@slytherinqueen
|
Hayat bazen sürprizlerle dolu olabiliyordu bunu en iyi ben anlardım bazen başımıza gelen kötü üzüldüğümüz bir olay mutluluktan göz yaşları döktüğümüz bir olaya neden olabiliyor o yüzden bazen çocukluğumdan beri kendi kendimi teselli ederdim her kötü olayın arkasından gelecek bir mutluluk vardır genelde öylede olur oldu bir genç müslüman olarak kendimi yalnız hissettiğim zamanlar oldu özellikle bir kadın olarak her zaman üzerinizde hangi dine mensup olursanız olun hangi ırk hangi din bu fark etmez eğer sen bir kadınsan üzerinde baskı zorbalık gibi gibi şeyler hep olacaktır dünyanın kuruluşundan beri bu böyledir yıllar öncesinde bile sadece kız olduğu için Allah kız olarak yarattığı için kaç tene masum kız çocuğu öldürüldü o yüzden yalnız dışarı çıkmaya çocukluğumdan beri hep korkmuşumdur çünkü hep kendi kendime düşünürdüm şimdi bur da başıma bir şey gelse ne olurdu bir erkek tarafından saldırıya uğrasam ne olurdu kesin etek boyumu sorarlardı o saatte orda de işim var olurdu yada kuyruk sallamışımdır kesin öyle derlerdi halbuki Allah'ın verdiği canı ancak Allah alabilirdi okuldan eve yada işten ekmek parasını kazanıp kendi başının çaresine bakmaya çalışan onlarca yüzlerce kadın o kadınların hiç biri ölmeyi hakketmezdi bazen gördüğüm haberler rüyalarıma giriyor uyuyamıyordum işte her kadının aklındaki bu düşünceler bu baskılar asla gitmez gidemez ben çocukluğumdan beri yalnız hissederdim kendimi dışardan yalnız görünmezdim tabi mutlu bir çift olan annem ve babam vardı iyi bir ablam ve abim vardı bense evin en küçük kızı prensesiydim ama aslında olay hiç te öyle değildi tamam annem ve babamın mutlu bir evlilikleri vardı bir ablam bir abim vardı üstelik hayatta çok başarılı olmuş güçlü saygı değer maddi gücü yüksek insanlar olmuştu ailemi canımdan çok severdim onlar için canımı verirdim ki ben ailem için seçim hakkımı hayatımı teslim etmiştim ama yine de en kötü hayırsız evlat ben olurdum ne komik değil mi? kaç gece ağlayarak uyudum sayısını bilmiyorum kaç gece Allaha yalvardım bilmiyorum çocukken bile ağladığımda hiç kimseye göstermezdim çünkü ailemin yanında ağlamak dert yanmak sorunlarını hatta bazen düşünceni dile getirmek bir suçtu ağladığında yada bir şeye üzülüp sinirlendiğinde gereksiz tepkiler yada şov yapıyor olurdum ne kadar rahatsız edici bir durum değil mi? ailem beni asla anlamaz dinlemezlerdi ben de hiç bir sorunumu onlara belli etmedim ağladığımı üzüldüğümü kırıldığımı hep sakladım ve sonunda iyi bir oyuncu olmayı başardım sadec bir kez hayatımda ailemle tartışmaya girdim oda benim haberim olamadan eveleceğimi söyledikleri gündü o günden sonra herşeyi akışına bıraktım zaten elimden hiç birşey yapmak istemedim ne olursa olsun dedim ve o günden sonra ailemle konuştum ama gerçek beni gizleyerek aramızda hiç bir zaman bir bağ olmadı bu satten sonra olurmu bilemem ama her zaman aklımı kurcalayan bir şey olmuştur annem her zaman herşey senin iyiliğin için derdi ve şuan elini sımsıkı tuttuğum bana güven veren beni tanıdığı andan beri beni anlayan kalbimin ritmini etkilemeyi başaran adamın ailemin beni zorlar evlendirdiği adam olduğunu düşünürsek belkide doğrudur ailem her şeyi benim iyiliğim için yapmıştır Draco ile beraber tekrar ortak salona gittik ve tekrar yerimize oturduk " Çocuklar nerde kaldınız merak ettik " dedi hermonie " Sıra vardı biraz beklemek zorunda kaldık" " Yani korktuk biraz olaylarda mağlumun yani " dedi fred " Of tamam çocuklar abartmayın zaten yorgunum" " Aynen hem bende girdim tuvalet bu yani yeter" " Ama olmazki canım bide telefonda beni bir dövemediğin kaldı " az önce olanlarï hatırlayınca yanaklarımın kızardığını hissettim " E sen de sinirlendirme o zaman" " Ni ye sinirlendin ki bu kadar anlamadım ben sanki hani filimler ve kitaplarda tam önemli bişey olacakken sinir bozucu bir karakter arar böyle tüm ortamın içine eder ya kendimi öyle hissettim " Draco bana baktı bende ona ikimizde gülmemek için kendimizi zor tuttuk dudaklarını birbirine bastırdı bende aynı şekilde gülmemi bastırmaya çalışıyordum o sırada hermonie bana bakıyordu ne oldu der gibi bende bişey yok dercesine kafamı salladım " Ya saçma sapan konuşma sadece tuvalette bile rahat bırakmıyorsun Ron" " Ama merak ediyoruz" " Of tamam Ron bi dakine sindirim sistemine söylerim sana göre çalışır hey Allah'ım Ya " " Sindirim sisteminle konuşamazsınki öyle birşeymi var?" "Alkışlıyorum seni Ron var tabiki öyle şeyler yokmu!" Dedi hermonie " Tıp okadar gelişmiş demek ki internette filan hiç rastlamadım ama" Harry tonun kafasına sertçe vurdu " Sen harbi yemin ederim organik malsın sindirim sistemini bilmem ama senin beynine bir kontrol lazım " Herkes kahkaha atarken kendi kendime düşündüm o kadar şey oldu ama hala böyle güle biliyoruz hala güzel şeyler yaşıyabiliyoruz ne kadar şanşlıyım bu son olan olaylardan sonra özellikle aklıma hastane odasında gördüğüm rüya geliyordu o uçurum deli gibi köpüren okyonus kapkara hava üstümdeki çiçekli elbisi o karanlık silüet ve draco ... Benim içim yaşa afetim diyordu bana ben her gördüğüm rüyanın bir anlamı olduğunu düşünürdüm peki bu rüyanın anlamı neydi ben düşünceler arasında kaybolurken draco kolunu omzuma attı " Benim sevgili müstakbel karıcım nereye dalmış öyle " " Ha hiç öyle dalmışım" rüyamı her hatırladığımda kalbim daralıyordu " Gene düşünceler arasında kendini boğdun değilmi " gene anlamıştı Allahım sen bu çocuğa zihin okuma özelliği mi bahşettim " Sen aklımımı okuyorsun?" " Hayır müstakbel karımı tanıyor ve anlıyorum" dedi kulağıma doğru ve fısıdıyarak konuşmaya devam etti " Güzelim seni rahatsız eden ve daraltan nedir?" Omzuma attığı koluyla kolumu okşadı " Hiç bu gün dün olanlar işte aklımı kurcalıyor " " Yalancı seni " dedi gülerek " Hey ben yalancı değilim " " Tamam ama bugün ve öncesinde olanlar var ama seni uzun zamandır rahatsız eden daraltan bişey var " " Ben şey" " Tamam sorun değil ne zaman anlatmak istersen ozaman anlat seni her zaman dinlerim tamammı" gülümsedi ve o güzel gülümsemesi bana güven diyordu ve güvende veriyordu Bende ona gülümsedim ve kafamı göğüsüne yasladım draco ellerimi tuttu " Üşündünmü sen?" " Biraz battaniye verirmisin?" " Tabi güzelim" Yanında duran battaniyeyi benim üzerime örttü " Teşekkür ederim " " Rica ederim güzelim ceketimi de vereyim " " Yok yok cekete gerek yok " " Peki nasıl istersen güzelim peki acıktınmı " " Eh yani biraz" " Çocuklar siz acıktınızmı?" " ben açım " dedi luna " Bende" dedi hermonie " Ozaman hepimiz açsak ozaman beyler kalkım yiyecek bişeyler alıp gelelim " erkeklerin hepsi yiyecek bir şeyler almaya gittiler ve gittik leri gibi kızlar hem uçar gibi yanıma geldiler " Hey ne oluyor ginny az önce uçtunmu sen?!" " Hahaa çok komik "dedi ginny " Neyse bugün sabah ve az önce ne oldu hemen anlatıyorsun yoksa döverim " dedi hermonie " Evet siz bir boklar yemişsiniz " dedi ginniy " Ay ginny öyle bir diyorsunki insanlar yanlış anlayacak!" " Aman be " dedi ginny " Ay ne olacak tuvalete gittik geldik" " Yooo yok kessen şurda beni inanmam bir şey olmuş aranızda" dedi hermonie " Aşk olsun Maria bizden mi saklıyorsun" dedi luna " Ay tamam ama sakın olun belli etmeyin" " Tamam hadi anlat patlıyacam " dedi hermonie " Tamam öpüştük " dedim fısıldayarak tabiki kızlarla her boku konuşacaktık yazılı olmayan bir kural tabiki "Ne hadi canım yemin et" dedi luna " Aman tanrım kız sende amma hızlı çıktın ha " hepimiz kahkaha attık " Evet Maria detaylı anlatım lütfen " dedi ginny gülerek " Bak şimdi draco beni kapıda bekliyor du tamammı" " Eee " dedi üçü bir ağızdan gülüyorduk " Ben çıktım tuvaleten Tamammı ama öncesinde piknikteyken flörtleşiyorduk tamammı hani süpriz parti yapmıştınız ya " " Hadi nazlanma şimdi gelecekler " dedi ginny " Bı ara ben bundan elma koparması nı istedim " olan konuşmaları benim draconun üstüne düştüğümü daha doğrusu beni üstüne çektiğini anlattım detaylı bir şekilde ee yakın arkadaşlık bunu gerektirirdi Ben anlattılça onlar gülüyor kahkaha atıyordu " Ya gülmeyin devamı var daha" " Yav bir türlü öpüştüğünüz kısma gelemedik öpüşün artık " Dedi hermonie " Harbi draconun şanssızlığı bı öpemedi yazık" dedi luna " Tamam durun bı neyse biz tekrar oturduk falan " anlatmaya devam ettim " Eee sonra ne oldu " " Öpüştünüz artık heralde" dedi ginny " Hayır öpüşemedik " " Yada neden tam öpüşüyordunuz hani!" Dedi luna hem gülerek hemde hevesi kırılmış bir şekilde " Hermonie yüzümden" dedim gülerek hermonie hem güldü hem şaşırmış bir şekilde " Ben ne yaptım lan aranızdan mı çıktım" " Teknik olarak onun gibi bir şey oldu tam o sırada sen aradın " dedim gülerek Luna kahkahalarının arasından zorla konuştu " Oha hermonie nasıl denk getirdin çocuğun hevesi kursağında kalmış" " Ben ne bileyim bileseydim beş dakka sonra arardım" " Beş dakka yetmezdi zaten boş ver" dedim gülerek " Oha Maria sen ne fenasın o yüzden demin geç kalmış lar beş dakka yetmemiş " dedi ginny gülerek " Neyse aramızda bir şaka oldu tamammı sana sözün olsun filan dedi " az önce olanları da anlattım tabi kızları es geçtim onların zamanı vardı biz kızlarla şaklaşmaya devam ederken bı anda kulaklarım çınladı " BÖH!" " Sizin ben ananı sik-" diyecektim yarım bıraktım " Ya draco napıyor sunuz ya !" Bizimkilere kahkaha atarken biz onlara sinir li bakışlar gönderiyorduk " Siz şimdi komik misiniz yani bumudur !?" Dedi luna " Ay siz büyünce komik mi olacaksınız ya!" Dedik korkuyla hem korktuğumuz için hemde konuştuklarımızın ve duyulmasından tabi " Şaka yaptım aşkım şaka" yanıma oturdu elinde açma ve çay vardı bildiğimiz türk açması ve çayı gözlerim açıldı ve çok acıkmıştım " Hiii" " Sen söylemeden ben söyleyeyim evet türk açması ve türk çayı senin için al bakalım" " Ayy çok teşekkür ederim aşkım nereden nasıl buldun?" Açmayı aldım ve derin bir şekilde kokladım ağzım sulanmıştı Herkes yerine geçti " Açmayı bizim yemekleri yapan şeften rica ettim bir çok ülkenin yemek kültürüne hakim bir aşçı Çayı ise bir arkadaştan rica ettim bir markettem buldu sağolsun" " Çok teşekkür ederim draco bitanesin " draconun yanağına küçük bir öpücük bıraktım " Teşekkür etme istemen yeter" Gülümsedim ve Açmadan koca bir lokma ısırdım Ve çaydanda büyük bir yudum aldım " Oha Maria o lokma ağzından büyük senin " " Sus be zaten çok açım ne zamandır yemiyorum zaten hele benim güzel çayım siz bilemezsiniz tabi bu lezzeti zamanında bu çayın verdiğin o güzel zamanları ancak yaşıyan bilir " " Oha Maria bir çaya ne anlam yükledin" dedi cedric " Öyle demeyin türkler için çayın anlamı büyüktür yani İngiliz olarak bile fark ediyorsunuz "dedi hermonie " E ozaman bir gün bizim evimizde de yaparsın dimi müstakbel karıcım" " Olur tabi canım yaparım" " E tabi birlikte ilk sabahınızda yapar sana bir çay " dedi George " Bize yokmu aşk olsun" dedi ron " E oha Ron ilk günümüzde bari rahat bırakın bizi " " Hay babasını satayım daha ortada bişey yok siz ilk sabahın kahvaltısının çayının kavgasını yapıyorsunuz" " Babasını satım mi?" Herkes kahkaha attı " Niye gülüyorsunuz hep ananı ananı diyorsunuz birazda babalara sövün analarım ne suçu var?!" " Kız haklı" dedi draco ve kolunu omzuma attı " Gerçekten haklı" dedi Ron " Tabiki haklıyım " " Tamam apla kızma" dedi cedric bunuda onlara ben öğretmiştim Yarından sonraya kadar ortak salonda hepimizin beraber kaldık çok yorucu keçsede bı okadarda eğlenceli geçmişti ama tabi herkes pert olmuştu Herkes odalarına gidip dinlenmek istemişti Draco ile bizde odamıza geçtik " Çok yoruldum ya her yerim ağrıyor" " Bende çok yorgunum ya sadece Uyumak istiyorum ha ne dersin " " Ay kesinlikle beraber sarılarak uyuruz dimi" dedim tatlı bir şekilde draco beni belimden tutup kendine çekti "Wow bu harika bir teklif kabul etsemmi bilemedim" " İyi ozaman kendine yer yatağı hazırlarsın" dedim tiripli bir şekilde kendimi geri çektim Üstümü değiştirmek için dolaba gidecektim ki beni kolumdan yakaladı ve sertçe kendine çekti göğüslerimiz birbirine çarptı boyum draconun boyununa kadardı kafamı yukarı doğru kaldırdırdım oda kafasını eğmişti yüzlerimiz bir birine değdi çok yakın duruyorduk nefeslerimiz birbirine karışıyordu yutkundum kalbim hızlı atmaya başlamızdı " Napıyor sun draco" dedim kısılan ve titreyen sesimle " Sen tripmi attın?" Dedi sırıtarak Yutkundum " Nediyon draco ya yorgunum seninle uğraşamam" çekilmeye çalıştım ama beni daha sıkı kavradı " Benden gidemezsin güzelim " dedi fısıldayarak ve karanlık derin etkileyici bir ses tonuyla bu ses tonu acayip etkiliyordu siktir ! " Draco..." Dedim ama getiremedim o kadar yakın duruyorduk ki kalbim kulaklarımda atıyordu sanki Beynimi kullanamıyordum " Bide küsermiş tripte atarmış" dedi üstüne basarak tane tane " Ben trip atmıyorum ve küsmedim" " Tamam kızma şaka yaptım aşkım" kısık sesle çok etkileyici konuşuyordu " Ben kızmadım" " Tamam güzelim" gözleri dudaklarıma kaydı ve sessizce belli etmeden yutkundu boğazında oynayan adem elmasından yutkunduğunu anladım " Kızmadıysan sarıl o zaman dünden öneceki gibi dola kollarını boynuma " Kollarımı boynuna doladım " Seni öpmek istiyorum" Bişey diyemedim suratıma ateş bastı sanki yutkundum " İznin var mı?" Dedi sanki ondan rahatsız olan varmış gibi " İzne gerek yok artık bence senden rahatsız olmuyorum" bunu söyledim çünkü ondan rahatsız olmadığımı bilsin istedim sırıttı elleri belimi okşuyordu bu hareketi tüylerimi diken diken yaparken dudaklarını dudaklarıma sürttü Öyle kaldı biraz derim bir nefes verdi ve dudakları dudaklarımın üstüne kapattı belimdeki bir elini yüzüme getirdi boyundaki elimle saçını okşuyordum Kendini geri çekti kapattığ gözlerimi geri açtım " Bı saniye müstakbel karıcığım telfonunu verirmisin" ne olduğunu anlamadım " Tabi ama ne oldu " telefonumu ona verdim ve telfonumu sessize aldığını gördüm ve sonra kendi telefonunu cebinden çıkardı ve onuda sessize aldı ve telefonları aynalının üstüne koydu yanıma geri geldi ve tekrar elleri belime doladı bende tekrar kollarımı boynuna doladım " Artık bizi bölemezler " Dayanamayıp güldüm "Gülme ciddiyim bı izin vermediler " " Haklısın canım birşey demedim" dedim gülümseyerek Yüzünü yüzüme yaklaştırdı " Bir daha yaparmısın?" " Neyi" diye sordum merakla " Saçımı biraz daha okşarmısın çok hoşuma gitti" gülümsedim ve saçlarını okşamaya başladım Güldü " Teşekkür ederim" dedi fısıldadı " İstemen yeterli" dedim gülerek Gülümsedi Bu sefer onu ben öptüm Öpüşüme hemen karşılık verdi Öyle devam ettik bı süre sonra durdu " Seni seviyorum " dedi ve devam etti " Senin için herşeyi yaparım" dedi biraz durdu sonra devam etti " Senin için soykrım başlatırım" Güldüm " Bende seni seviyorum" dedim ve devam ettim aynı onun yaptığı gibi " Senin için herşeyi yaparım" Biraz durdum ve devam ettim " Senin için soykrım başlatırım" İkimizde güldük " Hadi uyalım artık çok yoruldun" " Sende yoruldun üstümüzü değişitirip uyalım" Üstümüzü değiştirip yatağa girdik draco yatakta kollarını açtı " Gel bakalım müstakbel kocana" dedi gülerek kıkırdadım ve kucağına girdim " İyi geceler müstakbel karıcım" " iyi geceler müstakbel kocacım" Güldü " İyi geceler afetim " dedi bir kez daha güldüm " İyi geceler benim derin ve dalgalı denizim" Beraber sarılarak uykuya daldık 🌊🔥 Derin bir uykuday dım ama huzursuz dum Yatakta sağa sola döndüm ve yatakta sıçrayarak uyandım yanıma baktım draco yanımda değildi gene aynı rüyayı görmüş tüm ilk hastane odasında gördüğüm rüya arada görüyordum hatta dün gecede gördüm draco sorunca neden bilmiyorum ama anlatmaya çekiniyor dum saate baktım Saat 01:20 'yi gösteriyordu Banyoya doğru gittim draco ordamı diye bakıcaktım Hemde tuvalete girmem gerekiyordu Tam kapıyı tıklatacaktım ki kapı açıldı draco ile karşı karşıya geldik Burnuma dolan Şampuan ve kendi teninin kokusu başımı döndürmüştü üstünde belden aşağısını kapatan bir havlu vardı Saçından sular damlıyordu duş aldığı her halinden belliydi Ve vücudu tam bir baş yapıttı çok estetik ve kaslıydı düzenli spor yapıyor olmalıydı İkimizde belki şokla yada untançla ikimizde birbirimize bakakaldık kısılam ve titreyen sesimle konuşmaya çalıştım " Şey ben par- özür dilerim uyandım sonra satte baktım Tam sana sesleniyordum şey" Draco dudaklarını bir birine bastırdı utan mam onun komiiğine gidiyordu ben utanç tan yerin dibine girdim ama o utanmayı bırak bu durumdan zevk almıştı piç! " Sorun değil" dedi gülerek " Komik değil !" " Yo çok komik sen ne tatlı utanıyorsun öyle yanaklarında mı kızarmış" eliyle çenemi tuttu ve yukarı kaldırdı baş parmağıyla yanağımı okşadı " Oy oyy kızarmış " " Of draco çok kötüsün " elimle hafifçe göğüsüne vurdum beni ellerimden tutup kendine çekti ellerini belime doladı " Aa nedir bizim bu siz kadınlardan çektiğimiz erkeğe şiddete hayır!" Dedi gülerek " Of! Dalga geçme benimle komik değil " " Komikti bence kabul et tatlım eee nasıl buldum vücudumu güzelmi düzenli spor yapıyor gerçi son zamanlarda akasadı ama olsun" " Komil değildi tamammı tatlımda deme" " Konuyu değiştirme nasıl da işine geleni duyuyor bir şey sordum müstakbel karıcım " " şey ben bı lovoboya giriyim " Dedim gitmeye çalıştım ama daha sıkı tuttu " Benden kaçamazsın güzelim" " Senden kaçmıyorum " kaslarına bakamamaya çalışıyordum ve çok utanıyordum " Gözlerini kaçırma Kasları ma istediğin kadar bakabilirsin bu kaslar müstakbel karım için sadece sen baka bilirsin" " Yok bide başkalarıda baksın!" Dedim ani tepkiyle güldü "Beni kızkanmana bayılıyorum" " Haha çok komik" " Bir şey söyleyeyimi " " Söyle " " Aileme başta çok kızgındım ama şuan onlara minnetarım iyiki hayatıma girmişsin iyiki benim güzel zeki etkileyici kraliçem müstakbel karım olmuşsun" dedi duraksadı ve devam etti " Afetim" dedi yüzünü yüzüme yaklaştırdı o bana her afetim dediğinde bayılacak gibi oluyordum yutkundum "Evet..." " Seni çok seviyorum" gülümsedim " Soykırım çıkaracak kadarmı?" Güldü " Soykırım çıkaracak kadar iyiki varsın " " Sende iyiki varsın gökyüzüm bende seni çok seviyorum" " Soykırım çıkaracak kadarmı?" Dedi gülerek bende gülerek cevap verdim " Evet soykırım çıkaracak kadar" Dudağıma hızlı ve küçük bir öpücük bıraktı " Artık üstünü giyin senmi?" " Sen üstü çıkarsan? " dedi gülümseyerek gözlerimi şaşkınlıkla kocaman açtım "MALFOY!" " Tamam tamam hemen giyiniyorum!" Dedi ve üstünü giyinmeye gitti bende tuvalete girdim çıktığımda üstünü giyinmiş yatakta uzanıyordu Bende yatağa uzandım " Yarım için heycanlımısın " " Evet hemde çok kendi kazdıkları kuyuya kendileri düsecek draco yatakta doğruldu ve oturdu " Afetim" " Efendim ?" Bende doğruldum ve yanına oturdum " Sen iyimisin güzelim?" " İyiyim ne olduki ?" " Banyo dayken sesini duydum korkarak uyandın tam çıkacağım zaman uyandın duydum ve dünde aynı ve daha öncesinde de bir çok kez aynı şey oldu kötüysen söyle afet sürekli içine atıyorsun bu hoş değil çok zararlı " biraz öyle kaldım draco elimi tuttu ben yanındayım dedi aslında " Tamam bir şey var aslında" " Nedir?" " Hani beni yangından kurtadığın zaman varya " " Evet ?" " İşte biliyorsun ben ozaman bayılmıştım sonra saatler sonra uyandım ya " " Evet biliyorum ' " İşte tam uyandığımda zaman işte uyanmadan önce uykudayken ben bir rüya gördüm" " Ne rüyası?" Gördüğüm rüyayı anlattım detaylı bir şekilde her şeyiyle " İşte öyle " " Ve ozamandan beri sürekli görüyorsun" " Evet..." Beni kendine çekti ve sarıldı bende kafamı göğüne gömdüm " Merak etme güzelim kabus işte sen asla yalnız olmayacaksın tamammı ben hep yanımda olacağım ayrıca bir kabus asla gerçekleşmesi mümkün olmayan Bir kabus ama seni çicekli elbise ile görmek ço güzel olurdu " " Yaz gelince görürsün " " Sözmü ?" " Söz " " Senin ismini çok seviyorum biliyormusun" " Ya gerçektenmi?" " Evet Maria ismin de güzel ama afet tam senin ismin annenle baban sana öyle bir isim seçmiş ki gerçekten seni çok yansıtıyor seni ilk gördüğümde o ortak salonda bana büyü yaptın sanki ismini biliyordum zaten seni gördüğüm o an o yürüyüşün saçların güzelliğin bakışların gözlerin o dik yürüyüşün dedim bu kız gerçektende bir afet o yüzden sana maria demiyorum " Durdu biraz derin bir nefes aldı kafasını saçıma gömdü ve saçımı kokladı " Afet sen gerçekten tam bir afet'sin sen beni yerle bir eden aklımı başımdan alan afetimsin ve hep öyle kalacaksın" " Sende benim dalagalı fırtınalı derin denizimsin " durdum ve devam ettim " Ve yakışıklı korumam sın tabi" güldü " Senin ağzını yerim bak" " Yee o zaman" cümlem bittiği gibi dudaklarıma yapıştı ona karşılık verdim bir kaç dakika sonra kendini geri çekti " Bence artık uyuyalım yoksa..." Boğazını temizledi " Bencede hem çok yorgunuz zaten " " Aynen hadi gel " İkimizde yorganın altına girdik beraber sarıldık " İyi geceler gökyüzüm ve gökyüzindeki en parlak yıldızım" " Yıldızmı?" Diye sordu merakla " Evet sen benim en parlak yıldızımsın " " Neden öyle dedin peki " " İsminin birden çok anlamı var" " Benim bildiğim yılan anlamına geliyor yıldızla alakası yok aslında" " Hayır olmaz olur mu? " dedim heyecanla ismini merak ettiğim için araştırmışftım " Neymiş anlamı ozaman?" Diye sordu oda merakla " İsmin draco yani Latince de hem ejderha hem yılan anlamına geliyor ama başka çok güzel bir özelliği var modern 88 takım yıldızlarından birinin adı büyük ve küçük kepçeler in arasından geçerek yıldızların oluşturduğu bir ejderha takım yıldı bir takım yıldızısın yani ve köklü ailelerde bir genelektir gökte takın yıldızı görüldüğünde takım yıldızının ismini vermek " " Vay ben bilmiyordum " " Ve senin..." " Ve benim ailemde soylu bir aile" " Yani..." " Yani bilerek bana takım yıldızının adı koydular" " Yüksek ihtimalle " " Hiç böyle düşünmemiştim hoşuma gitti ama hep yıldızım de bana ozaman " " Olur yıldızım derim " " Teşekkür ederim " güldüm " Etme istemen yeter " güldü " Sende bana hep afetim de olurmu?" " Olur afetim kuşkun olmasın" " Teşekkür ederim " dedim gülerek " Etme" dedi gülümseyerek " İstemen yeterli " " İyi geceler fırtınalı gökyüzüm ve yıldızım..." " İyi geceler afetim..."
Bu geceyi asla unutmayacaktım bu gece ikimizde birbirimize yemin etmiştik sonsuza kadar ben onun afeti... O ise benim fırtınalı denizim gökyüzüm en parlak yıldızım olarak kalacaktı ... 🌊🔥 |
0% |