Açlık; sevmeye, sevilmeye, şefkate, merhamete...ve daha fazlasına, öğretmediler de çünkü benim kimsem yok ,yalnızım bu hayatta , gerçi buna hayat denirse. insan başına ne geleceğini cidden kestiremiyor, daha düne kadar insanların gözünde sert, duygusuz, öfkeli ama bir o kadar da içe kapanıktım . hala da öyleyim çünkü bu yolu ben seçmiştim . Eğer gerçek kişiliğimi belli edersem bu hayatta ki en büyük korkum gerçek olurdu.korkumdan dolayı asla dışa vurmadım." Çünkü birini çok seversen onu kaybedersin ve zayıf olan insan kaybetmeye mahkumdur..." Bu cümleyi daha çocuk iken okuduğum kitapta gördüm, gördüm ve aklıma kazıdım. o günden sonra da dışarıya karşı, insanlara karşı, daha acımasız oldum ." Acırsan acınacak duruma düşersin." bu yüzden hep kaçtım insanlardan ,sevmekten korktum, nasıl bir his olduğunu bilmeden sevilmekten korktum. Ama yarının ne getireceğini kim bilebilirdi ki . Nerden bilebilirdim bir gün gelecek ve ben korkularımı aynı anda yaşayacağımı, bugüne kadar kaçtığım ne varsa hepsiyle teker teker yüzleşeceğimi. Ben lalin ; bir gün amansız bir aşka düşeceğimi, ve o aşkın kahramanı olan adamın benim hayatımı güzelleştirirken bir taraftan da darmadağın edeceğini bilemedim. Çünkü o adam hem benim kalbimin hem de hiç görmediğim varlığından bir haber olduğum, ikiz kardeşim alçin `in KATİLİYDİ !!! ve ben ona sanki vicdan azabı olmak için gitmiştim ne de olsa öldürdüğü karısının ikizi karşısına çıkmıştı, oysa hiç aklına gelir miydi böyle bir şey. Ben lalin, sadece kendime nefes olduğum bu hayatta , bir başkası benim nefesimi kesti. Romanın birinde okumuştum; "Vazgeçmeyi öğrenmek aşktan geçmektir". Peki, ben şimdi ne yapacaktım? Gerçekten bu aşktan vazgeçecek miydim? Yoksa beni acı içinde bırakan adamı geriye külleri dahi kalmayacak şekilde yakacak mıydım ? Henüz yolun başındayız, bakalım yol bizi nerelere sürükleyecek...

Okuduğun son kitabın içersinde bir karakterin bedeninde uyanmak, onun anılarına sahip olmak mümkün mü? Üstelik uyandığın beden ana karakter tarafından ölmeye mahkum ise... Bu küllerinden doğan bir aşk hikayesi değil, Külleri savurup ortada tek bir toz tanesi bırakmayan intikamın hikayesi.

tekvando salonunda başlayan bir aşk hikayesi (gerçek hayat hikayesinden alınmıştır)

Lisede tanışmış 4 kız arkadaş lise bitince aralarına mesafe girer ve birbirlerini unuturlar ve büyüyünce tesadüfen karşılaşırlar tekrar eskisi gibi olurlar …

Bezel `ine yeni girmişti.

Deva, kendi başına yaşayan ailesiyle arası iyi olmayan biri. Yıllar sonra kendi için bir karar vererek başka şehre taşınıyor ve hayatının düzelmesini umarken hayatı bir olayla mahfoluyor.

Moda tasarımı bölümü okumuş olan Simay Bade, bir moda şirketinde işe girer. Tek amacı kariyer olan Simay`ın hayatı şirketin cio su Yağız Demir yüzünden tepetaklak olur. Daha ne olduğunu anlayamadan ona aşık olur, masum bir aşk sandığı bu durum aslında gizli sır sandıklarıyla doludur, gerçeği öğrenen Simay aşkına sahip çıkabilecek miydi?

Bir kızın ablasının en büyük düşmanına aşık olması...

Başlarda bir gerçek ailem kurgusudur. Ardından olaylar türemeye Devrim ölüm ile bütün buruna gelmeye başlar.

"Senin gökyüzünde benim yerim yoktu kuru dallarında kanatlarım kırılıp koptu senin toprağında benim evim yoktu kader aynı sondu yazdığım son hikaye buydu..." Son ses müzik, altımda babamdan kalma bir araç ve tenimde babamdan kalma izler... Gözlerim yolda, aklım bomboş, ayağım gazda son hızla gidiyorum. Aslında gideceğim yere hiç acelem yok. İstekli de değilim. Ama bir umut işte... Belki vücudumdaki renklere bir yenisi eklenmez diye umarak eve gidiyorum. İleride kırmızı yanan trafik ışıkları... TRAFİK IŞIĞI. KIRMIZI. DUR. Hayır hayır hayır hayır... POLİS ARABASINA ÇARPTIM. POLİS. ARABASINA. ÇARPTIM.

Evde biri olduğunu nasıl fark edememiştim? Nasıl bu kadar aptal ve kör olabilirdim? Ağzımı kapatan adamın eli hafif gevşeyerek çenemi kapalı tutmaya devam etse de canımı yakmayı kesti. Kalın ve nazik bir ses kulaklarımı okşadı. "Sizinle tanışabilecek olmak büyük zevk avukat hanım."

Babasının işi yüzünden yeni bir ile taşınan Umay okuluna alışmaya çalışır

Mafya kurgusu. (ARA VERİLMİŞTİR)

Selam aşklarım bu kitap ramazana özel olacak Elimden geldiğince hergün bölüm atacağım. Destek olursanız sevinirimm🎀✨️

Birbirini tanıdığı andan itibaren nefret eden iki genç ve hayatı olumsuzluklarla dolu olan genç kızın hikayesi

"Özgürlüğümüze değil, özgürlüğünüze değil, daima ÖZGÜR kalmanıza."

Tüm hakları saklıdır. 2024 Haziran *hikayede argo, şiddet vb.+16 sahneler vardır dikkate alarak okuyun.* 🥀 “Ayça öldü İlyas! Onu sen öldürdün.” Diye konuştuğumda hıçkırarak ağlıyordum. Ellerini saçlarından geçirdiğinde “Onu ben öldürmedim!” dedi. Sinirlenmişti. Sinirlenmeye hakkı var mıydı? “Onu sen öldürdün. Kardeşimi sen öldürdün.” Dedim inatla. Aramıza koyduğum o iki adımı kapatarak bana daha da yaklaşarak elini yüzüme götürdü. Geri çekilmek istedim. Engel olmak için diğer elini de belime yerleştirip beni yakınında tuttu. “Bırak beni!” diyerek dişlerimin arasında konuştuğum da gözlerim iyice bulanık görmeye başladı. “Sen her zaman neye inanmak istediysen ona inandın Azra.” Baş parmağını yanağımda hareket ettirdiğin de yüzümü omzuma yatırdım. Eli boşta kalınca çenemi tuttu bu seferde. Acı çekiyordu ama bende acı çekiyordum. “Kaçma artık! Yapma bunu bana. Yapma kendine. Bırak beraber yaralarımızı saralım.” Dediğinde gülmeye başladım. Ağlarken güldüğüm için gözlerini kısarak beni izliyordu. Gülmeyi kesip “Benden ve Ayça’dan uzak dursaydın zaten iyi olurdum.” Dediğim de derin nefes alıp alnını alnıma yasladı. Geri çekilmek istiyordum ama gücüm bitmişti. Beni resmen onun elleri ayakta tutyordu. “Senden uzak durmam.”

Unutulan değil , fısıldanan bir sır.. 1955 baharında, Sivas’ta bir sahaf dükkânında bulunan eski mektuplar, genç bir kadının hayatını değiştirir. Ayla, merakı ve gazetecilik tutkusu peşinde, geçmişin izlerini sürmeye başlar. Her satır, onu bilinmeyen hikâyelere, unutulmuş sokaklara ve zamana yenik düşmüş duygulara götürür. Bu yolculukta karşısına çıkan Turan, sert mizacı ve ketum tavırlarıyla Ayla’nın sabrını sınarken, hiç beklemediği şekilde yoluna eşlik eder. Birbirine tamamen zıt iki insan, aynı gizemin peşinden giderken farkında olmadan kendi hikâyelerini de yazmaya başlar. Zamanın unuttuklarını, bir mektup hatırlatabilir mi?

0530 *** ** **: Bugün başına bir şey gelirse şaşırma. 0530 *** ** **: Sana nazar falan değmiş olabilir. 0530 *** ** **: Seni bir okulayım ya da kurşun döktürelim. 0530 *** ** **: Herkesin gözü sendeydi maşallah yani. 0530 *** ** **: Tabi benim de sendeydi de daha çok bakanlardaydı. 0530 *** ** **: Kesinlikle kötü bir şey düşündüğüm yok. Bunu da nereden çıkardın? 0530 *** ** **: Hiç öyle bir kız değilim yani kendimi övmek gibi olmasın. Aslan: Ne saçmalıyorsun sen? 0530 *** ** **: Ne saçmalaması? (İletilemedi) 0530 *** ** **: Sen beni mi engelledin? (İletilemedi) 0530 *** ** **: Neyse ki çalışıyorum da yeni hat alabilirim. (İletilemedi.)

Esila Güner, derslerine umursamayan, fakat Felsefe dersine özel bir çabası olan bir kızdır ancak son zamanlarda en iyi olduğu ders Felsefe`den güzel notlar alamıyordur. Felsefe sınavından ümidi kesip, diğer dersler gibi umursamamıştır ama bir anda Felsefe notları garip bir şekilde yükselmiştir. Acaba bu işte Felsefe hocası Alperen`in bir parmağı var mıdır?

Bilinmeyen Numara:Ödev varmış.Neydi? Miray:Kim olduğunu söylemedin? Normalde bu kadar kabaca cevap vermezdim ama garip bir şekilde sinirimi bozmuştu yazım şekli. Bilinmeyen Numara:Emir.

Güven birkez kırıldığında eskisi gibi olmaz.Bunları düşünmemem gerekiyordu ama aklımdan atamıyordum.Yumruğum çatırtıyla kum torbasına çarptığında içimde biriken öfkenin birazını serbest bıraktım ama yetmeti.Hiçbir zaman yetmezdi.Ceketimi omzuma atıp dışarı çıktım.Tam köşeyi döndüğümde onu gördüm.Damarlarımda bir anlığına kan akışım durdu.Yıllar sonra aynı şehirde,aynı sokakta.....Şans mıydı,lanetmi

Küçük kızın "anneme gitmek istiyorum." Diye söylenerek ağlaması onun sinirlerini bozuyor,delirmesini sağlıyordu ama o aldığı karardan emin bir şekilde küçük kıza 14 yıl boyunca yapmicağını bırakmicaktı...

Kitapta geçen tüm kurum ve kişiler hayal ürünüdür. GİZ (DEVRİM SERİSİ 1.KİTAP) Bugün bir bomba patlayacaktı, hemde Tenebrae`ın göbeğinde. Bugün insanlar ölecekti, hemde yüzlerce. Ve bugün bir savaş başlayacak, Yeni Dünya`daki tüm dengeler değişecekti. Oldukça canice bir biçimde... TÜR: distopya Yayınlanma tarihi: 26 şubat 2025

Kendini unuttuğu bu yerde, tanıdık sandığı bir ses ona yeniden ait olduğu yeri hatırlatacak’