taht kavgası
öldürülmeye çalışılıp saraydan kaçmak zorunda kalan genç bir veliaht yıllar sonra en yakın arkadaşı ve genç bir büyücü olan Lenora ile intikam planları yaparak saraya geri döner
|
ÖLÜ KRALLIK:
Hilafların Zamanı
Ve gün doğdu.
Güneşin Wrald diyarında doğmasıyla sessizliğe bürünen diyar dansına kaldığı yerden devam etti. Kuşlar şarkı söyledi,rüzgar eşlik etti,ağaçlarsa sakince dinledi. Yunus balıkları, sirenler güneşi selamlamak için kilometrelerce yüzdü. İnsanlar yüzlerindeki gülümsemeyle bu görsel şölene saygı duyup ayak uydurdu.
Wrald diyarı`nın bir tarafı ahenkle dans etmek için uyanmışken, bir tarafı karanlığı selamlayıp Aydede masallarıyla uyuya kaldı.
Herkes mutluydu,krallıklar sınırlarını koruyor ve halkını düşünüyordu.Ta ki ilgalar, krallıkların boyunduruğu altında yaşamaktan sıkılarak kendi krallığını kurmaya karar verip büyük savaşı başlatana kadar.
Tüm düzen alt üst oldu. Diyardaki renkler soldu,güneş bir daha kendini göstermedi,gökyüzü gri rengini kendine meskeneyledi maviye sırttını döndü. Diyardaki insanlar,hayvanlar vahşileşti. Ağaçlar kurudu,kuşlar dönmemek üzere göç etti. Nehirlerden su yerine kan aktı. Affı olmayan büyük günahlar işlendi. Bir baba bir gün önce sevip öptüğü kızını kendi elleriyle öldürürken, diğer tarafta çoçukluk arkadaşı olan iki gençten sarışın olanı arkadaşının boynunu keserek son oyunlarının oynanmasına neden oldu.Toprak üstündeki kanı istemedi kurudukca kurudu.
Tanrılar diyarlarındaki huzurun bozulmasına sinirlendi. Büyük bir tufanla savaşan herkesi yok ettiler. Artık diyarda ki 10 krallıktan sadece 5 krallık hayattaydı ve onlarında bildiği tek şey artık hiç birşeyin eskisi gibi olmayacağıydı çünkü tanrılar sevgiyle baktıkları bu diyarın toprağına artık nefret ekmişlerdi.
|
Görünmeyen Veliaht
"Ben bu noktaya bir hizmetçinin rahminden geldim. Oradan buralara kadar gelebildiysem daha nereye kadar ilerleyebileceğimi düşünün ve benden korkun."
"Sırf kadınım diye beni bir kaleye attın. Tahtta hakkım olmadığını düşündün. Oysa senin görünmeyen ama en tehlikeli veliahtın bendim baba. Bunu göremedin. Kimse göremedi ama ben göstereceğime dair bir yemin ettim. Şimdi ise karşındayım ve sen ölmek üzeresin."
Saray ve saray ötesi...
Hepsi onun bir kız olarak doğmasından dolayı sevinmişti. Yeni bir veliahtın gelmemesi onları rahatlatmıştı ama bilmedikleri bir şey vardı.
Kralın tek kızı olan Leylim kimsenin görmediği ve beklemediği bir veliaht olur.
|
ÖLÜM OYUNU
"Vazgeçebilir misiniz majesteleri?" dedi Serhat. "Saçlarınızdan, özgürlüğünüzden, kendinizden vazgeçebilir misiniz?"
"Evet"dedim hiç düşünmeden. Düşünseydim eğer vazgeçebilirdim. Bundan korkuyordum. Vazgeçmekten. Geri dönemezdim. Bunu kendime, halkıma, o faniye yapamazdım. "Vazgeçerim. Gözümü bile kırpmadan yaparım bunu."
Serhat bana bakarken ne diyeceğini bilmiyor gibiydi. Son kez denemek istedi şansını."Peki gururumuz, ondanda vazgeçebilir misiniz majeste?"
İşte bu en zor olanıydı belkide. Kendimi ezdirmekten hep nefret etmiştim ve şimdi ben kendimi ezmeye gidiyordum. Ama bu kadar şeyi göz ardı etmişken aptal bir gururun peşine düşemezdim. "Vazgeçtiğimi yeterince belli etmiyor muyum Serhat. Gidiyorum işte, bundan büyük kanıt olabilir mi?"
Serhat dolu gözlerle bana bakarken belimdeki hançeri çekip çıkardım. Zamanım yoktu. Serhat`ın hamle yapmasına izin vermeden saçlarımı tutup kısacık kestim. Yıllarım, ruhumdan bir parçam, saçlarım ayaklarımın önüne,yere düşmüştü, Serhat öne doğru bir adım atmıştı ama yetişememişti. Canımın nasıl yandığını derinlerde hissediyordum. Saçlarımın rengi hemen solmuştu, oracıkta ölmüşlerdi. O kızıl saçlarım birden bire simsiyah kesilmişti. Kör gibi siyah ve ot gibi kısacık.
Asmadım yüzümü. Kimse yıkıldığımı görmemeliydi. Şimdi vazgeçemezdim. Daha yolun başındaydım.
Ve saçlarımın üzerine iki damla yaş düşmüştü. Biri yıllarına ağlayan kadından biri ise sevdiği kadının kıyamadığı saçlarının kesilmesine ağlayan bir adamdan. Arkamı dönüp hızla çıktım salondan. Konuşmak istemiyordum. Buraya kadardı. Yol burada ayrılıyordu. Kraliçe tacını burada bırakıyordu.
Gururunu,kimliğini, ruhunu, kendini ve paha biçemediği herşeyini. Hiçbir şey işin herşeyinden vazgeçmişti kraliçe.
|
Tek Çıkış
Adı`nın artık diğer topraklara göre akıllarda silik olduğu Weraqer topraklarında ailesiyle yaşayan Siel`in başına aniden gelen kötü şeyler sonucu hizmetçi kılığında Drean Kraliyetine intikam almak için olan yolculu`a çıkmaya karar verir.
Bakalım Siel,bu yolculuğu tamamlayıp Drean sarayına hizmetçi kılığında sızıp intikam alabilecek mi?
Ya da beklenmedik olaylarla mı karşılaşacak?
Hep beraber görelim!
|
0% |