Gözlerinin Karası / yarı texting
Ben kendimden olabildiğince uzak tuttuğum kediyle ağlamak üzereydim. "Hazırım Şakir Hocam! Vur iğneyi!"
En sonunda Mırmır`a iğneyi vurunca büyük bir rahatlama gelmişti ancak bu rahatlama keşke olmasaydı da, Medusa`nın gözleri beni bulsaydı da taşa dönüşseydim de Mırmırı bırakmasaydım.
Ne mi olmuştu?
Mırmır aslanın avına saldırması öncesi avını izlemesi gibi bana bakarak yavaş adımlarla gelmeye başlamıştı. Bense geri geri gitmeye başlamıştım bile Mırmırın hızlanmasıyla koşarak muayenehaneden çıktığım gibi kliniğin içinde koşmaya başlamıştım. Mırmırın bana ne kadar yaklaştığına bakarken bir yandan da klinikten çıkıyordum.
Ve birine çarpmam sonucunda bir çift kahve gözün kollarındayım.
Ne bir çift kahve gözün kollarında mıyım noluyor anasını bu kim?
.
|
Andoalen Di̇yari
Yedi yaşında büyülü bir okula adım atan yakın arkadaşlar Anastasia ve Irene`nin yolları, on yıl sonra yapılan güç sınavında ayrıldı. Anastasia, Ateş gücünü keşfederken, Irene`nin yetenekleri gizemini korudu. Ateş Kralı`nın gözdesi haline gelen Anastasia, Irene`nin hayatında bir tehdit unsuru mu olacaktı? Irene için okul hayatı hiç de sıradan değildi; güçsüzlüğü, onu krallıklar arasında belirsiz bir geleceğe sürüklüyordu.
Hangi krallık Irene`yi kabul edecekti? Yoksa hiçbir krallık onu istemeyecek miydi? Bu sürükleyici hikayede, iki arkadaşın arasındaki dostluk, güç ve sadakat sınavını geçebilecek mi? Irene`nin gizemli kaderini keşfetmeye hazır olun.
|
Gecekanadı
"Şimdi orada, penceremin dışında, kızıl kanatlarını nazikçe çırparak çekiliyor güneş. Her elvedasında dökülür birkaç yürekte sonbahar yaprakları. Soğuk eser bazılarına dört harfin rüzgarları. Koyu bir damla damlar kazara, buğulanır solan renklerde gün-neşesi.
Ben onlardan değilim.
Bekliyorum. Sadece bekliyorum. Odama vurmasını penceremden gümüş gölgelerin. Gözlerini yummaya başlamasını aynaların. Akrebin uyanıp rakamlardan sadece işaret etmesini Ay saatini."
|
SESSİZ BİLGELER
Dünyamızda her canlının verdiği yaşam mücadelesinde,onların beklentileri ve yaşam biçimleri herkese ders verir nitelikte.Okuma ve yazma bilmeden,doğal yaşamlarında tüm canlılara saygı duyarak hayatlarını devam ettiren hayvanlar,birçok insandan daha değerli olması gerekmez mi? Kimi insanlar dini inançlarını yaşarken,hayvanlar kadar saf, temiz kalabiliyormu?
Herkes gibi hayatımızı daha güzel yaşamaya calışırken farkında olmadan bulundugumuz konuma göre evriliyoruz.Bitmek tükenmek bilmeyen eşyalar satın alma arzumuz bizi hep daha iyisine ulaşma çabası içine sürükler.Daha iyi yaşam şartları için yıllarca okumak,kendimizi geliştirmek zorunda kalırız.Bu yaşam formülü içinde sınırlı olan vaktimizi harcarız.Aslında çoğu zamanda bu mucadelenin içindeyken,manevi olarak huzurlu hissedebileceğimiz birçok şeyden mahrum bırakırız kendimizi farkında olmadan.Doğada yürümek,sevdiklerimiz ile vakit geçirmek,hiç bir eşyaya ihtiyac duymadan yapabileceklerimiz...Deniz kıyısında ufak dalgaları hissederek sakince yürümek,kumlara uzanmak,bazen bir ormanda ağaçların arasında dolaşırken durup,yaprakların,rüzgarın sesiyle dünyayı dinlemek,kendimizi dinlemek.
Bu kitap gerçek bir hayvanın hayat hikayesinden esinlenerek kurgulanmıştır
|
0% |