Geçmişin Prensesi
Normal bir kıza ne olabilir ki?
Ama Mina`ya?
|
Tutsak Prens
Kim çirkin bir prens`i sevebilir ki?
|
SUİKASÇI-Briella-
Ülkedeki arana suikastçı Briella.
***
Bir şey yazmak istedim,bölümler kısa olur ve çok gelmez diğer kitaplara bölüm atmıyorum çünkü onların bölümleri uzun olmalı bu yüzden boş zamana ihtiyacım var. Kafama göre yazarım bir planım yok. İyi okumalar.
|
Kuzgunlar Çağırdığında
"Düşünsene kalbin yok bir kere.."
Bir kraliyet romanı..
Eylül 2024
|
Sahte Veliaht
Krallığın son varisi öldüğünde kralın tek çaresi vardı. Düşmanlarını veliaht ilan etmek. Ya da yeni bir çare bulacaktı. Krallığı kendi kanından olmayan birine devretmek.
Ben Esrigün. Felaketin kendisi veyahutta felaketleri peşinden sürükleyen…
|
Yanlış Prens ve Prenses
"bu evlilik ne kadar yanlışlıkla olmuş olsa da sen olduğun üzere bu evliliğin doğru bir çıkışa ulaşacağına eminim leydim..."
şimdiden iyi okumalar
|
Ardent
Kıtaları aşan bir imparatorlukta, insanların düşünceleri ve zevkleri tek bir kalıba sokulmuştu. Herkes aynı düşünüyor, aynı şeyleri seviyor ve aynı hayatı yaşıyordu. Ancak bu eşitlik maskesinin ardında, farklılıklarını korumaya çalışan küçük bir topluluk gizleniyordu. Onlar, imparatorluğun monoton düzenine meydan okuyor ve değişim için fısıldıyorlardı. Farklı olmanın yasak olduğu bu dünyada, onlar özgürlüğün sesini yükseltmeye kararlıydılar.
Bu topluluğun umudu, imparatorluğun en küçük prensindeydi. Dışarıdan bakıldığında, prens de diğerleri gibi normal biri gibi görünüyordu; ancak o, Asperger sendromuna sahipti ve bu durum ona farklı bir perspektif sunuyordu. Topluluk, prensin de onlar gibi düşündüğüne inanıyor ve onu devrimin bir parçası yapmak istiyordu. Ancak prens, sorumluluk almak istemeyen ve mevcut düzenden memnun biriydi.
|
Kötü Prens
Öldüm, hayatımın bittiğini düşünmüştüm ama okuduğum bir romana reenkarne olacağımı hiç düşünmemiştim...
|
Krallığın Oyunu
Ölümü simgeleyen The Death Clock Okulu ve The Death Clock öğrencileri yani kısaca Death`ler, yaşamı simgeleyen The Life Clock Okulu ve The Life Clock öğrencileri yani kısaca Life`lar... Tek bir krallıkta olan iki zıt okul... Peki ya, bu iki okulun öğrencileri bir araya gelirse? Ve bir suikastçı aralarına karışırsa?
|
ZÜMRÜT YEŞİLİ
Yıllar önce dört krallığın bulunduğu bir diyarda yeşil bir zümrüt bulunur. Paylaşılamaz ve savaş çıkar, bu savaş esnasında zümrüt 3 parçaya ayrılır. Krallıklardan üçü zümrütü kötü amellerine alet edeceği için diğer krallıktan parçaları toplaması için bir şövalye görevlendirilir. Şövalye zümrüt parçalarını toplar ve saklamak için dünyaya giderken açılan geçitte saldırıya uğrar. Artık bir lakabı vardır: Yaralı Şövalye. Dünya`da kaybolan zümrüt parçalarını ararken bu parçalardan bir tanesinin yıllardır âşık olduğu kadının boynunda olduğunu öğrenir. Kıza zarar gelmemesi için ona yıllarca uzaktan bakar ve artık görevi kızı korumaktır. Bunun adına bir örgüt kurar ve örgütüne kızın göz rengi olan "Zümrüt Yeşili" adını verir. Bu ikili yıllar sonra karşılaşır. Kız sanılanın aksine korkak ve pısırık değildir. Tek sorun tüm diyarın bu ikiliyi öldürmek istemesidir. Ardından birlikte çalışmaya başlarlar fakat başlarına geleceklerden habersiz bir şekilde...
Çocuklarla tehdit edilmek? Güvendiğin insanların sana ihanet etmesi? Lanetli bir aşk, intikam, öfke ve ihanet... O zaman şimdi soruyorum: Uras Demirkan`ın örgütünde misin? Yoksa Lalin Beyoğlu`nun çetesinde mi?
"Masalın sonunda aşkı büyük olan taraf ölürken diğer taraf her zaman onun aşkının esiri olarak kalır ve yaşayan taraf, ölen tarafın aşkına hayatı boyunca tutsak kalır Gecenin Prensesi."
"Masalın sonunda kötüler ölür Gökyüzü Lordu ama masallar her zaman mutlu bitse dahi iyi olanlar, kötü olanların yaptığı acımasızlıkların bedelini hayatları boyunca aşkı ile ödemek zorunda bırakılır."
|
Ayın çocuğu
İngiltere taht kavgası yüzünden ikiye bölünmüştü, iki kardeş de bir daha görüşmemek üzere yemin etmiş ve sarayları ayırmışlardı.
Sarayları ayırmakla da kalmayıp İngiltere`yi Greenwich ve Redwich olarak ikiye bölmüşlerdi.
Sadece bir nesil sonra Greenwich`in yeni varisi doğdu, Harvard Patrick.
Greenwich`in varisi Prens Harvard Patrick.
Zaman geçer Harvard Patrick büyür ve kızların hayallerini süsleyecek kadar yakışıklı bir oğlana dönüşür, fakat o kalbini genç bir köylü kızı olan Lenora Synder`e kaptırmıştır.
Lenora Synder sıradan bir köylü kızıdır ancak bunun Harvard Petrick`le arasına girebilecek bir engel olduğunu düşünmez, sevgilerine inanır, sevgilisine güvenir ancak yanılıyor olabilir mi?
Günlerden bir gün Harvard ve Lenora beraber vakit geçirmek için Redwich`de kamp yapmaya giderler, bu iki aşığın aşkı için tek kaçışlarıdır, belli zamanlarda buluşurlar ve hayatlarının en güzel anlarını yaşarlar.
Her zamanki gibi sakin bir gün seçip buluşmaya karar veriler fakat bu sefer ki kampları tahmin ettikleri gibi ilerlemez. Lenoranın taşıdığı büyük yük ve Prens olmanın sorumluluğunu taşıyan Harvard`a bu yük çok ağır gelicek ve bu ikisininde sonu olacaktır.
Harvard`a hamile olduğunu söylemek için gün sayan Lenora hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaşır ve ardından tahmin edilemez bir intikam ateşi yanar.
Bu intikam ateşi tüm İngiltere`yi yakıp kavuracaktır.
|
Guhon Krallığı
Tulu hayatta tek başına ayakta kalmaya ve savaşmaya çalışırken çalıştığı kütüphaneye gelen garip bir müşteri ve yanında getirdiği kitapla hayatı değişecektir. Kitap Tulu`ya yeni bir dünya olacaktır. Kitap binlerce yıldır uzak ötedeki tarihin tozlu sayfalarını yaşatmakta ve ünlü savaşçıyı aramaktadır.
Yayım Tarihi:Perşembe
|
PORTA
Ablasının boyutlar arası kapı arayışına hep şüpheyle yaklaşan genç bir kız, bir gün Mısır piramitlerinde kaybolan ablasını bulmak için kendisini hiç beklemediği bir maceranın ortasında bulur. Ablasının peşinden gizlice piramitlerin derinliklerine inen kız, bir efsanenin gerçeğe dönüştüğüne şahit olur: Boyutlar arası kapı gerçekten oradadır.
Kapıdan geçtiğinde kendini Porta adlı, evrenin en güçlü prens ve prenseslerinin yetiştirildiği görkemli ama tehlikeli bir dünyada bulur. Dünya gibi küçük ve önemsiz gezegenlerden gelenler burada köle olarak kabul edilmektedir, ve kahramanımız da gölgeleri kontrol edebilen gizemli bir prensin hizmetine girer. Ancak onun asıl amacı, ablasını bulmaktır.
Kısa süre sonra, ablasının aslında su diyarının kayıp prensesi olduğunu keşfeder. Fakat onu geri döndürmek hiç kolay olmayacaktır. Kız kardeşini eve götürmek için her yolu denemeye kararlıdır, ama ablası bu büyülü diyarda kalmak istemektedir. Şimdi başkahramanımız, hem kendi özgürlüğünü kazanmak hem de ablasını ikna etmek için zorlu bir savaş vermek zorundadır.
|
Su Yolcuları
Eliana, sadece güneşin hüküm sürdüğü Solis Krallığı`nın varisidir. Bir gün tek başına ormana gider ve daha önce hiç bahsi geçmeyen bir kuyuyla karşılaşır. Kuyuyu araştırır ve ulaştığı bilgiler sonucunda kuyuya atlar. Hayalinde geceyi bulmak varken kendini bambaşka bir diyarda bulacaktır.
|
Gümüş Hançer
15 yaşındaki Ethan, korsan yaşamının bilinmeyen tehlikeleri arasında, kendisini bir seçim yapmak zorunda bulur. İlk yağmasında serbest bıraktığı bir esirin ardından, hayatı beklenmedik bir şekilde değişir. Gemi tarafından terk edilen Ethan, kendini uzak bir krallığın kapılarında bulur.
Ravenna`da, genç Ethan’ın keşfedeceği sırlar ve yüzleşeceği gerçekler, onu tanıdığı dünyadan tamamen farklı bir yolculuğa sürükler. Kendisinin ve ailesinin geçmişine dair bilinmeyenler ortaya çıkar.
|
KARANLIĞIN RUHU
Bazı gerçekler vardır, insanın canını yakacak. Bazı gerçekler vardır, insanın kurtuluşu olacak. Bu iki gerçekleri tatmak ise bir hayata bedeldir. Ben bunları bile bile bir hayatı feda etmeyi seçmiş, geleceğimi sonsuza kadar karanlığa boğmuştum. Karanlık bir leke misali etrafımı sardığında her şeyin o zaman farkına varmış, kaçmaya başlamıştım. Ben Adrienne. İnsanların küçük çocuklara anlattığı korku masallarının içindeki kötü kız, karanlığın içindeki gölgeyim.Ben, hep yanlış anlaşılmış bir yaratığım...
|
Anemoia
O an üzüntümden utandım annem için üzülürken bunları hissetmem normal miydi? Bunun için utanç duymalı mıydım? Aşkım ile üzüntüm çelişirken hala gözlerini gözlerimden çekmedi....
Anemoia: bilinmeyen bir zamana olan özlem demekti tıpkı benim hissettiğim gibi....
|
Servant | Taekook
Genç Prens’in bir hizmetçiye değil, o köylü çocuğuna ihtiyacı vardı... - TaeKook
Başlama Tarihi : 9 Ağustos 2024
Bitiş Tarihi : -
|
MAHBER (TAMAMLANDI)
Saltanat mı galip gelecek sevda mı? Taht için tutuşan prensese kim derman olabilirdi ki? Bir başka ülkenin şehzadesi elinden tutsa hangisi galip gelirdi? Entrikanın hatta savaşın içinde kalmış insanlar ne yapabilirdi hayatta kalmaktan başka? Tahta mı yürüyeceklerdi, yoksa bu taht birilerinin sonu mu olacaktı?
Mehpare Hatun`un yolu Mirzaoğulları ile kesişir. Uğruna canını verebileceği tahtını ardında bırakıp gitmek zorunda kalır lakin taht onun için vazgeçilmezdir. İki hanedan evladı olan, iki mühür taşıyan bu prenses artık üçüncü bir mühürle de birleşmiş olur. Bir yandan saray entrikalarıyla uğraşırken bir yandan da varisi olduğu tahtı uğruna bir şeyler yapmaya çalışır. Peki sevda bu işin neresindedir?
Taht, aşk, entrika, savaş... Kendinizi tarihsel kurgunun içinde bulacaksınız. Okuduğunuz satırlarda gerçek tarihten izler görebilirsiniz.
25.01.2021/ 17.03.2023♡
|
🌕Ayçiçeği🌕|~|Oropher
"Ben şarkılara konu olmak değil şarkı söylemek istiyorum nana."
Orta Dünya`da birinci çağda henüz elfler yeni farkına varmışken kendilerinin ve taparlarken yarı tanrı suretlerine maiaların, Oropher denen genç ve yağız bir ellon vardı. Ne var ki babasına karşı öfke doluydu annesinin kollarındayken Valinor`da. Nitekim yazdönümü akşamı kesilince ışık kaynağı ve çalınınca silmariller aklındaki intikam fırsatı ayağına gelecekti.
|
BAŞLANGIÇ/yeniden
Dünyanın sonu gelmişti. Çöken ekonomi, savaşlar, açlık ve ülkeler arası kavgalar insanları bezdirmişti. Her gün bir ekmek için yaşadıkları tehlikeler ve içecek su bulmak için girdikleri durumlar hayatlarından bezdirmişti. Mutluluğu ve mutlu olmayı unutmuş, kendilerini hayatta kalmaya zorlar hale gelmişlerdi.
Bu yaşananları kaldıramayan bir grup insan içinse duygular hala önemliydi. Yaşadıkları dünyada hala bir umut olduklarını düşünüyorlardı. Yapmaları gereken tek şey ise baştan başlamaktı. Yeniden.
Kendileri gibi bir grup insanı bir aray toplamaya başladılar. İsyancı durumuna düşmeden gizliden gizliye kendilerine yoldaş topladılar. Ve günü geldiğinde yanına gerekli olan her şeyi alıp şehirlerini terk ettiler.
Gerekli olan şeylerde gelişmiş teknoloji yoktu. Telefon, araba vb. bütün teknolojik aletleri bıraktı. Onların yerine daha eskilerde kalmış eşyaları kullanmaya başladılar. Telefon yerine telgraf, araba yerine at arabaları gibi.
Belli bir süre saklanmaya karar veriler. En azından ülkeler çöküp şu anki düzen bozulana kadar.
Kendi başlarına işlerini halletmeye, kendi düzenlerini kurmaya başladılar. Tarım ve hayvancılık yapmaya başladılar, kendilerine şifalı buldukları otlardan ilaç vb. yapmaya çalıştılar.
Ve bekledikleri o gün geldi çattı. Büyük ülkeler kendi kendini dağıttılar. Ülkelerindeki insanlar ile haritadan silindiler ve geriye sadece saklananlar kaldı.
Ancak o saklananlarda işler istedikleri gibi gitmemeye başladı. İçinde yaşattıkları duyguların temeli farklıydı. Bir grup iyiliği savunurken diğer grup kötülüğün de devlette olmasını savunuyordu. Dostluk ve barışın hakim olmasını istedikleri yerde insanlar tekrardan kavga etmeye başlamışlardı. Birbirlerine sürekli kendi haklı olduğu konuyu savunarak diğerinden üstün hale gelmeye çalışıyordu.
En sonunda iki farklı fikre sahip halk ayrılmaya karar verdi. İyiliği savunanlar ve kötülüğü savunanlar kendilerine birer lider seçip saklandıkları yerden çıktı ve eski büyük devletlerden kalan topraklara yerleşti. Ancak iki tarafında istemediği bir yer vardı. Toprağı zamanında yapılan radyoaktif deneyler sonucu verimsizleşmiş, yaşaması tehlikeli olan kocaman bir bölgeydi. En sonunda iki tarafta o bölgeyi suçluların kalacağı bir açık hapishane yapmaya karar verdi.
Bütün sorunları çözdüklerini düşünerek kendi devletlerini geliştirmeye çalıştılar. Her iki şehrinde kralı kendi ülkesini geliştirme derdindeydi.
Durum bu şekilde yıllarca devam etti. İki şehir adeta birbirine düşman olmuştu. İki ülkenin sınırları karşı ülkeden biri gelmesin diye çok iyi korunuyordu.
Tam o dönemde bir kız çocuğu Kimsenin istemediği ve araf olarak adlandırılan bölgeye, daha birkaç günlük iken kimsesiz bir kadının kucağına bırakıldı. Onun hakkında bilinen tek şey adı ve çok özel biri olduğuydu.
Astra Reina.
____________________________________________________________________
Umarım kitabı beğenirsinizz<33
|
Katelia Varisi
Yıllardır huzur ve barış içinde yaşayan Katelia ,Drazotis ve Sisronia krallıkları. Sebepsiz ve ani saldırılarla savaşın eşiğinde bir araya geldiler. Katelia Krallığının prensesi Krallığı için kaderinden mi vazgeçecekti yoksa kaderi krallıkta çoktan yazılmış mıydı.
|
KAYIP ELMAS
Biz... bize ait olanı almaya geldik." dedi lider olan. Sesi insan sesi gibi değil, birileri tarafından yönetilen tuhaf bir yaratık gibi çıkıyordu.
"Burada size ait olan hiçbir şey yok." Dedi Kelimelerini özenle seçen prens "ve hiçbir şey öldürdüğünüz şövalyeleri geri getirmeyecek. Yaptıklarınızın bedelini ödemelisiniz." Kararlı sesi, dik duruşu kan donduracak denliydi.
"Var, bize ait olan bizimdir!" dedi korkunç yaratık bana doğru bir adım atarken. "Şövalyelerinizi uyardık, kraliçeniz hepimizi öldürmeleri emrini verdiler. Bizimle baş edemeyecek kadar küçük şövalyelerinizin bedelini kraliçeniz ödemeli." dedi öfke ile. Duyduklarım karşısında annemin tekrarlanan acımasızlığına bakarken, babasının kanlar içindeki bedeni başında beklemeye devam eden küçük kız ayağa kalkıp, cesursa yaratıkların karşısında durdu. Ardından bana yaklaşıp, hıçkırıklarına engel olmaya çalıştı.
"Yalan söylüyorlar!" dedi yaşından büyük çıkan öfkesi ile. "Herkes anneniz`in saldırın emrini dinledi, babam ise kan çıkmasın kılıçları indirin emrini verdi. Bu yaratıklara karışmadı ama şurada ki yaratık anlaşmayı bozdu ve onları dinleyen babamı acımasızca gözlerimin önünde katletti. "dedi biraz uzağımdaki tuhaf sesler çıkaran yaratığı göstererek, on yaşında küçük bir kızı bu denli felakete sürükleyen, tuhaf yaratık küçümseyerek bakarken; öfkeden delirmek üzereydim.
Madem savaşçı olmak istiyordum o halde kanatıldığım kadar kanatmayı da bilmeliydim.
Coğrafya insanın kaderidir derler.
Öylemidir ki? Doğduğumuz asrı, mekânı ve olmamız istenen kişiliği biz seçemeyiz.
Ancak önümüzde ki kararlar bizim gücümüz ve tercihimiz ile şekillenir.
Asırlar öncesi kraliyetlerin, kralların, prenseslerinin dönemi.
Asırlar sonrası yeni bir yüzyıl.
"Zamanı geldi, hazırlanın yeni bir yolculuk başlıyor. Zorlu ve uğraştırıcı..."
#
|
taht kavgası
öldürülmeye çalışılıp saraydan kaçmak zorunda kalan genç bir veliaht yıllar sonra en yakın arkadaşı ve genç bir büyücü olan Lenora ile intikam planları yaparak saraya geri döner
|
SİYAH KUVARS
Kapıyı açmamla burnuma dolan koku ile günün gerginliği gitmişti çünkü bedeninde lavanta tarlası taşıyan kadını büyük yatağında yatıyordu . Hayır yatağı değil , yataklarıydı onu tanıdığından beri benim kelimesi bizim olmuştu . Buda ona büyük bir haz veriyordu daha fazla kapının eşiğinde durmak yerine kokunun sahibine gitti . Karanlık odanın içerisine normalden büyük camlar sayesinde ayın şavkı daha çok giriyordu . Oda bundan dolayı gece için bir aydınlatma istemiyordu . Birkaç büyük adımda mavi saten örtülü yatakta yatan kadınına ulaştı . Uzun gece karası saçlarının bazıları yüzüne gelmişti . Büyük elini kaldırıp , saç tellerini pamuk beyazı olan teninden nazikçe çekti . İşte tutulduğu kadının yüzü ortaya çıkmıştı . Kehribarlarının koyulaştığını hissediyordu . Onu izlerken hep böyle olurdu çünkü karşısında ki kadın onun tüm yaşamını oluşturuyordu . Ondan öncesi ölüm kokuyordu . Şimdi ise yaşam ev sahipliği yapıyordu . O var olduğu için yaşıyordu . Şimdi onun düşmanı olanların eceli olacaktı .
Yaşattıkları her saniyenin acısını bir can verecekti .
|
Ateşin Tahtı
Gözlerimizle göremediğimiz bir dünyayı bazen bir aynanın puslu camında bulabilir ve kocaman bir yolculuğa çıkabilir, hem de hiç bilmediğimiz bir kişilikle...
|
0% |