Genç bir bordo bereli olan Armin, mesleğe ilk girdiğinde tanışmış olduğu timini anlamsız bir şekilde kaybetmesiyle gözlerini aralar. Zihninde dönen yardım çığlıkları, ihanetlerin hançer darbeleri ve daha nicesine cevap ararken gelen emir ile Hakkâri`ye gider. Yeni hayatının ilk adımını, tanımadığı bir şehir ve yabancı simalar ile karşılarken her şeyin normale döneceğini umut ederek kendini yeni timine adar. Peki Armin gerçeklerle yüzleşmeye ve güvendiği insanlardan alacağı darbeleri taşımaya hazır mıdır?
Yeni şehir, yabancı yüzler ve sersem adımlar...
"Arkamdan vurması değil, gözlerimin içine bakarak vuracaksın!"
Yazılan tüm bölümlerde geçerli olmak üzere;
Bölümlerde adı geçen kurum ve kuruluşlar, gerçek hayattan esinlenme olup, kalan yerlerin tamamı yazarın hayal dünyasına dayanmaktadır. Kitabın gerçek kurum ve kuruluşlarla ilgi-alakası yoktur, tamamı kurmacadır.
Ölümle Baş Başa adına yazılan bir kurgu olarak, kitap içeriği, alıntılar ve bölümlerin tamamı Duru Taşkulak`a aittir. Uyarlanma veya kurgunun alıntılanması sonucu, adli işlem başlatılacaktır.
Selam bu benim ilk kitabım umarım beğenirsiniz kitabım tamamen kurgudur gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur ve lütfen kitabımda gecen kurgu veya sözleri bana sorarak alırsanız cok sevinirim
Albay yeniden konuştu. "Şimdiden uyarıyorum binbaşım, Alakuş ve Barbar için. Söz dinler gibi görünürler ancak emrinin tam tersini uygun bir şekilde yapmanın bir yolunu mutlaka bulurlar."
Sırıttı binbaşı Kartal Turhal. Alakuş onu çok heyecanlandırmıştı. Kendisinin kadın versiyonu gibiydi. "Siz merak etmeyin komutanım. Ben haklarından gelmesini bilirim."
Albay da güldü. "Eti senin kemiği benim o halde."
UYARI: biraz küfür, biraz şiddet biraz da olumsuz öge içermektedir. Rahatsız olacaklara duyuru. +18 yok ama olursa uyarı koyarım geçersiniz. Muhtemelen bölüm sonuna denk gelir direkt geçersiniz.
Üsteğmen GÖKÇEN TOPRAK,
Çok zor şartlara karşı vermiş olduğu mücadelede hayatı yenmiş bir kadın...
Bu buruk kadının aile sıcaklığını bulma yolunda karşısına çıkan; ihanet, yalanlar, bedeller ve sırlar ile mutluluk, eğlence ve aşk`ı bulma hikayesine misafirsiniz.
Aksiyonlu, merak uyandırıcı, bol ters köşeli ve sıcak bir aile hikayesidir.
Yayın tarihi, Şubat 2023
Tüm hakları yazara aittir. Kopyalanması durumunda gerekli işlem başlatılacaktır...
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir."
Küçükken babaannesi yüzünden annesini kaybetmiş, teröristler yüzünden babasını kaybetmiş bir kız çocuğu. Kim bilebilirdi ki büyüyünce asker olacağını ve onların soyunu kurutmaya ant içeceğini. Yeni hayatı ona eski anılarını ve sevdiklerini verdi. Peki ya geri alacak mı?
Ben yazmak için hazırım peki ya siz Şeyma ve Yavuz`un hikayesini okumak için hazır mısınız?
📢BU KİTAPTA GEÇEN KURUM, KURULUŞ VE OLAYLARIN GERÇEK HAYATLA BAĞLANTISI YOKTUR!
Ben; parmaklıkların ardındaki asker, Efnan Yaman.
Bir zamanlar Hayalettim. Gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyendim. Vatan uğruna tek varlığını, canını feda edebilecek o askerdim.
Ben, Efnan Yaman. Gün gelecek, intikamlar alınacaktı. O gün geldiğinde merhametten yoksun olduğunu düşündükleri kadının, acımasızlığıyla henüz tanışmadıklarını göreceklerdi.
...
*Bu platformda `Gözyaşımın Düşleri` adıyla yayımlanan ilk kurgudur.
İsminin anlamı "çiçek" olan kadın ve adı Toprak olan adam.
Adam plastik bir çiçeğe benzetti kadını.
Plastik çiçekler toprağa tutunamazdı.
O, Toprak`a tutunamadı.
Kadın o çiçeği aldı, namlusuna taktı. Silahını ateşlediğinde namludan çıkan çiçek vurdu adamı, öldürdüğü her kişi için bir çiçek kurban etti kadın.
Ben istediğim kadar yazayım, siz istediğiniz kadar okuyun, bir yere varamayacağız, bir şey başaramayacağız. Plastik çiçekleri ne kadar sularsak suluyalım, onları açtıramayacğız.
Şarkıda da dediği gibi,
"Su vermeye benzedik
plastik çiçeklere..."
-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-0-
Dikkat! Bu hikayede geçen tüm olaylar, kurumlar, yerler ve kişiler tamamen hayal ürünü olup hiçbir gerçeklik payı barındırmamaktadır. Bu hikaye, şiddet ve argo içermektedir.
Deli Timi, "imkansızı başarmak" mottosuyla çalışan, sınır tanımayan bir askeri timdir. Hayatları, tehlikeli ve gizli görevlerle şekillenirken, birbirleriyle olan ilişkileri onları sadece asker olarak değil, bir aile olarak da birbirine bağlamaktadır. Devrim Komutan`ın liderliğinde, timin her üyesi, görevde hayatta kalma mücadelesinin yanı sıra, kendi iç savaşlarıyla da yüzleşir. Fakat her şeyden önce, bir şey kesindir: Hedef yok, sınır yok.
Mehir babası tarafından ona kalan bu mesleği yakın kuzeni Karan ile birlikte devam etmekteydi. Şırnağa`da bu sebeple gelmişti. Fakat orada komutanı olduğunu öğrendiği adam ile pek hoş geçmişleri yoktu daha çok utanç vericiydi. Neden o küçük cılız erkek çocuğuna asılmıştı ki!
" Aaaa! Candar Abi!"
Siktir...
📢 BU HİKAYEDE GEÇEN KURUM, KURULUŞ VE OLAYLARIN GERÇEK HAYATLA BAĞLANTISI YOKTUR!
📢Birinci kitap final yaptığında, ilk bölümler düzenlemeye alınacaktır. (Konu gidişatında bir değişiklik olmayacaktır. Yanlızca bazı replikler ve kısımlar değişecektir.)
Bu güne kadar bir çok sıfata sahip olmuştum. Birgen Taşkıran, Doğa, Armina Kırşan, Sangre Roja ve Armina Korkmaz.
Birgen Taşkıran, en büyük yaramdı. Kalbimin içinde mutlu olmayı, sevilmeyi bekleyen küçüklüğümdü.
Doğa, umutlarımdı. Küçük bir kız çocuğunun hayal dünyasında oluşmuş, mutlu bir hayat süren halimdi.
Armina Kırşan; her şeye rağmen dimdik duran, başını eğmeyen, acıların içinde boğulmasına rağmen asla ah etmeyen bendi. Hiç kimseye boyun eğmez, herkesi önünde diz çöktürürdü.
Sangre Roja, küçük kız çocuğunun en büyük hayalini gerçekleştirmesi sonucu ortayan çıkan bendi. Güçlüydü, öyle güçlüydü ki bu adı duyanlar korkuyla yerine sinerdi.
Armina Korkmaz, henüz yeni yeni kabullendiğim bendi. Eğer yıllar önce ailemle büyüseydim olacak bendi. Ben yine Sangre Roja olurdum. Bundan hiç bir şüphem yoktu. Vatan aşkı, henüz ana rahmindeyken düşmüştü kalbime. Fakat mutlu bir çocukluğum olurdu. Acı çekmeden, mutlu bir şekilde büyürdüm. Uraz`ı kurtaramazdım ama. Belkide Uraz o çöp konteynırının yanında minicik bir çocukken can verirdi. Abimle tanışamazdım. Bana evimdeyim gibi hissettiren o adamla yollarımız kesişmezdi belkide. Asena yaşadığı onca acıdan sonra o yurtta tek başına kalırdı. Mert, Ufuk ve Efe; canımdan çok sevdiğim kardeşlerimle yollarımız belki de hiç kesişmezdi.
Ama belkide kader bizi bir araya getirmeye and içerdi ve biz o Askeri Lisede yine bir araya gelirdik.
Olasılıklar, fazlaydı. Ama dikkate almamız gereken sadece gerçekleşen olasılıklardı.
~~~
*Gerçek aile ve kadın asker kurgusudur.
*Bu platformda "Sangre Roja" adıyla yayımlanan ilk kurgudur.
Çok az abi-kardeş bölümleri vardır.Onun dışında normal Askeri kurgu. İlk 3-4 bölümü klasik ilerliyor ama hikayenin ana konusu hayal gücümden esinlenilmiştir....
Lütfen oylama yapmadan geçmeyiniz....
Tiktok_@burcin286
YouTube _@Kitaplar_Ruhum604
"bak, sırtıma bak, vücuduma bak, yaralarıma bak. bu yaralar sadece fiziksel olanlar. Peki ya ruhumda ki yaralar ne olucak? Zaten yaralarım fazla değil mi? Neden daha fazla yara açıyorsunuz? Neden bunu bana yapıyorsunuz?" gözlerinde acı vardı, üzüntü vardı ama en çok ta pişmanlık vardı. İkizime döndüm, "canını yaktığım için özür dilerim." Dedim. o ise, "sen benim canımı asla yakmadın ve asla da yakamazsın. Sen benim ikizimsin, canımsın, kanımsın nasıl canımı yakabilirsin ki?" Hiç bir şey demeden yerdeki kıyafetimi aldım ve tekrar giydim. ona baktım, canımı yakan adama. "sen artık benim için hiç bir şeysin." dedim ve bir daha gelmemek üzere çıktım evden.
**
"Ben ikiz olmayı hak ediyor muyum? İkizim acı çekerken hep hissettim, ama hiç bir şey yapamadım. Bunu hangi ikiz yapar ki?" kafamı kaldırıp onlara baktım. "Dürüstçe söyleyin bana, ben gerçekten Aybala`nın ikizi olmayı hak ediyor muyum?"
***
Bölümlerin günü belli değildir. Yazıldığında atılacaktır.
Kurgunun konusunu ve bazı bölümlerini Ayyüce adında ki yakınım düşünmüş ve tasarlamıştır. Ona tekrardan teşekkür ederim, benim için yeri çok ayrı ve farklı.
eleştiriğe açığım ama bunu saygı çerçevesi içinde yapılmasını istiyorum!
Eğer ki yapmayacaksaynız kurgumu eleştirmeyin, onun yerine gidin kendi kurgunuzu yazın!
bazı olaylar, farklı kurgulardan esinlenmiştir. İzin alınarak yazılmıştır.
kurgu şahsıma aittir, (ç)almayınız!
kurgudan herhangi bir olay alınacaksa izin alınız!
başlama tarihi: 29.01.2024
bitiş tarihi: ??
Timinin yaptığı bir hatayı üstlenerek ceza alan üsteğmen Hazen, hatasının bedeli olarak bulunduğu karargaha yeni gelecek olan Alaca timinin aralarına yeni katılacak üyesi ile yer değiştirir. Yeni timi Hazen`e önyargılı yaklaşırken timin komutasında ise Hazen`in yıllardır görüşmediği ve bir zamanlar bulmak için çok uğraştı abisi vardır. Hazen abisinin sebebini bilmediği nefreti ve yeni timinin ön yargısı ile mücadele ederken sürpriz bir kişide Hazen`i aklamak ve eski timinin ceza almasını engellemek için mücadele etmektedir. Tüm bu karmaşaların ortasında, her şey düzene oturmak üzereyken geçmişten çıkagelen biri ise Hazen ve abisi Gökmen arasındaki iplerin iyice gerilmesine sebep olacaktır.
###NOT: Bu hikayedeki olay, yer, zaman, kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçeklikle hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.###
📢BU HİKAYEDE GEÇEN KURUM, KURULUŞ VE OLAYLARIN GERÇEK HAYATLA BAĞLANTISI YOKTUR.
Almira bir asker kızıdır. En yakın arkadaşı Eslem`dir Almira ile eslem`in babaları aynı timi `de görev yapıyorlardır. bir gün Almira`nın babası şehit olur. Bunun üzerine Almira ve ailesi memleketlerine taşınırlar. Anılar peşlerine bırakmaz Almira babası gibi vatanı için canını feda edeceğini söz verir ve sözünü en iyi şekilde tutar. Hakkari`de çok iyi bir Üsteğmen olur o sırada Eslem `de çok iyi bir avukat olur ve görevi Hakkari`ye çıkar. Hakkari`de bir gün Eslem ile Almira karşılaşırlar ve arkadaşlıklarına devam ederler. O sırada bir takım zorluklarla karşılaşırlar.
"Almira"
"Eslem"
KİTAPTA GEÇEN OLAYLARIN HEPSİ KURGUDUR.HAYAL ÜRÜNDEN İBARETTİR.
Vatan için şehit olmaktan gurur duyanlara...
"Bizler ne ölümden korktuk,ne insanlardan bizim korkacağım tek şey bizleri yaratandır."diye bağırdı Vatan Timi Komutanı.
"Vatan uğruna ölmek haktır."diye bağırdı Ateş Timi Komutanı.
Ebru gizli bir görev için doktor kılığına giren kıdemli üsteğmendi.Erzurum`a gönderilmiş görevi ise vatan hainlerini bulmaktı. Gökalp da üç sene boyunca Erzurum`un askeriyesin de görev yapmış bir üsteğmendi. ikisinin de kaderi tesadüfen bir birlerine bağlanmıştı.
"Bak asker ben burada geçiciyim bağlama kendini bana!"
"Ya seni buraya bağlayacak bir şey çıkarsa doktor?"
Ama ikisinin de birbiri hakkında bilmediği bir şey vardı.Aynı şeyi aradıkları mesela.İkiside birbirinin açıklarını kolluyordu ama Ebru asla gerçekleri itiraf edemiyordu .Onun için basit bir görevdi ama bu görevde asla tatmayı umut etmediği bir duyguyu tatmıştı.Aşkı...
Sizi Ebru ve Gökalp`in aynı şey uğruna savaştıkları savaşa davet ediyorum.Ama bilmediğiniz bir şey var...
Ebru`nun acımasızlığı ve Gökalp`in cesareti.
Boşuna dememişler ateş ve barut yan yana durmaz diye.
Şimdi tekrar soruyorum bu hikayeye dahil olmak ister misiniz?
Ben afra...25 yıldır hayatı tamamen bir yalandan ibaret olan afra. Vatanı için canını feda edebilecek afra. Baba denmeyecek adam yüzünden psikolojisi bozulan afra. hikayemin tamamını öğrenmek istiyorsan kitabı okuyabilirsin:)))
İleride evleneceğiniz kişiyle nasıl tanışmayı hayal ettiniz?
Bir kafede, lisede, iş yerinde veya klasik olarak çarpışarak olabilir değil mi?
Ama kesinlikle dağ başında, gecenin zifiri karanlığında, bir mayının üstüne basmış halde karşılaşmayı hayal etmemişsinizdir değil mi? Neredeyse imkansız bir tanışma hikayesi...
İşte o imkansız tanışma hikayesini gecenin karanlığında, sadece yıldızların ve ayın aydınlattığı gecede, arkamda duyduğum tok, kalın sesiyle imkansız olmadığını anladım. İlk olarak zifiri karanlıkta bile belli olan yeşil gözleri dikkatimi çekti. Elindeki silahı bana doğrultmuş, bu zifiri karanlıkta bile belli olan keskin yüz kartlarıyla, sinirli yüzüyle bana bakıyordu.
Sol elini temkinli bir şekilde havaya kaldırdı, kafasındaki askeri kaskına götürdü, kasktaki el fenerine dokunup açtı, bu sayede beni daha net görmeye başladı. Bir süre bana baktı, hareket eden adem elmasından yutkunduğunu anladım.
Bizim hikayemiz bir dağ başında yıldızların altında başlamıştı.
Hayalet ve Ateş Parçası`nın hikayesi...
Asena nam-ı diğer Öfke, zorlu ve disiplinli askerlik hayatında cesareti ve kararlılığıyla ön plana çıkan bir üsteğmendir. Ancak yaptığı hatalar sonucunda, kendi ve eski timiyle birlikte ordudan ihraç edilir. Bu ihraç, sadece kariyerini değil, aynı zamanda hayatının temel taşlarını da sarsar. Fakat Asena için mücadele bitmemiştir. Eski komutanı olan albayının gizli bir emriyle, sivil olarak vatanına hizmet etme görevini üstlenir.
Yeni görevi, askeri bir birlikle ortak çalışarak ülkesinin güvenliğini sağlamak ve gizli bir tehdit karşısında koruma altına almaktır. Asena, sivil kimliğiyle bu tehlikeli ve karmaşık göreve adım atarken, sadece fiziksel dayanıklılığını değil, ruhunun derinliklerinde saklı olan duygularını da keşfedecektir. Görev boyunca, yıllardır kapanmış olan kalbi yeniden atmaya başlar ve uzun süre önce unuttuğu aşk duygusunu yeniden keşfeder.
Görev sırasında, Asena`nın karşısına hem eski dostlar hem de yeni düşmanlar çıkar. Eski timiyle yeniden askeri ortamda bir araya gelmek, ona hem güç hem de karmaşık duygular getirir. Ancak en büyük sınav, kendi kalbinin derinliklerindeki duyguları yeniden canlandırmaktır. Yıllardır saklı kalmış duygular, Asena`nın görev sırasında karşılaştığı tehlikelerle yüzleşirken gün yüzüne çıkar.
Bu heyecan dolu hikayede, Asena`nın görevi, onu düşmanlarla dolu bir dünyada sadece vatanını korumak için değil, aynı zamanda kendi kalbinin derinliklerindeki gerçekleri bulmak için bir yolculuğa çıkaracaktır. İhanet, tehlike ve aşkın iç içe geçtiği bu serüvende, Asena`nın cesareti ve kalbinin gücü sınanacaktır.
Beliz Elay Korkmaz atandığı timin esir düşen komutanını kurtarmıştır ve hiç ummadığı bir tepki almıştır.
Ufak bir teşekkür bile yeterken; onu istemediğini söyleyen komutanını gerçekten de onu istemiyor mudur?
Yıllardır aradığını bulmuş olan, Yavuz Kağan Göktuğ; Beliz`e bunu belli etmeden nasıl yaşamını sürdürebilir ki...
"Sen kimsin ki ne beni öldüreceksin? Bi` kere ellerin bağlı aptal." dedi maskeli terörist.
"Yüzbaşı Çetin, namı değer Kızıl Kurt. Tek aşkım vatanım ve bayrağım." dedi Alev karşısında ki teröriste nefretle bakarken. Aslında Ateş`i de ekleyecekti ama vazgeçti.
"Emin misin sevgili Alev, tek aşkının Vatan ve bayrak olduğuna haa? Pardon Alev değil, Kızıl Kurt." dedi alaylı bir ses tonuyla terörist. Ardından alaylı bir ses tonuyla kahkaha atıp maskesini indirdi.
Alev karşısında ki adamı görünce tüm nefretini kusarak bağırdı. "Bana bak eğer Ateş`e zarar verirsen seni yaşatmam, bu ezanlar şahidim olsun ki yaşatmam!"
"Ölmezsen, ölürüm. Ama bende canımı sokakta bulmadım, o yüzden Ateş`e zarar vermeyeceğim merak etme ama senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim Alevcik."
Maskesini tekrar taktı, eline bıçağı alarak Alev`in yanına doğru ilerledi.
Yanına gelince ondan önce hiç bir konuşayı duymayan yeni yeni uyanan Ateş`e bakarak konuştu. "Ateş hiçbir şey yapamamak canını acıtıyor değil mi, haa?" dedi ardından Alev`in kokuna çizikler atmaya başladı...
🔥
Asker&Asker Kurgusudur
Konu, içerik ve kapak tasarımı bana aittir.
!Uyarı! Kitap da şiddet ve olumsuz içerik vardır!
Bu Kitabımızda küçüklüğünden beri asker olmak isteyen bir kızımızın hikayesini okuyacaksınız . Asker olmak istemesinin sebebini bu yola baş koymasını nedenini ve onun bu yolculuktaki dostuyla başına gelenleri ...
Yapılan zulümlerin ve ihanetin intikamını almak için asker olmak isteyen bu kızımız ve arkadaşı vatan sevdasında canlarını ortaya koyabilecek durumdalar ve koyuyorlarda!
Büyük emeklerle fedakarlıklar sonucu kara harp okulunu kazanan bu iki dost gittikleri bir ziyarette teröristlerle karşılaşır ve savaşırlar . Daha asker olmamalarına rağmen teröristler onların asker olduklarına inanmışlardır. Kızlarımız yanlarındaki askerlerle en sonunda teröristlerin içinde kendilerini tutsak olarak ve onların taraflarına geçme tehditleriyle başbaşayken bulur. Ana karakterimiz olan Cemre ve yan karakterimiz Fatmanur geçmişlerinin yükünü ,utancını ,korkusunu
ve hüznünü beraberinde yasını üzerlerinde taşırken bir yandanda savaşmak zorundalardır. Aldıkları tek ders yalnızca bunlar değildir tabiki tecrübeleri ve bildikleriyle ,savaşma içgüdüsü yanında sonsuz bir vatan aşkıyla cesurca savaşacaklardır.
Şimdiden söyleyeyim bu hikayemizde SAVAŞÇI KADINLARIMIZ ön plandadır. Ve dikkat!bu sefer kadınlar kendilerini kurtaracaklar. Herhangi bir beyaz atlı prens denilen zırva olmayacak .
Binbaşı Ömer KURT...
Anne ve babası şehit olduktan sonra yetimhane de büyüyen Ömer, vatanım için son kanıma kadar savaşacağım diyerek asker olur. Kalbini ikiye bölüp yarısına vatanını, yarısına ise sevdasını koyar. Ve o vatanı ile sevdiği için her şeyi yapmaya hazır bir KURT.
Başkomiser Tomris KURT...
Yıllar önce Tomrisin aile evinden gitmesi ile başlamıştı her şey. Ailesine 16 yaşında kavuşan Tomris, 18 yaşında uğradığı iftira sonucu bir daha geri dönmemek üzere yeminlerle gitti Urfadan. Bilmiyordu bir gün o yeminin bozulup; canı, cananı, aşık olduğu kocası ile geri oraya döneceğini.