KÜL ÇIKMAZI
Genç kadın, hayatının kırılma anlarında, kendini bir ceza odasında bulur. Yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir sınavla karşı karşıyadır. Bir adama karşı duyduğu güvensizlik ve içsel çatışmalar arasında sıkışıp kalmışken, geçmişiyle yüzleşmeye ve içsel karanlığını aydınlatmaya çalışır.
"KÜL ÇIKMAZI", kendini cezalandırma, ait olamama ve içsel savaşlarla boğuşan bir kadının derinlikli ve sürükleyici yolculuğunu keşfetmenizi sağlayacak psikolojik bir gerilim romanıdır. Genç kadının hikayesinde, suçluluk ve pişmanlığın gölgesinde hayatta kalma mücadelesi işlenmiştir.
|
KÜÇÜK YALANCI - YAS
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini.
"Saçların kadar uzun ve güzel olsun ömrün Küçük Yalancı."
Dedi adam, ama kesti kadının saçlarını kendi elleriyle, kıydı sevdiğinin ömrüne.
"Hiçbir yere gitmeyeceğim sevgilim..."
Dedi kadın, ama tutmadı sözünü, kıydı sevdiğinin aşkına.
Sevdiği kadınları bir bir kaybeden acımasız katil,
Akın Korel.
Sevgiden yoksun kurak bir kalp ve o kalpte açan beyaz bir papatya. Kendi döktüğü göz yaşlarıyla büyüdü, getirdi baharı. Kimse fark etmedi onu. Güllere ulaşılmak isteyenlerce ezildi, yine döktü göz yaşlarını. Adam fark etti solan papatyayı, aldı ellerine. Ama öldü beyaz papatya. Muhteşem bir koku sardı etrafı. Ölü bir çiçek hiç böyle güzel kokar mıydı? Yaşadığını sandı, sevindi adam.
Ama bilmiyordu papatyaların ölünce koktuğunu.
Öğrendiğinde ise artık çok geçti...
|
LUCA
Aslında bir balık türü olan ama sudan çıkınca insana dönüşen biriyim. Bu yüzden annem ve babam doğduğum andan itibaren sudan çıkmamamı söylerlerdi. Bende onların sözünü dinlerdim.
Taki onunla tanışıncaya kadar ...
Devamını istiyorsanız hemen okuyun.
|
ZAFER AĞA TÖRE (Düzenleniyor)
Vehbi ağır adımlarla odaya girdi. Sessizlik, ayak seslerinin yankısıyla bozuldu. Kapı aralandığında odadaki soğuk hava daha da ağırlaştı. Zümrüt Hanım, hâlâ genç kadının saçlarından tutmuş, yüzünde zafer dolu bir ifadeyle kocasını izliyordu. Vehbi, bakışlarını genç kadının kanlı dudaklarına kaydırdı, ardından gözleri karanlık ve soğuktu. O an, ne bir acıma ne de bir pişmanlık izi vardı yüzünde.
Kadın titreyerek gözlerini yerden kaldırdı, Vehbi’nin acımasız gözlerine baktı. Kalbindeki son umut kırıntısı da o bakışla beraber sönmeye başlamıştı. Vehbi`nin adımları odanın içinde yankılandı. Sanki her adımı kadının kalbine çakılan bir çivi gibiydi. Bir an duraksadı, nefes aldı, ve hiçbir duygu göstermeyen bir sesle üç kelimeyi arka arkaya söyledi:
“Boş ol. Boş ol. Boş ol.”
Sözler odanın içinde yankılandı, her biri bir tokat gibi kadının yüzüne çarptı. Zaman donmuş gibiydi. Kalbinin ritmi hızlandı, başı döndü. Bu üç kelime, yılların acısını, hayal kırıklığını ve korkuyu taşımıştı. O anda Vehbi`nin sözleriyle sadece bir evlilik değil, kadının hayatı da paramparça olmuştu. Artık geriye kalan tek şey, bir yıkıntıydı.
Zümrüt Hanım, zaferle dolu bir gülümsemeyle saçlarını bıraktı. “İşte bu kadar,” diye fısıldadı, sanki zaferini ilan ediyormuş gibi. Genç kadın gözyaşlarına boğuldu. Her şey bitmişti. Ama bu bitiş, sadece bir evliliğin sonu değil, tüm umutlarının tükenişiydi. Yavrusunun yokluğu, kocasının ilgisizliği, kaynanasının acımasızlığı... Hepsi birleşmişti. Şimdi ise ortada sadece kırık dökük bir hayat kalmıştı.
Vehbi, arkasına bile bakmadan kapıya yöneldi. "Bu kadarı yeter," dedi, soğuk ve duygusuz bir sesle. Sanki hiçbir şey olmamış gibi odadan çıkıp gitti. Korumalar kapıda bekliyordu. Zümrüt Hanım onlara bir işaret etti, genç kadına yaklaşarak kollarından tutup onu ayağa kaldırdılar. O, ne direnebildi ne de konuşabildi. Gözyaşları yanaklarından süzülürken, sessizce kaderine razı gelmekten başka bir şey yapamıyordu.
Ama kalbinin derinlerinde, bir yerlerde bir isyan filizleniyordu. Bu sadece bir son değil, bir başlangıç olmalıydı.
|
Anemon Çiçeği
"Bir törenle sevgilisini ölüler diyarına göndermek için Adonis`e hoş kokular sürer. Onu sarıp sarmalar. Adonis ölmüş olsa da vücudundan dökülen kanlar ona sürülen kokuyla karışır. Bu güzel kokularla sarmalanan Adonis`in kanı yeryüzüne dökülür ve döküldüğü yerde Anemon çiçeği baş verir."
Bakışlarım denize döndü tekrar. " Demem o ki ; Anemon çiçeği, Adonis ile Afrodit`in imkânsız aşkını temsil eder. Kaybedilmiş aşkı, acıyı temsil eder."
"O zaman," Dedi Erdal. "Hikayesini biz değiştirelim mi?" Diye sorduğunda , yine saçma bir şekilde heyecanlandım.
"Değiştirelim." Dediğimde , elime uzandı ve tuttu. Onun teni beni iyileştiriyordu.
"Bu çiçek , bizim aşkımızı temsil etsin. Erdal ve Sare`nin aşkını. Deniz kenarında el ele tutuşurken , ellerimizin arasında olan çiçekler olsun. Temizliği ve saflığı temsil etsin." Dediğinde gülümsemem büyüdü. Bakışlarım ona tekrar döndü. Baş parmağı ile okşadığı elimin üstüne baktım. Sonrada gözlerine , yeşil gözlerine. Beni ölümlerden ölümlere sürükleyen gözlerine.
|
BAZI İNSANLAR YAŞAMAZ
Rus mafyası & arkeolog
Hayatının en büyük keşfini yapmıştı. Bütün dünyanın gözü kendisinin üstündeydi. Her şey hayallerindeki gibi oluyordu ta ki yıllarca çalıştığı profesörün onu hiç beklemediği bir durumun içine sokana kadar.
|
taht kavgası
öldürülmeye çalışılıp saraydan kaçmak zorunda kalan genç bir veliaht yıllar sonra en yakın arkadaşı ve genç bir büyücü olan Lenora ile intikam planları yaparak saraya geri döner
|
Ahsen İzem Karasoy
Staj yaptığım hastanede aranan karışmış o kız çocuğu bensem?
|
Yalancı bakışlar
Bir kız ve mahalle abisi ham aynı zamanda abisinin can dostu sude kalbine söz geçirebilecekmiydi...
|
Mayıs Papatyası
1 ay vaktim vardı. İçimdeki nefretin, öfkenin, sevginin geçmesi için kendime verdiğim 1 ay.
|
Arafta Açan Güneş
Bir yaralı yürek..
O yaralı yüreğe tek derman yine yaralayan..
Urfa da sevdaları konuşulacak kadar büyükken ayrı düşen iki kalp..
Yıllar sonra bir araya geldiklerinde sevdalarına yenik düşecekler mi?
Peki geçmiş yılları telafi etmek mümkün mü?
Senem, Siyabend`in Güneşi..
Siyabend, Senem`in Araf`ı
Güneşi gittiğinde hayatı karanlığa hapsolmuş, döndüğünde yeniden açacak mıydı Güneşi.
Araf`ta yeniden Güneş açar mıydı?
Hadi hep beraber şahit olalım bu ikilinin savaşına aşkına...
Başlama Tarihi: 01.10.2018
|
AŞKIN RAPSODİSİ (Kısa Hikaye/ Tamamlandı)
İş hayatında çok başarılı bir adam olan Cihan ve kendi ayakları üzerinde durmak, her şeyi kendi başarmak isteyen bir kadın Aslı...
Güzel giden ilişkileri, Aslı`nın kafasının karışmasıyla birlikte evlenmekten vazgeçmesiyle biter. Aslı başka bir şehirde sıfırdan hayat kurup istediği başarıyı elde etmesini, ülkede adı bilinen, saygı duyulan, aranan bir iç mimar ve tasarımcı olurken hayatında bir şey eksiktir.
Cihan ise kendini işine verip daha da başarılı olurken hayatını Asel ile doldurur. Küçük kız ona yeniden umut olup, iş dışında da bir hayat olduğunu tekrar hatırlatır. Cihan en sonunda işi uzaktan yönetmeye karar verip İzmir`in küçük bir kasabasına taşınır. Hayatını Asel`e adayıp, onu mutlu etmek ve onunla dolu dolu vakit geçirmek ister.
İşte kader tam o anda devreye girer ve Cihan`ın taşınmak istediği çiftlik evi için ayarladığı adam iç mimar olarak Aslı ile anlaşır. İşte kader onları yine karşı karşıya getirmiştir.
Sonra ne mi oldu? Gelin birlikte bakalım olacaklara.
|
Geçmişin gölgesi
İnsanın mutluluktan havalara uçtuğu, o günün hiç bitmesini istemediği zamanlar olurdu bazen. Öyle ki yaşanılan rüya gibi bir gün öyle bir kıyamete çevrilmişti ki enkazında iki kişi kalmış birbirlerinden haberleri olmamıştı. Bitti sanıldığı hikaye daha yeni başlıyordu oysa ki.
|
Işığı Bırakma
Gerçek ortaya çıkacak ve bu benim hiç de hoşuma gitmeyecekti. Onu benden almalarına izin veremezdim, vermezdim. Buna kimse cesaret etmemeliydi.
" Beyefendi bırakır mısınız çocuğu lütfen? Sinirlenmeye başlıyorum artık."
` Hanımefendi bakın, tanıyorum diyorum neden anlamak istemiyorsunuz?`
" Ya ben nereden emin olacağım tanıdığınıza, alnınızda yazmıyor ki. Çağan çocuğum sen tanıyor musun bu adamı ?"
` Hayıy öyetmenim `
" Bakın gördünüz mü tanımıyor çocuk işte sizi "
` Hasbinallah, Çağan amcacığım ama ayıp oluyor tanımıyorum falan. Hadi bak uğraştırma bizi alıp götüreyim seni babana. Bizi bekliyor merak etmiştir neden gelmedik hâlâ diye.`
" Beyfendi polis çağıracağım gitmezseniz artk."
|
Doğu ve Batı
Bir Mardinli bir Ağa`nın oğlu ile ve Bir İzmirli Türk ailenin kızının zorlu imtihanli aşkı üniversiteside başlayan aşkı
|
Yasemin
Normal bir yaşam süren Yasemin , Virgin bu normalin aslında gerçek olmadığını öğrenir. Sakin bir yaşamı varken aksiyon ve karmaşalarla boğuşmaya başlar. Ne mi oluyor ,gelin birlikte okuyalım.
|
Çaresizliğin pençesinde
Her uyandığım sabaha öfkeliyim. Her aldığım nefes sanki emanet oldu akciğerlerimde. Kafamı her gece yastığa koyduğumda çaresizliğimin altında eziliyorum, gözlerim uykuya platonik.. içimde anlamlandıramadığım kocaman yaralar bu genç yaşımda neydi beni bu hale sokan ? İçimdeki yaralar nasır tutmuyor neden ? Neden bu bitmek tükenmek bilmez sancılarım her gece ? Neden kimse duymuyor sessiz yakarışlarımı neden kimse kulak asmıyor ? Herkes neden bu kadar yakınımdayken uzaklar bana ? Bu kalabalığın içinde neden bu kadar yalnızım neden…?!
|
Jutenya
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed`e nam salmış kadın.
Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed`in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevdi ve sevdiği adam için ailesini herkesi karşısına aldı.
Adam çok sevdi... Sevdiği kadın için ölüme gider gibi Karadağlı konağına girdi. Tüm olumsuzluklara rağmen ikisi el ele tutușup herkesi arkalarında bırakıp çıktılar.
Aradan geçen 3 yıl sonra hüküm verildi. Ağanın soyu devam etmeliydi ve Keje üstünde ki beyaz gelinlikle... Düğünlü davul zurnalı bir şekilde Mirakan konağına giriş yaptı.
Heja aklını yitirdi göğsü sıkıştı... Hayır kocası onu seviyordu yapmaz dedi. İnsan gözüyle gördüğüne kalbiyle inanmak istemiyordu. Heja inanmak istemese de her şey bütün gerçekliğiyle ortadaydı.
Mirakan konağında acı bir gerçek... Kuma!
Bu kitapta Amed`e nam salmış güçlü ve asil kadın Narin Karadağlı var.
Ben hem okuyacağım, hem de sevdiğim adamla evleneceğim deyip töreye aşirete baş kaldıran Narin Karadağlı var.
Bu kitapta sevdiği adam için herkesi karşısına alıp, ihanete uğrayan Heja Karadağlı... Bir kadının en güçlü isyanı.
Bu kitapta sessiz çığlıklarını duyuramayan sevdiği adamın abisine eş giden Berfin Mirakan var.
Ve bu kitapta sevdiği kadın için herkesi karşısına alan sabrın sadakatin en güzel hali Ömer Mirza Karahan var.
Heja güzelliği cesareti ve asiliği ile
Amed`e nam salmış kadın!
Ağir yakışıklılığı bastığı yeri titreyişiyle Heja`nın kalbini fethetmiş adam!
Hazar Karadağlı sevdanın en güzel tonu... Sevdiğim kız mutlu olsun varsın bensiz nefes alsın diyen genç yağız bir delikanlı. Onun mutluluğuyla bende nefes alırım diyen bir adam.
Mirakan konağına düşen bir ateş kuma gelen Keje Mirakan... senin yapamadığını ben yapmaya geldim dedi, karşısında ki kadını yaktığını bilerek. Bastığı yer alev alıyordu.
|
Tarihi Aşk
2024 yılından işgal altındaki Osmanlı Devleti`nin son dönemlerine uzanan bir aşk hikayesi...
Karakterler ve olaylar hayal ürünüdür. Ancak tek gerçek Mustafa Kemal Atatürk`tür.
|
HASRET
İnsanın kaderinde ne varsa o gelir başına. İnsanın değil Allah`ın dediği olur. Ve istediğin bir şey olmuyorsa, mutlaka senin için hayırlısıdır.
|
Büyümek Şarkısı
külü ateşle korkutmazsın
|
BAŞIMIN TACI
BIÇAKÇI aşiretinin ağası Hüseyin Alaz`ın töre denen saçmalıklar silsilesi ile mücadelesini ve hiç ummadığı bir zamanda uğradığı saldırı sonucu tanıştığı doktor Tuğsem`le çekişmeli ilişkilerini okumaya ne dersiniz. Urfa`nın sert ağasının gri mavi gözlü şirin öğretmenle sınavı da belki dikkatinizi çeker.
Kitappad de bu isim ile yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalınma durumunda yasal yollara başvurulacaktır
|
KAÇIŞ
Feray... Küçük yaşta büyümek zorundaydı. Hissiz, umursamaz ve asla gülmezdi. Yetimhanede, Ayaz ile tanışana kadar. Ayaz, onun ilk ailem dediği kişiydi. O iğrenç yetimhanede, bir tek Ayaz`ına güvenirdi. Ta ki, kurtuluş günlerinde, Ayaz`ın, Feray`ı bırakmasına kadar.
|
ÇIKMAZDA AŞK VAR!
Aşk itirafları çıkmazda olurdu bu mahallede. Gençler arasında sözsüz bir anlaşma gibiydi. O yüzden şuan çıkmaza doğru gidiyordum. Herhangi bir cesaret kaybı yaşamamak adına kızların yanında mesajı atmıştım. Üst üste gelen mesajlara göre çoktan gelmişti. Tahmin ettiğim gibi çoktan gelmiş elindeki telefonla oynuyordu Cengiz. Kafasını kaldırıp sokağın başını kontrol ettiğinde benimle göz göze geldi.
" Hele şükür kızım ya! İki saattir buradayım!" dediğinde göz devirmeden kendimi alamadım.
" 10 dakika önce mesaj attım. Abartma istersen?" diyerek tam karşısında durdum. Herşeye inatlaşarak konuşmak kolaydı. Şuan nasıl konuşacağımı unutmuş gibiydim.
" Sizin 10 dakikanız yarım saat hanımefendi neyse olan oldu ağaç olduk artık şimdi neymiş derdin anlat bakalım fındık kurdu" diyerek kollarını göğsünde birleştirip sırtını iyice duvara yasladı.Biraz sonra bu rahatlığı olmayacaktı. Lafı hiç uzatmadan söylemeliydim. Derin bir nefes 1-2-3. Başarırsın kızım!
" Cengiz sana tutuklu kaldığımın farkındasın değil mi?" Sanırım bir polis adayına edilebilecek en afili aşk itirafıydı bu. En azından şuan yüzü onu söylüyordu.
|
ÇAĞRI
Geçmişin adım adım gölgesiymişçesine takip ettiği bir ruh...
Gölgesinden kaçmak için ruhunu yakmayı göze alan bir kadın...
Ya ruhunu yakıp kurtulacaktı ya da ölüm sürekli ruhunda vucüt bulacaktı.
Bu lanetten kurtulabilecek miydi? Sevdiklerine zarar gelmeden geçmişini ruhundan söküp atabilecek miydi?
"çok tuhaf" anlamsız gözlerle kendisine bakan kıza tarifi imkansız bir çekim duyduğu aşikardı ama böyle giderse öleceğini de biliyordu.
"tabutta yatman yani"
"ruhumu geri aldığımda bana da anlamsız gelecek. O güne kadar bu tabut benim evim. Beni temsil eden tek şey bu.
" ölümün seni temsil ettiğine nasıl bu kadar eminsin? "
" temsilci olan ölüm değil. Benim kahverengi."
Yüzündeki alaycı ifadeyle tabutuna yavaş yavaş uzanmaya başlamıştı.
"Uyandığında burada olacağım. Bu saçmalığa birlikte son vermenin bir yolunu bulmayılıyız."
Kadın kısık ama histerik bir kahkaha attı.
" sen uyandığında ben burda olmayacağım ama" diye fısıldadı. Lanetli ruhu yok etmenin yolunu bulmuştu.
|
Kızıl Şeytan (Berdel)
Pencerenin kenarında tekerlekli sandalyede, ölmeyi bekleyen adama! Berdel olarak verilmiştim..
Urfa`nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı...
Liya Dağdeviren
Hazar Harzemşah
@! Tüm haklar şahsıma aittir. Çalıntı veya kopyalama durumunda yasal işlem başlatılacaktır!.
|
0% |