" Nasıl ya! Nasıl yaaaaaahh! Bumu benim gelecekteki kocam?! Bu insan yavrusu çok küçük daha." " Onu başında düşünecektin Çisel. Kimse sana kendi kanadını kes demedi. Yönetici dedenin sana verdiği cezân bu. Bir insan oğluyla evleneceksin. Bu insan oğlu büyüyüp sana aşık olduğunda seninde kanadın yeniden çıkacak ve dünyana geri dönebileceksin. Ama unutma onun olmayacaksın." " Kes sesini Efken!" " Bana kızma Çisel sıkıyorsa dedene kız. " Çisel sinirle başını doğuya doğru çevirdi . " Yönetici Oganer! Seni ihtiyar bunaaaakkk. Komşu kralın adi oğluyla evlenmedim diye bu kadarda zalim ceza verilirmi yaaah! " Diye haykırdı resmen. Birden kulakları çınlatan o ses duyuldu. " O ceza sen kanadını kestiğin içinde seni AHMAK!! " Efken elleri kulaklarında sessizliği bekledi nir süre. Sonra, " Çisel..." Dedi kıza bakarak. " Bizim dünyamızda tek kanatlı biriyle kimse eş olmaz. Bunu sende biliyorsun." " Sence öyle bir derdim mi var benim. Ben sadece kendi topraklarıma dönmek istiyorum o kadar." Dedi kız Efken`in siyah kanatlarından tutup çekerek. Madem bir insan oğlu ile evlenmek cezam. Neden yetişkin biri değil. 100 yıldır burdayım. Bir 100 yıl dahamı bekleyeceğim. " Saçmalama Çisel ne 100 yılı. " " Evet biraz abarttım. Ama ben bir an önce bu ceza bitsin istiyordum."

*Görmek, gözle görülen bir şey midir? Yoksa insan görebildiğini sanıp kendini mi kandırır?* Merinda Görme engelli olan bir taht vârisidir. Yaklaşık bir ay sonra tahta geçeceği için hem korkuyor, hemde heyecanlanıyordur. Tüm bu işlerin yanında bir de Nişanlısı Mark`la evlenmeye çalışıyordur. Ama aileleri düşman krallıktır...

Aurelia Krallığı’nda, kalbi saf ve temiz olan Prenses Elara, sarayın taş duvarları arasında büyümüş, aşkı ve iyiliği yücelten bir genç kızdır. Zekâsı ortalama olduğu için çevresindekiler onu küçümser, ama Elara’nın masumiyeti ve kalbinin büyüklüğü herkesin göremediği bir güçtür.Krallığın sınır köylerinde, doğayla iç içe yaşayan cesur ve kalbi temiz çoban Liran, prensesi ilk gördüğü anda kalbinde derin bir bağ hisseder. Liran, zekâsına bakmadan sadece Elara’nın saf ve temiz kalbine hayran olur.Ancak prensesin babası, Kral Alster, kızının kalbinin saflığını görmezden gelir ve onu “uygun biriyle” evlendirmek ister. Saray hayatının sınırlamaları, krallık baskısı ve sosyal farklar, Elara ile Liran’ın yollarının birleşmesini zorlaştırır. Tam her şey normale dönmüş gibi görünürken, Lord Malric adlı kurnaz ve çıkarcı bir düşman, prensesi kaçırır. Liran, cesareti, sadakati ve kalbinin gücüyle prensesi kurtarmaya karar verir. Zorlu maceralar, tehlikeli engeller ve aksiyon dolu sahneler boyunca Liran, sadece Elara’yı değil, aynı zamanda kendi kalbindeki aşkın büyüklüğünü de fark eder. Sonunda, tüm engeller aşılır, kral kızının mutluluğunu görerek fikrini değiştirir ve Elara ile Liran, sınıf farklarını ve tehlikeleri geride bırakarak, masum ve saf aşklarını birlikte yaşarlar.

Mafya lideri bir kadın ve onun sağ kolu, görünmez gölgesi, Sisli bir adamın aşkını anlatan bir roman. Yeraltının en güçlü kadını olan Gece DEMİRDAĞ, en büyük ve gizli silahına aşık olur. Sisliler`in hayatını korumak ve yaşam yerlerini yok olmaktan kurtarmak şartı ile işi kabul eden Volkan, patronuna aşık olur fakat bu aşk hava ile katı bir maddenin aşkı kadar imkansızdır.

Reneta Antonius eski okulundan atılınca ailesi tarafından ormanın derinliklerinde bulunan ve sadece eski bir peri masalı olduğuna inanılan Maledictus Akademisine gönderildi, ama bu akedemi bir peri masalından çok canice efsanelere benziyordu, Reneta ise varliğıyla istemedende olsa okulun kaderini değiştiren bir şey yaptı, bir iblisi uyandırdı

Ejderha ırkının tiran kralı, kayıp eşini ararsa. Kaybolan ruhunu bulmak için dört asır bekleyip, Baki insanlığın zulmü ile ırkları birbirine düşürürmü? •°•°•°• İnsanlık tarihi kanla yazıldı. Ve bana söylenenler, eşlerin lanetli bir sonsuzluk olacağıydı. Karşımdaki korkuç kişi ise benim ruhumun bir parçası olduğunu söylüyordu.

Hiç bir yerin güvenli olmadığı bir zaman da uyandığında artık olduğu yerde değildi. Bir bir rüya mıydı?

Köy halkı derki: Elinde yüzük varsa ejderhadan, bilekliğin şahmaransa ormandan, yıldızlıysan köyden gelirsin... Ama boynunda mühür taşıyanı gördün mü, uzak dur. Çünkü onun kaderi herkesi ateşe sürükler...

Fredrana`daki ülkelerin vatandaşları, oyun lenslerini taktı ve bulut yataklarına uzandı. Lensler gözlerinin arka tarafındaki sinirlerle etkileşime girdiğinde zihinleri oyun için hazırdı. Yeni etap başlamadan önce o tanıdık yazı önlerine serildi. "Bütün oyunu bitirebilirseniz, oyundaki tüm kişisel verileriniz silinecektir. Kaos dolu günler dileriz." Gerçek hayatta özel gücünüz yoksa oyuna sadece bir savaşçı olarak katılabilirdiniz. Bu durum Hena için de aynıydı. Babasının Akantra hükümdarı olması onun yeteneksizliğini örtemiyordu maalesef. Özel gücünü bulamadığı gibi, aylar öncesinde yaptığı hatadan dolayı da halkın nefretini üzerine çekmeyi başarmıştı. Hena bir istisna olsa da Dijital Çağ`da sanilerin hayat konusunda endişe duyacağı konular yok denecek kadar azdı. Ta ki, o kan donduran güne kadar. Bulutlar üzerinde yerleşim kurmuş saniler, irisleri beyaza dönmüş bir halde bulut uçurumlarından aşağıya atlıyorlardı. Tıpkı Hena`nın zihninde duyduğu o sinsi gülüş gibi, hastalık zihinlerini sarmaladıkça sarmaladı. Tek kurtuluş ise Zihin Savaşları`ydı. Eko, şarkısını tersten söyledi. Kuklacı, iplerini yanlış yöne sarkıttı. Telkin ustası, kendini bile telkin edemedi. İğne kirpik, iğneyi kendisine batırdı. Cam şemsiyelinin canı da camdan olsaydı keşke. Çürük nefesli, küllerini saçamadı. Jelibon tenli, kendi teninin intikamını almak istedi. Kokarca çocuk, günlerce duş almayınca hayata tutundu. Işık saçlı, karanlıktan kaçamadı. Baloncuk huzmeli, kendi baloncuklarını tek tek patlattı. Geçmiş gören ise hiçbir şey göremedi.

Elorion kralığı yıkılışın eşiğindeyken kral willyam içkiye sığınmıştır. Oğulu lucas ve kızı hera kralık için zorlu bir mücadeleye adım atarken annelerinin ölümü ile sarsılmışlardır . İhanetler,sırlar ve fantastik bir dünyaya geçiş.

Gözlerimin içine bakarak elimi sımsıkı tutuyordu. “Yapma Elçin gitme bırakma beni burda.” Ben buraya ait değildim. Ben buraya bir anda gelmiştim. Gözlerim dolu ona bakarak “Benim elimde değil ki. Sana çok aşığım ama buraya ait değilim ki ben.”

On sekiz yaşına girecek olan Emma Hill, bunun heyecanı içerisindedir; ama on sekiz yaşına girerken kendinde beklenmedik özellikler keşfeder. Bu özellikleri kabul etmekten başka çaresi olmayan Emma Hill’i nasıl bir doğaüstü güç ve evren beklemektedir? Peki, siz Emma Hill ile bu evrene ortak olmak ister misiniz? ‼️Kitap; vampir, kurt adam, büyücülük içermektedir ve kitapta kan ve yetişkin içerikli tasvirler bulunmaktadır. Bunu dikkate alarak okuyunuz lütfen. 🙏🏼

İki ölümsüz. Bir otel. Sonsuz bir savaş. Kazanan yok. Ama sahne hep onların. Aşk değildi. Nefret hiç olmadı. Ama bir bakış, bir dokunuş... her şeyi mahvedebilecek kadar güçlüydü. Onlar birbirini mahvederken, biz sadece izliyoruz. Kaos. Her sabah uyanan, gece hiç uyumayan bir şey. Çekişme. Sözlerin arkasına saklanmış bakışlarla başlar. İnat. Bazen bir adım atmamayı seçmek, savaşmaktan daha büyük bir meydan okumadır. Tutku. Ne aşk kadar saf, ne nefret kadar keskin. Sahne. Vivien`in parladığı, Davin’in izlediği o yer. Bar. Sessiz bir kaosun merkezindeki en gürültülü köşe. Geçmiş. Onları öldürdü. Şöhret. Onları diriltti. Cehennem. İkisini tekrar bir araya getirdi. Vivien ve Davin. Alev ve benzin. Işık ve gölge. Mikrofon ve bardak. Ne beraber anlaşabiliyorlar, ne de ayrı kalabiliyorlardı. Her kelime bir savaş, her sessizlik bir işkenceydi. Birlikte kalmak delilikti… ama ayrı kalmak daha beterdi. Çünkü bazı insanlar birbirine ne âşık olur, ne düşman... Sadece birbirinin sınavı olur. Bu bir gösteri. Ve sahne hep onların.

Kitaptaki kişi ve olaylar hayal ürünüdür. Telif hakları şahsıma aittir.

kara gece serisinin 1 Bazı geceler yalnızca karanlıktır… Bazıları ise ruhları yutar ve bir daha asla geri vermez. On beş yaşındaki Şirin Kaya için 3 Eylül 2014, sadece bir tarih değil, hayatının en karanlık gecesi oldu. O gece, babasını vahşice katleden ve ona tarifsiz acılar yaşatan adam, zihnine kazındı. Yüzünü göremediği, fakat varlığını her hücresinde hissettiği bir gölge… Ama bilmediği bir şey vardı—o gece sadece bir son değil, aynı zamanda kaderinin yeniden yazıldığı andı. Aradan geçen on yıl boyunca, Şirin’in tek amacı o adamı bulmak ve intikamını almaktı. Her ipucu, her fısıltı, onu geçmişindeki karanlık geceye bir adım daha yaklaştırıyordu. Ve nihayet, sırtında sonsuzluğa uzanan bir ok şeklinde dövmesi olan adamı bulduğunda, yıllardır içinde biriken öfke alev aldı. Planını yaptı, onun malikânesine girdi… fakat işler beklediği gibi gitmedi. Kaçırıldı. Ancak onu kaçıran kişi, gerçekten düşmanı mıydı, yoksa onu korumaya mı çalışıyordu? Daha da korkutucu olan şey, bu adamın sadece bir insan olmamasıydı. O, büyüyle yoğrulmuş, varlığı sırlarla örtülmüş başka bir dünyadan gelen biriydi. Şirin, intikam almak için çıktığı bu yolda, kendisini kurt adamların uluduğu, perilerin fısıldaştığı ve büyücülerin karanlık oyunlar oynadığı bir dünyanın ortasında buldu. Burada sınırlar silik, gerçekler ise bıçak kadar keskin ve ölümcüldü. Peki, şimdi ne yapacaktı? İntikamını mı almalıydı, yoksa kaderin ona sunduğu karanlık aşka mı teslim olmalıydı? Ama Şirin’in unuttuğu bir şey vardı… Karanlık, asla karşılıksız sevmezd

Günümüz teknolojisinin sihirle birleştiği büyülü bir dünyada, genç periler kaderlerini bulmak için Asteria Akademisi’ne adım atar. Burada dostluklar kuracak, sırlarla dolu derslerden geçecek ve kendi güçlerini sınayacaklardır. Vesperia Darwel – şefkatli bir şifa perisi, iyileştirme gücünü herkese umut olmak için kullanır. Alara Jones – sert görünümlü ama kırılgan kalpli bir buz perisi, güçlerini kontrol edemezse tüm şehri dondurabilir. Nida Larura – rengârenk saçlarıyla parlayan bir gökkuşağı perisi, ışığın büyüsünü savaşta kalkan ve silaha dönüştürür. Amalia Burum – zarif bir rüzgar perisi, sinirlendiğinde kasırgalar yaratacak kadar tehlikeli olabilir. Harley Nandy – doğa ile bağı derin olan bir bitki perisi, yaşamın kalbinden güç alır ama doğa zarar görürse o da acı çeker. Farklı dünyalardan gelen bu genç kızlar, aynı yurtta kalırken güçlü bir dostluk kurarlar. Ancak Asteria Akademisi sadece sihir öğrenme yeri değildir; aynı zamanda büyük bir sınavın başladığı yerdir. Çünkü gölgelerde gizlenen karanlık bir güç, perilerin kaderini değiştirmek için pusudadır… Ve bu beş peri, hem kendi içlerindeki sırlarla yüzleşmek hem de dünyayı korumak zorunda kalacaktır.

Bugün doğum günümüzdü.. Herşeyin başladığı o lanet gün! Şimdi ne olacaktı? Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaktık? Bu mümkün değildi. Herşey bundan sonra başlayacaktı... ~~~~ "Bana neden beyaz kardelen diyorsunuz?" Bunu hep merak etmiştim. Geldiğim günden beri bunu bana karşı hep dile getirirdi. "Kardelenin iki hikayesi vardır. Ama ben hep birincisine inanırım." Bakışlarımız kesiştiğinde sessizce onu dinliyordum. "Kardelen çiçeği güneşe aşık olur. Fakat yapısından dolayı güneş görmez. Bunun için hep tanrıya dua eder. Tanrı bir gün onu huzuruna çağırır ve kardelenin ne istediğini sorar, kardelen de tanrıya güneşi görmek istediğini söyler. Tanrı ona düşünme zamanı verir çünkü acele ettiğini düşünür. Ve kardelen karar verir en azından kısa bir süre bile olsa onu görmek ister. Bu isteğine karşı koyamaz. Kardeleni cesaretinden dolayı tebrik eden Tanrı, onun bu isteğini yerine getirir. Bir gün güneşin tepede göründüğü bir an toprakların tamamını saran karları delerek güneşe selam vermek isteyen kardelen, narin yapısı dolayısıyla daha fazla dayanamaz ve orada can verir. Ve geriye onun bu cesur hikayesi kalır." ~~~~ "Neden buraya geldik?" Diye soran gözlerle ona baktım. "Çünkü sen suyu seviyorsun, ne zaman ihtiyacın olsa buraya geliyorsun." Şaşırmıştım. O bunu nasıl biliyordu? Sorgular gibi baktım oda sırıttı. "Bazen birşeyleri yazıp saklama konusunda iyi olamıyorsun beyaz kardelenim." Bu maceramızda varmısınız?

Yeni başlangıçlar bizleri ne kadar etkileyebilir.

Okuduğu romanda kanlar içinde ormanda evli kocasını cocuklarıyla gözlerini açan mavi

Her sır, bir bedel ister. Her güç, bir gölge taşır. Zamanın ötesinden gelen bir lanet… Ve bundan habersiz bir kız: Lydia. Annesinin kayboluşundan sonra geçmişinden kaçtığını sanıyordu. Ama bu kasabada hiçbir şey saklı kalmaz. Ormanda bir kurt dolaşıyor, aynalarda eski yüzler beliriyor. Ve Lydia`nın içinde, karanlık bir güç uyanıyor. Onu gözetleyen bir yabancı var—gölgeden gelen, konuşmayan, altın gözlü. Andrei onu korumaya mı geldi, yoksa karanlığı tetiklemeye mi? Aşkla, korkuyla ve karanlıkla örülü bu oyunda tek bir kural var: Ya gölgeye hükmedersin… ya onunla yok olursun. Peki ya sen? Benimle doğaüstü bir dünyaya katılmaya var mısın?

Eylül bir gün burda ki hayatında bir normal bir günün ardından uykuya geçer ama bilmediği bir şey vardı Karakterimiz acaba ne olacak

Uzun yıllar süren Decimora virüsüne karşı bazı çocukların kanında bağışıklık yapan seraphin maddesi çıkmıştı.Bu çocuklar zorla tesislere götürülüyordu fakat tesislerde büyük bir sır ve vahşet yatıyordu. Yorumlarınız benim için çok değerli 💫

TEK BİR ŞANS SERİSİ 1 Bir mürekkebin en güzel gözyaşı, Yüreği Kana Bulanan Adam, Piyan Akay Azap. Senin ellerini, beyaz bir mermeri andıran ama bir mermerden ziyade beni sıcacık hislerle boğacağını düşündüğüm ellerini, tutsaydım hayatın bize neler göstereceğini merak ederdim. Ellerini tuttum, ondan sonra her şey yaz gecesi yağan bir yağmurdu. Ama söyler misin, sevgilim, ıslandık mı yoksa kaçtık mı? İlk Yayım Tarihi: 12 Haziran 2022

Veba Doktoru her zaman tam arkamdaydı... Kafamı her çevirdiğimde karşımda oluyordu... Veba Doktoru sistemin ulaşılmaz bir piyonu... Veba Doktoru & İlkül Ala Merez...

"Güçlülerin arasında güçsüz olmak, zekinin yanında aptal olmak gibidir." Ailesinin ani yok oluşu sebebiyle bir yetimhaneye tıkılan Ingrid, güçlerini saklamaya uğraşır... ancak herkes güçlere sahiptir. Ve hepsi bunun onlara vereceği acıdan haberdar değildir.