Dora tek gecelik ilişki yaşadığı adamın üniversite hocası olduğunu bilmemektedir ve Alaz ise tek gecelik ilişki yaşadığı kızın peşini bırakmak istemez ama o da Dora`nın onun öğrencisi olduğunu bilmemektedir
545*******: Siz kimsiniz?
Siz: AY SONUNDA
Siz: Ay bi sakin olim öhm (Gönderilmedi)
Siz: AY NE DİCEM Kİ (Gönderilmedi)
Siz: Ne dicem bilmiom nası başlim?? (Gönderilmedi)
Siz: Eşarbını yan bağlama
Siz: Eşarbını yan bağlamağğ
Siz: Ben söyleyim sen ağlama
545*******: ???
Kendini her an garip bir şekilde nezarethanede bulan kız, ve adalet peşinde koşan bir adam...
Not: Her şey kurgudur. Argo, şiddet ve olumsuz örnek olabilecek davranışlar içerir. Şimdiden iyi okumalar:)
19 yıllık hayatının neredeyse tamamını yazmakla geçirmiş olan Ayaz ve arkadaşlarının gün içindeki eğlenceli zamanlarını anlatan eğlenceli bir hikayeye hazır mısınız?
İyi bir oyuncusunuz, iyi bir sevgiliye sahipsiniz ve iyi bir aileniz var...
Peki bu güzel şeyler bir ihanetle yerle bir olsa?
✨Yıldızlar mükemmel şekilde sıralanmışlardı, sonra dünya karardı.✨
-Kafa dağıtmak için yazılan bir kurgudur-
Başlangıç: 21.09.22
Bitiş:
Aşkın var olduğuna inanmazdım. Saçma ve gereksiz geliyordu açıkçası gerçek aşkın var olduğuna inanmazdım. Çünkü neredeyse herkes aşkı tensel birleşim yapmıştı.
***
"Yüreğimde izin var," tuttuğum elini hafifçe sol göğsüme bastırdım. "Hiçbir şey, hiç kimse o izi silmeye cesaret edemez."
***
Not: Kitap yetişkin öğeler içerecektir.
"Hani beni sonsuza kadar sevicektin,hani kalbinde olucaktım"demişti kızcağız adam ise kızın gözlerine bakarak "Ben seni halen daha seviyorum eğer sevmeseydim seni o enkazın arasında bırakırdım"dedi adam sertçe "Zaten ben bir başlı başınca enkazım sen beni oradan kurtarınca hayatım mutlu mu geçti sanıyorsun ben kaç kere inthara kalkıştım"adamın o an göz bebekleri titredi.
Tamamen hayal unsurudur.
Tüm hakları saklıdır.
Yaşadığı şehir New York başta olmak üzere tüm dünyanın tanıdığı ve sevdiği yazar Atilla Arslan`ın karanlık hikayesine hoş geldiniz dostlarım. Yazarımız eşi Ceyda ile kafa dinlemek için geldiği Bright Falls kasabasında her şeyin yolunda gideceğini düşünür. Fakat işler düşündüğü gibi gitmez. Yazarımızın eşi Ceyda kaybolur. Psikolojik sorunlara sahip yazar Atilla Arslan, kayıp eşi Ceyda`yı bulmak için umutsuz bir yolculuğa çıkar. Pasifik Kuzeybatı`daki Bright Falls adlı kasabadan esrarengiz ortadan kayboluşunu takip ederek, kendisinin yazmış olduğu varsayılan ama hiç hatırlamadığı bir korku hikâyesinin sayfalarını keşfeder.
Hikâye, sayfa sayfa, gözlerinin önünde gerçeğe dönüştükçe, Atilla kısa süre sonra kendi akıl sağlığını sorgulamak zorunda kalır: Doğaüstü bir karanlığın düşmanca varlığı, bulduğu herkesi ele geçirerek, onları kendisine düşman eder. Yalnızca el feneri, bir tabanca ve parçalanmış zihninden geriye ne kaldıysa onlarla silahlanmış hâlde, karanlığın güçleri ile karşı karşıya gelmek dışında hiçbir seçeneği bulunmaz. Yüzleştiği akıl almaz gizeme dair yanıtlar bulmak üzere kâbus gibi yolculuğu, onu gecenin dehşete düşürücü derinliklerine götürecektir...
Zaman geldi ve karanlık çökmeden önce teşkilatlar, ülkeye kelepçe vurdu. Darbeyle başlayan bu çağda, sokaklar cesetlerin ağırlığına boyun eğdi. Yok edilip yeniden inşa edilen bir ülkenin enkazında, kollarımızda damgalarla kim olduğumuzu bile unuttuk.
Güneş bir daha asla doğmadı. Ailemizi, çocukluğumuzu, milletimizi ve kitaplarımızı terk ettik. Her şey küle dönmüştü. Ama o küllerden doğamayanlardan biriydim ben: Leyla. İçimde onlarca Leyla vardı, her biri bir sırra, bir trajediye tutunmuştu. Annemin benden sakladıkları, ruhumun karanlık köşelerinde yankılanırken, hiçbir yere kaçamıyordum.
Gölgemden bir adım uzakta bir katil nefes alıyordu. Karşımda ise beni kendi elleriyle sonuma sürüklemek isteyen bir polis. Ve bir yazar… Hikâyemi yazmak için kalemini kanla bilemeye çalışan o yabancı. O da kaçıyordu benden, tıpkı bir sevgilinin korkusuyla.
Bu, yalnızca bir hayatta kalma mücadelesi değildi; bu, hayatımı kim öldürecek diye beklediğim, zamanı geride bırakmaya çalıştığım bir savaştı.
//
Bir kadın: zihin labirentinde kaybolmuş, her köşesinde başka bir "ben" saklı.
Bir polis: o karanlık labirente adım atan, kadının geçmişinin gölgelerini arayan.
Bir katil: adına müze yapılmış, geçmişin ölü yüzlerini sergileyen, insanlığın kanlı tarihine kazınmış.
Ve bir yazar: ismini fısıldamaktan korkan, sırlarını harflerin ardında gizleyen.
Peki ya biz? Onların kitabında, hikâyenin hangi sayfasında, hangi harfteydik? Yoksa sadece boşlukları dolduran gölgelerden mi ibarettik?
Gökyüzümde parıldayan bir yıldızsın sen ey güzel sevdiğim.
Beni yeniden sevebilir misin?
Ya da yeniden sevmeyi bilebilir miyiz?
Bana kitaplardan okuma aşkı. Bana aşkını dünyaya yazdıracak kadar sev beni.
Gökyüzünde bir yıldız gibi en çokta kalbinde yaşat sevgimi.
``GÖKYÜZÜ BİZ OLUNCA DAHA GÜZELDİ...``
ZEHRA ÖZTÜRK
Birbirinden farklı iki evren ve o evrende yaşanan acı aşk hikayesi. Bir çizgi roman karakterini sevmek doğru muydu?
Sonu gelmeyen acılar,kayıplar ve gözyaşları...
İki insanın karşılaşması hiç bu kadar güzel ve yıkıcı olmamıştı. Aşk her şeye değer miydi? Arkanızda yaşanacak felaketleri bilmenize rağmen devam edebilir miydiniz?
Mehveş ve Kartal bu hikayenin en çok bedel ödeyenleriydi. Mutluluk her gelişinde yanında bir kayıpta getirmişti.
Büge, yazarlık kariyerinde aradığı başarıyı bir türlü yakalayamayan bir kalem erbabıydı. İlhamının tükenmişliği içinde boğulurken, radikal bir karar aldı: Psikolog Ömer`le dışarıda tesadüfen tanışarak yeni hikayesi için taze fikirler bulmayı deneyecekti. Bir gün, bir kafede otururken Ömer`le karşılaştı ve kısa bir sohbetin ardından aralarında bir bağ oluştu. Her yeni buluşma, Büge için yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor, derinlerde gömülü kalan sırlar ve beklenmedik duygular gün yüzüne çıkıyordu.
Çoksatan gerilim kitaplarının ünlü yazarı olduğunuzu düşünün. Kurguların, karakterlerin tanrısı olduğunuzu. Ancak hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Tek bir anda hayatınız değişebilir. Başka birinin yazdığı kurguda bu sefer kurban olabilirsiniz.
***
“Sorunlarından kaçarsan onlar büyür, Ophelia. Ve bir yazar olarak bunu benden daha iyi biliyor olmalısın.” Ona “Ehvenişer ne demek biliyor musun?” diyerek karşılık verdim. Gri gömleği, gerilen kasları yüzünden can çekişiyor gibiydi. Ne bana döndü ne de cevap verdi. Zaten vermesini de beklemiyordum. "Kötünün iyisi, demek. Tüm kötü seçeneklerin arasından en katlanabilir olanı seçmek demek." İşte o zaman geniş bedenini yavaşça bana çevirdi. Yorgundu. Belki benden daha yorgun. Ama o kadar güçlü ve heybetli duruyordu ki onun yanındayken kendimi güvende hissediyordum. Belki de o ehvenişer değildi. Elimde kalan tek iyi seçenekti.
"İkimize bi` mutlu son yazdım sonra. Yanında durdum sessizce. Burası sondu, başka bir yaşamdı. Sadece biz vardık... Bana baktın, mavi ve telaşsız. Sustuk. Başka bir yaşamda, başka bir mutlu son."
"Biz bunu hak etmiştik."
Ava, hayatının en zor döneminde, büyükannesi Emily’nin kaybı üzerine sahil kasabasındaki yazlık evine döner. Bu yolculuk, yalnızca geçmişle yüzleşmek değil, aynı zamanda büyükannesinin hayatındaki gizemleri ortaya çıkarmak için bir fırsattır.
Ava, büyükannesinin yazdığı mektupları keşfettikçe, Emily`nin kaybettiği aşkı Mark ile olan tutkulu ilişkisini, zorlayıcı evliliğini ve içindeki boşluğu anlamaya başlar. Mektuplar, Ava’nın büyükannesinin hayatının derin sırlarını ve ailesinin geçmişini açığa çıkarırken, Ava kendisini geçmişle hesaplaşma ve kendi kayıplarıyla yüzleşme sürecinde bulur.
Kendinizi bu hikayeye kaptırıp sınamaya ne dersin? En yakın arkadaşının ölümü, çocukluğu, şimdiki duyguları... Kimin Neden Ne için yaptığını bilinmeyen bir hikaye. "Kalbinden fışkıran kan yüzünde ki gülümsemeyi silmedi. Aksine daha korkutucu ve ürkütücü bir hale soktu."
Hayat zor bir sınavdı. Görev Ya da Aşk ekibi ise o sınavda kalan öğrencilerdi. Kalmalarının sebebi ise sınav geçmişleri üzerineydi.
Birbirinden farklı geçmişler, kalpler ve hayatlar. Gece`nin emriyle, Micheal`den gelen telefonla bir görev için bir araya gelen Luna, Alex, Alisa ve Jack. Oluşan bu ekip zamanla görevle birlikte birbirlerine bağlanacaklar mı? Görev ya da Aşk?
Genç bir yazar olan Yağız yaşadığı sorunlar yüzünden Amerika`daki küçük bir kasabaya taşınır. Sakinleşmeye ihtiyacı vardır. Burda ilhamını ararken karşısına aşkıda çıkar.
CARAMEL`DEN (LUNA)
Bu kurguda geçen tüm karakterler ve hikâye hayal gücüdür.
Gerçek Osmanlı tarihi ile bir ilgisi yoktur.
Yalnızca o dönemden ilham alınarak kaleme alınmıştır.
Kurgu Osmanlı 1720 (Lale Devri) dönemine değinecektir.
Sıradan olmayan bir hayata sahiptim. Sözde çocukları koruyan bir yetimhanede büyümüştüm, dayanamayıp beni bırakıp kaçan bir ablaya ve kim olduğundan emin olmadığım bir bedene sahiptim. Sahiden, kimdim ben?
Gizlice bir örgüt için suikastçi yetiştiren bir okuldaydım. Benim bile bilmediğim gerçekler ortaya çıkarken onu veya bunu değil, kim olduğumu sorguluyordum.
Bir bedenin içindeydim fakat kendimi tanımıyordum. Benim bu hayatta sahip olduğum tek şey acılarım, ve adımdı.
Onca çektiğim acı ve adım. Gece Dua Sezer.
Benim hayatım sen varken özgürlüğe kavuşurdu. Sensiz geçirdiğim her saniye benim için cehennemin feryadıydı.
"Lontano isimli farklı bir kitap bulunmamaktadır, bu isim sadece bana aittir. Emeğime saygı duyarsanız sevinirim."
Ship kitabı değildir.
Not: Tamamen dalga amaçlı yazılmıştır, ciddiye almayın. Gecenin bir yarısı tera kelepçeyle içeri alınmayacak şekilde sitem içerir.
Doğal sarışın, aşırı yetenekli ama bir o kadar da sakar, kirazlı nemlendirici dışında bütün kozmetik ürünlerine savaş açan Yazarnaz Okursoy; Kalbini, Harran Üniversitesi mezunu, dünyanın en bilinen süt ürünleri fabrikası olan Hümanur Süt`ün CEO`su soğuk ve acımasız Wattpad Erişimmerişimyokulanoğlu`na kaptırır. Hümanur Süt`ün korkunç sırlarına tanıklık eden Yazarnur Kitappad Cemşitsalan`ın da desteğiyle hem aşkına hem işine sahip çıkabilecek mi?
Cahiliyet. Bir halkın kendi kendisini yok etmekte, dış politikalara bile gerek kalmaksızın halkını ahmaklaştırmaya çalıştığı ve başardığı bir oyundur. Sistem ve suyun çarkı böyle işler, bu çarka değen ve durduran taş olsa dahi saniyesinde parçalanır uyuyan halkın gözünü açmasına izin vermezdi. Biz kadınlar bu çarktan akan su, erkekler ise çarkı döndürmeye yarayan manyetizmaydık. Onların gözlerinde değersiz ezilmeye layık bir böcek, başımıza aklımızın yarısını örtsün diye verilen bez parçasıydık.Bu döngü içerisinde sıkışıp kalmış binlerce kadından birisiydim anneler, genç kızlar, küçük kız çocukları hepimiz bu çarkta heba edildik. Gizli gizli Medreseye gider, öğrenim almaya çabalar ama eninde sonunda yakalanırdık. Ben bu çarkın suyu olmaktan sonunda sezdim ve çarktan akan başka bir yol buldum, şimdiyse bulduğum yol Türk olduğum gerçeğini saklamakta ve bu döngünün çarkına taş olmaktan geçiyordu.
❗️Bu kitap tarihi kaynaklardan ilham alınarak yazılmıştır. Kaleme alınan savaş, harem, eğitim ve medrese hayatı tamamen bilir kişi ve araştırmaya dayalıdır. Araştırmaya ve kurguya yardımcı olan isimler:
Atilla Kağan Kaya
Salih Cerrahoğlu
Ve İlber Ortaylı eserleri.