EMANET
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi?
"Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı.
"Sakinim."
Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül`ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu.
"Özür dilerim."
"Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın."
"Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım."
"Aynen öyle..."
"Tamam."
"Öpüyorum."
"Öp..."
"Tokat yok?"
"Tokat yok."
Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı.
"Kaçarsan olmaz."
"Kaçmamam lazım, evet!"
"Ayşegül, sakin kal..."
"Sakinim. Gayet sakinim!"
Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül`ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi.
"Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!"
|
Kaptan-ı Derya
Düştüm ey Gönül! Gözden, yürekten, elden ayaktan...
Bilemezdim böyle olacağını. Ben ki iflah olmaz, serseri bir kızdım. Tek derdim Galata`nın yamacında bir ömür geçirmekten ibaretken Karadeniz`de boğuldum.
Abi bildiğimle evlenmekten kaçarken ateşle nikâhlandı yüreğim.
Ama sen bilemezdin bu aciz beni! Görmemeliydin gözlerimde çağlayan seni! Varsın sen yine beni dilbaz bil. Ben yanarım ateşinde, kül olurum ama asla sönmem. Varsın sen görme beni, yine sev sarı saçlı mavi gözlünü ama gülme de yüzüme, çünkü ben ilk kelimesini henüz söylememiş bir bebekten farksızım. Gülüşlerine de aldanırım, dokunuşlarına da.
İlk kelimem sen olursun o zaman ben savrulurum.
-----
Yandım ey Can, cayır cayır kor alev oldum.
Nerden bilecektim kara gözlerinin Karadeniz`den tehlikeli olacağını. Hani o yaramaz bir kız çocuğuydu sadece? Nereden bilirdim o yaramaz çocuğun kalbimin zillerine basıp kaçacağını?
Hani aşk bir kez olurdu? Yoksa ona kadar olanlar aşk mı değildi? Oysa o hayatıma girdiğinde kalbim başkasındaydı... Bende bile değildi! Nasıl ele geçirdi ruhumu?
Dilbaz`ım, Telli Turnam...
Galata`n olsam ayrılmasan yamacımdan...
⚓⚓⚓⚓
Tüm hakları saklıdır.
|
Ejderha Tanrısı
Çocuktum:
Hayalleri gerçekle karıştıran saf ve masum bir çocuktum.
Büyüdüm:
Kalbimi söküp yerine farklı bir kalp taksam bile, bu paramparça ruhum iyileşmezdi.
Öldüm:
Sadece kötü olmanın iyi olmaktan daha kolay olduğunu öğrendim.
|
KUSURLU YALANCI (TAMAMLANDI)
"Evlen benimle, bir sene sadece, bir sene idare et ve payına ne düşerse al borcunu kapat Yer Elması." Benim kadar mükemmel, kusursuz, zengin, yakışıklı bir arkadaşın var ve beni reddeder gibi konuşuyorsun Tuğçe Altay çok ayıp çok.
Uzun uzun düşünüp başka çaresi olmadığını anlamış olacak ki yüzünü bana doğru çevirdi. Hadi be sadece bir senecik.
"KABUL EDİYORUM, " deyip önüne döndü "BU OYUNU VE HERKESİ KANDIRMAYI KABUL EDİYORUM."
08.09.2018 / 13.07.2019
|
Aşk Kapıyı Kırınca!
"Doğduğum gün babam; bu bebek ne kadar şirinmiş, o zaman adını Şirin koyalım demiş. Annem de durur mu yapıştırmış cevabını teklifini kabul ederek. Benim hayatla mücadelem bu nokta da başlamış. Al sana Şirin`in mükemmel hayatı!"
Hayatını sırf şirin bir bebek olduğu için Şirin ismiyle geçiren ben, daha ilk günden zemine hızla çakılmıştım. Üstüne üstlük yirmi altı yaşıma kadar bu şirinlikle devam etmiştim. Sanki ismim değildi taşıdığım, yürüyen nazardı! Nikah dairesinde çalışan Şirine bu bile fazla ama neyse!
|
zorlu aşk Belçim |
zorlu aşk
Karanoğlu ve Eroğlu aşiretinin berdel hikayesini anlatıyor
|
0% |