apartman yöneticisi |texting
05**: Selamın aleyküm Hamdi amca
05**: Hamdi amca bu suyu biz nasıl açacaktık?
apartmanyöneticisi: Ne suyu?
05**: çeşme suyu Hamdi amca
|
Hüma Kuşu
Hüma kuşunun efsanesini bilir misiniz?
Hüma kuşu, sürekli uçan yere konmayan kimseyi incitmeyen ve dirisi ele geçirilemeyen bir kuştur. Efsaneye göre gölgesi kimin üstüne düşerse kısmetinin açıldığına, bereket veya bolluğa ulaşacağına veya hükümdar olacağına inanılır. Kısacası Hüma: iyiliği, güzelliğin, dostluğun, barışın, cömertliğin, cesaretin, gücün ve kuvvetin kimi zaman aracı kimi zaman kaynağıdır.
Adımın anlamı da buradan geliyordu.
Doğduğumda benim kulağıma fısıldanan isim buydu.
Hüma…
İsminin hakkını verebilmek şöyle dursun, hayatına girdiğim herkesi kelimenin tam anlamıyla yakıp yıkmıştım. Benim varlığım yıkımın ta kendisiydi. Enkazımdan canlı çıkanlar sayılıydı.
Hayata bir sıfır yenik başlamıştım.
Babamın zaten hali hazırda bir ailesi vardı. Aslanlar gibi diye hitap ettiği oğlu ve güzeller güzelim diyerek sevdiği biricik kızı vardı. Tabii onların annesi de.
Benim annemse babama çaresizce tutunan öteki kadındı.
Biz onları hep bilmiştik, onların ruhu bile duymamıştı.
Bunun bizim için üzücü olduğunu düşünürdüm çocuk aklımla bile. Oysa gerçek acıyı daha hissetmemiştim.
Asıl kıyametimin kopuşu annemin ben on yaşındayken ölmesiydi.
Ondan sonra babamı görmemiş, duymamış, yetimhanede evlat edilinmeden on sekiz yaşına gelebilmiştim. Yetimhaneden sonra da bir şekilde hayatta kalmayı başarabilmiştim.
Bildiklerim de gördüklerim de ailem de maziden başka hiçbir şey değildi.
En azından bir gün ansızın geçmişim önüme çıkana kadar öyleydi.
Ben Hüma ve bu da benim mahvettiğim, yakıp yıktığım insanlardan geriye kalan hayat hikayem.
|
Kış Papatyası (Tamamlandı)
Sezen 5 yıl önce tacize ve şiddete uğradığı Karayağız Mahallesi`ne geri döner. Tıpkı gidişi gibi gelişi de yağmurların altında olur. Psikolojik olarak çok sorunlar yaşayan Sezen mahalleye döndükten sonra da aynı sorunları yaşar.
Feza yıllardır Sezen`e olan aşkından mağrur bir kale haline gelmiştir. Onun gidişini yağmurların altında izlemiştir. Hiç bir şeyden haberi olmayan Feza bir çok konuda Sezen`i zorlamaktadır.
Yıllar bu ikilinin yaşlarından çalmış olsa da aşkları hep baki kalmıştır.
Dünyada bir kuytu köhneyim. Ruhunu kaybetmiş bir beden, feneri olmayan bir liman gibiyim. Karanlık bir odada hiç bir çıkışı olmayan boşluktayım. Kaderimin bana sunduğu bir dizi uçurumdayım.
|
Kalbimin Ezanı
“Ama biz kaybetmeyelim,Hasna. Çünkü ben sende kaybolurken seni kaybedersem tamamen kaybolurum. Allah kabul etsin kalbimin ezanı. Allah senin orucunu, sende beni kalbine kabul edersin inşaAllah.”
|
Gülveren Mahallesi
Bir gün işe gitmek için hazırlanırken ayakkabımın içine gizlenmiş gizemli bir mektup zarfı buldum. Sonrasında ise her şey değişti.
|
ayağını denk al, polis |texting
05**: ayağını denk al!
deniz: almazsam ne olur?
🚔çerez tabağınıza konya şekeri olmaya geldim🍬
|
Bir Taş Attım Pencereye Tık Dedi
Her aşk kapıyı çalıp içeri buyur edilmez. Bazı aşklar, kapıyı kırarak, bazı aşklar balkondan içeri taş atarak girer. Onların aşkı bir taşın "tık" etmesiyle başladı.
-
31/03/2024
|
Gerçek Sevda
Ailesi tarafından sevgi görmeyen Kardelen aşık olduğu adamla bir yuva kurar. Kendi küçük ailesiyle mutlu bir şekilde yaşarken gerçekler bir bir ortaya çıkar.
***
|
LAHZA
Her an yeni bölüm gelebilir!
|
Kaçan Kovalanır / 𝚃𝚎𝚡𝚝𝚒𝚗𝚐
Hırsızlık çetesinin liderinin verdiği iftara katıldım çünkü "Mübarek gün de bu kadar günahımız yeter" demiş ve tüm mahalleyi iftara çağırmıştı ta ki iftar sonunda herkesin cüzdanı ve telefonu çalınana kadar.
Her şey böyle başlarken hırsızın benim telefonumu geri göndermesi tamamen şaşırtıcıydı.
|
ZÜMRA
Hayatında tüm zorluklara kendi başına göğüs germiş ,kanayan dizlerini tek başına saran bir KADIN; Zümra GÜMÜŞAY.
Sevmelerin en çok yakıştığı bir ADAM; Aslan HANCIOĞLU.
"Aşk hafızım, iki yüreğin birbirinde soluklanmasıdır."
|
Yıkılan Hayallerin Ardında
Gülşah 17 yaşında annesini kaybetmesi ve babasının başka bir kadınla evlenmesi üzerine Ankara`dan İstanbul`a abisinin yanına gider. Abisi 80 darbesinden sonra hapse girer ve babasının yanına Ankara`ya geri döner. Babası Gülşah ve kardeşini kabul etmeyince Gülşah`ın hayatta kalma mücadelesi başlar. Toplum baskısı yüzünden kardeşinin ustası Iraz Fazlıoğlu ile evlenmek zorunda kalır. Gülşah`ın ayakta kalma mücadelesi evlendikten sonrada devam etmektedir.
1980 yılında geçen bir mahalle hikayesi
|
Dilek Ağacı
İngiltere`ye kaçarcasına giden eslem 3 yıl sonra yaşadığı yere geri döner ve geri döndüğünde bazı şeylerin değişmediğini farkeder,değişmeyen şeylerden en önemlisi de abisinin arkadaşının hala onu beklemesidir.
|
SENSEDİM
"Sen benim yuvamsın Asel. Geçmişim, geleceğim, şimdimsin. Bir sen ol yeter bana ama sensiz olmaz. Seninle nefes alıyorum. Seninle güzel her şey. Ömrümün yettiği kadar sadece sen. Seni sevmeyi durduramıyorum, durdurmak istemiyorum."
Yirmi altı yıllık hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Onsuz bir âna bile rastlamadım.
Benim için imkansız ve uzak olan bir ânda yakın olmuştu. Nasip, ne kadar güzel bir şey. Hep bir zamanı vardır dedim. Bekledim. Sonunda o zaman dilimi gelmişti. Asaf... Yarınlarımın sahibi. İçimdeki en güzel yere sahip adam. Kalbim sahibine kavuşuyordu galiba sonunda.
~
Asel Sönmez ve Ali Asaf Kaya
Savcı ve pöh`ün hikayesini okumaya hazır mısınız?
|
Hüzün Kovan Kuşu
Kaderi birdi onların. Daha ilkokul çağında vuruldu Kaya Saygıner o yanağında iki koca çukur taşıyan ela gözlü kız çocuğuna.
İki inatçı keçiydi onlar ne birbirlerinden vazgeçer ne de bir araya gelirlerdi.
Büyüdüler, birbirlerinin en büyük zaafları oldular. Hatalar yaptılar. Yalanlar söylediler.
Birbirlerine hasret kaldılar. Aşklarından yanıp tutuştular.
Ama kaderleri birdi işte onların. Eninde sonunda dönüp varacakları liman yine aynıydı.
Ya kabullenecekler ya da yüreklerini kavuran ateşte kül olup sonsuzluğa ereceklerdi.
|
Şakadan Aşk
Hayatının yalan olduğunu öğrenen ve bir yalanla hayatına giren hayatının aşkı
|
SATIRLAR ARASI AŞK
" Ne zaman yalnız hissedersen dön bak arkana çünkü her zaman senin için orada olacağım."
Babaannesinin hastalığı yüzünden eski mahallesine geri dönen Hakan...
Sakince mahallesinde yaşayıp giden Züleyha...
Bir mahalle kurgusudur.
|
ÇIKMAZ SOKAK (Mahalle kurgusu)
Kalp akıl işi değildi. Kalbe söz geçiremezdin. Eğer sevdiyse, sevme diyemezsin. Dinlemezdi. Onu sevmek istememiştim ama en çok da onu sevmiştim. O ise beni hiç sevmemişti. Onun için çocukluğundan öylesine bir hatıraydım sadece.
Nazlı`yden. Nazlı Aladağ. Babasının Nazlı kızı. Annesinin baş belası. Abilerinin kıymetlisi. Onunsa hiçbir şeyi.
Emre. Benim kalbimin en büyük yanlışı.
************
Hâlâ eski Naz`sın."
"Değilim," dedim keskin bir tonla. Eski Nazlı severdi onu, çok aşıktı ona. "Çok zaman geçti üstünden. Büyüdüm ben."
"Evet," dediğinde gözleri gözlerimi buldu. Gözlerimin içine bakarak konuştu. "Büyümüşsün."
"Niye geldin?" Sesim istemsiz sitemli bir şekilde çıkmıştı. "Sıkılmıştın buralardan, öyle diyordun abime en son?" abime dediğim kısmı özellikle bastırmıştım.
"Naz, sen bana sinirli misin?"
"Ben sana niye sinirli olayım, Emre?" dedim kendimle çelişip, sinirli konuşurken. "Sen benim hayatımda mısın ki sana karşı herhangi bir duygu besleyeyim?"
Şaşırmıştı. "Biz beraber büyüdük, Naz. Değil miyim hayatında?"
"Değilsin!" dedim bir hışımla. "4 yıl oldu, Emre. 4 yıl. Öyle senin her yaz burada olmandan bahsetmiyorum ben. 4 yıldır hiç gelmedin sen. Arayıp sormadın bile. Sence sen benim hayatımda mısın?"
***
|
Nasipse Kocan
evden dershaneye, dershaneden eve giden bir kızın hayatında ne gibi bir değişiklik olabilir ki
|
BÖRÜLCE/MAHALLE KURGUSU
`` Sen gittin, ben öldüm.``
`` Ben geldim``
`` Sen, kalbi kırık Ahu için ölüsün, sen yoksun Cihangir. Ben hala ölüyüm.``
Yaşanamayan bir aşk hikayesiydi, ben bu oyunda başrol mü, figüran mıydım bilmiyorum...
Cihangir&Ahuzar
|
Kırlangıç Uykusu
Deniz kokusunun, zeytin ağaçlarının yapraklarıyla cilveleştiği kasabaya adım attığı anda şehre aşık olan öğretmen Aziz, bir gece dolaşmaya çıktığında karşılaştığı yavru köpek ve sarı saçlı oğlan çocuğuyla kendini hiç beklemediği bir başka serüvenin içinde bulur. Bu serüvende ona kırlangıç kuşlarının aşkı fısıldayan sesleri eşlik ederken, beklenmeyen bir misafir kapılarında belirecek ve kulaklarında çağlayan aşk şarkılarının sesini kısmaya çalışacaktır.
Bazen hırçın, bazen durgun ama sürekli içindeki dalgalara mahkum olan Deniz, bir gece elinde tabakla karşısına dikilen adamı evinden içeri buyur ederken kalbinden de içeri buyur edeceğinden habersizdir. On yıl önce yaşadığı deneyimin kalp kırıklıklarını toplamaya devam eden Deniz, yüreğinin kapılarını kapattığını düşünürken içeri tatlı bir sakinlikle yerleşmeye başlayan Aziz`e yenik düştüğünde, zamansız gelen misafir tüm sakinliği silip süpürecek ve belkide Deniz`in gönül kapılarının sonsuza dek mühürlü kalmasına neden olacaktır.
"Gökyüzü ve deniz buluştu, ortaya mavinin en güzel tonu çıktı."
Bu hikayede sizleri ne bekliyor?
*Bekar, Ayakları Yere Sağlam Basan Anne
*Kalbi Kırılmış ve Aşka Küsmüş Bir Kadın
*Aşktan Yaralanmış Bir Adam
*Aile Bağları - Dostluk - Komşuluk
*Mahalle Ortamı, Sahil Kasabası
*Deniz Kokusu ve Mavi
*Eser Miktarda Komedi
*Arkadaştan Aşka
*Romantik, Soft
|
Sevda Mahallesi
Bir insanın küçük bir derdi olduğunda tanımadığı birinin bile derdini dinleyen, düğünlerde ve diğer önemli günlerde herkesin birbirine yardım ettiği, komşunun külü kapısına düşse bile sesini çıkarmayan bir mahalle düşünün.
Her zaman gülümseyen yüzlerin, içinizi ısıtacak yüreği güzel insanların mahallesi.
Tabii ki bu mahallede bir şey eksik. O da aşk.
Demir`in yıllardır içinde sakladığı büyük aşkı...
Almila`nun bu aşktan habersiz yaşaması...
|
RUH ETAVESİ
"Ben seni sevmiştim..." diye fısıldadım çaresizce. "Ben seni o tenime dokunduğunda canıma kıyacak kadar sevmiştim... Ben kızıma, kızımızın adını koyacak kadar sevmiştim seni. Kızımı sana emanet edecek kadar çok sevmiştim seni. Oysaki ben kızımı kimseye emanet edemem ki... Ben seni unutmamak için sevdiğin şeyleri yitip içecek kadar sevmiştim seni... Kışın her akşam senin de içtiğini düşünüp sıcak çikolata içecek kadar sevmiştim. Oysaki ben sevmezdim ki sıcak çikolata..."
|
Çok Sevmek Yasaklanmalı | Mahalle Hi̇kâyesi̇
Wattpad`den ulaşabilirsiniz..
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yazdığım bir hikâyeydi.
Yüzüne bakmadığım için ne tepki verdiğini görememiştim ama onu tanıdığım kadarıyla -bu da çok uzun bir zaman dilimine tekabül ediyordu- şu anda hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyor olmalıydı. "Hayır," dediğinde sesinde bariz bir sorgu vardı. Onunla konuşmaktan kaçındığımı çok iyi bildiğinden onunla sözlü iletişime geçmiş olmama oldukça şaşırmıştı.
"Bir gün bir adamın kolunda ufak bir yara açılmış." diye başladım çatallı sesimle konuşmaya. "Çok ufak bir yaramış ama, öyle hastaneye gitmesine gerek yokmuş. Küçük bir sıyrıkmış sadece." Kalbim acıyordu. Keşke bu şekilde gelmesiydi bana. Böyle gelmeseydi. Hafifçe yutkundum.
"Bir yakınından yara bandı istemiş. Kapatmış yarasını o yara bandıyla. Kısa bir süre birlikte yaşamışlar mecburen. Birkaç gün içinde iyileşmiş adam ve kolundaki yara bandını bir an bile düşünmeden atmış çöpe. İhtiyacı olduğunda hemen sarıldığı yara bandından iyileştiğinde hemen kurtulmuş." Sustum, çünkü devamını getirmek zordu. Ona hayır demek çok zordu. Hafif ıslanmış gözlerimi tekrardan gözlerine çevirdiğimde onun hâlihazırda bana bakan gözleriyle karşılaştım. Gözlerinin içine bakarak devam ettim.
"Olan da yara bandına olmuş. Temiz, tertemiz yaşamı bir çöpte sonlanmış. Çok zaman geçmiş, en sonunda biri bulup temizlemiş." Keyifsizce tebessüm ettim bir anlığına dolu dolu gözlerimle. Gözlerimdeki bakışları dudaklarıma düştü. "Eskisinden daha iyi, daha temiz görünüyormuş artık. Ama..." Gözlerimiz birleşti. "İçi paramparçaymış."
"Dilara..." Bu gece ikinci kez kestim sözünü.
"Ben yara bandının yaşadıklarını yaşamak istemiyorum."
|
Metresin Kızı
Kumral olan "Metresin kızı değil misin?" dediğinde donup kalmıştım.
Küçük çocuklardan duymak başkaydı, aklı başında insanlardan duymak başkaydı. Arkamdan konuşmaları bir yere kadar tamamdı, korkak işiydi de yüzüme söyleyecek haddi, cesareti nereden buluyordu bunlar?
*
İlerleyen bölümlerde +18 kısımlar olacaktır.
İlk kez 05.04.2023 tarihinde wattpad`de yayımlanmıştır.
Kitappad`de yayımlanmaya başlama tarihi: 28.08.2024
|
Mahalle (abimin arkadaşı)
"her zamanki gibi davransam ne olucak beni görüyor musun ki bundan sonra senin istediğin gibi kardeşinmişim gibi davranıyorum işte" dedim "ne demek istiyorsun kızım açık söyle anlamıyorum" dedi "işte senin sorunun bu bir tek beni anlamıyorsun sana nasıl baktığımı görmüyor musun sana baktığımda gözlerimin nasıl parladığını sesini duyduğumda nasıl heyecanlandığımı beni görmüyor musun Sezgin "dedim.
|
Ruh-u Revan
O an ne olduğunu anlamaya çalışırken, arkamı dönüp baktığımda annem ve babamın üzerine mavi bir örtü örtüldüğünü gördüm. Gözlerim bu manzara karşısında büyüyerek kocaman açıldı.
Abime döndüm, gözlerim büyük bir belirsizlik ve korkuyla doluydu. "Ne yapıyorlar bunlar? Neden annemle babamın üstüne örtü örtüyorlar?" diye bağırdım. Abim tepki vermedi, sadece kollarını daha sıkı sardı. Sinirim iyice kabardı; kollarına darbeler indirmeye başladım. "Bırak beni, bırak! Annemle babama ne yapıyorlar? Onlara bakacağım!" diye haykırdım.
Abim beni sıkıca tuttu, ama bu durumda daha da sinirlenip bağırmaya devam ettim. Sağlık görevlilerinin örtüyü örtmekle yetindiğini ve orada öylece durduklarını gördüm. "Açın annemle babamın yüzünü! Neden bana bakıyorsunuz? Açın diyorum, anlamıyor musunuz?" dedim, gözlerim iyice dolmuştu. Sağlık görevlileri tepkisiz bir şekilde bana bakmaya devam ederken, abim kulağıma doğru yaklaştı. "Güzelim, yapma. Bırak, görevlerini yapsınlar lütfen," dedi; sesinde bir titreme vardı.
"Onların görevi annem ve babamın üstünü örtmek değil!" dedim. Abimin kollarından ayrılmaya çalışırken bir anda elleri bedenimden kaydı. "Güzelim, onların yapacak bir şeyi kalmadı," dedi. Gözlerimiz buluştu ve gözyaşları hızla akmaya başladı.
|
AYLİZ
Yıllar sonra ailesine kavuşan Ayliz.
|
0% |