Yeni Üyelik
[ ağabey ] - Etiketin'de Kitap Listesi
ROYA
"Ben halledeceğim." Sustu, konuşmadan devam etmesini bekledim. "Senden istediğim dikkatli olman ve en ufak bir sezgide beni araman." Başımı onaylamaz anlamda salladım. "Ağabeylerim bile halledememişken sen nasıl halledeceksin Cihangir Ağa?" Sesim olduğundan daha soğuk çıkmıştı. Evet, kesinlikle bu konuda haklıydım. Kim töreye baş kaldırsa eğdirmeyi başarmışlardı bu devrin artık bir son bulması lazımdı. Yitip giden onca sevdanın ağıtıyla kan boyanmış töre yok olmalıydı. Derin bir nefes verdi. İradesiz bakışlarını bozmadan mırıldandı. "Ben ağabeyin değilim, demiştim."
2s önce
  Yazar@tanvakti108
BİR KÜÇÜK SIR
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti, genç kızın bütün sokaklarını çıkmaz sokağa çevirecekti. Hayatına kimseyi almayan ve düzenini kurmuş bir genç kız şimdi nasıl alışırdı etrafındaki kalabalığa? Ve bazı sırlar, hiç ortaya çıkmayacak sanılırdı... Fakat hiç bir sır sonsuza kadar saklı kalmazdı.
6g önce
  Yazar@pembikhayallerr
Sana Gökyüzü Ismarladım
Tesadüfler aşkı sever burada. 90`larda çocuk olan iki gencin masum bir bakışmadan, sonsuzluğa kanat çırpan sımsıcak hikayesinde, Leyla&Ömer içimizden birileri... Sosyal medya yok, yasaklar çok, kurallar katı, aile baskısı , abi şerri, mahalle kültürü burada! Biri esnaf çocuğu öğretmen, biri çiftçi çocuğu bir subay; yurdum insanı ve hayatın içinden samimi, gerçekçi ve sıcacık ilişkilerle örülü bu hikaye içinizi ısıtacak. Sana gökyüzünü ısmarladım, Gülüşlerinde güneş batsın diye... Geceleri soğuk olur Gözlerini düşledim, İçimi ısıtsın diye... Nazım Hikmet. "B planına geçecektik mecburen... Demokrasilerde çareler tükenmez! Her ne kadar bizim ev hala otokrasi ve ılımlı şeriat ile yönetilse de... Nazım`ın dediği gibi bir direnişse yaşamak! Diren Leyla düsturuyla... Büyük halamı aradım! Halam bizim evdeki devrik demokrasiye karşı, Avrupa Birliği sayılırdı. "
3h önce
  Yazar@selinsafak
Kardeşin Duymaz
"Ağabey!" Sesimde ki yakarışı duymuş muydu? Ona olan muhtaçlığımı görmüyor muydu? Ona yalvaran sesimi duyduğunu kasılan sırtından anlamıştım. Siyah gömleğinin ikinci bir deri gibi sardığı gövdesinde ki kaslar gerilmişti. Bir umut besledim dudağımın kenarında. O umut salisesinde filiz verdi. Ama ağabeyimin sekteye uğramayan adımları onu benden uzaklaştırdıklarında, zalim bir canavar hayata tutunmak için fazlaca mücadele eden filizi kökünden söktü. Benden o kadar uzağa fırlatmıştı ki, artık ona ulaşmam imkansızdı. Ben onu çok seviyordum, o da beni sevsin istiyordum sadece. Çünkü ağabeylerin kanatlarının altı, küçük kızları bütün kötülüklerden muhafaza eden o mağaraydı. Hıçkırıklarım çaresizliğimin resmiydi. Onun kopyası olan siyah gözlerimden sicimle inen gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. "Ağabey," diye hıçkırdım. "Ağabey ben seni çok seviyorum!" "N`olur bana sırtını dönme!"
Loading...
0%