SAYE CK |
SAYE
Saye... Gölge demek. Adımın anlamına inat bu yaşıma kadar kimsenin gölgesi altında kalmamaya çalıştım. Annemin olmamı istediği kişi olmamak için direnmelerim, abimin istedikleri doğrultusunda yaşamamak için başkaldırılarım, babamın..
Bu hikaye benim hikayem. Kamburuma dolanmış ipler olsa da onların elinde kukla olmamak için çabalıyorum. Bu hikaye bir vazgeçiş değil başkaldırı hikeyesi..
|
EFGAN
Asker amca, ailem nerede? "Güzel kızım gelecekler" Ne zaman asker amca, ben onları çok özledim. "Onlar da seni özlemiştir, Elzem." Yalan söylüyorsun asker amca, yüzüme bakmıyorsun. "Elzem, toprağı sever misin?" Severim asker amca, çünkü aile gibi kokar. "Haklısın kızım, çünkü ailende toprak oldu."
|
Masal
Bir varmış bin yokmuş evvel zaman içinde İstanbul adlı bir diyarda , masal gibi bir kız yaşarmış. Hüzünlü bir hikayesi olmasına rağmen, başına gelen trajikomik olaylar onu hüznünden çıkarıp mutlu bir insana dönüştürürmüş. Çünkü yaşadığı olaylar çevresindekileri güldürürmüş.
Bazı insanların hayata geliş amacı gülmek değil güldürmekmiş, masalda tam olarak öyle biriymiş, içinde yaşadığı acıyı kimseye göstermez. Mutluluk maskesi takarmış yüzüne, kimsede onun yaralarını görmezmiş. Ya da şimdiye kadar o maskeyi kaldırmaya çalışan olmamış.
Peki ya, geçmişin yaraları gün yüzüne çıkarsa o zaman ne yapacaktı masal kızımız?
Taktığı maske nereye kadar acılarını gizleyebilirdi?
Kimsenin kimseyi anlamadığı bu diyarda onu anlayan birisi var mıydı gerçekten?
Sadece ailesini aldığı hayat çemberine başka biri girebilir miydi?
Sorularımıza cevap aramak ve onun hayatına giriş yapmak için okumaya başlayın. Kesinlikle pişman olmayacaksınız. M&M Ailesine Hoşgeldiniz.
*Tüm Hakları Bana Aittir Herhangi Çalınma Kopyalanma Durumunda Tarafımdan Yasal İşlem Başlatılacaktır.
|
Siyah Kalp
Siz hiç vuruldunuz mu?
En uç noktanızdan ,en kör noktanızdan. Ben vuruldum hem de simsiyah bir kalbe sahipken...
|
Finan Ala
Fina adlı bir adada kendisini zehirli ormanda bulan üvey ailesi ile yaşayan Âla turistlerden nefret ederek dünyanın en turistik adasında pahalı bir yaşam sürmektedir.
Tatil bahanesi ile kızları Alara’yı aramaya gelen gerçek ailesi ve Âla’nın gerçek ailesinin ortaya çıkması sonunda karşılaştığı sorunlar
|
AKREP KRAL {MAFYANIN ÇİÇEĞİ}
" Nereye Gidersen Git Yine Bana Gelceksin ." demişti Genç Adam .
Nazın İlk Defa Bu Kadar Canı Yanıyordu. Onca Söz ve Hakaretten Sonra Artık Canımı Yanmaz diyordu ama Yine Yapmıştı Yapacağını .
O Kadar Haklıydı ki Ne Sığınacak Bir Kişi, Ne de Gidecek Bir Yeri Vardı.
Nereye Giderse Gitsin Bütün Yollar Ona Çıkıyordu.
Kaderine Bir Kez Daha Lanet Etti.
Koşa Koşa Çıktığı Hapishaneye Geri Dönüyordu.
Kapısındaki Sayısız Korumanın Olduğu Hapishaneye Adım Attı.
Oradaydı İşte Verenda da Bütün Heybeti İle Duruyordu Cehennemin Zebanisi Namı Değer Akrep Kral.
Gözlerinde Yine Aşağılayan Bir İfade Vardı.
Sanki Ne Oldu Küçük Fare Yine Benim Elime Düştün Diyordu.
Daha Fazla Bu Bakışlara Maruz Kalmamak İçin İçeriye Girmek İstediğinde Ayağı Havada Kaldı.
Onun Yeri Göğü Titreten Bariton Sesi Bütün Bahçede Duyulmuştu.
"Sakın Bir Adım Daha Atayım Deme !"
*Kitapta Argo ve Küfür Bulunabilir Lütfen Bu İkazımı Dikkate Alarak Okuyun!
*Tüm Hakları Bana Aittir Herhangi Çalınma Kopyalanma Durumunda Tarafımdan Yasal İşlem Başlatılacaktır.
|
Mavera | Zehirli Kelebek
"İlk önce zehirli kelebekler yutturacaklar ardından onlar uçuşmaya başladığında zehrini akıtarak kusturacaklar."
Sevgilisi Selim`i yakın bir arkadaşıyla basan Gazal, arkadaşlarının gazıyla gittiği partide Deniz`le tanışır. Deniz`in onu görmezden gelmeye başlamasıylaysa işinde başarılı bir fotoğrafçı olan Hazar`la yakınlaşmaya başlar. İlişkisindeki çalkantı ve başarısızlık yetmezmiş gibi markasının batma eşliğine gelmesiyle dayısının şirkete gıcık bir ortak alması bir olur. Gazal ya mesleğini ve işini düzeltebilecek ya da bir daha toparlayamayacaktır.
|
Toz Pembe Sanmıştım
Yetimhanede fazla klasik olmasada fena olmayan bir hayatı olan Rüya normal geçen bir günde biyolojik ailesi olduklarını iddia eden insanlarla ilk başta alışamadığı ama sonra çok sevdiği insanlarla ailenin ne demek olduğunu denemeli bir biçimde anlar…
`Toz Pembe Sanmıştım` adındaki ilk hikayedir...
Düzenli olmasada atılabildiği kadar bölüm gelmektedir🌙
|
KARANLIĞIN ARDINDAKİ IŞIK
Her birimizin hayatlarının başlangıcından itibaren dönüm noktaları vardır..
Kimisininki ise daha doğmadan başlar...
Hiçbir sır veya hiçbir şey gizli kalmaz her şey elbette ortaya çıkar, peki ya bu yolda bir ilk yazılır ve herşey gizli kalmaya devam ederse?
Rüya Annesi ile taşındıkları yeni evine alışabilecek mi?
Peki ya yeni Okuluna ve yeni Müdürüne?
Ya da oldukça tuhaf ve gizemli olan kişinin Canice öldürülen babasına ne gibi bir faydası olacak?
Ya da zararı mı demeliydim?
*DİKKATT:
KİTAP VE HAKLARI TAMAMEN BANA AİTTİR.
HERHANGİ BİR KOPYASI, ÇALINMA DURUMU DAHİLİNDE YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR.
|
definitely, maybe
bir şehir sizi çekiyorsa, orada sizi bekleyen bir hikaye vardır.
|
Sayfalarca Sessizlik
Annesi babasının düşmanları tarafından öldürülmüştü ,babası onu bir katil gibi yetiştirmişti, annesinin intikamını almak Sanrı`ya düşmüştü. Bu yolda aşk ,ihanet dostluk her türlü duygu yaşanacaktı intikam alınıcak ve bu dava en işkencelisiyle bitecekti.
|
SEVDA OCAĞI
Düştüm sevda ocağına nasıl çıkılır bilmem.
Hangi rüzgarın esintisi getirdi onu kalbime, acının mı, mutluluğun mu yoksa hayalkırıklığının mı?
Hangi rüzgarın esintisisin söyle bana sevda ocağı...
|
SİYAH GELİNLİK Sedasu Emmez |
SİYAH GELİNLİK
Her genç kızın hayaliyken koşulsuz sevilmek ve sahiplenilmek, beyaz atlı prensiyle celladını ayırt edemez bazen...
Maskeleriyle bir bütün olmuş adamlardan hayatı ve mücadeleyi öğrenir. Hep eksik ama hep güçlü. Ve bir gün değişecekse de kaderi, kırılmıştır aşka olan güveni...
|
MÂRAN: Çıkış Yok
"Vesvâs: Son Yok" adlı kitabımdaki Zühre karakterinin hikayesidir.
Herşey köyde, tek odalı bir evde o zamanlar bir çok yaşıtımın hayalini bile kurmaktan çekindiği üniversite hayatına atılımım ile başlamıştı...
Fakat işler hiçte istediğim gibi gitmemişti.
Okumak uğruna bir çok zorluktan geçtiğim, yıllardır hayalini kurduğum ve nihayetinde okumak için gittiğim o büyük şehirde, insan tacirlerinin eline düşeceğimi bilemezdim?
Bu da yetmezmiş gibi dünyanın bir diğer tarafında, koca bir şehri esir almış eli kanlı çete üyelerinin bir taht uğruna yaptıkları güç yarışlarının içine düşeceğimi de bilemezdim?
Brezilya...
` Çıkış Yok ` denilen labirenti andıran bu sokaklardan çıkmanın tek bir yolu vardı.
En güçlüyü bulmak ve onu yönetmek...
Söylendiği kadar kolay olmayacaktı.
Bulduğum gizemli kitap ve beraberinde yaptığım büyü ile ödemem gereken bir bedel olduğunu geç farketmiştim.
Başıma iyi şeyler gelmemişti. Bana hiç acımamışlardı.
Kimseye acımamıştım...
Öldürdüğüm insanlar ve uğruma öldürülenler...
Ben Zühre...
O kadının deyişiyle ansızın gökyüzünde belirip tüm dengeleri alt üst edecek; Kanlı Yıldız.
|
Revan'ım
Berkin ve Revân`ın hikayesi.
``Güzel kadınlara şiir okunur`` derince yutkundum. Tırnaklarımın avuç içlerine uyguladığı basınç ve acı gözlerimi yummama sebep oldu. Ama yummak daha da acı verdi. Gözlerime inen perde bana yapılanları hatırlattı.
Çenemi kavramasıyla gözlerimi araladım. ``Devam et`` dedi merak eden emreder ses tonuyla.
Sesim çatallaşmıştı. Nefesim titrekti. Karşısında bu kadar güçsüz olmak ona kurbân gitmek demekti. Her ne kadar yıkılmış gibi dursamda omuzlarımı kaldırıp ``bana hep küfrettiler`` dedim. Gözümden bir yaş düştü. Ama daha da yandığım bu ateşte onun da yanmasını istedim.
Yine kıyamadım..
Beni anlamıyordu. İstemezdi de.
``Anlıyor musun?``
kaydıraktan kayan bir çocuğun 1 saniye yaşadığı bir atak vardır. Tıpkı şu anda gözlerinden geçen derin düşünceler gibi. Bir çocuktu o. Ama tüm dünyamı alt üst etmişti. Sanki gelen misafirmiş gibi yıkıp dökmüştü. Ama haddinden fazla bırakmıştı.
Çenemi daha sıkı kavrayıp belime baskı uyguladı bacağıyla. İçimde ki yara tıslamama sebep olurken ağız kenarıyla güldü.
``Asıl anladığım şey, milyonlarca duygu içerisinden beni ortaya bırakman. Beni babanın ölümüne seçmen. Ve siktir olup gittiğim halde hâlâ bir umut beklemen.``
Çenemi okşadı ve devam etti. ``Ama küçüğüm umudu yine yırtık cebine koymuşsun.``
Revân`ım
|
SOLMUŞ BİR FİDAN
Bir fidan düşünün. Bu fidanın size meyve vermesi için ona iyi bakmanız gerekir. Siz fidana yeterli can suyunu vermezseniz yada fidanı hapsedip güneşinden ayırırsanız, o fidan adeta `Ben iyi değilim, hastayım, yardım et! ` dercesine başını eğer, solar ve kurur. Bu sessiz çığlıklara karşı hangi insan acımaz? Hangi insan merhamet etmez? Birkaç damla su vermeyi neden esirger? Esirgediler, o canlıya karşı kör oldular, çığlıklarını duymadılar. Oysaki o fidanın tek yaptığı şey insanlara fayda sağlamaktı... TIPKI BU FİDAN GİBİ FİLİZ DE HAYATTAN VAZGEÇMİŞTİ. BUGÜN ÖLÜCEKTİ. 🥀
SADECE İLK BÖLÜM YAYINLANICAK İSTEK OLURSA DEVAMI GELİR!!!!!!
|
Yağmur'un Masalı
Ben Yağmur Akıncı;
21 yaşında her işte çalışmış biriydim.
Annesinin laflarından babasının dayağından bıkmış biriydim.
Evet doğru duydunuz şiddet görüyordum babamdan. ama inşallah son bulacaktı.
Hayatım son hız kötü giderken bide görücü çıkmıştı başıma!
Peki gelen kişi Ceo`sa?
Bunu öğrendiğinde ne yapacaktı Yağmur?
Koşa koşa ayağına mı gidecekti?
Yoksa yaşadığı hayatına devam mı edecekti?
Peki genç adam Ege ne yapacaktı? İsteyecek miydi?
|
Aşk Ve Savaş
Birbirine düşman edilen iki millet, küçük çatışmalarla başlayan bir savaşın eşiğinde. Halkın günlük hayatına dek sızan öfke ve güvensizlik, büyük bir felaketin habercisi.
Babası bir komutan olarak savaşın durdurulması için diplomatik yolları zorlarken, Süveyda da iki millet arasında yeniden barışı ve sevgiyi sağlama hevesiyle çırpınıyor.
Savaşın gölgesinde bile umut arayan Süveyda, yüreğinde hiç olmayacak bir aşkın filizlenmesiyle birlikte kendini beklenmedik durumlara sürüklenmiş hâlde buluyor.
Bu roman, aşk ve savaşın iç içe geçtiği bir dünyada, insanın ruhunu ve ilişkilerini irdeleyen bir hikaye. Süveyda`nın gözünden, savaşın ve barışın, aşkın ve nefretin, dostluğun ve ihanetin karmaşık dokusunu keşfedeceksiniz.
|
Beni Sev Karadeniz
"Kendim için öldüm, senin için öldüm sevgilim."
Bu hikâye, Karadeniz`e sığınışın hikayesi.
Bu hikâye, yaşadığı her zorluğu sabırla soluyan, umudu bittiğinde inadı başlayan Asi`nin hikayesi.
Bu hikâye, kendisini bir gece ansızın terk eden sevdiğine karşı öfke besleyen, Karadeniz`in hırçın adamı Asaf`ın hikayesi.
Karadeniz`de sahile vuran dalga kadar yalnızdı Asi. Bir tarafta sevdiği adamın nefreti, diğer tarafta ise dedesi ve ailesinin öfkesi vardı. Bir de üzerine üzerine gelen ve kimseye söylemediği gerçekler.
Gerçeklerin, acımasız varlığını omzuna yük ederken, yüreğindeki koru söndürme savaşı veriyordu.
Onlar, gönüllü yanıyordu.
Onlar, aşklarını öfkeyle besliyordu.
Onlar, aşkı yaşatmak için savaşıyordu.
"Bu kız kim?" diye sorduklarında diğerleri yine eskisi gibi, "Asaf`ın, Asi`si desinler.
|
Yarım Kalanlar
"Ulan!" diye bağırarak bana arkasını döndü, ağlıyordu. "Bazen yanına gelmek, hiçbir şey demeden sana saatlerce sarılmak istiyorum. Kokun içime işlesin, her özlediğimde anımsayayım istiyorum. Üstüm başım sen koksun istiyorum lan!"
"Levent," dedim ağlayarak, titreyen sesimle. Duyduklarım benim için çok ağırdı. "Ben gitsem iyi olacak."
Yüzünü hızla bana dönerken gözlerinden akan yaşın beraberinde, hayal kırıklığıyla baktı gözlerime. "Ama sen hep böyle yapıyorsun..."
"Bir şey yapmıyorum."
"Yapıyorsun Umay!" dedi bağırarak. Delirmiş gibiydi. "Ne zaman sana gerçekleri haykırsam, kaçmak için yol arıyorsun."
"Hata yapmanı istemiyorum."
"Hayatım boyunca hata yapmadım, yapmam."
"O zaman benden uzak dur Levent," dedim, kısık bir sesle. "Çünkü en büyük hatan olurum."
"Beni artık sevmiyor musun?"
"Seviyorum..." dedim acı tebessümümün eşliğinde, o da gülümsemişti. "Kutay`ı da seviyorum, Anıl`ı da. Hatta Ziya`yı da çok seviyordum."
Tebessümü solarken başını onaylar anlamda sallayıp eli ile odanın kapısını gösterdi.
"Git Umay!" dedi. "Kutay`a git. Anıl`a git."
Bende onun gibi yapıp bir şey söylemek yerine başımı onaylar anlamda sallayıp odadan çıktım.
|
Kalbin Kıyısında
Lise kurgusudur....
|
Karanlık Orman
Arkadaşlarıyla kafa dağıtmak için kamp yapmaya giden Ada Güzel ormanda hiç beklemediği şeyler ile karşılaşır; katil çetesi. Katil çetesinin lideri Kayra Soylu ile geçmişi ortaya dökülür. Bu yolda ikiside paramparça olacaktır.
|
Olmazlara inat!
Bu aptal motorcuyu ele geçirirsem mahvedecegim!
|
Kızıl
" Kızıl saçlarının arasında kayboldum, Kızıl Kafam... "
Kendi kuralsız dünyam içerisindeki bir kural gibisin. Tehlikeli gibi gelen ama tehlikeli derecede güzel olan. Solmuş ormanımdaki yeşeren fidanım gibisin. Sen kısacası hayatımı tamamlayan tek kızıl eksiksin.
Görkem Akçı kendi içerisinde bulunduğu kurallar için yoğun sinir ve isyan hislerinin daha da alevlendiği yıllarda kendisine ilaç gibi gelen biriyle tanışır. Kızıl ile. Namı değer Filiz Öz ile. Kendisine olan dobra ve karşı tarafı iten tatlı tavırları aykırı derecede hoşuna gitmeye başladığını fark ettiğinde hiç bir şeyin artık eski masumluğuna dönmeyeceğini anlayamamıştı. Ve bir Kızıl denizin kurbanı olmuştu...
|
Buldum Seni
Bu hikaye daha önce diğer bir platormdaydı. Oradan gelenler zaten oranın durumunu biliyor.
|
İmkansız bir hayat
Eslem 9. Sınıfın son günü bir çocuğun hayatını kurtarmak için kendi hayatını hiçe sayar .
Okul çıkışı durakta dolmuş bekleyen Eslem yola atlayan küçük çocuğu fark eder ve sonrasında hızla gelen arabayı . O çocuğu kurtarmak için yola atlar çocuğu iterek kurtarır ama kendisini kurtaramaz ve araba ona çarpar .
1 ay komada kalan Eslem artık yürüyemez ve 3 sene sonra kanser olan annesi vefat eder. Annesinin ölümü ile öldü zannettiği babası ortaya çıkar . Ve hikayemiz başlar
|
Kaybolan Hayat Ve Abilerim
Gerçek ailesi sandığı kişiler tarafından hayatı karartılan genç kız GECE ARYA SOYER...
Gerçek kızları sandığı kişi tarafından neredeyse boşanma kısmına kadar ilerleyen, tek istedikleri bir kız çocuğa sahip olmak isteyen AHMET ve HAYAT SOYER...
Tek istedikleri bir kız kardeşleri olması olan masum ve ön yargılı abiler TOPRAK,POYRAZ,KAAN,FURKAN SOYER kardeşler...
Tek istediği bir ikizinin olması olan masum ikiz BARIŞ AYAZ SOYER...
Tek istediği bir ablasının olması ve ona sığınmak isteyen küçük bir kardeş DEMİR DENİZ SOYER...
Parçalar birleşince ortaya çıkan yeni ve mutlu bir AİLE...
Birbirlerine alışma süreleri biraz uzun ve yorucu olsada artık onları ayırabilecek bir güç ortada kalmayacak...
|
Fasta Mısın
Bilinmeyen numarayla aşk mı ? Bundan emin miyiz :D
|
HAZAN
Hazan Kara.
Lavanta kokulu Hazan Kara.
Cehennemin içindeki en günahsız mahlukat. Bir kukla. Ufak bir çocuk, Hazan Kara.
"Ben neşeyle gülen küçük bir çocuktum aslında ama beni öldürdüler.* Hayallerimi, umutlarımı, gülüşlerimi toprağın altına canlı gömdüler. Ruhum sıkıştı, daraldı, patladım. Yeniden doğdum şimdiki ben olarak. O küçük, güzel, sihirli çocuk hep içimde ukte kaldı, kendi içindekilerle. Bütün sevinçlerim kursağımda kaldı. Bütün insanlara yabancılaştım. Ama en çok da kendi insanlığıma uzaklaştım. Bir şeytana evrildim zamanla.
Merhametimi, neşemi, gülüşlerimi çaldılar hali hazırda kurak olan bir topraktan çiçek yolar gibi. İlk usul usul yaklaştılar, sever gibi. Narince okşadılar. Yalnız hızla uzaklaşırlarken köklerimi gördüm ellerinde, gözlerinde belli bir gurur. Bir hayatı söndürmenin gururunu haykırıyordu gözleri yumrukları arasında ve ayakları altında renk renk açan çiçekleri ezerlerken çöp gibi. Tek bir tane de değillerdi. Onların ruhuma açtığı oyuklarına başkaları da nefret tohumları ekti çünkü. Kurak toprağımı suladılar. Ben iyilik için savaşırken bir damla suyu esirgeyenler yeşillendi etrafımda. Oradan biliyorum.
Hatta -çok gülünç aslında ama gülerken sızlıyor kalbim. Pek gülemiyorum insan içinde acıdığından canım, neyse- can oldular bana söylediklerine göre, canımı aldıklarından bir haber. İşte ben o zaman soldum. Zamanını doldurmuş bir zambak gibi boyun büktüm. Rengimi, kokumu beni ben eden varlığımı söktüler içimden hali hazırda. Şimdi bir köşede gözleri esasında akmaya hazır yaştan parıldayan ama sevinç ışıltıları sanılan kimsesiz bir çocuk var ve diğer bir kenarda da yabancı bir kadın. Kim acaba? Tanımıyorum pek. Bir tek kokularımız ortak. Zavallı. O da ölüm kokuyor. Aynı benim gibi. Nasıl da benziyoruz öyle. Neyse.
|
Cehennemi Yaşamak
Omuzlarımda ölü bir çocukluk taşıyordum. Kimse beni sevmezdi, kimse benimle arkadaş olmak istemez, kimse bana bakmaz, vebalı gibi kaçarlardı benden. Peki suçum neydi? Yanlış bir ailede doğmak mı yoksa herkese korku salan soyadım mı? Her şey Salih Sencer`in kızı olduğum içindi, ben bir celladın kızıydım. Cehennem`e doğmuştum, diri diri yanıyordum. Bizim gibiler için her gün ölmektense bir defa ölmek kurtuluş yoluydu çoğu zaman.
...
Bir çift kahverengi göz...gökyüzünü vadedebilir miydi insana? Kale duvarlarını yıkıp içerideki küçük kız çocuğunu görebilir miydi? Durmuş bir kalbi canlandırabilir, nefes almayı öğretebilir miydi yeniden? Cehennemimde diri diri yanarken küllerinden doğulabileceğini gösterebilir miydi? O bir çift göz seninle yanmaya da varım demişti.
"Cehenneme hoş geldin...Gökhan Vargın."
Cehennemi yaşamış ruhu çocuk olan herkese...
|
0% |