İdil 24 yaşında üniversite öğrencisidir. Yağız 27 yaşında Arslaner aşiretinin ortanca oğludur. İdil ve Yağız birbirine deli gibi aşık iki çifttir fakat İdil`in okumaya olan isteği üzerine henüz evlenmemişlerdir. Bir gün İdilin sarhoş olmasıyla beraber olurlar ve bu gece İdil hamile kalır ve Yağızla evlenirler fakat gelinlikle girdiği evden kefeniyle çıkar. Rahim bölgesinden tam 4 kez bıçaklanmış ve avcunun içine kana bulanmış 4 tane 1 kuruş bırakılmıştır p Peki Bu Canice Ölümü Kim Neden Yapmıştır hepsi bu kitapta

Çocukluk arkadaşı Avukat-öğretmen ilişkisi Mafya- avukat savaşı

Küçüklüğünden beri birlikte büyümüş iki insan. Sonradan ortaya çıkan gerçekler. Birlikte aşılamayan engeller birlikte yaşanan gün sonları. Engelleri beraber aşmaya cesaretiniz var mı ? İnkspired : Prankases

Z kuşağı olan bir mafya mı? Evet doğru Z kuşağı bir mafya

Ailesini kaybetmiş bir kız karşına çıkan adamdan nasıl olaylar yaşayarak tanıyabilir ...

Galatasaraylı fanatik Nehir ve Beşiktaş fanatiği Merih`in düşmandan aşka serisi....

Normal bir mafya kurgusudur. Kurgu bana aittir.

Biri beni doğurdu biri ise beni büyüttü ben hangisini seçeceğim

Ailesi yangında ölen kızın hikayesi Ay ışıksaçmak için doğup karanlığına boğulan kişi

Buraya kadarmış

0505...: arda hâlâ beni kandırmaya mı çalışıypsunuz aga ya 0546...: yıl olmuş 2025 hatlar 507 lira kim seni kandırmak için hat alsın amk Kitabı eğlencesine yazıyorum ⛔Argo, küfür ve şiddet içerir lütfen bunları bilerek okuyun⛔

Sessiz bir kasaba, geçmişin yankılarını fısıldayan bir deniz… Ve iki yalnız kalp: biri acıdan kaçarken, diğeri hayalinin peşinde. Maria, İzmir’in gürültüsünden kaçıp Datça’nın sakin sularına sığınır. Küçük bir çiçekçi dükkânı açar ama kalbinde büyüyen sessizlik, deniz kıyısında oturan o adamla bozulur. Demir Sancaktar… bir zamanlar kaptan, şimdi ise geçmişin enkazında sessizce yaşayan bir yabancı. Bir sabah, Maria’nın yaptığı ilk hamle ile bazı şeyler değişir. Sözcüklerin değil, dalgaların konuştuğu bir bağ doğar aralarında. Ama her dalga, kıyıya bir sır getirir… Ve bazen, kalpler en derin sessizliklerde en gürültülü şekilde çarpar.

Caddenin göbeğinde büyüleyici kendine çeken bir apartman, hemşirelik okumak için başka şehire giden Arya ve ev sahibinin onu yanıltmasıyla Aryayı kabullenmek zorunda kalan Arel “Bu ışık şehirden mi geliyor yoksa yıldızlardan mı?”

Bir ülkede intihar oranları birden artınca devlet Koruyucu Takımlar oluşturur. İntihar etmek isteyen kişileri bulabilmek için telefonlarına gelen güncellemeyle THEMİS ADLI uygulama yüklenir. İstihbaratta hackerlık yapan Umay da bu ekibin ve uygulamanın kurucusudur. Bu kitapta Umay`ın gözünden olaylar aktarılacaktır.

Bir dilek hakkım olsaydı o gün ölmeyi dilerdim...

Hengüz 19 yaşında olan şebnem psikoloji okumaktadır.Bir gün çok yakın arkadaşı olan damla ona bir iskambil falı bakar ve o günden sonra şebnemin hayatı değişmeye başlar. Aşk,inkar,üzüntü,kabullenme ve hayatta kalmaya çalışmak.

"Merhaba Anka" diyen sesi arabanın içini doldurdu. Bir anda arabanın iç ışıkları yandı. Ve onu gördüm. Herkesi korkudan titreten Araf`ı.

"Duysaydın sesimi, uzatır mıydın elini?" *** Bir tesadüf müydü her şey? Yoksa çirkin bir tuzak mıydı? Ne istiyordu peki? Benim suçum neydi? Bunu yapan kimdi?

Bazı hikâyeler sessiz başlar. Bir yumruğun sesiyle, bir zincirin yankısıyla, bir kardeşin son nefesiyle... Avzem, çocukluğundan kalan gölgelerle yaşamayı öğrenmiş bir kız. Sezer, kendi karanlığında bile başkasını aydınlatabilecek bir adam. İkisi, birbirine çarpan iki yaralı ruh - biri sessiz bir çığlık, diğeri bir çığ gibi yıkıcı. Aşk, bazen iyileştirmez. Bazen sadece kalbi yakar, küle çevirir, ama o küllerden yeni bir ben doğar. Avzem ve Sezer`in hikayesi bir mutlu sonun değil, bir tamamlanışın hikayesidir. Çünkü bazı kalpler iyileşmez, sadece birbirinde yaşamaya devam eder. "Ben ışığı senden öğrendim ama karanlığımı da en çok seninle sevdim."✨

Geçmişinden kaçarken, geleceğini bulacağını kim bilebilirdi? Irmak, eski hayatını geride bırakıp bilinmezliğe doğru yola çıkarken tek istediği biraz huzurdu. Ama yolun ona getirecekleri, sandığından çok daha fazlasıydı. Yolda kaybettiklerini, acılarını, korkularını taşıyan bu genç kadın; hiç beklemediği bir anda, gerçek aşkın sıcaklığıyla karşılaşacak. Peki, gerçekten sevilmeyi hak ettiğine inanabilecek mi? Travmalar, tesadüfler ve umutla örülü bir iyileşme hikâyesi. "Bazen kaçtığın yerde değil, rastladığın bir gözde başlar her şey."

Efsun Aksoy ilkokul öğretmendir normal bir hayat yaşarken Emirhan Kaya ile tanımıştır birbirlerini deli gibi severken efsun bir gün emirhanin evine gitmiştir tabloda asılı olan el resimleri de bir gariplik vardır... Bu Gizemi öğrenmek ister misiniz.

Yok niye bi açıklama olsunki

Bir arkadaş grubunun Lanet sonucu olan olumsuzluklara çözüm bulmasını anlatır

"Bu deniz hep böyle hırçın mıdır?" diye sordum yavaş bir sesle, merakıma yenik düşerek. "Öyledir." dedi Polat. "Karadeniz`in aşkı da kendi gibi hırçın olur." Kirpiklerimi usulca kaldırarak ona baktım, onun da bana baktığını bilmeden. Bakışlarımız denk düştü. Bir anlık sessizlikte Karadeniz`in uğultusu aramıza doldu. Gözlerimi kaçırmam gerektiğini biliyordum ama yapamadım. Polat da kaçırmıyordu. "Peki sence?" diye sordu, sesi her zamankinden daha yumuşaktı. Kaşlarımı hafifçe çatarak başımı yana eğdim. "Ne, bence?" "Karadeniz`in aşkı... ya da aşkın kendisi. Hırçın mı sence?" dedi. Yüz ifadesinde cevabımdan fazlasını arar gibi bir şey vardı. "Bilmiyorum," dedim hafif bir sesle. "Belki aşk, kiminle yaşadığına bağlıdır. Herkesin fırtınası kendine, değil mi?" Dudakları muzipçe kıvrıldı fakat gözleri hala son derece ciddiydi. "Seninkisi nasıl peki?" diye sordu gerçekten merak ediyormuşçasına. Yutkundum. "Benimki... sakin. En azından şimdilik." Utandım gözlerimin içine anlamlı bir şekilde bakmasından. Tekrar denize bakmak istedim fakat Polat çenemden nazikçe kavrayarak kafamı çevirmemi engelledi. Yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdığında kalbim sertçe göğüs kafesime vurdu. "Sakindir... " dedi baskın bir tınıda. "ama hep öyle kalmaz. Bir gün o dalga kıyıya vurur." Oysa ki en çok korktuğum şeylerden biri buydu. Dalganın kıyıya vuracak olması...Gözlerimi ondan kaçırarak göğsüne çevirdim. Göğsüyle bakışırken, "Ya kıyı hazır değilse?" diye mırıldandım istemsizce. Polat`ın sesi sanki beni rahatlatmak ister gibi daha alçak ve samimi bir tona büründü. "Bazen kıyıyı hazırlamak da dalganın işi olur." . . . . . Polat & Esin.

Asya ve Boran hic beklemedikleri bianda karsilasirlar.Baslarda dusman gibi gozukselerde emin olun bu cok kisa surecektir.