Ayla ve Ayza adında iki kardeş sıradan hayatlarını normal bir şekilde sürdürürken kendilerini başka bir evrende bulurlar ve oradan çıkmak için gayret gösterirler. Bakalım çıkabilecekler mi?

Sıradan bir sahne görevlisi , Senaryo yazarı ve izleyici herkesi memnun etmek zorunda olan bir oyuncu olarak kaderin ve zaman seni ne kadar değiştirebilir ki ? ....Hadi karanlığa teslim ol....

Şu an yok bir açıklama ayol a aaaaaaaa

Şimdiki aklım olsa asla yapmazdım dediğiniz oldu mu? Evet kesinlikle dediğinizi duyar gibiyim herkesin bir noktada pişmanlıkları vardır. Teknolojinin ilerlemesiyle ünlü kimyagerlerin bulduğu formülle insanlar geçmiş hayatlarına dönebiliyordu. Ancak her işte olduğu gibi bu işin de tehlikeli yanları vardı. Ölmek, insanoğluna hiç bir yüzyılda bu kadar cazip gelmemişti. Peki olmazsa olmaz aşk bu hikayede tam olarak nerede? Buyrun bakalım. Hoşgeldiniz keyifli okumalar dilerim. 🌸🦋

4 genç arkadaş ormanda kamp yapmak için hazırlanıyorlar ormana gittiklerinde işlerin normal olmadığını anlarlar

Aşka inanmaıyan iki insan ve iki inaçı

Bitmek diye bir şey yoktur

Kuantum fiziğini bırakıp dünyayı keşfe çıkan Profesör Leo Maxwell, Peru`nun kadim topraklarında açıklanamayan bir frekansla karşılaşıyor. Gördüğü şey bir yanılsama mı, yoksa evrenin sır perdesinin aralandığı bir an mı? Boyutlar arası bir yolculuğa hazır olun.

EN YAKIN ARKADAŞ GURUBUNUZLA VE PLATONİGİNİZ İLE GİTTİĞİNİZ BİR GEZİDE EN FAZLA NE OLABİLİR ?

Geçmişe giden başarılı bir doktor Allah`tan başka hiçbir şeyden korkmayan bir bey oğlu

Aasa jkvkllnk mlhmömb

“Leo!” “Leo, bekle!” Koşmaya devam ettim. Taşlar ayaklarımı parçalarken kalbim de yerinden çıkacak gibiydi. Aramızdaki mesafeyi kapatamıyor aksine gittikçe daha da açıyordum. Hızlı olmalıydım, daha hızlı koşmalıydım. Leo hep benden daha hızlı koşar, her oyun oynadığımızda beni kolayca yakalayıp alt ederdi. Fakat ben de inatçıydım, asla pes etmez tekrar tekrar onu yenmek için uğraşırdım. Bu sefer oyun oynamıyorduk ve o benim değil ben onun peşindeydim. “Leo lütfen!” Görmediğim bir tümseğe takıldım ve yüzüstü yere düştüm. Kollarımda akıl almaz bir acı hissettim. Başımı kaldırıp taşlı yolda gittikçe benden daha da uzaklaşan kardeşimi izledim. Onu kaybettim. Ailemden kalan son kişiyi elimle ittim. Verdiğim hiçbir sözü tutmadım.

Neyin içerisinde olduğumuzdan habersiz, on sekiz gençtik biz. Ölülerin arasında unutulan yaşayanlar. Hepimizin ortak ve tek bir amacı vardı: Elimizde kalanları da kaybetmemek. Peki, kaçımız hayatta kalabilecektik?...

2040 yılı… Dünya, 6 Şubat felaketinden sonra bir daha asla eskisi gibi olmadı. Depremler durmadı, aksine yeryüzünü parçalara ayırdı, şehirleri yuttu ve kıtaları böldü. Ama en büyük değişim, yerin altında saklıydı. İnsanlık artık ikiye ayrılmıştı: Delirmişler → Felaket sonrası mutasyon geçiren, duygularını kaybetmiş, vahşi ve ölümcül yaratıklar. Uyanmışlar → Felaketin küllerinden doğanlar… Olağanüstü güçler kazananlar ama insanlıklarını koruyanlar. Yeni dünya düzeni, hayatta kalanlar için bir savaş alanına dönüştü. Hükümet, Uyanmışları kontrol etmek için kendi düzenini kurdu. İsyancılar, özgürlüğü savunurken Delirmişler kaosu yaymaya devam etti. Ve bu yıkımın ortasında, bir kişi vardı. O, ne kahramandı ne de kötü bir adam. Onun gücü, başkalarına aitti. Gördüğü her gücü taklit edebiliyordu. İnsanlar ondan korkuyor, hükümet onu bir silaha çevirmek istiyordu. Ama asıl tehlike? Delirmişler onun peşindeydi. Çünkü o, onların efendisi olabilirdi… Ya da sonlarını getirebilirdi.

Herşey yalan olabilir ama benim sana olan aşkım asla yalan olamaz. Yalan olamayacak kadar saf ve temiz sevdim seni...

Kur`an kursu öğretmeni kızın aşkı

Umarım beğinirsiniz

Anne babası ayrılan Alyanın annesi yeni biriyle evlenir evlendiği adamında üç erkek çocuğu vardır: Deniz Toprak ve rüzgar Ama bu çocukların bir sırrı vardır Alya bu sırra ortak olacak ve en büyük yükü sırtlanacaktır

Dkdkdkof dkskdkdkdkdk dkleosııx dkfk

Soğuk, kemiklere işleyen bir soğuk... Victoria, titreyen ellerini birbirine sürterken, nefesi havada beyaz bir buhar bulutu oluşturuyordu. Hapishane duvarlarının ardında bıraktığı o dehşet dolu saatlerin izleri, ruhunda derin yaralar açmıştı. Yanında, ona umut veren iki kişi vardı: biri, tıpkı kendisi gibi yaralı bir ruh olan genç doktor; diğeri ise, onu hayata bağlayan, karanlıkta parlayan yıldızlar gibi arkadaşları. Victoria, bir denekti. Babası, ona insanlık dışı deneyler yapmış, onu bir kobay gibi kullanmıştı. Peki, neden? Bir baba, kendi kızına bunu nasıl yapabilirdi? Bu sorunun cevabı, Victoria`nın zihninde dönüp duran bir girdaptı. Her adımda, yeni bir ipucu, yeni bir soru doğuruyordu. Kaçışları, sadece bir başlangıçtı. Onları kovalayanlar, Victoria`nın babasının karanlık sırlarını korumak için her şeyi yapmaya hazırdı. Soğuk ve karanlık, sadece dışarıda değil, Victoria`nın içinde de hüküm sürüyordu. Ancak, umut da vardı. Arkadaşlarının sıcaklığı, doktorun şefkati ve Victoria`nın içindeki o sönmeyen ateş, onları hayatta tutuyordu. Bu kaçış, sadece Victoria`nın değil, aynı zamanda onunla birlikte kaçanların da hikayesiydi. Her biri, kendi geçmişlerinin hayaletleriyle yüzleşirken, Victoria`nın sırrını çözmek için birlikte çalışacaklardı. Bu, sadece bir kaçış değil, aynı zamanda bir arayıştı. Gerçeklerin peşinde, karanlığın içinden aydınlığa doğru bir yolculuktu.

taslak taslak ve taslak

Bir açıklamam yok

Alex bir zombi salgınında bile hayatta kalmayı başardı peki ya onu hayatta tutabildi mi

Yazdığım kitap bir aşiret kitabıdır. Kan davası yüzünden 4 kişi evlenmek zorunda kalmasıyla olaylar başlamıştır.

söylenmeyi bekleyen ufak sırlar ve beraberinde gelen sormluluklar.