LAVİNİA ÇİÇEĞİ
"Karıma dokunma!"diye bilgisayardan haykırdı. Benim elim kolum bağlı olmasına rağmen çok rahattım çünkü kocam beni bu teröristlerin eline bırakmazdı. "Sen niye bu kadar rahatsın? Yalvar ki seni serbest bırakayım."dedi puşt herif. Kaşlarımı çattım.
"Yalvaramak mı?Size mi?"diye sordum, kahkaha atamdan duramadım sonra ise ciddileştim. "Benim damarlarımda Türk kanı akıyor, Türk kanı. Bir Türk asla bir haine yalvarmaz. Biz Türk`ler, biraz deliyiz ama çokça akılıyız. Biz Türk`ler sizin gibilere kafa tutmayı biliriz sonuçta biz çok cesuruz anlatabiliyor muyum?"diye tehlikeli bir şekilde sordum. "O kocan olacak adam öğretiyor sana bunları değil mi?"diye sordu. Histerik bir kahkaha patlattım. "Kocamdan öğrendiğim o kadar çok şey var ki, size onları göstermemi istemezsiniz."dedim, sırıtarak.
"Sen yanlış mesleği seçmişsin, asker olmalıydın."dedi. Bu konuda haklıydı. Başımla onu onayladım.
"Evet haklısın polis değil, asker olmalıydım ama kocamın dediği gibi bizim de Türk askerinden bir farkımız yok, sonuçta onlar dağda ki itleri biz ise şehirde ki itleri temizliyoruz."dedim sonra aklıma bir şey gelmiş gibi sırıttım. "Sahi siz Türk askerinden kaçmıştınız değil mi? E ama Türk polisine yakalandınız, onu ne yapacağız?"dedim alayla.
"O kocana mı güveniyorsun?"diye sordu. "Evet, kocama güveniyorum. Çok sert bir kayaya çarptınız. Bir Türk`e hemde karadenizliye. O sizi yaşatmaz."diye tehdit ettim. Bilgisayardan kocamın sesi duyuldu. "Haklısın sevgilim, onları yaşatmayacağım."dedi tehlikeli bir sesle. "Bugün seninle bir kez daha gurur duydum ömrüm" Bana dedi. "Sen deli falan mısın? Farkındaysan karın elimizde."diye durum güncellemesi yaptı. "Ah Jack sana söylemedim değil mi? Şuan senin karın benim elimde rehin."diyince Jack`in yüzü düştü. Bilgisayarda kocam ve yanında ki Jack`in karısına baktım. "Ee Jack ava giderken avlandın."dedi ve depoyu bizim ekip bastı. Hepsinin elinde silah vardı ve hepside silahı Jack`e doğrultular.
|
YİNE DE SEN
Ben kalbi çok uzakta bir adama gönlümü vermiştim. Şimdi üstümde gelinliğimle aslında benim olmayacak bir adama evet demeye gidiyordum...
Ama her şeye rağmen yine de sen Tufan. Bugün değil belki ama bir gün sende beni seversin diye sen...
|
Yıldırım ve şimşek
Yıllar sonra memleketine geri dönen adam ve aşık olduğu kız
"kimsin sen ve beni nereden tanıyorsun"
"Ben senin başkasını sevdiğini bile bile 8 yıldır seni seven adamım şimdi sen söyle sen kimsin Asena"
"Ben"
"Evet sen"
|
Çiçek
"Hayatımda açan ilk Çiçeksin sen. Tamda bu sebepten ben bu kapıyı çalar dururum." Gözlerimi açmaya cesaretim yoktu. Dışarıya hart hurt olan adam bana gelince şair oluyordu sanki. Böyle konuşmasın bana böyle bakmasın istiyordum. Sonra parmağının ucu değse ağzından çıkacak her kelimeyi merakla bekliyordum.
Elimi göğsünden indirmeye çalıştığımda önce direndi sonra izin verdi. Bakışlarımı gözlerine kaldırmadım ki beni ikna edemesin. "Sağır birisinin kapısını sonsuza kadar çalsan ne olur Kutay?" Bir soru değildi bu. O da elbet farkındaydı ona söylemek istediklerimin. İncilerini gözüme sokarcasına güldü yine. Ayşem`inki gibi olmasada o küçük gamzeler belirdi dudaklarının kenarında. "Belki çöp atmaya çıkarsın be Çiçek. Bendeki bu umut var ya yapay çiçeği bile sulatır bana."
🌼🌼
"Bahar dalı narin olur be Çiçek. Bırak da ehil eller sevsin olmaz mı?"
|
Kaptan-ı Derya
Düştüm ey Gönül! Gözden, yürekten, elden ayaktan...
Bilemezdim böyle olacağını. Ben ki iflah olmaz, serseri bir kızdım. Tek derdim Galata`nın yamacında bir ömür geçirmekten ibaretken Karadeniz`de boğuldum.
Abi bildiğimle evlenmekten kaçarken ateşle nikâhlandı yüreğim.
Ama sen bilemezdin bu aciz beni! Görmemeliydin gözlerimde çağlayan seni! Varsın sen yine beni dilbaz bil. Ben yanarım ateşinde, kül olurum ama asla sönmem. Varsın sen görme beni, yine sev sarı saçlı mavi gözlünü ama gülme de yüzüme, çünkü ben ilk kelimesini henüz söylememiş bir bebekten farksızım. Gülüşlerine de aldanırım, dokunuşlarına da.
İlk kelimem sen olursun o zaman ben savrulurum.
-----
Yandım ey Can, cayır cayır kor alev oldum.
Nerden bilecektim kara gözlerinin Karadeniz`den tehlikeli olacağını. Hani o yaramaz bir kız çocuğuydu sadece? Nereden bilirdim o yaramaz çocuğun kalbimin zillerine basıp kaçacağını?
Hani aşk bir kez olurdu? Yoksa ona kadar olanlar aşk mı değildi? Oysa o hayatıma girdiğinde kalbim başkasındaydı... Bende bile değildi! Nasıl ele geçirdi ruhumu?
Dilbaz`ım, Telli Turnam...
Galata`n olsam ayrılmasan yamacımdan...
⚓⚓⚓⚓
Tüm hakları saklıdır.
|
Pera Karadeni̇z
Savcı & Asker & Karadeniz
Kapak ve kurgu şahsıma aittir.
Bir Wattpad kurgusu.
Bir kadın var eksik büyümüş. Hayatın acı gerçekleriyle küçük yaşta karşılaşmış.
...
Ve bir adam var.
Vatanı için ailesinden vazgeçen bir asker var. Vatanını seçtiği için evladından vazgeçen bir ailesi var.
...
Bir kadın var.
Karadeniz kadar inatçı, asi, hoyrat.
...
Bir adam var.
Karadeniz`in hırçın dalgalarıyla boğulacak olan.
|
ZÜMRA
Hayatında tüm zorluklara kendi başına göğüs germiş ,kanayan dizlerini tek başına saran bir KADIN; Zümra GÜMÜŞAY.
Sevmelerin en çok yakıştığı bir ADAM; Aslan HANCIOĞLU.
"Aşk hafızım, iki yüreğin birbirinde soluklanmasıdır."
|
Kurşun Adres Sormaz Ki
Miran ile burada olduğu her akşam yaptığımız gibi mutfağımızda davlumbaz ışığında oturuyorduk. Miran`ın bir sıkıntısı vardı belliydi. Ona baktım "Sevgilim, sorun ne bilmiyorum ama çıkar hadi ağzındaki baklayı." dedim.
Bana baktı. Bakışı her zamankinden farklı suçluluk ile kaplanmış bir mutluluk gibiydi. Herkesten gizlediği o bakışları yalnızca bana karşı bir bulutla kapatmıyordu hislerini. "Dora, ben bir şey yaptım." dedi. Korkmaya başlamıştım. Devam etmesi için gözlerine baktım. Ellerimi tutup sözlerine devam etti "Ben istemediğini bile bile buldum onları." dedi. Dona kalmıştım. Bahsettiği beni yetimhaneye bıraktıklarını düşündüğüm öz ailemdi. Neden yapmıştı ki? Bu yaşıma kadar kimsesizdim. Şevval`in ailesi pekala ebeveynlik yapmıştı ama kimseye anne dememiştim. Kimsede "anne"ya da "baba" sıcaklığı almamıştım. Ailem Miran Demir`di ve bana yeterdi. Seneler sonra neden bulmuştu ki? Miran`a hala bir cevap veremiyordum. "Mehru`m ben tanıştım onlarla sandığın gibi değil." dese de dinlemedim. Kalkıp balkona gittim.
İnanamıyordum. Ailem vardı ve benim sandığım gibi beni isteyerek bırakmamışlar mıydı? Artık kimsesiz değil miydim? Beni severler miydi? Bana alışırlar mıydı?
Peki ya ben? Ben onları sevecek miydim? Alışabilecek miydim? Ya da anlaşabilecek miydik?
Bilmiyordum. Ne benim onları ne de onların beni kabul edebileceğini düşünmüyordum.
Yanılacak mıydım? İyi olacak mıydık? Yoksa kötü olursak Miran aylar önce bu şehire gelip işe başladığımda şahsıma yapılan saldırıdan kurtardığı gibi şimdi de kurtarır mıydı?
Ben Dora Ekinci önce Demir olacaktım ve sonra belki kızlık soyadım değişecek onlara ait olan Akpınar olacaktı. Bilemiyordum.
Bilmiyordum ama öğrenecektik. Hep beraber yaşayarak görecektik. Ya sen? Öğrenirken bize katılmak ister misin?
|
Dilfiruz ;Aşkın Mavi hali /
+18
Henüz 33 yaşında geçmişte ki bilinmeyen nedenlerden dolayı yatağa mahkum kalan Demir Eringiz tanıdığımı bir kızla evlenmeye zorlanmıştı ancak kim bilirdi evleneceği kızın gençliğinden beri sevdiği Fahriye olacağını…
Güncel Not ; dilfiruz 2023 Mart ayında yazılmaya başlandı ve bayadir ara vermiştim elimde stok bölüm yok . kitapta yazım hataları vs . olduğunu biliyorum tamamı ile düzenlemeden attım bölümleri belirli bir bölüme gelinceye dek düzenlemeye almayacağım.
|
OKYANUS ETKİSİ
kızlarımız gittikleri barda kahkahalar ile gülerlerken gördükleri 5`li grup ile karşılaşırlar ama kızlarımız onlara bakmazlar dikkatleri operasyondadır çocuklar ise gece boyu onlara bakarlar kısa süre sonra kızlar ortadan kaybolur ve çocuklar eglencelerine devam ederler
ama bu onların ne ilk ne son karşılaşmaları olucaktı
|
Vazelon Manastırı
“Kaybetmekten korktuğum çocuk ruhum ve çocukluğunu kaybeden korkmuş ruhlara…”
|
GELİNCİK (LU' BET' ÜL AYN)
Her aşk, kendi büyülü masalını yüreğinde saklar...
Bu hikaye sizi, aşkın sihrini ve toplumsal normların gizemli perdesini aralayan ve sınırlarını zorlayan büyülü bir yolculuğa davet ediyor.
Bu hikaye, aşkın büyülü dokusunu ve toplumsal gölgelerin gizemli dansını anlatıyor.
Emirhan ve Gelincik, yüreklerinde yeşeren derin sevgiye rağmen, ailelerinin ve toplumun beklentileriyle baş etmek zorunda kalıyorlar.
Emirhan`ın babası, geleneğin sert kollarında oğlunu sıkıştırıp uygun davranmaya, aşkın dansını gölgeleyip kendi seçtiği bir kadınla evlendirmeye zorluyor.
Gelincik`in annesi de kızına, aşkın rüzgarlarını savuşturup toplumun sınırlarına sıkı sıkıya sarılmasını emrediyor.
Fakat Emirhan ve Gelincik, kendi masallarını yaşamak için yanıp tutuşuyorlar; toplumsal fırtınalara meydan okuyarak aşklarını kutsallaştırıp korumaya kararlılar.
BU HİKAYEMİ 05.09.2023 TARİHİNDE YAZMAYA BAŞLADIM.
İLK GİRİŞ BÖLÜMÜNÜ YAYIMLAMA TARİHİM 26.04.2024 20:15
HİKAYEDE GEÇEN HER ŞEY TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. HİÇ BİR KURUM VE KİŞİ İLE HERHANGİ BİR BAĞLANTISI YOKTUR.
TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR.
|
Saklı Masal (Tamamlandı🍃)
"Sana yardım edeceğim" sert ve erkeksi sesiyle konuşmuştu adam. Kelimeler ağzından hangi ara çıkmıştı hiç fark etmemişti.
"Nasıl?" diye sordu kadın masmavi gözlerinden umut kırıntıları geçerken. Deli gibi merak ediyordu karşısında oturan daha bugün tanıdığı adamın ona nasıl yardım edeceğini.
"Benimle evleneceksin" adamın ağzından dökülen iki kelime yetmişti kadının gözlerini irice açmasına.
"Nee?" Allak bullak olmuş duygularına, mahv olmuş hisslerine, karışık düşüncelerine rağmen tek bir kelime çıkmıştı gökyüzü gözlü, gece karası saçlı kadının dudakları arasından...
***
Acılı hayatlar...
Kesişen yollar...
İstanbul`dan Karadeniz`e kadar uzanacak sürükleyici bir aşk hikayesi...
Efsa❤Yaman...
Başlama tarihi: 02.10.2020
|
YEGÂNE....
Güzel Seven Adamlar Serisi l...
Her kadın kendi masalının sonunu kendi yazar.
Lavin Saygın.. Tam bir çirkin ördek yavrusu olan gastronomi mezunu bir aşçı. Tek hayali kendi restoranını açmak olan genç kızın yolu yaşadığı bir takım talihsizliklerden sonra iş adamı Sadun Karayel`in evine düşüyor.. İşte Lavin`in kendi aşk masalıda tamda burada yazılmaya başlıyor..
|
YEİS-DELİ KAN
Deli rüzgarların estiği, fırtınaların koptuğu, gökten neredeyse her gün damlaların döküldüğü, denizin hırçınlığının hiç durulmadığı bir yerdi. Burası Trabzon`du.
Basit bir şehirdi Trabzon. Sevdalara konu olan, şarkılara söz olan bir şehir. Ama şimdi ne sevda vardı ortada ne de şarkı, vakit intikam vaktiydi.
Bir tarafta taze bir ateş varken bir tarafta yılların harladığı deli bir ateş vardı.
Eflin bitti dediği anda her şeyin aslında daha yeni başladığını anlayacaktı. Kurtulduğunu sandığı o kısacık anın aslında cehennemine girişi olduğunu anlayacaktı. Karadenizin dost bildiği köklü ailerinin hasım olacağını anlayacaktı.
Fırtına bu sefer yeryüzünde değil iki soylu aile arasında esecekti.
Bitmek bilmeyecek bir düşmanlığı Eflin kendi yaptığı anlaşma ile başlatacaktı.
...
"Koskoca Karadeniz. Batısından doğusuna, görelim bakalım kime mezar olacak kime yâr olacak"
|
Karadeniz Mafyası Mı? *Texting*
Düzenleniyor...
Siz: Merablar
|
Ahşena
(Karadeniz Kurgusu)
"Babam bana Karadeniz insan sevmez dedi. Gerçekten de öyle mi? İnsan sevmez bir denizin insanıysanız niye bu kadar yardım ediyorsun?" Başka bir konu üzerinden aynı soruyu sormuştum aslında. Yani vereceği cevap bir önceki sorumun da cevabı olacaktı.
"Eğer seni severse o dalgaların arasına alır seni, kimseninde sana zarar vermesine izin vermez. Sevdiremezsen o dalgalar en çok sana zarar verir." Dalgalar arasında olmalıydı insan, dalgalar onu korurdu. Fazlasıyla anlamlıydı her bir sözü.
"Karadeniz`i yanlış tanımışlar. Tanıtmışlar." Aklıma gelenlerle durdum ve yeniden sözlerime devam ettim. "Eski ismi Ahşena`ymış. Anlamı dost olmayan. Niye denmiş?" Sorabileceğim hatta doğru cevap alabileceğim en doğru insanlardan birine sormuştum bu sorumu.
"Onlar dalgaların dışında kalmış demek ki. O dalgaların içine girebilirsen anlarsın Karadeniz`in ne kadar cana yakın, dost olduğunu."
Deniz Kızı ile Deniz`in Oğlunun öyküsü...
|
HRİDAYEŞ: SİLSİLE
“Ben çok yandım Serkan. Nasıl yakılır bilmeden yandım. Çok olmadı yakmayı da öğrendim. Sen benimle yapmazsın. Yanarsın, kül olursun, yok olursun. Sonra ben sönerim. İkimize de yazık olur.”
Konuşamazdı. Beni ikna edemezdi. Etmemeliydi. Aşkta gözüm yoktu benim. Derdim intikam da değildi. Adalet istiyordum. “Başka amacım yok benim. Olmayacak. Çok yanan çok yakar Serkan. Ben sana yanmayı vadedemem.”
“Ben barutum, kenarda köşede ateşin ona gelmesini bekleyen, onu yaksın diye gün sayan barutum. Sen beni yakarsan kül olurum….Uğruna. Gık demem. Çünkü niye biliyor musun? Senin söylediğin gibi ne ateş olmadan barut bir işe yarar ne de barut olmadan ateş alevlenir.”
|
intikam ateşi
ben bu oyunun kurucusu olmayı kabul ettiğimde en çok benim enkazla ayrılacağımı bilmiyordum.
|
HUYŞA SO ORT'İ
(şimdiye kadar neredeydin)
Bir Karadeniz hikayesi...
|
Deniz Kızı
Bu hikaye efsanevi yaratıklar veya fantastik canavarlarla ilgili değildir. Bir Karadeniz aşk hikayesidir
|
Sen sevda mısın? Textıng
Karadeniz`li bir adamın aşkı
|
BELGİN | Bir Ömür Serisi - II
Deniz`in hırçın dalgalarına savruldu bir sevda,
Kalpte saklı kaldı.
Bir kız çocuğu, hiç bilmediği şu diyara emanet kaldı.
Ah Şuri...
Bu gözler seni gördü göreli, başkasına kör eyledi.
Belgin Çelebi Dinçer.
Nevzat Dinçer.
Banu Dinçer.
*Hikaye "Banu" karakterinin ebeveynlerinin hayatını anlatmaktadır.
*Hikaye senesi/yılı yoktur. Hayalinize bırakılmıştır.
*Hikaye de +18 / Yetişkin İçerikli Unsurlara yer verilmiştir.
*Hikaye Trabzon ve İstanbul arasında geçmektedir.
*Tek bölümlük hikaye olup, tekrarına yer verilmeyecektir.
|
Gerçek Ailem
Birden bire değişen hayatım... Bir yanımda beni büyüten anne babam ve benimle büyüyen kardeşlerim. Bir yanımda biyolojik ailem olan ve daha önce hiç görmediğim insanlar. Bundan sonra yaşayacaklarıma birlikte şahit olalım.
|
TAMU
Gök Közü
Saati bilmiyordu kimse; dakikaları takip etmemiş, saniyelere küsmüştü. Oysa tarih birinci ayın on beşini gösterdiğinde, taprağı kazan kürek sesine bir bebeğin ağlayışı eşlik etmeye başlamıştı.
Bir ağıt yakıyordu gök yüzü onun için; közlerini bebeğin kaderine yansıtmış, alevini saçlarına yakmıştı.
Bin ağıt yaktı Gök Közü lakin bebeğin ağlayışı durmadı.
Bir damla toprağa döküldü, bir anne bebeğinin göz yaşlarını sildi. Bir adam intikam yemini etti ve bu yemin küçük bir çocuk tarafından izlendi.
Sonra saat bir kenara not edildi.
02.03
|
RÜZGAR TİMİ Hazal Sansar |
RÜZGAR TİMİ
Her zorlu yoldan güçlü bir kadın ortaya çıkardı . O kadının yetiştirdiği evlatlar ise tıpkı annesi gibi güçlü olup hayata kafa tutardı. "Ben güçlü bir kadından düyaya geldim , beni yenemezsin" demesini bilir zor anında asla telaşa düşmez , pes etmezdi . Çünkü o bu hayata zaten hayatın zorluklarını bilerek , hissederek , gelmişti .
Ben Birgül Arık güçlü bir kadından doğan , hayatın zorluklarına kafa tutan güçlü bir genç kızım .
Ben Birgül Arık " sen kadınsın yapamazsın , erkek mesleği başka melek mi yok ?" söylemlerine kulak asmayıp hayallerinin peşinden giden genç kızım .
Ben Birgül Arık hayalleri ve hedeflerine giden bu zorlu yolculuktan yanımda olanları beni destekleyenleri " sen yaparsın , boşver onlar konuşsun sen onları susturursun " diyenle ri haksız çıkarmayan o genç kızım .
Ben Birgül Arık " elalem ne der ?" diye değil de " alelemden banane ben senin arkandayım " diyen o kadının küçük kızıyım .
Ben Birgül Arık babasının terk ettiği annesinin tek başına büyüttüğü , iki abisi bir ablası olan o genç kızımm .
Ben Birgül Arık benim hayatıma hoşgeldin !
|
Uzaktan Karadenizli
Annesi ve babası boşanma raddesinde olan Zeynep aralarının düzelmesi için elinden gelen her şeyi yapar ve nihayetinde kendini hiç tanımadığı bir yerde, Karadeniz`in dumanlı dağlarında bulur. Daha oraya geldiği ilk gün olaylı geçmiştir. Zeynep doğup büyüdüğü kenti, İstanbul`u, özlemektedir. Karadeniz`e adaptasyon sağlama sürecinde ünlü bir doktorun oğlu olan Hakan`la arkadaşlık yapmaya başlar. Zeynep`in de en büyük hayali doktor olmaktır ve Hakan`ın babasından öğrenebileceği çok şey olduğunu düşünür. Bu sebeple de doktorun yanında çalışma şansını elde edebilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Ve Zeynep`in karadeniz macerasını bu şekilde başlar...
|
Beni Sev Karadeniz
"Kendim için öldüm, senin için öldüm sevgilim."
Bu hikâye, Karadeniz`e sığınışın hikayesi.
Bu hikâye, yaşadığı her zorluğu sabırla soluyan, umudu bittiğinde inadı başlayan Asi`nin hikayesi.
Bu hikâye, kendisini bir gece ansızın terk eden sevdiğine karşı öfke besleyen, Karadeniz`in hırçın adamı Asaf`ın hikayesi.
Karadeniz`de sahile vuran dalga kadar yalnızdı Asi. Bir tarafta sevdiği adamın nefreti, diğer tarafta ise dedesi ve ailesinin öfkesi vardı. Bir de üzerine üzerine gelen ve kimseye söylemediği gerçekler.
Gerçeklerin, acımasız varlığını omzuna yük ederken, yüreğindeki koru söndürme savaşı veriyordu.
Onlar, gönüllü yanıyordu.
Onlar, aşklarını öfkeyle besliyordu.
Onlar, aşkı yaşatmak için savaşıyordu.
"Bu kız kim?" diye sorduklarında diğerleri yine eskisi gibi, "Asaf`ın, Asi`si desinler.
|
0% |