17 yıl sonra gerçek ailesinin kendisini bulmasıyla ailesinden ayrılan Eylül`ün serüvenine hoş geldinizzz.
Eylül bir emekli asker ve Antep aşiret torunu iken bir anda Mardin aşiretinin ve Karadeniz`in en soylu ailelerinin torunu çıkarsa ne olur?
Peki Eylülün ailesi Eylül`ü vermek istemezse ne olur?
Buyrun görelim:)
Bu hikayede yer ,zaman ,kurgu ve karakterler birer hayal ürünüdür. Lütfen ciddiye almayınız🎀
Kopyalanması halinde adli işlem başlatılır.
klasik abilerim ve aile kurgusudur.
Avşar, sabahın ilk ışıklarında hamile olan karısının suyu geldiği için hastaneye getirmişti. O gün Ayla` nın son çocuğu olan Elfida doğacaktı.
Her ikisinde de büyük bir heyecan vardı.
Doğacak kardeşlerini sevinçle bekleyen abiler büyük bir hüsranla karşılacağını bilmeden hastane kapısının önünde bekliyorlardı.
Aradan geçen iki saatin ardından doğumhane kapısı açılmıştı. Doktorun yüz ifadesi iyi şeyler söyleyemeyecek gibi duruyordu.
"Doktor bey, karım ve çocuğumun durumu nasıl şu anda? İkisi de sağlıklı dimi?"
Doktor, Avşarın suratına hüzünle baktı. Durumu nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. İlk defa başına böyle bir olay geliyordu.
"Karınızın durumu şu an stabil. Her şey yolunda. Doğumda hiçbir sıkıntı çıkmadı. Ancak bebeği hemşireye verdim ve bebek şu anda yok. Hastane kayıtlarına baktığımızda öyle bir hemşirenin bizim hastanede çalışmadığı tespit edildi. Yani anlayacağınız bebeğinizin kaçırılma olasılığı çok yüksek."
Avşar derin bir sessizliğe büründü. Bu fırtına öncesi sessizlikti. Asker olduğundan ayakları yere sağlam basıyordu ve kızını bulamamaktan değilde karısına "kızım nerde?" dediğinde ne cevap vereceğini bilememekten korkuyordu.
Tek temennisi bir an önce kızını bulup ona kavuşmalı ve kokusunu içine çekmeliydi.
O gece gökyüzünden bir yıldız kaydı ve o yıldız bir kızın hayatını darmadağın etti.
O gün kaçırılan bebeğim bir daha hayatı yüzune hiçbir zaman gülmedi.
Kaçıran kişinin amacı belliydi. Geçmişte yaşanan olaylardan ötürü Avşardan intikam almaktı.
Küçücük bedene büyük acılar yükleyen teröristi asker Avşar bulup kemiklerini lime lime edecek miydi?
Hadi gelin birlikte okuyalım.
Selamlar yeni kurguyla geldim. Tanıtımı nasıl
buldunuzz?
Selamlar, yeni kurguyla yine ben geldim. Klişe bir kurgu olsa da dedim benim diğerlerinden ne eksiğim var? Bende yazayım ve bir anlık hevesle başladım.
İlk iki üç bölüm üçüncü kişi ağzından olacak. Sonrasında kızın ağzından okuyacağız.
Karakter fotoğraflarını da koyacağım bu bölümden sonra. Keyifli okumalar diliyorum.
Umarım beğenirsiniz. Birde bir oturuşta çok uzun bölümler yazamadığım için bölümler maksimum 1500 kelime olacak. Baştan söyleyeyim de ona göre okuyun. Bana sövmeyin.
Kitapla ilgili düşüncelerinizi de yorumlarda belirtebilirsiniz.
Hayat ne kadar acıdır. Ya da insanlar mı desem. 23 yılım bir yalan belki geçirdiğim çoçukluğum belki de bu hayat nereden bilirsin ki.
Ben Kaan oğlum Barış Efe ile başbaşa kaldım.
"Oğlum, umarım görmediğim baba sevgisini sana en güzel bir şekilde gösteririm ve sana çok iyi bir baba olabilirim Barışım benim."
★★★
Aile kurgusu.
Öz kızlarını öldü sanan aile,
Üvey kızlarını çok seven aile,
Her şey ortaya çıkarsa sonra ne olur?
Derin öz ailesin kabul edecek mi?
Ya Derin’i ailesinden koparan kişi tanıdıkları biriyse, her şey açığa çıkınca ne olacak?
***
Hikaye bana aittir.
Aslı’nın görüşü bulanıklaştığında dışarıdan büyük bir gürültü koptu, saniyeler sonra kapının açılmasıyla birlikte içeriye davetsiz bir misafir girdi. Öfkeden gözü dönen Arslan sese kulak vermedi.
Aslı kapıya doğru başını çevirmeye çalıştı, umutsuzca dudaklarını oynattı ama ağzından çıkan tek şey inlemeydi.
Arslan, boynunu kavrayan elle birlikte duvara savruldu ve sonrasında yere düştü.
“Kardeşim!”
Davetsiz misafir Arslan’ı yere serdikten sonra aceleyle Aslı’ya baktı, yanına koştu.
“İyi misin abicim? Bir şey söyle!"
Aslı seslice soluk aldı ve kısık olan gözleriyle endişeyle ona bakan yabancı adama baktı.
“Lütfen b-bana yardım et.”
Aslı’nın kekeleyen sesi kulağa acınası geliyordu. Birkaç kelimeyi söylemekte bile zorluk çekiyordu.
Asel adında 17 yaşında bir kızın gittiği okulda gerçek ailesini bulması sonucu ailesi ile yaşamaya başlamasıdır kitabıma şans verin klasik aile kurgusudur 🫶🏻🎀🤍
Hey! merhaba ben Nida, Nida Aksoy. Namıdiğer yer fıstığı... burası da evim yani Erik mahallesi. Her mahallenin bir delisi vardır, bizim mahallenin delisi ise kesinlikle bendim.
Hayır, tabiki de tek başıma değilim. Siz birde benim saz arkadaşlarını görün.... Ben, mahallelinin eline doğmuş ve elinde büyümüş bir kızdım. Mahallemden dışarıda bir hayat var ise bile benim ilgimi çekemezdi. Ayrıca kim bu mahallenin insanlarından başka birini görmek isterdi ki... Bakmayın bana mahallenin delisi derler ama içerde benden daha beterleri var. Benim adım çıkmış dokuza inmez sekize.Ben biraz huysuz, biraz haylaz biraz da inatçı olabilirim ama bunlar benimde bir kalbim olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Kimisi ben gülüyorum diye acılarımı yok saydı, kimisi de gülüşlerimden rahatsız olup onları soldurmaya çalıştı.
Ama hiçbir zaman başarılı olamadılar. Nihayetinde bir Nida Aksoy kolay yetişmiyor. Sizde bizimle beraber bu çılgın mahallenin içinde yolculuğa çıkmak istiyorsanız emniyet kemerinizi takın
Gerçek ailem kurgusu ama bazı küçük farklarla
Neden Sinem sürekli ezilen ve ona biri bir şey yapınca kolayca affeden, hiçbir şey olmamış gibi davranan bir kız olsun.
İnsanlara hakketiği gibi davranmak ne zamandan beri saygısızlık oluyor.
Şimdiden söyliyeyim Sinem açık sözlü bazı yerlerde asabi bazı yerlerde ( çoğu yerde )KİNDAR biri olucaktır diğer kitaplardaki gibi kolayca bir iki özürle insanları affetmiyecek şimdiden söyliyeyim, lütfen buna göre okuyalım
25 yıl sonra gerçek ailemi bulursam nolurdu acımı yoksa sevinç mi peki ben hiç bişey hissetmesem "ben almira dolunay soylu şimdi ne yapacaktim onlara güvenmeli miydim ya yine ykılırsam bu sefer bunu kaldıra bileceğimden emin değildim ... "
Hayatı yalan olan bir kız.
Hayatı, intikamdan ibaret olan bir kız. İntikam için kullanılan, intikam için ailesinden uzak tutun kız.
.
Gerçek ailem kurgusudur
Alin, 17 yıl sonra gerçek ailesine kavuşur ama neden karıştırıldığını her iki ailesi de kendisi de bilmiyordur.
"Baba, biri sizden intikam almak istemiş olabilir mi?" Kendimce düşündüğüm fikir mantıklı olmalıydı ki babamın kaşları havaya kalkmıştı. "Eğer birileri seni bizden intikam için almışsa..." Gerisini söylemesine gerek yoktu. Şu an ki yüz ifadesi, yeteri derecede lafının devamını yerine getiriyordu.
Sedef hayatı zorluklarla dolu bir genç kadındır. Yirmi iki yıl sonra hayatına giren biyolojik ailesi ise Sedef`in hayatında ki zorlukları eksiltecekler mi? Yoksa zorluklara yeni bir zorluk daha ekleyecekler? Bunu zaman gösterecektir.
"Ben Sedef Kılıç, babasının her zaman güçlü kalmak zorunda olan varisi; annesinin her zaman hanımefendi olmak zorunda kalan prensesiyim. Kısacası ailemin hiçbir şeyiydim."
Biyolojik ailem kurgusudur.
İnsanlar bazen hak ettikleri yerde kalmamalılardı, ama asla yarı yolda bırakmamıştım. Bazen sormuştum kendime hep, sevenin var mı Günce?
Sana sahip çıkan bir abi, yada her daim arkanda duracak bir sevgili?
Bir baba, bir anne?
Peki hiç cevabımı alabildim mi? Hayır..
Herkes aynı geceyi yaşar ama, herkesin karanlığı farklı. Benim karanlığım ailem.
Bazen de işte karanlıkta büyümek zorunda kaldığında elinden bir şey gelmez.
Ben Günce. Hayatının bir anlamı olmayan, hala içinde bir yerde küçücük bir kız çocuğu taşıyan o kız.
17 yılımın yalandan ibaret olduğunu öğrenirsem ne mi değişir?
Her şey...
---
İçerde neler olacağını ben bile tahmin edemiyorum (:
Hikaye ve karakterler tamamiyle kurgudur!
Tamamiyle bana aittir!
Bir şans verirseniz sevinirim, İyi Okumalar!.
Bir kız vardı. Bütün acılara göğüs germişti. Yıllarca bir baba hasreti ile büyümüştü.
Sevmişti, çok sevmişti.
Bir gün babasının mezarındayken gerçek babasının başkası olduğunu öğrenmişti.
Ve sevdiğinin onu kandırdığını.
Babasını bulmak için çıktığı yolda abileriyle de kavuşan kızın hikayesi burada başlıyordu.
Onu sevmeyen abileri ve babasıyla aynı evde yaşamak zorundaydı.
doğumda karışan iki bebek bı yandan İstanbul güzeli bı kız diyer yandan kızları tarafından sevilmeyen bı aile bakalım birbirlerine iyi gelebiliceklermi ama tabi bı yandan aile ön yargısını kırabiliceklermi...
Ben Okyanus, büyük bir Yangın`dan çıkmayı başarmış ama Kül`e dönmüş bir Okyanus.
Okyanus, boğardı. Boğmalıydı. Kendine zarar vermezdi. Ben Okyanus`tum, öyleyse niye kendi kendimi boğuluyordum?
Okyanus, yıllarca yaşadıklarına rağmen büyük bir çaba ile hayatına devam etmiştir.
Hayatına gerçek ailesinin girmesi ile yaşadıkları tekrarlarlar. Önüne bir sürü engel çıkacaktır.
Okyanus`ta boğulacak mıdır?
Yangın`da küle mi dönüşecektir?
"Kıdemli Üsteğmen Okyanus Kaya, Şanlıurfa, komutanım!"
"Yüzbaşı Deniz Akif Alabora, Şanlıurfa, komutanım!"
*16 yaşında ki bir kız baskıcı Ailesi onu evde beklerken eve geç kalmıştı. Kaldırımda gördüğü kediyi severken dalmıştı bu yüzden Yaşanacakları bilmiyordu. Kız eve vardıgında kapıda onu karşılıyan yüzü kıpkırmızı sınırlı bir baba beklemiyordu.. kız babasından dayak yedikten sonra sokağa atılması ile gece nin soğuğunda Patlak kaşı, kanayan dudağı ve bir kaç kızarık, Morluk izi ile karanlık sokakta yürüyordu... Peşine takılan bir adamla korkan kız koşmaya başlar.. evleri şehirden uzaktaydı. Koşarken bir eve rastlayan kız hızlıca kapıyı çaldı. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu...*
*Bu eve gelmesinin hayatını değiştireceğini bilmiyordu. Kapıyı Yirmi altılarında bir adam açmıştı...*
Selam, Kitabımda her hangi bir sorun yada rahatsız edici bir durum olursa bana bildirmeniz yeterlidir.
Her hangi bir kötü yorum yada zorbalama istemiyorum. Sevmediyseniz lütfen kitabı okumayın.
(Not: bu Kitapta: Argo kelimeler, şiddet, ön yargı ve yaş farkı vardır...)
•°•* Sevgilerle Naz*•°•