KARANLIK İÇİNDE
karanlık çökerken izledim./
daha da hızlandı büyümesi./
karanlıktan aldı boyunu./
karanlıkta aldı.
|
Hafıza Kartı
Boş bir beyin, tanımadığı insanlar, koştuğu yollar ve daha nicesi...
O nasıl mafyanın birisine bulaşmış olabilirdi ki? Peki ya polislerle ne alâkası vardı? O kimdi? Sen kimdin?
[Kapak tasarımı kendi şahsıma aittir.]
|
Kül
Karlar dağılmış kimliğimin altından sızan kanımla erirken,
Yanağım soğuk betonda üşürken,
Gözlerimi dikip izlediğim gelecek; geçmişimin iplerinden kurtulup önüme düşerken ve tüm çocuklar önümde anlamsız oyunlar oynarken ben hayata karşı sessiz çığlık eşliğinde bir söz verdim.
En güzel oyunu ben oynayacaktım.
|
MÜBREM & MAKTUL (+18)
Bir varmış bir yokmuş hikaye böyle başlamış...
Bu davada asıl suçlu kim?
Düzelteyim
Bu davada asıl masum kim?
Yılın son gecesi en fazla olabilirdi ki?
Bu hikaye kimsesiz kimseler için, bu hikaye öldürülmek zorunda kalmış, zincirlerle göklere asılmış kimseler için...
~Yeni yıl yeni umut ve dilekler vadediyordu ancak artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı...
Karakola düşen asılsız bir suç onlarca hayatın yok oluşun eşiğine gelmesine sebep olabilir mi?
Evet.
YIKILMASI BEKLENEN LUNAPARKTA ZİNCİRLERLE ASILMIŞ ON DÖRT ÇOCUK!
Davada masum kimse var mı?
Bir tarikat kuruldu, katliamlara başladı masumlara zarar verdi. Bir örgüt kuruldu, umut vadetti...
Bir polis bir savcı ve onlarca masum!
|
Motorcu: Adı Bela
Bir iş uğruna insanları öldüren motorcu bir katil ve katılın peşine düşen kadın polis...
~
Herkes küçük bir çocukken saftır. Hem temiz anlamında, hem de kolayca herkese kanan ve güvenen anlamında.
Güvenmek aptallıktı.
|
Yalancılar ve Mumları
Yalanlar can alır mıydı?
Onlarınki almıştı.
Yıllar sonra bir araya gelen bir arkadaş grubunun eski günleri yad etmek için gitmeye karar verdikleri dağ evinde bir cinayet işlendi.
Atan dokuz kalpten birisi durdu, durduruldu.
Yanan dokuz mumdan birisi söndü, söndürüldü.
Onlar on dokuz Ocak sabahına bir ceset ve bir katil ile uyandılar.
Bu cinayeti kim, neden işlemişti?
Katili bulmak zordu, onlar önlerinde yanan bir mum olmadığı sürece kusursuz yalancılardı.
Ama her yalancı elbet bir gün mum ışığında yansıyan gölgesiyle yüzleşmek zorunda kalırdı.
Değil mi?
|
Gece Yarısı Bekçileri
Kasabanın dar sokakları, gece olunca bambaşka bir kimliğe bürünürdü. Gündüzleri ne kadar sakin ve huzurluysa, geceleri bir o kadar gizemli ve tehlikeliydi. Özellikle son aylarda artan hırsızlık ve kayıplar, kasabanın huzurunu iyice kaçırmıştı. İşte tam da bu yüzden, kasabanın en cesur dört kişisi bir araya gelerek "Gece Yarısı Bekçileri " adını verdikleri gizli bir ekip kurdu.
|
Sessiz Çığlık
Tunç, sıradan bir dedektif değil. Kayıplarının gölgesinde boğulan, alkolle unutmaya çalışan, her gün biraz daha çözülen bir adam. Ama şehirde işlenen yeni bir cinayet, onu tekrar gerçeğin sert yüzüyle karşı karşıya getiriyor. Genç bir tekstil işçisinin ölümü, elit bir iş kadınının evinde bulunmasıyla daha da karmaşık bir hal alıyor. Asistanı Elif`in desteğiyle cinayetin gizemini çözmeye çalışırken, Tunç`un zihnindeki sessiz çığlıklar giderek daha güçlü yankılanıyor. "Sessiz Çığlık", sadece bir cinayeti değil, geçmişin yaralarını da deşecek bir hikaye.
|
Bloody Violin
Yaşamak, acı çekmektir. Hayatta kalabilmek ise bu acıda anlam bulmaktır…
Tw: Bu bir polisiye kitabıdır. Cinayet, silah, kan gibi öğelerden rahatsız oluyorsanız okumasanız iyi olur.
|
İNSANLAR VE BEKLENTİLERİ
İnsanlar eline dolu bir silah almana sebep olur, ama tetiği çekme sebebin her zaman beklentileridir.
|
PROFESYONEL
O bir hırsız.
Dahası dolandırıcı ve yalancı.
O bir profesyonel.
Üstelik gerçek bir dâhi.
Ve şimdi polisin ona ihtiyacı var.
|
17 EYLÜL
17 Eylül 1998`de, hamilelik sürecini daha sağlıklı geçirmek için eğitim veren bir kurumda çıkan yangın sebebiyle sekiz ayını doldurmuş hamile kadınlardan birkaçı, yangından etkilenip erken doğum yaparlar. Bu sebeple İzmit Seka Devlet Hastanesi`nde, 17 Eylül 1998 gününde toplam 11 çocuk dünyaya gelir.
Seneler sonra bir seri katil, 17 Eylül 1998, İzmit Seka Devlet Hastanesi doğumlu iki adamı peş peşe iki sene doğum günlerinde öldürür; biri 17 Eylül 2025`te, diğeri ise 17 Eylül 2026`da vahşice katledilir. Davanın savcısı Erkin Gümüşpala, bunun bir seri cinayet olduğunu kavrar kavramaz deliye döner çünkü yakın arkadaşı Cumhuriyet Savcısı Varan Alp Çakmak da aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelmiştir.
17 Eylül 1998, Seka Devlet Hastanesi doğumlu yetişkinler tehlikededir. 2027`ye kadar çözülemeyen dava, gelip çatmıştır. Peki bu tarihten itibaren neler yaşanacaktır? Bir araya gelen kuvöz arkadaşları, seneler sonra anlaşabilecek midir? Üstelik kimi avukat, kimi savcı, kimi polis memuru, kimi doktor olmuşken...
BU KİTAPTA GEÇEN KİŞİ, KURUM VE OLAYLARIN TÜMÜ KURGU GEREĞİ YAZARIN HAYAL ÜRÜNÜDÜR, GERÇEĞİ ASLA YANSITMAMAKTADIR.
TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
|
Özel Zirve Koleji
Neşe çeşitli tatları denemeye seven bir kızdır. Fakat ailesi fakir olduğu için yeni lezzetleri deneyemiyordur. Bir gün Özel Zirve Kolejinin başarılı öğrenciler için uygulamış olduğu bursu öğrenince Neşe, Özel Zirve Kolejinin hazırlamış olduğu bursluluk sınavına girerek orada okumaya hak kazanır. Okula gittiğinde ise hayal ettiği gibi bir sistem ile karşılaşmaz. Okulun ona özel platin limitsiz kredi kartına sahip olabilmesi için okul müdiresinin kendisine verdiği görevleri yapması gerekmektedir. Neşe bunu kabul etmesiyle hayatı değişmeye başlar. Bu yolculukta Neşe okuldaki öğrenciler hakkında ve okul hakkında birkaç sır öğrenecek. Bakalım bu sırlar neymiş? Gelin hep beraber öğrenelim.
|
GİZEMLİ CİNAYET
Sosyal medya da içerik üreten Yonca bir video çekimi için dağın başına gider. Kameramanı Tuna da ona eşlik eder. Video çektiği esnada aniden kamere yere düşer. Fakat her şeyi kayıt altına alır. Daha sonra bir daha bunlardan haber alınamaz. Komiser Kardeniz bu olayı çözmek için işe koyulur. Acaba Kardeniz komiseri neler bekliyor.Bu gizem ve gerilim dolu macerada bizimle olmaya hazır mısınız!
|
Kâbus
Cinayet büro amirliğinde komiser olan Oğuz, çok küçük bir çocukken ailesi bilinmeyen biri ya da birileri tarafından katledilmiştir.
Bu travmayı yıllarca atlatamayan Oğuz `u kâbusları da rahat bırakmaz. Ta ki ; kâbuslarından biri gerçek olana kadar..
|
Gizil
Zehre annesini kaybetmesinin ardından resmen bütün hayatı dağılırken kendisine gelen gizli bir kutu ile aslında doğru sandığı bütün yanlışların peşine düşmeye karar verir.
"Bir bakış bir bakışa neler anlatır, bir bakış bir bakışı senelerce ağlatır."
Yayım tarihi:Çarşamba
|
SUÇLULAR VE MASUMLAR
"Ravensbrook kasabası, sırlarla dolu gölgelerin ardında bir karanlık saklıyor…"
Kasabanın sakinliği, ardında sakladığı sırlarla her an patlamaya hazır bir volkan gibiydi. Ravensbrook`un sessiz sokaklarında art arda işlenen üç cinayet, tüm kasabayı korkunun pençesine düşürür. Amber ve Rosa ise kendilerini bir anda bu karanlık olayların merkezinde bulurlar. Kardeşler, birbirlerini korumaya çalışırken, Amber`in geçmişin izleriyle boğuştuğu ve Rosa`nın onu karanlıktan uzak tutmaya kararlı olduğu bir mücadeleye girerler.
Ancak Amber`in gördüğü gölgeler ve duyduğu sesler sadece zihninin oyunları mı, yoksa kasabanın derinliklerinden yükselen karanlık bir gerçek mi? Cesetler birer birer bulunurken, Ravensbrook’un derinliklerinde gizlenen sırlar yüzeye çıkmaya başlar ve Amber, korkularıyla yüzleşip kardeşinin son sözlerindeki şifreyi çözmek zorundadır. Her adımda artan gerilim, gerçeği ortaya çıkarma çabasını daha da zorlu hale getirirken, herkesin hayatta kalamayacağının işaretlerini vermektedir.
Gölgelerin içinde saklanan katili ararken, her bir adımda tehlikenin derinleştiğini ve kasabanın sırlarının daha da karanlıklaştığını hissedeceksiniz. Ravensbrook`ta hiçbir şey göründüğü gibi değil. Hazır mısınız?
|
Codename Vegas
"Eninde Sonunda Seni Yakalayacağım Vegas!"
"Keşke tam Adımı bilsen Amirim Sürekli Vegas Diyip duruyorsun"
Onunla Alay Ederken O Yüzüme Yumruk Atmıştı Yinede Sırıtarak Onu izledim
|
ZİNCİRLEME CİNAYET | Kıyamet Sezonu
İstanbul’un her bir köşesinde ard arda cesetler bulunmaya başlanır. Tüm ülke ayağa kalkar.
Herkesde korku ve panik hakimdir. Birbiriyle alakası olmayan bu insanları birbirine bağlayan tek şey kanlarında ne olduğu saptanılamayan tuhaf bir maddedir…
İstanbul’un bir seri katili mi var?
Katil kurbanlarını nasıl seçiyor?
Maktüllerin kanlarında bulunan bu madde ne?
Komiser hızla odaya girdi.
“Başkomiserim maktülü araştırdık.”
“Eeee kimmiş? Neciymiş?”
“Başkomiserim bir bilgiye ulaşamadık.”
“Anlamadım?”
“Başkomiserim, maktülün ne adını bulablidik ne ailesini ne de işini. Adamın hiçbir yerde kaydı yok. Hiçbir mobese kamerasında gözükmüyor. Sanki hiç doğmamış, sanki hiç yaşamaış gibi. Sanki…sanki bu dünyadan değil gibi…”
|
Gerçek Kalp Hırsızı
Kalbinizin çalınmasını ister miydiniz?
Yakışıklı bir adam karşınıza çıkıp kalbinizi çalmak istese ona ne derdiniz? Cevabınız evet ise bu sizin korkudan uzak son anınız olacaktır.
Neden mi?
Çünkü o yakışıklı adam kelimenin tam anlamıyla gerçek bir kalp hırsızı. Kalbinizi alacak ve bir sürü başka kalple dolu bir odada saklayacak.
Peki neden yaptığını öğrenmek ister misiniz?
Evet mi?
O zaman kitabın ilk bölümü sizi bekliyor.
|
GERİDE KALANLAR
Maral Çetin`in babası Hüseyin Çetin, emekli istihbarat görevlisidir. Bir gün Maral, evde olmadığı bir gün babasının intihar haberiyle sarsılır ama babasının intihar ettiğine inanmaz. Maral inanmasa da, Hüseyin Çetin kızına bir mektup yazmıştır. Babası mektubunda kızını iş arkadaşına emanet ettiğini yazmıştır. Maral, babasının arkadaşını bulmaya gittiğindeyse arkadaşının da vefat ettiğini öğrenir.
Maral, ölümlerin tesadüf olduğuna inanmaz ve şüphelerinin peşinden gitmeye karar verir. Böylece babasının arkadaşının oğlu olan Alim Polat ile yolları kesişir.
|
SESSİZ KALBİM
İki mafya babası ortaklıklarını güçlendirmek için anlaşmalı bir evlilik yapacaktır ama çocuk bu durumdan hiç memnun olmayacaktır çünkü konuşamayan dilsiz şımarık bir kız çocuğu ile evlenecektir.
|
İzafi
Benliğimdeki Rönesans`ın içinde daima bir Orta Çağ vardı. Ve ben bunun farkındaydım. Babam da öyle! Fakat diğerleri değildi. Önder de öyle! Büyük bir hata yapmış Orta Çağ`ımın kapısında duran nöbetçiyi öldürmüştü. Böylelikle kapı açılmış ve ikimiz de geri dönüşü olmayan bir yola girmiştik.
|
13 aralık cinayetleri
bir kadına kıydılar bin çocugu taciz edip öldürdüler ve dünyayı bir kaosa sürüklediler ölen kadınalrın kıylan cocukların intikamı uğruna varım ben...onlara kıyanları hayata bırakmayacam... bunlar providing justice` ın sözleridir andım olsun ki yaşamatıklsrınızı yaşatmadan öldürmeyecem sizi...!
BU ANKA KUŞU`NUN ADIDIR.
|
KANAYAN KALPLER
“Çık çıkalım çayıra.
Yem verelim ördeğe.
Ördek yemini yemeden
Ciyak miyak demeden
Aldım baktım kimi çıkardım?”
Koridorda sessiz ama kendinden emin adımlarla yürürken bir yandan elinin tersiyle alnındaki terleri siliyor bir yandan da ısrarla bu tekerlemeyi söylüyordu. Soğuk ses tonu tekerlemenin sonuna geldiğinde daha da korkunç bir hâl alıyordu. Özellikle de son kelimeyi söylerken.
“Aldım baktım kimi çıkardım?”
Ayakkabısının boş koridorda çıkardığı ses evin içinde yankılanıyordu. Tık tık tık... Attığı her adımda ona daha da yaklaştığını hissediyordu. Bu his kalbinin daha da hızlı atmasına, heyecanının içine sığamayacak kadar çoğalmasına sebep oluyordu.
Artan heyecanını dizginlemek zorundaydı. Bu, onun için geri dönülemez bir hataya sebebiyet verebilirdi. Tekerlemeyi söylemeyi bitirdikten sonra kısa süreliğine durup etrafı dinlemeye başladı. Gözlerini kapattı. Nefesini tuttu. Onu bulma arzusunun yarattığı his tepeden tırnağa bütün vücuduna yayılmıştı.
“Neredesin?” Ses tonu sanki en sevdiği şarkının en sevdiği kısmını söylüyormuş gibi çıkmıştı.
Bir kahkaha patlattı. Neşesi giderek daha da artıyordu. Ardından elinde duran kanlı vazoyu duvara fırlattı. Çıkan sesi duyduğuna emindi. İliklerine kadar korktuğunu hissetti. Belki de ağlıyordu. Ağlaması gerekiyordu. Bir insan ölüme bu kadar yakınken gülemezdi.
“Sıra sende.” Yeniden bir kahkaha patlattı. Sonrasında yüzündeki gülümseme aniden kayboldu. Sert yüzü daha da gerilmişti. Dişlerini sıkıyordu. İçindeki öfke garip bir şekilde artamaya başlamıştı. “Sıra sende küçük sıçan.”
Artık tekerlemeyi söylemek yerine bunu söylüyordu. Duymasını istediği şey artık tekerleme değil sırasının geldiğiydi.
Nihayet koridorun sonuna geldi. İçinden bir his onun, karşısında duran kapının arkasındaki odada olduğunu söylüyordu. Adımlarını yavaşlattı. Sağ elini arka cebine atıp küçük çakısını kavradı. Çakısının üzerindeki kan damlaları karanlıkta adeta elmas gibi parıldıyordu. Heyecandan nefes alışveriş hızı artmıştı. Derin bir nefes verip sol eliyle kapının kulpunu kavradı. Bu sefer sona gerçekten yaklaşmıştı. Kapının kulpunu yavaşça aşağı indirirken elinde duran çakısını daha sıkı kavradı. Kapı açıldıktan sonra yavaşça itti. Gözleri daha fazla parlamaya başlamıştı. Alaycı gülümsemesini yeniden yüzüne yerleştirdi.
“Bingo!”
Yayınlanma Tarihi: 08.10.24 01:35
|
SUÇ ORTAĞIM
Bir nefes kadar yakındı. Korku tüm bedenimi kaplarken karanlıkta bile fark edebildiğim kehribar rengi gözlerini bir saniye bile olsun çekmedi gözlerimden.
Bakışları oldukça keskindi, korkudan kalbimi yaralayacak kadar keskin.
"Sen..." deyip sustum, devam edemedim. Boğazım düğüm düğüm oldu. Titreyen ellerimi göğsünden çekmedim. Bana daha fazla yaklaşmasına izin vermedim ve gözlerimi kaçırdım.
Kaçacak hiçbir yerim yoktu. Hapsolmuş gibi çaresiz ve korkak hissediyorum.
O konuşmayınca kendimi toparlayıp yeniden gözlerimi ona çevirdim ve cümlemi tamamladım.
"Polis falan değilsin!" İtiraz etmezken ekledim.
"Suçlusun." dedim inanmak istercesine. Biraz daha yaklaştı.
Eğildi, yüzlerimizin arasındaki mesafeyi iyice kapattı. Burnum boynuna değerken derin bir nefes aldım. Kokusunu hissedince gözlerimi kapadım.
"Ben Ateş, Ateş Demirkan!" Donup kaldım karşısında.
Ateş, Ateş Demirkan...
Göğsüm yaşadığım şeyin büyük korkusuyla hızla inip kalkmaya başladı. Aynı zamanda Boynuma çarpan nefesinden rahatsız olup, yutkundum.
"Büyük bir suç işlenecek." Ne demekti şimdi bu?
Büyük bir suç işlenecek!
"Ve sen, Mira Aksoylu, gördüklerinden sonra bu suça ortak olmaktan başka seçeneğin yok!" dedi tek bir nefeste. Algılama yetimi kaybetmiş gibi ne söylemek istediğini anlamazken geri çekildi ve gözleri yeniden gözlerimi buldu.
"Artık beraberiz!"
Karar alındı, hüküm verildi!
Artık beraberiz!
|
Ölüm Çemberi
Tik... Tak... Tik... Tak...
Ölüm saatine son 10 dakika.
Arabada.
Yolda.
Tik... Tak... Tik... Tak...
En sevdiğim eğlence.
...
5...
4...
3...
2...
1...
Ve 0...
Kalbi durur.
Nefes alamaz.
Araba kaza yapar.
Beyin sarsıntısı ve ölür.
|
İNTİKAM POLİSİ
Ablasının katilini arayan Aynur Yıldız üç seçenek arasında kalır ve bunlardan birini seçmek zorundadır. Bunları düşünürken karşısına Cenk çıkar ve ondan hoşlanmaya başlar. Ailesi hakkında bilmediği birçok şey öğrenen Aynur`un ilk başta tek amacı intikam almaktır. Fakat işleri planladığı gibi gitmez.
|
0% |