Noksanın anlamı "EKSİKTİR!" Efnan`ın hayatı, hep yarım yamalak, noksan geçmişti. Gencecik bir kızdı, aklı hep çocukluğunda kalmıştı. Gerçi, yaşamak nedir bilmemiş, hayatın en büyük darbelerini, ailesinin "EKSİK" adı altında her defasında yüzüne vurulması ile yaşamış bir candan ibaretti. Onun adı NOKSAN`dı. Lakin yenilgilerinin hayatına dahil ettiği gerçekleri de vardı. `Geçmişin İzi!" Geçmişte yaşattığı gerçeği gün yüzüne çıkarmak isterken, EKSİK`le yolları kesişmişti. Onunla hiç ummadığı bir yolda karşılaşmış ve beraber yolculuk etmeye başlamışlardı. Bir kurşun, onaları birbirine bağlamıştı. Getirdiği gerçekler insanların yalanlarına tabi tutulmuştu. Adım Efnan. Anlamı; Cennette ki güzel gözlü kız demek. Kaderin bana yaşattığı şey... `NOKSANLIK!" Ardımı hiç bırakmamıştı... `Efnan Keleş `Berzan ŞahinKara @Tüm haklar şahsıma aittir. Çalıntı veyahut kopyalama işleminde. Yasal işleme başvurulacaktır.

Ateş, havaya sarıldığında, Ölüm, yaşamak sayıldı. Zehir gökten kuma, yürekten akıla, yokluktan varlığa yayıldı. Ben, o zehirde boğuldum, Öldüm. Yirmi üçüncü mum, yandı. "Onun yerine ölen olmak isterdim. O zaman fırtına kalbimde değil, yeryüzünde olurdu."

Tutku, sözlükteki tanımı ile direnç(ihtiyâr) ve yargıları aşan güçlü coşku ve istek. Genelde aşk üzerine kurulu tutku. Aşk ile kurulan tutkuyu tatmadım. Sezmedim, hissetmedim, istemedim. Benim tek bir tutkum vardı. Dans, ne zaman kırgın olsam, ne zaman boşluğa düşsem tek yardımcım. Onun üzerine hissettiğim şey sadece daha fazla diyor. Daha fazla iyi ol, Daha güzel yap. Bunlar tutkumudur yada hırsmıdır bilmem. Tanıdığım iki tutku vardı biri aşk, biri dans. Birini sadece duyardım, birini yaşardım. Bunlar benim için tutkunun iki farklı yüzüydü. Onu tanımadan önce, gerçek tutkuyu tatmadan önce, hissetmeden önce, sevmeden önce, ruhunun ve bedenin sıcaklığı bana değmeden önce...