Hakikat ve Ötesi
Yozlaşmış bir boşlukta savrulup giderken kaybolan Kayıp Ruhlar... Ben de sizlerden biriyim. Mutlak bilgi arayışında görünenin ardındaki giz her geçen gün aralanırken, bir o kadar da sislerin arasında görünürlüğünü yitiriyor. Şimdi ona ulaşma vakti!
|
YALGIZ
Çocuk yaşta, birbirinden farklı hikayeleri olan bir çeteyle yolu kesişen Hamza ve onların içerisinde geçirdiği arayış dolu yıllar... İstemediği halde düştükleri bataklıkta çırpınan bir avuç genç...
Kaybolduğu dünyasında bir ışık arayan Hamza dünyasına giren yeni hayatlarla takip edeceği bir ışık buldu. Öte yandan Hukuk okuyan Gül Seda ailesinin içinde bulunduğu durumu çözmeye çalışırken pek çok sırrın perdesi aralanıyor. Hamza ve ekibini ne gibi sıkıntılar bekliyor? Gül Seda çıktığı bu yolda nelerle karşılaşacak? Kayıp aile, kardeş ve duygular sahiplerine kavuşacak mı? Ne bir dakika öncemize gücümüz yeter ne bir dakika sonramıza. Vakitsiz gelen insanlar ansızın ortaya çıkan duygular. Sonsuz ihtimaller çerçevesinde toplanmış gerçekler... Eski dönemlerde yetim çocuklarına Yalgız derlermiş, yalnızlığı simgeleyen anlamında. Yıldız sözcüğüyle birleşmiş yalnızlık göklerde gece vakti gözlerimizi kamaştıran yıldızlar, kalabalıklar içinde tek başınadır fark ettiyseniz. Hepimiz birer Yalgız mıyız yoksa?
|
SEKSEN BİR VİLAYET (TAMAMLANDI)
"Seksen bir vilayet..." Dedi adam; "Tam seksen bir vilayet seni aradım ..."
Kadın,adam için birebir hayatın ta kendisiydi; su gibi, ekmek gibi, nefes gibi ... Adam,kadın için
en tatlı acıydı...
Elindeki tren biletini sanki ,avuçlarından uçacakmışçasına sıkı sıkı tuttu genç kadın. Zira son parasıyla bir kağıt parçası alacağı hiç aklına gelmezdi. Küçük bir sırt çantasıyla kaçtığı şehirden , yine küçük sırt çantasıyla geri dönüyordu. Her şey o aptal hırsız yüzünden olmuştu. Tam ellerini başının arasına alıp kafasını eğmişti ki ... Elinin üstünde küçük bir el hissetmesiyle başını kaldırıp, baktığında ...
Babasızlığın verdiği ağırlıkla küçük yaşta büyümek zorunda kalmış , ailesi için hayallerinden çoktan vazgeçmiş fedakar genç adam Baran...
|
Ö
"Bugün birileri de ansızın yola çıkmaya niyetlendi Ö gibi, kimileri bunu aşk acısından yaptı kimileri ise içine sığmayan şeylerden, bazıları sadece gitmek istediği için niyetlendi bazıları ise gitmek istemediği için. Ama hepsi niyetlendi, ne kadarı bunu başardı? Bilinmez. Bizim tek bildiğimiz Ö`nün yaşadıklarıydı. Bizi sadece o ilgilendirirdi gerisinden bize neydi kısacası.
Ö sadece niyetlenmedi, o bunu başardı..."
Ö adam bir gece, evi bildiği yerde otururken uzaklaştı zihninden, önce zihninden sonra evinden. Yola çıkmalıydı, zihnini doldurmalı, kendisiyle yeniden tanışmalıydı ama bir sorun vardı. Bulunduğu yer olağandan uzaktı... Buradan çıkmalı ve ve gerçeğe dönmeliydi... ama nasıl çıkacak, ne yapacaktı? Bulunduğu yer gerçek değil gibiydi ama ya gerçekliği buysa Ö adamın? O zaman ne yapacaktı?
-unutma! Yola çıktın. Artık duramazsın. Çünkü bıraktıklarını eskisi gibi bulamayacaksın. Bundan sonra seni yol ilgilendirir ve yolda buldukların. Gerisini yolunun üstüne koyma. Kafan karışır yolu bitiremezsin. Unutma! Yola çıktın! Yolda kal! Yolu bitir!
|
CANHIRAŞ
Beril yeni umutlar ile geldiği bu şehirde çalışmaya başladığı bu yetimhanenin hayatını alt üst edeceğini nereden bilebilirdi ki...
_______________________________________________
"Evet? Bir gelişme mi var?"
Mert dışarıyı izlemeye devam ederek
"Polis madem bu işin peşini bırakacak o zaman biz devam ederiz."
"Mert burada oyun oynamıyoruz biz ne anlarız?"
Doğan ın sözleri karşısında Mert bana baktı
"Beril, melek i kaçıranları bulmak istiyormusun istemiyormusun?"
|
Arayış
Gözlerini açtığında, hiçbir şey hatırlamaz halde kendini bir mezarlıkta bulsaydın ne hissederdin?
Uyandığında kendini bir mezarlıkta ölü halde bulan Roza, hakkında hiçbir şey hatırlamaz.
Ona yardım eden beyaz kedi Urien ile kendi bilinmezliğinde bir keşfe çıkar.
Sırlarla dolu hayatını bir bir hatırlamaya başlar. Bu esnada aşkın girdabından kurtulamayan Roza kendini büyük bir çıkmazda bulur.
"Bir bilinmezliğin içindeyim. Rüzgara kapılan bir yaprak misali savruluyorum. Kime güveneceğimi bilmeden yaşamım hakkında cevaplar arıyorum. Aradığım cevapların bana getirdiği tek şey yeni sorular. Ruhum soru prangaları altında eziliyor, nefes alamıyorum. Yürümek, yemek, konuşmak eskisinden daha zor. Sevmek ise çok daha fazla... Aşk, kemiklerimin göründüğü bedenime hayat veren ruhumu aşıyor. Gördüğüm hayallerin neyi ifade ettiğini anlamıyorum. Bazen aklımı mı kaçırıyorum diye sorguluyorum. Ben Roza Russell namı değer Kırmızı Gül. Kendime yabancı ölü bir kadınım. Mezarım olduğunu düşündüğüm çukurda gözlerimi kaçtım. Zamanın lehime mi aleyhime mi aktığını bilmiyorum. Yaşamımın öncesi yok, benim hikâyem şuan başlıyor. Tek bildiğim bir amaç uğruna yeniden uyandığım."
Yazmak konusunda yeni olmasamda bu konuda kendimi geliştirecek vakti ne yazık ki bulamadım. Bu yüzden yazım hataları, anlatım bozuklukları, noktalama hataları vb. durumlar olabilir. Şimdiden bunun için özür diliyor hatalarımı yorumlarda belirtmenizi rica ediyorum. Yapıcı eleştirilere her daim açığım. Şimdiden iyi okumalar diliyorum sihir pırıltıları.
|
SİS'İN KALINTILARI; Samurayın Dönüşü
Bir rivayet vardır, insanlık tarihinin başlarından itibaren.
Kimsenin beklemediği bir anda özlenmiş sislerin ardından adaletin koruyucusu olan samuray tekrar ortaya çıkacaktı. O zamana kadarki zaman kötülerin hazırlık yapması için bir firsattı.
Çünkü koruyucu adalet merhamet etmez.
Kötülüğün ve karanlığın çocukları dünyayı pençelerinin içine aldığında, umut tamamen tükendiğinde insanlar umutsuzluğa teslim olduğunda önce etrafı sis saracak ardından kalıntıları insanlığın umudu olacak.
Bir rivayet vardır: Umutsuzluğa terk edilen savaşçı kimseyi umutsuzluğa terk etmeyecekti. O umudu koruyacak ve onun savaşçısı olacaktı.
En büyük umut ise adaletti.
Bir rivayet vardı. İnsanlığın düşmanı olan sis, içinde hapsettiği kahramanların sığınağı olmuştu. Ve kahramanların sığınağı olan sis artık insanlığın kurtarıcısı olacaktı.
Her şey tersine dönmüştü ama buna rağmen güç dengesi hala daha değişmemişti.
|
Gece Yarısı
Hiçlik zincirine köle olmuş,yoksul bir bedendeyim zengin hayatımın içinde.Zorla elime bulaştırılan kan korkuttu belkide.Hor görmem,kızamam.Benim içimde yatan canavar dışımdakinden beter.Anlatamam…
|
ARAYIŞ +18
Mardin ağasının, ajan kadına aşkını anlatıyor...
Yoğun olmasa da cinsellik ve şiddet içermektedir.
Çarptığım bedenle kafamı gömdüğüm telefonum elimden yere düşüp tok bir ses çıkarmıştı. "Çok özür dilerim benim hatam" diyen adama kafamı kaldırıp bakmadım, o ise hemen yere eğilip düşürdüğüm telefonumu alıp tekrar ayağa kalktı.
Yüzümü çarptığım adama çevirdiğimde, elindeki telefonumu bana uzatıp o da yüzüme bakmasıyla gözlerini irileştirmişti. Neden öyle bakıyordu? Elindeki telefonumu alıp, telefonumun vahim durumunu gördüm. "Kahretsin kırıl-" sözümü tamamlayamadım, çünkü; dudağıma kapanan dudaklar beni susturmuştu.
.
.
.
.
.
"Buldum seni"
|
KARA İNCİ; KRALIN EMRİ İzsiz ve issiz yanıklar ve kokuları... |
KARA İNCİ; KRALIN EMRİ
Kralın emri yedi denizde kayıp kara bir inciyi bulmaktı. "Ah tanrı aşkına, tanrılarınız size yardım etsin, ben devlete veya herhangi bir sisteme karşıyım. Size boyun eğmeyeceğim, eğmeyeceğiz." kral gür bir kahkaha patlattı, koskocaman sarayın kocaman odasında sesi yankılanırken gülmeyi bırakıp ciddileşti. "Senin veya yelkenlindeki piç arkadaşlarının canını düşünüyorsan yola koyul ahmak".
|
0% |