Eflal ağlarken diz çöktüğü yerden onu kaldırdı Karan. Gözyaşları, yüzünden süzülürken Karan, baş parmağıyla onun göz yaşını sildi ve nazikçe gözlerinden öptü. "Döktüğün her bir gözyaşı için dünyayı yakarım," dedi. "Ama ne hissetmem gerekiyor bilmiyorum; seni nasıl sevmem gerektiğini de bilmiyorum, Eflal." Karan, alnını Eflal'in alnına yaslarken, içindeki karmaşık duygularıyla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.
Eflal, fısıldayan sesiyle, "İzin ver, seni sarayım Karan, seni sarıp sarmalayayım..." dedi. Karan çaresizce Eflal'in ela gözlerine bakarken, derin bir nefes aldı. "Bana sevmeyi öğret," dedi, tüm benliğiyle... O an, karanlığın ve belirsizliğin arasında bir ışık belirdi; belki de sevgi, öğrenilecek bir şeydi... |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |