı annenin ikizleri vardı biri kızdı ablan biride erkekti yani bri abin vardı" dondum kaldım nefesim daraldı

 

 

"ne diyosun sen?! ne demek bu?!"

 

 

"bir de abin var demek hani bir tane daha abin var demek"

 

 

"nasıl yani?"

 

 

"zeki bir genç kadınsın afet artık anladın bence annen ikiz bebeklere hamileydi biri kızdı biri erkek ve burda yaoılan en büyük hata devreye girdi o bedelin ödenmesi gerekti gelecekğin korunmasıiçin bir bedel ödenmesi gerekiyordu aksi takdirde sen..."

 

 

"ben ne ?"

 

 

" sen doğamazdın " dondum kaldım anlamak istemiyordum duymak istemiyorum annem ağlıyordu babam ona sarılmıştı kendince teselli etmeye çalışıyordu ama oda ağlıyprdu draco yüzümde bir acı ifadesi vardı ona beni tutuyordu ablam animse ise öylece bizi dinliyordu sakindiler burak ve leyla şakınlık içersinde bizi dinliyordu

 

 

" ne demek bu yani..."

 

 

" 1996 yılında şubatın 10'nunda soğuk bir kış gecesi gece 11:00'da bir gece gizli bir yerde bir doğuö gerçekleşti bu doğum annenin gerçekleçtirdiği doğum ikiz bebekler dünyaya getirdi biri kız biri erkek birinin adı jessica ella oşdu birinin adı marco kılıç " kalbime bir hançer saplandığını hissetim herşey yavaş yavaş yerine oturmaya başlıyordu

 

 

" sonra ne oldu?"

 

 

"kehanet net ve açıktı aksi takrde ödenecek bedel dahada ağır olurdu senin doğmaman felâketi getirirdi ama doğman eterasan bir biçimde felâket devrinin parçasıydı yada başlangıcıydı "

 

 

" ne demek bu ne bedel ödendi...?"

 

 

" anladın ama anlamamazlıktan geliyorsun , anlıyorum sindirmesi zor

 

o gece yapılan büyünün kehenatin bedeli bir can ödenmesi gerekiyordu ve marco kılıç elserinden vazgeçildi"

 

 

" ne ? ne demek bu? onu öldürdülermi?" benimde sesim titremete başlamıştı gözüm dolmuştu

 

 

" hayır ölmedi ama vazgeçildi eğer marco kılıç herkes gibi yaşarşa ortaya çıkarsa kader bozulurmuş... ama bilmedikleri kesin olmayan bişeydi kehanette görülen gelecektte o gece tek bir kız çocuğu doğması gerekiyordu gebeliğin ikiz gebelik olduklatını öğrendiklerin herşey çözüldü verilcek bedel ortaya çıktı ve o çocuk bedel olarak verildi maro kılıç bedel olarak sessiz tepe sığınağına bırakıldı büyücüöere özel bir yetim hane onu oraya terk ettiler "

 

 

"ama ... bu nasıl olur Allah'ım dayanamıyorum"

 

 

"SEN KİMSİN BUNLARI NERDEN BİLİYORUN OĞLUM NERDE ?! ONU NERDEN BİLİYORSUN!" dedi annen ağlarken haykırarak

 

 

"ona ne oldu ?..."

 

 

"o sesiz tepe sığınağına bırakıldı arda bir gittiler gördüler onu ama marco kılıç yaşoyacağı herşeyi yaşadaı ailesi vardı ama yok gibiydi kaç gece aça kaldı kaç defa dövüldü kaç defa kaç gece ağlayarak uyudu" annemim ağlayışı dahada şiddetlendi babmda ağlamya başladı

 

 

"ne ,ne dövüldümü açmı kaldı?..." dedi babam acı içinde göz yaşları süzülürken

 

 

" evetaça kaldı dövüldü çünkü neden biliyormusun ? annesi babası ailesi yanında değildi terk etmiştiler onu diğer ordaki bütün çocuklar gibi ama onun ki daha ağırdı çünkü diğerlerinin annesi babası ölmüştü ama onunkiler hayttaydı hatta başka çocuklarıda vardı ama onu öylece bırakmışlardı ona gölge çocuk dediler alay ettiler eziyet ettiler dövdüler " annem ağlamaya devam ediyordu benimde gözlerimden yaşlar akmaya başladı

 

 

" sen sen onun arkdaşı falan mısın o nerde o nasıl biliyormusun?..." dedi babam sesi titreyerek

 

 

" ona ne oldu nerde o?" dedim bende

 

 

" annenle babana sorsana onlar marco kılıçında anne babasıydı!"

 

 

"baba anne ona ne oldu?..."

 

 

"BİLMİYORUM!" dedi annem göz yaşları içinde

 

 

"NE DEMEK BİLMİYORUM?!"

 

 

"BİLMİYORUZ İŞTE "

 

 

" BABA NE DEMEK BİLMİYORUM" baban deein bir nefes verdi

 

 

" on iki yaşındaydı aniden nasıl yaptı bilmiyoruz kaçmış ..."

 

 

"nasıl kaçmış?"

 

 

" kaçmış bir gece bakmışlar yok aynı sabah fark eymişerki hüvenliğin anahtarları yok güvenlik kamerelarına baktılar sonra anahtarlark almış ve kaçmış ozamandan beri ne yaptıysak bulmadık onu..." dedi babam

 

 

" sen bunalrı nerden biliyorsun..."

 

 

"çünkü ben onu tanıyorum en yakından..."

 

 

" yok sa sen..." dedi annem

 

 

" sonunda anladınmı leyla hanım?!"

 

 

" sen..." dedim sesim ititreyerek

 

 

" evet ben oyun ta kendisiyin yıllar önce terk edilen gölgelerde yaşayan elserinin kayıp vârisi marco kılıç benim!"

 

 

" s-en benim abim misin!?"

 

 

"evet tamam noktaya bastın ben senin bainim bedel olatak kurban edilen o çocuyumü ben!" annem zorda olsa ayağa kalktı marco kılıç yani hiç varlığından haberdar olmadığım abim... benim bir abim vardı vebim yüzümden hayatı mafolmuştu ağlamaya başladım draco beni tutuyordu burak ve leyla bile duygusallaşmış gözleri dolmuştu

 

 

"s-en benim oğlumusun?.."

 

 

" evet ben senin yıllar önece bıraktığın oğlunum "

 

 

" ben mecburdum oğlum elimden bişey gelmedi..." en sonunda marco kılıcında gözlerinden yaşlar akmaya başladığını gördüm

 

 

"yorma kendini biliyorum herşeyi " babamda onun yanına gitti şuam suçluluk duygusunun altında öyle bir eziliyordumki kalbim parçalıyordu annem yıllarca herşey senin iyiliğin için demişti inanmamıştım sonra belki herşey iyiliğim içindir demiştim sonra ise herşeyin iyiliğim için olduğunu öğrendim babam marvoya sarılmaya yeltendi ki zorla olsa sarıldı marco kılıç hiç bişey yapmadı sadece durdu tepkisiz durdu öyle annemde sarıldı ikiside ağlıyordu marco kılıçın da gözlerinden yaşlar akıyordu ama sakindi

 

 

" özür dilerim oğlum ama yemin ederim bizim seçimimiz değildi..."

 

 

"hıhı tamam çekilin artık" annemle babamı uzaklaştırdı

 

 

"özür dilerim yaşafığın herşey için"

 

 

"ne için özür diliyorsun anne?" dedi marvo göz yaşları akarken devam etti

 

 

" yalnız geçirdiğim yıllar içinmi? çöp olan ömrüm için mi? ailesiz geçirdiğim yıllar içinmi yetim hanede dövüldüğüm zamanlar içinmi yoksa aç bırakıldığım zamanlar içinmi yada ağlayarak bir başına uyuduğum geceler? yada yetim hanedeki görevliler yada diğer çoçuklar tarafından yaşadığım zorbalıklar? yada aşığlanmalar?" herkes durdu o zaman durdu sakin herkes alıyordu draconun bile gözünün dolduğunu gördüm ateşler içinde yanıyor gibiydim onu ilk gördüğümde abim gibisin abim sayılırsın demiştim halbuki o abimmiş...

 

marco aniden bağırdı

 

 

"HAMGİSİ İÇİN HA! KAÇ GECE AÇ UYUDUM KAÇ DEFA DÖVDÜLER KEMİKLERİMİ BİLE KIRDILAR VÜCÜDUMDA MORLUKLAT BIRAKTILAR HABERİNİZ VARMI? SİZ BENİMDE ANNEM BABAM DEĞİLMİYDİNİZ ?!"

 

 

"oğlum biz bilmiyorduk..." dedi annem göz yaşları içinde

 

 

" haberimiz yoktu sende kaçtın..." dedi babam

 

 

"bilseniz kaç yazardı ki her seferinde yabancı gibi üveymişim gibi geldiniz o sessiz tepe sığnağına yetim haneye her seferinde anne dediğim kadının ardından bir kapı kapandı babam dediğim adam her seferin beni arkasında bıraktı ikiz kız kardeşimi nerdeyse hiç görmeden büyüdm sonra bir erkek kardeşim daha olduğunu öğrendim hem üzüntü hem mutluluk duydum sonra onun upruna vaz geçildiğim kız kardeşim dünyaya geldi onu hiç görmedim ama yinede sevdim..." o an kabime hançer saplandığını hissettim gözlerimden yaşlar durmaksızın aktı tekrar lafa girdi

 

 

" ama sorum değil kader... yine olsa yine yapardım çünkü bu beni şuan

 

olduğum kişi olamazdım" göz yaşlarını sildi

 

 

"özür dilerim bilmiyordum..." dedim ağlarken

 

 

" senin suçum değildi üzülme..." kedimi tutamadım ve haykırdım

 

 

"BUNU NASIL YAPARSINIZ ! BENİM İÇİN NASIL BİRİNİ FEDA EDERSİNİZ!"

 

 

"MECBURDUK! BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOKTU!"

 

 

"Sorun değil ben hiç bu aileden olmadın zaten!"

 

 

"hayır...! sen benim biricik oğlumsum ilk göz ağrımsın..."

 

 

"oğlum biz seni hep sevdik yaşadığın herşeyin için üzgünüz ama bu hatayı biz yapmadık ama bedelini biz ödedik ..."

 

 

"bunu dedemin yaptığını biliyorum ama abana daha çok sevgi gösterebilirdiniz!

 

aslan nasıl yanınızda oldu !"

 

 

"onun için..."

 

 

"EVET BİLİYORUM ONUN İÇİN BİR KEHANET YOKTU! NE YAPTIYSANIZ AFET İLE BANA YAPTINIZ! "

 

 

"ŞİMDİ HERŞEY YERİNE OTURUYOR " dedim ağlarken devam ettim

 

 

"BUNU NASIL YAPTINIZ ! BENDEN HEP BU YÜZDEN NEFRET ETTİN DEĞİLMİ AMNE!" annem dondu kaldı göz yaşları içinde ağlamaktan başla bişey yapmadı

 

kendimi tutamdım ve yıllarca içimde kallan acıyı haykırmaya başladım

 

 

"HAYATIM BOYUNCA HEP BENDEN NEFRET ETTİN SEVDİNMİ ? SEVMEDİNMİ? HİÇ ANLAYAMADIM BENİ SUÇLADIN DEĞİLMİ?! SİZİN HATALARINIZ YÜZÜNDEN BENİ SUÇLADIN!" dedim hıçkıra hıçkıra ağlarken

 

 

"EVET SENİ SUÇLADIM! ELİMDE DEĞİLDİ BİLETEK YAPMADIM!"

 

 

"NASIL ELİNDE DEĞİLDİ GAYETTE ELİNDEYDİ BANA SEVHİ GÖSTEREBİLİRDİN BİTAZ ANLAYIŞ GÖSTERE BİLİRDİN! ABLAM ELLAYA ABİM ASLANA NASIL İYİ DAVRANDIYSAN BANADA ÖYLE İYİ DAVRANA BİLİRDİN BENİMDE SAÇIMI OKYAŞABİLİRDİN İŞİNE GELDİĞİNDE BENİ BİR ÇÖP KOVASI GİBİ KULLANMAYI BİLİYORDUN YA!"

 

"afet... kızım..."

 

 

"KIZIM DEME BANA! YILLARCA SİZİN YÜZNÜZFEN KAÇ GECE AĞLAYARAK UYUDUM HABERİNİZ VARMI YILLARCA HEP SUSTURDUNUZ BENİ! HİÇ KONUŞMAMA İZİN VERMEDİNİZ NE YAPSAM YARANAMADIM SİZE HEP EN KÖTÜ BEN OLDUM HERKES ON SEKİZİNDE EBİ BIRAKIP GİTTİĞİN BEN KALDIM BU EVDE B2N SİZİN YANINIZDA DURDUM SENİN SIRDAŞIN OLDUM BEN! HER ŞEUİMİ SANA ANLTIYORUM DİYORDUN YA ! NERDE ANNELİĞİN NERDE SEVGİN ŞEVKATİN!" dün ve sabah kahkahlarla gülüşler dolan bu ev şimdi çığlıklar göz yaşlarıyla öfkeyle hayal kırıklığıyla doluyordu haykırarak konuşmaya devaö ettim

 

 

"BİN DOĞRU YAPARDIM GÖRMEZDİN BİR YALNIŞIM OLURDU DEMEDİĞİN KALMAZDI !"

 

 

"kızım bak..." dedi babam elimle durdurdum

 

 

" HİÇMİ SEVMEDİN BENİ ÇOKMU NEFRET ETTİN BENDEN HİÇ SEVDİĞİNİ HİSSEDEMEDİM NE KÖTÜLĞÜM KALIRDI NE BENVİLLİĞİM NE İBLİSLLİĞİM NE ŞEYTANLIĞIM YILLARCA ETMEDĞİN HAKARET KALMADI BANA ELLA İLE ASLANA GÖSTERDİĞİN SEVGİNİ YARISINI BORAK ÇEYREĞİNİ GÖSTERMEDİN HİÇ ANLAMADIN BENİ HİÇ DUYMADIN!"

 

 

" biliyorum ...! biliyorum berbat bir anneyim ben!..."

 

 

"canımı okadar çok yaktınız ki ruhum yaralarla dolu ha gisini iyleştireveğimi bilmiyorum kime güveneceğimi bilmiyorum"

 

 

" afet sakin ol lütfen" dedi draco kendimi doğrulttum göz yaşlarımı sildim abime yeni varlığından haberdar olduğum benim yüzümden kadeti mafolan abime döndün

 

 

" sana tek bir şey sorabilirmiyim..." dedim kısılmış sesimle

 

 

"sor..."

 

 

" senmi yaptın..." belkide beni öldürmeye çalışan oydu diye düşündüm belkide kadetimin acısını ala k istemiştir dedim kendi kendime

 

 

" neyi...?" dedi oda ağlamaklı sesiyle

 

 

"beni senmi öldürmeye çalıştın...? intikammı almak istedin...? benimi sorumlu tuttun...?" gözlerinde çok büyük bir hayel kırıklığı ile bana döndü

 

 

"bu nasıl bir soru böyle kardeş kerdeşi vururmu...?" saatlerdir hiç konuşmayan ablam lafa girdi sonra abim

 

 

" hayır o yapmadı kılıç öyle bişey yapmaz ..."

 

 

" ne?.." dedim şakınlılşa onlar biliyormuydu... hepimiz şaşkınlıkşa onlara döndük

 

 

" evet ablam doğru söylüyor kılıç abim aksine seni hep korudu ..."

 

 

" ne nasıl?..." dedim şakınlıkla

 

 

" siz..." dedi annem zorlukla

 

 

" siz yoksa..." dedi babam

 

 

"evet " dedi ablam ve deavm etti

 

 

"biz yıllardır birbirimiz varlığından haberdarız " ortalık buz kesti bir şok daha yaşandı dondum kaldım aslan abim konuştu

 

 

" evet biz birbirimizi bulalı çok oldu ve biz üçümüz yıllarca her nekadar belli edemesek küçük kız kardeşimizi hep sevdik ve yanındaydık..."

 

 

" evet öyle biz üçümüz seni hep koruduk..." dedi ablam gözlerimden yaşlar akmaya devam etti

 

 

" biz kaderi bozmamak için senin iyiliğin için hiç belli etmedik kılıçta o yüzden hep uzak kaldı ... biz seni hep sevdik afet sen hep bizim küçük kız kardeşimizdin..." dedi aslan abim

 

 

"ama..."

 

 

" biliyorum" diye lafa girdi ablam sonra devam etti

 

 

" viliyorum seni sevdiğimizi hiç hissetiremedik belki seni hiç sevmediğimizi düşündün uzaktık belki aöa seni sevdik ve sebi kılıç abinle beraber hep koruduk.."

 

 

"hatırlıyormusun...?" dedi marco kılıç abim

 

 

"neyi...?"

 

 

"kendi işini kurmaya çalıştığın zamanlarda bir tane adamla iş yapıcaktın bir üretici ilk konuştuğun satıcı"

 

 

" evet sonra aniden orayadan kayboldu..." ilk iş yapmaya başladığımda kıyafetleri üretim aşamaşına sokacak birilerini araştırıyor iş yapmaya çalışıyordum

 

 

" işte o adam aslında sahteydi yalacının tekiymiş bi amda çekilmesinin sebebi nizdik seni o dolandırıcıdan pislikten biz koruduk neler yaptığını tahmin edemezsin..." gözlerimden yaşlar aktı

 

 

"ÖZÜR DİLERİM BİLNİYORDUM..." dedim göz yaşları içinde

 

 

"sorun eğil zaten bilmemen daha iyi oldu"

 

 

"KARDEŞİMİZİ BULDUNUZ VE BİZE NASIL SÖYLEMEZSİNİZ !"" dedi babam

 

 

" SIRLARINIZI YENİ FARK ETMİŞTİK BİR KONUŞMANIZI DUYUP ŞÜPHELENMİŞTİK SONTA YILLAR ÖNCE KILIÇ GELDİ VE BİZİ BULDU VE BİZDE ONUNLA İŞ BİRLİĞİ YAPTIK ÇÜNKĞ OLMASI GEREKEN BUYDU SENLERCE YALAN SÖYLEDİNİZ BENİ İKİZİMDEN DİĞER YARIMDAN AYIRDINIZ !" de ablam bağırarak

 

 

"BANA NEDEN SÖYLEMEDİNİZ?! "

 

 

" BÖYLEİS DAHA İYİDİ AYRICA NİŞANLIMDA BİLİYOR ODA SÖYLEYE BİLİRDİ?!" şok içinde kaldı dracodamı...? ona döndüm başı aşağı inik duruyordu yüzündeki gerinlik herşeui anlatıyordu...

 

 

" draco ...? " cevap vermedi durdu öylece onunda gözleri dolmuştu

 

 

"sendemi draco...?" yine sessiz kaödı biç bişey demedi gözlerini kaçırdı bu sfer bağırdım

 

 

"YÜZÜME BAK DRACO!" bu sfer yüzüme baktı gözlerimin içinde

 

 

" afet ben..."

 

 

" AFET BEN NE ?!"

 

 

" afetim nolur dinle beni..."

 

 

" NEYİ DİNLEYİM! BENDEN NASIL BÜYÜK BİR SIR SAKLADIĞINIMI ?! "

 

 

" nolur dinle beni göründüğü gibi değil..."

 

 

" ANLAT BUNU NASIL ÖĞRENDİN ? VE NASIL ENDEN SAKLARSIN!"

 

 

" bak blaith yaşadığını öğrendikten sonra öğrendim aslında yıllardır ben abinle iş yapıyomuşum ta sır katili timine ilk katıldığım andan beri hiç haberim yoktu bilmiyorsum herkesten gerçek kimliğini saklıyordu abin"

 

 

" SADEDE GEL BENDEN NEDEN SAKLADIN!"

 

 

" yıllaröne blaiht o kendini öldü gösterdiği öpersyondan önce araştırma yaparken öğrenmiş hector brave de biliyormuş... ama ben de çok yeni öğrendim ilk başta blaith telefonda söyledi inanmadım sonra sır katili timne kittiğimizde hectorla konuştum oda bana bunu alttı sana nasıl anlata bilirdimafet nasıl altahım bir abin daha olduğunu bu bana düşermiydi... üstleik birde..."

 

 

" BİRDE NE ?"

 

 

" birde ablanla abin biliyormuş zaten ve sonra hevtorla konuştuktam sonra kılıçla gçrüştüm ve gerçek olduğunu söyledi herşeui öğtendim ama sna nasıl anlatacağımı bilmedim..."

 

 

" SEN BENDEN BUNU HAFTALARDIR NASIŞ SAKLARSIN!" en sonumda oda bağırdı

 

 

"ANLAMAYA ÇALIŞ BİRAZ MECBURDUM ! SANA BUNU NASIL ANLATA BİLİRDİM İLK ÖĞREMDİĞİMDE EMİNCDEĞİLDİM BLAİTH'E GÜVENEMEDİM SONRA ZAMANLA EMİN OLDUM!"

 

 

" SEN ALNMAYA ÇALIŞ SÜREKLİ SORDUM SANA BİÇEY VARSAANLAYABİLİRSİN DİYE ELLİBİN KERE SÖYLEDİM ONA RAĞMEN BANA YALAN SÖYLEDİN!"

 

 

" YA NASIŞ ANLAYTSAYDIM ANLATMAYA ÇALIŞTIM HEP AMA..."

 

 

" AMA ANLATMADIN! GELDİĞİMİZ TÜRKİYEYE UÇAKTA ANLATAcAĞIN ŞEY OYDU DEĞİLMİ!"

 

 

"evet..."

 

 

" sana inamıyorum! okadar dedim sana anlata bilirsin herşeyi diye!"

 

 

"ya tam anlatavaktım ama sırlardan çok yoruldum ailem benden hep sır sakladı falan dince nasıl anlata bilirdim!"

 

 

"sana yazıklar olsun...!" dedim ağlarken bir kez daha en güvendiğimden güvenim sarsılmıştı

 

 

"afetim..." dedi elinş bana doğru uzattı ama kendimi gerçi çektim

 

 

"DOKUNMA BANA! " gözleri dolu bir şekilde elini geri çekti

 

 

" hiçbirinizi görmek istemiyorum... hiçbişey duymak istemiyorum siz hepniz benim kalbimi yerle bir ettiniz ..." arkamı döndüm ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım kısa süreliğine geri döndüm ve onlara hepsine konuştum

 

 

"bundan sonra herşey bitti artık bundan sonra hepiniz gerçek afeti tanıyacaksınız !"

 

 

"AFET!" diye arkadan dravoda gelmeye başladı ama babamın onu durduğunu gördüm

 

 

" o şuan yalnız kalmalı..."

 

 

" ONU HAYTI BOYUNCA YALNIZ BIRAKTINIZ ZATEN! SEVDİĞİM KADINI O HALDE YALNIZ BIRAKAMAM!" dediğini duydum dravo acı ile dudağımın lenarı kıvrıldı yukarı odama çıktım ve eşyalarımı toplamaya başladım draco hemen ardıödan odaya hirdi aşıdan diğerlerinin tartışöa seslerini duya biliyordum ama umrumda değillerdi

 

 

" afet beni dinlemisin ?"

 

gözyaşlarımı sildim ve eşyalarımı topluyordum duymamazlıktan geldim

 

 

" afet ne yapıyorsun?!" dedi birkez daha ben yine cevap vermedim

 

 

"AFET!" en sonunda sinirle döndüm ve bağırdım

 

 

"AFET AFET! NE VAR ?!" sinirle yanıma geldi

 

 

"iki insan gibi konuşalım !"

 

 

"konuşçak biçey yok!"

 

 

" hayır afet yapma böyle "

 

 

"ne yapma ne herkesi anlarım ama ya sen!" dedim yine kendimi tutamafan ağlarken

 

 

"afet..."

 

 

" s-sen beni mahfettin ordaki herkesten daha çok yaraladın beni..."

 

 

" afetim..."

 

 

" afetim deme bana.. söylesene valerion ..."

 

 

"neyi?..."

 

 

" dün abime kardeşinizi asla ağlatmayacağım derken vu hün beni ne kadar krıdığını ve ağlattığını ..." draco o an öyle bir dumura uğradiki çok kötü görünüyordu onu haçetlemişim gibi duruyordu

 

 

" afet deme öyle ben böyle olsun istermiydim..."

 

 

" İSTEMEZDİN TABİ KİM İSTER ? SENİNDE YÜZÜNÜ GÖRMEK İSTEMİYORUM !"

 

 

"AFET!" beni tutmaya çalıştı ama ben göğsünü yumruklamaya başladım

 

 

" SEN BANA BUNU NASIL YAPTIM OKADAR SORMADIMMI? SANA?!" kendi kendime bağırıyor onu yumrukluyordum gözüm hiçbirşeyi görmüyor kulağım hiç bir şeyi duymuyordum

 

 

" AFET DİNLE LÜTFEN..?!" ağlamaya ve onu yk ruklamaya devam ediyordum

 

 

"NEYİ DİNLEYİM HA NEYİ DİNLEDİM YETERİ KADAR" dedim ve topladığım eşyalarımı adlım ve odadan çıktım

 

 

" afet ! afet!" diye draco peşimdem geldi

 

 

" ne var ne ?!" aşağı indim herkes hala ordaydı herkes ağlamaktan helak olmuş gibiydi özellikle annem

 

 

" afet dur lütfen !"

 

 

"durmayacağım!"

 

 

"nere gidiyorsun?!"

 

 

"cehhenemin dibine gelicekmisin?!"

 

 

"gerekirse evet!" diye bağırdı kolumdan tuttu

 

 

"bırak beni!"

 

 

" bırakmam asla !"

 

 

"bırakacaksın!"

 

 

"bırakmayacağım dışarda peşimizde düşmanlarımız varken asla yalnız bırakmam seni sensiz kalacağıma yanatım daha iyi!"

 

 

"mağdem öyle yan ozaman!" dedim ve kolumu çekip gitmeye kapıya yeltendim beni tekarar tuttu

 

 

"asla seni bırakmam nereye gidiyorsun!"

 

 

" sana ne ?!"

 

 

" ne demek bana ne ?! o çocuğun partisinemi gidiyorsun yoksa!" dün eski arkdaşlarımda biri beni bir yarış partisine davet etmişti dra o ise kıskançlıltan deliye dönmüştü bana biraz yavşamıştı çünkü adı da hakan akal dı

 

 

" evet onun partisine gidiyorum biraz eğlenmek istiyorum herşeyi unutmak istiyorum tamammı!?"

 

 

"oldu canım gördük senin nasıl partilediğini!?"

 

 

" ne olmuş yani biraz sarhoş olmuşsam ! sanane sanane kes istediğimi yaparım ben!"

 

 

" ona ne şüphe ama dün katil olmak üzereydim zaten ! bugünde kayil olurum!"

 

 

"bana asılan herkesi öldüremessin!"

 

 

" beni sınama ! gerekirse erkek nesili kuruturum şok olursun!" anlık durdum kendimi ondan kurtarmaya çalıştım

 

 

" bırak beni gideceğim!

 

 

" hayır efendim gidemezsin!"

 

 

"G-İ-D-E-C-E-Ğ-İ-M!" dedim heceleyerek

 

 

" iyi madem çok hitmek istiyosan beraber gideriz !" beni kuacağına aldı hızlıca ne olduğunu anlamdım bile

 

 

"bırak beni!"

 

 

"elli kere söyletme! bırakmam dedim nokta!"

 

 

"noktanı siksinler senin!"

 

 

" o ağzını topla yoksa ben toplarım!" beni kucağına taşırken bizimkilere dödü ve konuşmaya başladı

 

 

" biz gidiyoruz görüşürüz merak etmeyin iyi oluruz!" dedi ve eveden çıktı

 

 

" bırak beni!"

 

 

"bırakmam!" beni zorla arabaya götürdü ve beni zorla koltuğuna oturdu ve kapıyı üstüme kitledi arabanın içinde kaltım eşyaları bagaja attı ve kendisi söför koltuğuna geçti arbayı çalıştırdı ve sürmeye başladı

 

 

"bu yaptığına adam kaçırma ve barbarlık denir !" alaycı bir tavırla bana döndü

 

 

" bir örgüt lideri ve kara ölüm olarak bilinen, anılan bir askerle konuştuğunun farkındasın değilmi?" dondum kaldım hiçbişey diyemedim çok sinirliydim içimden sürekli ağlamak geliyordu ve zaten ağlamaktan gözlerim şişmişti içim alev alev yanıyordu canım hiç bu kadar yanmamıştı uzun bir süre sessiz kaldık arabayı nere sürdüğümü bilmiyordum kaldığımızı otele gibi değildi anlamıştım ama içten içe nereye gittiğimizi merak ediyordum ama çok sinirli ve kırgın olduğum için susuyordum ama suskunluğu bozan o oldu

 

 

" nere gidiyoruz diye sormayacakmısın? otele gitmediğimizi anladığını biliyorum o partiye gitmeyeceğimizde biliyorsun . "

 

 

"konuşmak istemiyorun o kadar sinirliyin üzgünüm ki kimsenin kalbini kırmak istemiyorum"

 

 

"benim kalbimi kıramazsın "

 

 

" sinirliyken ne söylediğimi umursamam karşımdaki insanıda o yüzden sus"

 

 

"sinirliyken söylenen şeyleri umurasayacak kadar küçük değilim"

 

 

"sanada çok sinirliyim sus o yüzden "

 

 

"nere gittiğimizi merak ettiğini biliyorum açık bir alana manzara izlemeye gidiyoruz " sessiz kaldım konuşmadım o tekrar konuştu

 

 

"sessiz bir kafa goplamak için ideal olucaktır ikimizede iyi gelicektir "

 

 

kendimi tutamadım ve sordum

 

 

"burası türkiye sen nerden biliyorsunki ?!"

 

 

" evet doğru burası türkiye ama benimde adım draco elserin valerion afetim bunu unutma" tekrar sustum hiç konuşmadım ağzımı bile açmadım sonra çok uzun bir yol gittikten sonra ormanlık bir alanda manzarı güzel küçük bir dağ gibi yere geldik gün batmak üzereydi arbanın içinde durduk öyle

 

 

"hadi inelim" dedi draco ama hiç oralı olmadı derin bir nefes verdi

 

 

"illa naz yapacaksın güzelim..." dedi ve ona ters ters baktım arbadan indi ve benim kapımı açtı

 

 

" hadi in"

 

 

"canım inmek istemiyor "

 

"ister ister " dedi ve beni arbadan zorla kucağına alarak indirdi

 

 

"YA ALLAHIN DELİSİ ! "

 

 

"ha şunu bileydin !" arabanın kapısını kapatıp beni arabanın önünde manzara karşı indirdi

 

 

"şimdi güzel güzel manzarını izle kafanı topla "

 

 

"emrin olur valerion bey!" dedim sinirle ona sinir ve hafif alaycı tavırla bana döndü

 

 

"beyini siksinler yavrum!" şok içinde ona baktım susup önüme döndüm

 

uzun bir süre sessizlik oldu kendimi çok kötü hissediyordum ağlamak geliyordu içimden

 

 

"güzel manzara değilmi gün batımı vaktine geldik " sessiz kaldım hiç bişey demedim

 

 

"afet..." konuşmak istedim ama boğazı düğümlendi konuşamadım boğazım düğümlendi sanki korkunç bir ağrı vardı bağzımda nefes alamadım sanki kalbime hançerler saplanıyordu sanki iki büklüm karnıma doğru büküldüm

 

 

"afet ? iyimisin ne oldu ? " ağlamaya başladım tutamadım kendimi draco beni kendine çektine sarıldı karşı koycak gücüm yoktu ağlamaya başladım

 

 

"canım çok yanıyor..." draconunda sesi titremeye başlamıştı

 

 

"biliyorum... biliyorum geçicek hepsi..."

 

 

"nefes alamıyorum...!" hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım draco beni tuttu kaldırdı doğrulttu beni

 

 

"afet afet! afetim nefes al aşkım ... yavrum nefes al " derin derin nefes aldım biraz sakinleştim ama ağlamaya devam ediyordum

 

 

" geçicek hepsi afetim geçicek ..." nefesim daralıyordu karnıma şiddetli bir ağrı saplandı krap gibi inledim

 

 

" ah karnım !"

 

 

"afet ne oldu iyimisin ? "

 

 

"bilmiyorum karnım çok kötü ağrıyor !"

 

 

" regl döneimde olduğun içinmi ? "

 

 

" sanırım şimdi geçer" dedim ve gerçekten yavaşça rahatlamaya başladım

 

 

"bu kadar sancı normal mi ?"

 

 

"yani çok uzun zamandır hep olur normaldir heralde "

 

 

"ben bilmem ama bi kere tesadüfen karşıma bir video çıkmıştı

 

kadın bir doktordu kadınların adet dönemlerinde çok şidetli ağrı çekmesi normal değil diyordu "

 

 

"bilmiyorum draco tek derdim bu değil şuan "

 

 

"afet yapma böyle ne istiyorsun benden ? tamam özür dilerim yanlıştı ama napabilirdim seni kandırmışım aldatmışım gibi bakma davranma bana ! "

 

 

" şuan draco tek istediğim gitmek ve rahat bir yatakta uzanmak ve uyumak "

 

 

draco yüzüme kırgın ve üzgün bir ifade ile baktı derin bir nefes verdi

 

 

"peki tamam nasıl istersen" ikimide arabaya bindik ve yol boyunca hiç konuşmadık sonra otele geldik hiç konuşadık sanırımikimizde konuşcak gücümüz yoktu

 

 

" hey maria !" dedi hemira

 

 

"hemira ?!"

 

 

" canım benim iyimisin ?"

 

 

"sen nerden biliyorsun ?!" dedim direk bildiğini duyduklarını anlamıştım

 

 

"şey ablanla konuştuk ta... "

 

 

"hmm anladım şuan yalnız kalmak istiyorum çocuklar siz gezein falan keyfinize bakın draco sizin yanınıza korumalar versin gezersiniz "

 

 

"tabi öyle olur veririm yanıza korumlar istediğiniz gibi gezersiniz " dedi draco

 

 

"peki kuzum tamam siz yalnız kalın" dedi hemira ve gitti bizde villanın içine girdik draco kapıyı kapattı

 

 

"afet bu böyle nekadar devam edicek konuşmaycakmısın benimle ? "

 

 

"bak draco sanada bütün ailemede çok sinirliyim yorgunum ben sinirlendiğim zaman sessizleşirim kırıldığım zamanlar tamammı rahat bırak beni !"

 

 

"budur yani olay ?! dedelerimiz yaptığı şey yüzünden ailenin sakladığı sır yüzünden benimi meshul tutuyorsun ?! " sinir ve şakınla ona döndüm

 

 

"TABİKİ HAYIR SAÇMALAMA " diye bağırdım dayanamadı oda bağırdı

 

 

"OZAMAN NDEN BANA KIZIYORSUN BEN NE YAPTIM ?!"

 

 

"YALAN SÖYLEDİN BANA YALAN SÖYLEDİN DUYDUĞUN ANA EMİN OLMASANDA BANA SÖYLEMEN GEREKİYORDU YADA EN AZINDA SIR KATİLİ TİMİNDE HECTOR SANA SÖYLEDİĞİNDE SÖYLEMEN GEREKİYORDU !"

 

 

"YAPAMADIM İŞTE KIRAMADIM KALBİNİ NAPABİLİRDİM ?!"

 

 

" ŞUAN KIRMADINMI KALBİMİ ?! " dondu kaldı yutkundu baktı yüzüme öylece

 

 

"özür dilerim ! napayım ? canımı kalbimi söküp versen telafi edermi ?!"

 

 

" saçmalama hiç kimse sana öyle bişey demedi !"

 

 

"ne istiyosun ozaman benide anlayamazmısın !? " telefonum çaldı aniden arayana baktım

 

 

" kim arıyor ! " dedi draco sinirle

 

 

"sanane ?!" sinirle yanıma geldi arayan hakan akaldı

 

 

"alo " diye telefonu açtım

 

 

" naber afet-i devran ?" dedi hakan eski arkdaşlarımdan biriydi dün artide yıllarsa sonra karşılaşmıştık

 

 

"iyi hakan senden naber ?" hakanın ismini duyunca draconun gözleri öfke ile açıldı

 

 

" bendende iyi " dedi hakan

 

 

"ne için aramıştın ? "

 

 

"parti için ya gelecekmisin ? " dedi hankan

 

 

"ha partimi-" lafımı yarıda kesen drcaonu hızla telefonu alması oldu telefonu kulağına dayadı

 

 

"alo merhaba ?" dedi draco hakanın sesini duyordum

 

 

"merhaba afet ? "

 

 

"afet değil konuşan benim "

 

 

"sen kimsin?" dedi hakan

 

 

"ben afetin nişanlısıyım "

 

 

"aa merhaba "

 

 

"merhaba afetim bir işi çıktıda telfonu acilen bana verdi "

 

 

"aa tamam ..." dedi hakan

 

 

"ya biz partiye gelemicez "

 

 

"ya neden ? "

 

 

"öyle işte biz babaşa vakit geçireceğiz yoğunuz biraz öyle gerekti "

 

 

"ya anladım"

 

 

"nezaketin ve davetim için teşekürler ama şimdi kapatmam lazım "

 

 

"tamam " dedi hakan ve

 

 

"SEN NAPIYORSUN YA ?!"

 

 

"NE DEMEK NAPIYORUM O ÇOCUĞUN PARTİSİNE GİTMEYECEKSİN ! "

 

 

" NİYEYMİŞ O ? BUNA SENMİ KARAR VERİYORSUN ? "

 

 

"EVET BEN KARAR VERİYORUM ! "

 

 

" SEN KARAR FİLAN VERMİYORSUN !"

 

 

"EVET EFENDİM BEN VERİYORUM "

 

 

"GİDİCEM O PARTİYE CANIM ÖYLE İSTİYOR" dedim ve ve merdivenlere doğru yürümeye yukarı çıkmaya başladım

 

 

"GİTMEYCEKSİN !" dedi oda arkamdan gelirken yukarı çıktık

 

 

"GİDECEĞİM ! "

 

 

"GİTMEYCEKSİN ! ÇOK MU İSTİYORSUN GİTMEYİ ?! "

 

 

"EVET ÇOK İSTİYORUM "

 

 

"YA ÖYLEMİ ? "

 

 

"ÖYLE !"

 

 

"ÇOKMU ÖZELEDİN ESKİ AŞIĞINI ! BİRİCK DOSTUN HAKANIMI GÖRMEK İSTİYORSUN "

 

 

"KISKANÇLIĞIN SAÇMA ! ONUNLA ARAMDA HİÇ BİRŞEY GEÇMEDİ !"

 

 

"ARANIZDA BİŞEY GEÇMESİNEMİ GEREK VAR GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ADAM YAVŞADI SANA "

 

 

"HAHA ÇOK KOMİK NE OLMUŞ YANİ YILLARDIR ARKADAŞIM BENİM !"

 

 

"ÇOK MU LAZIM HAKAN BEY ! "

 

 

"EVET ÇOK LAZIM GÖRMESSEM HASERTİNDEN ÖLÜCEM ÇÜNKÜ VELERİON BEY !"

 

 

"BEYNİ SİKSİNLER AFETİM !"

 

 

"YA BENİ ÇILDIRTMAKMI İSTİOYSUN SEN BANA YALAN SÖYLEDİN !"

 

 

"HAY TANRI BELAMI VERSİN YA MECBURDUM ! "

 

 

"YA SUS YA HERKESİN MECNURDUM DEMESİNE BAKTIM "

 

 

"YA NASIL SÖYLEBİLİRDİM İKİLİMEDE KALDIM YAPMA KURBANIN OLAYIMYA !"

 

 

"NEYSE BOŞVER DAHA ÇOK YALANVARDIR SENİN "

 

 

"YALANIM FALAN YOK !"

 

 

"HIHI AYNEN ÖYLEDİR !" draco aniden elini kaldırdı anlık refklekle kendimi sakladımı ama o sehpanın üstünde duran bardağı aldı duvara fırlattı tuzla buz oldu bardak draconun bana şok içinde baktığını gördüm

 

 

"sana vurcağımımı düşündün gerçekten...? " dedi büyük bir hayal kırıklığıyla

 

 

" belli olmaz bugünlerde güvendiğim herkesten beklenmedik şeyler yaşıyorum "

 

 

"sana inanamıyorum bunu dedin ya sana inanamıyorum çok uzun zamandır birlikte değiliz evet ama yinede bunu nasıl düşünürsün sana ne zaman kötü davrandım ben ne zaman bilerek kalbini kırdım...?"

 

 

o anlık öyle diyince kenmdimi çok kötü hissetim ona yalan söylediği için kızgındım ama haklıydı o öyle bişey yapmazdı

 

 

" ben ani refleksle döndüm öyle zamanında az dayak yemedim bende ..." gözlerinden kalbinin kırıldığı belli oluyordu

 

 

" tamam... neyse özür dilerim sadece sinirimi atmak için bardağı fırlattım"

 

 

"neyse ben gideğim !"

 

 

"hayır gitmeyeceksin nokta !"

 

 

" gideceğim bana karışamazsın !"

 

 

"karışırım !"

 

 

"hah ! sen kimsin ya !? bu hakkı kendinde nasıl buluyorsun ?! " sinirle yanıma geldi karşıma dikildi

 

 

"ben kimmiyim ?! benim adım draco elserin valerion ! elserinin varisiyim ! sır katili timinin lideriyim ! kara ölüm örgütün kurucusu ve lideriyim ve en önemlisi afetim senin müstakbel kacanım ve bu hakkıda her gece koynunda uyuduğun adam olarak buluyorum !" öyle dondum kaldım hiç bişey diyemedim çünkü içten içe haklı olduğunu biliyorum tabiki hayatımdaki erkek olarak bana karışma hakkı vardı ama çok sinirliydim yavaş yavaş üstüme doğru yürümeye başladı beni duvarla arasına aldı elini duvara koydu

 

 

" o partiye gitmeyceksin nokta afet hanım !"

 

 

"hanımı siksinler ! başlarım inadına !" güldü

 

 

"benim lafımı bana satma güzelim " sessiz kaldım bişey diyemedim biraz daha üzerime eğildi

 

 

"benim nişanlıma kimse yavşayamaz flört etmeye kalkamaz afet hanım ! katil etme beni sana benden başkası dokunmaya kalkamaz !" sessiz kaldım iyice üstüme eğildi her nekadar sinirli olsamda ona karşı koymak çok zordu ama tam sırasında gözüm yatağın üstüne takıldı şaşkınlık oraya baktım dracoda bunu fark etti

 

 

"ne oldu ?" draco elini çekti yatağın üstüne doğru yürüdüm ve gördüğümle çıplık attım

 

 

"afet !" geldi ve gördüğü ile şakına döndü ve beni hızlıca kendine çekti kafamı göğsüne dayadı

 

 

"darco ... "

 

 

"tamam soru yok " yatakğın üstünde ölmüş bir güvercin vardı ve yanıda bir mektup vardı

 

 

"draco oda ne öyle ?"

 

 

"bilmiyorum ..." draco beni bıraktı ve yatağa doğru yürüdü

 

 

" afet bu bir güvercin "

 

 

"ölümü ... " draco güvercini eline aldı

 

 

"ay alma !"

 

 

"sakin ol sahte bu oyuncak "

 

 

"sahtemi ? "

 

 

"evet " yakından baktım gerçekten sahteydi

 

 

"draco peki o mektup "

 

 

"dur ben bakayım " mektubu aldı açtı

 

 

"ne ? "

 

 

"bir mektup ingilizce " draco mektubu okumaya başladı

 

 

"Siz maskelerin ardında gerçeği sakladığınızı sanıyorsunuz. Oysa ben, maskemi takarak gerçeği yaşıyorum. Güvercinler saf olabilir ama panterler asla unutmaz. Ve bu sahnede, unutanlar kaybetmeye mahkûmdur."

 

 

korkudan yüreğim ağzıma geldi buda neydi şimdi ?

 

 

"bu da ne şimdi ? "

 

 

"bu bir tehdit mektubu "

 

 

"kim nasıl koyar "

 

 

"bilmiyorum morganı arayacağım " draco morganı aradı ve anlattı gelicem diyip telefonu kapattı

 

 

" draco buraya kadar nasıl geldiler bu kim ?!" dedim korkuyla beni kendine çekip sarıldı

 

 

"sorun yok bulucaz onu tammmı ? herşey geçicek " morganın sesi duydum

 

 

"nerdesiniz ?"

 

 

"yukarda !" dedi draco morgan yukarı geldi ve olan herşeyi anlattık ve kötü tarfı mektupta kan lekeleri vardı morga herşeyi öğrendikten sonra gitti ve en kısa sürede bulcaklarını söyledi

 

 

"afet iyimisin ? "

 

gözlerim dolu şekilde ona baktım

 

 

"nasıl iyi olabilirim bıktım artık tek bir günüm iyi geçsin sakin geçsin istiyorum sadece ! "

 

 

"herşey düzelecek ağlama ..." yatağa oturdum ve ağlamaya başladım

 

 

"anlamıyorsun..." yanıma geldi oturdu

 

 

"neyi ?"

 

 

"benim yüzümden hayatı mafolmuş..." dedim ağlayak draco hiç bişey diyemedi

 

be ağlayarak konuşmaya devam ettim

 

 

"ben doğabiliyim diye... ben yaşaya biliyim hayatım iyi olsun diye o kötü olmuş yetim hanede neler yaşadı kim bilir ...? "

 

 

"afet bu senin suçun değildi ..."

 

 

"evet benim suçumdu ben doğmasaydım o iyi bir hayat yaşaya bilirdi ..."

 

draco sırtımı sıvazladı kontrolsüzce ona yaslandım

 

 

"ben onun yüzüne bakamadım... canım yandı... ama o yinede beni sevdiğini söyledi... ben sevilmeyi hak etmiyorum..."

 

 

"hayır hakediyorsun sen doğmadan yıllar önce olan şeyler senin suçun değil"

 

 

" evet benim suçumdu baksana hep neden annem benden nefret ediyo diye düşündüm seviyormu sevmiyormu anlamadım ... ama o meğerse oğlu için beni suçlamış yıllarca bu suçluluğun aldında ezildim bilmeden ... "

 

 

" annen iyi bir psikolojiye sahip değil yaptıklarını umursama "

 

 

"ama ben elimde değil birde onu suçladım... o ise benim yüzümden hayatı mafolmasına rağmen görmeden beni hep korumuş..."

 

 

"afet yapma böyle... senin suçun değil"

 

 

"bana neden söylemedin sordum sana okadar tamamen açtım sana kendimi niye söylemedin...? "

 

 

"be yapamadın ailene zaten kalbin çok kırıktı söyleyemedim ve söylemek bana düşmez gibi geldi.. "

 

 

"anlıyorum... " kısa bir süre sessizlik oldu

 

 

"afet ağlamaktan gözlerin şişti gelbi yüzünü yıkayalım ha ? " sessiz kaldım ama o beni kaldırdı banyoya götürdü zor aykata duruyordu gücüm yoktu musluktan soğuk açtı ve eliyle yüzüme su çıptı anlık buz gibi suyla irkildim

 

 

"tamam tamam geçti " dedi ve suyu kapttı askıda duran havluyla yüzümü kuruladı

 

 

"hadi gel ..." dedi ve beni banyodan çıkardı

 

 

"uzanmak istiyorum ..."

 

 

"tamam gel böyle "

 

 

yatağın üstünden yorganı açtı ve beni oturttu ben uzanadım ve yorganı üstüme çekti sonra arkamı geçti oda uzadı durdu öyle hiç ona tarf dönmedim derin bir nefes verdiğini duydum bıkmış gibi bana dopru yaklaştı sırtımdan sarıldı onu itmeye çalıştım ama oda bana karşı koydu sarıldı bana en sonunda sesszice olan inatlaşmamızda pes ettim bana sıkıca sarıldı bişey demedim sessizliği bozan o oldu

 

 

" bana krırldığını biliyorum belkide biraz güven sarsıcıydı ama sana yemin ederim güvenini zedeleyecek hiç bir şey yapmadım " sessiz kaldım gözlerimi kapttım

 

 

"iyi geceler yıldızım dediğini duyar gibiyim" dedi sustum yine o konuştu tekrar

 

 

" sanada iyi geceler afetim " gene sessiz kaldım bir iki saniye sonra konuştu tekrardan

 

 

"seni seviyorum dediğini duyar gibiyim bende seni seviyorum" sustum yine tekrardan konuştu

 

 

"ne kadar dediğini duyar gibiyim soykırım çıkarcak kadar çok seviyorum seni " istemsizce dudağımız kenarı kıvrıldı gözlerim doldu yine güldüğünü dudum arkadam hafifçe yüzüme doğru eğildiğini hissetim

 

 

"güldüğünü gördüm ama sessiz kalıyorsun ... tamam sorun değil ben seni biliyorum afetim " dedi va yatağa geri uzandı elleri kolları sıkıca sardı beni sessizce fısıldadım

 

 

"iyi geceler yıldızım bende seni seviyorum..." güldüğünü hisseti ensende nefesini hissediyordum

 

 

"sanada iyi geceler afetim bende snei seviyorum nekadarmı ? soykrım çıkaracak kadar " her nekadr ona kırgın olsamda ona olan sevgim bakiydi ve akşamın karanlığında yorgun olan vücudumu hep yaptığım gibi onun kollarında kendimi uykuya bıraktım ihtiyacaım olan şey dinlemekti ve kabul etmeliyimki bunu sadece onunla yapabildim... evet sinirliydim üzgündüm ama onu seviyorumdum hemde soykrım gibi kırıldım ama gitmedim çünkü soykırım gibi sevdim içimdeki ejderha artık uyanmıştı artık hiçbişey önemi kalmamıştı

 

 

beni sevmek soykırım kadar tehlikeliydi ...

 

🌊🔥

 

 

 

 

Bölüm : 24.07.2025 17:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...