Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left14.
Bölüm

Xvııı - İlk Adım

@rakuusha
Praw 13/4M763, Ientra

Merdivene doğru ilk adımımı attım. Aniden sert bir rüzgâr her yanımdan vurdu. Kıyafetlerim uçuşmaya başladı. Geri adım atmak istedim ancak arkama baktığımda gördüğüm şey beni hem dehşete düşürmüş hem de heyecanlandırmıştı. Oghma'dan neredeyse 100-110 basamak aşağıdaydım. Kendi kendime salakça gülmeye başladım. İçinde bulunduğum durum o kadar heyecan vericiydi ki yerimde duramıyordum. Bir adım daha attım ve tekrar şiddetli bir rüzgâr esti. Tekrar arkamı döndüm ve aramızda 200 basamaktan fazlası vardı. Su büyüsü tahmin ettiğimden de büyüleyiciydi. Yarım saatte ineceğimi düşündüğüm merdiveni 1 dakika bile olmadan inmiştim. O zaman fark etmiştim ki, su büyüsü muazzam bir şeydi.

Merdivenden indikten sonra merdivenin camdan basamakları yavaş yavaş kum halini almaya başladı. Her bir cam parçasının kuma dönüşünü izledim. Kaybedecek zamanım yoktu ama gördüklerim karşısında büyülenmeden duramıyordum. Oghma ile çöl arasındaki köprü tamamen yok olduktan sonra Oghma'da yavaş yavaş gözümden silinmeye başladı. O kadar yüksekte değildi ancak yavaş yavaş saydamlaşıyordu. Oghma'da tamamen yok olduktan sonra önüme bakıp ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Benim odam Louma'daki bir zindandı. Dolayısı ile Ientra ile odam arasındaki koridor şu an bulunduğum yer ile Louma arasındaki uzaklık ile hemen hemen aynıydı. Ientra'dan odama gitmem yaklaşık 15 saniye sürüyordu. Bu demek oluyordu ki büyüyü doğru bir şekilde kullanırsam yaklaşık 15 saniye sonra Louma'da olacaktım. Ama o büyüyü yapan kişi Amarus'du. İlk deneyişte o kadar iyi bir performans beklemiyordum kendimden. Derin bir nefes verdim. Amarus'un bana verdiği çantayı çıkardım. İçinden su ve demir tüplerini elime aldım. Tam büyüyü kullanacaktım ki aklıma bir şey geldi, merdiven. Şu an Auravara çölünün ortasındaydım, nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Merdivende attığım her bir adım beni yaklaşık 100 basamak ileri götürüyordu. Bu da demek oluyordu ki su büyüsü ben hareket ettiğim müddetçe çalışıyor. Ya yanlış yöne gider de Louma'yı bulamazsam?

Aklıma bir fikir geldi ve hemen uygulamaya koyuldum. Tişörtümden bir parça kopardım ve onu asabileceğim bir yer aradım. Bulunduğum yere en yakın olan şey yaklaşık 100 metre uzaktaki bir kaktüstü. Tişörtümün parçasını kaktüse sıkıca bağladım. Yapacağım şey şuydu: Kendi su büyümün potansiyelini bilmiyordum. Dolayısı ile attığım bir adım beni nereye götürüyor bilemezdim. Su büyüsünü kullanıp Kuzeye doğru bir adım atacaktım. Sonra büyüyü kırıp kaktüsü bulana kadar güneye yürüyecektim. Bulunduğum yer ile kaktüs arasındaki mesafeyi ölçüp attığım bir adımın beni ne kadar ileri götürdüğünü hesaplayacaktım. Aradaki mesafeye göre de ortalama atacağım adım sayısını hesaplayıp Louma'ya doğru yol alacaktım. Kronografı çıkarıp kuzeyi buldum. Kuzeye yürüyecektim, çünkü Louma'dan Ientra'ya gelirken sadece güneye yürümüştüm.

Birkaç damla su, bir avucun çeyreği kadar demir tozunu kronografın üzerine damlattım. Ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Her büyünün fiziksel bir etkisi vardı. Kan büyüsündeki düşme hissi, kum büyüsündeki yükselme hissi, gözyaşı büyüsündeki baş dönmesi gibi. Ayaklarımı yere iyice sabitleyip doğru sözleri söyledim: "Awl pho Kahtas!" Bütün kıyafetlerim ve saçlarım geriye doğru uçmaya başladı. Sanki suratımın dibinde o kadar şiddetli bir rüzgâr esiyordu ki bir anlığına uçup kaybolacağım sandım. Rüzgârın şiddetinden birkaç adım geriledim. Sonra rüzgâr yavaşlayarak durdu. Bacaklarımın orada küçük bir parıltı belirdi. Eğilip baktığımda iki tane beyaz halka ayaklarımın etrafında dönüyordu. Böyle bir etkiyi ilk defa görmüştüm. Halkalara dikkatli baktığımda bir yazı olduğu anlaşılıyordu ancak okuyamıyordum.

Saate baktım ve saat 12:56 idi. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. İşte ilk adımı atmaya hazırdım. Ayağımı kaldırıp kuzeye doğru bir adım attım. Bir saniyeliğine kasvetli bir rüzgâr etrafımı sardı hiçbir şey göremedim. Sonra aniden görüşüm açıldı. Tamamen farklı bir yerde olduğumu anlayabiliyordum. Etrafımda birkaç tane kayalık vardı. Arkamı dönüp güneye baktım. Arkamda küçük bir tümsek vardı. Güneye doğru hafifçe yürüyüp adımlarımı saymaya başladım. Normal bir insan 3 adımda yaklaşık 2 metre ilerliyordu. Bunu baz alarak hesapladım. Kaktüse dair hiçbir şey göremiyordum. Tek yapmam gerekenin güneye yürümek olduğunu düşündüm. En kötü ihtimalde kan büyüsü ile kaktüsün bulunduğu yere gidebilirdim. Bu yüzden o kadar da korkmuyordum kaybolmaktan. Çölün küçük fırtınaları beni biraz zorluyordu. Bazen aklımı karıştırıp aklımdaki adım sayısını unutturuyor, bazen görüşümü kısıtlıyor, bazen de canımı acıtıyordu.

Biraz mola vererek, biraz da uyuduktan sonra yaklaşık 12 saat sonra kaktüse vardım. Tamı tamına 24729 adım atmıştım. Bu da 16486 metre ediyordu. Arada kesinlikle kaçırdığım adımlar olmuştu ancak saydığım miktar 24729 idi. Bıraktığım tişört parçası paramparça olmuştu. E tabi kaktüse bağlamıştım. Oturup hesaplamaları yapmaya başladım. Amarus'un dediğine göre Ientra'dan Louma yaklaşık 2000 kilometre idi. Ama yaklaşık derken nasıl bir miktarı kast ediyordu? Yaptığım hesaplamaları tamamen tahmini uzaklıklar ve ölçüler üzerine yapıyordum. Başarı oranı yok denecek kadar azdı. Eğer bir adımda 16486 metre gidiyor isem, 2000 kilometrelik bir mesafeyi 121 adımda gitmem gerekti. Yaptığım en ufak bir yanlışlık bile büyük sonuçlar doğurabilirdi. Hesaplamalarımı tamamladıktan sonra ayağa kalkıp su ve demir tüplerini elime aldım.

Ama dikkatimi çeken bir şey vardı. Yanlış olan bir şey. Yanlış, eksik ya da fazla olan bir şey. Aklımı kurcalayan şey ise hava durumuydu. Ben tişörtü bağlayıp buradan ayrıldığımda vakit öğlendi. Ancak şimdi ise akşamüstü. 16 kilometrelik yolculuk ve verdiğim molaları sayarsak yaklaşık 12 saatimi yolda geçirmiştim. Yani vaktin gece olması gerekiyordu. Nasıl oluyordu da sanki birkaç saat geçmiş gibiydi? Acaba ilk adımı attığımda hava durumu nasıldı? Hiç dikkat etmemiştim. Kafam hesaplamalar ve yön algısı ile meşguldü. Direk kronografı çıkarıp tarihe ve saate baktım. İşte o zaman çarklar yerine oturmaya başladı.

Praw14/4M763, Auravara Çölü – 15:32

modal aç
modal aç
modal aç