Kitap Tür Kategorileri

Rüyamıza bir ağıt yaktım. Sonra seni kurtardım, ardından kendimi astım. ♆ Gök, yere düştüğünde vaat edilen cennet boğulur altın çocuğun dolmayan denizinde. Yaralı hayalperest doğar sabah yıldızının güneşinde. Kendi acısından zevk alarak oynar tragedyasındaki mükemmeli, en ön sıralara dizilmiş tanrılar karşısında. Savurur buklelerini gururla. Alkollü gecelerin uyuşuk tanrıları önyargılarıyla yüceltir hayalperestin gösterisini. Ortasına gelir sahnenin, selamlar kendisini kanatsız bırakan, yüzsüz tanrılarını. Seyircisinden akan birkaç damla gözyaşı takdir etmeye yeter mi çocuğun melodramını? ♆ "Duyuyor musun?" diye sordu kıza. Yerinde hafifçe sallanmaya başlamış sanki bir şarkıya ritim tutturuyordu. "Neyi?" diye sordu kız. "D minör..." dedi adam. "Ne diyorsun Ege bir bok anlamıyorum." diye çıkıştı kız sessizce. "K. 626 Gece, Mozart." Adam sallanıp mırıldanmaya devam ediyordu. Genç kız sabır dilercesine nefes aldı "Mozart falan yok Ege!" diye soludu dişlerini sıkarak. "Requiem, Gece, yarım kalmışların ilahisi, ölülerin ağıtı. Bizim şarkımız çalıyor. Sevgili, Lacrimosa`m çalıyor..."

Yetimhanede büyümüş olan 27 yaşındaki Umay Gece Şahin... Büyümüş asker olmuş ve ailesini bulmuş. Şimdi onun hikayesini okuyalım⬇️

Bu kitabın Aslı wattpadda kaldığ ama Wattpad maalesef kapandığı için buradan yayınlıyorumm Bu kurgu tamamen mizah amaçlıdır bilginiz olsun kafam dağılsın diye yazıyorum bir voleybolcu olarak antrenmanlardan kalan zamanı değerlendiricem inşallah beğenirsinizz

"Bir sevgi insana her şeyi yaptırabilir, bir de sevgisizlik" Şeker Portakalı Hikaye, temiz, sanatsal ve masum bir kızın kalbinin karanlığa giden yola sapmasından geçer. Girdiği bu yolun geri dönüşü olmadığını bile bile o yola girer mi insan? Bazı korkular vardır, çok istesen bile yapamazsın istediğin her şeyi ve bazı korkular vardır, `asla` desen bile seni zorla o yola sokar. Karanlıkta kalmış bir kız,

Alara kendini hiç bilmediği bir diyarda buldu...

Bir mucizeye daha ihtiyacımız var

Henüz 17 yaşında olan Ember, babası Arthur ile birlikte Los Angeles şehrinden ayrılıp küçük bir kasabaya taşınırlar. Annesini araba kazasında kaybettiğini sanan Ember, annesini sık sık gördüğünü ve ölmediğini söyler. Bu durumun üzerine Ember’ın babası Arthur, kazının delirdiğini düşünerek aklı hastanesine yatırmak zorunda kalır. Psikolojik ilaçlar kullanan Ember’ ın başına çok ciddi olaylar gelir.

Küçük bir çocuğun uçurtma uçurma sevdasını anlatıyor.