8 Kişi
4 kişilik bir kız grubu olan Umay,Lavinia,Beren ve Deren 4 kişilik bir erkek grubu olan Akgün,Uraz,Pusat ve Ata ile ortak bir grup olursa ne mi olur...
|
Oğuz Atay-Tutunamayanlar
Oğuz Atay`ın modernist romana özgü teknikleri kullanarak kaleme aldığı Tutunamayanlar, bireyin varoluş sorununu merkeze alarak, kişilerin yaşadığı dünyayı anlamlandırma kaygısını, dünya üzerinde kendine bir yer edinme endişesini ve bozulan benlik bütünlüğünü yeniden inşa etme çabasını anlatır. Romanda tutunamayan, içinde yaşadığı topluma uyum sağlayamayan, yalnızlaşmış ve yabancılaşmış aydına karşılık kullanılırken; tutunamamak eylemi, bu aydının hayat karşısında kendi varoluşunu ifade etme biçimine karşılık gelir. Çok katmanlı bir yapıya sahip olan roman, birden fazla anlatım tekniği, söyleyiş özelliği ve dilin farklı kullanımlarından meydana gelir. Tutunamayanlar`da, kişinin dünya üzerindeki yolculuğu, dış dünyanın katı gerçeklerinden bunalan bireyin içinde yaşadığı topluma uyum...
|
Bu Bir Aşk Mı?
Bale ile Dünya şampiyonu olan Damla,birçok kez aldatılan ve aşık olmamaya yemin eden Ayaz. Damla ve Ayaz bir mıknatıs gibi birbirlerini çekiyorlardı.
|
7 Numara
Bebeği öldürülen bir annenin karşısında kim durabilir? Kocası ve en yakın arkadaşı tarafından ihanete uğrayan bir kadın intikam için ne kadar ileri gidebilir?
Ortaya çıkan sırlar, geçmişten gelen bağlar, yok olan hayatlar ve yaşatılan korkunç olaylar...
Umay bebeğinin ölümünde parmağı olan herkesten alacağı intikam için bir yola çıkar ama bu savaşta yalnız olması onu çok zorlar. Birinden yardım istemesi lazımdır. Peki bu yardım isteyeceği kişi kim olacaktır?
Umay ve Oğuz ortak düşmanlarına karşı savaşırken neler yaşayacaklar?
Akıtan bütün kanlar ve yaşanan bir sürü kötülüğün sonucunda alınan bir intikam ve her şeye rağmen filizlenen, yaraları saran bir aşk yaşanır mı?
Bu hikaye mutlu biter mi?
|
İntikamdan doğan aşk
Bir intikamdan nasıl aşk olurdu ki.kin nefret den doğan aşk sevecek miydi?Bunu aşk zamanla görecekti.Ya ben yanlıştım yada aşktı.
|
Mafya'nın Pskologuyum
(Yazarın anlatımıyla)1999 Haziran 'nın 10 saat 03:30Sarı saçlı hamile bir kadın hastaneye getirildi .
Acil doğuma alındı .
|
AŞKIN İSYANI
Aşiret kurgusu.
Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır.
|
Geçmişim geleceğim
Öncelikle yazım hataları için özür dilerim ilk deneyimim
Bazen içinize sığmamış düşünceler vardır ya konuşsanız konuşamıyorsunuz sussanız kafanız patlayacak gibi oluyor belki de yalnızlıktan bu düşünceler oluşuyor bilmiyorum aslında bende bunları sizinle paylaşmak istedim
|
Çocuk Gelin Ayşe
Ülkemizin kanayan yarası olan Çocuk Gelin konusuna tepki olarak yazdığım ve bir sürü mesaj aldığım kitabımdır. Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiştir.
|
Zeytin Ağacı
2. Dünya Savaşı`nda...
|
Geriye Dönüş (TAMAMLANDI)
Bir İntikamın Can Yakan Hikayesi...
|
Haksızlık Değil Mi? (TAMAMLANDI)
Cantuğ ve Ceylan`ın hikayesi...
|
MEFTUN ÇIKMAZI
"Sanki hiçbir şey uyaramaz, içimizdeki sessizliği. Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey. Gözleri getirin gözleri."
|
YARALI KALPLER
Hayatınızın en kötü anında, size iyi gelen sadece tek bir kişi düşünün. Yanınızda olmadan yanınızdaymış gibi hissettiren sadece biri. Bende tam olarak böyle olmuştu. Yaralı ve yalnız kalbimin tükendiği anda girmişti hayatıma.
iki yaralı kalp sonunda tanışmıştı. Ben onu yaralı kalbiyle sevmiştim.
peki ya, umutsuzluğa umut olabilir miydim?
Onu kaybetmeye dayanabilir miydim?
Ona seni seviyorum diyebilir miydim?
Aşk güzeldi, sevmek güzeldi, ama zor olan birşey vardı. sevdiğini yaralarıyla sevmekti...
|
SINIRLARIN ARDINDA
*“Sınırların Ardında”* romanı, görünmez duvarların arasında sıkışmış bir genç kadının, geçmişin labirentlerinde kaybolduğu ve bir türlü bugüne ulaşamadığı içsel bir yolculuğu anlatır. Her geri dönüş, onu biraz daha geçmişin gölgelerine çekerken, bugüne adım atma umudu giderek silikleşir. Kendi içinde bir savaş veren bu kadın, cesaret ve umudu bulup, geçmişin ağır zincirlerinden kurtulabilecek mi? Her defasında geçmişe dönerken, kendini bugüne taşıyabilecek mi? Sonunda, geçmişin hayaletlerinden sıyrılıp bugünü gerçekten yaşayan bir beden olabilecek mi? Bu hikâye, insanın sınırlarını aşarak özgürlüğünü arayışının yankısıdır.
|
SUSAN YARA
BU BENİM İLK KİTABIM! İÇERİSİNDE MANTIK HATALARI VE YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR!
Özgür Tamay`ı kucağına alıp musluğa doğru yürüdü. Elini yüzünü yıkayıp, Ertük`ün çitlere astığı ceketi alıp yolcu koltuğunun üzerine koydu. Tamay`ı oraya oturtup kemerini bağladı. Çiçeğin tepkisini çok merak ediyordu.
"Annen bize çok kızacak." Küçük kız omzunu silkti. "Baba ben asker olmaya karar verdim." Özgür kızına bakıp konuşmaya başladı. "Bak, beni örnek alman güzel bir şey ama... Annen duyarsa bana kızar. Bu düşünceyi aklından sil tamam mı? Hem sen kolay mı zannediyorsun askerliği? Yapamazsın sen, narin bir şeysin." Tamay sustu. Bu susma şekli babasına trip attığını belli ediyordu.
|
AYAS
Her şeyi adaletini kendi sınırlarına göre uygulayan bir Cumhuriyet Savcısı sınır belirlemeyen vatanı için canımı dişine takmış bir asker Peki Adalet yönetim Krallık buna izin verecek miydi. (Kitaptaki zaman dilimi günümüz fakat yönetim şekli Krallık)
|
AY GİBİ IŞIL IŞIL
Adım Ayşıl`dı Ay gibi ışıl ışıl anlamına geliyordu ve bu isim benim hayatımdı. Kendimi her zaman geceyi aydınlatan bir ay gibi hissettim. Kendi berbat hayatını aydınlatan bir ay, etrafımda yıldızlar yoktu, tek başımaydım. Sonra bir dost eklendi hayatıma ve bir de yıldız, yanımda parıl parıl parlayan.
Biri karşıma geçti, kalbi hayatım kadar karanlık olan. Sen artık Gece`sin dedi. Ben gece`yi aydınlatan bir ay olmak isterken o andan itibaren gece bendim, tüm bu kötü yaşantımda elimde ki tek güzel şey ismim iken o da gitti ellerimden.
Zifiri karanlığım da yalnızca bir yıldız vardı. Sonra bir adamla tanıştım kalbi kocaman ışığı parlak olan, bir yıldız daha eklendi gökyüzüne. Hâla bir yanım gökyüzünde ay olmak istesede, karanlık bir gece olmaya alışmıştım.
Annem, her zaman benim için bir güneşti, yalnızca arada ortaya çıkar ve tüm kalpleri feth ederdi. Beni yalnızca paraya ihtiyacı olduğunda arar sonra ise ortadan kaybolurdu. Ben ise ona olan bağlılığımdan, hep daha fazla çalıştım. Ne kadar para verirsem beni o kadar sever diye düşündüm. Bir insan kızını son moda bir çanta ya da bir ayakkabı için mi sever? Bunun doğru olmadığını biliyordum ama ondan tek bir onur cümlesi işitmek için tüm ülkeyi yakabilirdim.
Babam ise benim için aydınlatmam gereken bir dünya, bana bir çok erdemi kazandıran o harika adamı her daim aydınlatmaya söz vermiştim. Ay olmayı bırakıp, gece olduğum da babamı karanlıklar içinde bırakmıştım.
Zamanla zifiri karanlıktan kurtulmak istedim ama en parlak yıldızı kaybetmekten korktum. Gece değil de ışıl ışıl parlayan bir ay olsam hâla yıldızım olarak kalır mıydı?
|
Yalnızların güncesinden
"Sakın sana aşık olmama izin verme güneş".Bir katil tarafından işe alınan 12 genç aralarında birbirine ihanet etmeye BAşlar
|
Ölümün Felsefesi
Geçmişte, ailesi tarafından derin travmalar bırakılmış bir çocuk, intiharın eşiğindeyken bir ses duydu. Bu ses, onu gerçek dünyadan alıp hayaller dünyasına, hâlâ filozofların yaşadığı bir diyara götürdü. Çocuk, intihardan vazgeçsin diye kafasını dağıtmaya çalıştı, ama yaşadığı olaylar ona sürekli geçmişini anımsatıyordu. Devamı meçhul olan bu yaşananlar, aslında çocuğun yaşama içgüdüsünün bir yansımasıydı.
kitap kapağı:@okur.yazarkelebek
|
2083: Yasak Aşk
Sene 2083,
Dünya popülâsyonu 12 milyara dayanmış durumda. Artan nüfus, zaten kıt olan doğal kaynakların en verimli şekilde kullanılabilmesi amacıyla dünya çapında bir nüfus kontrol politikasının uygulanmasına sebebiyet verdi. Öyle ki, artık insanların insanlarla evlenmesi; hatta sistemden kaçarak, yasak olan üremeye yol açmaması için arkadaşlık yapması bile yasaklanmış durumda. Aslına bakarsak, artık insanlar da diğer insanlarla vakit geçirmeyi büyük bir vakit kaybı olarak görüyor ve kendi isteklerine tam uyum sağlayabilecek olan birebir insansı görünümde olan yapay zekâ robotlarla ilişki içinde olmayı tercih ediyorlar. Karşısındakinden her istediğini, her istediği anda elde etmeyi gerçek mutluluk olarak kabul etmeye başlamış olan insanlık; farklılıkların getirdiği o çok renkliliği ve gizemli heyecanları unutmuş gibi gözüküyor.
Gerçeklikten uzaklaştırılmış olan bir grup insanın, sahtelikten kopuş ve tüm yasaklara rağmen özgürlüğe yelken açış macerasını konu alan eserde; gizem, aksiyon, dram ve aşk temalarını sonuna kadar hissedeceksiniz.
|
HAYAT İÇİNDE HAYAT SESLİ KİTAP 1-5 ARASI BÖLÜMLER
1-5 arası bölüml bölümler
|
RÜYA'DAKİ YAŞAM
Herkes hata yaptığında ikinci bir şansı hak ederdi değil mi?
Peki hatalarla dolu bir insan bu kadar yara aldıktan sonra ne yapabilirdi?
İhanet; insanın arkasına zamansız bırakılmış bir hançer. Saplandıkça derinleşen, durdukça kanatan..
Hafızada unutulmaz bir iz bırakan ve gün geçtikçe yakmaya devam eden..
Peki ya ihaneti gerçekleştiren? Ardına bile bakmadan kaçıp giden? Özüne bakıldığında bu yaralı ruh hala sevilir mi yeryüzünde yada yaşamaya devam edebilir mi içinde ki vicdan azabı ile?
Ben Rüya Alaca..
Zihnim de bir hafıza oyunu ve kapkara olan geçmişim benim kaybolduklarım.
İnsanlar beni her zaman görürler. Yoldan geçen herhangi birisi olarak. Gün içinde belki de her yerde, ama onlara namluyu doğrulttuğum zaman, ölümü iliklerine kadar hissettiklerinde anlarlar kim olduğumu.
Ecellerini getirecek olan Rüya Alaca`yı işte o anda tanırlar.
Sırlar saklı olduğunda güzeldir ve bir şey açığa çıktığında artık bir işlevi kalmaz. Ve en iyi tutulan sırlar asla paylaşılmayan ve saklı olan sırlardır.
Ben bir sırdım. Bakıldığında gördüğün ama üzerinde hiç durma gereksinimi duymadığın yıllardır prangalara vurulmuş bir sır.
Bir gün zamanı geldiğinde bu hapis hayattan kurtulup bu bataklıktan çıktığımda zaman yeryüzünün sesli insanlarını sustukları için ben kelepçeleyeceğim ve yaralı olan ruhumla haykırarak ben bağıracağım..
…
|
MARSEL
Her insan küçükken kırılmıştır illaki, insan kırıldıktan sonra ya sürekli kırılıp üzülür ya da bir defa kırıldıktan sonra onu kıran kişiye taş kesilir dediklerini duymaz kısacası artık o onun gözünde bitmiştir. Küçüklüğünde kalbi kırılmış ve büyüdüğünde taş kesilmiş bir kız duruyor karşınızda bu kişi Farah gülce Ulusoy’du, onun bir kalbi yoktu artık onun kalbi taş kesmişti.
Küçüklüğü onun için bir imtihandı, kişi dünyaya imtihan olmaya gelirdi yaşadığı hayat boyunca geçirdiği zaman imtihandır ona yıllar sonra Türkiye’den ayrılarak Rusya’ya gelmişti çünkü Farah artık dünyaca ünlü bir balerin ve dansçıydı. Farah Ulusoy dans ve baleyi aynı anda yapıyordu ve bu işte çok başarılıydı binlerce kişi onu dinlemek için geliyordu.
Pekâlâ o mutlu muydu hayır pek sayılmaz o mutluluk nedir bilmiyordu artık o duygusuz birisine dönüşmüştü, artık üzülmüyor ağlamıyordu.
Farah artık büyümüş ve olgunlaşmıştı o 20 yaşındaydı, duyguları ve yaşamındaki zorlukları onu zorlasa bile dünyalarca ünlü bir balerin olmuştu.
Aynanın karşısına geçip saçlarıma şekil vermeye başladım, saçlarımın çok fazla yıpranmaması için sadece gösterim olduğu zamanlarda saçlarımı şekillendirip ısı kullanıyordum. Çoğu zaman asık suratlıydım çok soğuk olduğum söyleniyordu ama hayranlarıma daha doğrusu buralarda olamam onların sayesinde olduğu için aileme gülümsüyordum gülümsemeyi sevmiyordum gülümserken çok fazla yoruluyordum somurtmak bir insana bu kadar mı yakışır diyorlardı hepsi yalancıydı.
Hepsinin gözlerine baktığım zaman gerçekleri görebiliyordum bu özel bir güç değildi sadece 6.hissim kuvvetliydi, giyinme odama girerek dolabımın içinden siyah tüllü elbisemi alarak aynanın karşısına geçtim, üzerimde nasıl duracağını düşündüm. Sevgili annem Monozza her güne bir video kaseti bırakmıştı ,annemin ismi Arap kökenliydi kendisi de Arap olduğu için monozza ismi onlar için gayet normaldi.
Kaseti yerleştirerek ekrandan annemi izlemeye başladım, vaktim kısıtlıydı ama her gün yaptığım gibi makyaj yaparken onu izleyebilirdim. Gözlerime koyu renklerle vurgulayarak kırmızı bir ruj sürdükten sonra yerimden kalkarak aynaya karşı “harikasın Farah” Rusya’da kendime ait bir evim vardı kapımı kilitleyerek arabama doğru ilerledim.
İstikamet ruhlarını kaybetmişler müzesiydi.
Yarım saatlik bir mesafem vardı, kendiliğinden açılan radyomu kapatarak arabamın içine hakimlik sağlayan sessizlik ile yoluma devam ettim. Düz yolda ilerliyordum müzeye yakın bir yere oturmayı tercih etmiştim ışıklarda durduğum zaman karşıdan karşıya geçmeye çalışan teyzeye dikkat kesilmiştim, sol bacağı ilk adım attığında aksarken ikincisinde sağ bacağı aksıyordu bir adam geldiği zaman yanına yardım etmek için teklif etmişti kadın anladığım kadarı ile teklifini kabul etmiş karşıya geçtikleri zaman da adam kadına acıdığı için para vermişti.
Yalancıydı.
Yola devam edip müzenin önünde park edip arka koltuktan siyah uzun kabanımı aldım, üzerime giydikten sonra arabadan inip dışı gösterişli olan binaya girdiğimde çalışanlar sıra halindeydi ,rastgele bir çalışan “merhabalar Farah hanım, lütfen bu yandan” arkasından ilerleyerek perdenin arkasında beklemeye başladım çok fazla gürültü ve çocuk sesi vardı arkadan el işareti yaparak “çocukları dışarıya çıkartın” adam “ama” itiraz ederek” çıkarın dedim” kabanımı çıkartarak karşımdaki boydan aynalara bakarak “az kaldı.” Gözlerimi kapatarak `umiy tatamanaa li altawfiq” ışıklar kapandığında opera müziği başladığında perde de açılmıştı gözlerimi yumarak etrafımda tur atarak seyircilere doğru ilerledim gözlerimi açıp sağ ayağımı yukarıya kaldırıp tekrar döndüm.
Dans hareketlerini yapıp bir andan da bale ye uyarlamaya çalışıyordum, aynı zaman da kendimi dansa kaptırmamaya uğraşıyordum, kaptırdığım an süre yi unutup dansa devam ediyordum. Şarkı bittiği zaman seyircilerin önünde eğilerek” Spasibo za prosmotr.” seyirciler alkışladığı zaman bakışları tanıdık gelen birisini gördüm evet fazlası ile değişmişti benim gösterimde benim hayatımı yerle bir eden birisinin ne işi vardı.
Kalbimin sıkışması ile dayanmaya çalıştım, içeriye girip haplarımı atmam gerekiyordu ama ben içeriye giremiyordum beynim komut vermeyi durdurmuş ve karşımdaki adamdan gözlerini alamıyordu o ise yanındaki kadınla konuşmaktan beni fark etmemişti bile
Yıllarımın katili Atilla vasilievaydı.
“İki insan da yıllarca birbirlerini görmek istediler, aynı yerlere gitmek istediler bilmiyormuşçasına karşılaşmak istediler evren onları karşılaştırdı ama onlar birbirlerini fark edemediler.”
|
Aşktan Yara Alan KADINLAR
Aşk aslında hepimizin daha çok biz kadınların ayaklarımızı yerden kesen bir adamı yada her gün iltifatlar alarak beklediğimiz o hareketler cümleler hediyeler düşünerek vaktimizi ve hayallerimizi buna harcamışız aşk`ı böyle hayal eder`ken her gün biz kadınlar duygularımız dan vurup bizim hayallerimizi ezip geçen adamları megersem düzeltip o düşündüğümüz hayalimizde olan adama düzeltebiliceğimize inandırmışız.
|
Kalbimin En Derininden
İlk gördüğüm an aşık olmuştum ona. O kara kaşlarına , o kara gözlerine tutulmuştum. Sevgim 10 yıl boyunca içimde bana yoldaş olmuş. Kalbim onu en derinlerinde hissetmiş. Kokusunu içime çekebildiğim kadar çekmiştim. Bana yıllardır dayatılan abi lafını bile ona karşı zorla söylemiştim. Herkese göre abimdi o benim , abimin en yakın arkadaşı, annemin en yakın arkadaşının oğlu , ama kalbimin sahibiydi...
|
KİMSİN SEN
"Düşmanlar heryerde, bunun için bir şeyler
yapmak lazım. "
"Nasıl bir şey?" Dedim sigaranmın nefesini dışarı üflerken. Hemencecik bitirdiği sigarasını ayağıyla söndürdü.
"Şöyle bir şey." Dedi ve elini takım elbisesinin cebine attı. Ben halen daha ne olduğunu anlamamıştım. Dizlerinin üzerine çökmüştü birde.
Ne oluyordu lan burda?!
Benim dikkatimi sadece Korel almışken bir kaç flaşın patladığını da yandan görebiliyordum. Dikkatimi çekmek için kısa bir öksürdü. Daha sonra ben ona bakarken. " Benimle bir ömür bir hayata var mısın, Sevgili eşim?"
...
|
Yalan Sayılmaz
Beni başkası sanmıştı, sandığı kişiyi oynadım.
|
0% |