Alparslan Turalı, doğu sınırında görev yapan tecrübeli ve kuralcı bir askerdir. Soğukkanlı, disiplinli ve geçmişine dair pek konuşmayan biridir. Bir gün, kendinden birkaç yaş küçük kardeşi Emir, gönüllü olarak aynı bölgeye katılır ama bir operasyon sırasında dağlarda kaybolur. Emir’in cesedine ulaşılamamıştır, sadece telsizden gelen bozuk bir yardım çağrısı kaydı vardır. Askerî birliğin kuralları gereği bölgede kişisel arama yapılması yasaktır. Üstlerinden izinsiz bir adım atması hâlinde hem rütbesini kaybetmesi hem de askeri mahkemeyle yargılanması söz konusudur. Ancak Mert, kardeşiyle geçmişte yaşadığı pişmanlıklar ve bir gün ona verdiği “Ne olursa olsun seni yalnız bırakmam” sözü nedeniyle bu riski göze alır. Ancak bu operasyonla görevli olan farklı bir timdeki Üsteğmen Irmak Yıldırım, onu dağda görür.

Gözde, küçük bir kasabada büyümüş zeki ve hırslı bir kızdı. Her zaman asker olma hayalleri kurmuştu. Yıllar sonra, azmi sayesinde yüzbaşı unvanını kazanmıştı. Ancak hayatı, bir göreve çıktığı gün köklü bir değişime uğradı. Bir akşam, timiyle birlikte bir operasyona katıldılar. O gece, Gözde`nin gözü önünde, en yakın arkadaşı ve aynı zamanda timin lideri olan Deniz vuruldu. Gözde, onu kurtarmak için elinden geleni yaptı ama ne yazık ki başarılı olamadı. Bu kayıp, Gözde’nin kalbini derin bir acıyla doldurdu. Deniz’in ölümü, onun içsel savaşını tetikledi. Sürekli suçluluk hissediyor, geceleri kabuslarla uyanıyordu. Ailesinin yanında olmak istemesine rağmen, askeri kariyeri onu ailevi bağlarından uzaklaştırmıştı. Ailesi, geleneksel değerlere önem veren bir aileydi ve Gözde’nin bu seçimi onları derinden üzmüştü. Gözde, işine sarılmak istedi, ancak başarısızlık korkusu biraz da onu buralardan uzaklaştırdı. Bir gün, operasyon sonrası eve dönerken tanıştığı Umut adlı bir adam onun hayatına girdi. Umut, sıcak ve anlayışlı bir insandı, Gözde’nin acılarını paylaşarak ona destek oluyordu. Zamanla Gözde, Umut’a aşık oldu. Ancak, bu yeni ilişki de kolay değildi. Gözde`nin geçmişi ve Deniz’in anısı, zaman zaman aralarına giriyordu. Bir akşam, Gözde eve döndüğünde, gelen bir telefon her şeyi değiştirdi. Timden bir arkadaşını kaybetmişti ve bu, onun için son damla oldu. Gözde, köklerine dönebilmek için kasabasına gitmeye karar verdi. Orada ailesiyle yeniden bir araya geldi. Ailesi, Gözde’nin acısını anladı ve onu kabul etti. Aşkı, Umut’un destekleyici tavırları sayesinde güçlenmeye başladı. Gözde, geçmişiyle yüzleşerek yeni bir hayat kurmaya çalıştı. Ailesiyle ilişkilerini onarıp, Umut ile daha derin bir bağ kurmayı başardı. Kendi içinde barışı sağladıktan sonra, geçmişte yaşadığı kayıplar da onun bir parçası haline geldi. Yaşadığı zorluklar ve ailevi bağları, ona daha güçlü bir kadın oldu. Sonunda, Gözde içsel barışını buldu. Hayat, ona her ne zorluk getirse de, sevginin ve aile bağlarının her şeyden önemli olduğunu fark etti. Yüzbaşılık unvanı hala onun için önemliydi, fakat artık en büyük zaferi, kalbinin derinliklerinden gelen sevgi ve dayanıklılığını bulmaktı. 🌹

Herkesin bir hayali vardır. Çoğumuz da gerçekleşmesi için çabalarız. Bazen çabalarımız meyve verir, bazense bir hiç uğruna çabalamış oluruz. Önümüze binbir türlü engel çıkabilir. Bazen bu çevremiz olur. Mesela karşı komşumuz veyahut herhangi bir tanıdığımız. Bazen ailemiz olur. Ki bence en zor geçilmesi engel ailedir. Aile herşeydir. Dünya üzerindeki kan bağınızın olduğu sayılı insan topluluğudur. Bu yüzden bazı şeylere onlar istediği için boyun eğmek zorunda kalabiliriz. Ama bu demek değil ki onlar için hayatımızdan hayallerimizden vazgeçelim. İstediği şeyi kafasına koyan birinin önüne kimse çıkamaz. Bu onu büyüten anne-babası olsa bile. Annemin `Asker olursan benim senin gibi kızım olmaz` diyen sesi kulaklarımda çınlarken yazmıştım tercih formuna o okulu. Yine annemin sesi çınlarken açmıştım sonuçların açıklandığı internet sitesini. Anneme o okulu kazandığımı söylerkende aynı ses çınlıyordu kulaklarımda. 3-4 yaşlarında polis olmaya karar vermiş; 10-11 yaşlarında da asker olamaya karar vermiş ve tonlarca yemin etmiştim olacağıma dair. İlk başlarda daha yaşım küçük olduğu için ailem çok ciddiye almamıştı. Ama zaman geçtikçe fikrimin değişmediğini görüp vazgeçrimek için çabalamışlardı. Ama ben ailemin bütün çabalarına rağmen o okula gitmiştim. Her şey o kadar yolundaydı ki anca bir rüya bu kadar yolunda giderdi herhalde... Ama sonrasında başıma gelenler... *Kitap tamamen bana aittir! Herhangi bir telif hakkı ihlali sonucunda yasal işlem başlatılacaktır! Lütfen emeğe saygı gösterelim!* Anlaşıyınız için teşekkür ederim. Keyifli okumalar dilerim...

Leyla`nın tayinin bir köye çıkması ve aynı gün içerisinde o köye onunla beraber ayaz öğretmenin de gelmesi ayaz ogretmenin sırları köyün aslında sıradan bir köy olmamasını okuyacağız...

Başımıza gelen olayları geçmişte mi seçerdik?Hatıralar hep acı verici mi olurdu? Ilkokul arkadaşları olan Pınar ve Kutay,Kutay`ın babasının şehit düşmesi ile yolları 5. Sınıfta ayrılır.Yıllar sonra Avukat olan Pınar Şahin`i Adanalı tayininde çıkması üzerine tekrar karşılaşırlar.Biri ülkenin adaleti için çalışırken,diğeri ise ülkenin korunması için çalışıyordu.Tek sıkıntı ise uğrayacakları ihanetin daha farkında olmamalarıydı... "Bazı babalar elleriyle kızlarını severken,bazıları ise o elleri kızlarının boğazlarına doluyordu."

İpek ile Erdem… ilkokuldayken birbirlerinin tek arkadaşlarıydı. Ham de sıra arkadaşları her ders birbirlerine yardım eder destek çıkarlardı… Ta ki ilkokulun sonuna kadar. İlkokulun sonunda yolları ayrılan İpek ile Erdem bir daha karşılaşmayacaklarını düşünürken kader aynı fikirde değildi…

Anneanne ve dedesiyle büyüyen Asena hayali olan Askerliği tutturmuş üsteğmen olmuştu ilk görev yeri olan Yalova’da uzun süre görev yapan Asena için artık Hakkari yolu gözükmüştü. Yakın arkadaşları tarafından satılan Kılıç timi başına ne geleceğini merak ediyordu beş yıldır aynı timde görev yapan kılıç timi şimdi yeni bir sayfaya başlıyordu Alparslanın öncülüğünde görev yapan kılıç kesik ile savaşmalaydı

Vatan uğruna dökülen her kan bayrağa renk katar...

ASKER&ÖĞRETMEN...

Karanlığın içinden sessizce çıkan bir savaşçı... kardelen MİT’in keskin stratejisi ve özel kuvvetlerin acımasız gücüyle harmanlanmış bir kadın her adımda yeni şeyler saklı, barutun kokusu tenimize işliyor. Bu sadece bir görev değil; hayatta kalmakla yok olmak arasındaki en sert sınav”

📖 Geçmişin Kanında "Bazı anlar geçmez... Sadece içimize saklanır." Nefes… Genç bir hemşire. Küçük yaşta babasını vatan uğruna şehit verdi. Hafızasının bir köşesine gizlenen acı dolu geçmişle, yaşamaya çalıştı. Ama hiçbir yara gerçekten iyileşmedi. Ve sonra… O gün geldi. Bir çay daveti, bir kurşun sesi. Komutan Bulut’un yüzüne düşen gölgeyle geçmiş tekrar kana bulandı. “Komutanınızı kaybettik” dediler. Ama kalp, her zaman gerçeği duymaz. Üç yıl sonra, o kalp yeniden çarptı. Bu defa bir asker defteriyle, bir mezarlık yolunda, bir ismin içinde... “Geçmiş bitti” sandılar. Ama geçmiş aslında hiç gitmedi. Sadece saklandı. ⚔️ Bu kitap; bir aşkın küllerinden doğuşunu, bir genç kızın hem hemşire hem de savaşçıya dönüşmesini, vatan için verilen kayıpların ardından hayatta kalmanın ne demek olduğunu anlatıyor. Aşk, kayıp, vatan, sadakat ve yeniden doğuşun kanla yazılmış hikâyesi. Her sayfada bir yara, her satırda bir umut saklı.

iyi okumalar canlarım💗

`Her daim döneceğin yer evin savaşçı prenses. Evini bekletme, ben evimizin için de seni kollarımla ısıtmak için bekliyorum.` . Wattpad`de yayınladığım ilk kitabım.

Kaan, disiplinli bir asker. Hayatı, net çizgiler ve keskin kararlar üzerine kurulu. Nazlı ise şehir hastanesinde çalışan gizemli bir doktor. Soğukkanlı, ketum ve bir o kadar da büyüleyici. Bir gün yolları kesiştiğinde, Kaan onunla ilgili hiçbir bilgiye ulaşamayınca kafası karmakarışık olur. Merakı onu adım adım Ceylin`e yaklaştırır ve sonunda randevu teklif eder. Ceylin bu daveti kabul eder — ama kendi sebepleriyle. Ancak ikisi de bilmiyor ki, bu buluşma sadece başlangıç. Kaan’ın merakı mı galip gelecek, yoksa Ceylin’in sırları mı? Bazı gerçekler gün yüzüne çıkmak için doğru zamanı bekler. Mengene, merakla başlayan bir yakınlığın, geçmişle hesaplaşmaya ve karanlık sırlarla yüzleşmeye evrildiği çarpıcı bir hikaye.

yabancı bir ülkenin sarevan adlı şehirine göreve giden türk askeri pastanede çalışan genç kıza aşık olur savaşın ortasında onca zorluğa rağmen birbirlerinden vazgeçmeyen bir çiftin hikayesi gitmen gerekirse git ama beni de al asker lavin...

İlk askeri kitabımdır.Elimden geldiği kadar uzun bölümler yazıyorum.Umarım seversiniz destekleriniz için çok teşekkür ederim. Silahların gölgesinde filizlenen bir aşk… Unutulmak istenen geçmişler, saklanan sırlar ve uğruna yemin edilen bir vatan. Askerî hastanenin genç doktoru Arya, sert ve karanlık bir adam olan Komutan Teymur Vartan ile yollarının kesişeceğini bilmiyordu. Katran Timi’nin işi kolay olmayacaktır hele düşman yeni yollar deniyor iken... Gizli operasyonlar, köy baskınları ve hain pusular arasında şekillenen görevler, Arya’nın hayal ettiği yaşamdan çok uzaktır. Fakat her adımda, Teymur’un sessiz öfkesi ve gözlerindeki savaş izleri, Arya’nın kalbine istemediği bir yol açar. Yeminler tutuldukça, sırlar açığa çıkacak. Ve bazı savaşlar cephede değil, kalpte kazanılacaktır.

Doğu’nun sert rüzgarları, İstanbul’un karmaşık sokaklarının ardından gelen sessizliğe karışıyordu. Yalçın Kutlu, bordo bereli üniformasının ağırlığını omuzlarında hissederken, gözlerini uzaklara dikmişti. Sert bir komutandı, hayatını disiplin ve görev bilinciyle şekillendirmişti. Ama şimdi, karşısında gülümseyen, enerjik ve hayat dolu bir kadın vardı; Hazal Güneş… İstanbul’dan atanmış,güzeller güzeli bir doktor, farklı bir dünyanın sıcaklığıyla doğunun soğuk coğrafyasına adım atıyordu. İkisinin yolları burada, bu zorlu görevde kesişmişti. Neşeli ile sertin, umutla karamsarlığın buluştuğu yerde, belki de hiç beklemedikleri bir aşk doğacaktı. Ama hayatın getirdiği sürprizler, onları sınamak için çoktan yola çıkmıştı.

*BU KİTAPTA GEÇEN KİŞİLER VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ OLUP HER AYRINTISIYLA KURGUDAN İBARETTİR. * Normal bir günde, sıradan insanların hayatları bir anda nasıl değişebilir ki? Hakkari`nin sınır ilçesinde ilkokul öğretmenliği yapan Göksel, öğrencileri ile bir saldırıyla karşı karşıya kalır. Göksel ve diğer öğretmenlerin imdadına yetişen Hançer Timi`nin komutanı Emir Kurşun, onu ne yaparsa yapsın artık aklından çıkaramayacaktır. Gecenin tam ortasında, bir gölge, hiçbir iz bırakmadan kayboldu ve ardında yalnızca bir soru bıraktı: "Gerçekten kaybolmuş muyduk, yoksa sadece unutulmuştuk?" Başlangıç Tarihi (Wattpad): 3 Şubat 2024 Başlangıç Tarihi (Kitappad): 16 Kasım 2024 (Kitap, Wattpad kapanmadan önce orada yayımlanıyordu, artık buradan devam ediyor.) ESERİMİN TÜM HAKLARI SAKLIDIR YANİ; Kurgumda yer alan olayların, karakterlerin, olay örgüsünün veya içeriğinin benden izinsiz kullanılması, çoğaltılması, kopyalanması yasal yollarla sonuçlanır. Bu gibi şeyleri fark edersem asla es geçmeyeceğim. Ve sizde, herhangi bir yerde bu gibi şeylerle karşılaşırsanız benimle iletişime geçin. Anlayışınız için teşekkürler.

Türkiyeye savaş için gelen kız kendisini aşk savaşının içinde bulur

Divane yeniden sizlerle...

Yüzbaşı Karaca’nın bir güncesi…

Ailelerinden kayıp veren beş çocuğun hikayesiydi bu bu hikaye Duru, Yiğit,Umay,Ayaz,Canin hikayesi biz bes çocuktuk vatan için gerek annesini gerek babasını toprağa veren beş şehit çocuğu Üniversite sınavlarından sonra mezuniyetinde acı haber alan Duru ve ekibi daha acılarını bile yaşamadan üniversiteye başlayacak başlarına neler geldiğini bile anlamadan eğitim görecekti ve sonrasında onlara verilen ilk gorevlerini layığıyla yerine getirmeye calisicakti ilk gorevleri onlar için büyük bjr operasyondu belkide aylar sürecekti belkide sehirlt olacaklardi fakat öncelikleri belliydi vatan.... Bu karanlık Dünya bizi içine çekiyor ve artık izlemekten bile yoruldum sizinle bile zor konuşuyorum diğerleri yasiyormu bilmiyorum Söyle dusun herşeye rağmen aynı yıldızların altındayiz aynı ülkeyi paylasiyoruz ve amacımız belli vatan

"Savaş cephede kazanılmaz.Bazen bir bakışta,bazen bir fedakârlıkta... Onlar bir sancaktı.Tutana emanet,düşürmeye cesaret edilemeyen..."

Geçmiş yıllarda kızın onu çatışmada kurtarmasıyla başlar hikaye...

Düşman kim? Dost kim? Peki ya inandıklarımız? "Karanlık Dehliz", sizi cephe hattında başlayan ve her adımda daha derinlere inen, sarsıcı bir gerilimin ortasına bırakıyor. Görünmez bağlarla örülü bu kâbus, her şeyin göründüğünden çok farklı olduğu bir dünyaya davet. Gerçekler sadece bir illüzyon olabilir.. Bu dehlizden çıkmak mümkün mü? Ya da siz, aslında kimsiniz?