Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left10.
Bölüm
keyboard_arrow_right

ıx - Usta Ve çırak

@rakuusha
Qsak 28/4M762, Ientra/Oda

Yatağıma uzanıp düşünmeye başladım. İçinde bulunduğum durumdan gittikçe korkmaya başlıyordum. Kronografım da takılmıştı, sürekli aynı tarihi gösteriyordu. Amarus beni hapsetmişti ve tüm kontrolü elinde tutuyordu. Belki beni öldürecekti? Bu çok salakça bir düşünceydi. Beni öldürmek istese elinde bir sürü fırsat vardı. Belki de beni kölesi yapmak istiyordu? Şimdiye kadar bana kötü bir şey yapmamıştı, en azından fiziksel olarak. Hatta beni çölün ortasından o kurtarmıştı. Beni kurtardığını görmedim ama ortadaki tek seçenek onun kurtarmış olmasıydı. Eğitimden bahsediyordu. Görünüşe bakılırsa beni eğitmek istiyordu. Ama ne için? Nasıl bir çıkarı vardı? O kadar insanın arasından neden ben? Belki de kronografı şans eseri bulduğum içindir. En önemlisi beni nereden tanıyordu? Söyleyeceğim her cümleyi nasıl bilebiliyordu? Karmaşık sorularım ile uykuya daldım.

Kırılan bir cam sesine uyandım. Yataktan kalktım ve duvara baktım. Kapı halindeydi ve sonuna kadar açıktı. Ientra'da şömine yanıyordu ve içeride bir hareketlenme vardı. İçeride hareket eden gölgeyi görebiliyordum. Küçük bağırışlar duydum ama ne söylediğini duyamıyordum. Vücudumdaki bitkinlik gitmiş, üstüne üstlük zinde hissediyordum. Ientra'ya doğru yürümeye başladım. Koridordaki meşaleler eski rengine dönmüş ve normal bir şekilde yanıyordu. Nedense o beni biraz da olsa rahatlatmıştı.

Kapının girişine vardım. İçeri doğru bir bakış attım ve Amarus yerde bir şeyler süpürüyordu. Yavaş yavaş içeri girip Amarus'un şömine kenarındaki koltuğuna oturdum. Kafamı birden Amarus'a çevirdim, süpürmeye devam ediyordu. Ya beni görmemişti ya da umurunda değildim. Tam kafamı koltuğa yaslayacak iken "Ehm, orası benim koltuğum." diyerek gözleriyle koltuğun yanındaki küçük sandalyeyi işaret etti. Somurtarak koltuktan kalkıp sandalyeye oturdum.

Amarus'a baktığımda süpürdüğü şeylerin küçük cam parçaları olduğunu fark ettim. Bir şey düşüp kırılmış gibiydi. Nereden düşmüş olabileceğine bakmak için kafamı kaldırdığım anda devasa bir raf gördüm. Neredeyse 20 metre uzunluğunda, piramit şeklinde uzayan bir raf. Sanki tüm kâinatın bilgilerini içinde barındıran bir kütüphane gibi. Asıl garip olan ise raflar baştan aşağı cam biblo(7)lar ile kaplıydı. Çeşit çeşit cisimler, hayvanlar, bitkilerden oluşuyorlardı. Bunların ne olduğunu sormayı düşündüm. Amarus birden bana baktı. Yine aklımı okuyacaktı. Birdenbire "Her seferinde aklımı okuyacaksan benimle konuşmanın ne mantığı var?" diye sordum. "Nede olsa söyleyeceğim her şeyi biliyorsun yine de benden soru bekliyorsun." diye tamamladım.

Süpürmekte olduğu çam parçalarını tezgâhın üzerine koydu. Elini yavaşça kırık parçaların üzerinde hareket ettirirken konuşmaya başladı "Sabır Aola, sabır zamanın bir parçasıdır." Ama bu sefer iğneleyici ya da küçümser değil de, kardeşine öğüt veren bir abi gibi bakıyordu. Cam parçaları kendi kendine hareket etmeye başladı. Küçük kırılma sesleri ile tekrar birleşiyorlardı. "O ilk sınavındı." dedi ve cam parçaları birleşip içi boş bir kum saati halini aldı. Hayretler içinde kum saatine bakıyordum. Kum saatini şöminenin yanına koyarak "Beni şömineye itmeyerek geçtin." dedi. "Bu ne saçma bir sınav böyle?" diye çıkıştım. "Emin ol benim için de bir o kadar zordu." diyerek gülmeye başladı. Ne demek istediğini anlayamamıştım. "Beni kaç kere yaktığını bilemezsin." diyerek kahkaha atmaya başladı. Bir yandan ne demek istediğini düşünüyor, bir yandan gülüyordum. Kısa bir süre karşı karşıya kahkaha attık.

Bir süre sonra şöminenin önünde karşı karşıya oturup konuşmaya başladık. "Benden korkma Aola" dedi. "Bundan sonra usta ve çırak olacağız, önünde hayal bile edemeyeceğin bir eğitim süreci var." diye üstüne ekledi. "Hayal bile edemeyeceğin derken neyi kastediyorsun?" diye sordum. "Uzun ve zor bir eğitim olacak. Yeri gelecek fiziksel, yeri gelecek zihinsel acı çekeceksin." dedi. "Peki ne kadar uzun bir eğitim?" diyerek tekrar soru sordum. Çünkü aklımda bir an önce Louma'ya dönmek vardı. "Normal bir insan için yaklaşık 2,5 milenyum. Bir zaman büyücüsü için, sen ve benim gibiler, 15-20 yıl arası. Kişinin potansiyeline göre değişir." diye cevapladı. Nasıl bir eğitim 20 yıl sürebilirdi ki? Üstelik bir zaman büyücüsü için. Kim bilir normal bir insan için nasıl olacaktır. Normal bir insan 2,5 milenyum yaşayamaz bile.

"Peki bu eğitime katılmak zorunda mıyım? Ya katılmak istemezsem?" diye sordum. 20 yıl benim gibi biri için çok uzun bir süreydi. Ayağa kalkıp odanın mutfağa benzer köşesine doğru yürümeye başladı. "Elbette zorunda değilsin. Peki buradan nasıl çıkacaksın?" Bana karşı hep aynı kozu kullanıyordu. Omuzlarımı gerip "2 ay öncesine, kulübemde olduğum zamana giderim." dedim. Mutfağa benzer köşedeki raftan boş bir kupa aldı ve "Şu anki bilginle mi? Sanmıyorum." diyerek alaycı bir gülüş attı. "2 ay 2 güne benzemez. Zihnin şu anda 2 aylık bir mekânsal sapma(8)yı kaldıramaz." dedi ve tezgâhın üzerinden bir bez alıp kupanın içini silmeye başladı. "Peki, diyelim ki gittin. Pişman olursan geri dönemezsin." dedi. "Ya pişman olmazsam?" dedim. Resmen Amarus ile inatlaşıyordum. Bezi tezgâha bıraktı ve elindeki boş kupa ile koltuğuna oturdu. "Kaybedecek neyin var?" dedi. "Para mı? Şan ve şöhret mi? Lilionna mı? Seni bekleyecek. Baban mı? O gerçek baban bile değil." dedi ve elini kupanın üzerine koydu. Aklımda bir sürü soru belirdi. Evet param yoktu, beni tanıyan insanlar iki eldeki parmak sayısını geçmezdi, Lilionna'yı nereden tanıdığını bilmiyordum ama ne kadar zor da olsa Lilionna bekleyebilirdi. Ama babam hakkında söylediği küçük bir şok geçirmeme ve sinirlenmeme sebep oldu. "Gerçek baban değil derken ne demek istiyorsun?" diye sordum gözlerim yaşlı bir şekilde. "Zamanı gelince öğreneceksin evlat." dedi ve elini kaldırdı. Kupanın içinde sıcak çay ve bir dilim limon vardı.

Şömine ateşine bakarak yavaş yavaş çayını içti. Soru sorsaydım cevaplamayacağını biliyordum. Ben de yaşlı gözlerim ve acı dolu düşüncelerim ile şömine ateşini izledim.



7. Masa, raf vb. üzerine süs olsun diye konulan türlü maddelerden yapılmış yontu, küçük ve zarif süs eşyası.



8. Aynı nesnenin farklı bir zaman katmanında belirmesi. Bir nevi zamanda yolculuk. (Geriye)
modal aç
modal aç
modal aç