Göz Aralığı
Üzerime ağır bir uyku düştü, bünyem daha fazla kaldıramadı, kendimi uykunun kollarına bıraktım. Her şey burada başlamıştı lakin nerede biteceği sisliydi.
"Doğduğumda adımdaymış görünmezlik; Görünmezlik bulaşıcıymış. Sonradan bedenimi sarmış, bulutlar tepemde, havanın sisi daima üzerimde olmuş."
|
Aşk Lakabinda
Her son bir başlangıçtır...
Her şeyin bir sonu olduğu gibi bu hikayenin de bir sonu vardı. Sahi, ne kadar zaman oldu bu oyun başlayalı? Günler, haftalar, belki de aylar yıllar geçti. Oyun içinde oyunlar, roller, maskeler… Her şey birbiri ardına sıralandı, kimin gerçek kimin sahte olduğu anlaşılamaz hale geldi. Peki aşk var mıydı bu oyunda? Aşk, o sıcak ve derin duygu, gerçekten yer aldı mı sahnede? Yoksa sadece bir fantezi, bir illüzyon muydu? Belki de aşk, bu oyunun en gizli, en korunmuş sırrıydı. Bazı anlarda, bakışların derinliğinde, dokunuşların yumuşaklığında kendini belli etti. Ama aynı zamanda, belki de en büyük yaraları açan, en büyük hayal kırıklıklarını yaratan da oydu.Bir oyunun içinde yaşarken aşkı bulmak zor; çünkü aşk saflık ister, samimiyet ister. Oyunun kuralları ise genellikle bambaşka. Bu kurallara göre oynamak zorunda olanlar, kalplerini korumak için duvarlar örerler, maskeler takarlar. Ve işte bu noktada, gerçek aşkı bulmak neredeyse imkansız hale gelir...
|
Yalancılar Derneği̇ - Texti̇ngli̇
Bilmediğimiz bir numara, yine bilmediğimiz bir şekilde telefonlarımızı önce almıştı sonra da bize bir whatsApp grubu kurmuştu.
Grup kapandığında hayatımız kurtulacaktı, grubun kapanmasının tek şartı da katili bulmaktı.
Ama siz katil değilsiniz.
Kim bilir, belki de katil sizsiniz!
05** *** ****: Buradaki herkesin iki ortak noktası var aslında.
05** *** ****: Hepinizin ölesiye korktuğu sırları var
05** *** ****: Aynı zamanda hepiniz büyük birer yalancısınız.
05** *** ****: Ve burası da Yalancılar Derneği
Başlangıç: 12.02.2024
Yazılıyor...
Olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar bulunmaktadır!
KURGUMUN ÇALINMASI DURUMUNDA GEREKLİ İŞLEMLER YAPILIYOR. KİTABIMDA REKLAM YAPMAYINIZ, KİTABIM SİZİN REKLAM PANONUZ DEĞİLDİR!
|
Bildiklerim Ve Bilmedikleriniz
Dila ve çınar beni bu küçük odaya bırakıp pansuman eşyaları almaya gittiğinde anlamıştım birşeylerin ters gittiğini.. tekrardan görmeye başladım o insan gölgesini ...yaralı olduğum için kalkamıyordum..Dila ve çınarı gözlerim yarı kapalı orada bekledim ve gerçek her neyse ortaya çıkaracağıma yemin ettim..
|
Patron Beni̇m
Ege motor galerisini görünce hızlıca cama yapıştı baya büyük bir yerdi .
Araba durunca hızlıca korumalar kapımızı açtılar Ege hızlıca indi çantamı alıp indim diğer arabadan da Yasin inip yanımıza geldi .
Ege elimi tutup beni galeriye doğru yürüttü ."Ablacım dur düşcez yavaş olur musun?"Ege "Pardon çok heyecanlandım"
|
Holding
Zirveye Giden Yolda
Bu, bir kadının kendi gücünü kanıtlamak için çıktığı zorlu ve çetin bir yolculuğun hikayesi. Bir anne, bir iş kadını ve bir lider olarak, holdingde en üst noktaya ulaşmak için önüne çıkan her engeli aşmaya kararlıdır. Ailesine duyduğu sevgi kadar, çocuklarının geleceği için de elinden geleni yapacaktır. Gerekirse, bu yolda aile bağlarından ödün verecek ama kimseye hakkını yedirmeyecektir.
Kıskançlık, ihanet ve ardı arkası kesilmeyen entrikalarla dolu bu hikaye, zirveye çıkarken kimsenin kolayca başaramayacağı bir yolculuğu anlatıyor. Göz kamaştıran bir güç savaşının tam ortasında, bir kadının kararlılığına ve azmine tanık olmaya hazır mısınız?
( Aile dramsı da var )
Kitap Wattpad ve lnkspired de vardır!
Bu hikaye bazı kitap ve dizilerden esinlenilmiştir!
|
Hür Kuş Başak Başak |
Hür Kuş
Kim hür kuşun kanatlarına zincir takabilir ki?
|
Serseri̇ler
(...) "Korktuğunu da biliyorum ama benden korkmazdın ki sen. Ben sana zarar vermem ki." diyen fısıltısı ise çaresizdi.
"Sus artık," diyebildim zar zor. Benim sesim de oldukça silik bir fısıltıdan ibaretti. "Sus ki gidebileyim. Sus." Fısıltım onunkine benziyordu çünkü şu an ben de oldukça çaresiz hissediyordum.
"Gitme," dedi tek nefeste. "Ben susarım, gerekirse bir daha hiç konuşmam ama sen bir daha gitme Alya." Gözlerimin yanmaya ve ıslanmaya başladığını hissettim, nedenini bilmesem de dişlerimi sıkarak çenemi dik tuttum. Arkama dönmek yerine önümde doğmaya başlayan güneşe bakmayı sürdürdüm.
"Bana `gitme,` demeye hakkın olduğunu mu zannediyorsun?" diye sordum kısık ama düz bir sesle. Arkamdan gelen hüzünlü bir iç çekiş duydum, sanki nefesi titriyordu.
"Sana `gitme,` demeye hakkım var mı Alya?" diye sorduğunda kadife sesinde saklı birçok anlam vardı. Yaşlar akmasın diye dudaklarımı dişledim sertçe ama engel olamadım. Şakaklarımdan aşağı iki damla yaş yavaşça süzülürken başımı yavaşça iki yana salladım. "Yok."
|
Kim Bu Fakirhane Prensi (Texting)
Bambaşka bir kurgu
|
Kan Beyaz
Doğum günü Ölüm günü olan bir kız. Hayatın gerçekleri tokat gibi yüzene çarptığı bir kız.
Mutluluk ve neşe içinde uyandığı günün gecesinde hayatı değişir. Kendini ailesine sevdirmeye çalışan, bir kurt misali sevgiye aç olan, en sevdikleri, en güvendikleri tarafından mahvedilen ve enkaza dönüşen bir kızın hikayesi. Beyaz hayatının her yerinde iken. Ve kendisi gibi saf ve temiz iken artık kirlenir. Ve KAN BEYAZ olur
|
İki̇ Nokta
|
Kalplerin Cinayeti
Bir savcının yolu her zaman belli değildi. Bazen bir cinayet, bir suskunlukla. bir suskunluk ise bir cinayetle sonuçlanabilirdi. Ve bu cinayetlerin sonsuzluğunda boğulan o insanlar yine hukukçular olurdu.
...
"B-ben öldürdüm onu. Ellerime sevdiğim kadının kanı bulaştı. Yıkıyorum geçmiyor ve geçmedikçe canım daha çok yanıyor"dedi buğulu sesiyle.
"Suçlu olan sen değilsin. bu bir cinayet ve bunu çözeceğime inansan iyi edersin. Bana inanmayan insanlardan hazzetmem doğrusu." dedim ve belki de onun içindeki sönmeye başlayan umut ateşine bir odun attım. Ateşi harlandı lakin benim düşüncelerimi yakmaya yetmedi...
|
Acılarımı İçinde Hisset
Bir kız vardır hayatı güzel gözükür ama asıl cehennem onunkidir.
"Acılarımı Içinde hissetin mi" dedim gözümden yaşlar akarken
"Hissettim"dedi net bir şekilde ben onun acısını içimde hissetmiştim oda benimkini bizi tek anlayan birbirmizdi....
|
00:01 Pembe Aşiklar Sokaği
Efla: Ben bir tek seni sevdim ve ömrüm boyunca da seni sevmeye devam edeceğim.
|
Kayip Kalpler
Yıllar öncesinden kurulmuş ajan grubu. Düşman oldukları anda başlarına gelen olaylar...
4 kişilik ajan grubuna karşı 4 kişilik Türkiyeyi dehşet içinde bırakmış katil çetesi...
kazanan kimler olcaktı...
|
Yırtık Ruh
Sevdasına geç kalan ve geçmişinden kaçan bir genç adam vardı. Bir gün geriye döndüğünde hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulamamıştı.
Sevdiği kadın kayıptı. Onu bulmaya çalışırken hayatın ve kendi içindeki sırların da kapıları kendisine aralanıyordu.
•
11.07.18 • kurgu
01.09.18 • yayın
|
Ruh Kapanı
Tutsaklık neydi?
Dört duvar arasına sıkışmak mıydı yoksa birinin esaretine hapsolmak mı?
Ben ruhumun esiri olmuştum. Kendimi ne zaman kaybettim bilmiyordum.
Peki ya O, beni ne kadar tanımıştı? Kendimi ruhumda kaybetmiş olmama rağmen ne kadar bulmuştu beni?
Yağmurun altında durmuş önümdeki hiçliğe bakıyordum. Karşımdaki uçurum muydu derin olan yoksa ruhumdaki yaraların izleri mi?..
Burası kendimi aradığım yerlerden biriydi ve şimdi arkamdan gelen yabancı sesin sözlerine şahit oluyordu. "Kimi insanın ruhundaki kesiklerdi asıl uçurum. Oysa sen o kesikleri kapatacak kadar güçlüsün."
NOT!!! kitap daha önce wattpadde yayınlanıyordu buraya geçiş yaptığım için ilk bir kaç bölümdeki görsel açıklarını düzenledim.
|
Bekleyiş
Kendimi güzel diye adlandıramazdım belki. Ne boyum uzundu, ne nefes kesen güzelliğim vardı; ne gözlerim renkliydi ne de ince belim, güzel bir fiziğim, kadife gibi sesim, bembeyaz tenim. Hikayelerden fırlamış bir kız değildim anlayacağınız. Zaten benimki de hikaye değildi. Hayattı.
Yalnızca okuduğum öykülerdeki o güzel ve saf kızların, yakışıklı ve mükemmel erkeklerle olan aşk hikayeleri yoktur hayatta. Yolda yürürken güzel diye adlandırmayacağınız insanların da bir evlilikleri, sevdaları, hayatları olduğunu görürsünüz. Ben o sıradan insanlardan biriydim. Ne tesadüflere, planlara, çekişmelere; ne de eli silahlı adamlara, mafyalara, belalara dair bir iz vardı hayatımda.
Aşkı güçlü kılan kalpteki zincirlerdir, yaşanan çekişmeli ve kaçırılmalı olaylar değil. Her aşkta ortak tek bir şey vardır, o da kaybetme korkusudur. Çünkü bir yerde sevgi varsa korku da baş gösterir. Sevileni kaybetme korkusu. İşte bu korkuyu herkes yaşar.
Ben Hülya. Beraber büyüdüğümüz kapı komşum Sefa`ya aslında âşık olduğumu onu kaybedebileceğimi fark edince anladım. O ise zaten yıllardır kalbinde benim için bir sevda büyütmüştü.
|
Göğüm Öksüz Kaldı
Zahid Araz. Birdaha dönmemek üzere evden çıktığında attığı adımların onu nereye götüreceğini bilmeden gidiyordu. Kederiyle, öfkesiyle ve yorgunluğuyla; kaderine gittiğinin farkında olmadan.
Bir başına, dünyanın orta yerinde öylece kalmış kimsesiz bir gencin hikayesi. Hayat onu öyle insanlarla karşılaştırdı ki, hikâyenin sonunda bulunduğu yer onun için hayal edemeyeceği bir nimetti. Üstelik kan bağı olmaksızın aile olmak nedir öğrenmişti.
"Bazen attığın adımların seni nereye götürdüğünü bilmeden gidersin. Kederinle, kaderine gidersin. "
Bu hikâye Zahid`in ve hayatına giren güzel insanların hikâyesi.
|
Ar-Ef
-Ulan "beni neden sevmiyorsun?" diye sorulur mu be adama sonra "seni baban bile sevmemiş ben mi seveceğim?" derse ne diyeceğim?
-Ben çok sonra anladım kimse sevilince sevilmiyor, özlediğinde özlemiyor, beklediğinde gelmiyor. Kafanı yastığa koyup gözlerini kapattığın an anlıyorsun. Değmiyor...
-Baksana umudumuz olmadan yaşıyoruz "lanetli" teriminin karşılığıyız biz.
-Bizim hayatımız şu; doğdu. Tutunmaya çalıştı. Tutunamadı. Rol yaptı. Öldü"
"Nereden bilebilirdik birbirimize bu kadar ait olduğumuzu."
"Ar-Ef isimli ilk kitaptır. İsim hakkı kullanıldığında yasal yollara başvurulacaktır. "
|
Merdan Cihangir
Topraklarından doğduğu zaman ayrılmak zorunda kalan bir varis.
Babasının katlini öğrenen bir oğlan..
Kan davası..
Mithat CİHANGİR oğlu Merdan Cihangir..
|
Eşzaman
Geçmişimde yalanlar, sırlar ve ihanetler vardı. Öğrenmem gereken belki de gerekmeyen birçok şey yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Üzerime bir yük bırakıldı. En büyük yüküm ise ruhuma, kalbime savaş açan o tarçın kokulu adamdı...
Tarçın kokusu hatırına gözlerimi kapattım ve sana bir Aralık akşamı tutuldum.
O öyle bir Aralık akşamıydı ki yönüm sadece sen oldun.
"İnsanlar sanıyor ki geri döndükleri zaman her şeyin eskisi gibi olacağını ama yok öyle bir dünya! Kim için ne için vazgeçtiysen ona git Kahraman!"
"Beyda.. vazgeçmedim senden..."
⁉Aşka inanmayan bir yazardan aşkı okuyun⁉
✨Kapak tasarımı bana aittir.
✨Eski Başlama Tarihi: 20.04.2022
Kitappad ve Wattpad`de tek bu isimle olan kitap!
|
Lanetli Doğum Günü/ Tek Bölümlük
Her şey bir doğum günü kutlaması ile başlar fakat kutlanılmaması gereken bir doğum günü. Ölümün kol gezdiği bir daire. Sevdiklerini kaybeden bir genç adam, üflenmemesi gereken mumlar.
Lanetli bir daire.
Ölümün onlara çok yakın olduğu saniyeler.
O daireye taşınan bir genç kız doğum gününü orada kutlarsa ne olur?
Bir doğum günü, lanetli bir doğum günü.
"Doğum günü, lanetin başladığı gün."
|
Alt Komşu
Bilinmeyen Numara*: SESİ FULLLEEEE
Kimdi bu manyak?
Cevap verip vermemek arasında tenezzülde kalsamda çoktan ellerim kılavyede dolaşmaya başlamıştı
*Siz*: Pardon da siz kimsiniz?
Anında mesaj gelmişti.
*Bilinmeyen Numara*: Ben mi? Ben yan yana geldiğinizde benden kaçan alt komşunuzum.
*Siz*: sizden kaçtığım falan yok.
|
Sınıfın Dışındakiler "Dostluk"
Mücadele içinde birbirine tutunan bir grup genç ve peşlerini bırakmayan kötü bir geçmiş.
Ya geçmişe takılıp kalacak ve yok olacaklardı ya da birbirlerine tutunup geleceğe umutla bakacaklardı.
Zorlu bir hayat sınavı onları bekliyordu.
"KANIYORUZ GENÇLER NE ÖLÜYÜZ NE DİRİ!"
|
Sonsuz
İçimizdekileri anlatsak bile anlayacak kimse yoktur aslında. Bu yüzden çoğumuz susar. Bu suskunlukların içinde bulmuştuk biz birbirimizi. Bu karanlığın bu sahteliğin içinde. Ne kadar doğruydu bu yaşadıklarımız? Ya da yanlış denilebilecek birşey mi yapmıştık? Biz beş genç ailelerimiz tarafından cezalandırılmak için gönderilmiştik buraya...
|
Kalbimi Bilen
Aslında biz çocukken başlamıştık aynı hayatı yaşamaya. Bir çift yeşil gözde hayat bulmuştum.O ise bilmeden kalbime aşk tohumlarını serpmişti
|
Mutlu Sonsuz
Hayat ,upuzun bir yola açılan kapının anahtarı
İnsanların , imtihan soruları
Kaderin ,gayrete aşık olduğu bir var oluş
Anlamlarını ,insanların kendilerinin yazdığı
Yaz kış demeden koştuğu maratondur
Elde edilen bir haktır, yaşamak ,kimsenin vermediği ,Allah’ın tayin ettiği bir atamadır ,hayat….
HAYAT
En soğuk mevsimin, içi ısıtan battaniyesi,
Kuru ekmeğin karın doyuran tadı,
İnsanı tebessüm ettiren bir gülücük,
Paha biçilmeyecek kadar ender bulunan,
Bir dosttun tuttuğun elidir, Hayat
Soğuk bir kış gecesinde ,Kayseri’de yaşayan Halime ile Talha birbirini çok seven iki kalbe sahiptiler. Birine bir şey olsa (Allah korusun) diğerinin canı sıkılır ve sevdiğinin elini sımsıkı tutup , onu hiç bırakmayacağına söz verir. İşte böyle bir aşktır onlarınkisi….
Gene böyle bir kış gecesinde sıcacık bir battaniyenin içinde birbirine sarılarak film izlerken karnı acıkan Talha’nın karnını doyurmak için mutfağa gittiğinde Halime, dolapta bir şeyin kalmadığını sadece kuru bir ekmeğin bir de 2 bardak kadar sütün kaldığını görür. Sütü ısıtıp ekmeği de bisküvi gibi bir tabağın içine ufaladıktan sonra ısıttığı sütü içine döker. Sonrada tepsiye tabağı koyup içeri götürür. Tam iki kaşık bir tabak sütlü ekmek yemeye başlarken ,odanın balkonunda aç ve çok üşümüş bir kedinin sesini duyarlar. Talha balkonun kapısını açar.
Halime:Sen de nereden çıktın , kedicik?
Talha : Nereden çıktığını boş ver şimdi , mutfaktan bir kap getir de ,soframıza onunla birlikte oturmaya devam edelim?
Halime:Tamam….
Talha kedinin üşüdüğünü fark eder ve eşiyle birlikte ısındığı battaniyeyi kediye yatak yapar. Kediyi onun içinde bir güzel sarıp sarmaladıktan sonra, kendileri için yeni bir battaniye getirir.Mutfaktan kedi için tabak alıp gelen Halime de battaniyelerinin kedinin sarıp sarmalandığını görünce yüzünde ,insanı tebessüm ettiren bir gülümseme oluşur.Bunu gören Talha….
Talha: Halime , kediüşümüştü,bende battaniyemizle sardım . Bizim içinde yeni bir battaniye getirdim.
Halime:
Talha :Hadi yeni battaniyemizin içine girip kalan yemeğimizi yiyelim . Filmimizi izlemeye devam edelim.
Mutlu sonsuz ….
HEDİYE
Hacer hanım bir gün eşi Ömer bey ile hasbihal ederken ,kapılarının tokmağına vurulur. Ömer , vaktin geç olması sebebiyle ,kapıyı açmaya gittiğinde , Hacer hanım da ,gelenin kim olduğunu bilmemesinden mütevellit mutfağa geçer. 5 dakika sonra Ömer bey ,kucağında bir bebek pusetiyle mutfağa geldiğinde Hacer hanım …
- Hayırdır inşallah,kışın ayazında bu emaneti , kim güvenip de kapımızın önüne iliştirdi ki , Ömer bey.
- Bilmiyorum ki ,hanım. Yarın olsun da sabah ezanıyla ,Ali komiserin kapısını arşın edelim . Şimdi ,evde süt var mı ?Sen onu söyle .Marketi açtıracağım komşu Yakup efendiye .
- Dünden ,Sare abla getirmişti.Ben de onu kaynatıp sonra da bir kazan yoğurt yapmıştım. . En iyisi sen marketi açtırmışken bir kutu bebek maması ile süt de alıver ,Ömer bey .
- Olur , hanım.
Hacer hanım,kucağına emaneti alıp ,sobanın başına kurulur. Eşi gelene kadar,sabinin altını evdeki temiz bir çarşafı ,alt bezi olacak şekilde keser ve bebeğin altını değiştirirken de bir efe olduğunu görür.
Ömer bey,Yakup efendinin marketinden alacaklarını satın alıp ,durumu da kısaca izah ettikten sonra koşar adım,iki emanetine gider.İlki gönlünün sevdiği, diğeri ise bu gece fidansız ev misali iki yüreğe fidan olan emanetine .
Eve vardığında hanımıyla ,emanetini sobanın eşiğinde birbirine sarılı vaziyette uyur halde bulur. Bebeğin üzerine baktığında ise,en kıymetlisinin anne yadigarı çarşafının kesilip idareten de olsa bağlandığını görür ve hanımına bir kez daha hayran olan Ömer bey ,önce emaneti kucağına alıp yatak odalarına götürür. Çocukları için yaptırdıkları beşiğe sağını solunu yastıklarla sararak yatırır. Sonrasında Hacer hanımı da kucağına alıp ,yatağa yatırırken alnından öper. Hacer hanım , uyanır ama sonrasında Ömer bey ,uyumasını istediği için gözlerini yumar. Ömer bey ,aldıklarını yerleştirir. Sonrasında emanetinin altını bir kez daha aldığı alt bezi ile değiştirip, üzerinden çıkanı da çamaşır sepetine koyar. Alt değişimi yaptığı esnada ,emanetlerinin bir efe olduğunu görür. Bütün işlerini tamamladıktan sonra ,Ömer bey, hanımının başını omzuna koyar ve o da derin bir uykuya dalar .Ta ki , minik misafirleri acıktığı için ağlayarak uyanana kadar. Ömer bey ve Hacer hanım aynı anda uyanırlar. Birbirlerine bakıp tebessüm ederken minik misafirleri ağlamaya devam etmektedir. Ömer bey,minik efe’yi kucağına alırken ,Hacer hanım ise minik efe için mama hazırlamaya mutfağa gider. Maması hazır olduğunda ,daha fazla bekletmeden minik efenin karnını doyururlar. Sonrasında uykuya dalan bebeğe ,tebessüm ile bakarak ,hayale dalarlar. Çünkü 3 senedir evli olan Ömer bey ve Hacer hanımın henüz bir evlatları olmamıştır. Ve de bu hayali yüreklerine yeni yeni misafir etmişlerdir. Anne ve babaları , genç iken anne ve baba olmalarını öğütleselerde ,iki kalp birbirine yorgun bir sorumluluk yüklemek istemedikleri için kalplerini kırmadan bu konuyu geçiştirmişlerdir.Minik efe uyuduktan sonra Ömer ve Hacer hanım da uymaya devam ederler .Bu sefer ise iki ayrı yerde değil , oturma odasında minik efe Ömer beyin kucağında ,Hacer hanım ise Ömer beyin omzunda sobanın kenarındaki halının üzerinde ,Ömer beyin başı duvara yaslı bir halde uykuya dalarlar.
Sabah ezanı okunurken Hacer hanım uyanır, Ömer beyin kucağına sarılı minik efe’yi ,misafir yatağına yatırır.Sonrasında abdestini alır ve Ömer beyin ,başucuna oturur.
- Ahiretimde bana yol arkadaşı olmaya talip ,güzel cemalinde yer alan ,Allah’ın basar sıfatını hediye eylediği güzel gözlerini aç ve kalk abdest al ki sabah namazımda imamım olasın .
Ömer bey ,hanımın bu ince nidası üzerine uyanır ve ayağa kalkmadan önce hanımın basar sıfatını ifa ettiği güzel gözlerinin örtüsünden öper. Sonrasında abdestini alıp , hanımının isteğini yerine getirir. İki Allah yolunda birbirine yaren kalp ,namazlarını kılıp dualarını aşikar ettikten sonra tesbihat esnasında ,evin taze misafiri ,sanki beni unuttunuz der gibi ağlamaya başlar. Bu nidayı duyan kalpler ise ,içlerinden kabul olmasını istedikleri bir dua geçirir
-Yarimin gönlünü benden razı eyle, onu bu güzel sesin verdiği tebessüm ile hediyelendir ,Allah’ım (içlerinden diledikleri dua ).
-AMİN
-AMİN
Minik efe ‘nin alt değişiminden sonra Ömer bey ile Hacer hanım, kucaklarında minik efe ile karakola giderler .Ali komiserin kapısının önüne geldiklerinde ise , Hacer hanım kucağındaki emanetine hüzün dolu bir tebessüm ile bakar . Ömer bey,hanımın mahsuniyetini görmemek için ondan yana hiç bakmaz ,sadece kucağında tuttuğu minik efeye bakıp tebessüm eder ve kapıyı tıklanır, üç kez. İçeriden girin sesini duyduklarında Hanımın kucağından minik efeyi alıp ,içeri hanımıyla beraber geçen Ömer bey ,Ali komiser’e durumlarını eksiksiz anlatır. Ali komiser
-Hocam, ben şimdi arkadaşlardan kamera görüntülerini isterim. Sosyal hizmet memurlarını arar ,bilgi veririm.Bu sırada da komiser arkadaşlar ,bebeği hastaneye sağlık kontrolüne götürürler. Bize teslim ettiğiniz için teşekkür ederiz. Herhangi bir gelişme olduğunda size haberdar ederiz.
-Teşekkür ederim, komiserim . Biz ,emanetimizi önce Allah’a sonra da size teslim ettik.Artık müsaade isteyelim.
Ömer bey, sözü bitimiyle ,Hacer hanım’a ,haydi der gibi bakar .Ama hanımında ki hal iyi değildir ki , keza ayağa kalkar kalkmaz ,bayılması bir olur. Ömer bey, nerede olduklarını unutup ,hanımına sesli bir nida ile seslenirken , hanımının onu işitecek bir ahvali yoktur. Ali komiser , ambulans çağırır ve Hacer hanım ile beraber emanetleri de Zeynep komiser refakatinde aynı ambulansa biner . Ömer bey, bayan komiserin ellerine temas etmeden ,minik efe’yi kucağına alıp,hanımının kucağına iliştirir. Hacer hanım ,minik efenin kokusunu duyumsadığı anda gözlerini açar ,Ömer bey gözleri yaşlı bir halde ,gözleriyle hanımından onu mahsun ettiği için helallik ister. Hacer hanımın ise kucağındaki sabi emanetini kokusunu almaya devam ederek ağlamaya devam eder. Hastaneye geldiklerinde ,önce emanet ve Zeynep komiser iner. Ardından sedye de Hacer hanım ve onun ellerinden tutan Ömer bey .
Acil de Ömer bey’i içeri almazlar. Hacer hanım genel yapılan kalp şeker tansiyon ve kan tahlilleri yapılır.
2 saat sonra
Hacer hanım ile ilgilenen doktorlar,Ömer beyi ,hanımın yanına çağırıp , Hacer hanımın üzüntü ve yorgunluktan bir süre uzak durması gerektiğini ve bunun sebebinin de gebelik olduğunu Ömer bey ve Hacer hanım’a açıklarlar . Akması hiç durmayan gözyaşları bu sefer şükürden akar. Çünkü sabah namazının ardından sessiz dile getirdikleri duaları kabul olmuştur. 2 saat içerisinde minik efe de sosyal hizmetler memurlarınca teslim alınmış ve erkek çocukların kaldığı çiğdem evlerinden birine yerleştirilir. Ve bilgisi teslim eden karakol ve sosyal hizmet memurları ve ilgilenen danışmanlar dışında kimseye verilmez.
2 yıl sonra
Ömer bey ve Hacer hanımın 1.5 yaşlarındaki kızları Sare ile beraber ,evlat edinmek için başvuru yaptıkları Aile ve Sosyal Hizmetler il Müdürlüğündedir. Ali komiserin memurları araması sonucunda ,iki sene önce evlerine misafir ettikleri minik efe İsmail’i evlat edinmeye gelmişlerdir. Devlet bulunan çocukların kimliklerini kendi verdikleri isimlerle çıkarıyordur. Bulunduğunda herhangi bir mektup veya yazı olmadığı için de ,devlet ,minik efeye, İsmail ismini vermiştir.
5 yıl sonra
Sare 6.5 yaşında ,İsmail Efe ‘de 7.5 yaşındayken ,Ömer bey ve Hacer hanım aile büyüklerinin ikazlarına uyarak Pedagog Meryem hanımın eşliğinde İsmail Efe’ye evlatlık olduğu sürecin en başından beri anlatılmış ve de kendilerine anne ve baba yerine , Hacer teyze ve Ömer amca diye hitap etmesini istediklerini de açıklamışlardır.
15 sene sonra
İsmail Efe ,Ömer ile Hacer hanımın da isteği üzerine 15 yaşındayken komşuları olmaya başlamıştır. Ömer ,İsmail Efe’nin dini eğitimine çok özen gösterdiği için bu komşuluk konusunda en ufak bir sıkıntı yaşamamışlardır. Şimdi ise kızları Sare ve oğulları İsmail Efe’nin sözleri ,aile büyüklerinin de şahitliği ile kesilmektedir. Üniversite sırasında İsmail Efe ,Sare ‘ye gönül düşürdüğünü Ömer amcasına dile getirmiş , Hacer hanım ise kızı Sare ile konuştuktan sonra bu evliliğe oluru olduğunu görünce sözlenmelerine karar vermişlerdir. Okul bitene kadar da sözlü kalacaklar ve sonrasında evleneceklerdir.
Mutlu sonsuz……
Bir öğretmenin hikayesi
Arif hoca ,bir gün öğrencilerine ders bitiminde yakın bir soru sorar. Bu soru,
-Çocuklar ,sizce iyilik nedir?
Matematik öğretmenlerinden böyle bir soru beklemedikleri için çocuklar alayla karışık söz almadan konuşmaya başlar. Kuru gürültü den gelen sesler ise ;
-İyilik ,boş iş hocam, insan yaptığı işin karşılığını alamıyorsa yapmamalı,
-İyilik,enayiliktir hocam,ancak aptal insanlar iyilik adı altında kullanılırlar.
-İyilik ,puan toplamadır,hocam .Çünkü seçimlerde iyilik etmedikleri halde iyilik ettik gösterisinde bulunanlar kazanıyor.
-İyilik ,diye bir şey yoktur hocam,çıkar vardır,reklam vardır, sergileme vardır ama iyilik yoktur hocam…
Arif hoca ,öğrencilerin bütün cevaplarını kameraya alır. Daha doğrusu sergiledikleri kuru gürültüyü çeker,ertesi gün aileler ile veli toplantısı vardır. Hiçbir şey söylemeden ailelere bu videoyu izletir ve sonra ailelere İYİLİK konulu bir seminer verir. Toplantıya gelen veliler ,çocukların notlarını değil algı bozukluğunu öğrenip evlerine giderler. Evlerine gittiklerinde ,çocuklara verilen ceza katsayısı bir den yüze çıkar. Çünkü Arif hoca, İYİLİK seminerinde ,Peygamber Efendimizden ,Sahabelerden ,ünlü düşünürlerden ve pek tabii en başta Kur’an –ı Kerim den ayetler ile İyilik seminerini düzenlemiştir.
Ertesi gün ,Arif hocaya tepkili öğrencilerin hiç biri gelmez.Bir öğrenci hariç ,O da Mehmet Akif tir.
-Hocam,neden bizim videomuzu çekip,velilerimize izlettiniz?
-Sizin değil,ailelerinizin cehaletini göstermek için Akif.
-Hocam ,ailelerimiz cahil değil ki fakir olmayan orta halli ve zengin insanlar .
-Akif ,sence ‘’İnsan’’, ne demek?
-Bu ne saçma soru hocam, ya sizin ve benim gibi varlıklar.
- Hayır Akif, İnsan :Komşusu açken iken tok uyuyamayandır ; İnsan : Elinde olanı paylaşamıyorsa göstermeyendir; İnsan : Ellerine sağlık hitabını ,hizmet aldığı herkese söyleyebilendir. ; İnsan : Kendinden başkasının ahvalini de merak edendir. ; İnsan: Özele saygı duyan,genel de varsa bir hata fikir birliğiyle çözüm bulunabileceğine inanandır.
İnsan tek düze değildir, Bir ailedir, bir toplumdur, bir komşudur, bir yol arkadaşıdır.Sadece bir olan Allah’tır. İnsan bir değil bütündür.
İyilik ise karşılığını bekleyenin tefeci olduğu, sadece Allah rızası için yapılan , bazen bir sadaka ehemmiyetinde olan bir soyut ama somut bir kavramdır.
Akif, Arif hocanın yanından ayrıldıktan sonra ,hayatını gözden geçirir ve Arif hoca da Akif ‘in o günden sonraki değişimini görünce mutlu olur. Diğer öğrenciler durumu bu hikaye de vardır ama gaybtadırlar ama hikayenin yazılış amacı bir şeyleri hatırlatmaktır. Vesselam ….
|
0% |