BÖRÜLCE/MAHALLE SERİSİ-1
" Sen gittin, ben öldüm."
" Ben geldim"
" Sen, kalbi kırık Ahu için ölüsün, sen yoksun Cihangir. Ben hala ölüyüm."
Yaşanamayan bir aşk hikayesiydi, ben bu oyunda başrol mü, figüran mıydım bilmiyorum...
Cihangir&Ahuzar
|
ROYA
"Ben halledeceğim." Sustu, konuşmadan devam etmesini bekledim. "Senden istediğim dikkatli olman ve en ufak bir sezgide beni araman."
Başımı onaylamaz anlamda salladım. "Ağabeylerim bile halledememişken sen nasıl halledeceksin Cihangir Ağa?" Sesim olduğundan daha soğuk çıkmıştı.
Evet, kesinlikle bu konuda haklıydım. Kim töreye baş kaldırsa eğdirmeyi başarmışlardı bu devrin artık bir son bulması lazımdı. Yitip giden onca sevdanın ağıtıyla kan boyanmış töre yok olmalıydı.
Derin bir nefes verdi. İradesiz bakışlarını bozmadan mırıldandı. "Ben ağabeyin değilim, demiştim."
|
ACEMİ DAMATLAR
Her işin acemiliği olurdu,peki ya damatlığın?
İşte onun acemiliği hiç bir şeye benzemezdi.
Yetimhanede büyümüş dört adam hiç sahip olamadıkları yuvayı kurmak için bir biriyle yarışa girer.
Fakat önemli bir eksikleri vardı. Hayallerindeki o sıcak yuvayı kurmak için önce dişi birer kuş bulmaları gerekiyordu.
Hiç beklemedikleri anda beklemedikleri şekilde aşk yüreklerine zembille inince acemilikte her işlerinde başlarına bela olmuştu.
Dört acemi kendine yetemezken,kızların ağabeyleride acemi damat olma yolunda bh dörtlüyle başa baş yarışır vaziyetteydi.
Kayınçolar acemi damatları alt edecek mi,yoksa o etiketi kendileride nişane gibi taşıyacak mı?
Damatlar acemi olunca yol gösteren çok olur...
|
BİR KÜÇÜK SIR
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti.
Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti, genç kızın bütün sokaklarını çıkmaz sokağa çevirecekti.
Hayatına kimseyi almayan ve düzenini kurmuş bir genç kız şimdi nasıl alışırdı etrafındaki kalabalığa?
Ve bazı sırlar, hiç ortaya çıkmayacak sanılırdı...
Fakat hiç bir sır sonsuza kadar saklı kalmazdı.
|
Sana Gökyüzü Ismarladım
Tesadüfler aşkı sever burada. 90`larda çocuk olan iki gencin masum bir bakışmadan, sonsuzluğa kanat çırpan sımsıcak hikayesinde, Leyla&Ömer içimizden birileri... Sosyal medya yok, yasaklar çok, kurallar katı, aile baskısı , abi şerri, mahalle kültürü burada! Biri esnaf çocuğu öğretmen, biri çiftçi çocuğu bir subay; yurdum insanı ve hayatın içinden samimi, gerçekçi ve sıcacık ilişkilerle örülü bu hikaye içinizi ısıtacak.
Sana gökyüzünü ısmarladım,
Gülüşlerinde güneş batsın diye...
Geceleri soğuk olur
Gözlerini düşledim,
İçimi ısıtsın diye...
Nazım Hikmet.
"B planına geçecektik mecburen... Demokrasilerde çareler tükenmez! Her ne kadar bizim ev hala otokrasi ve ılımlı şeriat ile yönetilse de... Nazım`ın dediği gibi bir direnişse yaşamak! Diren Leyla düsturuyla... Büyük halamı aradım! Halam bizim evdeki devrik demokrasiye karşı, Avrupa Birliği sayılırdı. "
|
Kardeşin Duymaz
"Ağabey!"
Sesimde ki yakarışı duymuş muydu? Ona olan muhtaçlığımı görmüyor muydu?
Ona yalvaran sesimi duyduğunu kasılan sırtından anlamıştım. Siyah gömleğinin ikinci bir deri gibi sardığı gövdesinde ki kaslar gerilmişti.
Bir umut besledim dudağımın kenarında. O umut salisesinde filiz verdi. Ama ağabeyimin sekteye uğramayan adımları onu benden uzaklaştırdıklarında, zalim bir canavar hayata tutunmak için fazlaca mücadele eden filizi kökünden söktü. Benden o kadar uzağa fırlatmıştı ki, artık ona ulaşmam imkansızdı.
Ben onu çok seviyordum, o da beni sevsin istiyordum sadece. Çünkü ağabeylerin kanatlarının altı, küçük kızları bütün kötülüklerden muhafaza eden o mağaraydı.
Hıçkırıklarım çaresizliğimin resmiydi. Onun kopyası olan siyah gözlerimden sicimle inen gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.
"Ağabey," diye hıçkırdım.
"Ağabey ben seni çok seviyorum!"
"N`olur bana sırtını dönme!"
|
HAYALET/ASKERİ KURGU
`` Bazen kaybolmuş gibi hissediyorum``
dedi çocuk.
`` Ben de``
dedi köstebek.
``Ama biz seni seviyoruz, sevgi insana yuvasını buldurur.``
Yaman&Bükra
YETİŞKİN İÇERİK
|
NO/69-96
`` Sana ait olan seni bulur``
Meyra&Arel
|
2+1/MAHALLE KURGUSU
`` Nacinin koca bubanesi kaçıvermiş gız bir adama, abuuuu! Ali, Zeynepten takılan altınları isteyip durur, götünde dolanır koca kadının. Bebeleri de oldu ya şincik, minibüslerde sürünmesin zaar der. Eee mahallenin minibüsçü Agıp da para almaz onlardan bilmez misin! Neyse, senin şu ikizin de sınavdan kalmış, kara kara düşünür anama ne deyecem diye, ha bir de üst katında ki üçüzünüz, terk edilmiş. Anam siz 2+1 yine kara listedesiniz. Neyse Elzem, dedikodu günahtır bize ne! Hadi anana de mahalleye çekirdek çitlemeye gelsin, bomba haberlerim var.!``
Fadime teyze yazmasını bağlarken, Boncuk mahallesin de gün ağarmak üzereydi. Birazdan hanımlar mahalleye toplanacak, çaylar demlenecek, kekler börekler pişen evlerden birer ikişer gençler toplanacaktı. Babalar da Mustafa dedenin kahvehanesinde alacaktı soluğu. Lakin Boncuk mahallesi, davetsiz bir misafirden habersizlerdi...
2+1, Ayrılmaz Üçlüler..
|
0% |